Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
ilişkin haber arasındaki oran nedir?
Özellikle bu soruşturmaların medya
mahkemeliğini üstlenen yayın organlarında
tutuklama ve tutuklananların sağlığıyla ilgili
haberler, dosya içeriğine konu olan haberlerin
yaklaşık dört katıydı.
Bir başka deyimle asıl olan insanların
tutuklanması, sağlığı çok bozulmuş olsa bile
cezaevinden çıkarılmaması. Hastanede ise bir
an önce, ne olursa olsun dört duvarın arkasına
gönderilmesi.
Davaların özüne ilişkin bir gelişme
olduğunda verilen haberlerin özelliği de şu:
Aynı gazetede bir hafta içinde en az üç kez
birazcık farklılaştırılmış tümcelerle yineleniyor.
Bu haberlerin üzerinde ise yönlendirici
yoruma dayalı başlıklar yer alıyor. Pek çok
“uzmandan” şu tür demeçler alınıyor:
“Dosyanın içeriğini bilmiyoruz ama, bu dava
çok önemli!”
Haberlerin ayrıntıları bambaşka bir yazı ve
inceleme konusu.
Türkçemizdeki binlerle ifade edebileceğimiz
deyimlerden biri şu:
Yüreği yağ bağlamak.
Anlamı da şöyle:
“Kin duyulan bir kimsenin kötü duruma
düşmesi karşısında duyulan rahatlama ve
sevinme.”
Kendisi gibi düşünmeyenlere böylesine
büyük bir kin besleyen, onların
tutuklanmasından, sağlığının bozulmasından,
her bakımdan yıpratılmasından büyük zevk
alan kesimlere bir sorum var:
Sizin yüreğiniz ne zaman yağ bağlar?
Tutuklananlar, mahkeme önünde, “Bize
suçumuzu söyleyin” diye çırpınırken mi?
Haklarındaki deliller kendilerine
gösterilmediği için savunmasını
hazırlayamayanlar, “Suçsuzluğumuzu nasıl
ispatlayacağız” diye hukuk ararken mi?
Beklemediği anda cezaevine koyulan
insanların tüm yaşamı, sağlığı altüst olunca
mı?
Onların hastane raporlarını alıp tüm
tahlillerini haber analizine yatırınca mı?
Ne zaman yüreğiniz yağ bağlar?
Hedef seçtiğiniz insanların kurumları da
erozyona uğramaya başlayınca mı?
Özgürlüğün değil, tutukluluğun esas hale
gelmesiyle mi?
Toplumdaki korku büyüdükçe mi?
Atatürk’ün Bursa Nutku suç delili olarak
dosyalara girdikçe mi?
Yüreğiniz ne zaman yağ bağlar?
İnsanlar, karşı karşıya kaldıkları,
inanamadıkları suçlamaları görünce, bunu
onurlarına yediremeyip intihar ediyorlar. “Örgüt
intihar emri mi verdi” deyip “onur”u parça
parça ediyor “on ur” üretiyorsunuz...
Değil terör örgütü, ait oldukları meslek
gereği Kanarya Sevenler Derneği’ne dahi üye
olmadıklarını söylüyorlar. “Bu öyle bir örgüttür
ki, kimileri üye olduklarını bile bilmezler”
diyorsunuz...
Hukuk devleti ilkelerini bir yana bıraktık,
yasa devleti ilkelerine bile uyulmadığı,
yasaların ihlal edildiği örnekleriyle anlatılıyor.
Bunları örgütü gizleme çabası olarak niteleyip,
“Usuldeki hatalar önemli değil, esasa bakalım”
diyorsunuz.
İnsanların onurlarıyla oynandıkça, kurumlar
yıprandıkça, Türkiye normalleşiyor diyorsunuz.
Sistemin çökmesine şehvetle bakıp, bunun
sancısını hissedenleri alaya alıyorsunuz.
Ameliyat olmak zorunda kalana, “Kendini
kestirmeyi başardı” diyorsunuz.
Yüreğiniz şöyle doya doya ne zaman yağ
bağlar sizin?
Bunca yağ...
Belki iktidarlar için şart ama...
İnsan olan insanın yüreği nasıl kaldırır?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Anayasa tartışmalarının henüz küllenmediği bir
sırada başkanlık sistemi önerisini neden ortaya attı?
Asıl amacı nedir RTE’nin:
Bugün uyguladığı başbakanlık sistemi ile
yetinemiyor. Siyasal ihtirasının temel hedefi
başkanlık sistemiyle tek adamlığını pekiştirmek!
Gazetelerdeki geniş açıklamalarla, bilimsel kimi
değerlendirmelerde RTE’nin asıl amacına
değinilmiyor bile.
RTE parlamenter sistem devam ederse iktidarı
başkalarına devrettiği gün yargı süreci başlıyor.
Bugünden Yüce Divan’da soluğu alacağını adı gibi
biliyor.
Nasıl korkmasın, kaygılanmasın; Yüce Divan’da
hesap vereceği konuların listesini bugünden CHP
lideri Deniz Baykal açıkladı:
ATV ile Sabah’ın satışındaki uygulamalar… TEKEL
satışı… Telekom, Ofer, Habur olayları, Deniz
Feneri…
Bunlar ilk akla gelen Yüce Divan konuları.
Şayet millete başkanlık sistemini yutturamazsa
kabul ettirmeye çalıştığı son anayasa değişikliğinin
temelinde bu korku, ilk önlem olarak Yüce Divan
olasılığı yatmıyor mu?
RTE’nin ortaya attığından beri TV haberlerinde,
açık oturumlarda, gazetelerde sütün sütün başkanlık
sistemi nedir ne değildir, Türkiye’ye uygun mudur
değil midir sorularına yanıt arayan tartışmalar
yapılıyor.
RTE’nin hedefine varabilmesi için yeni bir
anayasayı TBMM’den geçirmesi gerekiyor.
Uzlaşma kültüründen nasibini alamadığı bilinen
RTE, yeni anayasayı partiler arası uzlaşmayla değil,
yine partisinde kendi amaçları doğrultusunda
hazırlatıp parlamentoya dayatacaktır.
Fakattt, yeni anayasanın TBMM’de kabul
edileceğinden nasıl emin olabiliyor?
Yeni anayasa, eskimiş dediği 1982 Anayasası’nın
sınırları içinde görüşülerek kabul edilebilir.
RTE önerisini, bu durumu göz önünde tutarak
değerlendirmek gerekiyor.
Kamuoyu araştırmaları 2011 seçimlerinde,
AKP’nin yüzde 30 dolayında oy alabileceğini
açıklıyor.
Bu olasılık 2011’de AKP’nin 24 Temmuz’da
yakaladığı sonucu yansıtan 336 milletvekilli bir
Meclis grubu kuramayacağına işaret ediyor.
RTE bugün 336 milletvekili ile anayasa
değişikliğini kabul ettirmekte zorlanıyor.
Değişiklik maddelerinin 336’nın altında örneğin
229 oyla reddedilmesi olasılığıyla yanıp tutuşan
RTE...
…2011 seçimlerinde daha az milletvekili çıkararak
yeni bir anayasayı TBMM’den geçirebileceğini
sanması ancak ham bir hayal diye yorumlanabilir!
Başkanlık sisteminin başarılı olduğu tek ülke,
ABD.
Avrupa Birliği’nde parlamenter sistem yürüyor.
Fransa’daki yarı başkanlık sistemi dışında Batı
demokrasilerinde RTE gibi tek adamlığa, hatta -
geçerli deyimiyle- seçimle gelen kral olmaya
niyetlenen yok!
Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu’nun dediği gibi
“Parlamenter sistem adam gibi uygulansa…
cumhurbaşkanı tarafsız, akil kişi konumunda olsa…
aşırı istekler, öneriler rejimi zorlamayacak.”
Sakınca parlamenter sistem de değil… bu
sistemle iktidarı ele geçirenlerde!
Bugün yaptıkları, başkanlık sistemi gelirse
yapacaklarının kanıtı değil mi?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 21 NİSAN 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Nisan
Oslo Y 6
Helsinki Y 6
Stockholm Y 5
Londra B 13
AmsterdamY 9
Brüksel Y 12
Paris B 16
Bonn Y 10
Münih Y 14
Berlin Y 10
Budapeşte Y 18
Madrid Y 22
Viyana Y 17
Belgrad Y 17
Sofya Y 16
Roma Y 18
Atina Y 23
Zürih Y 17
Moskova Y 16
Aşkabat B 23
Taşkent Y 21
Bakû A 18
Bişkek B 26
Tiflis Y 23
Kahire B 28
Şam Y 26
İstanbul Y 17
Edirne Y 18
Kocaeli Y 14
Çanakkale Y 17
İzmir Y 19
Manisa Y 18
Denizli Y 19
Zonguldak Y 15
Sinop Y 15
Samsun Y 16
Trabzon Y 15
Giresun Y 15
Ankara Y 18
Eskişehir Y 15
Konya Y 15
Sıvas Y 16
Antalya Y 21
Adana Y 24
Mersin Y 23
Diyarbakır Y 21
Şanlıurfa Y 22
Mardin Y 21
Siirt ? 22
Hakkâri Y 14
Van Y 16
Kars Y 14
Ülke geneli parça-
lı zamanla çok bulut-
lu, aralıklı sağanak ve
gök gürültülü sağa-
nak yağışlı geçecek.
Yağışların Orta Ka-
radeniz, Doğu Ana-
dolu’nun kuzeybatısı
ile Düzce, Zongul-
dak, Bartın, Karabük,
Kastamonu, Kahra-
manmaraş, Kayseri
ve Sıvas çevrelerinde
kuvvetli olması bek-
leniyor. Hava sıcaklı-
ğı ülke genelinde 6 ile
8 derece azalacak.
Eyyafyallyöküll’ünKülleri
Türkiye’yideEtkileyebilir…
Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU
Hacettepe Üniversitesi Doğal Afetler Araştõrma ve
Uygulama Merkezi (HÜDAM) Müdürü
Baştarafı 2. Sayfada
hedef olabilecek ülkelerdeki bitki örtüsü ve tarõm alan-
larõ ciddi şekilde zarar görebileceği gibi insanlarõn sağ-
lõğõ da önemli ölçüde etkilenebilir. Çünkü, asit yağ-
murlarõ toprağõn yapõsõndaki magnezyum ve kalsiyum
gibi bitki gelişiminde önemli olan elementleri yõka-
yarak derinlere taşõnmasõna sebep olur. Bunun so-
nucunda ağaçlar ve diğer bitkiler topraktan yeteri ka-
dar beslenemez ve kurur.
Öte yandan, asit yağmurlarõ ile havada oluşan sül-
fat solunum yoluyla insanlarõn akciğerlerine gire-
rek bronşit, astım ve kanser gibi çeşitli hastalõklara
neden olabilir. Oluşabilecek rüzgârlarõn yönüne ve
şiddetine göre değişik zamanlarda değişik ülkeleri
etkileyebilecek olan bu bulutlar bugünden Türkiye
için bir tehdit oluşturmamakla birlikte Türkiye’de-
ki meteorolojik koşullarõn ve söz konusu bulutlarõn
hareketinin yakõndan ve dikkatle izlenmesi gerekir.
Çünkü söz konusu bulutlarõn olumsuz etkileri ba-
zen aylarca hatta yõllarca sürebilmektedir.
İstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Ha-
rekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda hakkõnda ya-
kalama kararõ olan eski 1. Ordu Komutanõ emekli
Orgeneral Çetin Doğan, “ciddi ve acil müdaha-
le gerektiren” sağlõk sorunlarõ nedeniyle tahliye
talep etti. Orgeneral Doğan, savunma yapamaya-
cak bir duruma gelme ihtimaline karşõlõk bel fõtõğõ
ameliyatõ olmayõ reddetti. Doğan, “Komployu
ortala çıkaracağım. Gerekirse tutuklu arka-
daşlarımla birlikte olurum” dedi.
GATA’da yaklaşõk 20 gündür tedavisi süren
Doğan’õn avukatlarõ Celal Ülgen ve Hüseyin
Ersöz, İstanbul Nöbetçi Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ne başvurarak tahliye talep etti. Mahkemeye
sunulan dilekçede, 2003 yõlõnda kalp ve prostat
kanseri nedeniyle çeşitli ameliyatlar geçiren
Doğan’õn, Silivri Cezaevi’ne gönderildiği andan
itibaren, yüksek tansiyona bağlõ sağlõk sorunlarõ
yaşamaya başladõğõ belirtildi.
Dilekçede yüksek tansiyonun kalp hastasõ olan
Doğan’õn ölümüne neden olabileceğine dikkat çe-
kildi. Doğan’õn sağlõk durumunu gösteren Gülha-
ne Askeri Tõp Akademisi’nin raporu da mahkeme-
ye sunuldu. Raporda, Beyin ve Sinir Servisi’nce
Doğan’a ameliyat önerildiği kaydedildi.
Doğan’õn ise “Lumbar disk hernisi tanısı ile
tarafıma önerilen, sistemde adı geçen ameliya-
tı, detaylı sonuçlarla ortaya konulana kadar
reddediyorum. Diğer tedavi seçeneklerinden
fayda görmezsem, ameliyat seçeneğini tekrar
değerlendireceğim” yanõtõ verdiği belirtildi.
Taksim’de 1977’de 1 Mayıs mitinginde katledi-
lenler anıldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üye-
leri İstanbul ve Adana’da KESK Başkanı Sami Ev-
ren de İzmir’de yaptıkları açıklamalarda 32 yıldır
yasaklı olan Taksim Meydanı’nın açıldığı gibi fa-
illerin de açığa çıkarılmasını istedi. ESP üyeleri,
Taksim’deki katliamda yaşamını yitirenleri Kazancı
Yokuşu’nun girişinde karanfillerle andı (üstte).
ESP’liler, katliamın arkasındaki güçlerin ortaya çı-
kartılmasını istedi. Adana’da İnönü Parkı’nda top-
lanan ESP’liler burada açıklama yaptı. İzmir’de
açıklama yapan KESK Genel Başkanı Evren de
emek kesiminin haklarını elde etmesi için tüm ör-
gütlerin mücadele vermesi gerektiğini, dayanışmayı
arttırmak için Türkiye’yi dolaştıklarını söyledi.
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Erzincan Başsav-
cõsõ İlhan Cihaner ile 3. Ordu
Komutanõ Saldıray Berk’in de
sanõklarõ arasõnda olduğu davanõn
kilit isimlerinden Erdal Zirek,
gasp ve yağma suçundan tutuk-
landõ. Zirek, önce Cihaner’e eski
Erzurum Özel Yetkili Savcõsõ
Osman Şanal aleyhinde ifade
vermişti. Şanal’õn kendisini göz-
altõna aldõrmasõ üzerine bu kez de
Cihaner aleyhine verdiği ifade
nedeniyle gündeme gelmişti. Zi-
rek’in kardeşi olan ve soruştur-
mada Munzur kod ismiyle anõlan
gizli tanõk Serkan Zirek’in kim-
liği de açõğa çõkmõştõ.
Cihaner’in İsmailağa ve Fet-
hullah Gülen cemaatlerine yöne-
lik yürüttüğü soruşturmanõn ar-
dõndan Ergenekon’un Erzurum
yapõlanmasõ adõ altõnda tutuklan-
masõnda kilit rol üstlenen isim-
lerden Zirek’in gasp ve yağma su-
çundan tutuklanmasõ ve bunun
zamanlamasõ dikkat çekti. Adana
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tarafõn-
dan düzenlenen iddianamede, 4
sanõk arasõnda Zirek de yer aldõ.
İddianameye göre, Erzincan Baş-
savcõlõğõ ve Jandarma Komutan-
lõğõ’nõn teknik desteğiyle arala-
rõnda Zirek’in de bulunduğu şüp-
helilerin “suç örgütü kurmak,
yönetmek, üye olmak, yağma,
dolandırıcılık, uyuşturucu mad-
de bulundurmak, tarihi eser
kaçakçılığı, izinsiz hintkenevi-
ri ekmek” suçlarõndan soruştur-
ma yapõldõ. Soruşturma sonunda
Cihaner’in başõnda bulunduğu
Erzincan Başsavcõlõğõ’nõn tüm
şüpheliler yönünden soruşturma
Zirek gasptan tutuklandõ
Başsavcõ Cihaner ve Orgeneral Berk’in tutuklanmasõnda kilit isimlerdendi
evrakõnõn suç yerinin Adana ol-
duğu gerekçesiyle bu kente gön-
derildiği anlatõldõ.
Kardeşi Zirek gizli tanık
Erzurum’da açõlan Ergenekon
davasõnõn tensip zaptõnda şikâ-
yetçi Ahmet Demir ile tanõklar
Süleyman Oğuz, Ömer Baysan
ve Erdal Zirek’in beyanlarõnõn
alõnmasõ için Erzincan Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ne talimat yazõl-
masõna karar verilmişti. Bu yazõ
gereği Zirek, 14 Nisan’da mah-
kemeye çõkarak ifade verecekti.
Ancak Zirek, Gaziantep’te 29
Mart’ta yapõlan bir yol kontro-
lünde, hakkõnda yakalama kara-
rõ olduğu gerekçesiyle Gaziantep
1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne çõ-
karõlarak tutuklandõ.
Zirek’in kardeşi olan Serkan
Zirek de Erzincan Cihaner ile Or-
general Berk iddianamesinin giz-
li tanõğõydõ. Serkan Zirek “Mun-
zur” kod ismiyle dosyada yer al-
mõş ancak tüm kimlik bilgileri de-
şifre edilmişti. Munzur kod isim-
li Zirek, yasak olmasõna karşõn
Erzurum dõşõna çõkmõş gazeteci
ve siyasetçilerle görüşme giri-
şimlerinde bulunmuştu.
1 Mayıs şehitleri anıldı
TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ
Doğan ameliyat
olmayõ reddetti
Takip edildiğimi hissediyordum
BİRİNCİ ERGENEKON DAVASINDA GAZETEMİZE BOMBA ATMAKTAN TUTUKLU SANIK IRŞİ:
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda,
Cumhuriyet gazetesine bomba
atmaktan tutuklu sanõk Tekin
Irşi, “5 Mayıs 2006’da bomba-
yı attıktan sonra hep takip
edildiğimi hissettim. Danıştay
olayından sonra da polis almı-
yordu, bekliyordu” dedi. Du-
ruşmada, ikinci Ergenekon da-
vasõnda yargõlanan bir sanõkta
ele geçirilen Danõştay’a saldõrõ da-
vasõnõn olaylõ karar duruşmasõnõn
gizli çekimleri gösterildi.
1. Ergenekon davasõnõn 143.
duruşmasõ gerçekleştirildi.
Çapraz sorgusunda tutuklu sa-
nõk avukat Kemal Kerinçsiz’in
sorularõnõ yanõtlayan Tekin Irşi,
tutuklu sanõk Osman Yıldırım’õn
ifadelerini yalanladõ. Yõldõrõm’õn,
“Talimatı Veli Küçük’ten, bom-
baları Muzzafer Tekin’den al-
dım” şeklindeki ifadeleri konu-
sunda Tekin Irşi, “Osman Yıl-
dırım’ın Muzaffer Tekin’i ta-
nıdığına inanmıyorum. Osman
Yıldırım’ın bu ifadeleriyle tu-
tuklu iseler tahliye edilmeleri
lazım” diye konuştu.
‘Dini hassasiyetleri yok’
Tutuklu sanõk Veli Küçük’ün
kõzõ ve avukatõ Zeynep Kü-
çük’ün sorularõ üzerine Irşi, “Bi-
rinci bombayı atmaya giderken
Osman Yıldırım, ‘Tövbe etmek
lazõm, namaz kõlmak lazõm, oruç
tutmak lazõm’ dedi. Ciddiye al-
madım. Dini hassasiyetleri ol-
duğunu söyleyemem” dedi.
Avukat Küçük’ün, “Bombayı
attığınız 5 Mayıs’ın ertesi günü
bütün gazeteleri aldığınızı, oku-
duğunuzu söylediniz. Yıldı-
rım’ın Cumhuriyet’te başör-
tülü domuz karikatürü için
özür çıkmadığını görünce kız-
dığını söylediniz. Doğru mu”
sorusu üzerine Tekin Irşi, “Evet,
Osman, ‘Bu gazete niye özür di-
lemiyor’ diye sinirlenip duru-
yordu” dedi.
Küçük’ün “Osman Yıldırım
‘Veli Küçük’ü tanõyorum’ mu
dedi? ‘Veli Küçük’ü bu davaya
bağlayacağõm mõ’ dedi” sorusu-
nu Tekin Irşi şu ifadelerle yanõt-
ladõ: “Osman Yıldırım ‘Veli
Küçük’e bağlayacağõm’ deyince
Erhan Timuroğlu, ‘Tanõmõyorsun,
nasõl bağlayacaksõn’ dedi. Os-
man Yıldırım, ‘Ben de sizinle
yargõlanmak istiyorum’ dedi.”
Üye hâkim Hüsnü Çalmuk, Ir-
şi’ye Danõştay’a saldõrõ davasõnõn
ilk olarak görüldüğü Ankara 11.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde Al-
parslan Arslan’õn tutumlarõna
ilişkin gözlemlerini sordu. Tekin
Irşi, “İlk iki mahkemede düz-
gündü. Daha sonra buradaki
gibiydi. Konuşmuyordu, şu an-
ki durumu gibi” yanõtõnõ verdi.
Allah bilir
Küçük’ün sorularõ üzerine Ars-
lan da şunlarõ söyledi: “Ben biraz
rahatsızım. Bu soruları Cum-
huriyet gazetesine atılan bom-
baların ve Danıştay olayının
babanız ile alakası olup olma-
dığını veya buradaki beyefen-
diler ile alakası olup olmadığı-
nı söylemem için soruyorsu-
nuz. Allah biliyor.”
Küçük’ün “Bombaları kim-
den aldınız” sorusunu “Süley-
man Esen’den aldığımı söyle-
miştim” diye yanõtlayan Arslan,
Yõldõrõm’õn, Küçük ve Tekin ile
ilgisinin olup olmadõğõ sorusuna
da “Ben bilemem” dedi. Küçük
Emniyet’te kendisine gösterilen
şemada kimlerin olduğunu bir
kez daha anlatmasõnõ istemesi
üzerine Arslan şöyle konuştu:
“Babanız, Muzaffer Tekin, Hü-
seyin Görüm, Vatansever Kuv-
vetler.. O gün irtibatım olma-
dığını söylemiştim. Ama ala-
kaları yoktur diyemem. ” diye
konuştu. Başkan Özese’nin Irşi’ye
“Alparslan Arslan sizi Anka-
ra’ya Cumhuriyet’e bombayı
pimini çekmeden attığınız için
götürmemiş” sözleri üzerine Al-
parslan Arslan “Vicdanım el
vermediği için kendisine ‘gel’
demedim” ifadelerini kullandõ.
Yurt Haberleri Servisi - Zaman gazetesinin
“CHP’li Ersin ile Eriza Otel’de gizemli görüş-
me” başlõklõ haberdeki iddialar yalanlandõ. Ha-
berde CHP Milletvekili Ahmet Ersin ve Paradi-
se Pastanesi sahibi Abdullah Erdoğan’õn Erzin-
can’daki Eriza Otel’de 18 Şubat’ta bir toplantõ yap-
tõklarõ ve gizli tanõklara baskõ uyguladõklarõ iddia
ediliyordu. Habere göre, Erdoğan’õn 34 HD 772
plakalõ cipini tutuklanan Erzincan Savcõsõ İlhan Ci-
haner’e tahsis ettiği iddia ediliyordu. Erdoğan yap-
tõğõ açõklamada, buluşmanõn 18 Şubat’ta değil 31
Ağustos 2009’dan önce yapõldõğõnõ açõkladõ. Bu-
luşma sõrasõnda henüz Ergenekon soruşturmasõ baş-
lamadõğõ için gizli tanõklarla buluşma gibi bir ola-
yõn söz konusu olmadõğõnõ belirten Erdoğan, bu-
luşma yerinin ise Trabzon’daki Süleyman Resto-
ran olduğunu söyledi. Erdoğan, haberdeki cipi ken-
disinin 2009 yõlõ başlarõnda aldõğõnõ belirtti.
ERZİNCAN TERTİBİNDE YALAN ÜSTÜNE YALAN
DURSUN ÇİÇEK’İN AVUKATLARINDAN İDDİANAMEYE İTİRAZ
İstanbul Haber Servisi- “İrtica ile Mücade-
le Eylem Planı” soruşturmasõ kapsamõnda hazõr-
lanan ve İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesine su-
nulan iddianamede sanõk olarak yer alan Dursun
Çiçek’in avukatlarõ, “Çiçek’in tanımadığı 6 ki-
şiyle aynı iddianamede yer almasına” ve “id-
dianamenin Ergenekon ana davasıyla birleşti-
rilmesi” talebine itiraz etti.
İstanbul Adliyesi’ne gelen Çiçek’in avukatlarõ,
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne müvekkil-
leri yönünden bazõ talepleri içeren bir dilekçe sun-
du. Dursun Çiçek’in avukatõ İrem Çiçek, aynõ za-
manda babasõ da olan müvekkili Dursun Çiçek ve
Bedrettin Dalan’õn şüpheliler arasõnda bulunduğu
“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” soruşturma-
sõna yönelik hazõrlanan iddianamenin İstanbul 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi’ne, “Ergenekon” ana da-
vasõyla birleştirilmesi talebiyle sunulduğunu bu-
gün öğrenerek teyit ettiğini belirtti. İddianamenin
“Ergenekon” davasõyla birleştirilmesini gerekti-
recek hiçbir kimseyi tanõmadõklarõnõ belirten Çi-
çek, “İddianamede yer alan söz konusu isimlerle
müvekkilimin hiçbir şekilde bir telefon görüş-
mesi, bir yerde oturmuşluğu olmamıştır. Hat-
ta müvekkilim, Bedrettin Dalan’ı rüyasında bi-
le görmemiştir. Bu hukuksuzluğa ” dedi.
Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU