28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Arı kolonisi gibi hareket halinde bir kitle. İnanılmaz üretken; kendi uzmanlık alanlarındaki başarıları ile yetinmeyip, “ben insanlığa daha nasıl katkıda bulunabilirim’’ diye sürekli düşünen, sorgulayan; edindikleri deneyimleri başkaları ile paylaşan, bilim odaklı kalkınmayı ilke edinen… Bir kısmı ABD’nin seçkin üniversitelerinde öğretim üyeliği yapan Türk bilim insanları, girişimciler ve işadamları… Bazıları ise yine Amerikan üniversitelerinde görevli yabancı akademisyenler… Bu kez kraliçe arıları Prof. Dr. Banu Onaral’dı. Onaral istikameti belirledi ve arı kolonisi bu hafta sonu İzmir’e kondu. Çünkü kendine “sağlık ve biyomedikal alanından dünyanın önde gelen merkezlerinden biri haline getirme” hedefini koyan hatta bu amaçla İnovİZ adını verdiği bir platform da oluşturan İzmir’in bu çalışkan arıların deneyimine ve yardımına ihtiyacı vardı… Sanırım öykünün bu noktasında küçük bir parantez açıp, Banu Onaral’dan bahsetmem gerek. Drexel Üniversitesi Bio-Medical Mühendisliği Fakültesi’nde Bilim Sağlık Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Banu Onaral uzun yıllardan beri ABD’de akademik dünyanın içinde yer alan başarılı bir isim. Geçen dönem Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği’nin (TASSA) de başkanıydı. Onaral, 2 yıl önce kendisini ilk tanıdığımda bana “Dışardan baktığınızda, Türkiye’nin kaynaklarının artık büyük işler yapmaya müsait olduğu görülüyor. Ama bölük pörçük. Stratejik bir yaklaşım takip edilmediğinden bireysel seviyede kalıyor. Bunların birleşmesi ve güçbirliği sağlaması gereken bir üstyapının gelişmesi şart” demişti. Aynı zamanda ABD’deki Türk beyin gücünden Türkiye’nin yararlanabileceği ortamı da oluşturmaya çalışıyordu. Daha o zaman hem Ankara’da üst düzey temaslarını sürdürüyor hem de kent kent gezerek bir farkındalık yaratmaya çabalıyordu. Hatta o dönem yapılan bir dizi toplantı sonunda biyonanotekstil konusunda İstanbul’un bir cazibe merkezi olabileceği konusunda bir görüş birliğine varılmış ve İnovasyon ve Istanbul sözcükleri birleştirilerek İnovİST kavramı ortaya çıkmıştı. Ancak İstanbul çok büyük olduğu ve odaklanma sorunu yaşandığı için arayış farklı kentlere kaymıştı... İzmir ile Prof. Banu Onaral’ı buluşturan ve İnovİZ’in yatırılmasına katkıda bulunan önemli bir isim daha var söz etmem gereken. O da bir kadın. Bir bilim insanı. Her ne kadar olağanüstü mütevazı kişiliği ile adının ön plana geçmesini istemese de affına sığınarak projenin önemli mimarlarından biri olan Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan’ı kısaca tanıtmak zorundayım. 1998’den beri Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan’ın önderliğinde faaliyet gösteren EBİLTEM (Bilim- Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi) 2008 yılında Avrupa’nın en başarılı teknoloji transfer merkezi seçilmiş. 10 yıllık süreç içinde, bölge ekonomisine 42 milyon Avro katma değer ve 260 kişiye istihdam sağlanmış; 537 patent, 1019 marka başvurusu yapılmış, 42 proje yatırıma dönüştürülmüş… Bu başarılar ve Fazilet Hoca’nın vizyonu Banu Onaral’ın dikkatini çekince, buna İzmir’in “Sağlık için İzmir” sloganı ile sağlıkta ve biyomedikalde dünya çapında bir merkez olma hedefi ile birleşince düğmeye basıldı. 1.5 yıl içinde 10 arama konferansı yapıldı, üç üniversitenin (Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü) güçbirliği sağlandı. İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteği alındı. Önce 3 üniversite ilk adımı attı. Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yüksek Teknoloji Enstitüsü yeni bir işbirliğine imza atarak İzmir’de bulunan Biyomedikal Teknolojiler Sanayi ve Üretim sektörünü desteklemek amacıyla İnovİZ platformunu oluşturdu. Amaç dünyanın en hızlı gelişen sektörlerinden sağlık ve biyomedikal yatırımlarında Türkiye’nin payını arttırabilmek ve İzmir’i bu alanda öncü konuma taşımak. İşbirliği platformunda Türk-Amerikan Bilim Adamları ve Akademisyenleri Derneği (TASSA), Ege Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Merkezi (EBİLTEM), İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi AŞ (ESBAŞ) ve Sağlık Sektörü temsilcileri bulunuyor. İnovİZ ile, ortak bir Ar- Ge Merkezi kurulmasının yanı sıra İzmir ve Ege Serbest Bölgesi’nde yerli ve yabancı yatırımcıların rahatlıkla çekilebileceği bir Biyomedikal Sektör Kümelenmesi yaratmak ve ortak yüksek lisans ve doktora programlarının oluşturulması amaçlanıyor. Hafta sonu ABD’den kalkarak İzmir’e gelen ekip 1. Küresel İnovİZ konferansında deneyimlerini İzmirlilerle paylaştılar. İçlerinden bazılarını önümüzdeki haftalarda sizlere tanıtacağım. Unutmayalım ki İnovİZ daha ilk adım. Başarıya ulaşması için öncelikle güçbirliğinin sürmesi gerekiyor. İzmir’in daha önceki EXPO deneyimindeki başarısızlığının ardında ortak çalışma kültürünün oluşturulamamış olması yatıyor. Umarız İzmir eski hatalardan ders almayı başarır. İki kadın bilim insanının inanılmaz enerjisi etrafında örülen sinerji somut adımlarla yol alır... Bir Kent ve İki Bilim Kadını EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Finansal Spekülasyonu Dizginlemek Almanya Başbakanı Angela Merkel geçen hafta içinde finans piyasalarını altüst eden bir açıklama yaptı: Almanya’da, mart sonuna değin “çıplak açığa satış” işlemleri yasaklanmıştı. Söz konusu uygulama “finans piyasalarındaki aşırı spekülasyonun yol açtığı dalgalanmaları önlemek ve ekonomiye daha istikrarlı bir görünüm kazandırmak” amacını gütmekteydi. Merkel’in açıklamalarının ardından Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble de benzer sözler sarf etti. Bakan Schäuble’ye göre, “finans piyasaları kontrolden çıkmış durumda” idi ve “düzen içerisinde çalışmalarını sağlamak için efektif düzenlemelere (regülasyona) ihtiyaç duyulmakta”ydı. Schäuble, bu amaçla finansal ürünlerin standartlaştırılması ve bütün piyasa katılımcıları için daha fazla şeffaflık gerektiğini vurgulamaktaydı. Merkel ve Schäuble girişimlerini bir adım daha ileriye götürerek aşırı spekülasyon ile mücadele gündemini haziran ayında Kanada’da toplanacak olan G20 zirvesine taşıyacaklarını da açıkladılar. Buna göre Merkel, G20 zirvesinde uluslararası düzeyde bir finansal işlem vergisinin uygulamaya konulmasını talep etmeye hazırlanmaktaydı. Söz konusu işlem vergisi sadece bankacılık işlemlerinden değil, finans piyasalarında yapılan tüm işlemlerden alınacak ve bir yandan spekülatif girişimleri dizginlemeyi, bir yandan da ileride oluşabilecek krizlere karşı bir fon oluşturmayı amaçlayacaktı. Bu gelişmelere finans “oyuncularınca” verilen tepkiler son derece sert oldu. Başta Londra ve New York olmak üzere tüm borsalarda ani düşüşler yaşandı... Avro ise ABD doları karşısında gerileme gösterdi. Önce gelişmelerin başındaki duyuruyu irdeleyelim. “Çıplak açığa satış” işlemi ne demektir? Kısaca açıklamak gerekirse, varsayın ki bir finansal yatırımcı ileriki günlerde bazı finansal varlıkların ve devlet kâğıtlarının fiyatlarının düşmesini bekliyor. Bugünden bu kâğıtları pahalı fiyattan satıp, ileride fiyatları düştüğünde tekrar geri satın alarak kâr elde etmeyi düşünüyor. Dolayısıyla kâğıtları bugün satışa çıkartıp, gelecekte ucuzladıklarında geri alma işlemini tasarlıyor. Buraya kadar düşünülen işlemin herhangi bir eksiği, ya da yanlışı yok. Bir mal pahalıyken satılıp, ucuzken geri alınacak... Ancak işin bir püf noktası var: Satılması düşünülen kâğıtlar henüz yatırımcıya ait değil; yani satılması düşünülen varlıklar aslında başkasının portföyünde. Kısacası, örnekteki yatırımcımız kendi malı olmayan bir şeyi önce satıp, sonra satın almayı planlıyor. Size ait olmayan bir finansal varlığı, “ileride ucuzlayınca nasıl olsa satın alırım” düşüncesiyle fiyatı yüksek iken satmak, yani şimdi bir açık yaratmak, daha sonra da bu açığı ucuza kapatmak işlemi “çıplak açığa satış işleminin” özünü oluşturuyor. Finansal yatırımcı “sezgileri ve deneyimleri” yardımıyla açık pozisyona geçiyor ve risk alıyor. Eğer her şey arzulandığı gibi gerçekleşirse kendisine ait olmayan varlıkları satıp, sonra düşük fiyattan gerçekten satın alarak kâr elde etmeyi planlıyor. Böyle bir şey nasıl olabilir? Size ait olmayan bir varlığın satışını nasıl gerçekleştirebilirsiniz? Bu tür bir spekülasyon neticesinde alınan riskler ya karşılanamaz ise ne olur? Yapılan varsayımlar, evdeki hesaplar tutmaz ise yaşanan kayıplar kim tarafından karşılanacaktır? Bir de bu spekülatif tehlikelere, ilgili finansal varlıkların aslında “sahte değerler”den oluşan vasıfsız (toksik) varlıklardan ibaret olduğunu; yani ilgili kâğıtların aslında piyasa değerinin de olmadığını; ve üstelik piyasanın da bu tür kâğıtları ayrıştıracak bir yöntemi, becerisi, hatta niyetinin de olmadığını ekleyin... Bu soruların yanıtlarının sadece son küresel kriz boyunca değil, bu çapta olmasa da yaşanmış olan bütün finansal kriz dönemlerinde nasıl verildiğini yakından biliyoruz. Bu tür aşırı risk algılamaları sonucu oluşan” açık pozisyonların devletler eliyle nasıl kapatılmaya çalışıldığını; üstlenilen pozisyon açıklarının kamu borçlanması olarak nasıl üstlenildiğini ve gerek emek gelirleri, gerekse ileriki nesiller üzerine borç yükümlülükleri olarak nasıl yıkıldığını yakın deneyimlerimizden biliyoruz. Şimdi ise konuya bambaşka bir açıdan bakmamız gerekmektedir: Merkel Almanyası’nın aşırı spekülasyonun önüne geçmek için tasarladığı yeni finansal üstyapı, küresel kapitalizmin geleceği açısından ne anlama gelmektedir? Ya da daha geniş bir bakış açısıyla, kapitalizm bu tür finansal spekülasyon oyunları olmadan sermaye birikimini sürdürebilecek midir? Önümüzdeki haftaki yazımızda biraz daha tarihsel bir perspektif içinde bu konuyu ele almayı arzulamaktayım. Genel grev kararõnõn değiştirilmesine tepki gösteren TEKEL işçileri Türk-İş işgalini açlõk greviyle sürdürdü CİHAN ORUÇOĞLU TEKEL işçileri, 26 Mayõs’taki genel grev kararõnõn değiştirilip, 1 saatlik iş bõrakma kararõ alõnmasõnõ protesto için işgal ettik- leri Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcili- ği’nde dün de sürdürdükleri açlõk greviy- le devam etti. Konfederasyonlarõn genel grevi 1 saatlik iş bõrakma eylemine çevir- mesini, 1 Mayõs’taki kürsü işgaline bağ- layan işçiler tepkili. “Bizlerin derdi ekmek parası, 4/C ile 1250 lira olan maaşımız 750 liraya düşecek. Bizleri hükümete sa- tan AKP’nin sözcüsü Mustafa Kum- lu’dan hesap soracağız” dediler. Cevizli’deki Tekel Fabrikasõ’nda 17 yõl çalõşan Bekir İşeri, Ankara’daki 78 gün- lük direnişin ardõndan sendikalarõn, hü- kümete 12 maddenin değişmesi için talepte bulunduğunu fakat o maddelerin hiçbirinin değişmediğini belirterek, “Bizlere vermiş oldukları sözden döndüler. Bunu 3 Ha- ziran’da Ankara’da da soracağız” dedi. Tekel Cevizli Şubesi’nde 10 yõl çalõştõ- ğõnõ anlatan Binali Bindal “Genel grevin 3 ay sonra yapılacak olmasını eleştirdi- ğimizde genel grevin ciddi bir iş oldu- ğunu anlattılar. Samimiyetsiz oldukla- rını sezmiştik. Bizi cezalandırma yön- temiyle terbiye ediyorlar. Biz, buna sendika ağalığı diyoruz” dedi. Genel grevi 1 saatlik iş bõrakma eylemine çevirmesini, 1 Mayõs’taki kürsü işgaline bağlayan işçiler, “4/C’ye geçince 1250 lira olan maaşõmõz 750 liraya düşecek. Bizleri hükümete satan AKP’nin sözcüsü Kumlu, hesap vermeli” diye tepki gösterdiler. TÜRK-İŞ’İN ÖNÜNDE TOPLANACAKLAR T ürk-İş 1. Bölge Tem- silciliği’ni işgal eden iş- çilere bugün çeşitli konfederasyonlarõn İstanbul şubeleri destek verecek. Gü- müşsuyu’ndaki Türk-İş 1.Böl- ge Temsilciliği’nde süren aç- lõk grevine sabah saatlerinde siyasi parti ve sendika tem- silcileri gelerek genel greve ilişkin basõn açõklamasõ ya- pacak. Zeytinburnu Nakliye- ciler Sitesi’ndeki Ambarlarda saat 11.00’de DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çele- bi’nin katõlõmõyla basõn açõk- lamasõ yapacak. Şişli Ok- meydanõ Hastanesi önünde saat 10.00’da DİSK’e bağlõ Dev Sağlõk-İş Genel Başkanõ Arzu Çerkezoğlu basõn açõk- lamasõ yaparken, DİSK’liler, saat 12.30’da Kartal Koşuyolu Hastanesi, 13.00’te de Kadõ- köy belediyesi önünde açõk- lama yapacak. KESK’e bağ- lõ Eğitim-Sen 3 No’lu Şube Başkanõ Nebat Bukrek ise 26 Mayõs sabahõ saat 11.00’de ÇAPA ve Eminönü’nde üye- lerinin toplanõp iki ayrõ koldan Beyazõt’a yürüyeceklerini ve greve tüm gün iş bõrakarak destek vereceklerini söyledi. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - TEKEL işçileri bugün “genel grev” yerine işyerleri önünde sadece basõn açõklamasõ yapacak olan Türk-İş’e öfkeli. Tek Gõda İş Başka- nõ Mustafa Türkel, bugünkü eylemin başarõsõz olmasõ durumunda yarõn sabah Türk-İş Başkanõ Mustafa Kumlu’nun istifa etmesini bekleye- ceklerini söyledi. Türkel, TEKEL iş- çileri olarak bugün Türk-İş’in kararõ doğrultusunda değil, madenciler için bir saatlik iş bõrakma eylemi yapa- caklarõnõ kaydetti. Tek Gõda İş Başkanõ Türkel, TE- KEL işçilerinin Türk-İş’e yönelik ta- võrlarõnõ yaptõklarõ eylemlerle göster- diklerini söyledi. 22 Şubat’ta 4 kon- federasyon başkanõnõn 26 Mayõs’ta “genel eylem” için açõklama yaptõk- larõnõ anõmsatan Türkel, bu kararõn 26 Mayõs’a 3 ay kala alõndõğõna dikkat çekti. Bu kararõn ardõndan hükümetin “ciddiye alarak” açõklama bile yap- madõğõnõ dile getiren Türkel, çalõşma yaşamõnda 4-C, 4-B uygulamalarõnõn, güvencesiz çalõşma koşullarõnõn de- vam ettiğini söyledi. Türkel, “Bunlar cinayettir. Baş- bakan ‘kader’ diyor. Başbakan ‘Ka- dere inanmõyor musunuz’ diyor. Bu teslimiyetciliğin adı kader olamaz. Bu cinayetler bir genel grev nede- nidir. Böyle tavır alınması gere- kirken hiçbir şey değişmediği hal- de, eylemin sulandırılmasını doğ- ru bulmuyoruz” dedi. Bugün yapõlacak eylemin yarõn sabah mutlaka bir sonucu ola- cağõnõ dile getiren Türkel, “Bu sonuç hükümet açısından ya şapkasını önüne koyup düşün- meyi gerektirebilir ve- ya bu eylem başarısız- lıkla sonuçlanır ve 4 konfederasyon başkanının, ama öncelikle ben Türk-İş’e bağlı sendikanın başkanı olduğum için Türk-İş Başkanı’nın isti- fasını da gerektirir. Bu kadar net” dedi. Bir saatlik iş bõrak- ma eylemi kamu ve özel işyerlerinde saat 08.30 ile 09.30 arasõn- da yapõla- cak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emekçiler bugün Türkiye genelinde yapõlacak eylemlerle AKP’yi protesto edecek. Türk-İş ve Kamu-Sen sadece işyerleri önlerinde bildiri okumakla yetinirken, KESK “tam gün” iş bõrakacak. Türk-İş, DİSK, Kamu-Sen ve KESK, 22 Şubat’ta başta TEKEL işçilerinin 4/C istihdamõ olmak üzere çalõşma yaşamõnõn temel sorunlarõna çözüm bulunmamasõ durumunda 26 Mayõs’ta “genel eylem” kararõ almõştõ. Ancak eylem tarihi yaklaştõkça konfederasyonlar arasõnda görüş ayrõlõklarõ ortaya çõktõ. Türk-İş ve Kamu-Sen genel grevi uygulamayacağõnõ bildirdi. KESK üyeleri ise bugün tam gün iş bõrakacak. Emekçiler Ankara’da saat 11.30’da Ziya Gökalp Caddesi’nde toplanacak, aynõ yerde saat 13.00’te miting gerçekleştirilecek. KESK Başkanõ Sami Evren, İstanbul’da olacak. KESK’e bağlõ sendikalar tüm işyerlerinde işe gitmeyip, belli alanda toplanõp, basõn açõklamasõ yapacak. KESK üyeleri İstanbul’da Sirkeci Garõ’nda ve Çapa’da toplanõp Beyazõt Meydanõ’na geerek miting yapacak. İzmir’de ise saat 11.00’de Basmane’de toplanacak olan KESK üyeleri buradan Konak Meydanõ’na yürüyecek. Eyleme Maden Mühendisleri Odasõ destek verecek. B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K Kadın istihdamı izlenecek Hükümetleri döneminde uyguladõğõ politikalar- la kadõn istihdamõnõ yüzde 30’lardan yüzde 26’lara düşüren AKP, 8 yõlõn sonunda kadõnlarõ anõmsadõ. Başbakanlõk, “Kadõn İstihdamõ Ulusal İzleme ve Koordinasyon Kurulu” oluşturdu. Evteks’te 700 milyon dolarlık iş 19–23 Mayõs tarihleri arasõnda CNR Expo Fuar Merkezi’nde yapõlan Evteks’i değerlendiren TİM Başkanvekili ve Uludağ Tekstil İhracatçõlarõ Birliği Başkanõ İbrahim Burkay, fuara katõlan şir- ketlerin memnun ayrõldõğõnõ ve 700 milyon dolarõn üstünde bir iş bağlantõsõ yapõldõğõnõ açõkladõ. Atasun Optik, hedef büyüttü 2002 yõlõnda kurularak, 2008 yõlõnda Hollanda menşeli Hal Holding bünyesine katõlan ve geçti- ğimiz günlerde Fahri Kuz Optik ile güçlerini bir- leştiren Atasun Optik, yurt genelinde bulunan 41 hizmet noktasõnõ 5 yõl içerisinde 150’ye çõkarmayõ hedefliyor. Atasun Optik, Türkiye pazarõna 70 mil- yon TL yatõrõm yaptõğõnõ açõkladõ. GÜNÜN İÇİNDEN... Derdimiz ekmek parasõ EmekçiAKP’yi uyaracak Tek Gõda-İş Başkanõ, eylemin başarõsõz olmasõ durumunda gereğinin yapõlmasõnõ istedi Eylem başarõsõz olursa yarõn Kumlu’nun istifasõnõ bekleyeceklerini söyleyen Türkel, Türk-İş kararõyla değil, madenciler için iş bõrakacaklarõnõ kaydetti. ‘Kumlu istifa etsin’ SONUÇ ALANA KADAR EYLEMLERİMİZ SÜRECEK İ stanbul Sigara Fabrikasõ’nda 10 yõl çalõşan Songül Ay- dın, eyleme meraklõ olmadõğõnõ, kendisinin bir anne olduğunu ve geçim derdi yüzünden açlõk grevine baş- ladõğõnõ anlatarak, “Elimizden gasp edilen hakkımızı ge- ri almak için kanımızın son damlasına kadar müca- dele etmeye devam edeceğiz. Türk-İş bizden kestiği ai- datlarla bugünlere geldi. Açlık grevinin amacı yöne- timin istifa etmesi ya da bugünkü grevi adam gibi yap- masıdır” dedi. Mustafa Kumlu’nun AKP’nin milletve- kili gibi davrandõğõnõ kaydeden Aydõn, “Bizim hakkımızı kesinlikle savunmuyor. Her şeyi bir kenara bırakır- sak 1 hafta önce 30 kardeşimizi 500 metre yerin di- bine gömdük. Bunun da mı hakkı yok” ifadesini kul- landõ. Aydõn, “21 yıl boyunca sendikaya aidat ödedim. Sendikamız, hükümetin elimizden aldığı haklara se- sini çıkarmadı, doğru bir 26 Mayıs yapılmazsa Kum- lu yönetimi defolsun gitsin” dedi. Cevizli TEKEL Fabrikasõ’nda 12 yõl çalõşan, kendile- rini 4/C’ye geçirmek istediklerini anlatan Sezgin Alaca, “4/C’ye geçen bir işçi, 1250 liradan 750 liraya maaşı düşüyor. Bir sonraki sene devlet isterse bizi çalıştır- mama hakkına sahip oluyor. Bizim bütün derdimiz budur” dedi. 26 Mayõs Grevi’nin arkasõnda durmayan konfederasyonlara karşõ bu eyleme başladõklarõnõ söyle- yen Alaca, “Grev için hiçbir çalışmanın yapılmadığı- nı gördük. Bunun bir bedeli olmalı” diye konuştu. TEKEL işçileri Adana başta olmak üzere pek çok ilde Türk-İş binalarını işgal etme girişiminde bulundu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle