Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2010 CUMARTESİ
16 EKONOMİ
Ankara Ticaret Odasõ’nõn (ATO) ha-
zõrladõğõ “Türkiye Ar-Ge Yoksulu” baş-
lõklõ rapora göre, Ar-Ge’ye milli gelirinin
yaklaşõk binde 7’si kadar harcama yapa-
bilen Türkiye, yüksek teknoloji ürünü ih-
raç edemediği için yüksek oranlarda
dõş ticaret açõğõ veriyor. ATO
Başkanõ Sinan Aygün rapo-
ru değerlendirirken Ar-Ge’nin
yüksek maliyet gerektirdiğini
ancak ek bir yatõrõm olduğunu
vurgulayarak şunlarõ ifade etti:
“Türkiye’nin sürekli dış
ticaret açığı vermesi dı-
şarıya düşük teknolojili
ürünler satıp ileri tek-
noloji ürünü almasın-
dan kaynaklanıyor. Ki-
losu 50 sentten demir
satıp, kilosu 4-5 bin
dolara cep telefonu
satın almaya devam
edersek ne dış
ticaret açığımızı ne de cari işlemler açı-
ğımızı kapatabiliriz. Ucuz mallar satıp
pahalı mallar almaya devam ettiğimiz
sürece ihracatımızı ne kadar büyütür-
sek büyütelim, ithalat çok daha yüksek
büyüyeceği için dış ticaret açığımız da
artarak büyümeye devam edecektir.”
ATO’nun Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK), Eurostat ve OECD verilerine da-
yanarak hazõrladõğõ rapora göre, Türkiye
araştõrma ve geliştirme için uluslararasõ şir-
ketler kadar bile kaynak ayõramõyor. Tür-
kiye’nin bu yatõrõmlarõ arttõrmadan, dõşa
bağõmlõlõktan ve yüksek cari işlemler açõ-
ğõ vermekten kurtulmasõ mümkün gö-
rünmüyor.
Eurostat’õn belirlemelerine göre, birçok
uluslararasõ şirketin yõllõk olarak Ar-Ge için
yaptõğõ harcama, Türkiye’nin kamu ve özel
sektör olarak bu alana yaptõğõ yatõrõmla-
rõn oldukça üzerinde seyrediyor.
Türkiye’nin 2.3 milyar Avro Ar-Ge ya-
tõrõmõ yaptõğõ 2005 yõlõnda Ford Motor tek
başõna 6.8 milyar Avro, Pfizer 6.3 milyar,
General Motors 5.7 milyar, Daimler
Chrysler 5.6 milyar, Microsoft 5.6 milyar,
Toyota 5.4 milyar, Johnson and Johnson
5.4 milyar, Siemens 5.2 milyar, Samsung
4.6 milyar, Glaxo Smith Kline 4.6 milyar,
IBM 4.6 milyar, Intel 4.4 milyar Avro har-
cama gerçekleştirdi.
Eurostat’õn yaklaşõk 2 bin şirketi sõra-
ladõğõ Ar-Ge harcamalarõna ilişkin liste-
ye Türkiye’den 63 milyon Avro’luk har-
camayla sadece Koç Holding giriyor.
Eurostat’õn havacõlõk, bilgi işlem maki-
neleri, ofis makineleri, elektronik aletler,
ilaç, elektrikli makineler ve silah gibi ürün-
lerin ihracatõnõ dikkate alarak yaptõğõ be-
lirlemelere göre, ileri teknoloji ürünleri-
nin Türkiye’nin ihracatõ içindeki payõ
yüzde 1.7 düzeyinde kalõyor. İleri tekno-
loji ürünlerinin ihracat içindeki payõ
ABD’de yüzde 26’yõ, Japonya’da yüzde
20’yi, Almanya’da yüzde 14’ü, Fran-
sa’da yüzde 18’i aşõyor.
Bilgisayar mühendisi Zafer İn-
kaya’nõn başarõsõ, bir anlamda yer-
li yazõlõmcõlarõn açõk bulduklarõ
bir alana odaklanarak ciddi kaza-
nõmlar elde edebileceklerinin güzel
bir örneği. ODTÜ Bilgisayar Mü-
hendisliği mezunu olan ve İTÜ’de
insan kaynaklarõ üzerine doktora
yapan İnkaya’nõn 1992 yõlõnda La-
farge Türkiye için tasarladõğõ “İnsan
Kaynakları Yönetim Siste-
mi/HUMANIST” bugün başta Ar-
çelik, Ford Otosan, Eczacõbaşõ, Tek-
fenbank ve Beko Elektronik olmak
üzere birçok büyük şirkette kulla-
nõlõyor. İnkaya’nõn sahibi olduğu Bi-
lin Yazõlõm’da bugün 40 kişilik bir
ekip Humanist’i hem geliştiriyor
hem de dünya pazarlarõna uygun ha-
le getiriyor.
- İnsan Kaynakları’na (İK)
odaklanmak nereden aklınıza gel-
di? Bu alanda bir eksiklik mi
vardı?
- 1992 yõlõnda yönetim raporlama
sistemleri kurulmasõ konusunda da-
nõşmanlõk hizmeti verdiğimiz La-
farge Türkiye firmasõ için yaptõğõmõz
bir araştõrma sonucunda bu eksikli-
ği fark ettik. Firmanõn o zamanki İK
yöneticilerinin talebi sonucunda
HUMANIST’i geliştirmeye başla-
dõk. Biz de çalõşmalarõmõz sõrasõnda
bu alanõ bakir ve gelişmeye çok açõk
bir alan olarak gördüğümüzden, sa-
dece bu alana odaklanmaya karar
verdik.
- Humanist programının diğer-
lerinden farkı ne?
- Biz diğerlerinden farklõ olarak
Humanist’te global uygulamalar ile
yerel ihtiyaçlarõ bütünleştirerek ku-
rumlarõn yapõlarõna göre uyarlana-
bilir bir sentez oluşturduk. Aslõnda
bu farkõ birbirini tamamlayan ve
güçlendiren birkaç unsur oluşturu-
yor: Öncelikle Humanist, bir ku-
rumda İnsan Kaynaklarõ ile ilgili te-
mel süreçlerin tümünü tek bir veri ta-
banõnda toplayan ihtisaslaşmõş bir
uygulama platformu. Bu özelliği
ile dünyada da nadir örneklerden bi-
ri. Bu entegre yapõ, ülkemizde sõk-
ça değişen ve uygulama farklõlõkla-
rõ da içerebilen yasal mevzuatõn ge-
reklerini de karşõlõyor. Üstelik bunu,
yasal değişikliklerde güncelleme
garantisi ile birlikte sağlõyoruz. Bu
gibi değişikliklerde alternatif ürün
kullanan firmalardaki toplam uyum
sağlama maliyeti, hata maliyetleri-
ni bile arõndõrsak Humanist’in top-
lam edinim maliyetini kat kat aşa-
biliyor. YTL’ye geçiş ve TL’ye ge-
ri dönüşler, 2000 yõlõ geçişi, Sosyal
Güvenlik Kanunu’ndaki ciddi de-
ğişiklikler gibi birçok örnekte müş-
terilerimizin “burnu bile ka-
namadı” desek abartmõş ol-
mayõz.
- Daha çok hangi sek-
törlere hitap ediyor?
- Aslõnda özellikle
hedef aldõğõmõz bir sek-
tör yok. Ama bankacõlõk,
otomotiv, sağlõk, sigorta-
cõlõk, beyaz eşya sektörle-
rinde en önemli aktörler bizi tercih
ettiler.
- Türkiye’de şirketlerin İK ko-
nusundaki yazılımlara yaklaşım-
ları nasıl?
- Günümüzde neyin değer yarat-
tõğõ konusundaki anlayõş giderek
değişiyor. Türkiye’de de özellikle
son yõllarda dünyadaki gelişmelere
paralel olarak, ancak bilgi ve o bil-
giye sahip insanlar ile değerler ya-
ratõlabildiği anlayõşõ yerleşmeye
başladõ.
Dolayõsõ ile İnsan Kaynaklarõ de-
partmanlarõ; sadece işe alõm, özlük,
eğitim, ücret yönetimi gibi temel in-
san kaynaklarõ işlevlerinin yanõnda
daha stratejik fonksiyonlara da ağõr-
lõk veriyorlar. Organizasyonun viz-
yonunu aksiyona geçirebilecek do-
nanõmda olan
doğru niteliği
işe alma, yerleştirme, doğru ücret po-
litikalarõ ile kurumla uyumlandõrma,
geliştirme, kariyer yollarõnõ planla-
ma, performanslarõnõ arttõrma ve
elde tutma adõna iç süreçlerini ge-
liştiriyorlar. Özelikle 200 kişinin
üzerindeki kurumlar IK yazõlõmlarõna
yönelmekte.
- İşletmelerin yüzde 99’unun
KOBİ olduğunu düşündüğümüz-
de bu durumu nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
- KOBİ’lerin bizim hedef kitle-
mizde önemli bir yer tuttuğunu dü-
şünüyoruz. O nedenle de Humanist’i
KOBİ’lerin de kullanabileceği şe-
kilde yeniden yapõlandõrdõk. Bu ya-
põyõ gün geçtikçe daha da güçlen-
diriyoruz. Büyük devlerin kullandõ-
ğõ aynõ yazõlõmõ, kendi merkezi-
mizde kurduğumuz güçlü bir plat-
form ile internet üzerinden paylaşõm
ile kullanõlabilir hale getirdik. Bu şe-
kilde, kullandõğõn kadar öde mantõ-
ğõ ile Humanist’i bu platform üze-
rinden KOBİ’lere sunabiliyoruz. Şu
anda az sayõda da olsa müşterileri-
miz oluştu ve ciddi bir başarõ ya-
kaladõğõmõza inanõyoruz.
- Yıllık cironuz?
Geçen sene 5 milyon TL civarõn-
da bir ciro gerçekleştirdik. Kriz dö-
nemleri de dahil her sene istikrarlõ bir
biçimde büyümeyi sürdürdük. Öy-
le 10 kat 50 kat falan büyümüyoruz
bir anda, ama 20 yõldõr da buradayõz
ve daha çok uzun yõllar burada ol-
mayõ planlõyoruz.
- Başka ülkelere yazılım ihra-
catı yaptınız mı?
- Hayõr. Ama birkaç ihale dene-
yimimiz oldu. Bize çok ciddi dene-
yimler kazandõrdõ bu faaliyetler.
2010 yõlõ ile birlikte, uluslararasõ açõ-
lõmõmõzõ başlattõk. Öncelikle mevcut
müşterilerimizin yurtdõşõ kuruluş-
larõnõn İK faaliyetlerini de ay-
nõ veri tabanõnda yönetmek
üzere yazõlõmõmõzõ çok dilli ha-
le getirdik. Bundan sonraki he-
defimiz ise yabancõ firmalara da
Humanist’i pazarlamak.
TOSYÖV, TOBB ve KOSGEB’in birlikte
düzenlediği “Değişen piyasalarda KOBİ’lere
yol haritası” ana temalı 6. KOBİ Zirvesi 11-12
Mart günleri İstanbul’da gerçekleştirildi. 1083
kişinin giriş kartı alarak izlediği zirvenin sonuç
bildirgesine göre KOBİ’lerin sorunlarında
geçmiş yıllara göre azalma değil tam tersi
yıllardır uygulanan düşük kur yüksek faiz ve
enflasyona odaklı ekonomi politikalarının
sonucu ve küresel ekonomik krizin de etkisiyle
artış görülüyor. “Kendilerini ancak
küreselleşmenin kurallarına göre şekillendiren ve
sürece hızla uyum sağlayabilen KOBİ’lerin
ayakta kalacağının” vurgulandığı sonuç
bildirgesinde bilişim ve Ar-Ge’nin önemine
dikkat çekilirken işletmelerin istihdam, ihracat,
üretim vb. güncel verilerine yönelik bir KOBİ
envanteri oluşturulmasının şart olduğu
vurgulandı.
Sonuç bildirgesinde yapısal önlemlere ilişkin
öne çıkan saptamalar ile şöyle:
- “KOBİ’lerden sorumlu birçok kurumda
üretilen politika ve hizmetler değişik sayıda ve
koordinasyondan uzaktır. Sorunun çözümü için
KOBİ’lerden sorumlu bir bakanlık
oluşturulmalıdır.
Patent, sınai mülkiyet ve özellikle fikri mülkiyet
haklarının koruma altına alınması ve KOBİ’lerin
bu yönde bilinçlendirilmesi, yasal mevzuatta
gerekli düzenlemelerin yapılması ve bunların
maliyetlerinin makul düzeylere çekilmesi
sağlanmalıdır.
- Türkiye’de kümelenme politikasının
uygulamada başarıya ulaşması ile KOBİ’lerin
ortak çalışma kültürü kazanmaları arasında
kopmaz bir bağ bulunmaktadır. Bu nedenle
kümelenme KOBİ’ler bazında teşvik edilmeli,
sistemin başarılı olabilmesi için gerekli yan
sanayi desteği verilmeli, üretim zincirinin daha
geniş bir bölümünü ülke içerisinde tutacak
tedbirler alınmalıdır.
- KOSGEB yapı, kaynak ve kadro yönünden
güçlendirilmelidir.
- Planlı ve örgütlü sanayi yerleşimlerinin
(OSB’lerin ve KSS’lerin) gelişmesinin önündeki
engeller, gerekli yasal düzenlemeler yapılarak
kaldırılmalıdır.
- KOBİ’lerin nitelikli ara eleman açığını
kapatacak ve istihdama katkı sağlayacak somut
ihtiyaçlar temelinde planlanmış mesleki eğitim
seferberliği bir an önce başlatılmalı, KOBİ’lerin
nitelikli ara eleman ihtiyacına dönük devlet
desteği yaygınlaştırılmalıdır.
- Bankaların verdiği kredilerin yanı sıra Dış
Ticaret Müsteşarlığı, KOSGEB, İGEME ve KGF
gibi kurumların kaynakları arttırılarak hibe ve
desteklerine KOBİ’lerin erişimi
kolaylaştırılmalıdır.
- Girişimcilere Başlangıç Sermayesi
sağlayabilmek için Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklıkları teşvik edilmelidir. Girişimcilere İş
Melekleri (Business Angels) sistemi gibi yeni
finans mekanizmaları oluşturmak için yasal
altyapı oluşturulmalıdır.”
hilmideveli@hotmail.com
S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ
‘Sõra yerli yazõlõmõ
dünyaya açmakta’ YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr
YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM
Menkul kõymette
vergi yol haritasõ
K
üçük ve büyük
bireysel yatı-
rımcıları yakın-
dan ilgilendi-
ren, menkul
kıymet gelirlerinin vergi-
lendirilmesi için önümüzde
kısa bir zaman kaldı. 2009
yılında elde edilen, Hazine
bonosu, devlet tahvili faiz
gelirleri ve alım-satım ka-
zançları, hisse senedi kâr
payları ve alım satım ka-
zançları ile mevduat faizi ve
repo kazançları ve benze-
ri menkul kıymet gelirlerinin
beyanı ve vergilendirilme-
sine ilişkin bazı kurallar bu
yıl da ne yazık ki değişti.
Yani mükellefte biraz ka-
falar karışacak...
“Tam mükellef gerçek ki-
şi” konumundaki çoğu ya-
tırımcı açısından anlaşıl-
ması zor bir konu olan yıl-
lık gelir vergisi beyanna-
mesi için son tarih ise 25
Mart. Hesaplanan vergi de
mart ve temmuz aylarında iki eşit taksitte
ödenecek. Buradan, konunun genel çer-
çevesine girmeden, öncelikle ana tablo ola-
rak verdiğimiz “Menkul Kıymet Gelirinde
Beyanname Yol Haritası”nın bu aşamada
birçok soruyu yanıtlayacağını tahmin edi-
yoruz.
Menkul kıymet vergisinin pratik rehberi
görünümündeki tablomuzu kesip her za-
man gözünüzün önünde olacak bir yere as-
manızı öneririm. Öte yandan Hazine bonosu
ve devlet tahvili geliri elde eden bir mü-
kellefin beyanname örneğini de küçük
tabloda görebilirsiniz.
Vergide iki yöntem var
Mevzuata gelirsek; halen Gelir Vergisi Ka-
nunu’nda menkul kıymetlerden elde edilen
gelirler menkul sermaye iradı, menkul kıy-
metlerin elden çıkarılmasından doğan ge-
lirler ise değer artış kazancı olarak vergi-
lendirilmektedir. Vergilendirmede iki usul
vardır. Bunlar kaynakta kesinti ve yıllık be-
yannamedir. Menkul kıymet gelirlerinde tev-
kifat GVK’nin 94. maddesine göre yapılır-
ken, 1.1.2006 tarihinden itibaren yürürlü-
ğe giren GVK’nin geçici 67. maddesi ile tev-
kifat esaslı ve daha geniş kapsamlı yeni bir
vergileme rejimine geçilmiştir.
Menkul kıymetlerin elde tutulması veya
elden çıkarılmasından elde edilen gelirle-
rin yanı sıra mevduat faizleri, repo ka-
zançları, faizsiz olarak kredi verenlere
ödenen kâr payları gibi menkul sermaye
iratları da geçici 67. madde kapsamında
stopaja konu edilmektedir.
Geçici 67. madde uyarınca tevkifata ta-
bi tutulan kazançlar için gerçek kişilerce yıl-
lık veya münferit beyanname verilmeyecek,
diğer gelirler dolayısıyla verilecek yıllık
beyannameye bu gelirler dahil edilmeye-
cektir.
GVK’nin 86. maddesine göre, vergiye ta-
bi gelir toplamının 103’üncü maddede ya-
zılı yıllık G.V. tarifesinin ikinci gelir dilimin-
de yer alan tutarı (2009’da
22.000 TL) aşmaması ha-
linde, tamamı kesintiye ta-
bi tutulmuş olan menkul ve
gayrimenkul sermaye irat-
ları için yıllık beyanname
verilmeyecek ve bunlar di-
ğer gelirler için verilen be-
yannamelere dahil edilme-
yecektir.
İnsan Kaynaklarõ yönetimine ilişkin Humanist yazõlõm
programõnõ geliştiren Bilin Yazõlõm’õn sahibi Zafer İnkaya:
“Babam emekli çalışan, yasal tatil hakkı kaç gündür?”
Sibel Yıldız.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yasada nettir.
Buna göre; bir yıldan beş yıla kadar olanların izin süresi
14 günden; beş yıldan fazla on beş yıldan az olanların 20
ve on beş yıl ve daha fazla olanların izin süreleri 26
günden az olamaz. On sekiz ve daha küçük yaştaki
işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık
ücretli izin süresi ise 20 günden az olamaz. Bu süreler iş
sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile arttırılabilir.
Sorularınız için
malicozum ism
mmo.org.tr ad-
resine mail ata-
bilirsiniz. Tüm
sorular e-posta
ile tek tek ce-
vaplanacaktır.
50 YAŞ ÜSTÜ İŞÇİNİN İZİN SÜRESİ
20 GÜNDEN AZ OLAMAZ
Bugün başta Eczacõbaşõ
olmak üzere birçok şirketin
yabancõ insan kaynaklarõ
yazõlõmlarõndan vazgeçerek
Humanist’e yöneldiklerini
kaydeden İnkaya, aynõ
yazõlõmõ KOBİ’lere de
uyguladõklarõnõ söyledi.
Son yıllarda emeğin milli gelirden aldığı pay
giderek azalırken, “esnek çalışma” yöntem-
lerinin giderek yaygınlaştığını görüyoruz.
Ne yazık ki, patronların AB standardı, konu
işçi olunca geçerli olmuyor.
“Çağrı üzerine çalışma” da bunlardan bi-
ri. İşte, yaklaşık 7 yıldır hayatımızda olan an-
cak çok da anlaşılamayan konunun püf
noktaları...
İş Kanunu’na göre, işçinin haftalık çalışma
süresinin 30 saatten daha az belirlenmesi du-
rumunda, kısmi süreli iş sözleşmesi söz ko-
nusu olmaktadır. Çağrı üzerine çalışma da
bunun özel bir şeklidir.
“Çağrı üzerine çalışma sözleşmesi”nde, iş-
çinin çalışma zamanı belirtilmemişse, haftalık
çalışma süresi 20 saat sayılacaktır. Bu sü-
rede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın üc-
rete hak kazanacaktır.
Taraflar sözleşmede, işçinin haftada/ay-
da veya yılda kaç gün çalışacağı, çağrının en
az kaç gün önceden yapılacağı ve günlük ça-
lışma süresinin ne olacağına ilişkin hüküm-
leri belirleyeceklerdir.
Kısmi süreli çalışan sigortalıların ay içinde
çalıştığı toplam saat sürenin 7.5’e bölün-
mesiyle, ayda kaç gün sigortalı olacağı he-
saplanmaktadır. Burada, işçinin hafta tatili-
ne hak kazanması halinde, toplam süreye bu
da eklenir.
Ayrıca, 7.5 saatin altındaki çalışmalar da
1 güne tamamlanacaktır. Yani kısmi süreli ça-
lışan personelin aylık sigortalılık süresi;
(Aylık çalışma gün sayısı = Ay içinde ça-
lışma saati / 7.5) şeklinde hesaplanacaktır.
Örneğin, ay içinde toplam 30 saat çağrı-
lan ve çağrı üzeri çalışma iş sözleşmesinde
de çağrılmadığında aylık 15 saat çalışılmış
gibi kabul edileceği kararlaştırılan bir işçinin
SGK’ye bildirilecek gün sayısı; Aylık çalışma
gün sayısı = 30 saat / 7.5 saat, Aylık çalış-
ma gün sayısı = 4 gün olarak hesaplanacaktır.
Kısmi süreli (part-time) iş sözleşmesi, si-
gortalıların eksik gün bilgi formu (Ek: 10) ekin-
de ilgili SGK müdürlüğüne verilmesi veya
APS ile gönderilmesi gerekmektedir.
Bu sözleşmenin, özel sektör işyerleri için
izleyen ayın 23’üne kadar SGK’ye verilme-
siyle, sözleşme işverenlerden her ay tekrar
istenmeyecektir.
‘Çağrı üzerine çalışma’da
püf noktaları...
Menkul Kıymet Gelirinde Beyanname Rehberi
1) Hazine Bonosu İndirim Beyan sınırı Beyanname
Devlet Tahvili /Kesinti 22.000 TL Var
Enflasyon Yok Yok
a) 26.07.2001-31.12.2005 %16.7
b) 01.01.2006 sonrası Stopaj % 10
ihraçlar
2) Mevduat faizi ve repo Stopaj % 15 Yok Yok
geliri
3) Off-shore ülkelerdeki faiz Yok 1.070 TL Var
geliri
4) Alacak faizi gelirleri Yok 1.070 TL Var
5) A ve B tipi yatırım fonu Stopaj % 10 Yok Yok
6) Borsa kazançları Yok Yok Yok
7) Şirket kâr payı % 50 istisna 22.000 TL Var (1)
8) Eurobond faiz geliri
a)Türkiye’de yerleşikler Yok 22.000 TL Var
b) Yerleşik olmayanlar Yok Yok Yok
9) Eurobond alım-satım
kazancı
a) Türkiye’de yerleşikler İstisna Yok Var
a.1) 01.01.2006 öncesi 17.900TL Yok 1.070 Var (2)
ihraç Yok Yok Yok
a.2) 01.01.2006 sonrası
ihraç
b) Yerleşik olmayanlar
(1) Vergiden, kâr payı dağıtan şirketin kestiği % 15 stopaj mahsup edilecek.
(2) Endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 ve üzeri olması gerek.
Hazine bonosu ve devlet tahvili
kazancı örnek beyannamesi
1/01/2006 tarihinden önce ihraç edilen HB-DT faiz geliri : 50.000,00.-TL
Enflasyon indirimi (GVK Md. 76) % 16,7 (-) : 8.350,00.-TL
Kalan : 41.650,00.-TL
Vergi Matrahı : 41.650,00.-TL
Hesaplanan ve ödenecek vergi : 9.270,50.-TL
Türkiye Ar-Ge yoksuluATO’nun raporuna göre, demir
satõp cep telefonu satõn almakla
dõş ticaret açõğõ küçülemez
KOBİ’den Sorumlu Bakanlık Oluşturulmalı...
ATO
Başkanı
Sinan Aygün