25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER PENCERE Sencil... Rahmetli Hasan Âli Ediz sık sık yinelerdi: - İlhan, bildiğini sandığın şeyler için de sözlüğe başvuracaksın!.. Bellek unutur; kitap unutmaz!.. Kimi zaman kitap bile işe yaramıyor; geçenlerde başıma geldi; Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın “Marifetname”sinden bir alıntı yapmıştım; kitap masanın üzerinde duruyor, ben yazarın ilk adını yanlış yazıyorum. Bizim okurlar tatlı beladır; ertesi günü telefonlar, fakslar çalışmaya başladı, düzeltme düzeltme üstüne.. Hasan Âli’nin bir öğüdü daha vardı: - Sözcükler üzerinde düşüneceksin!.. İlk elde aklına gelen sözcük yerli yerine oturmayabilir, daha iyisini arayacaksın; bulacaksın, olmazsa yaratmaya bakacaksın... Ediz başından geçen tatlı bir olayı anlatırdı. Rusçadan çeviri yaparken bir deyişin karşılığını aramış, Osmanlıca “gayri ihtiyâri”yi bulmuş. Peki, “gayri ihtiyâri”nin Türkçesi ne?.. Bulabilirsen bul!.. Günler geçiyor, sorunun çengeli Hasan Âli’nin aklına takılıyor; yerken, içerken, yürürken, gezerken, aranıyor. Bir gün, tramvayın arka sahanlığında bağıra çağıra konuşan iki bıçkından biri: - Ulan, demiş, istemeyerek herifi temizleyecektim!.. Hasan Âli’nin kafasında bir kibrit çakmış: “İstemeyerek!..” Bir kibrit daha: “Elimde olmadan...” Önceki gün bir yazıda “sencil” sözcüğünü kullanırken içime kurt düştü, “Sözlüğe bakayım” dedim. O da ne?.. “Bencil” var, “sencil” yok!.. Türkçe Sözlük’te yok, Ali Püsküllüoğlu’nun sözlüklerinde yok!.. Ansiklopedik sözlüklerde yok!.. Oysa ben yıllardan beri “sencil”i kullanıyorum; nasıl oluyor bu?.. Yanlış mı yapıyorum?.. Bencil’in karşılıkları: Hodbin, hodgâm, egoist!.. Bencileyin “benim gibi” demek; “sencileyin” sözlüklerde var; ama, “sencil” sözlüklere girmemiş... Oysa ne güzel sözcük!.. “Sencil” (diğerkâm) bundan sonra sözlüklere girebilir mi?.. Yaşamdan siliniyor sencillik, köşe dönmecilik ağır basıyor, insanımız “birey” olmadan “bencil” oluyor; bencillik bir yaşam felsefesi gibi günümüzün “post-modemist” dünya görüşüne işleniyor. Bencilliğin bir adım ötesi “bencilik” değil mi!.. “Ben merkezli” bakış açısı, bireycilik sayılıyor... Ne büyük yanılgı!.. Özçıkarlarının ardına düşen insanların yaratacağı körgüdü pazarında, bireysel özgürlüklerin sağlanacağını ileri sürenlerin öngörüleri daha şimdiden fire vermeye başlamadı mı? Sencillikten yanayım ben.. İnsanı insan yapan eğilimin özünde sencilliğin sımsıcak varoluşu etik güzelliğin de kaynağıdır. Gelin “sencil” sözcüğünü Türkçe sözlüğe elbirliğiyle yazalım. (4 Nisan 1997 tarihli yazısı) İ zlanda’daki Eyyafyall- yöküll volkanõnõn faali- yete geçmesi dikkatle iz- lenmesi gereken ciddi bir doğal afettir. 14 Nisan 2010 günü faaliyete geçen volka- nõn atmosfere püskürttüğü sivri uçlu keskin kayaç ve do- ğal cam partikülleri içeren volkan küllerinin oluşturdu- ğu yoğun bulutlar, salt İz- landa’da değil komşu ülke- lerde de insanlarõn can ve mal güvenliğini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Özellikle söz konusu bulutlarõn yer al- dõğõ hava sahalarõna girecek olan uçaklarõn elektronik sis- temleri ve motorlarõ bu bu- lutlarõn içerdiği kayaç ve cam parçacõklarõndan ciddi şekilde zarar görebilir. Örneğin, uçaklarõn motor- larõna girebilecek olan bu parçacõklar motorlarõn dur- masõna ve uçaklarõn düş- mesine neden olabilir. Öte yandan, söz konusu bulut- larõn içerdiği kükürt ve az- otun atmosferdeki su buha- rõ ile kimyasal tepkimeye girmesi sonucunda oluşan sülfürik asit ve nitrik asit damlacõklarõnõn asit yağ- murlarõna dönüşmesi duru- munda ise bu yağmurlara Eyyafyallyöküll’ün Külleri Türkiye’yi de Etkileyebilir… Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU Hacettepe Üniversitesi Doğal Afetler Araştõrma ve Uygulama Merkezi (HÜDAM) Müdürü Arkası Sa. 8, Sü. 3’te KKTC cumhurbaşkanlığına Eroğlu’nun seçilmesi herkesin yararına olacak bir geleceğe yönelmek için iyi bir başlangıç olabilir. Evet, herkesin yararına: Kıbrıslı Türklerle Rumların, Türkiye’yle Yunanistan’ın, hatta belki de Birleşmiş Milletler’de “çözüm” için kafa yoranların. Önemli bir koşul: Geçmişte olup bitenleri unutmadan, uzun süredir savunulan tezleri bir yana bırakıp geleceğe insancıl, ve barışçıl bir açıdan bakarak. Yeni devlet başkanından şu aşamada hemen yapamayacağı şeyleri beklemek yanlış olur. Nitekim o da masadan kalkamayacağını, süreçten kopmayacağını, Birleşmiş Milletler’in parametrelerinden ayrılmayacağını, AKP iktidarıyla zıtlaşmadan Anavatan’la uyum içinde olacağını açıkladı. Hristofyas da, hiç vakit kaybetmeden BM Genel Sekreteri’ne, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ile AB makamlarına mektup yazarak müzakerelerin devam etmesini istedi ve Ankara’nın Ada’daki iki tarafa serbestçe görüşme izni vermesi gerektiğini belirtmeyi ihmal etmedi. Büyük olasılıkla, yakında çok taraflı bir uluslararası konferans toplanması ve garantici üç devletle birlikte, BM ile AB’nin de katılacağı görüşmelerle tarafların çözüme zorlanması da beklenebilir. Öylesi, daha önceleri hep yapıldığı gibi, sonu gelmez yeni bir sürecin başlatılmasından ve sürecin büsbütün güçleştirilmesinden başka bir anlam taşımayacaktır. Oysa, Ada insanlarını huzura kavuşturacak, şimdiye kadar ufku göremeyenlere sağlam bir gelecek sunup barışı sarsılmaz temellere oturtacak kesin bir girişim için artık vakit geldi. Ankara, ön alarak, yeni bir planla o yöne doğru ilk adımı atabilir. Geri dönülmezlikleri ve zorunlulukları ileri sürerek. Herhalde bundan böyle Ada’da iki devletin varlığını yok sayıp “Öyle bir şey yaşanmadı” diyerek tek devletli bir çözüm peşinde koşulamaz. Ama öte yandan, iki devletin barış içinde yan yana yaşamasını sağlayacak saldırmazlık ve komşuluk paktlarının imzalanmasından sonra Ada düzenini BM’nin ve anavatanların katılacağı bir güvence sistemi altına almak da ihmal edilemez. Aynı gerçekçi anlayış, Kıbrıs gibi dar bir coğrafyada meteoroloji, hava trafik kontrolü, haberleşme gibi hizmetler için birbirinden kopuk yönetimler yerine ortak kuruluşlar ve düzenlemeler önermeyi de zorunlu kılar. Ayrıca Ada’daki iki devletin AB ile ilişkilerini de anavatanların AB ile ilişkilerine paralel duruma getirip belirli bir esnekliğin sağlanması gerekecektir. Ankara, bunları yapmakla, hem Ada’ya gerçekçi bir çözüm getirmiş, hem de değerli yavruvatanını şu kurtlar dünyasında yalnız bırakmamış olur. mumtazsoysal@gmail.com AÇI MÜMTAZ SOYSAL Kıbrıs’ta Gerçekçilik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle