19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Soykırım’ Konusunda Ne Yapmalı? Geçen hafta başında, Kültür Üniversitesi’nde emekli Büyükelçi Murat Bilhan’ın öncülüğünde düzenlenen bir sempozyumda, “Ermeni soykırımı” konusunda, hukuk alanında neler yapılabileceği konusu tartışıldı. Emekli Büyükelçi ve İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın bir saatlik sunuş konuşmasından sonra, konunun uzmanı kişiler görüşlerini dile getirdiler. Konunun hukuk ile ilgili yönü açısından yapılabilecek girişimler var. Türkiye sürekli olarak konuyu hukuk platformuna çekmek, 1915 yılında neler olduğunu tarihi belgelere dayanarak arşivlerdeki çalışmaların ışığında ortaya çıkarmak çabası içinde, Ermenistan ile diyasporayı da aynı noktaya getirmeye çalışıyor. Ankara bu tavrında haklıdır. Çünkü hukukun temel kuralı hiç kimsenin adil bir mahkeme sürecinden geçmeden suçlanamayacağını öngörmektedir. Bir suçla itham edilen kim olursa olsun, suçluluğu bir mahkeme önünde kanıtlanana kadar masum sayılır. Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller de, soykırım konusunu inceleyecek bir komisyon kurulması öngörülmekteydi. Daha doğrusu, Ankara, altında imzası bulunan protokolü böyle okumaktaydı. Ne var ki, Ermenistan Anayasa Mahkemesi, protokole getirdiği yorumda, metni hiç de böyle anlamadığını açıklamış bulunmaktadır. EAM aynı zamanda, protokollerin Ermenistan Anayasası’nın bir parçası olan, Bağımsızlık Bildirgesi’nde Doğu Anadolu topraklarının bir bölümü üzerindeki iddialarından da vazgeçmesini gerektirmediğini ileri sürmekte, bunların yürürlüğe girmesinin Azerbaycan ile Ermenistan ihtilafına bağlanamayacağını söylemiştir. Görüldüğü gibi, Erivan protokolleri Ankara’nın anladığı gibi anlamamaktadır ve onun davranışları ışığında, bu metinlerin TBMM tarafından onaylanmasını beklemek hayalciliğin de ötesinde bir iyimserliktir. Ermenistan Anayasa Mahkemesi, Türkiye ile Ermenistan arasında ortak komisyon kurulmasını da kabul etmemektedir. Bu kuruluşa ve Ermeni politikacılarına göre, çeşitli ülkelerin parlamentolarının veya ulusal mahkemelerinin aldıkları kararlar da göstermektedir ki, “Ermeni soykırımı tarihsel açıdan kanıtlanmış bir olaydır (historical established fact).” Nitekim, Lozan Mahkemesi Doğu Perinçek’e karşı açılmış inkâr suçu davasında, bu yönde bir karar vermiş bulunmaktadır. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu koşullar altında Ermenistan ile diyasporayı, konuyu ortak bir komisyonda incelemeye çekmek veya olayın yargı makamları önüne gitmesini sağlamak kolay değil, hatta imkânsızdır. Çünkü olaylar bugünkü seyirlerinde gittikçe, onlar istedikleri amaca adım adım yaklaşmaktadırlar. Ayrıca AB’nin Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığıyla Mücadele Çerçeve Belgesi Ermeni iddialarının BM Soykırım Sözleşmesi’nde öngörülen yetkili mahkemeler tarafından değil de, AB ülkeleri ulusal mahkemeleri tarafından soykırımın karara bağlanması ve inkârcıların cezalandırılması yolunu açıyor. Şimdi Ermeniler bundan nasıl yararlanacaklarının hazırlıklarıyla meşguldürler. Geçen hafta başında Kültür Üniversitesi’nde yapılan toplantıda Sayın Şükrü Elekdağ tarafından hukuk alanında ortaya atılan seçenekler ise şunlar. 1- Fransa’yı Kabul Ettiği Soykırım Yasası ile ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı önüne götürme. Bu seçenekte Türkiye UAD’ye giderek şu soruların yanıtlanması talebinde bulunabilir: - BM Sözlemesi hükümleri ışığında Fransız Parlamentosu’nun 1915 olaylarının soykırım olduğuna karar verme yetkisi var mı? - BM Sözleşmesi’nin 2. maddesi ışığında 1915 olayları soykırım olarak nitelenebilir mi? 2- Lahey Uluslararası Tahkim Mahkemesi seçeneği. Bu seçenek Türkiye’nin BM Soykırım Sözleşmesi’nin geriye dönük olarak 1915 olaylarına uygulanmasını kabul etmeyi gerektirir. Bu yüzden, kimi hukukçular Sayın Elekdağ’ın bu önerisine karşı çıkmaktadırlar. Ş. Elekdağ’a göre, Türkiye böyle bir öneride bulunduğu takdirde iki olasılık vardır: a- Ermenistan öneriyi reddeder. b- Ermenistan Türkiye’nin çağrısına olumlu yanıt verir. Ermenistan hem hukuken eli zayıf olduğundan hem de şimdiye kadar izlediği politika ile elde ettiği sonuçları tehlikeye atmamak için büyük olasılıkla öneriyi kabul etmeyecektir. Hatta Sayın Elekdağ’a göre, önerinin Erivan tarafından kabul edilme şansı “sıfır”dır. Her iki olasılıkta da, Türkiye ya konunun uluslarası yargıya intikalini sağlayacaktır, ya da Ermenistan’ın elini zayıflatacaktır. Konunun Fransa’yı dava ederek, uluslarası yargıya taşınabilmesi halinde, UAD’nin Serebrenika’daki Bosnalı Sırplar’ın uğradıkları soykırım konusunda verdikleri karar Türkiye lehine bir emsal oluşturmaktadır. Sayın Elekdağ’ın hukuk alanında yapılabilecekler konusundaki ilginç öneriler bunlar. Ayrıca bir politika oluşturulması konsunda başka önerileri de var. Bunların hepsini kendisiyle birlikte bu akşam 21’de, Cem TV’deki Ayıptır Söylemesi Programı’nda iki saat boyunca enine boyuna tartışacağız. [email protected] CMYB C M Y B SAYFA 4 CHP’nin Erdoğan hakkõndaki gensoru önergesi reddedildi ‘Rüşveti görmezsen ortağı olursun’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP’nin, “bazı uluslar- arası firmaların Türkiye’de rüşvet dağıttığı ancak siyasi iradenin gerekeni yapmadığı” gerekçesiyle Başbakan Tayyip Erdoğan hakkõnda verdiği gen- soru önergesinin gündeme alõn- masõ, AKP oylarõyla reddedildi. CHP adõna, grubu ve önerge sa- hibi olarak söz alan Grup Başkan- vekili Kemal Kılıçdaroğlu, rüşvet iddiasõyla yabancõ ülkelerde yargõ- lanan aralarõnda Siemens, Daimler ve Mercedes Benz Türk’ün de bu- lunduğu bazõ uluslararasõ firmalarõ göstererek, söz konusu iddialarõn Türkiye uzantõsõnõn da bulundu- ğunu ifade etti. Kõlõçdaroğlu, Tür- kiye’de iddialarla ilgili soruşturma yapõlmadõğõnõ, konunun yargõ aşa- masõna taşõnmadõğõnõ söyledi. Hü- kümete “Neden bu olayların üze- rine gitmiyorsunuz” diye soran Kõ- lõçdaroğlu, rüşvet alan ve verenle- rin sorgulanmadõğõ bir ülkede de- mokrasi olamayacağõnõ ifade etti. Kõlõçdaroğlu “Eğer bir idare bütün bu olayları görüp sesini ke- ser, görmemezlikten gelirse, ister bakan, ister başbakan, ister mil- letvekili, ister belediye başkanı ol- sun, rüşvetin ortağı demektir. Rüşvet rüşvettir. Bunun sağcısı solcusu olmaz” dedi. AKP Grup Başkanvekili Nuret- tin Canikli, gensoru önergesinde ortaya konulan bütün iddialarõn yargõya gittiğini savunarak, “Sanal önergeler veriliyor, içi boş, çak- ma önerge. Tamamı yargıya in- tikal etmiş iddiaları, etmemiş ge- rekçesiyle Başbakanımız hak- kında nasıl böyle bir gensoru önergesi verebilirsiniz?” dedi. Bunun üzerine Kõlõçdaroğlu, şun- larõ söyledi: “95 milyon Avro tu- tarındaki ihracata, 6 milyon 500 bin sterlin rüşvet ödemişler. Öde- meler gayri yasal bile olsa vergi- lenir. Benim ülkemde kazandığı bir parayı nasıl götürür başka bir ülkede rüşvet olarak verir. Bun- ların hepsinin yargıya intikal et- tiği söyleniyor. Acaba Başbakan, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu harekete geçirdi mi geçirmedi mi?” İddialara yanõt veren Baş- bakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek ise söz konusu firmalarla ilgili hükü- metin bilgi istediğini belirtti. Anayasa maratonunda ilk tur tamamlandı AKP’nin “uzlaşma” aramadan Meclis gündemi- ne getirdiği 27 maddelik anayasa değişikliği pa- ketinin 9 gün boyunca 134 saat süren ilk tur ma- ratonu tamamlandı. 2 Mayıs Pazar günü başla- yacak ikinci tur görüşmelerde de benzer sonuç çıkması durumunda pakete “zorunlu referan- dum” yolu açılmış olacak. BDP ise 2. turda AKP’de firelerin artacağı beklentisi nedeniyle “kilit parti” konumunu koruyor. Görüşmelerin gizli oylamalarına katılım 405 ile 414 aralığında olurken 69 MHP’li sürekli “ret” oyu kullandı. CHP’lilerin katılmadığı oylamalarda, BDP ise sadece “siyasi parti” kapatmaya ilişkin maddeye 5 milletvekiliyle katılarak destek verdi. Görüşü- len maddeler üzerindeki değişiklik önergeleri 450’ye yaklaştı, ancak içtüzük hükümleri gere- ğince her madde için 7 önerge işleme konuldu. AKP’nin “vekil vekile markaj” uyguladığı gö- rüşmelerin ilk turunda hiçbir madde, “referan- dumsuz” kabul koşulu olan 367 oya ulaşamadı. Bazõ uluslararasõ firmalarõn Türkiye’de dağõttõğõ rüşvet için siyasi iradenin gerekeni yapmadõğõ iddiasõyla CHP’nin verdiği önerge AKP oylarõyla reddedildi. Kemal Kõlõçdaroğlu, “Rüşvet alan ve verenlerin sorgulanmadõğõ bir ülkede demokrasi olmaz. Rüşvet rüşvettir” diye konuştu. Felçedenpolise10yıl ADANA (Cumhuriyet) - Adana’da, meslekta- şõnõn motosikletini çaldõğõ iddia edilen 16 yaşõnda- ki A.Y’yi tabancayla sõrtõndan vurarak yaralayan polis memuru Suat Bayrakçı, 10 yõl hapis cezasõ- na çarptõrõldõ. Adana 5. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargõlanan ve mesleğini sürdüren polis memuru Suat Bayrakçõ, olayõn kaza sonucu mey- dana geldiğini öne sürdü. Vurulan çocuğun babasõ Nuri Yıldırım ise oğlunun olaydan sonra felç ol- duğunu belirtti. Mahkeme, Bayrakçõ’ya 10 yõl ha- pis cezasõ verdi. Diğer polis M.Y. beraat etti. YÖK BAŞKANI ÖZCAN ‘Bazõ bölgeler suiistimale açõk’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, özellik- le Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sõnava girmek isteyenlerin bulunduğuna dik- kat çekerek “Herhalde oralarda suiistimale açık bir şey var” diye konuştu. YÖK Genel Kurulu, Prof. Dr. Özcan baş- kanlõğõnda toplandõ. Toplantõya öğle arasõ ve- rildiği sõrada Özcan gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Özcan, YGS çoğu adayõn başka il- lerde sõnava girdiği anõmsatõlarak, gelecek yõl- larda bu sorunun nasõl çözüleceğinin sorulma- sõ üzerine, imkânlarõn araştõrõlacağõnõ, kulla- nõlmayan okullar veya kurumlar varsa bura- larda sõnava girilmesinin sağlanacağõnõ ifade etti. Özcan, şunlarõ dile getirdi: “Ama bu ko- nuda ciddi problem var. Mesela İstan- bul’dan insanlar nedense gidiyorlar Mar- din’de, Urfa’da, Hakkâri’de, Şırnak gibi yerlerde sınava girmek istiyorlar. Oralarda suiistimale açık şeyler daha kolay oluyor diye gidiyorlar. Niye İstanbul’dan kalkıp da Mardin’de sınava giriyorsun? Türki- ye’de özellikle Doğu ve Güneydoğu’da im- tihana girmek isteyenler çok.” Özcan, ge- rekçenin ne olduğu sorusuna “Herhalde su- iistimale açık bir şeyler var” yanõtõnõ verdi. 18 ÇOCUK ÖLMÜŞTÜ Faciadan 2 yõl sonra ilk şikâyet BARIŞ YAMAN KONYA - Konya’da LPG’den sõzan gazõn patlamasõ sonucu 18 kişinin yaşamõnõ yitirdiği Kuran kursu faciasõ davasõnda, 2 yõl sonra ilk kez bir aile sorumlulardan şikâyetçi oldu. Taşkent ilçesi Balcõlar beldesinde kõz öğ- rencilerin kaldõğõ ruhsatsõz Kuran kursu yurt binasõnõn çökmesi sonucu 18 kişinin ölmesi, 27 kişinin yaralanmasõyla ilgili davanõn üçün- cü duruşmasõ dün görüldü. Balcõlar Belediye Başkanõ Mehmet Demirgül hakkõndaki “ih- mal ve taksirle ölüme sebebiyet verme ve yaralama” suçlamasõyla açõlan davanõn da birleştirilmesinin ardõndan dün Konya 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde davaya devam edildi. Patlamadan yaralõ kurtulan çocuklar, İngiliz- ce kursu gördüklerini ve şikâyetçi olmadõkla- rõnõ söyledi. Yurtta ölen Huriye ve yaralanan kardeşi Esra Nur Durmuş’un babasõ Abdul- lah Durmuş ise mahkemeye dilekçe vererek sanõklardan şikâyetçi olduğunu belirtti. Yak- laşõk 10 dakika süren duruşma, ifadesi alõna- mayan sanõklarõn talimatla ifadesi alõnmasõ ve eksikliklerin giderilmesi için 30 Eylül’e erte- lendi. 1 Ağustos 2008’de, Kuran kursu eğiti- mi verildiği iddia edilen yurt binasõ çökmüştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle