Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2010 PERŞEMBE
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Bilgi Eksikliği mi, Yoksa
Yeni Bir Düzen mi?
Başbakan, eğer sürekli köşe yazarları ve
patronlarını gündemde tutacaksa, başka yazı
yazmayacağız demektir. Yine patronlara
seslendi ve daha açık seçik konuştu, özetle:
Kardeşim dükkân senin dükkânın nasıl istersen
yap, sonra ağlama, benden de atacağın
yazarların isimlerini isteme... İyi çalışmayan bir
tezgâhtarı ertesi gün kapıya koyarsın...
Medyada da aynen böyledir...
Abovvv!.. Başbakan tırmandırdı işi! Birkaç
şey birden yaptı.
Birincisi, bizleri, yani yazarları çizerleri, görüş
bildirenleri, eleştirenleri aşağıladı, bir
dükkânda mal satan sıradan bir tezgâhtar
düzeyine düşürdü...
İkincisi, medyanın yani yazılı ve görsel
basının demokratik toplumdaki işlevini
değiştirdi, anayasada yazılı olan anlamını sıfıra
indirgedi.. (Basın hürdür, sansür edilemez.)
Üçüncüsü, medyadan kendine yönelik
eleştirilerin kökünü kazıma girişimini bir üst
düzeye tırmandırdı.
Dördüncüsü, bu amaçla da doğrudan
patronları yeniden hedef aldı, onlara, sonra
ağlayıp sızlanmayın, diyerek, başlarına
geleceklerden kendilerini sorumlu tuttu.
Beşincisi, köşe yazarlarına da bir balans
ayarı çekti. Eğer bana, iktidarıma yönelik
eleştirilerine son vermezsen, durumun
tehlikede, patronuna şikâyet ettim, ayağını
denk al diye... (Bunun etkilerini görebiliriz,
yazarları izleyiniz!)
Yazar, “İşte kapı işte sapı” ikilemi içine
sokuldu. Ve daha başka neler...
Başbakan’la empati yapabilir miyiz, yani onu
anlamaya çalışabilir miyiz? Önce bu açıdan
yaklaşırsak, acaba ne demek istiyor?
Diyebiliriz ki, Başbakan, medyanın
demokratik ülkelerde görev ve
sorumluluklarının ne olduğu konusunda (yeterli)
bilgi sahibi değil. Bizleri birer tezgâhtar olarak
nitelemesi, bir “intikamcı duygu”nun eseri
değilse eğer, müthiş bir kafa karışıklığının veya
bilgisizliğin ürünü.
Bunu düzeltmek için, Başbakan’a şu
anımsatılabilir: Bir şirkette tezgâhtar ile ilgili
herhangi bir kavram anayasada yoktur. Bir
tezgâhtar ile ilgili yasalarda da bir tanımlama,
düzenleme yoktur. Medya üzerine ise fazlasıyla
vardır. Üstelik bir de RTÜK vardır!
Tezgâhtarların RTÜK’ü bile yok!
Başbakan bütün bunları bil(e)meyecek kadar
cahil olamaz.
Empatimiz burada noktalanıyor, çünkü daha
ileri gidemiyoruz, engeller var!
Ha, Başbakan, yahu yaptığımız hiç mi iyi
şeyler yok, onları görmüyorsunuz, demek
istiyorsa, bunun yolu da, bütün medyayı yakıp
yıkıp yok etmekten, köleleştirmekten mi
geçiyor? Erdoğan ya çok kötü bir halkla
ilişkilerci ya da o kadara yükseklerde ki, aşağıyı
göremiyor bile!
Hayır hayır, bunları bir yana bırakalım ve
Başbakan’ın medya konusunda başından beri
izlediği eylem çizgisine (yaptıklarına yani!)
bakalım.
Başbakan’ın dikensiz gül bahçesi istediği
kesin.
Yeni bir medya yapılanması, medya düzeni,
medya/toplum mühendisliği gerçekleştiriyor:
Eh, medyayı ortadan kaldıramayacağıma göre,
o halde, bu güçlü aracı benim için kullanışlı hale
getireyim... (Mesela YÖK gibi...)
Medyanın önemli bir kesimini iktidar/Erdoğan
yandaşları satın aldı. Ama bu kesmedi, çünkü
iktidar yanlılığı, yalakalığı, okurdan fazla ilgi
görmüyor. Bu yalakalığı ince bir şekilde
yapabilenler, daha çok okura ulaşıyor.
Yandaşlığı iyi beceremeyenler ve
yapmayanlar var, ki bunlar daha çok okunuyor
ve izleniyor.
İşte kılıcını bunlara yöneltiyor Başbakan: Ya
yola gelecekler, ya yola gelecekler..
Bunca veriden sonra soralım: Acaba
Başbakan nasıl bir düzen istiyor dersiniz, bir
fikri veya şüphesi olan var mı?
Başbakan’ın yazarlara karşı bu şiddeti,
özellikle yandaş/iktidar medyasındaki
yazarların tepkisini çekmiş. Bir bildiri kaleme
almışlar, içlerinden iktidar yandaşı olmayan
bazı yazarlar da imzalamış.
İktidar yandaşlarını, neden harekete geçtiler,
anlarım. Onlardan bazıları zaten yazdı: Sayın
Başbakan, size saldıranları bize bırakın, biz
zaten ağızlarının payını veriyoruz. Doğru olan
budur, şimdi siz işe karışarak bizi de zor
durumda bırakıyorsunuz... Bizim mücadelemizi
beğenmiyor musunuz, onlara ağızlarının
paylarını veremiyor muyuz?..
Doğrusu, Türkiye ilginç bir ülkeydi zaten,
daha da ilginç olmaya başladı!
TV8’e Kamer
Genç cezası
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
RTÜK, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve
Başbakan Yardõmcõsõ
Cemil Çiçek’i sert dille
eleştiren Tunceli
Bağõmsõz Milletvekili
Kamer Genç’in sözleri
nedeniyle TV 8’e uyarõ
cezasõ verdi. TV8’de 19
Kasõm 2009’da
yayõmlanan programda
Genç şunlarõ söylemişti:
“Tayyip Bey kendine
aykõrõ olan şeylere yayõn
yasağõ koyuyor, siyasi
rakiplerinin hepsini
hapishaneye tõkõyor,
herkesi dinliyor.
Devletin bütün ihaleleri
kendi yandaşlarõna
gidiyor. Türkiye’de bir
İslam devleti kurmak
istiyor. Bütün hesaplarõ
ceplerimize nasõl
doldururuz.”
Eleştirince
yayın kesildi
Haber Merkezi -
ATV’de yayõnlanan Esra
Erol’un sunduğu İzdivaç
programõna talip olarak
katõlan Benan Eroğlu,
Erol’un ekibini
kandõrdõğõnõ belirterek
başka bir derdinin
olduğunu söyledi.
Ardõndan Eroğlu
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õ eleştirmeye
başlayõnca ATV önce
sesi ardõndan yayõnõ
kesti. Yayõn dönüşü
Erol, “Geliyorlar buraya
dangul dungul
konuşuyorlar. Dangalak
dangalak” diyerek
tepki gösterdi.
‘Değişiklik bilgisi
bende yok’
İstanbul Haber
Servisi - İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõsõ
Aykut Cengiz Engin,
Sultanahmet’teki
İstanbul Adalet
Sarayõ’ndan ayrõlõrken
gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ. “Balyoz
Planõ” iddialarõna ilişkin
soruşturmayõ yürüten
savcõlarda bir değişiklik
olup olmadõğõ sorusuna
Engin, “Şimdi oradaki
değişikliği başsavcõ
vekili yapõyor.
Değişiklik veya
görevlendirmeyi... Şu
ana kadar böyle bir
değişiklik veya
görevlendirme
hususunda bana verilmiş
bir bilgi yok” dedi.
AKPM toplantısı
İzmir’de
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi
(AKPM) “Siyasi İşler
Komitesi, Ortadoğu Alt
Komisyon” toplantõsõ
İzmir’de yapõlacak.
Bugün başlayacak
toplantõnõn açõlõşõnda,
AKPM Başkanõ Mevlüt
Çavuşoğlu, İzmir Valisi
Cahit Kõraç, Alt Komite
Başkanõ Lluis Maria de
Puig, AKPM Türk
Delegasyonu Başkanõ
Erol Aslan Cebeci ve
Dõşişleri Bakanlõğõ
Müsteşar Yardõmcõsõ
Büyükelçi Engin Soysal
birer konuşma yapacak.
TOBB Ekonomik
Araştõrmalar Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr.
Güven Sak, “Barõş
Endüstrisi” ve güven
arttõrõcõ projelerle ilgili
sunum yapacak.
AKP’li bakanlarõn eşlerinin kapanmasõ haberi deliller arasõnda yer aldõ
Haber fişleme sayõldõ
İLHAN TAŞCI
ANKARA - 3. Ordu Komutanõ Or-
general Saldıray Berk ile Erzincan
Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in de sanõğõ
olduğu Erzincan iddianamesinde, Baş-
bakan başta olmak üzere AKP’li ba-
kanlarõn eşlerinin nasõl “kapandık-
larına” ilişkin haber suç delilleri ara-
sõnda yer aldõ. İddianamede gazete ha-
berini, 3. Ordu Komutanlõğõ karargâ-
hõnda istihbarat birimindeki görevli
Ahmet Saraçlar’õn internetten in-
dirdiğini söylediği belirtildi.
Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet
Başsavcõ Vekili Taner Aksakal’õn
hazõrladõğõ 61 sayfalõk iddianamede-
ki kimi delillere ve ele geçirilen bel-
gelere ilişkin değerlendirmeler dikkat
çekti. Erzincan Jandarma istihbarat-
ta görevli olan tutuklu Orhan Esir-
ger’in evinde bulunan gizli formatlõ
bir CD’de, Gülen cemaatine ait õşõk
evleri, bağlõ kurum ve okullardaki öğ-
renci, eğitmen, abiler ve ablalar adõy-
la cemaat üyeleri, cemaatle irtibatlõ
memur ve esnaf ile İsmailağa ce-
maatinin fişlendiği savlandõ.
Harddiskte sunum
İstihbaratçõlara ilişkin aramalarda
bulunan “abiler ve ablalar.xls” exel
dosyalarõ içinde Fethullah Gülen ce-
maati mensuplarõ olduğu belirtilen ki-
şilerin, ad, soyad, baba adõ, doğum ta-
rihi, doğum yeri, adresi, telefon nu-
maralarõnõn yer aldõğõ tablolar “fiş-
leme” olarak değerlendirilerek, “AD-
RESLER, doc adlı word dosyası
içerisinde; Nurcu/Fethullah GÜ-
LEN cemaatinin ışık evlerinin abi-
ler ve ablalarına ilişkin 48 adet ad-
res bilgilerine ilişkin fişleme tab-
losunun bulunduğu” denildi. İstih-
baratçõ astsubaylardan Ahmet Sa-
raçlar’a ait bir harddiskte, Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül ve Başbakan
Tayyip Erdoğan ile eşleri hakkõnda
bir sunum ele geçirildiği belirtildi.
Fişleme delilleri arasõnda sayõlan su-
numa ilişkin, “Gerek Sayın Başba-
kan Recep Tayip Erdoğan ve ge-
rekse eşi Emine Erdoğan’ın çok
lüks alışveriş merkezlerinde bulu-
nan lüks mağazaları kapattıracak
kadar lüks alışverişe, gösterişe düş-
kün olduklarına varana kadar de-
ğerlendirmeler yapıldığına ilişkin
yine fotoğraflarla desteklenmiş su-
ni sunumlar bulunmuştur” değer-
lendirmesi yapõldõ.
Sunumda çok sayõda AKP’li bakan
ve milletvekilinin eşleri hakkõnda
değerlendirme raporlarõnõn yer aldõ-
ğõ iddia edildi. İddianamenin delille-
ri arasõnda sayõlan konu, Hürriyet ga-
zetesinde Soner Yalçın tarafõndan 10
Şubat 2008 tarihinde yazõlmõştõ.
‘Ergenekon’un faaliyeti’
Değerlendirmenin bulunduğu Ah-
met Saraçlar da bu çalõşmayõ inter-
nette görüp indirdiğini anlattõ.
Bu “delil” iddianamede, şöyle de-
ğerlendirildi: “Tespit edilen fişleme
dosyalarının Ergenekon terör ör-
gütünün faaliyet alanlarından biri
olması, internetten indirildiğine
ilişkin herhangi bir kaydın bulun-
maması, (Elde edilen fişleme dos-
yalarının büyük kısmında inter-
netten indirildiğine ilişkin bir atıf
bulunmamıştır.) şüphelinin bu tür
beyanlarının aksine üzerine atılı Er-
genekon terör örgütünün amaç ve
eylemleri ile örtüşen şekilde devlet
yöneticilerimizi, eşlerini açıkça fiş-
lediği anlaşılmıştır.”
Erzincan iddianamesindeki gazete haberini 3. Ordu
Komutanlõğõ karargâhõnda istihbarat biriminde görevli Ahmet
Saraçlar’õn internetten indirdiğini söylediği belirtildi.
DURSUN ÇİÇEK’TEN İTİRAZ
‘Islak imza’ya
incelemeistemi
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - “İr-
ticayla Mücadele Ey-
lem Planı” belgesinde
õslak imzasõ bulundu-
ğu iddiasõyla hakkõnda
askeri savcõlõkça so-
ruşturma yürütülen
Deniz Kurmay Albay
Dursun Çiçek, askeri
mahkemeye itirazda
bulundu.
Dursun Çiçek’in
avukatõ Mustafa Çe-
vik, aracõlõğõyla Ge-
nelkurmay Askeri
Mahkemesi’ne yapõ-
lan başvuruda, bel-
genin hem imza hem
de parmak izi konu-
sunda uluslararasõ re-
ferans laboratuvarda
incelenmesi istendi.
Islak imza bulundu-
ğu iddia edilen 4 say-
falõk belgenin Genel-
kurmay Başkanlõğõ’nõn
yazõşma kurallarõna
uygun olup olmadõğõ
yönünde inceleme ya-
põlmasõ istenen dilek-
çede,“Islak imzanın
makine ile atılması
mümkün. İmza atı-
lırken bir makine
kullanılıp kullanıl-
madığı araştırılmalı.
Bulunan 4 sayfalık
belgede Albay Dur-
sun Çiçek’in parmak
izi bulunmuyor. Bu
belgenin bilgisayar
çıktısının nereden ya-
pıldığı da araştırıl-
malı. İmzanın atıldı-
ğı kalemin mürekke-
binin cinsi ve yaşı
teknik olarak belir-
lenebilir. Araştırma
yapılmalı” denildi.
Dokuz Eylül Üniversite-
si’nin akademik yıl açılışı-
na katılan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a, “Cumhuriyet yıkıcıları kürsüye çıkıyor” diye bağıran DEÜ öğrencisi Öz-
gür Senger’in yargılanmasına İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlandı. İlk duruşmada
Senger, sözlerinin iddianamede “Cumhuriyet yıkıcısı Tayyip kürsüye çıkıyor” diye yer alma-
sına karşı çıktı. Mahkeme başkanı da itirazı haklı bularak, savcılık iddianamesinin değiştiril-
mesi kararını verdi. Duruşma, 29 Mart 2010 tarihine ertelendi. Bu arada Senger’e destek ve-
ren TGB’li öğrenciler adliye önünde basın açıklaması yaptı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN)
Cihaner’in avukatõ Turgut Kazan, savcõnõn iddianameyi kõsa sürede nasõl yazdõğõnõ sordu
‘İddianameyi basından izliyorum’
İstanbul Haber Servisi - Tutuklanan
Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Ci-
haner’in avukatõ Turgut Kazan, iddiana-
meyi Cihaner’in sanõk avukatõ olduğu hal-
de alamadõğõnõ ancak iddanameyi medyadan
satõr satõr izlediğini söyledi.
Avukat Kazan, İstanbul Barosu Orhan
Apaydõn Konferans Salonu’nda müvekkili
hakkõnda bazõ medya kuruluşlarõnda yer alan
haberlerden kaynaklanan “bilgi kirliliği”ne
yönelik basõn toplantõsõ düzenledi. AKP ik-
tidarõnõn Yargõçlar ve Savcõlar Yüksek Ku-
rulu’nu tehdit ettiğini ve yargõnõn tamamen
teslim alõnmaya çalõşõldõğõnõ söyleyen Ka-
zan, “İlerde Yüce Divan’da yargılanma ih-
timali olanlar, onları yargılayacak Yüce
Divan üyeleri için, ‘O adamlar bizim ada-
mõmõz’ ifadesini kullanacaklar” dedi.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ Ciha-
ner’in tutukluluğuna itiraz ettikleri gün id-
dianamenin basõna sõzdõrõldõğõna dikkat çe-
ken Kazan şu ifadeleri kullandõ:
“Başsavcı vekili bizi dinledi. Aynı gün
iddianame açıklandı. İddianameyi ha-
zırladığını, mahkemeye verdiğini söyle-
medi, bizden gizledi. Biz adliyedeyken
savcı basına bilgi vermeye başladı. İd-
dianamenin kabul edildiği gün mahke-
meye giderek kabul kararının örneğini
istedik. Bize ‘imzalar tamamlanmadõğõ
için kararõn örneğini veremeyeceklerini’
söylediler. İmzalar atılmamışsa, iddia-
namenin kabulü yoktur. Halen kabul ka-
rarını alabilmiş değiliz. İddianame, 61
sayfadır ve 14 şüphelisi, 14 klasörü var-
dır. 26 Şubat’ta Başsavcı Vekili Taner Ak-
sakal tarafından imzalanmış. Bu dehşet
ortamıdır. Bilgi kirliliği yaratır.”
‘Böyle bir şey görmedim’
İddianameyi imzalayan Aksakal’õn 18
Şubat 2010 tarihinde gödevlendirildiğini, o
tarihe kadar soruşturma hakkõnda herhangi
bir bilgisi olmadõğõnõ söyleyen Kazan, çok
kõsa bir sürede iddianamenin hazõrlandõğõ-
nõ vurgulayarak, “Meslek hayatımda böy-
le bir şey görmedim” dedi.
Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalõ bel-
genin 2009 Mayõs ayõna ait olduğunu mü-
vekkilinin ise 2007 yõlõnda İsmailağa ce-
maatine yönelik soruşturmayõ başlattõğõnõ
anlatan Kazan, iddianamede Cihaner’in Al-
bay Çiçek’le 2009’da Erzincan’da görüş-
tüğüne yönelik iddialara da değindi.Turgut Kazan.
obursali@cumhuriyet.com.tr
ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERE ELEŞTİRİ
Şen: Yargıda birliğin
sağlanması gerek
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul Üniversitesi (İÜ) öğretim üye-
si Prof. Dr. Ersan Şen, özel yetkili
ağõr ceza mahkemelerinin “yargı
birliğini” bozduğunu belirtti. Şen,
“Bu mahkemeler, kısıtlı olan
yetkilerini genişlettiler. Kişi hak
ve hürriyetlerinin bazı mahke-
melerde daraltılıp, bazı mahke-
melerde genişletildiği bir hukuk
sistemi olmaz. Bu nedenle adli
mahkemelerin, idare mahke-
melerinin, vergi mahkemeleri-
nin, askeri mahkemelerin ve bu
mahkemelerle ilgili yüksek mah-
kemelerin aynı çatı altında bir
araya getirilmesi, çalışma usul ve
esaslarında birliğin sağlanması
gerekiyor” dedi.
Yeditepe Üniversitesi’nce dü-
zenlenen “Özel Yetkili Ağır Ce-
za Mahkemelerinin Görev, Yet-
ki ve Yargılama Kuralları” ko-
nulu konferansa katõlan Prof. Dr.
Ersan Şen, mahkemeleri ve hâ-
kimleri bağõmsõz yaparak “dü-
rüst ve eşit yargılanma” ilkesinin
korunamayacağõnõ belirtti. Şen,
“yargılama birliği” prensibinden
verilecek tavizlerin, her zaman
“istisnai mahkemelerin” veya
farklõ usul ve esaslarla çalõşan yar-
gõ makamlarõnõn kurulmasõna yol
açacağõ uyarõsõnda bulundu.
SARIKAMIŞ’TA HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI
Başbuğ, Berk’le
tatbikat izleyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ, “darbe
girişimiyle” suçlanan 3. Ordu
Komutanõ Orgeneral Saldıray
Berk’le birlikte Sarõkamõş’ta tat-
bikat izleyecek. Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül ile Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan ise tatbi-
kata katõlmõyor. Sarõkamõş’ta iki
yõlda bir yapõlan tatbikatta, 3. Or-
du komutasõndaki birlikler yer alõ-
yor. Tatbikat kapsamõnda ger-
çekleştirilen manevralarla Türk
Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) kõş
koşullarõndaki imkân ve kabili-
yetleri değerlendiriliyor.
Star Haber’e konuşan Milli Sa-
vunma Bakanõ Vecdi Gönül, “Sa-
yın Bakan bu tatbikatı Ergene-
kon şüphelisi Orgeneral Saldõray
Berk yönettiği için mi katılmı-
yorsunuz” şeklindeki bir soruya
“Herkes yorumunu özgürce yap-
makta serbest. Gereği bu şekil-
deydi, böyle yapıldı” cevabõnõ
verdi. Gönül, Cumhurbaşkanõ ve
Başbakan’õn tatbikata neden katõl-
madõklarõ sorusunu ise “Bu soru-
yu kendilerine sorun” diye ce-
vapladõ. Bu arada, dün tatbikat
alanõnõn giriş kõsmõndaki kontrol
noktasõnda çekim yapmak isteyen
gazeteciler bölgeden uzaklaştõrõldõ.
Başbakan’a hakaretten yargõlanõyor
Gül’den KDGM’ye onay
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül, Kamu Düzeni ve
Güvenliği Müsteşarlõğõ (KDGM) kurulmasõna
ilişkin yasayõ onayladõ. Yasaya göre, güvenlik
kuruluşlarõ ve ilgili kurumlar arasõnda terörle
mücadele alanõnda gerekli koordinasyonu sağ-
lamak, bu alandaki politika ve uygulamalarõ
değerlendirmek amacõyla Terörle Mücadele
Koordinasyon Kurulu kurulacak.
Başbuğ, subaylarla bir araya geldi
MUĞLA (Cumhuriyet) - Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ, eşi Sevim Baş-
buğ’la birlikte dün sabah Ankara’dan helikopter-
le Bodrum’daki Koru Askeri Havalimanõ’na gel-
di. Bardakçõ Koyu’ndaki Kara Kuvvetleri Kamp
Eğitim Merkezi’nde 12 üst düzey subayla toplan-
tõ yapan Başbuğ, daha sonra eşi ve subaylarla bir-
likte kampõn restoranõnda öğle yemeği yedi.