12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Askeri Vesayet mi, Sivil Vesayet mi? Türkiye’de yaşananlara Cumhuriyet okuru nasıl bakıyor? Türkiye gerçekten demokratikleşecek mi? Türkiye laik, demokratik Cumhuriyete sahip çıkacak mı? Türkler, Kürtler ve tüm etnik kimliklere bu coğrafyada yaşamı türlü çiçekli dallarda çoğaltacak mı? Bir dizi okur mektubundan kimilerini bugün özetleyerek köşeme aktaracağım... Serhat Nart şöyle diyor: “Yeni CHP militarizme yani asker vesayetine ne denli karşı çıkacak, Kürt sorununa, küreselleşmeye nasıl yaklaşacak?” Okur Serhat Nart, sendikaların önünün açılmasından, emekçilerin çalışma koşullarından, çocuk yaştaki işçilerin sorunlarından söz edip soruyor: “Güneydoğu’daki ağalık sorunu nasıl giderilecek?” Yazılarımda sık sık vurguladığım “Aşiret- Tarikat-Koruculuk-Devlet” kıskacı Güneydoğu’daki insanımızı çıkmaza sürüklüyor. Bölgede dinsel ve etnik kimlik, sağ ve ırkçı partilerin seçim aracı olarak kullanılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, sorunun salt ekonomik olmadığını, ancak aş-iş-ekmek sorununun çözülmesinden sonra, sosyal ve kültürel hakların da göz ardı edilmeyeceğinin altını çizdi. Türkiye’de kafalar karışık... Laik, demokratik Cumhuriyeti savunmak, din baronlarının maskelerini düşürmek, Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmak neredeyse suç sayılacak. Sık sık değindiğim gibi tutuklu bulunan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 1998 yılında Güneydoğu’da faili meçhul cinayetleri aydınlatmış, JİTEM’in vurucu gücü tetikçileri yakalatmıştı. Cihaner şimdi Ergenekon’dan tutuklu... Şeyma Arsel adlı okurum, Türk halkının hiçbir zaman solcu olmadığını söyleyip ekliyor: “Sol ideolojiyi öne çıkaran partileri hiçbir zaman iktidar yapmamıştır. Türk halkı Kemalizme hep sıcak bakmıştır. Kemalizm hem solu, hem kapitalizmi, hem devletçiliği birleştiren bir sistemdir. İşçi, üretici ve kadın haklarına önem verir. Bunun ötesinde solu Türk halkına kabul ettiremezsiniz. CHP de halkın partisi olmak zorundadır.” Kılıçdaroğlu zaten halkın partisi olmaya söz verdi... CHP, köklerini Kurtuluş Savaşı’ndan alan siyasal oluşumdur. 60’lı yılların ortalarına dek, eşraf, ağa ve mütegallibenin oy verdiği bir partiydi CHP. 1965 seçimlerinde TİP’in Meclis’e girmesinin ardından İsmet İnönü ne demişti: “CHP ortanın solundadır!” Güner Işık adlı bir okur, bakın neler yazmış: “CHP soldan giderek uzaklaştı ve merkeze kaydı. CHP’yi yönetenlerin arasında sol kültürden gelen, Marksizmi kavrayan yöneticiler çok azdır. İl ve ilçe örgütlerinde eski sosyalistler ve devrimciler vardır ama onlar da bugün işadamı olduklarından geçmişlerini unutup, tutucu bir kimliğe girmişlerdir. CHP sol kültürü unutmayacak, askeri vesayete girmeyecek, Kemalizmin ilericilik olduğunu kavrayacak, Cumhuriyet devrimlerini savunacak, sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle ilişkilerini geliştirecektir. Biz CHP’nin Marksist bir parti olmasını istemiyoruz ama soldan kopmasına da karşıyız...” Kemal Kılıçdaroğlu bir umut ışığı yaktı. Unutmayın CHP bir kitle partisidir. PM’de CHP’ye yön verecek önemli ekonomistler, sosyal bilimciler var. Biz gazeteciler hiçbir partinin yandaşı olamayız. Hele Cumhuriyet yazarları hiç olamaz... Cumhuriyet Vakfı sözleşmesinin girişinde yayın politikamız belirlenmiştir: “Cumhuriyet gazetesi tüm siyasi partilere eşit uzaklıktadır. Laik, demokratik Cumhuriyeti ve üniter devlet yapısını savunur. Demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin gelişmesinden yana çaba harcar...” Gazeteci olarak AKP, CHP, MHP, BDP ve öteki siyasi partilere eleştirilerim ve muhalif tavrım sürecektir. Çünkü yandaş değil, gazeteciyim... Askeri vesayete de karşıyım sivil vesayete de... Askeri darbelere de karşıyım, sivil faşizme de... Ben gazeteciyim... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com AKP lideri Erdoğan, Kõlõçdaroğlu’nun medya desteğiyle CHP’ye genel başkan seçildiğini savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Ge- nel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’na ilk eleştirilerini yöneltti. Erdoğan, Kõ- lõçdaroğlu’nun “candaş” ve “yoldaş” medya tarafõndan desteklendiğini sa- vunarak “Manşetle gelen manşetle gider... Sabah rüzgârıyla gelen ak- şam rüzgârıyla gider” dedi. Anlayõş değişmedikçe CHP’de gerçek bir deği- şim olmayacağõnõ söyleyen Erdoğan, “Tenekeyi istediğiniz kadar altın sa- rısına boyayın altın olmayacaktır. Teneke tenekedir” diye konuştu. Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda CHP’nin yeni genel başkanõ Kõlõçdaroğ- lu’nu sert ifadelerle eleştirdi. Erdoğan, şunlarõ söyledi: ‘Yandaş medya candaş medya’  Şimdi iki tür medya türedi; birisi candaş medya, diğeri yoldaş medya. Ger- çekten candaş ve yol- daş medya, bu süre içerisinde çok yoğun mesai sarf ettiler. Medya egemenliği, milli egemenliğin üze- rinde değil. Medya egemenliği, milletin egemenliği karşõsõnda her zaman avucunu yalayacaktõr... Bü- tün bu yapõlanlar arasõnda ilk defa Tür- kiye’de medyanõn köşe yazarlarõnõn, pabuçlarõnõ çõkarmak suretiyle, masa- lar, sandalyeler üzerinden nasõl alkõş tuttuklarõnõ da gördük. Bu alkõş tutan- larõn köşelerinden AKP’ye nasõl vur- duklarõ belli. Bunlarõn, malum partinin PM’de geçmişte görev aldõklarõnõ, daha sonra da ayrõldõklarõnõ biliyoruz. ‘Oyuncu değişti’  CHP’de olanõn; bu, statükoculu- ğun popülizme kaymasõndan başka bir şey olmadõğõnõ tekrar gördük. Statüko- culuk sadece üslup değiştirmiştir, oyuncu değiştirmiştir. Bu statükoyu is- tediğiniz kadar cilalayõn, parlatõn, özü değişmedikten sonra değişen hiçbir şey olmayacaktõr. Tenekeyi istediğiniz kadar altõn sarõsõna boyayõn, altõn ol- mayacaktõr. Teneke tenekedir. Bu CHP zihniyeti kolay kolay değişmez, değişirse geriye CHP kalmaz. VTR’sinde, malum Ergenekon olayõ- nõn olduğu bir kongreden bu ülkeye ne gelir, soruyorum size?  Yaşanan her olayda, cilalarõnõn döküldüğüne şahit olacaksõnõz. Kuru- lan her cümlede, ortaya konulan her ifadede makyajõn döküldüğünü göre- ceksiniz. Manşetle gelen, manşetle gi- der. Sabah rüzgârõyla gelen, akşam rüzgârõyla gider. Bir önceki genel baş- kanlarõnõn, nasõl manşetlerle alaşağõ edildiğini görsünler ve ondan ibret al- sõnlar. Ağlayanlar var mõydõ? Vardõ. ‘Aday olmayacağım, aday değilim’ diyenler var mõydõ? Vardõ. Peki, ‘Aday olmayacağım’ dediğin halde, niye ol- dun? Ağlayanlar, etrafõnõ hemen sarõp sarmaladõlar. Nasõl oluyor bu iş? ‘Alabora olurlar’  Yelkenleri manşetlerle şişirilen- ler, açõk denize çõkõn- ca alabora olurlar. Sa- nal can simidine sarõ- lanlar, kendi kaderleri ile baş başa kalõrlar. Halk kelimesini ağõz- larõndan düşürmeyen- ler sõrtlarõnõ halka de- ğil, goygoyculara da- yamõş durumdalar. İş- sizliği dillerine dola- yanlar, o işsizliğin en büyük sebebi statüko- ya sõrtlarõnõ dayamõş durumdalar. ‘Kılıçdaroğlu’nu aramam’  Bakõnõz ‘TC’nin kurucu partisiyiz’ diyen partinin yöneti- mi, kongrelerine Tür- kiye’nin iktidar parti- sini davet etmediler. Biz davet edil- meyen yerde olmayõz. Onu ayrõ bir nezaketsizlik sayarõz. Hayõr ben ara- mam. Benim hareketimin, davamõn bir izzeti, onuru vardõr. Bu izzete, onura asla leke sürmem. Bahçeli, AKP iktidarõnõn sonuna gelindiğini, erken seçim koşullarõnõn oluştuğunu savundu: Kurtuluş için geri sayım başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Baş- kanõ Devlet Bahçeli, ana- yasa değişikliği nedeniyle yaklaşõk 1.5 ay ara verilen parti Meclis grubunun dün- kü toplantõsõnda, Zongul- dak’ta maden ocağõndaki kazanõn tüm boyutlarõnõn araştõrõlmasõnõ istedi. Anayasa değişikliğinin 44 gün boyunca Türkiye günde- mini işgal ettiğini, ancak mil- letin gündeminde bir deği- şiklik olmadõğõnõ kaydeden Bahçeli, gündemi kafa karõş- tõrarak saptõran AKP hükü- metinin, “bir atımlık istismar barutunu” da anayasa gö- rüşmeleri sürecinde tükettiği- ni söyledi. Türkiye’nin uzun zamandõr erken seçim koşul- larõnõ taşõdõğõnõ belirten Bah- çeli, bundan sonraki siyasi gelişmelerin seyri nasõl olur- sa olsun, “AKP’den kurtuluş için geri sayımın başladığı- nı” ifade etti. AKP’yi kurtarmaya, “Men- deres’le ve Özal’la kurmaya çalıştıkları sözde demok- ratlık rabıtaları”nõn da yet- meyeceğini belirten Bahçeli, milletvekillerine, “Anayasa Mahkemesi’nin vereceği ka- rardan sonra milletimize ulaşmak için yeterli zamanın kalmaması ihtimali mev- cuttur. Bu açıdan yapaca- ğımız faaliyet, mahkeme ka- rarının sonucunu bekle- meksizin referandum süre- cine hazırlanmak ve mille- timizi muhtemel sonuçları konusunda uyarılara şim- diden başlamak olmalıdır” diye seslendi. Türkiye’nin arabuluculu- ğunda İran’õn Türkiye’de “uranyum takası” yapmasõ ve bu ülkeyle son dönemde- ki ilişkileri de değerlendiren Bahçeli, “Muhalefetten alkış ve takdir bekleyen Başba- kan Erdoğan’a kanlı senar- yoların adamı olmaktan çı- kıp, daha fazla batağa gir- meden başkent Ankara viz- yonuna dönmesini tavsiye ediyorum” dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda Kõlõçdaroğlu’nu sert ifadelerle eleştirdi. Kõlõçdaroğlu’nun medyanõn desteği ile seçildiğini ileri süren Erdoğan, CHP’de hiçbir şeyin değişmediğini ileri sürerek “Manşetle gelen manşetle gider, sabah rüzgârõyla gelen akşam rüzgârõyla gider” diye konuştu. CMYB C M Y B ‘Candaş, yoldaş medya’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle