09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 4 MAYIS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Yeter ki Provokasyon Olmasın... 1 Mayıs’ın İstanbullulara nefes aldıran, katılanları sevindirik yapan olaysız, görkemli, çok renkli kutlaması noktalanmış, güvenlik adına işgüzarlıkla yolların hâlâ ulaşıma açılmaması, metronun çalıştırılmamasına söylene söylene Şişli’ye, gazeteye dönüyordum.. Ortalama en az bir on saatlik ayakta duruşun, uzun mesafeli zorunlu yürüyüşlerin ardından orta yaşın üstündeki 1977 inadını sürdürmüşler, biraz sürüne sürüne de olsa, hâlâ ne kadar yorgun olduklarını algılamadan, ağızları kulaklarında yürüyorlardı. Hızlarını hâlâ alamamışlar ise dönüş yolunu bile “biz de vardık” gösteri havası için değerlendirmeyi sürdürüyor, sloganlarını, pankartlarını, bayraklarını eksik etmiyorlardı... Anımsarsanız, o günün sabah haberleri içinde de PKK bağlantılı çatışma, şehit haberleri eksik olmamıştı. Önümde kalabalık bir grup Apo posterleri, PKK bayrakları, simge giysileri, Kürtçe sloganlarını kesmeden yürüyorlardı. Eşyalarını bıraktıkları araçtan yapılan yüksek sesli yayında Kürtçe 1 Mayıs Marşı yanında, içeriğini bilmediğim Kürtçe şarkılar, marşlar arka arkaya veriliyor, “Yaşasın Apo” Kürtçe sözleri yineleniyordu. Bir ara Türk-İş’e bağlı bir sendikanın işçi grubu ile yan yana düştüler. Besbelli onların kimlik ağırlığı taban tabana zıttı. Karşı yola geçip Türk bayraklarını çıkardılar, “En büyük Türk”, “En büyük Atatürk” sloganları ile meydan okudular. İtiraf etmeliyim bir çatışma çıkar kaygısı ile yüreğim ağzıma geldi. Hemen önümden yürüyen, ben yaşlarda, Kürt bayrağı renkleri ile donanmış giysileri ile yürüyen bir kadın ve erkekten, Kürtçe gülerek ama yumuşak bir ses tonlu tepki geldi. Sanki “Bizim de Atatürk’ümüz” demeye gelen bir şeyler söylemişlerdi. Kimse kimsenin üstüne gitmedi.. Dün gazeteye gelen bir grup Alman gazeteciye bu tanıklığımı aktardım; “Sizin ülkenizde bile böylesine aşkınlık, olgunluk yaşanabilir mi?” sorusunu yönelttim. “Bizde 1 Mayıs tabusu, yaratılan korku, terör tehdidinin gerekçesi yok. 1 Mayıs 1977’de yaşanan iktidarın birinci elden sorumlu olduğu iç ve belki de dış odaklı çok büyük bir provokasyondu. 1 Mayıs 2010’da katılanlar büyük çoğunlukla işçiler değil, Türkiye’nin dışlanmış, muhalefette kalmış, marjinalleşmiş, itilmiş kakılmışlarının çok geniş bir yelpazede temsilcileri vardı. Sadece var olduklarını, renklerini göstermenin çabası içinde idiler. Birbirlerini katlanacak kadar demokrasi birikimli olduklarını bir kez daha gösterdiler. Yeter ki provokasyon olmasın...” diye söze girdim. Elimden geldiğince 1977-2010 iki önemli kırılma noktasının analizini yapmaya çalıştım... 1961 Anayasası, 63 sendikal yasaları ile dünyada örneği olmayan bir hızda gelir paylaşımı, sosyal devlet, emek haklarından, sendikal örgütlülükten yana yaşanan hızlı gelişme, sigortalıların yüzde 50’nin üstünde örgütlenmeleri, ilk 1 Mayıs 1976’daki görkemli sınıf bilinci gösterisi, neoliberalizmin projeleri içinde Türkiye’ye biçilen rolü, yönetenlerin ödünü koparmıştı.. Büyük provokasyonla o günlerden bugünlere gelindi... Küresleşme rüzgârları artı 12 Eylül ile sol, emek örgütlülüğü ne kadar kırılırsa kırılsın, kafalar ne kadar karıştırılırsa karıştırılsın, bir direnme özü geride kalmıştı. AKP iktidarı, Erdoğan hükümetleri kimliklerini, yerlerini, sendikal hak ve özgürlüklere, emek haklarına bakış açılarını sadece sendikal erozyonla değil, gelir dağılımında yoksullar aleyhine yarattıkları büyük bozulma ile fazlası ile kanıtlamışlardır. Yetmemiş; ilk iktidar icraatları, İş Yasası değişikliği ile kazanılmış hakları geriye almış, esnek çalışma adı altında angarya çalıştırmaya ortam yaratmışlardır.. Sonrasında sendikal erozyon, yandaş sendika yaratma, ücretlerin, kazanılmış hakların geriye çekilmesi süreci hızlanmış, Türkiye ekonomisi pembe tabloda büyür görülürken bile çalışan sayısı azalmıştır. Kriz öncesinde bile kesintisiz emek haklarının geriye gidişi vardır... AKP iktidarı, Erdoğan hükümetleri 1 Mayıs üzerinden de baskı, şiddet uygulamalarını askeri darbe yönetimlerinden daha ağır sonuçları ile İstanbullulara yaşatmaktan geri durmamışlardır; 1 Mayıs’a katılmak için direnen on binlerce insana eşi görülmemiş şiddet uygulanmıştır. Bu polis terörü yıllarca sürdürülmüştür. Emek cephesi de inadına yıllarca direnince, işin rengi değişmiş, en son Erdoğan hükümetinin gerçekten sıkışık olduğu bir noktada, ekonomi iflasta, güç kaybederken, anayasa kavgası aşamasında, yarattıkları cepheleşmede taktik, zorunlu izin gündeme gelmiştir. 1 Mayıs 2010 sürecine dikkatle bakmak gerek, çünkü 6 milyon üstünde sigortalıda ancak birkaç yüz bin sendikalısı kalmış bir ülke gerçeği ile yüz yüzeyiz. Sigortalı çoğu asgari ücrete yakın, hatta angarya çalıştırılabilenlerin sayısına ulaşmış kayıt dışı çalışanı, bir o kadar da işsizi olan bir ülkeyiz. Bir kez daha altını çizmek istiyorum: 1 Mayıs 2010, işçi, sendikal, emek haklarında, hatta insan hakları, demokrasi algılaması, örgütlenmesinde dibe vurulmuş bir toplumda, yeni bir dönüm noktasının habercisi olabilir... [email protected] Türkiye İstatistik Kurumu’na göre hem tüketici hem üretici fiyatlarõnda yõllõk enflasyon yeniden çift hanelere çõktõ Nisan ayõnda yõllõk enflasyon TÜFE’de yüzde 10.19’u, ÜFE’de 10.42’yi buldu. Artõşta temel tüketim maddeleri başõ çekti. Tarõmsal ürünler bir yõlda yüzde 29.9 artarken giyim ve ayakkabõ fiyatlarõ bir ayda yüzde 11 arttõ. Ekonomi Servisi - Tü- ketici Fiyatlarõ Endeksi (TÜFE) bir, Üretici Fiyat- larõ Endeksi (ÜFE) beş aylõk aradan sonra yõllõk bazda yeniden çift haneli rakamlara çõktõ. Türkiye İstatistik Kuru- mu’nun açõklamasõna gö- re nisan ayõnda 0.60 puan artan TÜFE yõllõk bazda yüzde 10.19’a yükseldi. ÜFE de bir önceki aya gö- re yüzde 2.35, geçen yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 10.42 arttõ. Yõllõk bazda TÜFE şubatta 10.13’e çõk- tõktan sonra bir ay için martta yüzde 9.56’ya ge- rilemişti. Reuters’a göre piyasadaki beklenti aylõk bazda TÜFE’de yüzde 0.90, ÜFE’de yüzde 1.16 artõş olacağõ yönündeydi. Veriler özetle şu tabloyu ortaya koydu:  TÜFE beklenenden az çõktõ ama çekirdek enf- lasyon kötü (geçen yõla göre yüzde 5.65) geldi. Bilindiği gibi fiyatlar ge- nel seviyesindeki değişimi sürekli kõlan unsurlarõ be- lirlemek için mevsim ko- şullarõ ve benzeri geçici unsurlarõ elemine ederek H ve I endeksleri düzen- leniyor. Bu endeksler sõ- rasõyla aylõk bazda yüzde 0.90 ve 1.14 arttõ. Bu du- rum, fiyat artõşlarõnõn ge- lecekte de tõrmanõşõnõ sür- düreceğini gösteriyor.  İlk dört aylõk artõş, neredeyse yõllõk tahminin (yüzde 8.4) yarõsõnõ geçti. Nisan’da dört aylõk enf- lasyon TÜFE’de yüzde 4.55, ÜFE’de yüzde 6.69 olarak belirlendi. Artõşta yõllõk bazda fi- yat artõşõ yüzde 29.90’õ bulan tarõm sektörü başõ çekti. İmalat sanayinde bu oran yüzde 7.79, sanayide yüzde 6.47 oldu.  Son bir ayda en yük- sek artõş yüzde 10.58 ile gi- yim ve ayakkabõ grubunda gerçekleşti. MUSTAFA SÖNMEZ Yõllõk tüketici enflasyonu yüzde 10.2’ye çõkmakla beraber, birçok mutfak ürününde bu oran yüzde 25’lerin hatta yüzde 50’lerin üstünde. Bunun yanõnda haberleşme, okul kitabõ, otomobil fiyatlarõnda da yõl- lõk artõşlar ortalamanõn çok üstünde gerçekleşti. Konutlarda kulla- nõlan elektrik, su, tüp, ulaşõmda kullanõlan akaryakõt fiyatlarõnda ar- tõşlar da ortalamanõn çok üstüne çõktõ. Mutfağõn demirbaşlarõndan kuru soğandaki yõllõk artõş yüz- de 214’ü bularak rekor kõrdõ. Sebzeler içinde sarõmsak fi- yatlarõ yõllõk yüzde 54, patates yüzde 48 artõş gösterdi. Son 12 ayda fiyat artõşõ dana etinde yüzde 55’i, koyun etinde yüz- de 44’ü, tavuk etinde ise yüzde 18’i buldu. Et ürünlerinden sakatatta artõş yüzde 67’ye ulaşõrken sucukta fiyat artõşõ yüzde 25’e yaklaştõ. Yõllõk bazda enflasyon, tiryakilerin de canõnõ yaktõ. Sigarada yõl- lõk artõş yüzde 60’õ geçerken bira fiyatõ yüzde 17, rakõ fiyatlarõ yüz- de 12’ye yakõn artõş gösterdi. Hanelerde enflasyon ateşi alev alev Yazarımız Mustafa Pamukoğlu’nun rahatsızlığından dolayı bugünkü yazısını yayımlayamıyoruz. Elektrikte büyük özelleştirme Ekonomi Servisi - Elektrik Üretim AŞ’ye ait 19 gruba ayrõlan 52 adet santralõn nihai pazarlõk görüşmeleri bu- gün başlõyor. İhaleler, 21 Mayõs tari- hine kadar yapõlacak. Özelleştirme İdaresi Başkanlõğõ’ndan yapõlan açõklamaya göre, ilk nihai pazarlõk görüşmesi, İznik Dere- köy, İnegöl-Cerrah ve M. Kemal- paşa-Suuçtu hidroelektrik santrallarõ için 4 Mayõs Salõ saat 14.30’da gerçekleştirilecek. Nihai pazarlõk görüşmelerinin hep- si, idare binasõnda yapõlacak. 8, 11 ve 12’nci grupta yer alan santrallarõn ihale tarihleri daha sonra belirlenecek. Söz konusu santrallar için 613 tek- lif gelmişti. En fazla teklif ise 88 tek- lif ile 3. grupta yer alan Kayaköy Sant- ralõ’na gelirken, bunu 60 başvuruyla 9. grupta yer alan Kayadibi, 56 başvu- ruyla 10. grupta yer alan Bünyan, Çamardõ, Põnarbaşõ ve Sõzõr izlemişti. Cepte sabite yüzde 154 zam Pek çok yerde toptan satõşlardaki 3-5 liralõk düşüşler perakendede hissedilmedi Hükümet beş yerden et ve canlõ hayvan ithalatõ için ihale açtõ. Üretici telaştan zararõna satõşlara başladõ. İthalatõn bile fiyatlarõ komşu ülkelerin düzeyine çekemeyeceği ileri sürülürken 15 liranõn altõndaki etin üreticiyi bitireceği belirtildi. BARIŞ YAMAN KONYA - Konya Kõrmõzõ Et Ürünleri Tarõmsal Üreticileri Birliği, et ve canlõ hayvan ithalatõna izin ve- rilmesini protesto etti. Konya Can- lõ Hayvan Pazarõ’nda gerçekleşen protesto gösterisi sakin başlamasõ- na karşõn bazõ besicilerin yürüyüş yapmak istemesiyle büyüdü. Protesto gösterisi öncesi basõn açõklamasõ yapan Konya Kõrmõzõ Et Ürünleri Tarõmsal Üreticileri Bir- liği Başkanõ Nazif Karabulut, et fiyatlarõnõn hõzla yükselmesinin ardõndan gündeme getirilen et it- halatõ kararõnõn, soruna çözüm ge- tirmekten öte, sõkõntõlarõn katlana- rak büyümesine yol açacağõnõ sa- vundu. Et fiyatlarõndaki yükselişin sebebinin besiciler olmadõğõnõ belirten Karabulut, “Bir hafta öncesi kilosu 15-16 TL’ye alı- nan et, market reyonlarında 30- 35 TL’ye satılıyordu. Bu fark besicinin cebine girmiyor. Pi- yasada satılan etin fiyatı, ke- sinlikle besicinin elinden çıkan fiyat değildir” dedi. Üreticiler, “İthal ete hayır” ve “Deli dana ve bufalo eti istemi- yoruz” pankartlarõyla Adana-Ereğ- li Çevreyolu’na doğru ilerledi. “Hükümet istifa” ve “Konya kombinasını geri istiyor” slogan- larõ atarak tekrar yolu kapatmak is- teyen üreticiler, polisin tekrar mü- dahale etmesinin ardõndan dağõldõ. Ekonomi Servisi - Türk Telekomünikasyon, 16 ülkede faaliyet gösteren Invitel International AG ve iştiraklerini satõn alõnmasõna ilişkin münhasõr görüşmelere başlayacak. 16 ülkede faaliyet gösteren Invitel Internatio- nal, Orta ve Güneydoğu Avrupa’nõn önde gelen bağõmsõz toptan data ve kapasite sağlayõcõ şir- ketlerinden biri olarak tanõnõyor. Türk Tele- kom’dan yapõlan açõklamada, “Herhangi bir sa- tın alma işleminin gerçekleşmesi, düzenleyici makamların onayına tabi olacaktır” denildi. Konya’da üretici yol kapattı Ekonomi Servisi - Et ve Balõk Ku- rumu (EBK), ABD (Teksas, Alabama ve Washington eyaletleri hariç), Bre- zilya (Parana bölgesi hariç), Urugu- ay, Arjantin (Corrientes ve Misiones bölgeleri hariç) ve Şili’den 5 bin ton canlõ kasaplõk sõğõr ithali için ihale aç- tõ. İhale, 6 Mayõs 2010’da, 11.00’de Ankara’da “pazarlık usulü” ile yapõ- lacak. İthal edilecek canlõ kasaplõk sõ- ğõrlar, Angus, Hereford, Simmen- tal, Charolais, Limousin õrkõ veya melezleri olacak. Duyuruya göre, yaşlarõ 16 ay-24 ay arasõnda olacak canlõ kasaplõk sõğõrlarõn dişi olma- masõ, ağõrlõğõn asgari 450 azami 650 ki- logram olmasõ özellikleri aranacak. Üretici kaygılı Türkiye Ziraat Odalarõ Birliği Baş- kanõ Şemsi Bayraktar, ithalat telaşõn- dan üreticinin fiyatlarõ hõzla düşürdü- ğünü ancak bu düşüşün tüketiciye yan- sõmadõğõnõ belirterek “Bugün bir tane bile zengin besici bulamazsınız, üre- tici spekülasyon yapmıyor. Oysa it- halat kararı yalnız üretici fiyatları- nı düşürdü. İthalata karşın pera- kende fiyatları düşmezse ne olacak, merak ediyoruz” dedi. Diğer yandan, son dönemdeki artõş- la, komşu ülkelerle fiyat farkõ yüzde 50’nin üzerine çõkan ülkede, ithalatõn bi- le fiyatlarõ komşu düzeyine indereme- yeceği ileri sürüldü. Ayrõca, AA muhabirinin aldõğõ bil- giye göre, birinci kalite sõrt, kuşgömü, antrkot ve tütünlük cinsi pastõrmanõn kilosu 60 liradan 55 liraya, indi. Birinci kalite evlik sucuğun kilosu 30 liradan 25 liraya geriledi. TOBB’a ‘Her üye bir işçi alsõn’ baskõnõ 52 SANTRALA SATIŞ Ekonomi Servisi - GSM operatör- leri cep telefonundan ‘ucuza uzun gö- rüşme’nin acõsõnõ ‘sabit ücret’ten çõ- kardõ. Operatörler sabit ücret bedel- lerinde yüzde 154’e varan oranlarda zam yapacak. GSM operatörü kuruluşlarõn, fatu- ralõ hat abonelerine uyguladõğõ tari- felerde bazõ değişiklikler yapõlõyor. Buna göre, cep telefonu abonelerinin görüşme süreleri uzatõlõp konuşma be- dellerinde yüzde 18-37 indirime gi- diliyor. Sabit ücret bedelleri ise yüz- de 154’e varan oranlarda arttõrõlõyor. Sabit ücret bedellerine yapõlan zam ise 6 lirayõ buluyor. Faturalõ hatlarla ilgili yapõlan bu ta- rife değişikliğini ilk açõklayan Turk- cell oldu. Yoğun rekabetin yaşandõğõ cep telefonlarõnda Avea ve Vodafo- ne’un da yeni tarifelerini önümüzde- ki günlerde açõklamasõ bekleniyor. Türk Telekom Invitel’in peşinde Ekonomi Servisi - Hükümetle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasõn- da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “Her üye bir işçi alsın” sözleriyle başla- yan, ardõndan da “Emek sömürüsü ya- pıyorlar” sözleriyle tõrmanan gergin- liğin hemen ardõndan, birliğin 16 şir- ketinde inceleme başlatõldõ. Sanayi Bakanlõğõ Teftiş Kurulu müfettişleri, TOBB’un iştiraki şirketlerine aynõ anda gitti. Sanayi Bakanõ’nõn onayõyla şirketlere giren müfettişler, karar defterlerinden muhasebe kayõtlarõna kadar her şeyi didik didik ediyor. Sanayi Bakan- lõğõ’nõn rutin oda ve borsa denetimi kap- samõnda olmayan, 16 TOBB şirketinin aynõ anda ve topyekûn incelenmesi TOBB tarihinde ilk kez yapõlõyor. Erdoğan ne demişti? Erdoğan, TOBB üyelerinin toplanarak or- tak açõklama yapmasõna tepki göstererek, “Neredeyse maaşlarını da bizden iste- yecekler... Açıklama yapmışlar. ‘Ben Başbakan’la görüşeceğim’ deyip duruyor. Çok ayıptır ya! En çok toplantılarına git- tiğim kurum TOBB, en çok görüştüğüm kişi TOBB Başkanı” demişti. Eğitim denetimi! Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Ergün, dün soru üzerine denetimin bakanlõğõna ve- rilmiş bir görev olduğunu belirterek, “De- netimlerdeki esas yaklaşım, yönlendiri- ci, eğitici bir denetim olmasıdır” dedi. TOBB Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğlu da TOBB’un şeffaf bir kuruluş olduğunu be- lirterek inceleme başlatõlan şirketlerinin bü- yük çoğunluğunun yönetiminde kamunun bulunduğunu söyledi. Bu şirketlerde kendilerinin de iç de- netim yaptõğõnõ belirten Hisarcõklõoğlu, “Kamunun denetimine de açığız. Al- lah’a çok şükür. Hem bu dünyada hem de öbür dünyada hesabını veremeye- ceğimiz bir nokta yok” dedi. Tarõmsal üründe artõş yüzde 30 Ette düşüş markete uğramadı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle