28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Kelebekler Bize Ne Öğretir? Kadir Has Üniversitesi, 26 ilde “Terörün Etkileri” başlõklõ bir kamuoyu araştõrmasõ gerçekleştirdi En büyük sorun ‘terör’Kadir Has Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği kamuoyu araştõrmasõna göre, Türk hal- kõ, ülkenin en büyük soru- nunu “terör” olarak görü- yor. Terörü, hem kõsa hem de uzun dönemdeki beklentiler açõsõndan “İşsizlik” ve “Ekonomik Kriz” izliyor. Araştõrmaya yanõt verenlerin yüzde 64.6’sõ, Türkiye’nin önündeki sorunlarõn çözüle- bileceğine inanmadõğõnõ ve terör başta olmak üzere so- runlarõn baş sorumlusu olarak dõş güçleri gördüğünü söy- ledi. Araştõrma ayrõca, Türk halkõnõn, gelecek 10 yõl için- de Türkiye’nin en büyük so- rununun yine “terör” olaca- ğõnõ düşündüğünü gösterdi. Kadir Has Üniversite- si’nin, Türkiye’yi temsilen 26 ilde yaptõğõ çalõşmayõ, Kadir Has Üniversitesi Öğ- retim Üyesi Doç. Dr. Banu Baybars Hawks yürüttü. “Terörün Etkileri Araştır- ması” başlõklõ kamuoyu araştõrmasõ, terörün etkileri- nin boyutlarõnõn değişik top- lumsal çevrelerde nasõl al- gõlandõğõnõ ölçümlemeyi he- defledi. Türkiye ve Sorun- ları, Türkiye’deki Ku- rumlara Güven, Terör ve Terörle Mücadele ana baş- lõklarõ altõnda uygulanan ça- lõşmada, siyasi gündem ile il- gili pek çok diğer konunun halkõn gündeminde olmadõ- ğõ ortaya çõktõ. Türkiye’de terörle müca- delede en etkin rolün sahibi olarak “Ordu” görülürken terörle mücadele görevini üstlenmesi istenen güçlerin başõnda da “ordu” gösteril- di. Ayrõca en güvenilir ku- rum olarak “Ordu” birinci sõrada yer alõrken “Po- lis/Kolluk Güçleri” ikinci, “Cumhurbaşkanlığı” üçün- cü sõrada bulunuyor. HAFTANIN SÖZÜ Yıpranmak paslanmaktan iyidir. RICHARD CUMBERLAND 17 NİSAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 17 17Nisan1940’õnönemi Bugün, Türkiye için ikinci bir Kurtuluş Savaşı olarak görülen Köy Enstitülerinin kuruluşunun 70. yıldönümü. Enstitülerin kuruluşunun arka planında emperyalizme uzun vadede hizmet edebilecek olan toplumun örgütlü cehaletinin önüne geçilebilmesi yatar. Osmanlı hanedanı hiçbir zaman egemenliği altında yaşayan insanları eğitmek, aydınlatmak gibi bir gaye gütmemiş, her daim milleti savaştan savaşa sürüklemiş, tamamıyla sürü mantığı ile yönettiği edilgen bir toplum yaratmıştır. 1923’te Anadolu topraklarındaki okur yazar oranı yüzde 10 civarındadır. Bu şartlar altında emperyalizmi topla, tüfekle yenmenin yeterli olmayacağını bilen M. Kemal Atatürk, topyekün bir eğitim öğretim seferberliği başlatmış ve devam eden süreçte İsmet İnönü’nün önderliğinde Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un insanüstü çabaları ile sonraki yıllarda UNESCO’nun, “geri kalmış ülkelere bir kalkınma modeli olarak önerdiği” Köy Enstitüleri kurulmuştu. Bu aydınlanma ocakları emperyalizme bilerek veya bilmeyerek hizmet eden toprak ağalarının ve gerici odakların hedefi haline gelmiş, sözde demokrasiye geçen gerçekte ise karşıdevrim sürecinin başladığı 1946’dan itibaren halk odaları, halk evleri ve enstitülerin tasfiye süreci başlamış, 1950’li yıllarda ise “Siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz” diyen emperyalizmin yerli işbirlikçileri tarafından son darbe vurulmuştur. O günden bugüne kadar gelişen süreçte okumayan, sorgulamayan, ezberci, her şeyi inanç ile açıklama çalışan, kısa yoldan köşeyi dönmeyi başarı sayan bir zihniyet ülkeye yerleşti, yerleştirildi. Eğer enstitüler kapatılmamış olsaydı bugün erzak dolu poşetler için oy verecek kimse kalmayacaktı. Eğer enstitüler kapatılmamış olsaydı töre cinayetleri olmayacaktı. Eğer enstitüler kapatılmamış olsaydı dinciliği demokrasi zanneden insanlar türemeyecekti. Düşünürün dediği gibi “Sıradan öğretmen anlatır, iyi öğretmen açıklar, yetenekli öğretmen yapar ve gösterir, gerçek öğretmen ise esin kaynağı olur.” Eğer enstitüler kapatılmamış olsaydı insanlığın esin kaynağı, Türk’ün baş öğretmeni Gazi M. Kemal Atatürk’ten Amerika’nın baş imamlarına gelmeyecektik. Çağlar ERDEM A.Ö.F 2.Sınıf öğrencisi BİZE YAZIN [email protected] GENÇLERİN KÖŞESİ Gençmucitlerden‘Briket’ İ TÜ Geliştirme Vakfõ Okul- larõ Özel Ekrem Elginkan Lisesi öğrencileri Tansu Gerdemeli ve Ece Reis, TÜ- BİTAK’õn düzenlediği yarõş- mada Kimya dalõnda birinci oldular. Ayçiçeği saplarõnõ kömür to- zu ile karõştõrarak briket elde eden öğrenciler, bu proje ile hem çevre dostu bir yakõt üret- ti hem de düşük kaliteli linyit re- zervlerinin ekonomiye kazan- dõrõlmasõnõn mümkün olduğunu gösterdi. TÜBİTAK’õn “Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi”nde yer alan enerji üretiminde bi- yokütle ve yerli linyitlerin be- raber yakõlmasõna yönelik tek- nolojilerin geliştirilmesi fik- rinden yola çõkan öğrenciler, Trakya’dan elde ettikleri ayçi- çeği saplarõ ile Kemerbur- gaz’daki kömür işletmesinden aldõklarõ toz linyit numuneleri- nin õsõl değerlerini buldular. Daha yüksek ısıl değer İTÜ Maden Fakültesi, Cevher ve Kömür Hazõrlama Bölümü laboratuvarlarõnda gerçekleşti- rilen çalõşmada, öğrenciler, el- de edilen briketin, çevre dostu olduğu ve Türkiye’deki linyit- lerden daha yüksek õsõl değeri- ne sahip bulunduğu sonucuna ulaştõlar. Doğuş’ta voleybol turnuvasõ Doğuş Eğitim Kurumlarõ’nca bu yõl sekizincisi düzenlenen “Aziz Gözaçan Okullar Arası Mini Voleybol Turnuvası” bugün yapõlõyor. Turnuvada, ev sahibi Doğuş İlköğretim Okulu’nun yanõ sõra İstanbul’daki 9 devlet ve özel ilköğretim okulu ile 14 spor kulübü yarõşacak. ‘Eğitimde iyi örnekler’ Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafõndan düzenlenen “Eğitimde İyi Örnekler Konferansı”, Sabancõ Üniversitesi’nin Tuzla’daki yerleşkesinde bugün başlõyor. İki gün sürecek konferansa, iki bin eğitimcinin katõlmasõ bekleniyor. Konferansta Berlin dahil 21 kentten 113 iyi örnek sergilenecek. Satrançta 12 madalya T ürk satranç sporcularõ, Se- lanik’te yapõ- lan Avrupa Okullar- arasõ Bireysel Satranç Şampiyonasõ’nda, 4 altõn, 3 gümüş, 3 bronz olmak üzere toplam 10 madalya kazandõlar. Sporcu- lar, takõm halinde de 1 altõn ve 1 bronz madalya aldõlar. Tur- nuvada, 13 yaş ge- nelde Batuhan Daş- tan, 7 yaş genelde Emirhan Tarlaba- şı, 9 yaş kõzlarda Bengü Sena Ayan, 13 yaş kõzlarda Ye- şim Patel altõn madalya kaza- nõrken 13 yaş genelde Vahap Şanal, 11 yaş kõzlarda Ayça Aksoy, 15 yaş kõzlarda Ayça Fatma Durmaz gümüş, 9 yaş genelde Tolga Ülker, 15 yaş genelde Cankut Emiroğlu, 11 yaş genelde Volkan Sevgi ise bronz madalya kazanarak bü- yük gurur yaşattõlar. 8 yaş kõz- larda Duru Okuyaz, 8 yaş ge- nelde Tolga Ülker, 10 yaş kõz- larda Ayça Aksoy, 12 yaş ge- nelde ise Vahap Şanal da, “en iyi sporcu” ödülünü kazandõlar. Sporcularımız Selanik’ten 12 madalya ile döndüler. Kelebeklerin bize ‘güzellik’ öğrettiğini düşünürüz. Özgürce çiçekten çiçeğe konan rengârenk kanatlarıyla kelebek bize heyecan verir. Güzellik, özgürlük, doğada oradan oraya uçarak gezinmek. Bunlar gerçekten de heyecan vericidir. Onlara benzeme isteği uyandırır. Çiçekler ve kelebekler pek çok şiire, şarkıya esin kaynağı olmuştur. Ama bence bize öğrettiği şey bunlardan çok başka bir şeydir. DEĞİŞİM. Kelebekler bize ‘değişim’ olayının nasıl da şaşırtıcı olduğunu öğretir. Bir yumurta hiç dikkatimizi çekmez. Küçücük bir YUMURTA. Fark bile etmeyiz. Sonra bu yumurta bir tırtıla dönüşür. Tırtıl ağır hareketlerle dalın üzerinde gezerken üzerimize düşerse irkiliriz. TIRTIL. Sevimsiz bir çokayaklıdır tırtıl. Çoğumuz bir tırtıla dokunmaktan iğrenir. Bu kımıl kımıl yuvarlanan yaratık bizden uzak olsundur. Sonra bu tırtıl, çevresine koza örer ve PUPA dönemine girer. Evrimin kuralları işlemektedir. Bir süre sonra o kozanın içinden kanatlarını acemice açmaya başlayan bir canlı çıkar. KELEBEK. İşte bizi büyüleyen bu hayal artık gerçektir. Kanatlarının hayranlık uyandıran renkli geometrisi bizi peşinden sürükler. Ama bizi büyülemesi gereken bu renkler olmamalıdır. Bizi büyülemesi gereken bu değişim sürecidir. DEĞİŞİM. Basiti mükemmele çeviren değişim. Sevimsizi dünya sevgilisi yapan değişim. Kötüyü iyiye dönüştüren değişim. Küçük bir yumurtayı göz kamaştıran bir kelebek yapan değişim. Doğada durmayan değişim. Her şeyi değiştiren değişim. Kelebeğin bize öğrettiği budur. DEĞİŞİMİN GÜCÜ. Hiçbir şeye burun kıvırmamak gerektiği. Hiç kimseyi küçümsememek gerektiğinin kabul edilmesi. Küçük bir kıvılcımın ilerde nasıl bir ateş olacağının unutulmaması. Hiç beklenmedik bir başlangıcın hiç tahmin edilmeyecek sonuçlara ulaşabileceği. KELEBEK bize DEVRİMİ anlatır. Ama biz bunun farkına varmayız. Kelebeği yakalarız. Kanatlarından iğneleriz. Karşısına geçer, bakarız bakarız bakarız... Tansu Gerdemeli ve Ece Reis kimya birincisi oldular. ERDAL ATABEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle