12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Nedenler, Vesileler, Fırsatlar Ne oldu? Neden oldu? Bundan sonra ne olacak? Şimdi artık yalnız CHP’nin değil, Türkiye’nin, siyaset alanının geleceğini, dengelerin yeniden nasıl oluşacağını, pek kısa bir süre içinde gerçekleşen sarsıntının kalıcı sonuçları olup olamayacağını, artçıların gelip gelmeyeceğini merak ediyoruz. İlk başta bu sarsıntının nedenleri üzerinde değil de vesilesi üzerinde fazlaca durduk. Şimdi birkaç adım geri gitmekte yarar vardır. Nedenlere bakalım. Öncelikle her geçen gün biraz daha zorbalaşan iktidarı kayda geçirmemiz gerekiyor. Zorbalık her zaman gizlice büyüyen bir tepkinin, potansiyel bir karşı enerjinin çağrıcısıdır. O enerji nasıl şekillenir bilemezsiniz, ama hissedersiniz. Yönetebiliyorsanız enerji sizin öngörülerinizi de doğrulayabilir, yönetemiyorsanız sizi aşıp, bilmediğiniz, istemediğiniz yönlere doğru da akabilir. Sıralamada nereye koyacağınız size kalmış, bana göre ikinci sırada emperyal güçlere duyulan hoşnutsuzluk geliyor. İlle de CIA yöntemleriyle hareket etmesi gerekmez; emperyal güç, beğenmediği politikaları sağlı sollu şamarlarla, hizaya sokmayı, başarmak ayrı konu, hep denemiştir. Ortadoğu’nun uzaktan kumanda edilmesi stratejisini Reagan ve Baba Bush’tan bu yana terk etmiş olan ABD’nin, kendisine muhalefet edenleri sevmediğini, kendi çocuklarının “boys”larının itirazlarını bile hoş karşılamadığını herhalde artık herkes biliyordur. “Obama şirinliği”ne rağmen ABD’ye duyulan öfkenin yaygınlaştığını, bu öfkenin talepleri karşısında AKP’nin gönülsüz olduğunu, yetersiz kaldığını, öfkenin kendisine başka siyasi mecralar aradığını söylemek de yanıltıcı olmaz. AKP ya dış faktörün, emperyal güçlerin sözlerini dinleyip, Ortadoğu’da efelik etmekten vazgeçecek, karşılığında iktidarının devamı için destek almayı sürdürecek, doğal olarak halk desteğini yitirecek ya da iç faktörü tahlil etmeye özen gösterecektir. Azalan halk desteği iki eğilimi güçlendirir: Birincisi zorbalığa hız vermek, eksilen desteği değiştirilen yasaların gücüyle kapatarak zorbalığı “meşrulaştırmak”, iktidarı sürdürmektir. Bu eğilim aynı zamanda devletin öteki kimi güçleriyle uzlaşmayı da içerir. İktidar paylaşılır ama kalıcılaştırılır. Şimdilik görünen ve AKP’nin istediği budur. İkincisi “gizli gündemin” devreden çıkartılması, yüksek yargıyla kavgadan vazgeçilmesi, “demokrasinin erdemine” teslim olunmasıdır. Bu da pek olacak iş değildir doğrusu, CHP için de nedenlerin ve vesilelerin içinden geçerek güç kazanan iki senaryodan söz edilebilir. Birinci senaryo klasik sosyal demokrat söylemle, ekonomide liberal, Keynesçi yöntemlere ağırlık veren, sosyal politikalarda sendikal yaklaşımları yeğleyen, uluslararası politikada dengeler arasında yaşamayı seçen, emperyal güçlere duyulan öfkeyi dikkate alan ve yüzünü sola çevirmiş politikaların egemen olduğu bir senaryodur. İkincisi, şimdi kimi CHP’lilerin dikte etmeye çalıştığı, AKP destekçisi sahte liberal kesimlerin kısa bir süre “acaba olabilir mi” diye umuda kapıldığı “neoliberal CHP” senaryosudur. İkisi de muhtemel, ikisi de mümkündür. İkincisi “majestelerinin muhalefeti” olmak anlamı taşır. Avrupa’da sosyal demokrasinin tarihi, yüzünü sola çevirdiği zaman başarılı olduğunu, liberallere, emperyal güçlere çevirdiği zaman iktidarsızlaştığını gösteriyor. Emperyal güçlerinse her koşulda uygulanabilir politikaları vardır ve kimi zaman nedenler de, vesileler de bu politikaların, şöyle ya da böyle eseri olabilir. Renkleri siyah ya da beyaz fark etmez, emperyal güçlerin her koşulda devam etmek gibi bir özellikleri de vardır. Unutmazlar ve sürekli üretirler. Onların politikalarına teslim olmak istemeyenler için önemli olan, nedenleri iyi tahlil etmek, vesileleri fırsata çevirebilmektir. e-posta: [email protected] Kasketin öyküsü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu’nun kurultayda taktõğõ kasketin, Rahşan Ecevit tarafõndan 1994 yõlõnda partisi DSP’ye gelir sağlama amacõyla İzmir’deki bir etkinlik sõrasõnda Tülü ailesi tarafõndan satõn alõndõğõ belirtildi. Aydõn ve eşi Ayşe Tülü’nün de gardroplarõnda yõllarca özenle sakladõğõ bu kasketi, CHP Gaziemir İlçe Başkanõ Yüksel Demirsoy aracõlõğõyla kurultayda Kõlõçdaroğlu’na armağan ettikleri vurgulandõ. ‘Kılıçdaroğlu okul arkadaşım’ ANKARA (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu’nun okul arkadaşõ olduğunu belirten MHP lideri Devlet Bahçeli, Kõlõçdaroğlu’nu telefonla arayarak başarõ dileklerini ilettiklerini söyledi. Bahçeli, “Kendileri benim okul arkadaşõmdõr. Başarõlõ bir öğrenciydi, başarõlõ bir bürokrat oldu. Şimdi de başarõlõ bir siyasetçi olmasõnõ bekliyoruz” dedi. Şahin’den ‘Recep Bey’ tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, CHP lideri Kemal Kõlõçdaroğlu’nun Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Recep Bey” demesiyle ilgili olarak “Milletvekili arkadaşlarõmõza soyadõnõn başõna ‘sayõn’ kelimesi ekleyerek hitap ederiz, bu bizim geleneğimizdir” dedi. CHP’de gözler İzmir’de İZMİR (Cumhuriyet) - CHP Parti Meclisi’ne 7 üye gönderen İzmir’de gözler il başkanlõğõna çevrildi. Kurultay sürecinde delegelerin eğilimini doğru yansõtamamakla eleştirilen Ekrem Bulgun’un MYK’nin belirlenmesinin ardõndan görevini bõrakmasõ isteneceği vurgulanõrken kulislerde olasõ atamalar için Hüseyin Mutlu Akpõnar, Yüksel Demirsoy, Erdal Aksünger isimleri dolaşõyor. Baydemir’e suikast deyince DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Büyükşehir Belediye Başkanõ Osman Baydemir, “6 kez ‘suikasta uğrayacaksõn’ tebligatõ yapõldõ. Artõk hiçbir şey hissetmiyorum. Gelip kafama sõksalar, hiçbir şey hissetmiyorum” dedi. Baydemir, kaotik bir döneme doğru ilerlendiğini savundu. Baydemir, “Daha güçlü bir sesle konuştuğumuzda dahi silahlarõn sesinden dolayõ sesimizi duyuramayacağõmõz bir atmosfere hõzla ilerliyoruz. Bu dönemde yaptõysak yaptõk, yapamadõysak bir süre sonra istesek de sesimizi duyuramayacağõz” diye konuştu. İlkyurtgezisini‘emeğinbaşkenti’neyapanKõlõçdaroğlu,partisiiçindestekistedi ‘Taşeronhükümetvar’TÜREY KÖSE ZONGULDAK - CHP Ge- nel Başkanõ Kemal Kılıçda- roğlu ilk yurt gezisini “emeğin başkenti” Zonguldak’a ya- parken son maden faciasõnda yaşamõnõ yitirenlerden bazõla- rõnõn ailelerini ziyaret ederek taziyelerini iletti. Kõlõçdaroğlu, Zonguldak Belediyesi önün- deki coşkulu mitingde yurt- taşlara “Ben sizin Kemalini- zim, başkasının değil” diye seslenirken Başbakan Tayyip Erdoğan’õn kendisini hedef alan eleştirilerine “Recep Bey’in ezberi bozuldu. Zon- guldak’ı görünce ikinci kez bozulacak. Bu Başbakan’ı sandıkta tekaüt edin. Recep Bey sorunları nasıl çözeceği- mizi merak ediyorsa ilk se- çimde oyunu CHP’ye ver- sin” karşõlõğõnõ verdi. Kõlõçdaroğlu dün parti oto- büsüyle ilk yurt gezisine çõktõ. Kõlõçdaroğlu ilk konuşmasõnõ Mengen’de kendisini karşõlayan yurttaşlara yaptõ. Kõlõçdaroğlu, “İktidar koşusunu başlattık. Halkla beraber yürüyeceğiz. İlk sözümüz halktır, son sö- zümüz de halk olacak. Va- tandaşın terini koklayaca- ğız” dedi. Daha sonra da Dev- rek’te kendisini karşõlayan ka- labalõğa seslenen Kõlõçdaroğ- lu “Türkiye temiz siyaset aç- lığı çekiyor, düzgün politika açlığı çekiyor. Halkın ayağı- nın turabı olacağız. Türki- ye’de artık siyasetle zenginli- ğe son verilmeli” dedi. Kõlõç- daroğlu, Zonguldak’ta Genel Maden- İş Sendikasõ’nõ ziyaret etti. Kõlõçdaroğlu, “Yerin met- relerce altında altın teri döken işçilerin her zaman yanında- yız. Biz size destek veriyoruz, siz de CHP’ye destek verin. Türkiye’yi bu çıkmazdan çı- karalım” dedi. Kõlõçdaroğlu daha sonra Karadon maden ocağõnõ ziyaret ederek TTK Müdürü Burhan İnan’dan ka- zayla ilgili bilgi aldõ. Kõlõçda- roğlu daha sonra kazada yaşa- mõnõ yitiren bazõ madencilerin ailelerini ziyaret etti. ‘Ben sizin Kemalinizim’ Kõlõçdaroğlu ilk meydan sõ- navõnõ Zonguldak Belediye- si’ni ziyareti sõrasõnda verdi. Belediye önünde toplanan bin- lerce kişilik coşkulu kalabalõk Kõlõçdaroğlu’nu “Başbakan Kemal” sloganlarõyla selam- ladõ. Kõlõçdaroğlu, “Başba- kan’ın ezberi bozuldu. Bu tabloyu görünce ezberi 2. de- fa bozulacak. Halkın iktida- rını kuracağız, birilerinin de- ğil. Havuzlu villalarda otur- mayacağız. Madencilerin hakkını sonuna kadar koru- yacağız” dedi. Yurttaşlara “Bu Başbakan’ı sandıkta tekaüt edecek misiniz” diye soran Kõlõçdaroğlu, “Recep Bey, ta- şeron işçi sorununu nasıl çö- zeceksin, diye soruyor. O za- man ilk seçimde oyunu CHP’ye verir. Halkçı politi- kalar, nasıl üretilir, yalandan, dolandan, halkı soyanlardan nasıl hesap sorulurmuş gör- sün” diye sözlerini sürdürdü. Kõlõçdaroğlu, “Halkın iktida- rını kuracağız. Benim adım Kemal. Ben sizin Kemalini- zim, başkasının değil” derken meydandan alkõşlar yükseldi. Devlette 2 milyon taşeron işçi olduğunu belirten Kõlõç- daroğlu, “Sendikalar da ken- dilerine çekidüzen vermeli. AKP’nin dümen suyuna gi- den sendikalara son verme- liyiz. Halka hesap vermek sadece politikacıların değil, sendikacıların da görevidir” dedi. Başbakan Erdoğan’õn kazayla ilgili “kader” sözüne de tepki gösteren Kõlõçdaroğ- lu, “Recep Bey’e hatırlat- mak isterim. Halkımızın gü- GEZİDEN NOTLAR ‘CHP’li’ imamdan madencilere dua TÜREY KÖSE ZONGULDAK - CHP’nin yeni Genel Baş- kanõ Kemal Kılıçdaroğ- lu ilk yurt gezisinde “da- kik, kısa konuşan, kra- vatsız” lider olarak “far- kını” ortaya koydu. CHP Parti Meclisi’nin yeni üye- lerinden emekli müftü İh- san Özkes de, şehit ma- denciler için dua okudu. Kõlõçdaroğlu’nun ilk ge- nel başkanlõk sõnavõnõ ver- diği Zonguldak gezisin- den bazõ notlar şöyle: ? CHP’de “Kemal Kı- lıçdaroğlu” döneminin ilk işareti “dakiklik” ola- rak ortaya çõktõ. Deniz Baykal’õn “bekletme” huyundan ve “uzun” ko- nuşmalarõndan şikâyetçi olanlar, dün partide yeni bir dönemin başladõğõnõ gördü. Kemal Kõlõçdaroğlu, hafta sonu kurultay salo- nuna zamanõnda geldi, kurultay “mesai saatleri” içinde tamamlandõ. İkin- ci gün gece yarõsõna kadar liste beklenmedi. Kõlõç- daroğlu, dün, ilk gezisi olan Zonguldak seferine çõkarken de “dakikti”. Parti otobüsü genel mer- kezin önünden saat 08.01’de kalktõ. Kõlõçda- roğlu’nun 06 CHP 01 pla- kalõ makam aracõ da oto- büsü takip etti. ? Kõlõçdaroğlu otobüs- te en önde oturdu, yol boyunca gazeteleri oku- du. Genel Sekreter Ön- der Sav ile Grup Baş- kanvekili Hakkı Süha Okay’õn giysileri CHP’de “Kılıçdaroğlu moda- sı”nõ yansõtõyordu. Kõlõç- daroğlu’nun yanõ sõra Okay ve Sav da kravat takmamõştõ. ? İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin ekibe Zon- guldak’ta katõldõ. Sav ile Tekin arasõndaki soğukluk gözlerden kaçmõyordu. ? Kõlõçdaroğlu’nun kõ- sa konuşmasõ dikkatleri çekerken, Okay “Artık ezber bozulacak, yeni değişikliklere hazırla- nın. Grup konuşmaları bir saat, MYK toplantı- ları bir saat” diye gaze- tecilere takõldõ. ? CHP kurultayõndan önce Kõlõçdaroğlu’na des- tek açõklamasõ yapan ve kurultaya da katõlan Rah- şan Ecevit, Kõlõçdaroğ- lu’ndan bir gün önce Zon- guldak’a gelmişti. Kõlõç- daroğlu, son facianõn ya- şandõğõ Karadon işletme- sini ziyareti sõrasõnda işçi sağlõğõnõn önemi üzerinde dururken “Bülent Ec- evit’in çalışma bakanlı- ğı döneminde neler ya- pıldığını bilmiyor her- halde” diye Başbakan Tayyip Erdoğan’a çattõ. ? Yeni PM üyesi, emekli müftü İhsan Özkes şehit madenciler için dua okurken, “kader” diyen Başbakan Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Özkes, “Kader anlayışı İslam dinine sığmaz. Avru- pa’da iş kazalarında da- ha az insan ölüyor. Ka- derimizi yazan Allah, Avrupa’dakine ayrı, Türkiye’dekine ayrı mı yazıyor?” dedi. ? Bülent Ecevit’in se- çim bölgesi olan Zongul- dak’ta “İkinci Ec- evit” olarak anõlan Kõlõç- daroğlu’na ilgi büyüktü. ? Kõlõçdaroğlu Zon- guldak’ta İmam Hatip Lisesi’nin kermesini gö- rünce partililere 100 lira vererek alõşveriş yap- malarõnõ istedi. Maden faciasõnda yaşamõnõ yitirenlere başsağlõğõ dileyen, bazõlarõnõn da ailelerini ziyaret eden Kõlõçdaroğlu, “Bir başbakanõn kader kavramõnõ doğru algõlamasõ gerekir” sözleriyle Başbakan Erdoğan’õ hedef aldõ. Avukat Yõlmaz, görüntülerdeki kişinin Baykal olduğunun belirtilmediğini kaydetti ‘Raporda Baykal’ın adı yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Deniz Baykal’õn avuka- tõ, hem emniyet hem de jandar- ma kriminal raporunda görün- tülerdeki kişilerin Baykal ve Nesrin Baytok olduğu yönünde belirleme yapõlmadõğõ gibi bir imanõn bile söz konusu olmadõ- ğõnõ açõkladõ. CHP Genel Başkanlõğõ’ndan istifa eden Deniz Baykal’õn avu- katõ Muzaffer Yılmaz, komplo kaset olayõndaki kişilerin Baykal ve Baytok olduğuna ilişkin kri- minal rapor hazõrlandõğõ iddialarõ üzerine basõn toplantõsõ düzen- ledi. Yõlmaz, emniyet kriminal raporunun hiçbir yerinde Bay- kal’õn adõnõn geçmediğini, gö- rüntülerdeki kişinin Baykal ol- duğunun da belirtilmediğini kay- detti. Yõlmaz, “İftirayı atan kişiler iddiaları gerçek olsa kasetteki kişinin yüz kısmında bulanıklık oluşturmaz, çok net görüntü verirlerdi. Ka- setteki şahsın yüzü karartıla- rak müvekkilim Deniz Bay- kal’a benzetilmeye çalışıldığı çok açıktır” dedi. Jandarma kriminal raporunda da, “görüntülerin kurgulan- dığı” belirlemesine dikkat çeken Yõlmaz, raporda “Bir karedeki erkek şahıs haricinde, diğer tüm görüntü karelerinde yer alan şahısların tespitine yöne- lik gerekli yüz detayını elde et- menin teknik olarak müm- kün olmadığı kanaatine varıl- mıştır” denildiğini açõkladõ. ‘Emniyet şüphesi’ Yõlmaz, görüntülerin “Kur- gulandığı, montajlandığı, ke- silip yapıştırıldığı, bunun için bilgisayar programı kullanıl- dığının” çok açõk olarak belir- lendiğini söyleyerek, “Sayın savcılık makamının yapmış olduğu ve basında yer alan açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, emniyet ve jandarma kri- minalden şahısların gerçek olup olmadığı yönünde bir ra- por da talep edilmemiştir. Dik- kati çeken bir başka husus, em- niyet kriminal raporunun ba- sına yanlış ve eksik bilgilerle sızdırılmasıdır. Bu sızdırma öylesine yüksek bir makamdan yapılmıştır ki, çok ciddi basın yayın organları dahi iddiaları ciddiye alıp ana sayfadan ha- ber yapmışlardır. Jandarma ve emniyet raporu elimizde ol- duğuna göre ve savcılıkta bu- lunduğuna göre jandarma ra- porunun basına sızmayıp, em- niyet raporunun basına sızdı- rılması, olayda, savcılıkça ba- sına sızdırma olmayıp, Emni- yet Genel Müdürlüğü içeri- sinde şüpheleri yoğunlaştır- maktadır. Bu şüphenin aydın- latılması son derece önemlidir” dedi. Yõlmaz, jandarma raporu- nun basõna sõzmadõğõ halde, em- niyet raporunun basõna yanlõş bi- çimde sõzmasõnõn Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yönelik şüphe- leri yoğunlaştõrdõğõnõ ifade etti. Ankara Cumhuriyet Savcõlõ- ğõ’nõn talebiyle internetteki es- ki CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntüleri inceleyen Emniyet Genel Müdürlüğü kriminal uz- manlarõ raporunda, “Görüntü- lerdeki kişilerin kimliğinin tespiti mümkün olamamıştır” yönünde görüş bildirdi. İlk meydan sınavını belediyeyi ziyareti sırasında veren Kılıçdaroğlu halkın alkış ve sloganları nedeniyle konuşmasını sık sık kesti. (AA) Kaset olayõndaki kişilerin Baykal ve Baytok olduğuna ilişkin kriminal rapor hazõrlandõğõ iddialarõ üzerine bir basõn toplantõsõ düzenleyen Yõlmaz, raporun hiçbir yerinde Baykal’õn adõnõn geçmediğini söyledi. Genç: TayyipBey,minaredenkendiniat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Zongul- dak’taki maden kazasõnõ “kader” olarak olarak değerlendirmesi, TBMM Genel Kurulu’nda sert tartõşmalara yol açtõ. Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer Genç, Enerji Bakanõ Taner Yıldız’õn is- tifasõnõ isteyerek “Senden öncekiler onursuzsa sen de mi onursuzsun” diye tepki gösterince tansiyon yükselirken, “Kadermiş, Tayyip Bey, minarenin te- pesine çık, kendini at!” dedi. Anayasa değişikliği görüşmelerinden sonra 1 hafta ara verilen Meclis, çalõş- malarõna dün, Bakan Yõldõz’õn Zongul- dak’taki maden kazasõyla ilgili bilgi vermesiyle başladõ. CHP Grup Başkan- vekili Kemal Anadol da, maden kaza- sõnõ “cinayet” olarak nitelendirdi. Maden ocaklarõnõn eşe dosta peşkeş çekildiğini ve taşeron şirketlerin denetlenmediğini dile getiren Anadol, olayõn sorumlusunun iktidar olduğunu belirterek Bakan Yõldõz’õ istifaya davet etti. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantõsõnda grizu faciasõna ilişkin eleştirilere bir kez daha sert çõk- tõ. Erdoğan, ‘kimsenin ölen işçiler üze- rinden oy avcılığı yapmamasını’ ister- ken kendilerinden önceki hükümetler döneminde yaşanan grizu sonucu ölüm- ler hakkõnda istatistiki bilgiler verdi. AKP grup toplantõsõ öncesinde gazeteci- lerin sorularõnõ yanõtlayan Çalõşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer, Zonguldak Karadon’da 30 madencinin yaşamõnõ yitirdiği ocağõn “insan hayatını tehlikeye atacak eksiklik görülmediği” için kapatõlmayacağõnõ söyledi. BU KEZ MALATYA’DANACI HABER Krom madeninde göçük: 1 işçi öldü MALATYA (Cumhuriyet) - Malatya’nõn He- kimhan ilçesindeki maden ocağõnda meydana gelen göçük sonucu bir işçi yaşamõnõ yitirdi. Zonguldak’ta geçtiğimiz hafta 30 işçinin ölü- müyle sonuçlanan grizu patlamasõnõn ardõndan, dün de Malatya Hekimhan’a bağlõ Kuşçulu mevkisinde, özel bir firma tarafõndan işletilen krom madeninde göçük meydana geldi. Göçü- ğün olduğu bölgede bulunan işçi Ramazan Özoktay (46), olay yerinde hayatõnõ kaybetti. Göçükte hayatõnõ kaybeden Özoktay’õn cesedi diğer işçiler tarafõndan madenden çõkarõldõ. Ma- den ocağõ çevresinde güvenlik önlemleri alõna- rak çalõşmalara ara verildi. Hekimhan Kayma- kamõ Ramazan Fani, olayla ilgili soruşturma başlatõldõğõnõ belirterek, “Başlatılan soruştur- ma kapsamında bazı firma yetkililerinin İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alınıyor. Yaşanan olay bizleri üzmüştür” dedi. Bu ka- zayla birlikte Bursa, Balõkesir ve Zonguldak’ta 5 ayda 66 işçi, kömür ocağõnda can verdi. zel bir sözü vardır. Eşeğini sağlam kazığa bağla, on- dan sonra kaderden bahset, ondan bile haberi yok” diye konuştu. Kendisine belediye- nin karşõsõndaki yurt binasõn- dan el sallayan gençleri kala- balõğa alkõşlatan Kõlõçdaroğ- lu, “CHP iktidarında en geç iki yılda yurt sorunu kal- mayacak. TOKİ lüks ko- nuttan önce, yurt yapacak” açõklamasõnõ yaptõ. “Hiç kimseyi ötekileştir- meyeceğiz” diyen Kõlõçda- roğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Mühür sizin elinizde, Sü- leyman da sizsiniz. Mührü iyi yerde kullanırsanız yoksul- luklar biter, yolsuzluğu ve yoksulluğu bitiririz. Şimdi taşeron hükümetler var. O hükümetlerin kim olduğu- nu Recep Bey çok iyi biliyor. Kimlerden icazet aldığını da çok iyi bilir.” ‘Villada altın olmam’ Kõlõçdaroğlu, bir gazeteci- nin “Sayın Başbakan, ‘te- nekeyi altõna boyasanõz da te- neke tenekedir’ şeklinde bir ifade kullandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” şek- lindeki sorusuna da “Ben havuzlu villada altın ol- maktansa halkın arasında teneke olmayı kabul ediyo- rum” karşõlõğõnõ verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle