Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 2010 PAZARTESİ
6 SÖYLEŞİ
CMYB
C M Y B
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Karşıdevrimin Çocukları
Öyle sanıyorum ki, bu iktidar dönemi, destekçi
köşe yazarlarının siyasetle, iktidar ve kurumlarıyla
al gülüm-ver gülüm ilişkilerini inceleyecek olan
araştırmacılar açısından zengin malzeme
kaynakları sunuyor. Dönemin yandaşlıklarının zihin
haritalarını ortaya koymak, ülkemizin yaşadığı
olağanüstü dönemin belgeselleştirilmesi açısından
önemli ve gereklidir!
Bakın bunlardan biri kalkıyor, kendisinin
(iktidarın) bir “proje” konusu olduğunu dile
getiriyor! Bu aslında siyasal literatüre çok önemli
kavramsal bir katkıdır! Sabah’tan Star’a “proje”
olarak transfer edildiklerini itiraf edenlere şükran
borçluyuz! Diyor ki “O süreçte farklı aktörler
tarafından bana yapılan vaatlerle, şimdiki
uygulamalar arasında büyük farklar var!”
Cüneyt Ülsever (Hürriyet, 28 Mart) kötü ruhlu
mu ne? Bu tutulmayan vaatlerin maddi kaynaklı
olabileceğini yazıyor!
Ama “tutulan” yazarın, görevlerini nasıl büyük bir
başarıyla yerine getirdiğine yemin edecek
milyonlarca insan var! Kanıtları, gazetenin
sayfalarında herkesin incelemesine açık! Şüphesiz
bir de TV’lerde yapılan, uzayda gezegenleri
dolduracak kadar hacimdeki ses kayıtları!
Ancak derin hayal kırıklıkları yaşanıyor: Yarı
yolda bırakıldıklarına, terk edildiklerine veya
kendilerine karşı iktidar sahiplerinin artık eski
heyecan, sevgi ve isteklerinin kalmadığına ilişkin!
Oldukça sarsıcı, üzücü bir insanlık dramı olarak
nitelendirilebilecek bir durum!
Belki de bu bir hayal kırıklığından çok, çıktıkları
yolda yarı yolda bırakılmanın kızgınlığıdır! Sonuna
kadar birlikte yürüyememenin!
Bu tür yol arkadaşlıklarında, herkesin projesi,
hedefi ve amacı farklıdır! Birileri için yol kısadır,
hedef daha dar veya çok daha kapsamlı ve
geniştir! Birileri yerlerine varmıştır ve diğerlerine
artık gereksinimi yoktur! Çek sifonu!
Bunun bir örneğini, Başbakan’la, ona destek
verenler arasındaki “atışmada” yaşadık!
Başbakan’ın, 100 bin Ermeniyi geri göndeririz,
biçimindeki, aslında epey ayıp açıklamasına karşı
ayaklanma baş gösterince ve “ayıp ettin, özür dile”
isteği gelince ortalık kızıştı. Tayyip Erdoğan
Bey’in, “Siz kimin avukatısınız, önce Türkiye’nin
avukatlığını yapın, bunu öğrenin, sonra bize
insaniyet dersi verin, dürüst ol, doğrunun avukatı
ol” biçimindeki büyük fırçası, ortalığı daha
karıştırmanın ötesinde bir iş yaptı!
Örneğin Çandarlıgil, “düne kadar, gulyabanilere
karşı sizi destekleyen yazılar yazarken, dürüst değil
miydik” diye sordu! Haklı!
Bir şey daha itiraf etti! Erdoğan’ın avukatlığını
yaptığını: “Kendi ‘aşireti’nden olmadığım halde
avukatlığını yapmış olduğum Başbakan’ın bana,
kimin avukatısın diye kükremesi bayağı bir tuhaf
geldi.”
Bu duyguları da paylaşıyorum, doğrusu bana da
tuhaf geldi!
Biz, iktidarın avukatısınız desek, itibar eden az
olur. Ama kendisi yazınca, artık diyecek söz yok!
Tanrı bazen böyle şeyler yaptırıyor kullarına!
Şimdi iktidara iki laf etmeyelim mi: Ayıp denen
bir şey var! Kullan kullan at, yapılır mı
insancıklara?
Şimdi olayın bamteline; Başbakan’ın kimin
avukatısın sözlerine gelelim.
Ülsever diyor ki: “Başbakan, Çandar’ı hangi
ülkenin avukatı olmakla suçluyor, çıkaramadım.”
Ülsever cin gibidir, bilmez mi! Söylemiyor!
Ben yazayım: Başbakan’ın kastettiği,
Ermenistan’ın falan değil, ABD!
Evet, ABD! Kocası CIA’cı gazeteci-yazardan
tutun, Çandarlıgillere ve aynı görüşteki Doğan
Grubu’nda saf tutmuş diğer benzerlerine kadar...
Ne diyor onlardan biri: Bizim solcular tutturmuşlar
Amerikan emperyalizmi diye, her taşın altında CIA
görüyorlar!
Bunu diyenler, solculuktan Amerikancılığa terfi
edenler!
Peki bu durumda Erdoğan Amerikancı mı
olmuyor? O, köprüyü geçene kadar veya
köprünün üzerinde kalınca Amerikancı. Şimdilik,
gerçek Amerikancılarla yollarını biraz ayırma
ihtiyacında! Çünkü, İran ve İslam dünyasına
yönelik projesi ve kendisine biçtiği
Ahmedinejad’lık rolü bunu gerektiriyor!
Vallahi bu Erdoğan, köprüleri attı mı,
Amerikancıları asar da keser de!
Devrim kendi çocuklarını yer de...
Karşıdevrim kendi çocuklarını yemez mi?
Durun bakalım, işin henüz başındayız!
LEYLA TAVŞANOĞLU
MADRİD - Madrid’in Arap ma-
hallesinde üç katlõ bir bina. Burasõ İs-
panya Müslümanlarõ Federasyonu’nun
(FEME) merkezi. FEME İspanya’daki
üç Müslüman örgütten birisi. Diğer-
leri UCME ve FEERİ. FEME, aslõ
Bangladeşli, Pakistanlõ ve daha son-
ra Müslüman olan İspanyollarõn kur-
duğu bir örgüt. Başkanõ Faslõ Ayad
Tachfine Elharchi, genel sekreteri
Yusuf Fernandez ve İspanyol Müs-
lüman Kadõnlar Ulusal Birliği Başkanõ
Laura Rodriguez’le toplantõmõz var.
Sözü alan Fernandez, İspanya’da
1.2 ile 1.5 milyon arasõ Müslüman ol-
duğunu, Müslümanlarõn sayõsõnõn
1990’dan beri 15 kat arttõğõnõ, bunlarõ
daha çok Cezayirli, Faslõ, Suriyeli,
İranlõ, Iraklõ, Pakistanlõ ve Bangladeş-
li göçmenlerin oluşturduğunu, Türkle-
rin sayõsõnõn ise az olduğunu anlatõyor.
“Yirmi yıldır Müslümanım. Bugüne
kadar bir tane Türk tanıdım” diyor.
Türkiye’yle ilişkileri olup olmadõ-
ğõnõ soruyoruz. “Bizim için çok
önemli olan ilk Müslüman Fua-
rı’nı düzenlerken Türkiye Büyük-
elçiliği’yle ilişki kurmaya çalıştık.
Ancak hiçbir yanıt alamadık. Her-
halde Türkiye’deki katı laik sistem
yüzünden bize böyle davrandılar”
yanõtõnõ veriyor.
Fernandez Türkiye’yle ilişkileri ko-
nusunda anlatõmõnõ sürdürürken çok da
ilginç bilgiler veriyor: “Benim Tür-
kiye’yle iyi ilişkilerim var. Türki-
ye’de bulunan La Fuente Yayın-
evi’nde kitaplar bastırdım. Fethul-
lah Gülen ve Nur cemaatiyle de iliş-
kilerim çok iyi. Tayyip Erdoğan’a
hayranım. Çünkü Türkiye’yi de-
mokratikleştirdi. Türkiye’nin Müs-
lüman dünyada ağırlık kazanmasını
sağladı. Eskiden Müslümanların
Türkiye’de dernek kurmaları müm-
kün değildi. Şimdi mümkün.”
‘Gülen’in kitabını
İspanyolcaya çevirdik’
Fethullah Gülen’le nasõl tanõştõğõ so-
rumuza Fernandez şu yanõtõ veriyor:
“Fethullah Gülen bir kitabı İspan-
yolcaya çevirtmek istiyordu. Bize
web sayfamızdan bir metin gönder-
diler. Çevirilerin Müslümanlar ta-
rafından yapılmasını istiyorlardı.
Biz de kabul ederek çevirileri yaptık.
Gülen Madrid’e bir kez geldi. Ken-
disiyle temas kurduk. Gülen’in Şi-
li’de de bir kitap fuarına katıldığını
biliyorum. Böylece Türkiye dünya-
da daha aktif konuma geliyor.”
‘Türk hükümetiyle
iyi ilişki içindeyiz’
Fernandez daha ayrõntõlõ bilgileri de
şöyle veriyor: “Granada’da Nur ce-
maati bir merkez açmak istiyordu.
Cemaatten kişiler buraya geldi. An-
cak bildiğim kadarıyla bu mümkün
olmadı. Yine Nur cemaati üyesi İz-
mirli bir bey geldi. Onunla da gö-
rüşmüştüm. Ama bu insanlarla iliş-
kilerimizin çok sıkı olmadığını söyle-
yebilirim. İlişkimiz daha çok profes-
yonel bazda oldu. Yaptığımız çeviri-
lerin para karşılığını aldık. Benim iliş-
kim daha çok Türk hükümetiyle. İki
yıl önce Cordoba’yı ziyaret eden Di-
yanet’ten Sorumlu Devlet Bakanınızla
(Mehmet Aydõn) görüşmüştüm. Türk
hükümetiyle ilişkilerimizi ileride da-
ha sıkılaştırmayı isteriz. Geçmiş yıl-
larda Türk hükümeti bu konularla
fazla ilgili değildi. Ben Türkiye’ye şöy-
le bir proje sunmak istiyorum:
2008’de Avrupa’daki Müslüman ağ-
larıyla bir toplantı yapmıştık. Top-
lantıya 12 ülkeden katılımcı olmuştu.
Ben bu konuyla ilgili Türkiye’den de
işbirliği istiyorum. Hedefimiz Türki-
ye’nin bu projeye dahil olmasıdır.”
Fernandez kendilerine sadece Mad-
rid’deki Suudi Arabistan Büyükelçili-
ği’nin yardõmcõ olduğunu, hatta Müs-
lüman Fuarõ’nõ da onun desteğiyle ger-
çekleştirebildiklerini sözlerine ekliyor.
Fernandez’in bir de şikâyeti var. “Za-
patero hükümeti Müslüman topluma
destek veriyor. Yine de burada, halk
arasında Müslümanlara pek de sıcak
gözle bakılmıyor. Kısa zaman önce
Toledo kentinde bir arazi kiralayıp
oraya mescit yapacaktık. Ev sahibi bir
banka müdürüydü. Son anda geri
adım attı. Meğer bankada hesabı
olan Hıristiyanlar paralarını geri
çekmekle tehdit etmişler.”
Gülen, faaliyetlerini merkezi Madrid’de bulunan Müslüman örgütü FEME üzerinden yürütüyor
Cemaat İspanya’ya da çengel attı
Fethullah Gülen ve Nur cemaatiyle ilişkilerinin çok iyi
olduğunu belirten FEME Genel Sekreteri Fernandez “Gülen bir
kitabõ İspanyolcaya çevirtmek istiyordu. Biz de çevirilerini
yaptõk. Gülen Madrid’e bir kez geldi” dedi. Fernandez Türk
hükümetiyle de iyi ilişkiler içinde olduklarõnõ vurguladõ.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Federal Almanya
tarihinin en büyük bağõş skandalõ De-
niz Feneri e.V. davasõna adõ karõşan es-
ki RTÜK Başkanõ Zahid Akman
hakkõnda “kooperatif yolsuzluğu”
iddiasõyla başlatõlan incelemede de-
lillerin tamamlandõğõ ve soruşturma
açõldõğõ bildirildi. Almanya’da görü-
len Deniz Feneri davasõnõn “ikinci
dalga” sürecini Türkiye’deki bazõ
çevrelerin şimdiye dek bir biçimde ke-
sintiye uğrattõğõ bildirildi.
Frankfurt yakõnlarõndaki Offenbach
kentinde avukatlõk yapan, Alman-
ya’daki Deniz Feneri yolsuzluğu da-
vasõnõ yakõndan izleyen Ali Gülen,
ikinci dalganõn hõzlanmasõ için Kanal
7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya
Karaman, eski RTÜK Başkanõ, ha-
len de üyesi olan Zahid Akman, İs-
mail Karahan ve Harun Kapıyol-
daş’õn ifadelerinin gönderilmesi ge-
rektiğine, bu olmadõğõ için de sürecin
kesintiye uğradõğõna dikkat çekti.
‘Soruşturma açıldı’
Vedat Ali Aydın ile birlikte
“AKP’nin Feneri Böyle Söndü” ve
“Polis Dosyasında Çifte Başba-
kan” adlõ iki de kitap yayõmlayan Gü-
len, Deniz Feneri e.V.’yi soruşturan
Alman savcõlarõn, Zekeriya Kara-
man, Zahid Akman, Harun Kapõyol-
daş ve Mustafa Çelik’in Türki-
ye’deki ifadelerini bekledikleri ancak
bunlarõn halen gelmediğini, dolayõ-
sõyla soruşturma dosyasõnõn tamam-
lanmasõnõn engelendiğini belirtti.
Ali Gülen, “Ancak asıl önemli
olan Zahid Akman ile ilgili OFWG
kooperatif yolsuzluğudur, işte o
konuda yeni gelişmeler var, soruş-
turma açıldı” dedi.
İnsanlarõn, ev sahibi olacaklarõ vaa-
diyle dolandõrõldõğõ öne sürülen ve ara-
larõnda Akman’õn da bulunduğu
OFWG yolsuzluğuyla ilgili incele-
mede Köln’den iki avukatõn başvu-
rusunun eksik olmasõ nedeniyle dos-
ya oluşturulamadõğõnõ aktaran Gü-
len, “Ama o iki avukat yeniden
başvurdu, bu kez yeni deliller su-
nuldu, eksiklikler tamamlandı. Sav-
cılık bu soruşturmayı da açtı” dedi.
‘Paralar ne oldu?’
Deniz Feneri davasõnda siyasi bağ-
lantõlarõn da incelenmesi gerektiğini
belirten Gülen, şunlarõ aktardõ: “Bu-
nun siyasi bağlantılarını bulmak ve
özellikle paraların Türkiye’de kim-
leri, nasıl geliştirip zengin ettiğini in-
celemek gerekir. Türkiye’ye elden
götürülen paraların Zekeriya Ka-
raman’a, Kanal 7 binasının ikinci
katında elden teslim edildiği bilini-
yor. Paraların elden teslim edildi-
ğine ilişkin makbuzları ise ‘Amca’
denilen Hakkõ Sadal’ın imzaladığı da
biliniyor. İşte bu paraların ne ol-
duğu araştırılmalı. Türkiye’deki
Deniz Feneri ile olan bağlar araştı-
rılmalı. Bu paralarla hangi siyase-
tin, hangi yöntemlerle desteklendi-
ği ortaya konulmalı. Yaptığımız
araştırmalar, gelen paraların bir si-
yaseti besleyen çeşitli organların
çalışmasını sağladığı, onların da
çalışmalarıyla yeniden o siyaseti
daha kuvvetli desteklediklerini gös-
teriyor. Zaten Almanya’daki sa-
nıklar da bu siyasetin ve üstündeki
kişilerin kimler olduğunu mahke-
mede açıklamıştı.”
Yeni Şafak finansman edildi
Deniz Feneri e.V. davasõnõn özünü,
yardõm duygularõnõn dini motifler
kullanõlarak sömürülmesinin oluş-
turduğunu anlatan Gülen, Deniz Fe-
neri’nden gelen sermaye ile Alman-
ya’da Yeni Şafak’õn bir yõl yayõm-
landõğõnõ söyledi.
Gülen, “Yeni Şafak’ın Alman-
ya’daki yöneticisi ise Zahid Ak-
man’dan başkası değildi” dedi.
‘ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR AHLAKDIŞI’
Haber Merkezi - Toplanan bağõşlarõ
amacõ dõşõnda kullandõğõ için Almanya’da
açõlan Deniz Feneri e.V. davasõ “skanda-
lında” adõ geçen, aynõ davanõn Türki-
ye’deki ayağõnda ifadesine başvurulan,
yine Almanya’da kooperatif yolsuzluğu
nedeniyle hakkõnda soruşturma açõlan es-
ki RTÜK Başkanõ ve halen üyesi Zahid
Akman, “Çok Güzel Hareketler Bun-
lar” programõnõ ahlakdõşõ buldu. Yol-
suzluk amacõyla açõlan davalarda
hakkõnda 6 aydan 10 yõla kadar
hapis cezasõ istenen, Türki-
ye’de de malvarlõğõna tedbir
konan Akman, Kanal D’de
yayõmlanan Yılmaz Erdo-
ğan’õn “Çok Güzel Hareketler Bunlar” adlõ
programõnõ “Çocukların ahlaki gelişimini
zedeleyici” buldu. RTÜK 3 Mart günü yaptõğõ
toplantõda, “Çok Güzel Hareketler Bunlar”
adlõ programõn 18 Ekim 2009 tarihinde yayõm-
lanan bölümünü ele aldõ. Yapõlan inceleme so-
nucu skeçlerde RTÜK Yasasõ’na aykõrõlõk bu-
lunmadõ ve cezaya da gerek görülmedi. Kurul
üyesi Zahid Akman ise bu karara karşõ çõka-
rak, skeçlerin “Gençlerin ve çocukların fi-
ziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleye-
cek” nitelikte olduğunu belirterek ceza istedi.
Akman muhalefet şerhi de yazdõ. Akman’õn
ceza istediği programda, emlakçi rolündeki sa-
natçõnõn, ev kiralamaya gelen dekolte giyimli
bir kadõnla olan diyaloglarõ yer alõyor.
Kooperatif yolsuzluğu iddisõyla başlatõlan incelemede delillerin toplanmasõ tamamlandõ
Akman’a soruşturma
EMRE DÖKER
MANİSA - Manisa’da
470. kez düzenlenen Me-
sir Festivali, Cumhurbaş-
kanõ Abdullah Gül’ün
katõlõmõyla mesir macu-
nunun Sultan Camisi’nin
kubbe ve minarelerinden
halka saçõlmasõyla sona
erdi. Gül ve beraberinde-
kiler Sultan Camisi’ne
geldi. Bu sõrada yağmu-
run başlamasõ nedeniyle
Hafsa Sultan’õn Merkez
Efendi’ye macunun hal-
ka saçõlmasõ fermanõnõ
iletmesi canlandõrõlama-
dõ. Gül, daha sonra eşi
Hayrünnisa Gül, Devlet
Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõsõ Bülent
Arınç ve temsili Merkez
Efendi ile yurttaşlara
mesir saçtõ.
Öte yandan Gül, önce-
ki gece Crowne Plaza
Oteli’nde İzmir’deki ga-
zete ve ajans temsilcile-
riyle bir araya geldi.
Meryemana, Efes ve Şi-
rince gezilerinden çok
etkilendiğini vurgulayan
Gül, özellikle Agora’nõn
çevresinin düzenlenmesi
gerektiğini söyledi. Gül,
“Napoli, Selanik gibi
Avrupa şehirleriyle baş
etmeli. İzmir’in küllen-
miş cevherleri ortaya
çıkarılmalı” diye konuş-
tu. Gül, İzmir İktisat
Kongresi’nin önümüzde-
ki yõl devlet eliyle yapõ-
lacağõnõ kaydetti. Gül İz-
mir’in tanõtõmõ için ken-
disinin de devreye gire-
ceğini belirtti.
Gül mesir
macunu dağıttı
‘Kabadayı
anayasası olur’
Yurt Haberleri
Servisi - Sabancõ Kül-
tür Merkezi’nde, parti-
sinin Kocaeli İl Baş-
kanlõğõ’nõn 8. olağan
kongresine katõlan
DSP Genel Başkanõ
Masum Türker, mevcut
partiler içinde kadrola-
rõ, birikimi, ülke mese-
lelerine bakõş açõsõ ba-
kõmõndan en deneyimli,
bilgili partinin DSP ol-
duğunu belirtti. “Ben
muhalefete talip deği-
lim, DSP’nin iktidar ol-
masõna talibim” diyen
Türker, anayasa deği-
şikliği konusunda da şu
değerlendirmelerde bu-
lundu: “Türkiye’nin en
önemli meselesi anaya-
sa değişikliği konusunu
getirip önümüze koydu-
lar, koydular da ne ol-
du. Kimse tartõşmõyor
ki. Anayasa kabadayõ-
lõkla yapõlõr mõ? Mev-
cut anayasa darbe ana-
yasasõ, ama bu anayasa-
nõn adõ ‘kabadayõ ana-
yasasõ’ olur.”
Deprem korkusu
sokağa döktü
Yurt Haberleri
Servisi - Elazõğ’da 8
Mart’ta meydana gelen
ve 42 kişinin ölümüne
neden olan 6 büyüklü-
ğündeki depremin ardõn-
dan Bingöl’de de dep-
rem olacağõ söylentileri
ve kente ceset torbalarõ-
nõn geldiği dedikodularõ
panik yarattõ. Bazõ kişi-
ler deprem korkusuyla
geceyi evleri yerine yak-
tõklarõ ateşin başõnda ge-
çirdi. Ceset torbalarõnõn
da Bingöl’e geldiğini
duyduklarõnõ belirten ba-
zõ aileler yaktõklarõ ate-
şin etrafõnda nöbet tutar-
ken yetkililerden tatmin
edici bir açõklama bekle-
diklerini söylediler.
Bir terörist
teslim oldu
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Te-
rör örgütü PKK’den ka-
çan bir terörist güvenlik
güçlerine teslim oldu.
Genelkurmay Başkanlõ-
ğõ’nõn internet sitesinde
yer alan bilgiye göre,
terör örgütünden kaçan
bir terörist, Bingöl’ün
Genç ilçesinde güvenlik
güçlerine teslim oldu.
Diyarbakõr’õn Kulp ilçe-
si dağlõk arazi kesimin-
de, bölücü terör örgütü
mensuplarõnca kullanõ-
lan 2 sõğõnak içerisinde;
1 adet jeneratör, 150 m.
kablo, 430 kg. gõda
maddesi ile muhtelif
yaşam malzemesi bu-
lundu. Tunceli’nin Pü-
lümür ilçesi dağlõk arazi
kesiminde, 2 adet el ya-
põmõ mayõn bulundu.
Düğün konvoyuna
taşlı saldırı
Yurt Haberleri
Servisi - Van’da Yalõm
Erez Mahallesi Şafak
Sokak’tan geçen düğün
konvoyuna, bir grup,
“taziye evinin önünden
geçerken araç kornala-
rõna bastõklarõ” gerek-
çesiyle taşla saldõrdõ.
Konvoyda bulunan 6
aracõn hasar gördüğü
saldõrõda bazõ vatandaş-
lar araçlardan yaya ola-
rak kaçmaya çalõştõ.
Taşlõ saldõrõda düğün
konvoyunda bulunan
10 kişi çeşitli yerlerin-
den yaralandõ. Van Eği-
tim ve Araştõrma Has-
tanesi’nde ayakta teda-
vileri yapõlan yaralõla-
rõn durumlarõnõn iyi ol-
duğu bildirildi.
(Fotoğraf:AA)
Tümgeneral
Dalay serbest
BALYOZ SORUŞTURMASI
İstanbul Haber Servisi - “Balyoz Planı” id-
dialarõna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamõn-
da gözaltõna alõnan Tümgeneral Abdullah Dalay
çõkarõldõğõ mahkemece serbest bõrakõldõ.
52. Taktik Tümen Zõrhlõ Tümen Komutanõ
Tümgeneral Dalay, dün öğle saatlerinde kendi is-
teğiyle İstanbul Adliyesi’ne geldi. Burada, cum-
huriyet savcõlarõ Süleyman Pehlivan ile Meh-
met Berk tarafõndan 3 saati aşkõn bir süre ifadesi
alõnan Dalay, daha sonra tutuklanmasõ istemiyle
İstanbul Nöbetçi 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
sevk edildi. Dalay serbet bõrakõldõ. Dalay’õn avu-
katõ Ahmet Koç, müvekkilinin “delil yetersizli-
ği ve kaçma şüphesi olmadığı” için serbest bõ-
rakõldõğõnõ söyledi. Koç, Dalay ile ilgili suç vasfõ
itibarõyla da değerlendirme yapõldõğõnõ, adli kont-
rolünün uygulanmasõna da gerek kalmadõğõnõ
kaydetti. Suçlamalarõn sorulmasõ üzerine Koç,
önceki kurmaylarla aynõ gerekçelerle suçlandõğõ-
nõ, ancak yeterli delil olmadõğõnõ belirtti.
obursali@cumhuriyet.com.tr