19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Samsun’da tiyatro festivali SAMSUN (Cumhuriyet) - Ondokuz Mayõs Üniversitesi (OMÜ) Tiyatro Kulübü’nün düzenlediği 16. Tiyatro Festivali başladõ. 23 Nisan’a kadar OMÜ Sahnesi’nde takip edilebilecek festivale bu yõl çeşitli üniversitelerden 10 tiyatro topluluğu katõlacak. 15 farklõ oyunun sergileneceği festivale OMÜ Tiyatro Kulübü’nün yanõ sõra Karadeniz Teknik, Çukurova, Ankara, Ege, Gazi, Gaziantep, Osmangazi, Ordu, Afyon Kocatepe üniversiteleri tiyatro topluluklarõ ile Akdeniz Yaratõcõ Sanatlar Topluğu ve Giresun Belediyesi Şehir Tiyatrosu katõlõyor. Köy Enstitüleri anılıyor Kültür Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği Ayvalõk Şubesi ve Eğitim-İş Ayvalõk İlçe Temsilciliği işbirliğiyle yarõn saat 14.00’te İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde Köy Enstitülerini anma etkinliği düzenleniyor. Etkinlikte, Köy Enstitülerini konu alan slayt gösterisi, Köy Enstitülü yazar Mehmet Cimi ile şair, yazar Zübeyde Seventuran’õn “Aydõnlanma Işõğõnda Köy Enstitüleri” başlõklõ söyleşisi ve Köy Enstitülü öğretmenler Tahsin Özçelik ve Toğran Tunç’un anõlarõnõ paylaşacağõ bir bölüm olacak. SOFA’da Türkiye’den yapıtlar Kültür Servisi - Bu yõl 13.’sü düzenlenen “Uluslararasõ Heykel Objeleri ve Fonksiyonel Sanat Fuarõ” (SOFA) New York’ta açõldõ. Türk Kültür Vakfõ’nõn sponsorluğunda açõlan fuarda Türkiye’den heykeltõraşlar Malik Bulut, Emel Vardar, İlker Yardõmcõ ve Yõlmaz Zenger’in yapõtlarõ Türk Kültür Vakfõ’nõn açtõğõ standda sergileniyor. Şrek serisi boyut değiştiriyor Kültür Servisi - Dreamworks Studio, 21 Nisan’da Tribeca Film Festivali’nin açõlõşõnõ yapacak üç boyutlu “Şrek Sonsuza Dek Mutlu” filmine ek olarak serinin ilk üç filmini de üç boyuta aktarma kararõ aldõ. 21 Mayõs’ta da sinemalarda gösterime girecek serinin son filmi Eddie Murphy, Cameron Diaz, Mike Myers ve Antonio Banderas’õ bir araya getiriyor. SABANCI ULUSLARARASI ADANA TİYATRO FESTİVALİ H.O SABANCI SAHNESİ Ankara Devlet Tiyatrosu - Narnia Günlükleri saat 20.00 MERKEZ PARK AÇIKHAVA SAHNESİ Tatiana Garrido Flamenko Topluluğu - Fueago Y Arena “Ateş ve Kum” saat 20.00 DÜZELTME Gazetemizin 16 Nisan 2010 tarihli dünkü sayõsõnda, Sotheby’s’de çağdaş Türk sanatõ müzayedesi haberinin “Zeid’in tablosuna 5.700.000 TL” başlõğõ yanlõş olarak yayõmlanmõştõr. 5.700.000 TL, müzayededeki yapõtlarõn toplam satõş rakamõdõr. Doğrusu: “Zeid’in tablosuna 1.500.000 TL” olacaktõr. Düzeltir, Sotheby’s ve okurlarõmõzdan özür dileriz. ‘Şenlik’ başlõyor... 15. TÜYAP İzmir Kitap Fuarõ İZMİR (Cumhuriyet) - TÜYAP İz- mir Kitap Fuarõ, bugün 15. kez kapõ- larõnõ ziyaretçilerine açõyor. Kültür- park’ta 25 Nisan’a kadar sürecek et- kinliğin onur konuğu ise yazar Yük- sel Pazarkaya. 303 yayõnevinin yer alacağõ fuar kapsamõnda 120 farklõ kül- tür etkinliği düzenlenecek. TÜYAP Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, yayõncõlar Metin Celal ve Kenan Kocatürk ile birlikte yaptõğõ açõklamada, 15 yõl önce İzmir’de ilk ki- tap fuarõ düzenlendiğinde, “Bu iş İz- mir’de tutmaz” denildiğini anõmsatarak, “Bizler de, ‘İzmir, Türkiye’nin aydõnlõk kentiyse, olur demiştik’ ve geldiğimiz noktada şenlik havasında bir kitap fua- rı düzenler konuma geldik. İzmir bi- raz daha gayret etse Paris Kitap Fua- rı’nı geçebilir” diye konuştu. Fuar kapsamõnda TÜYAP Çocuk Ku- lübü’nün 23 Nisan Çocuk Şenliği etkin- liği de düzenlenecek. Söyleşi, okuma saa- ti, atölye çalõşmalarõ ve gösteriler gibi 20’ye yakõn kültür, edebiyat etkinliği bu kapsamda çocuklar için gerçekleştirile- cek. Fuar kapsamõnda, Kemal Buluş’un “Yazarları da Çizerler” adlõ karikatür sergisi, Bir Zamanlar Yayõncõlõk ve Pun- to Yayõnlarõ tarafõndan hazõrlanan “Tür- kiye’nin Siyahları” adlõ fotoğraf sergi- si, Faruk Akbaş’õn “Anadolu’da Yol- culuk” adlõ fotoğraf sergisi, “Su ve Al- lianoi” adlõ fotoğraf sergisi açõlacak. Modern ve çağdaş sanatõn başyapõtlarõ Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde Kültür Servisi - Bugünlerde Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin önünden geçecek olursanõz, gi- rişteki basamaklarõn hemen üze- rinde Pop Art’õn en önemli tem- silcilerinden Robert India- na’nõn “Hope” adlõ paslanmaz çelikten yapõtõnõ göreceksiniz. Sakõn şaşõrmayõn! Mim Kemal Öke Caddesi’ne bakan “Ho- pe”tan etkilenerek, galeriden içeri girerseniz “Umut”larõnõz boşa çõkmayacaktõr. Kõsa bir süre önce “Monet’den Picasso’ya Batı Resminin Bü- yük Ustaları” sergisini gerçek- leştiren Raffi Portakal, bu kez, “Warhol’dan Hirst’e Dünya Sanatının Modern ve Çağdaş Ustaları” sergisinde sanatsever- leri Alexander Calder, Lucio Fontana, Keith Haring, Hans Hartung, Damien Hirst, David Hockney, Anish Kapoor, Ro- berto Matta, Serge Poliakoff, Mimmo Rotella, Niki de Saint Phalle, Victor Vasarely, Andy Warhol gibi sanatçõlarõn yapõtla- rõyla buluşturuyor. Dün Portakal Sanat ve Kültür Evi’nde düzenlenen basõn toplan- tõsõnda sergiyle ilgili bilgi veren Raffi Portakal, sergideki yapõtla- rõn üç ayrõ koleksiyondan seçile- rek uzun bir süreçte gerçekleşti- rildiğini belirtti. Aralarõnda Ar- man, Ross Bleckner, Alighiero e Boetti, Sam Francis, Lauren- ce Jenkell, Li Lihong, Lee Hyo Jae, Man Ray, Julian Opie, A.R. Penck, Gernard Richter, Ugo Rondinone, Tom Wessel- mann’õn da bulunduğu 27 sanat- çõnõn 54 yapõtõnõn teklife açõk olarak satõşa sunulacağõ serginin 20 Nisan - 9 Mayõs günleri ara- sõnda gezilebileceğini söyleyen Portakal, serginin özellikle sanat eğitimi veren okullarõn öğrencile- ri tarafõndan görülmesini çok is- tediğini, hatta bazõ hocalarõn öğ- rencilerini getirerek sergide ders verebileceklerini vurguladõ. Monet’den başlayõp Picasso, Matisse, Dali gibi 20. yüzyõlõn büyük ustalarõna uzanan iki ser- giden sonra şimdi de Batõ’nõn çağdaş sanatçõlarõnõn yapõtlarõnõ sunduklarõnõ belirten Portakal, “20. yüzyıl sanatının en ‘uç’ sa- natçılarının yer aldığı bu sergi- mizin çağdaşlaşma sorunlarını artık geride bırakmış ülkemiz sanatı açısından ayrı bir önemi olduğunu düşünüyoruz” dedi. Portakal, sergiyi, sanat tarihi uz- manõ Florance Martin ile bir- likte hazõrladõklarõ katalogla ta- mamladõklarõnõ belirtti. CEREN ÇIPLAK İki büyük yazar, Günter Grass ile Yaşar Kemal’in önceki gün gerçekleşen sohbetinde siyaset, in- sanlõk sorunlarõ, edebiyat, azõnlõk- lar gibi pek çok konu gündeme geldi. Türkiye-Almanya Kültür Fo- rumu’nun Onursal Başkanlarõ Gün- ter Grass ve Yaşar Kemal, Mayõs 2009’da Berlin Sanat Akademi- si’ndeki buluşmalarõndan bir yõl sonra Goethe Enstitüsü’nün, “Av- rupa Edebiyatı Türkiye’de - Tür- kiye Edebiyatı Avrupa’da” pro- jesinin etkinlikleri kapsamõnda İs- tanbul’da bir araya geldi. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki buluşmanõn moderatörlüğünü Tür- kiye - Almanya Kültür Forumu söz- cüsü Osman Okkan yaptõ. TARİHLE HESAPLAŞMA Günter Grass - Türkiye kendi azõnlõklarõnõ tanõmanõn da ötesinde gurur duymalõdõr. Asõl çoğunluk ve kültürel zenginlik budur. Benim kuşağõmdan yaklaşõk 14 milyon ki- şi yerlerinden yurtlarõndan atõldõlar. İnsanlarõn bu yaşananlarõ kabul et- me süreci çok yavaş oldu. Bana hep “politik bir yazar mısın” diye so- rulur. Hayõr, benim böyle sõfatlara ihtiyacõm yok. Evet, ben bir yaza- rõm ve politikanõn etkisini görüyo- rum. 1997’de Yaşar Kemal’e ödü- lünü takdim ederken onu sadece ki- taplarõndan tanõyordum. (Onun ki- taplarõnõ okuyunca kendi memle- ketlim gibi hissetmiştim.) Yaptõğõm ödül konuşmasõnda onun kitapla- rõndan alõntõlar yapmõştõm. Yaşar Kemal’in dehşet verici bir cümlesi vardõ: “Türk edebiyatının okulu cezaevidir”. Bu cümlenin içinde maalesef günümüze kadar ge- len gerçek yatmakta. O konuşmamda Almanya’nõn Türkiye’ye ve siyasi mültecilere karşõ politikalarõnõ eleştirmiş, Al- manya’nõn Türkiye’ye yaptõğõ silah ihracatõnõ “lanetlenesi bir ticaret” sözleriyle eleştirmiştim. Tarihle na- sõl yüzleşebiliriz konusunda karşõ- lõklõ bir şeyler öğrenebiliriz. Tabii ki biz tarihimizle gurur duyuyoruz demek istemiyorum, ama en azõn- dan Almanlar tarafõndan gerçek- leştirilen bu cinayetler sadece işle- yen kuşaklar tarafõndan değil onla- rõn ardõndan gelen kuşaklar tarafõndan da üstleniliyor. Bu tecrübeden yola çõkarak Tür- kiye’de de insanlarõn 1915- 1916’daki Ermeni cinayetleri- ne sõrtlarõnõ dönmemeleri ge- rekiyor. ROMANIN GÜCÜ Yaşar Kemal - Onca acõyõ, zul- mü, savaşõ, doğa kõrõmõnõ romanda yeniden yaratarak yaşayan insan, in- san gibi yaşamayõ özler ve değer- lerine sahip çõkar. Her savaş, adõ ne olursa olsun bir yõkõm, bir ölümdür. Bugün dün- yanõn her yerinde milyonlarca insan sömürülüyor, 20. yüzyõl belki de in- sanlõğõn en acõlõ yüzyõlõydõ. Bugü- ne bakalõm, savaşõn, ölümün ya- nõnda mõyõz? Yoksa barõşõn, kar- deşliğin yanõnda mõyõz? Çağõmõzda gerçek sanatçõnõn yolunu şaşõrma- sõ mümkün olmamalõ. Çağõmõzda bir sanatçõnõn yabancõlaşma ve yoz- laşma batağõna düşmesi için çok az sebep vardõr. Sözün gücüne her zaman inandõm. Roman sözlü sanatõn en önemli koludur. Çünkü okuyucu bir roma- nõ okurken okuduğu romanõ başõn- dan sonuna kadar yeniden yaratõr. Diyelim ki bir zeytin ağacõ geçiyor romanda, okuyucunun bahçesinde- ki zeytin ağacõ gelir romanõn içine oturur. Bilimde ve sanatta atlama- lar olamaz. Her yeni oluşum eski zincirin son halkasõdõr. Günter Grass, bir yazarõn, çoğunluğun değil azõnlõğõn düşüncelerini dile getirmesi gerektiğini vurguladõ. Yaşar Kemal de, her gerçek sanatçõnõn savaşa ve zulme başkaldõrdõğõnõ, sanatõn bir başkaldõrõ olduğunu söyledi. Calder’den Fontana’ya, Hockney’den Anish Kapoor’a pek çok önemli sanatçının 54 yapıtının yer aldığı sergi 20 Nisan’da açılıyor. Warhol’dan Hirst’e çağdaş ustalar Yaşar Kemal - Her gerçek sa- natçõ savaşa ve zülme başkaldõrõr. Sanat bir başkaldõrõdõr. Bildiğimiz ilk savaş karşõtõ eser de “İlya- da”dõr. “İlyada”, savaş karşõtõ bir ağõt destanõdõr; her çağõn şiiri, des- tanõ, romanõ olmuştur. Bizim ça- ğõmõzda romancõlarõn başlarõ be- ladadõr, çünkü insanlarõ zulme, bütün kötülüklere karşõ roman uyarõrlar. Sözle yapõlan sanat in- sanlarõn kanõnda yüreğindedir. Bugün tüketim toplumu diye bir doyumsuzlar toplumu yaratõlõ- yor. Bir yapay kültür yaratõlma- ya çalõşõlõyor. Roman, toplumu pisleyenler için bir tehdittir. ROMANCININ BAŞI BELADA Günter Grass - Azõnlõklarõn zulme uğ- radõğõ bir yüzyõldayõz ve 21. yüzyõlda hâlâ devam etmekte. Buna dikkat et- memiz gerekiyor. Bir yazar, çoğunluğun düşünce- lerini değil, azõnlõğõn düşüncelerini dile getirmeli- dir. Türkiye’de Ermenilerin öldürülmesi tabu hali- ne getirilmiştir ve inkâr edilmekte. İnsanlar Hrant Dink’in katledilmesinin ardõndan büyük bir protesto gösterisi yaptõlar. Gördüğünüz gibi biz sadece ede- biyata bõrakamayõz bu etki görevini. Vatandaşlara da gözümüzü çevirmemiz gerekmekte. Mesela Alman- ya’daki Yahudi soykõ- rõmõnõ kabul etmekte o kadar zorlandõm ki... Bunu kabul etmem zaman al- dõ. Böyle bir görev, Türk toplumu için de geçerli. Sa- dece Türkiye için değil, mesela İngiltere, Fransa, Bel- çika, Hollanda bütün eski sömürgeci devletlerin de arkasõnda çok korkunç bir geçmiş durmakta ve bu onlarõn sõrtõnda ağõr bir yük... Dolayõsõyla edebiya- tõn, kendi anlatõm yöntemleriyle ve belleğe özel ola- rak yönelme olanaklarõyla bu geçmişi, bu olanlarõ her an canlõ tutmakla ilgili görevi vardõr. EDEBİYAT VE AZINLIKLAR Günter Grass-Yaşar Kemal buluşmasõnda insanlõk sorunlarõyla edebiyat ilişkisi konuşuldu Tarihle yüzleşebilmek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle