22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Bilgi Eksikliği mi, Yoksa Yeni Bir Düzen mi? Başbakan, eğer sürekli köşe yazarları ve patronlarını gündemde tutacaksa, başka yazı yazmayacağız demektir. Yine patronlara seslendi ve daha açık seçik konuştu, özetle: Kardeşim dükkân senin dükkânın nasıl istersen yap, sonra ağlama, benden de atacağın yazarların isimlerini isteme... İyi çalışmayan bir tezgâhtarı ertesi gün kapıya koyarsın... Medyada da aynen böyledir... Abovvv!.. Başbakan tırmandırdı işi! Birkaç şey birden yaptı. Birincisi, bizleri, yani yazarları çizerleri, görüş bildirenleri, eleştirenleri aşağıladı, bir dükkânda mal satan sıradan bir tezgâhtar düzeyine düşürdü... İkincisi, medyanın yani yazılı ve görsel basının demokratik toplumdaki işlevini değiştirdi, anayasada yazılı olan anlamını sıfıra indirgedi.. (Basın hürdür, sansür edilemez.) Üçüncüsü, medyadan kendine yönelik eleştirilerin kökünü kazıma girişimini bir üst düzeye tırmandırdı. Dördüncüsü, bu amaçla da doğrudan patronları yeniden hedef aldı, onlara, sonra ağlayıp sızlanmayın, diyerek, başlarına geleceklerden kendilerini sorumlu tuttu. Beşincisi, köşe yazarlarına da bir balans ayarı çekti. Eğer bana, iktidarıma yönelik eleştirilerine son vermezsen, durumun tehlikede, patronuna şikâyet ettim, ayağını denk al diye... (Bunun etkilerini görebiliriz, yazarları izleyiniz!) Yazar, “İşte kapı işte sapı” ikilemi içine sokuldu. Ve daha başka neler... Başbakan’la empati yapabilir miyiz, yani onu anlamaya çalışabilir miyiz? Önce bu açıdan yaklaşırsak, acaba ne demek istiyor? Diyebiliriz ki, Başbakan, medyanın demokratik ülkelerde görev ve sorumluluklarının ne olduğu konusunda (yeterli) bilgi sahibi değil. Bizleri birer tezgâhtar olarak nitelemesi, bir “intikamcı duygu”nun eseri değilse eğer, müthiş bir kafa karışıklığının veya bilgisizliğin ürünü. Bunu düzeltmek için, Başbakan’a şu anımsatılabilir: Bir şirkette tezgâhtar ile ilgili herhangi bir kavram anayasada yoktur. Bir tezgâhtar ile ilgili yasalarda da bir tanımlama, düzenleme yoktur. Medya üzerine ise fazlasıyla vardır. Üstelik bir de RTÜK vardır! Tezgâhtarların RTÜK’ü bile yok! Başbakan bütün bunları bil(e)meyecek kadar cahil olamaz. Empatimiz burada noktalanıyor, çünkü daha ileri gidemiyoruz, engeller var! Ha, Başbakan, yahu yaptığımız hiç mi iyi şeyler yok, onları görmüyorsunuz, demek istiyorsa, bunun yolu da, bütün medyayı yakıp yıkıp yok etmekten, köleleştirmekten mi geçiyor? Erdoğan ya çok kötü bir halkla ilişkilerci ya da o kadara yükseklerde ki, aşağıyı göremiyor bile! Hayır hayır, bunları bir yana bırakalım ve Başbakan’ın medya konusunda başından beri izlediği eylem çizgisine (yaptıklarına yani!) bakalım. Başbakan’ın dikensiz gül bahçesi istediği kesin. Yeni bir medya yapılanması, medya düzeni, medya/toplum mühendisliği gerçekleştiriyor: Eh, medyayı ortadan kaldıramayacağıma göre, o halde, bu güçlü aracı benim için kullanışlı hale getireyim... (Mesela YÖK gibi...) Medyanın önemli bir kesimini iktidar/Erdoğan yandaşları satın aldı. Ama bu kesmedi, çünkü iktidar yanlılığı, yalakalığı, okurdan fazla ilgi görmüyor. Bu yalakalığı ince bir şekilde yapabilenler, daha çok okura ulaşıyor. Yandaşlığı iyi beceremeyenler ve yapmayanlar var, ki bunlar daha çok okunuyor ve izleniyor. İşte kılıcını bunlara yöneltiyor Başbakan: Ya yola gelecekler, ya yola gelecekler.. Bunca veriden sonra soralım: Acaba Başbakan nasıl bir düzen istiyor dersiniz, bir fikri veya şüphesi olan var mı? Başbakan’ın yazarlara karşı bu şiddeti, özellikle yandaş/iktidar medyasındaki yazarların tepkisini çekmiş. Bir bildiri kaleme almışlar, içlerinden iktidar yandaşı olmayan bazı yazarlar da imzalamış. İktidar yandaşlarını, neden harekete geçtiler, anlarım. Onlardan bazıları zaten yazdı: Sayın Başbakan, size saldıranları bize bırakın, biz zaten ağızlarının payını veriyoruz. Doğru olan budur, şimdi siz işe karışarak bizi de zor durumda bırakıyorsunuz... Bizim mücadelemizi beğenmiyor musunuz, onlara ağızlarının paylarını veremiyor muyuz?.. Doğrusu, Türkiye ilginç bir ülkeydi zaten, daha da ilginç olmaya başladı! TV8’e Kamer Genç cezası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RTÜK, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’i sert dille eleştiren Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer Genç’in sözleri nedeniyle TV 8’e uyarõ cezasõ verdi. TV8’de 19 Kasõm 2009’da yayõmlanan programda Genç şunlarõ söylemişti: “Tayyip Bey kendine aykõrõ olan şeylere yayõn yasağõ koyuyor, siyasi rakiplerinin hepsini hapishaneye tõkõyor, herkesi dinliyor. Devletin bütün ihaleleri kendi yandaşlarõna gidiyor. Türkiye’de bir İslam devleti kurmak istiyor. Bütün hesaplarõ ceplerimize nasõl doldururuz.” Eleştirince yayın kesildi Haber Merkezi - ATV’de yayõnlanan Esra Erol’un sunduğu İzdivaç programõna talip olarak katõlan Benan Eroğlu, Erol’un ekibini kandõrdõğõnõ belirterek başka bir derdinin olduğunu söyledi. Ardõndan Eroğlu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õ eleştirmeye başlayõnca ATV önce sesi ardõndan yayõnõ kesti. Yayõn dönüşü Erol, “Geliyorlar buraya dangul dungul konuşuyorlar. Dangalak dangalak” diyerek tepki gösterdi. ‘Değişiklik bilgisi bende yok’ İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin, Sultanahmet’teki İstanbul Adalet Sarayõ’ndan ayrõlõrken gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. “Balyoz Planõ” iddialarõna ilişkin soruşturmayõ yürüten savcõlarda bir değişiklik olup olmadõğõ sorusuna Engin, “Şimdi oradaki değişikliği başsavcõ vekili yapõyor. Değişiklik veya görevlendirmeyi... Şu ana kadar böyle bir değişiklik veya görevlendirme hususunda bana verilmiş bir bilgi yok” dedi. AKPM toplantısı İzmir’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) “Siyasi İşler Komitesi, Ortadoğu Alt Komisyon” toplantõsõ İzmir’de yapõlacak. Bugün başlayacak toplantõnõn açõlõşõnda, AKPM Başkanõ Mevlüt Çavuşoğlu, İzmir Valisi Cahit Kõraç, Alt Komite Başkanõ Lluis Maria de Puig, AKPM Türk Delegasyonu Başkanõ Erol Aslan Cebeci ve Dõşişleri Bakanlõğõ Müsteşar Yardõmcõsõ Büyükelçi Engin Soysal birer konuşma yapacak. TOBB Ekonomik Araştõrmalar Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Güven Sak, “Barõş Endüstrisi” ve güven arttõrõcõ projelerle ilgili sunum yapacak. AKP’li bakanlarõn eşlerinin kapanmasõ haberi deliller arasõnda yer aldõ Haber fişleme sayõldõ İLHAN TAŞCI ANKARA - 3. Ordu Komutanõ Or- general Saldıray Berk ile Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in de sanõğõ olduğu Erzincan iddianamesinde, Baş- bakan başta olmak üzere AKP’li ba- kanlarõn eşlerinin nasõl “kapandık- larına” ilişkin haber suç delilleri ara- sõnda yer aldõ. İddianamede gazete ha- berini, 3. Ordu Komutanlõğõ karargâ- hõnda istihbarat birimindeki görevli Ahmet Saraçlar’õn internetten in- dirdiğini söylediği belirtildi. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Taner Aksakal’õn hazõrladõğõ 61 sayfalõk iddianamede- ki kimi delillere ve ele geçirilen bel- gelere ilişkin değerlendirmeler dikkat çekti. Erzincan Jandarma istihbarat- ta görevli olan tutuklu Orhan Esir- ger’in evinde bulunan gizli formatlõ bir CD’de, Gülen cemaatine ait õşõk evleri, bağlõ kurum ve okullardaki öğ- renci, eğitmen, abiler ve ablalar adõy- la cemaat üyeleri, cemaatle irtibatlõ memur ve esnaf ile İsmailağa ce- maatinin fişlendiği savlandõ. Harddiskte sunum İstihbaratçõlara ilişkin aramalarda bulunan “abiler ve ablalar.xls” exel dosyalarõ içinde Fethullah Gülen ce- maati mensuplarõ olduğu belirtilen ki- şilerin, ad, soyad, baba adõ, doğum ta- rihi, doğum yeri, adresi, telefon nu- maralarõnõn yer aldõğõ tablolar “fiş- leme” olarak değerlendirilerek, “AD- RESLER, doc adlı word dosyası içerisinde; Nurcu/Fethullah GÜ- LEN cemaatinin ışık evlerinin abi- ler ve ablalarına ilişkin 48 adet ad- res bilgilerine ilişkin fişleme tab- losunun bulunduğu” denildi. İstih- baratçõ astsubaylardan Ahmet Sa- raçlar’a ait bir harddiskte, Cumhur- başkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile eşleri hakkõnda bir sunum ele geçirildiği belirtildi. Fişleme delilleri arasõnda sayõlan su- numa ilişkin, “Gerek Sayın Başba- kan Recep Tayip Erdoğan ve ge- rekse eşi Emine Erdoğan’ın çok lüks alışveriş merkezlerinde bulu- nan lüks mağazaları kapattıracak kadar lüks alışverişe, gösterişe düş- kün olduklarına varana kadar de- ğerlendirmeler yapıldığına ilişkin yine fotoğraflarla desteklenmiş su- ni sunumlar bulunmuştur” değer- lendirmesi yapõldõ. Sunumda çok sayõda AKP’li bakan ve milletvekilinin eşleri hakkõnda değerlendirme raporlarõnõn yer aldõ- ğõ iddia edildi. İddianamenin delille- ri arasõnda sayõlan konu, Hürriyet ga- zetesinde Soner Yalçın tarafõndan 10 Şubat 2008 tarihinde yazõlmõştõ. ‘Ergenekon’un faaliyeti’ Değerlendirmenin bulunduğu Ah- met Saraçlar da bu çalõşmayõ inter- nette görüp indirdiğini anlattõ. Bu “delil” iddianamede, şöyle de- ğerlendirildi: “Tespit edilen fişleme dosyalarının Ergenekon terör ör- gütünün faaliyet alanlarından biri olması, internetten indirildiğine ilişkin herhangi bir kaydın bulun- maması, (Elde edilen fişleme dos- yalarının büyük kısmında inter- netten indirildiğine ilişkin bir atıf bulunmamıştır.) şüphelinin bu tür beyanlarının aksine üzerine atılı Er- genekon terör örgütünün amaç ve eylemleri ile örtüşen şekilde devlet yöneticilerimizi, eşlerini açıkça fiş- lediği anlaşılmıştır.” Erzincan iddianamesindeki gazete haberini 3. Ordu Komutanlõğõ karargâhõnda istihbarat biriminde görevli Ahmet Saraçlar’õn internetten indirdiğini söylediği belirtildi. DURSUN ÇİÇEK’TEN İTİRAZ ‘Islak imza’ya incelemeistemi ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - “İr- ticayla Mücadele Ey- lem Planı” belgesinde õslak imzasõ bulundu- ğu iddiasõyla hakkõnda askeri savcõlõkça so- ruşturma yürütülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, askeri mahkemeye itirazda bulundu. Dursun Çiçek’in avukatõ Mustafa Çe- vik, aracõlõğõyla Ge- nelkurmay Askeri Mahkemesi’ne yapõ- lan başvuruda, bel- genin hem imza hem de parmak izi konu- sunda uluslararasõ re- ferans laboratuvarda incelenmesi istendi. Islak imza bulundu- ğu iddia edilen 4 say- falõk belgenin Genel- kurmay Başkanlõğõ’nõn yazõşma kurallarõna uygun olup olmadõğõ yönünde inceleme ya- põlmasõ istenen dilek- çede,“Islak imzanın makine ile atılması mümkün. İmza atı- lırken bir makine kullanılıp kullanıl- madığı araştırılmalı. Bulunan 4 sayfalık belgede Albay Dur- sun Çiçek’in parmak izi bulunmuyor. Bu belgenin bilgisayar çıktısının nereden ya- pıldığı da araştırıl- malı. İmzanın atıldı- ğı kalemin mürekke- binin cinsi ve yaşı teknik olarak belir- lenebilir. Araştırma yapılmalı” denildi. Dokuz Eylül Üniversite- si’nin akademik yıl açılışı- na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Cumhuriyet yıkıcıları kürsüye çıkıyor” diye bağıran DEÜ öğrencisi Öz- gür Senger’in yargılanmasına İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlandı. İlk duruşmada Senger, sözlerinin iddianamede “Cumhuriyet yıkıcısı Tayyip kürsüye çıkıyor” diye yer alma- sına karşı çıktı. Mahkeme başkanı da itirazı haklı bularak, savcılık iddianamesinin değiştiril- mesi kararını verdi. Duruşma, 29 Mart 2010 tarihine ertelendi. Bu arada Senger’e destek ve- ren TGB’li öğrenciler adliye önünde basın açıklaması yaptı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) Cihaner’in avukatõ Turgut Kazan, savcõnõn iddianameyi kõsa sürede nasõl yazdõğõnõ sordu ‘İddianameyi basından izliyorum’ İstanbul Haber Servisi - Tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Ci- haner’in avukatõ Turgut Kazan, iddiana- meyi Cihaner’in sanõk avukatõ olduğu hal- de alamadõğõnõ ancak iddanameyi medyadan satõr satõr izlediğini söyledi. Avukat Kazan, İstanbul Barosu Orhan Apaydõn Konferans Salonu’nda müvekkili hakkõnda bazõ medya kuruluşlarõnda yer alan haberlerden kaynaklanan “bilgi kirliliği”ne yönelik basõn toplantõsõ düzenledi. AKP ik- tidarõnõn Yargõçlar ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’nu tehdit ettiğini ve yargõnõn tamamen teslim alõnmaya çalõşõldõğõnõ söyleyen Ka- zan, “İlerde Yüce Divan’da yargılanma ih- timali olanlar, onları yargılayacak Yüce Divan üyeleri için, ‘O adamlar bizim ada- mõmõz’ ifadesini kullanacaklar” dedi. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ Ciha- ner’in tutukluluğuna itiraz ettikleri gün id- dianamenin basõna sõzdõrõldõğõna dikkat çe- ken Kazan şu ifadeleri kullandõ: “Başsavcı vekili bizi dinledi. Aynı gün iddianame açıklandı. İddianameyi ha- zırladığını, mahkemeye verdiğini söyle- medi, bizden gizledi. Biz adliyedeyken savcı basına bilgi vermeye başladı. İd- dianamenin kabul edildiği gün mahke- meye giderek kabul kararının örneğini istedik. Bize ‘imzalar tamamlanmadõğõ için kararõn örneğini veremeyeceklerini’ söylediler. İmzalar atılmamışsa, iddia- namenin kabulü yoktur. Halen kabul ka- rarını alabilmiş değiliz. İddianame, 61 sayfadır ve 14 şüphelisi, 14 klasörü var- dır. 26 Şubat’ta Başsavcı Vekili Taner Ak- sakal tarafından imzalanmış. Bu dehşet ortamıdır. Bilgi kirliliği yaratır.” ‘Böyle bir şey görmedim’ İddianameyi imzalayan Aksakal’õn 18 Şubat 2010 tarihinde gödevlendirildiğini, o tarihe kadar soruşturma hakkõnda herhangi bir bilgisi olmadõğõnõ söyleyen Kazan, çok kõsa bir sürede iddianamenin hazõrlandõğõ- nõ vurgulayarak, “Meslek hayatımda böy- le bir şey görmedim” dedi. Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalõ bel- genin 2009 Mayõs ayõna ait olduğunu mü- vekkilinin ise 2007 yõlõnda İsmailağa ce- maatine yönelik soruşturmayõ başlattõğõnõ anlatan Kazan, iddianamede Cihaner’in Al- bay Çiçek’le 2009’da Erzincan’da görüş- tüğüne yönelik iddialara da değindi.Turgut Kazan. obursali@cumhuriyet.com.tr ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERE ELEŞTİRİ Şen: Yargıda birliğin sağlanması gerek İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Üniversitesi (İÜ) öğretim üye- si Prof. Dr. Ersan Şen, özel yetkili ağõr ceza mahkemelerinin “yargı birliğini” bozduğunu belirtti. Şen, “Bu mahkemeler, kısıtlı olan yetkilerini genişlettiler. Kişi hak ve hürriyetlerinin bazı mahke- melerde daraltılıp, bazı mahke- melerde genişletildiği bir hukuk sistemi olmaz. Bu nedenle adli mahkemelerin, idare mahke- melerinin, vergi mahkemeleri- nin, askeri mahkemelerin ve bu mahkemelerle ilgili yüksek mah- kemelerin aynı çatı altında bir araya getirilmesi, çalışma usul ve esaslarında birliğin sağlanması gerekiyor” dedi. Yeditepe Üniversitesi’nce dü- zenlenen “Özel Yetkili Ağır Ce- za Mahkemelerinin Görev, Yet- ki ve Yargılama Kuralları” ko- nulu konferansa katõlan Prof. Dr. Ersan Şen, mahkemeleri ve hâ- kimleri bağõmsõz yaparak “dü- rüst ve eşit yargılanma” ilkesinin korunamayacağõnõ belirtti. Şen, “yargılama birliği” prensibinden verilecek tavizlerin, her zaman “istisnai mahkemelerin” veya farklõ usul ve esaslarla çalõşan yar- gõ makamlarõnõn kurulmasõna yol açacağõ uyarõsõnda bulundu. SARIKAMIŞ’TA HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI Başbuğ, Berk’le tatbikat izleyecek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, “darbe girişimiyle” suçlanan 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Saldıray Berk’le birlikte Sarõkamõş’ta tat- bikat izleyecek. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan ise tatbi- kata katõlmõyor. Sarõkamõş’ta iki yõlda bir yapõlan tatbikatta, 3. Or- du komutasõndaki birlikler yer alõ- yor. Tatbikat kapsamõnda ger- çekleştirilen manevralarla Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) kõş koşullarõndaki imkân ve kabili- yetleri değerlendiriliyor. Star Haber’e konuşan Milli Sa- vunma Bakanõ Vecdi Gönül, “Sa- yın Bakan bu tatbikatı Ergene- kon şüphelisi Orgeneral Saldõray Berk yönettiği için mi katılmı- yorsunuz” şeklindeki bir soruya “Herkes yorumunu özgürce yap- makta serbest. Gereği bu şekil- deydi, böyle yapıldı” cevabõnõ verdi. Gönül, Cumhurbaşkanõ ve Başbakan’õn tatbikata neden katõl- madõklarõ sorusunu ise “Bu soru- yu kendilerine sorun” diye ce- vapladõ. Bu arada, dün tatbikat alanõnõn giriş kõsmõndaki kontrol noktasõnda çekim yapmak isteyen gazeteciler bölgeden uzaklaştõrõldõ. Başbakan’a hakaretten yargõlanõyor Gül’den KDGM’ye onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ (KDGM) kurulmasõna ilişkin yasayõ onayladõ. Yasaya göre, güvenlik kuruluşlarõ ve ilgili kurumlar arasõnda terörle mücadele alanõnda gerekli koordinasyonu sağ- lamak, bu alandaki politika ve uygulamalarõ değerlendirmek amacõyla Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu kurulacak. Başbuğ, subaylarla bir araya geldi MUĞLA (Cumhuriyet) - Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Başbuğ, eşi Sevim Baş- buğ’la birlikte dün sabah Ankara’dan helikopter- le Bodrum’daki Koru Askeri Havalimanõ’na gel- di. Bardakçõ Koyu’ndaki Kara Kuvvetleri Kamp Eğitim Merkezi’nde 12 üst düzey subayla toplan- tõ yapan Başbuğ, daha sonra eşi ve subaylarla bir- likte kampõn restoranõnda öğle yemeği yedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle