19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LONDRA (ANKA) - The Economist dergisi, cumhurbaşkanlõğõ konusunda “Ab- dullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan’a meydana okumaya hazır mı” sorusuna ya- nõt aradõğõ analizinde, “Bu, partiyi böle- bilir, hükümetin düşmesine bile neden olabilir” yorumunu yaptõ. “İlan edilmemiş bir savaş patlamak üzere: Sayın Erdo- ğan’ın cumhurbaş- kanlığına göz diktiği- ne inanılıyor ancak Sayın Gül, elinde tut- mak istiyor” görüşünü öne süren dergi, Gül için “Sayın Erdoğan kadar popüler deste- ği olmasa da AKP içe- risinde hâlâ nüfuzu var. Ancak, bunu Sa- yın Erdoğan’ın, gele- cek seçim için adaylar listesini hazırladığın- da koruyacak mı?” diye yazdõ. Türkiye’de bundan sonra kimin cumhur- başkanõ olacağõ konusu, yurtdõşõnda da merak uyandõrõyor. İngiliz The Economist dergisi, son sayõsõnda “Aile Kav- gası” başlõğõ altõnda sonraki dönemde cumhurbaşkanlõğõ konusunda Cumhurbaş- kanõ Gül ile Başbakan Erdoğan arasõnda bir çekişme olduğunu öne sürdü. “Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan’a meydan okumaya hazır mı” sorusuna yanõt aran- dõğõ analize şöyle devam edildi: “Dünyanın çoğu için Sayın Gül, beş yıl- lık Dışişleri Bakanlığı görevi sırasında, birdenbire değişen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aşırılıklarını denge- leyen ılımlı bir şahsiyettir. Sayın Erdo- ğan, kamuoyu önünde İsrail ile atıştı an- cak Sayın Gül, nükleer iddialarından vaz- geçmesi için sessizce İran’ı lobi konusu yaptı. Sayın Erdoğan, karizmadan yana, Sayın Gül sağduyudan. Ancak şimdi ilan edilmemiş bir savaş patlamak üze- re: Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına göz diktiğine inanılıyor ancak Sayın Gül, elin- de tutmak istiyor.” Cumhurbaşkanõnõn görev süresine ilişkin tartõşmalara değinerek Gül’ün görev süresinin ne zaman sona ereceği- ni kendisi dahil hiç kim- senin bilmediğini kay- deden The Economist, Gül’ün “Yedi yılım mı var, beş yılım mı? Bil- miyorum” sözlerini de yansõtõrken 2007 yõlõnda cumhurbaşkanõnõn, halk tarafõndan seçilmesi amacõyla yapõlan refor- mu anõmsatarak, hu- kukçularõn bu konuda ikiye bölündüğünü an- cak, sonunda siyasetin ağõr basacağõnõ kay- detti. İngiliz dergisi, Gül’ün çevresinin cumhurbaşkanõnõn bir dönem daha görev yapma hakkõnõn bulunduğunu savundu- ğunu belirterek “Ancak Sayın Erdoğan’ın müttefikleri farklı düşünüyor. Başba- kan’a yakın bir kaynak, ‘Sayõn Erdoğan, Sayõn Gül’ün cumhurbaşkanlõğõnõ destek- ledi. Şimdi fedakârlõk yapma sõrasõ onda’ dedi” diye yazdõ. CMYB C M Y B Tanıtım ile pazarlama birbirlerine çok yakın kavramlar, ama yine de farkları var. Bu fark ne kadar, pazarlama ile tanıtım nerede çakışıyor, nerede çatışıyorlar? Takıyye’yi mubah gören bir kuruluşun kendi imajını oluştururken, yaptığı tanıtım mıdır yoksa pazarlama mı? Özellikle AKP için çok geçerli sorular bunlar. Washington’dan baktığınız zaman, en masum yorum, AKP’nin çok iyi bir pazarlamacı olduğudur. Mart sonunda Washington’daki makamında görüştüğüm, ABD’deki Türkiye uzmanının görüşü de buydu. O, Ankara’daki iktidarların ABD’den oluşturulduğu yolundaki teze katılanlardan değil, Türkiye’yi kastederek diyor ki: - Her şey orada oluşur, buradan destek sağlar, yine de orada tamamlanır. Gelişmeleri hep dışa bağlayıp, iç dinamikleri pas geçenlerin kulak vermesi gereken bir görüş. Bana çok da ters gelmiyor. -ABD Türkiye’de ne ister? Kısa dönemde bölgede kendi çıkarlarına uygun politika, uzun dönemde kendi değerlerine inanmış, kendine benzeyen bir toplum, diyor muhatabım ve ekliyor: -AKP, bunların ikisine de uyduğu yolunda iyi bir görüntü yarattı. Ama artık AKP’nin bu görüntüye uymadığı, başka yerlere yöneleceği kaygısı arttı... Her şeyi yakından bilmek zorunda olan dünya jandarmasının, yapay bir imaja böylesine kapılıp, bu kadar çabuk aldanmasını anlamanın güç olduğunu söylüyorum. Muhatabım, bu görüşe katılmıyor. Yıllar yılı AKP’lilerin hem de, Amerikan toplumuna çok alışılmış gelecek görüntüler sergileyen kişilerle sürekli Washington’da kulis yaptığını söylüyor: “Kendilerinin veya eşlerinin başı açık insanlar, alkolü tabu gibi görmüyorlar, karşıtlarının AKP’ye yüklemek istedikleri görüntünün tersini sergileyen kişiler geldiler ve kendilerinin demokrat, Batıcı, reformcu olduklarını, karşıtlarının çağdışı, kapalı milliyetçi olduklarını söylediler. AKP bu imajı yaratmakta başarılı oldu, bu iş için ona uygun görüntü verenlerden yararlandı. Bir Latin Amerika ülkesinden, sürekli olarak birileri gelse, kendilerini demokrat, muhaliflerini sürekli darbeci olarak suçlasa, yıllar boyu bu böyle devam etse ve sizin başkasını dinlemek olanağınız olmasa, kime inanırsınız, ne yaparsınız?” Bunları söyledikten sonra, muhatabım şu soruyu soruyor ve yine kendi yanıtlıyor: - Yabancılar, Türkiye’deki diplomatlar, oradaki olayları hangi kaynaktan izliyorlar? Tabii ki, Today Zaman’dan... Başka kaynak mı var? Ardından da ekliyor: - Zamanla bazı şeyler anlaşılıyor, ama eğer muhalefet, burada AKP’nin elde ettiği destekten yakınıyor ve kendisi de aynını sağlamamaktan şikâyet ediyorsa, kendine bakmalı. “Benim onlara tavsiyem, diyor Washington’daki Türkiye uzmanı, AKP gibi, Amerikan toplumuna uygun görüntü sergileyecek, iyi İngilizce konuşan, genç insanları Washington’a göndererek kendilerini anlatmalı. Türkiye’de AKP ile aynı görüşte olmayanlar, dışa açık yayıncılıklarını geliştirmeliler, daha değişik görüşleri savunan yayın organları da, İngilizce yayın yapan ekler çıkarmalılar. AKP’nin çekirdeği sizin dediğiniz gibi olabilir, ama bize gönderdiği insanlar ki, onları iç çekirdeğine almayabilir, o görüntüyü vermiyorlar. Aynı şeyi karşıtları da yapmalılar.” Bu analizi, ABD’nin saflığı açısından iyimser veya eksik bulabilir, Washington’da kimilerinin her şeyi çok iyi bildikleri halde, AKP’yi başka niyetlerle desteklediklerini düşünebilir ve bunda haklı da olabilirsiniz. Ama unutmayın ki, ABD tek blok değil, çok değişik görüşler ve tutumlar birbirleriyle çelişebiliyorlar zaman zaman. Ve bir gerçeği kabul etmek zorundayız. Gerek içeride, gerekse dışarıda AKP kendini çok iyi pazarlıyor, bu pazarlama sırasında ortaya koyduğu görüntü gerçek yüzü olmayabiliyor. Ama buna karşı mücadele edip, gerçeği anlatmak için o alanda onlar kadar usta olmak, onlar kadar mücadele etmek gerek. Olanakların darlığından şikâyet bir şeye yaramıyor. Washington’daki uzmanın bu yöndeki uyarılarına kulak asmakta yarar var. DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kendini AKP Kadar Tanıtabilmek [email protected] SAYFA 4 Cumhurbaşkanı Gül, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves’i Çankaya Köşkü’nde kabul etti. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Estonya Cumhurbaşkanõ Toomas Hendrik Ilves’le Çankaya Köşkü’ndeki görüşmesinin ardõndan düzenlenen ortak basõn toplantõsõnda, gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Bir gazetecinin, anayasa değişiklik paketi konusunda siyasi partiler arasõnda uzlaşma olmadõğõnõ anõmsatmasõ üzerine, Gül şunlarõ söyledi: “Çoğulcu demokrasilerde anayasa değişiklikleri, kanunların çıkışı her zaman büyük konsensüsle olmuyor. Tartışmalar oluyor, farklı fikirler oluyor. Sonunda her zaman yakınlaşma imkânı vardır. Dolayısıyla genel kurulda, bunlar konuşulurken yeni fikirler ortaya atılıyor. Ümit ediyorum ki daha çok işbirliği, daha çok istişare ve neticede fikirlerin daha çok birleştiği bir süreç gerçekleşir.” İngiliz The Economist dergisi, son sayõsõnda “Aile Kavgasõ” başlõğõ altõnda sonraki dönemde cumhurbaşkanlõğõ konusunda Gül ile Erdoğan arasõnda çekişme olduğunu öne sürdü. Yapõlan analizde, “Şimdi ilan edilmemiş bir savaş patlamak üzere: Erdoğan’õn cumhurbaşkanlõğõna göz diktiğine inanõlõyor ancak Gül, elinde tutmak istiyor” denildi. Çankaya’dakitürban MilliGörüş’üneseri BERLİN (AA) - Kapatõlan Refah Partisi’nin eski Genel Başkanõ Necmettin Erbakan, Türkiye’nin yok edilmesini kendilerinin önle- diğini savunarak, “Biz İsrail’i telin mitingi düzenlediğimiz için Davos’ta ‘one minute’ sözü söylenmiştir. Türkiye’de bugün başı örtülü bir Cumhurbaşkanı eşi varsa bu hü- kümetin değil, Milli Gö- rüş’ün eseridir” dedi. Erba- kan, İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Derneği’nin kuruluşunun 40. yõlõ dolayõ- sõyla Berlin teşkilatõ tarafõn- dan bir düğün salonunda ön- ceki gece düzenlenen toplan- tõdaki konuşmasõnda, Milli Görüş hareketinin, milletin aslõna dönme hareketi oldu- ğunu ileri sürerek, “Milli Gö- rüş hareketi yeni bir dünya kurulmasının başlangıcıdır” diye konuştu. Erbakan, Milli Görüş sayesinde Türkiye’de pek çok projeye imza atõldõğõnõ kaydederek, “Şimdi de ‘Büyük Türkiye’ ve yeni bir dün- yanın kurulması projelerimiz var” dedi. IGMG Genel Başkanõ Yavuz Çelik Karahan da Müslümanlarõ sürekli önlemeye çalõşanla- rõn olduğunu, Alman Anayasayõ Koruma Dai- resi’nin kendilerini yõllardan beri izlemesine rağmen hiçbir suç unsuru bulamadõğõnõ sa- vundu. Karahan, “Eğer Müslüman bir top- lum oluşturma çabası bir suç ise biz bunu yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. ERBAKANALMANYA’DAKONUŞTU: Oylama iktidar için yapılacak ANTALYA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Ga- zeteciler Cemiyeti tarafõn- dan Antalya Belek’te dü- zenlenen Ulusal İletişim Kongresi’ne katõlan Yar- gõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kana- doğlu, gazetecilerin soru- larõnõ yanõtladõ. Bir gazetecinin anayasa değişiklik teklifinin refe- randumdan geçip geçme- yeceği yönündeki soruya, “Halka sorun, bana değil” diye yanõt veren Kanadoğ- lu, daha sonra, “Bu ger- çekte bir halkoylaması ol- mayacak. Bu plebisit ola- cak. Bu doğrudan doğru- ya anayasanın belirli maddeleri için değil, doğ- rudan doğruya iktidar için yapılacak bir plebisit haline gelecek” diye ko- nuştu. Kanadoğlu, “Bir anayasa değişikliğinin da- ha ilk adımında her adım bir sorun yaratıyorsa bir durup düşünmek lazım” diye konuştu. KANADOĞLU: Erdoğan köprüleri atõnca Köşk’ün de tavrõ değişti Gül: Her zaman konsensüs olmuyor ECONOMIST’te yapõlan analizde ‘Gül, Erdoğan’a meydan okuyacak mõ’ sorusuna yanõt arandõ ‘AKPbölünebilir’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle