Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Galileo’nun Dersleri
Galileo Galilei 1587 yılında gencecik bir
bilimci olarak, daha sonra engizisyonda başına
gelecekleri henüz aklının köşesinden bile
geçirmezken zorlu bir işe girişir.
Zorlu ama zevkli bir iştir.
Dante’nin Divina Commedia-İlahi
Komedya’sının ilk bölümünde anlatılan
Cehennem’in boyutları üzerine iki ders
verecektir.
Daha sonra hani hepimizin bildiği o ünlü
hikâyede olduğu gibi “dünya dönüyor” dediği
için engizisyona çekilecektir ve ağır baskı
sonunda yeryüzü cehenneminden kurtulmak için
Papalığın isteklerine boyun eğecektir.
Yine de hikâyenin, gerçekliği konusunda
kuşkular duyulsa da, en güzel yanı, yargılandığı
salondan çıkarken “yine de dönüyor işte” diye
mırıldandığı, herhalde mırıldandığı, yoksa
duyarlardı, final bölümüdür.
Peki, Galileo Galilei neden bir pozitif
bilimciyken Dante’nin İlahi Komedyası’ndaki
Cehennem’in boyutlarına, coğrafyasına eğilir,
araştırmaya girişir. Kariyerini ilgilendiren,
Dante’ye olan büyük hayranlığı ile pekişen pek
çok nedeni vardır bu derslerin. Ama en önemlisi
herhalde, pozitif bilime doğru koşar adım
ilerleyen Galileo’nun “cehennem” metaforunu
bilimin diline dönüştürme gayreti olsa gerektir.
Bunun günümüzle bir ilgisi var mı?
Derin pek derin bir ilgisi olduğu söylenebilir.
Şimdiki gidiş, pozitif bilimlerden metafiziğe
doğru tersine bir gidiştir. Çağımızın sapkınlığı,
pozitif bilimlerdeki büyük gelişmeye karşın,
insanlığa ihanet eden insanın doymak bilmez
hırsıdır. İnsanoğlunun bu canavarı tatmin etmek
için talan ettiği doğa ile olan ve intihara
benzeyen ilişkisi de bu gidişin bir başka
belirtisidir sanki.
Bu gidişin filozofisi kendini postmodernizm
diye gösteriyorsa da, aldırmayın, şu bildiğimiz
hayvan kürkü anlamında ve daha pek çok
anlamda “post”la bir ilgisi vardır da,
modernizmle ilişkisinin “aşkın” olmakla pek ilgisi
yoktur.
Galileo Galilei, Cehennem’i matematikle,
geometriyle pek güzel anlattı derslerinde.
Boyutlarını, coğrafyasını dünya üzerinde
kapladığı yeri ve dünyanın merkezine uzanan en
dibini, her kademedeki günahkârları Dante’ye
yakışır bir şiiirsellikle anlattı.
Bizse şimdi şiirsellikten uzak bir zamanda
gibiyiz. Çünkü şimdi şiirlerimiz şairlerinden ve
anlamlarından uzaklaştırılıyor. Manzume
severlerin elinde iğdiş ediliyor. Bir zamanlar
“Dörtnala gelip Uzak Asya’dan” güzelim
dizelerini yalnızca “dört nal” ve “Asya”
zanneden, aklını ırkla bozmuş bir politikacının
diline düşen şairimiz, bugün de bir başka
politikacının dilindedir.
O da kendi hayallerini anlatmak için; bizim en
güzel ütopyamızın en güzel anlatımı olan “Güzel
günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler”
dizelerimize dikmiştir gözlerini.
Ne ilgisi varsa.
Kısacası bugün Galileo’nun her şeye rağmen
dönüp duran dünyası büyük bir inat ve kinle
metafiziğe doğru yuvarlanıyor. Yok, biliyoruz,
dünya dönmesini yine de sürdürecek,
engizisyonun hükmü bir zaman sonra geçip
gidecektir.
Korkumuz, kaygımız, Cehennem’in
geometrisini, coğrafyasını çıkaran, metafizik
dünyasıyla hesaplaşan Galileo’nun, insanlığın
hallerini eksiksiz anlatan Dante’nin başarısını
gösteremeyeceğimiz, buna zaman
bulamayacağımız türünden bir korku, bir
kaygıdır.
Çünkü biliyoruz ki artık, kirli ve kinli
politikaların her şeyi kendi çıkarı için kullanan,
doğayı talan eden, kendini de yalnızca
cehennem ve cennetle tarif edenlerin
egemenliğindedir dünya.
Onlar kendilerine armağan etmeyi
düşündükleri cenneti insanın hayatından ve
hakkından ayırıp “merhametle” kazanacaklarını
sanıyorlar. Bizim için düşündükleri ise bu
dünyayı cehenneme çevirmektir.
Doğa ise kızgındır ve artık kendine içkin bilimin
diliyle konuşuyor.
Üstümüze yağan küller onun bir işareti midir
bilinmez. Ama bilimi metafiziğe kurban etmeye
niyetlenenlere duyduğu öfkenin işaretidir, bu
kesin.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK
İktidar partisi milletvekillerinin
imzalarõyla TBMM Başkanlõğõ’na
sunulan Türkiye Cumhuriyeti Ana-
yasasõnõn Bazõ Maddelerinde De-
ğişiklik Yapõlmasõ Hakkõnda Kanun
Teklifi, şimdiye değin genellikle si-
yasi partilerin kapatõlmasõna, Ana-
yasa Mahkemesi ile Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu’nun yeni-
den yapõlandõrõlmasõna ilişkin hü-
kümleriyle tartõşma konusu olmuş-
tur (1). Oysa Kanun Teklifi’nin 5,
6 ve 7. maddeleriyle anayasanõn
“Sendika kurma hakkı”, “Toplu
iş sözleşmesi hakkı”, “Grev hak-
kı ve lokavt” kenar başlõklõ 51, 53
ve 54. maddelerinde de önemli de-
ğişiklikler yapõlmaktadõr.
Nitekim Kanun Teklifi’nin Genel
Gerekçesine göre; “sendikal haklar
ile grev hakkında öngörülen bazı
sınırlamaların kaldırılması, me-
murlara ve diğer kamu görevlile-
rine toplusözleşme hakkının ta-
nınması”, anayasada “mutlaka de-
ğiştirilmesi gereken hükümler”
arasõnda yer almaktadõr. Teklifin 5,
6 ve 7. maddeleriyle ilgili gerekçe-
lerde ise Uluslararasõ Çalõşma Örgütü
(ILO) konferanslarõnda sendika öz-
gürlüğü, örgütlenme ve toplu pazar-
lõk haklarõ konularõnda kabul edilen
ve Türkiye tarafõndan onaylanan 87
ve 98 sayõlõ uluslararasõ sözleşmele-
re uyum sağlama amacõ dile getiril-
miştir.
Anayasamõza göre, usulüne göre
yürürlüğe konulmuş uluslararasõ
antlaşmalar kanun hükmündedir;
bunlar hakkõnda anayasaya aykõrõlõk
iddiasõyla Anayasa Mahkemesi’ne
başvurulamaz. Temel hak ve özgür-
lüklere ilişkin uluslararasõ antlaş-
malarla kanunlarõn aynõ konuda fark-
lõ hükümler içermesi durumunda ise
uluslararasõ antlaşma hükümlerine üs-
tünlük tanõnmõştõr (m. 90/V). Dola-
yõsõyla sözü edilen 87 ve 98 sayõlõ
uluslararasõ sözleşmeler de bu an-
lamda kanun hükmündedir. Böyle ol-
duğu halde; inceleme konusu Kanun
Teklifi ile anayasanõn bazõ hükümleri,
bu sözleşmeler doğrultusunda de-
ğiştirilmek istenmektedir.
Aynı işkolunda birden
çok sendikaya üyelik
Kanun Teklifi’nin 5. maddesi,
anayasanõn 51. maddesinin 4. fõkra-
sõnõ yürürlükten kaldõrmaktadõr. Ay-
nõ sözcüklerle olmasa da başlangõç-
tan beri 51. maddede yer alan bu fõk-
ra uyarõnca, “Aynı zamanda ve ay-
nı iş kolunda birden fazla sendi-
kaya üye olunamaz.” Bu yasağõn
kaldõrõlmasõ, 87 sayõlõ Sendika Öz-
gürlüğüne ve Örgütlenme Hakkõnõn
Korunmasõna İlişkin Sözleşme’ye
uygun sayõlabilir. Çünkü bu Sözleş-
me’ye göre, “Çalışanlar ve işve-
renler, herhangi bir ayırım yapıl-
maksızın önceden izin almadan
istedikleri kuruluşları kurmak ve
yalnız bu kuruluşların tüzükleri-
ne uymak koşuluyla bunlara üye
olmak hakkına sahiptirler.” Ulus-
lararasõ Çalõşma Örgütü de, 87 sayõ-
lõ Sözleşme’nin her durumda ço-
ğulculuğun olabildiğince olanaklõ
kalmasõnõ içerdiği görüşündedir (2).
Fakat anayasanõn 51. maddesinin
4. fõkrasõnõn kaldõrõlmasõyla aynõ iş
kolunda rakip sendikalarõn çoğal-
masõ, var olan sendikalarõn bölün-
mesi ve parçalanmasõ, sonuç olarak
her birinin toplu pazarlõk gücünün
zayõflamasõ yolu açõlacaktõr. Nite-
kim Uluslararasõ Çalõşma Örgütü de,
-kanunla doğrudan veya dolaylõ
olarak sendika tekliğini zorunlu
kõlmak, 87 sayõlõ Sözleşme’de ön-
görülen standartlara aykõrõ olmak-
la birlikte- rakip örgütlerin çoğal-
masõndan kaçõnmanõn genellikle
çalõşanlar ve işverenlerin yararõna
olduğunu; bunun onlarõn pazarlõk
masasõndaki konumlarõnõ güçlen-
direceğini, yapõsal reformlar ve ça-
lõşmalarõnõ etkileyen değişiklerle
başa çõkma çabalarõnda eşgüdüm
sağlayacağõnõ belirtmektedir (3).
Aslõnda bu konuda sendika kurma
özgürlüğü ile güçlü sendikacõlõk ara-
sõnda makul bir denge kurulmasõ
gerekir. Kanun Teklifi’nde bu den-
ge gözetilmemiş; örgütlenme öz-
gürlüğü adõna güçlü sendikacõlõk
düşüncesinden uzaklaşõlmõştõr.
Kamu görevlileri sendikaları
Kanun Teklifi’nin 6. maddesi ile
anayasanõn 53. maddesinin kenar
başlõğõ “Toplu iş sözleşmesi ve top-
lusözleşme hakkı” olarak değişti-
rilmekte; 3. ve 4. fõkralarõ yürürlük-
ten kaldõrõlmakta; maddeye eklenen
yeni fõkralarla memurlar ve diğer ka-
mu görevlilerine “toplusözleşme
yapma hakkı” tanõnmakta, bu sü-
reçte uyuşmazlõk çõkmasõ durumun-
da taraflarõn Uzlaştõrma Kurulu’na
başvurabileceği, Kurul’un kararlarõ-
nõn kesin ve toplusözleşme hük-
münde olduğu belirtilmektedir. Mad-
de gerekçesine göre, Uzlaştõrma Ku-
rulu’na verilen yetki ile “mevcut dü-
zenlemedeki Bakanlar Kurulu’nun
takdir yetkisi sona erdirilmekte”;
“yeni düzenlemenin bir sonucu
olarak 53. maddenin 3. fıkrası” ile
98 sayõlõ Örgütlenme ve Toplu Pa-
zarlõk Hakkõ İlkelerinin Uygulan-
masõna İlişkin Sözleşme’nin 4. mad-
desinde öngörülen “serbest ve gö-
nüllü pazarlık” ilkesiyle bağdaş-
mayan 4. fõkrasõ yürürlükten kaldõ-
rõlmaktadõr.
98 sayõlõ Sözleşme’nin 4. madde-
si, günümüz Türkçesiyle şöyle veri-
lebilir: “Çalışma koşullarını top-
lusözleşmelerle düzenlemek üzere,
işverenler veya işveren örgütle-
riyle çalışanların örgütleri ara-
sında isteğe bağlı görüşme usu-
lünden yararlanılmasını ve bu
usulün tam olarak geliştirilmesini
özendirmek ve kolaylaştırmak için
gerektiğinde ulusal koşullara uy-
gun tedbirler alınacaktır.”
Kanun Teklifi’nin 6. maddesi ile
anayasanõn 53. maddesinde yapõlmak
istenen değişiklik, kamu görevlileri
sendikacõlõğõna ağõr bir darbe niteli-
ğindedir.
Çünkü bu değişiklikle, 23.7.1995
tarih ve 4121 sayõlõ Kanun’la 53.
maddeye 3. fõkra olarak eklenen dü-
zenleme ile getirilen kamu görevli-
leri sendikalarõ ve bunlarõn idare ile
yapacaklarõ toplu görüşmelerin ana-
yasal dayanağõ ortadan kaldõrõlmak-
tadõr. Eğer bu değişiklik önerisi ka-
bul edilirse, sözü edilen 3. fõkranõn
uygulanmasõna ilişkin 25.6.2001 ta-
rih ve 4688 sayõlõ Kamu Görevlile-
ri Sendikalarõ Kanunu da, anayasal te-
melden yoksun kalacaktõr. Anaya-
sanõn “Sendika kurma hakkı” ke-
nar başlõklõ 51. maddesinde 5. fõkra
olarak yer alan “İşçi niteliği taşı-
mayan kamu görevlilerinin bu
alandaki haklarının kapsam, is-
tisna ve sınırları gördükleri hiz-
metin niteliğine uygun olarak ka-
nunla düzenleni.” hükmü ise, 51.
maddede içinde “sendika” sözcüğü
geçmeyen tek fõkra durumundadõr.
Dolayõsõyla kamu görevlileri sendi-
kalarõ için bu fõkraya anayasal des-
tek işlevi yüklenemez. Zaten bu fõk-
ra yeterli olsaydõ, 53. maddeye 4121
sayõlõ Kanun’la şimdi yürürlükten
kaldõrõlmak istenen 3. fõkra eklen-
mezdi.
Eğer önerilen değişiklik gerçekle-
şirse, memurlar ve diğer kamu gö-
revlileri için getirilmek istendiği öne
sürülen “toplusözleşme yapma hak-
kı” nasõl uygulanacaktõr? Acaba me-
murlar ve diğer kamu görevlileri, top-
lusözleşme yapma hakkõnõ bireysel
olarak mõ kullanacaklardõr? Sendi-
kasõz toplusözleşme olabilir mi? Ka-
mu görevlileri sendikacõlõğõ için so-
nun başlangõcõ anlamõna gelen bu de-
ğişiklikten vazgeçilmelidir.
Sürecek
(1) Örneğin bk. Hikmet Sami Türk,
“Anayasa Değişikliği Taslağõ”, Cum-
huriyet, 30.3.2010, s. 2.
(2) International Labour Office (ILO),
Freedom of Association and Collecti-
ve Bargaining, Geneva 1994, s. 44.
(3) ILO, age, s. 42, 44.
Anayasa Değişikliği ve Sendikal Haklar -I-
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Genel Kurulu’nda
anayasa değişiklik önerisi görüş-
melerinin ilk gün mesaisi muhale-
fetin yoğun engellemesi nedeniyle
yaklaşõk 18 saat sürerken, yapõlan ilk
oylamalarda 367 rakamõnõn üzerine
çõkõlamadõğõ için pakete “doğrudan
referandum” yolu göründü. CHP,
BDP ve DSP’nin katõlmadõğõ,
MHP’nin ret oyu kullandõğõ paketin
maddelerine geçilmesi 333 oyla ka-
bul edilirken, AKP’li bir milletve-
kilinin oylamaya yetişememesi ne-
deniyle 1. madde 336, 2 ve 3. mad-
deleri ise 337 oyla kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu’nda 19 Ni-
san Pazartesi günü saat 13.00’te baş-
layan ilk gün anayasa mesaisi dün sa-
bah saat 07.00’ye dek sürdü.
TBMM’nin uzun anayasa mesaisi
milletvekillerini yorgun düşürdü.
Görüşmelerin önceki günkü ilk
görüşmeleri ile dünkü görüşmelere
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe-
li başõndan itibaren katõlõrken, CHP
lideri Deniz Baykal, ilerleyen saat-
lerde genel kurula geldi. Önerinin tü-
mü ile 1. ve 2. maddeler üzerindeki
oylamalara katõldõ. CHP lideri Deniz
Baykal ise önerinin tümü üzerinde-
ki konuşmasõndan sonra genel ku-
ruldan ayrõldõ. CHP ve DSP’li mil-
letvekilleri oy kullanmazken, BDP’li-
ler oylamalar sõrasõnda genel kurul
salonundan ayrõldõ.
Bağımsızlar oylamada
AKP Afyonkarahisar Milletvekili
Ahmet Koca, 1. maddenin oyla-
masõna yetişemedi. Önerinin mad-
delerine geçilmesi için yapõlan ilk giz-
li oylamada 333 kabul oyu kullanõ-
lõrken, Koca’nõn yetişememesi ne-
deniyle 1. madde 336 oyla, ikinci
madde ise 337 oyla kabul edildi. Öne-
rinin maddelerine geçilmesine ilişkin
gizli oylamaya 410 milletvekili ka-
tõldõ. Milletvekillerinden 333’ü kabul
oyu kullanõrken, 73’ü ret oyu verdi.
Oylamada, 2 milletvekili çekimser ka-
lõrken, 2 oy da boş çõktõ. Sonuçlar,
MHP’nin yanõ sõra bazõ bağõmsõzla-
rõn da öneriye karşõ oy kullandõğõnõ
ortaya koydu. Oylamada, bağõmsõz
milletvekillerinden bazõlarõ oy kul-
lanõrken, bazõlarõ kullanmadõ. Ba-
ğõmsõzlardan Ankara Milletvekili
Zekai Özcan, Elazõğ Milletvekili
Feyzi İşbaşaran ve İzmir Milletve-
kili Recai Birgün oy kullandõ. Ana-
yasa değişikliği önerisinin kadõn,
çocuk ve yaşlõlar lehine pozitif ay-
rõmcõlõk öngören 1. maddesine 336
kabul, 70 ret oyu verildi. 407 millet-
vekilinin katõldõğõ oylamada, 1 oy ise
‘Çarpılırsın
bir tarafın
eğilir’
‘Odak’
AKP’li
Kılıç’ı
kızdırdı
Genel kurulda 3. maddenin görüşmele-
rinde CHP’liler ile AKP’liler arasõnda
sert tartõşmalar yaşandõ. CHP’li Malik
Ecder Özdemir, Meclis’te yapõlmak is-
tenen şeyin, AKP’nin 8 yõllõk iktidarõ bo-
yunca yarattõğõ “siyasal rejimin adını
koymak” olduğunu söyledi. AKP’nin
mevcut anayasaya uymayõnca, şimdi
anayasayõ kendine uydurmaya çalõştõğõnõ
belirten Özdemir, “Anayasa Mahkeme-
si kararıyla laikliğe karşı eylemlerin
odağı haline gelmiş olan AKP, bu suç-
tan vazgeçmek yerine, bu teklifle laik-
liğe karşı odak olmayı suç olmaktan
çıkarıyor. Eğer bunu kabul edersek,
yasamanın, yürütmenin, yargının ba-
ğımsızlığndan söz edemeyeceğiz. Ar-
tık, sandıklı monarşi mi, diktatörlük
mü olur, padişahlık mı olur, yoksa
Başbakan’ın söylediği gibi başkanlık
sistemi mi olur. Yeni siyasal rejimin
adını anayasaya da koyun” dedi. Bu-
nun üzerine söz alan AKP Grup Başkan-
vekili Suat Kılıç, AKP olarak laik Cum-
huriyete, demokratik Cumhuriyete sahip
çõktõkça Meclis’te “karnı ağrıyan” zih-
niyetler bulunduğunu savunarak, “Laik
Cumhuriyeti babanızın evinden getir-
mediniz, laiklik kimsenin babasının ta-
pulu malı değildir” görüşünü savundu.
geçersiz sayõldõ.
Önerinin 2. maddesine 337 kabul,
68 ret oyu verildi. Bu maddenin oy-
lamasõna da 405 milletvekili katõldõ.
Maddeyle, anayasanõn “Özel Ha-
yatın Gizliliği” başlõklõ 20. madde-
sine, “Herkes kendisiyle ilgili ki-
şisel verilerin korunmasını isteme
hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin
kendisiyle ilgili kişisel veriler hak-
kında bilgilendirme, bu verilere
erişme, bunların düzeltilmesini
veya silinmesini talep etme ve
amaçları doğrultusunda kullanı-
lıp kullanılmadığını öğrenmeyi
de kapsar. Kişisel veriler, ancak
kanunda öngörülen hallerde veya
kişinin açık rızasıyla işlenebilir”
düzenlemesi ekleniyor.
Görüşmelerin dünkü bölümünde
ise paketin “seyahat hürriyeti”
başlõklõ 23. maddesinde değişiklik
yapan maddesi de 2. maddede ol-
duğu gibi 337 oyla kabul edildi. 408
milletvekilinin katõldõğõ gizli oyla-
mada ret oylarõ 71’e yükselirken, boş
ya da çekimser oy çõkmadõ.
Şahin’den disiplin tehdidi
Görüşmeler sõrasõnda CHP’li En-
gin Altay’õn söz istemini TBMM
Başkanõ Mehmet Ali Şahin’in geri
çevirmesi üzerine tartõşma çõktõ. Şa-
hin’in, söz isteminde õsrarlõ olan Al-
tay’a “Bir eğitimci olarak size hiç
yakışmıyor, oturun yerinize” diye
bağõrmasõ üzerine sinirlenen Altay,
“Yazıklar olsun size, yazıklar olsun
hukukçuluğunuza” diye tepki gös-
terdi. Tartõşmanõn büyümesi üzeri-
ne Şahin, içtüzükteki “disiplin”
hükümlerini uygulayarak “geçici
çıkarma cezası” vereceğini belir-
terek, ya dõşarõ çõkmasõnõ ya da kür-
süden özür dilemesini istedi. Altay
ise “Siz benim eğitimciliğimizi
yargılayamazsınız” diye tepki gös-
terdi. Şahin, CHP grup başkanve-
killerini Altay’õ yatõştõrmaya çağõ-
rõrken, son derece sinirlendiği göz-
lenen Altay’õn, kendisini yatõştõr-
maya çalõşan CHP’li arkadaşõ Bil-
gin Paçarız’õ itmesi dikkat çekti.
TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamaya CHP, BDP ve DSP
katõlmazken MHP ret oyu verdi. Anayasa paketinin maddelerine
geçilmesi 333 oyla kabul edildi. Görüşmelerde zaman zaman
CHP’liler ile AKP’liler arasõnda sert tartõşmalar yaşandõ.
İlk oylamalarda 367 rakamõnõn üzerine çõkõlamadõğõ için ‘doğrudan referandum’ yolu göründü
Anayasa paketi bõçak sõrtõnda
TBMM Genel Kurulu’nda
19 Nisan Pazartesi günü
saat 13.00’te başlayan ilk
gün anayasa mesaisi dün sabah saat 07.00’ye dek sürdü. TBMM’nin
uzun anayasa mesaisi milletvekillerini yorgun düşürdü. Oylama sü-
rerken Başbakan Erdoğan, milletvekili sıralarında oturdu. (AA)
Yorucu maraton
‘Değişiklik neyi değiştirecek?’
Haber Merkezi - DSP İstanbul Milletvekili
Süleyman Yağõz, Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn yazõlõ olarak yanõtlamasõ istemiyle TBMM
Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde, anayasa
değişikliği teklifindeki yargõya ilişkin maddelerin
Türkiye’de neyi değiştireceğini sordu. “Anayasa
değişirse aş-iş sorunu çözülecek mi?” diye verdiği
30 soruluk yazõlõ soru önergesinin TBMM Başka-
nõ Mehmet Ali Şahin tarafõndan içtüzüğe aykõrõ
olduğu gerekçesiyle iade edildiğini belirten Ya-
ğõz, “Bu iade de ortaya koydu ki, anayasa değişik-
liği, ülkemizin ve ulusumuzun ekonomik ve sair
hiçbir sorununa çözüm getirmeyecek” dedi.
Meclis’te ‘sarı sendika’ tartışması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Genel Kurulu’nda CHP’nin 1977’deki kanlõ 1
Mayõs katliamõ ile ilgili araştõrma önergelerinin
gündeme alõnmasõ AKP oylarõyla reddedildi. CHP
Grup Başkanvekili Kemal Anadol, katliamla ilgili
grup önerilerine, sendikacõ kökenli olan AKP’li
Agah Kafkas’õn ne yönde oy vereceğini “merak
ettiğini” söyleyince, Kafkas, “Anayasa değişikliği
ile memura toplusözleşme hakkõ getiriliyor. Ne-
den grubunuzu özgür bõrakmõyorsunuz” dedi. Bu-
nun üzerine Anadol, “O zaman niçin grev hakkõ
yok teklifinizde. Bu sarõ zihniyetin temsilcisidir.
Hava atmak için gazeteye demeç vereceksin,
Meclis’e gelecek kõvõracaksõn. Sarõ sendikacõlar-
dan alacak sol dersim yoktur” diye tepki gösterdi.
Atışmalar tutanaklarda
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Genel Kurulu’nda
anayasa değişikliği görüşmeleri sõ-
rasõnda yaşanan atõşmalar “Ya-
lancının...” “Çarpılacaksın Eli-
taş”, “Hutulara, Tutsilere dö-
neriz” benzeri sözcüklerle tuta-
naklara girdi. CHP Grup Başkan-
vekili Kemal Kılıçdaroğlu da
Anayasa Mahkemesi’ne başvuru
planlarõ konusunda kendilerini
hedef alan Başbakan Yardõmcõsõ
Cemil Çiçek’e “muhtelif za-
manların muhtelif partilerin
muhtelif bakanı” diye çõkõştõ.
TBMM Genel Kurulu’nda ana-
yasa değişikliği görüşmelerinin
ilk gününden tutanaklara yansõyan
bazõ ilginç atõşmalar şöyle:
KAMER GENÇ (Tunceli):
Şimdi, Giresun SEKA’yõ alan es-
ki genel başkanõnõzõn yakõnõ, o da
getirdi İranlõya sattõ.
MUZAFFER BAŞTOPÇU
(AKP Kocaeli): Yalancõnõn…
KAMER GENÇ: Bak, yalan-
cõya… Gel sen de milletvekilli-
ğinden istifaya var mõsõn!
***
KAMER GENÇ: 16 saattir bu-
rada çalõşõyoruz. Bu, çok büyük bir
işkence. Bakõn, arkada AKP’li-
lerden en azõndan 20 kişi uyuyor.
Bunu tutanaklara geçirelim. Bu-
rada bağõmsõz olarak düşüncele-
rimi özgürce söyleyecek bir ortam
yakalayamõyorum.
BURHAN KUZU: Çarpõlõrsõn,
bir tarafõn eğilir!
***
TACİDAR SEYHAN (CHP):
Bakõn, bundan sonra kanunlarda-
ki bu esneklik yarõn bir gün etnik
konuda bizi nüfusta kodlarsa, nü-
fusta şablonlaşõrsa, Afrika’daki
Hutular ile Tutsilere döneriz.
KEMAL ANADOL: Sayõn
Başkan, deminki oylama gizli ol-
mamõştõr.
OKTAY VURAL: Getirir mi-
siniz onlarõ Sayõn Başkanõm? Ba-
kõn, orada işaretlenmiş.
MEHMET ALİ ŞAHİN: Bana
da talimat vermeyin lütfen ya! Ya-
ni bir öğretmenin öğrencisine ta-
limat veriyormuş gibi davranma-
yõn lütfen ya! Lütfen… Lütfen…
Bana bõrakõn bu idareyi, ben yö-
netiyorum burayõ, oturun yerinize!
Arkadaşlar, lütfen… lütfen...