Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
4 MAYIS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Tarihini İnkâr Eden
Başbakan
Her ulus, kahramanları ile övünür. Her fırsatta on-
lara sahip çıkar; yeni kuşakların da, aynı duyguları pay-
laşarak yetişmelerini ister.Türkiye Cumhuriyeti’nin
60’ıncı Hükümetinin Başbakanı, kendi kahraman-
larını ya hiç tanımıyor ya da tanımak istemeyen inkârcı
bir yapıya sahip olmalı ki CHP Genel Başkanı ile gir-
diği bir tartışmayı yanıtlarken Baykal’da gördüğü ku-
surları söylemek yerine; rahmetli İsmet İnönü’yü he-
def almaya kalkıştı.
Ana muhalefet liderinin, kendisini Hitler’e benzet-
mesine yanıt verirken “İlle Hitler’e benzetecekleri bir
figür arıyorlarsa Führer’e özenip kendisine ‘milli şef’
dedirten eski genel başkanlarının fotoğrafına
baksınlar. Hitlervari bıyıklarının altından kendile-
rine gülümsediğini görecekler” dedi. Erdoğan’ın İs-
met Paşa’ya yönelik çoğu gerçeklerle bağdaşmayan,
acımasız eleştirileri ilk değildir. Aslında –şimdilik-
Atatürk ile ilgili olanları bilinçaltına hapsetmeyi yeğ-
lediği duyguları, çürümüş Osmanlı İmparatorlu-
ğu’nun Birinci Dünya Savaşı sonunda çöküşünden
sonra kurulan yeni Türk Devleti’nin ilk yıllarındaki ço-
ğu zorunlu uygulamalara karşı beslediklerinin bir
bölümüdür.Bugün Başbakanı olduğu Türkiye Cum-
huriyeti’nin, işgal edilmiş ve parçalanmakta olan
topraklarında, adı Anadolu İhtilali olan ulusal baş-
kaldırının sonucunda kurulmuş olduğunu bilmiyor.
Öğrenmesi için
1919 ile 1938 yılları, çağdaş ve laik bir ulus dev-
letin yapılması dönemidir ve ihtilal, kaçınılmaz ola-
rak bazı evlatlarını da yemiş; yer yer başgösteren ayak-
lanmaları bastırırken, hukuk sınırlarını da zorlamıştır.
Bu nedenle tek parti egemenliği vardır. İsmet Paşa ye-
ni devletin kurucularının isteği ile Cumhurbaşkanlığı’na
seçildikten bir yıl sonra, Nazi Almanyası’nın başlat-
tığı İkinci Dünya Savaşı sürerken, Hitler’in toplama
kampları listesinde bulunan Yahudi profesörlere ka-
pılarını açarak, İstanbul ve Ankara üniversitelerin-
de kürsü tahsis eden Türkiye’dir. Alman ordularının
işgal ettiği komşu Yunanistan’a da, çocuklarımızın gı-
dasından keserek yüklediği Kurtuluş gemisi ile yiye-
cek yetiştiren de. Nazi askerlerinin batı sınırlarımıza da-
yandığı, Stalin Rusyası’nın Boğazlar, Kars ve Ar-
dahan üstünde hak talep ettiği o soğuk savaş dö-
neminde, “Savaş sona erse de, çok partili yaşa-
mı gerçekleştirsek” diye düşündüğünü, ama “Bu dü-
şüncelerimi odamın duvarlarından bile gizlerdim;
bir duyan olur da engellemek için hazırlanır” diye
düşündüğünü, sofra konuklarına anlatan İnönü, o gün-
leri iple çektiğini söylemiştir.
İnönü’nün rüyası
1946 yılı, eski alışkanlıkların neden olduğu kimi kü-
çük sancılara karşın, demokrasiye açılan ilk deneylere
tanık oldu. Birden çok parti kuruldu. Onların katılı-
mı ile genel seçim yapıldı. Ve Türkiye, İnönü’nün rü-
yasını gerçekleştiren 14 Mayıs 1950 genel seçimle-
rini, yeni bir seçim yasasını uygulayarak, çağdaş Ba-
tı dünyasında yerini aldı. O seçimler için İstanbul’a ge-
lişindeki iç dünyasının yakın tanıkları arasında bulu-
nan ve bugün yaşayan bir yurttaş olarak gözlemle-
rimi anlattığım “Evvel Zaman İçinde” adlı anı kita-
bımda, Cumhurbaşkanı’nın idare amirlerine, birebir
öğüt vererek seçimlerde tarafsız kalmalarını, CHP için
propaganda yapmaya kalkışmamalarını yazdım. 14
Mayıs gecesi, CHP İstanbul İl Merkezi’nde, dönemin
parti yöneticilerine, yine dönemin 1 Ordu Komuta-
nı’nın telefon ederek sandık sonuçlarının iç açıcı ol-
madığını, ”İsmet Paşa isterlerse sıkıyönetimin oy
ayırımına fesat karıştırıldığını gerekçe göstererek
müdahaleyi düşündüğünü” de yazdım. İnönü’nün
başyaveri aracılığı ile bu öneriyi kabul etmediğini, halk
iradesinin sonucuna herkesin saygı göstermesi ge-
rektiğini de tarihe, bir de ben geçirmiş oldum.
Adolf Hitler’e özenmiş olsaydı İsmet İnönü, tek
adamlık zırhını böylesine istekli olarak çıkartır mıydı?
Ne saray, ne servet
Cumhurbaşkanı iken saraylarda kalmayı aklından
geçirmedi. Eşine, çocuklarına eskortlu arabalar tah-
sis ettirmedi. Ankaralılar, kız lisesi öğrencisi Özden To-
ker’i okuluna belediye otobüsü ile gelip giderken gö-
rürlerdi. Haram yemedi, günümüzde olağan hale ge-
len haksız servetler de edinmedi İnönü.Tek parti-
nin içinden çıkmış olan Demokrat Parti’nin, şimdi tü-
mü rahmetlik olmuş yöneticileri İsmet Paşa düş-
manlığını yaymak için, Garp Cephesi Komutanlığı’nı
da unutmuş görünerek asker kaçağı olduğu yalanını
yaymaktan başlayarak söylemediklerini bırakmadılar.
Bir bütçe görüşmesi sırasında iktidara yönelttiği eleş-
tirileri yanıtlarken rahmetli Adnan Menderes, kürsü-
den İsmet Paşa için “profesyonel cani” diyecek ka-
dar kendisini kaybetmişti.
Kem söz sahibinindir
Soğukkanlı İsmet İnönü, söz aldı ve “Türkçede bir
söz vardır. Kem söz sahibinindir. Ben kendisini bu
vadide takip edemem. Aldığım terbiye ve sizlere
olan saygım buna mânidir” dedi.
Başbakan’ın ne yazık ki sadece ulusal kahraman-
larımızı değil; bir ulusun ulus olma niteliklerini de çiğ-
nemeyi doğal gören sözlerine ilk seçimlere kadar alış-
mak zorundayız.
Askerine, görevlerinin yan gelip yatmak ol-
madığını söyleyen, şehitleri için kelle diyebilen,
çiftçi vatandaşına anasını da alıp gitmesini
öğütleyen, özetle zaman zaman yükseldiği göz-
lemlenen şekerini kontrol altına alamayan bir
başbakanı var ülkenin.
O yapısı ile dün de dört bir yanı ateşle çevrilen Tür-
kiye’nin Cumhurbaşkanı’nı, o tarihte olağanüstü se-
ferberlik koşulları içinde silah altına alındığı çocukla-
rını sahip olmadığı kışlalar yerine camilerde konuş-
landırdığı için eleştirmeye kalkışıyor. Bilmiyor ki, o tür
eleştirilerin modası çoktan geçmiştir. Ordunun cay-
dırıcı gücü ve İnönü’nün dış dünyaya parmak ısırtan
soğuk kanlı diplomasisi sayesinde camilerin minber-
lerine düşman ayağı basamamış, ezan susmamıştır.Ve
26 Şubat 1954’te Ahmet oğlu, Tenzile’den doğmuş
olan Recep Tayyip Erdoğan da bugün geldiği ye-
ri beğenmediği, küçümsediği o dönemlerde, ulu-
sa hizmet veren kahramanlarımıza, o arada İsmet
Paşa’ya da borçludur.
Günümüzün kuşaklarından kaç kişi, 1 Mayıs
1977’nin kışkırtıcılarından hesap sormak yerine, dö-
nemin DİSK yöneticilerinin darbe sonrasında tutuk-
lanıp yargılandığını, sağ basının Ahmet İsvan’ı yasal
mitingin alanına kürsü platformu, bayrak direklerine
orak çekiçli flama astırmak gibi asılsız iddialarla suç-
ladığını biliyor?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Genel Kurulu’nda, anayasa değişikliği önerisinin
ikinci tur görüşmeleri sürerken 24 demokratik
kitle örgütü, Milli Egemenlik Parkõ’nda bir bil-
diri yayõmlayarak “AKP anayasasına hayır”
dedi. YARSAV Başkanõ Emine Ülker Tarhan,
anayasa değişikliğiyle erkler ayrõlõğõnõn erkler
birliğine dönüşeceği uyarõsõnda bulundu.
Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyet
Kadõnlarõ Derneği, Milli Birlik Hareketi, Tüm
Öğretim Üyeleri Derneği’nin de aralarõnda
bulunduğu 24 demokratik kitle örgütü, dün
TBMM yerleşkesinin yanõnda bulunan Milli
Egemenlik Parkõ’nda anayasa paketiyle ilgili or-
tak bir açõklama yaptõ.
Burada açõklanan bildiride, anayasa deği-
şikliğinde en önemli konunun hukuk sistemi-
ne ilişkin üç maddede düğümlendiği vurgula-
narak “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuru-
lu ve Anayasa Mahkemesi, yürütmeye, ya-
ni iktidara bağımlı hale gelecektir. Bu ba-
ğımlılık iktidardan yana olmayı, yani taraf
olmayı getirecektir. Yargıçların gelecekleri,
iktidarın iki dudağı arasında ise o ülkede hu-
kukun üstünlüğünden bahsedilemez” de-
nildi. 24 demokratik kitle örgütü adõna bir açõk-
lama yapan Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği
Genel Başkanõ Şenal Saruhan, değişiklikler-
le Cumhuriyeti kuran irade ile onun koyduğu
ilkelerin değişeceğine dikkat çekti.
Saruhan, “İktidar partisi, anayasanın ilk
dört maddesinde değişiklik önermedikleri-
ni ileri sürmektedir. Oysa sorun, anılan
maddelerin sözel yapılarının korunması de-
ğildir. Sadece HSYK ve Anayasa Mahke-
mesi’nin yapısında ortaya çıkacak değişik-
likle zaten hukuk devleti ortadan kalkacaktır.
Parti kapatmalarını zorlaştırma önerisi ise
laikliğin korunmasız kalması anlamına gel-
mektedir. Bu değişiklikler, özünde değişmez
maddelerin dolanarak değiştirilmesidir. He-
defte Cumhuriyet rejimi bulunmaktadır”
uyarõsõnda bulunuldu.
Demokratik kitle örgütleri, Erdoğan’õn İsmet
İnönü’yü Hitler’e benzetmesini hakaret ola-
rak nitelendirdiklerini ve kõnadõklarõnõ bildirdi.
YARSAV Başkanı’ndan destek
YARSAV Başkanõ Tarhan da toplantõya ka-
tõlarak demokratik kitle örgütlerine destek
verdi. Bildirinin okunmasõndan sonra kõsa bir
açõklama yapan Tarhan, yapõlmak istenen de-
ğişiklikle ilgili şunlarõ söyledi: “Anayasanın
4. ve dolayısıyla 2. maddeleri değiştirilmek
isteniyor. Erkler ayrılığı erkler birliğine dö-
nüşecek. Buna ilişkin endişelerimizi sivil top-
lum örgütleriyle ve Meclis’teki milletvekil-
lerimizle paylaşmaya çalışıyoruz. Hukuk
içinde mücadelemiz devam edecektir.”
CUMOK’tan açıklama
Toplantõ öncesinde Ankara Cumhuriyet
Okurlarõ (CUMOK) sözcüsü Haluk Yalvaç, bir
açõklama yaptõ. Yalvaç, “Bu bildiri bir ilk kı-
vılcımdır. 14 Nisan ruhunu yeniden başla-
tıyoruz. Eylemlerimiz devam edecek” dedi.
TBMM’de görüşmeler sürerken 24 demokratik kitle örgütü Meclis önünde paketi protesto etti
‘Hedefte Cumhuriyet var’
AKP’li Bağış sert konuştu
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Devlet Bakanõ Egemen Bağõş,
Demokrat Parti lideri Hüsamettin
Cindoruk’un, Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn eşi Emine Erdoğan ile ilgili
sözlerine sert tepki gösterdi. Bağõş,
“Bu konuda AB kriterleri değil, Mev-
lana kriterleri geçerli olur. Bugüne
kadar bu ülkeye buhrandan başka bir
şey yaşatmamõş, dönüp Türk kadõnõna
bir baksa, ettiği laftan dolayõ yüzü kõ-
zaracak bir siyaset köhnesinin lafõna
cevap dahi verilmez” dedi.
Aranan zanlının serveti
İstanbul Haber Servisi - Bağcõ-
lar’da, 2002 yõlõnda ele geçirilen 87
kilo eroin soruşturmasõ kapsamõnda 8
yõldõr aranan ve hakkõnda 10 yõl ke-
sinleşmiş hapis cezasõ bulunan Mus-
tafa G, yaklaşõk 8 ay süren çalõşmala-
rõn ardõndan Ataşehir’de tespit edildi-
ği bir adreste düzenlenen operasyonla
yakalandõ. Mustafa G’nin, Beykoz’da
tanesi 5 milyon dolardan 40 villa sa-
tõn aldõğõ tespit edildi. G’nin ayrõca,
Fatih’te 2 otel ve çok sayõda tekstil
atölyesi satõn aldõğõ belirlendi.
Yasadışı bahise darbe
GAZİANTEP (AA) - Gaziantep
polis ekipleri, yurtdõşõ bağlantõlõ inter-
net adresleri üzerinden yasadõşõ ola-
rak oynatõlan futbol bahisleri ile ilgili
olarak, dondurmacõ, berber, su tesi-
satçõsõ, kebapçõ, emlakçi ve çiçekçi-
nin de aralarõnda bulunduğu 40 işyeri
ile 3 eve eşzamanlõ operasyon düzen-
ledi. Operasyon kapsamõnda, yasadõşõ
bahis oynadõğõ ve oynattõklarõ iddia-
sõyla 81 kişi gözaltõna alõndõ. Bu kişi-
lerden 32’sine, yasadõşõ bahis oyna-
maktan 143’er lira idari para cezasõ
uygulandõ, 49 kişi hakkõnda ise ilgili
kanuna göre yasal işlemler yapõldõ.
Gencay Çakıcı tutuklandı
BARTIN (AA) - Bartõn İl Jan-
darma Komutanlõğõ ekiplerince Bar-
tõn’õn yanõ sõra Ankara, İstanbul, Ko-
caeli, Sakarya, Bursa, Adana ve Kas-
tamonu’da akaryakõt kaçakçõlõğõ id-
diasõyla düzenlenen eşzamanlõ ope-
rasyonda, aralarõnda Alaattin Çakõ-
cõ’nõn kardeşi Gencay Çakõcõ’nõn da
olduğu 16 kişi gözaltõna alõndõ. Mah-
kemeye sevk edilen zanlõlar organize
suç örgütü kurmak ve akaryakõt ka-
çakçõlõğõ iddiasõyla tutuklandõ.
Cezaevinde isyan
DİYARBAKIR (Cumhuriyet)
- Toplumsal olaylarda güvenlik güç-
lerine taş attõğõ için tutuklanan ve hü-
küm giyen çocuklarõn bulunduğu Di-
yarbakõr E Tipi Cezaevi’ndeki koğuş-
ta dün akşam saatlerinde isyan çõktõ.
İsyanda çocuklar, koğuşu ateşe verdi.
Görevlilerin zamanõnda müdahalesiy-
le isyan büyümeden bastõrõlõrken,
yangõn itfaiye ekiplerince söndürüldü.
İsyanda yaralanan olmadõ.
Polis, avukatları kurtardı
ANTALYA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Antalya polisi, yaklaşõk 2 ay
önce cezaevinden çõkan Mehmet
S’nin 2 avukata silahlõ saldõrõ hazõrlõ-
ğõnda olduğu bilgisini aldõ. Zanlõyõ
teknik ve fiziki takibe alan ekipler,
Mehmet S. ile kent dõşõndan otobüsle
Antalya’ya geldiği belirlenen Hakan
Y’yi otobüs terminalinden çõktõklarõ
sõrada yakaladõ. Zanlõlarõn üzerinde el
yapõmõ 2 ruhsatsõz tabanca bulundu.
OYAK:
Kayıt
silme
iftiradır
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Oyak Savunma ve
Güvenlik Sistemleri Anonim
Şirketi, Danõştay saldõrõsõyla
ilgili görüntülerin silindiğine
ilişkin TÜBİTAK raporunun,
TÜBİTAK’tan alõnan bir rapor
olmadõğõnõ savundu. Açõkla-
mada, 17 Mayõs 2006’da ya-
şanan olaydan 3.5 yõl geçme-
sine karşõn hiçbir adli makamõn
şirketten arõzalõ cihazõ isteme-
diği vurgulandõ. Buna göre,
Danõştay saldõrõsõnõn ardõndan
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahke-
mesi, Ergenekon savcõlarõ da
dahil olmak üzere hiç kimse
görüntüleri incelememiş oldu.
Şirketten yapõlan yazõlõ açõk-
lamada, şirket adõnõn da anõl-
dõğõ bir bilirkişi raporunun
gündeme getirilerek medyada
çeşitli haberler, görüşler, yo-
rumlar ve beyanlarõn yer aldõ-
ğõ belirtildi. Açõklamada, “TÜ-
BİTAK raporu olarak anılan
raporun, TÜBİTAK’tan alı-
nan bir rapor olmadığı an-
laşılmaktadır” denildi.
Oyak’õn girişimlerine karşõn
resmi imzalõ bilirkişi raporuna
ulaşõlamadõğõ ve eklerinin de ha-
len temin edilemediği anlatõlan
açõklamada, “Menfur olaydan
bir önceki gün olan 16 Mayıs
2006 günü de (daha önce 6 kez
yaptıkları gibi), çıkan arıza se-
bebiyle Danıştay yetkilisi ta-
rafından yapılan davet üzeri-
ne, şirketimiz yetkilileri ye-
dinci defa Danıştay’a gitmiş-
ler, kayıt cihazının arızalı ol-
duğunu ve yerinde onarıla-
mayacağını tespit etmişler,
saat 16.00’da bir tutanak dü-
zenleyerek cihazı teslim alıp
şirkete getirmişler. 17 Mayıs
2006 günü saat 15.05’te arızalı
kayıt cihazının yerine geçici
olarak bir kayıt cihazı taka-
rak çalışır vaziyette teslim et-
mişlerdir” denildi.
17 Mayõs 2006’da yaşanan
olay üzerine, şirkette bulunan arõ-
zalõ cihazõn, olayõn özelliği de
düşünülerek ve adalete yardõm-
cõ olmak amacõyla adli makam-
larõn olasõ talebi halinde kendi-
lerine teslim edilmek için mu-
hafaza altõna alõndõğõ bildirilen
açõklamada şöyle denildi: “An-
cak 25 Eylül 2009 tarihine ka-
dar adli makamlar tarafın-
dan bu cihazla ilgili olarak
şirketimizden herhangi bir ta-
lepte bulunulmamıştır. Vur-
gulanması gereken önemli bir
husus, aradan geçen yaklaşık
3.5 yıla rağmen şirketimizin,
bu cihazları elden çıkarmamış,
atmamış ve faaliyette bulun-
duğu alan bakımından kolay-
lıkla başka işlerinde de kulla-
nabilecek iken bu yola da git-
memiş olduğudur.”
24 demokratik kitle örgütünün ortak bildirisinde “Yargıçların gelecekleri, iktidarın iki
dudağı arasında ise hukukun üstünlüğünden bahsedilemez” denildi. (NECATİ SAVAŞ)
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Taksim’i 1
Mayıs’ta işçilere kendi hükümetlerinin tahsis
ettiğini, kimsenin “kopara kopara almadığını”
söylemesi üzerine başlayan polemik sürüyor.
Başbakan’a bir kez daha yanıt veren DİSK
Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Güneş bal-
çıkla sıvanmaz. O zaman Başbakan şunun ce-
vabını versin: ‘8 yıldır neredeydin?’ Böyle bir
güzelliği niye yaşatmadın, niye bu kadar zu-
lüm çektirdin; o zaman, bütün bu yapılanla-
rın sorumlusu kendisidir” dedi. DİSK yöneti-
cileri ve üyeleri dün bir araya gelerek eski Ge-
nel Başkanları Kemal Türkler, Abdullah Baş-
türk ve Kemal Nebioğlu’nu mezarları başında
andı. İlk anma, 1980 yılında katledilen Türk-
ler’in Topkapı’daki mezarı başında yapıldı.
Türkler’in kızı Nilgün Soydan, babasına hita-
ben yaptığı konuşmada, “1 Mayıs 2010’da işçi
kardeşlerin Taksim’i 1 Mayıs alanı olarak al-
dılar. Senin de 1 Mayıs’ın kutlu olsun babacı-
ğım” dedi. Çelebi de Türkler’e; 1977’de son
kez konuştuğu kürsüden, 1 Mayıs alanından
500 bini aşkın emekçinin selamını getirdiğini
söyledi. Çelebi, “1977 katliamında yaşamını
yitirenlerin gerçek faillerinin ortaya çıkartıl-
ması mücadelesi önümüzde duruyor” diye
konuştu. DİSK yöneticileri daha sonra Zin-
cirlikuyu Mezarlığı’na giderek Abdullah Baş-
türk ve Kemal Nebioğlu için de anma törenle-
ri düzenledi. (Fotoğraf: NİHAL İNAL)
‘İşçiler Taksim’i 1 Mayıs alanı yaptı babacığım’
Demokratik kitle örgütleri,
hazõrladõklarõ ortak bildiride “anayasa
değişikliğinde en önemli konunun
hukuk sistemine ilişkin üç maddede
kilitlendiğini” vurguladõ. Bildiride
“Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu ve Anayasa Mahkemesi,
yürütmeye, yani iktidara bağõmlõ hale
gelecektir” denildi.
3 KADIN ŞİKÂYETÇİ OLDU
İstanbul Haber Servisi- İnternetten tanõştõ-
ğõ kadõnlarõ yakasõna taktõğõ polis rozeti ile “ah-
lak polisi” olarak tanõtan ve “hakkınızda şi-
kâyet var” diyerek tecavüz ettiği ileri sürülen
Zülfi K., gözaltõna alõndõ.
Ataşehir’de oturan H.D., Kadõköy Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’na başvurarak internette tanõş-
tõğõ bir kişinin kendisine önce tecavüz ettiğini
ardõndan da gasp ettiğini söyledi. H.D. dilek-
çesinde internette tanõştõğõ, bu yüzden açõk
kimliğini bilmediği kişinin evine geldiğinde po-
lis rozetini göstererek “Ahlak polisiyim, senin
hakkında şikâyet var. Hakkında işlem ya-
pacağım” dediğini belirtti. H.D., “Ardından
benimle zorla ilişkiye girdi. İlişkiden sonra be-
ni kalorifer peteğinin borusuna kelepçeledi.
Daha sonra cüzdanımdaki paraları alarak
kaçtı” dedi. Şikâyet üzerine çalõşma başlatan po-
lis ekipleri, aynõ tarihlerde 2 benzer olayõn da-
ha meydana geldiğini belirledi.
Yapõlan incelemede, Kadõköy’de E.Ö. ve Mal-
tepe’de ise Y.E.’nin aynõ şekilde saldõrõya uğ-
radõğõ belirlendi. Polis, 3 kadõnõn da verdiği eş-
kâlin aynõ olmasõ sonucu Ankara’da oto tamir-
cisi olarak çalõşan Zülfi K.’yõ Kadõköy’de bir ka-
fede gözaltõna aldõ. Zanlõnõn üzerinden 1 kuru
sõkõ tabanca, 1 kelepçe ile polis rozeti, 1 mermi
çõktõ. Kadõnlar şüpheliyi teşhis etti.
Yurt Haberleri Servisi - Mardin’in Mazõ-
dağõ ilçesine bağlõ Bilge köyünde 7’si çocuk
44 kişinin öldürüldüğü katliamõn ardõndan 1
yõl geçti. Katliamda yaşamõnõ yitirenler bugün
köyde düzenlenecek törenle anõlacak. Anne,
baba ve 3 kardeşini kaybeden, kendisi de 3
kurşunla ağõr yaralanan Medine Çelebi ise o
günden bu yana hiç konuşmadõ.
Köy Muhtarõ Abdülkadir Çelebi, şunlarõ
söyledi: “Medine köyden çıkıp, hiç kimse
mezarını göstermeden doğru babasının
mezarına gidiyor. Durmaksızın babasının
mezarını seyrediyor. Bu manzara içimizi
parçalıyor. 1 yıldır hiç konuşmadı.”
Medine bir daha
hiç konuşmadõ
Sahte polis
rozetiyle tecavüz