Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
21 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Anayasal Padişahlık
Hakkını vermek için söylemeliyim. Başlıktaki
yakıştırmanın sahibi ben değilim.
İki aziz dostum, Hürriyet Başyazarı Oktay
Ekşi ile eski Adalet bakanlarından Prof. Dr
Hikmet Sami Türk, Başbakan Erdoğan’ın,
önümüzdeki genel seçimlerin ardından
anayasada etraflı bir değişiklik yaparak, güçlü
bir başkanlık sisteminin yerleştirilmesini
düşündüğünü söylemesinden sonra, bu
tanımlamayı yapmışlar.
Doğrusu, atv’nin canlı yayınındaki
açıklamasını dinlerken birden Erdoğan’ın CHP
Genel Başkanı’nın partisindeki koltukta kıdem
almasına yaptığı göndermeleri anımsadım. Yine
aynı nedenlerle, bir kişinin siyasi partilerdeki
görevlerinin süresinin kısıtlanmasını, dahası
milletvekillerinin en fazla üç dönem
seçilebilmesini önerdiğini de.
Önce Siirt, daha sonra da İstanbul
seçmenlerini iki dönemdir temsil eden Recep
Tayyip Erdoğan’ın, Allah izin verirse bu görevi
önümüzdeki genel seçimlere partisinin başında
girerek son kez yapmayı, ama o sırada
Çankaya’daki konukluğunun beşinci yılını
dolduracak olan Gül’ün kolluğunu devralmayı
düşlediği anlaşılıyor.
Ama öyle, bugünkü anayasamızın
cumhurbaşkanları için belirttiği görev sınırlarının
içinde, yetkileri tanımlanmış birisi olarak değil.
Bakanlar Kurulu’nu atayan, parlamentonun
görevlerine müdahale edebilen, yargı ile
hesaplaşmaya muktedir birisi olarak.
Zaman zaman Küçük Amerika olmak
istendiği söylenen ülkemizi ABD sisteminin
içine oturtarak.
Televizyondaki söyleşisinde, kökten
değiştirilmesi düşünülen anayasada, iki meclisli
bir parlamentonun olmasının da tasarlandığını
anlattı.
Bir Millet Meclisi’nin yanı sıra bir de
senatodan oluşan parlamento düzenimizle biz,
1961 Anayasası ile tanıştık. 12 Eylül
darbesinden sonra yapılan 1982 Anayasası ile
de tek meclis sistemine döndük.
Eyalet ya da federal düzen özlemi
Hikmet Sami Türk’ün dün gazetemizdeki
açıklamaları, Erdoğan’ın başkanlık sisteminde
oluşacak senatonun perde arkasını irdeliyordu.
İllerden çoğunluk sistemi ile seçilmiş
temsilcilerden oluşan bir Temsilciler Meclisi ve
onun yanında da “eyaletlerden” gelen
senatörler. Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan
olduğu o düzende demek ki Türkiye çeşitli
eyaletlerden oluşacaktır. Her eyalete seçilmiş
bir vali, yine seçimle göreve gelen polis müdürü
ve aynı şekilde adalet dağıtma görevini
üstlenecek yargıç ve savcılar.
Ve elbette, her eyalet için yerel
parlamentoların çıkaracağı birbirinden farklı
yasalar.
Nasıl? Açılımın son halkası, sizlere hangi
çağrışımları anımsatıyor?
Bütün bu varsayımların uygulamaya geçmesi,
halkın özgür oyları sonunda belli olabileceği
için, şu anda TBMM’de görüşülmekte olan
anayasa değişikliklerinin sonunda yapılacağı
anlaşılan halkoylaması da, bir yıl sonraki genel
seçimlerin oluşturacağı yeni TBMM’de,
Erdoğan’ın Çankaya yolculuğu için kilometre
taşı olacaktır.
O yolculukta kendisine onay verip vermemek,
sadece halk iradesinin ve o iradeyi
biçimlendirecek olan siyasal partilerimizin
bileceği bir şeydir.
Başbakan’ın yüreğini tutuşturan başkanlık
ateşinin alevlerini gördükçe, gazeteciliğe
başladığım 45’li yıllarda tanıdığım, daha sonra
dostluğunu kazandığım Fahrettin Kerim
Gökay’ı anımsamazlık edemiyorum.
Prof. Dr. Gökay, ülkenin o tarihteki en
tanınmış psikiyatrlarından biriydi. Tıp
fakültesindeki kürsüsünü bırakıp politikaya
atılmasının nedeninin, bu alanda sürekli
tırmanış içinde olmasından ileri geldiği
söylenirdi. Önce tek parti CHP’nin İstanbul İl
Başkanlığı’nda bulundu. Daha sonra atanmış
vali ve belediye başkanlığı görevlerini üstlendi.
14 Mayıs’ta halk CHP’yi düşürüp yerine DP’yi
getirince, valilik koltuğundan kaldırılmadı.
Rivayet odur ki, hocanın bu görev sevdasını,
kendisinin de hocası olan ünlü psikiyatr
Mazhar Osman’a sormuşlar. O da “Durun
bakalım, bekleyelim Fahrettin Kerim önce
başbakan olmak isteyecek.. Sonra da
cumhurbaşkanı. Onunla da yetinmez. Allah’ın
katına çıkmak isterse, alıp bana getirecekler
onu” yanıtını vermiş.
Nereden nereye?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Atatürk Orman Çiftliği’nin hesaplarõ bugün TBMM KİT Komisyonu’nda görüşülecek
Ata’nõn vasiyeti delik deşikMURAT KIŞLALI
ANKARA - TBMM KİT
Komisyonu’nda bugün görüşü-
lecek Atatürk Orman Çiftliği
(AOÇ) ile ilgili Başbakanlõk
Yüksek Denetleme Kurulu
(YDK) raporuna göre, Gazi
Üniversitesi’ne satõşõ yapõlan
132 dönümlük arazinin bedelle-
ri iki şirket tarafõndan ödenerek,
bu arazilere tahsis amaçlarõna
aykõrõ şekilde konut inşaatõ ya-
põlmak istendiği ortaya çõktõ.
YDK’nin 19 Ocak 2010 ta-
rihinde kabul ettiği “AOÇ
2008 Yılı Raporu”nda şu tes-
pitlere yer verildi.
“AOÇ’nin 89.5 dönümlük
taşınmazı kiraya verilmiş-
tir. Bu kiralamaların önem-
li bir bölümünün AOÇ’nin
Atatürk’ün vasiyet mektu-
bunda belirttiği amaçlara
uygun olmadığı gibi, AOÇ
Müdürlüğü’nün gelir yö-
nünden de menfaatına uy-
gun yapılmamış olduğu ve-
ya çok düşük kira bedeli
kullanıldığı görülmüştür.
Bazı kiracıların ödedikleri
kira tutarları günlük bedel-
lerinin çok altında kalmış-
tır. Kiralanan taşınmazlara
ait protokollerde bazı kira-
cıların arsa ve kapalı alan
genişliği ile fiili kullanılan
arsa ve kapalı alan genişliği
farklı görünmekte veya
protokoldeki alanlar fiili
durumla örtüşmemektedir.
Müdürlüğün önünü almak-
ta zorlandığı ve en çok uğ-
raştığı sorunlardan biri,
sözleşmelerdeki hükümlere
rağmen kiracıların kirala-
dıkları açık ve kapalı alan-
ları sürekli genişletme eği-
limleri ve bu suretle lehleri-
ne haksız kazanç sağlama
girişimleridir. Kiracılarla
ilgili sorunlardan biri de in-
şaat, tesis ve işgal suretiyle
açık alanların genişletilme-
sine ilişkin tasarrufları ve
AOÇ arazisinin birinci de-
rece tarihi ve doğal sit alanı
olmasına rağmen müdürlü-
ğe bildirilmeden kapalı alan
yapmalarıdır.”
KAHRAMANMARAŞ (AA) - Kahraman-
maraş’ta bir öğretmen, okuldan evine giderken
sokak ortasõnda silahla öldürüldü.
Hoca Ahmet Yesevi Lisesi edebiyat öğret-
meni Mehmet Savaş Kalaycı, son dersine
girdikten sonra Sakarya Mahallesi’ndeki
evine giderken kimliği henüz belirleneme-
yen, 40 yaşlarõnda ve üzerinde özel güvenlik
görevlisi kõyafeti bulunduğu belirtilen kişi-
nin silahlõ saldõrõsõna uğradõ. Arkasõndan
ateş edilen 7 yõllõk öğretmen Kalaycõ’nõn vü-
cuduna, 7 kurşun isabet etti. Silah sesi üzeri-
ne çevrede toplanan yurttaşlar, durumu polis
ve sağlõk ekiplerine bildirdi. Olay yerine ge-
len sağlõk ekipleri, 33 yaşõndaki Kalaycõ’nõn
hayatõnõ kaybettiğini belirledi.
Cumhuriyet savcõsõnõn talimatõyla olay
yerinde geniş çaplõ araştõrma yapõldõ.
Öğretmenin cesedini öğrencileri cenaze ara-
cõna kadar taşõdõ. Ceset, otopsi için Kahraman-
maraş Devlet Hastanesi’ne kaldõrõldõ. Bu ara-
da, bir süre önce eşinden ayrõldõğõ ve yalnõz
yaşadõğõ belirtilen Kalaycõ’nõn, kentte yerel
radyoda DJ’lik de yaptõğõ, geçen yõl radyoda
istediği parçayõ çalmadõğõ gerekçesiyle bir kişi
tarafõndan bacağõndan vurulduğu öğrenildi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Emekli Tümamiral İlker Güven,
eşi Sunahanım Güven’in hakkõnda
ileri sürdüğü iddialarõ, “Tamamen
yalan ve suç uydurmaya yönelik bir
iftira” olarak nitelendirerek “Tüm
iddiaları habis bir aklın ürünü
olarak değerlendiriyorum” dedi.
Güven, eşi Sunahanõm Güven’in hak-
kõnda ileri sürdüğü iddialarla ilgili ba-
sõn toplantõsõ düzenledi. “Sunahanım’a
soyadımı verdiğim için kamuoyundan
özür diliyorum” diyen Güven, “Bavul
dolusu çok gizli dokümanları sattığı”
iddialarõnõ sert bir dille yalanladõ.
“Bizler askerlik hayatımızda kur-
may subaylıktan amiralliğe gelinceye
kadar, pek çok sayıda gizli doküman
hazırlarız ve inceleriz. Bunlardan ev-
de bahis dahi etmediğimiz gibi özel
talimatlarla korunan bu doküman-
lardan fotokopi de almayız. Bu do-
kümanları bulundurmak ve kopya-
lamak suçtur. Hele hele böyle bir
‘çok gizli’ dokümanın satılması ise
‘köstebek’ kelimesi ile değil ‘casusluk’
tanımı ile ifade edilmesi gerekir.
Yasalarımız ‘casuslar’ için hangi ce-
zayı öngörürse görsün benim kita-
bımda, böyle birinin yaşamaya hak-
kı yoktur. Hanımefendi elinde bu-
lunduğunu iddia ettiği ‘çok gizli’ bel-
genin fotokopisini derhal ilgili ma-
kamlara teslim etsin.”
Konuşmasõnda, cemaat mensubu ol-
duğu yönündeki iddialarõ da anõmsatan
Güven, “Ben hiçbir tarikatın üyesi de
değilim. Kendisini yargı önünde bu
iddialarını ispat etmeye davet ediyo-
rum” diye konuştu. Güven, cumhur-
başkanlõğõ adaylõğõna ilişkin kendisine
bir öneri gelmediğini de söyledi. Güven
tüm iddialarõ “habis bir aklın ürünü
olarak” değerlendirdiğini de belirtti.
Güven ayrõca, yine eşi tarafõndan
gündeme getirilen emekli Orgeneral
Yaşar Büyükanıt’a gönderdiği mek-
tubu da basõn mensuplarõna dağõttõ.
HİZBULLAHÇILARA YARDIM İDDİASI
Mustazaf-Der
kapatõldõ
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Ku-
rucularõ arasõnda Hizbullah’õn yöneticileri
ve avukatlarõ bulunan, Diyarbakõr merkezli
Mustazaflarla Dayanõşma ve Yardõmlaşma
Derneği (Mustazaf-Der), mahkeme kararõ ile
kapatõldõ. Diyarbakõr 2. Asliye Hukuk Mah-
kemesi, genel başkanlõğõnõ Hizbullahçõlarõn
avukatlõğõnõ yapan, bir dönem kendisi de bu
suçlama nedeniyle firarda olan avukat Hü-
seyin Yılmaz’õn yaptõğõ, adõnõ İran’daki şe-
riat devrimini gerçekleştiren kitleye verilen
Mustazaflar’dan (ezilenler) alan Mustazaf-
Der’in kapatõlmasõna karar verdi. Mahkeme-
nin aldõğõ kararda, derneğin amacõna uygun
faaliyet yürütmediği, cezaevinde bulunan
Hizbullah tutuklu ve hükümlülerine yardõm
yaptõğõ gerekçesiyle kapatõldõğõ belirtildi.
Emekli Tümamiral Güven, kendisiyle ilgili olarak eşi Sunahanõm Güven tarafõndan
ortaya atõlan iddialarõ ‘iftira’ diye niteledi, hiçbir tarikatõn üyesi olmadõğõnõ söyledi
‘Habis bir aklın ürünü’
YASA DEĞİŞİYOR
Madenciler
gözünü
yaban
hayata dikti
ALİ ÖZTÜRK
ANKARA - Maden Yasa-
sõ’nda Değişiklik Yapõlmasõna
Dair Yasa Tasarõsõ ile ‘yaban
hayatı geliştirme sahaları’
maden arama çalõşmalarõna
açõlmak isteniyor. Tasarõ kabul
edilirse Türkiye’nin doğal zen-
ginliklerini barõndõran en önem-
li alanlar maden şirketlerinin
eline geçecek.
Türkiye’nin toplam 79 bölge-
sinde yaban hayatõ geliştirme
sahalarõ yer alõyor. 1.2 milyon
hektarlõk bir alanõ kaplayan bu
sahalar, yaban koyunu, dağ ke-
çisi, ayõ, sõrtlan ve flamingo gi-
bi yüzlerce canlõnõn son yaşam
alanlarõ olarak biliniyor.
AKP ise bu sahalarda maden
aramasõ yapõlmasõ için dikkat
çekici bir hamle yaptõ. Maden
Yasasõ’nda Değişiklik Yapõl-
masõna Dair Yasa Tasarõsõ’nõn
bugün Sanayi ve Ticaret Ko-
misyonu’nda görüşülmesi bek-
leniyor. Tasarõ ile maden şirket-
lerine dokunulmazlõk kazandõrõ-
lõyor ve yaban hayatõ koruma
alanlarõ da bu şirketlerin kulla-
nõmõna açõlõyor. Tasarõnõn yasa-
laşmasõ durumunda, yaban ha-
yatõnõn korunmasõ amacõyla ku-
rulan sahalarõn, madencilerin
kullanõmõna açõlarak tahrip edi-
lebilmesinin önü açõlõyor.
‘Uluslararası lobi etkili’
Doğa Derneği Başkanõ
Güven Eken, tasarõnõn ko-
runan alanlarõ korumasõz
hale getirerek küresel ma-
den şirketlerinin insafõna
terk ettiğini belirtti. Eken,
hazõrlanan yasa taslağõnõn,
Türkiye topraklarõnõn ko-
şulsuz şartsõz yağmasõ
anlamõna geldiğini vurgu-
layarak, “Tasarı, belli ki
uluslararası maden lobi-
sinin güdümüyle ha-
zırlanmıştır” dedi.
Eken, bu sahalarda
daha önce yapõlmak istenen
maden çalõşmalarõnõn mahke-
meler tarafõndan durdurulduğu-
nu anõmsatarak, “Çevre ve Or-
man Bakanlığı, korumakla
yükümlü olduğu yaban hayatı
geliştirme sahalarına sahip
çıkmalı” diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Silahlõ Kuv-
vetleri (TSK), Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan’õn
gündeme getirdiği bedelli
askerlik uygulamasõnõ uzun
süredir sõcak yaklaşmõyor.
Başbakan Erdoğan’õn be-
delli askerliğin Genelkur-
may ve Milli Savunma Ba-
kanlõğõ (MSB) ile konuşu-
labileceği yönündeki açõk-
lamalarõnõn ardõndan dik-
katler Genelkurmay’a yö-
neldi. AKP’nin ilk iktidara
geldiği yõllarda, dönemin
Genelkurmay Başkanõ Or-
general Hilmi Özkök’ün
talimatõyla yapõlan inceleme
ve planlama sonucu asker-
lik süreleri kõsaltõlmõştõ. Bu
uygulama da bedelli asker-
lik uygulamasõnõn bir daha
gündeme gelmemesi ama-
cõyla gerçekleştirilmişti.
Genelkurmay Başkanõ İlker
Başbuğ da daha önce bu
konuda kendine yöneltilen
sorulara olumsuz yanõt ver-
mişti.
Askeri kaynaklar, konuya
soğuk bakõlmasõna neden
olan gerekçelerin değişme-
diği belirtiyor. Bedelli as-
kerlik uygulamasõnõn “eşit-
sizlik” yaratacağõna dikkat
çeken kaynaklar, Türkiye’de
askerliğin “vatani görev”
o l m a s õ n õ n
TSK’nin millilik
yapõsõnõn önem-
li unsuru oldu-
ğunu vurgulayarak, be-
delli askerlik uygulama-
sõnõn bu açõdan da olum-
suz olduğunu belirtiyor.
Askeri kaynaklarõn gün-
deme getirdiği diğer ko-
nu ise askere alma plan-
lamasõnõn zarar görme
olasõlõğõ. Bedelli asker-
lik uygulamasõnõn aske-
re alõnacak yurttaşlar üze-
rinde bir beklenti oluştura-
cağõ ve askere alma planla-
malarõnda açõklar oluşaca-
ğõna dikkat çekiliyor.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI’NIN OLUMSUZ GÖRÜŞÜ DEĞİŞMEDİ
TSK bedelliye soğuk
Sokak ortasında öldürülen öğretmenin cenazesini öğrencileri taşıdı. (Fotoğraflar: AA)
Öğretmene 7 kurşun
DANIŞTAY’DAN
4/C İÇİN RET KARARI
? Anayasa Mahkemesi beklenecek
HASTANEDE
DEPREM HAZIRLIĞI
? Yeniden inşa ediliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Da-
nõştay, Tek Gõda-İş Sendikasõ’nõn
4/C’nin geçici maddelerinin yürütmesi-
nin durdurulmasõ ve iptali istemiyle aç-
tõğõ davayõ reddetti.
Danõştay 12. Daire’den 4/C’nin yürüt-
mesinin durdurulmasõna ret kararõ çõktõ.
Esastan devam edecek davada, Anayasa
Mahkemesi’nin kararõna göre hüküm ke-
sinleşecek. Daha önce Danõştay 2. Dai-
re’nin verdiği yürütmenin durdurulmasõ
istemi, Danõştay 12. Daire tarafõndan
reddedildi. TÜİK’te 18 yõl çalõşan 4/C’li
bir çalõşanõn iş sonu ve kõdem tazminatõ
istemiyle ve 4/C’nin ilgili geçici hüküm-
lerinin iptali istemiyle açtõğõ davada Da-
nõştay 2. Dairesi’nce verilen yürütmenin
durdurulmasõ isteminin reddine ilişkin
itiraz başvurusunu görüşen Danõştay İda-
ri Dava Daireleri Kurulu, 4/C’nin anaya-
saya aykõrõ olduğuna hükmederek iptali
istenen itirazõn Anayasa Mahkemesi’ne
gönderilmesine karar vermişti.
SİBEL BAHÇETEPE
Avrupa yakasõnõn en yoğun kamu hastanesi
olan Bakõrköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve
Araştõrma Hastanesi’nin ana binasõ ile ba-
zõ bloklarõ, olasõ İstanbul depremine karşõ
yeniden inşa ediliyor.
Deprem hastanesi olarak hizmet verebi-
lecek düzeyde tasarlanan hastanedenin
Başhekimi Uz. Dr. Zafer Çukurova, il-
çenin İstanbul depreminde en çok etkile-
necek bölgeler arasõnda yer aldõğõnõ anõm-
satarak “1 yıl önce hizmete giren acil tıp
kliniği de afet sırasında
bu amaca hizmet edecek
şekilde dizayn edildi.
Hastane personeli de
afetlere karşı eğitiliyor”
dedi. En üst düzey, ileri tõp
hizmeti vermeye çalõşan
bir yapõlarõnõn olduğunu
belirten Çukurova, şunlarõ
söyledi:
“Da Vinci robot ile
ameliyatlar yapabiliyo-
ruz. Hastanemizdeki ye-
nidoğan yoğun bakım
odaları kişiye özel odalardır. İstan-
bul’da yatak kapasitesinin yüzde 25’ini
yoğun bakım hizmetine ayıran tek has-
taneyiz diyebilirim. Önümüzdeki bir-
kaç yıl içinde organ nakli cerrahisinde
de iyi bir merkez olmayı planlıyoruz.
Günlük Telekom kayıtlarına göre 50
bine yakın telefonla, bir o kadar da in-
ternetle başvuru yapılıyor. Ortalama
günde 3 bin randevu verebiliyoruz.
Bunların da yüzde 15-17’si randevula-
rına uymuyor, bu da kargaşaya neden
olabiliyor. Hasta hakları biriminde so-
runları çözmeye çalışıyoruz. ”
7 SANIĞA
1747 YIL HAPİS
? Gasp suçuna rekor ceza
İstanbul Haber Servisi- İstanbul’da işada-
mõ Ahmet Ağaoğlu’nun da aralarõnda bu-
lunduğu denizcilik şirketinde çalõşan kişi-
lere yönelik olarak işlenen “yağma” ve
“kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”
suçlarõ ile çok sayõda gasp ve hõrsõzlõk
olayõna karõştõklarõ iddiasõyla dokuz sanõ-
ğõn yargõlandõğõ davada, yedi sanõğa top-
lamda 1747 yõl hapis cezasõ verildi.
İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ndeki 17. duruşmaya tutuklu sanõklar
Savaş Çetinkaya, Birim Uğur, Hakan
Çetinkaya, Özgür Görmez, Cemalettin
Metin ve Deniz Görmez ile tutuksuz sa-
nõk Ebru Karadeniz katõldõ. Kararõnõ
açõklayan mahkeme heyeti, çetenin eleba-
şõ olduğu ileri sürülen tutuklu sanõk Savaş
Çetinkaya’ya çeşitli suçlardan toplam 351
yõl 3 ay hapis cezasõ verdi. Heyet, tutuklu
sanõklardan Birim Uğur’un toplam 277
yõl 8 ay 22 gün, Hakan Çetinkaya ve Öz-
gür Görmez’in 349 yõl 5 ay 22’şer gün,
Cemalettin Metin’in 341.5 yõl 22 gün,
Deniz Görmez’in 143 yõl 22 gün ve tutuk-
suz sanõk Ebru Karadeniz’in de 48.5 yõl
hapisle cezalandõrõlmasõnõ kararlaştõrdõ.
Zafer Çukurova