23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 MART 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 11 Parklar işsiz doluBEKİR ŞAHİN GAZİANTEP - Gaziantep’te son bir yõl içerisinde Gaziantep Ticaret Odasõ (GTO) ile Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği’ne (ESOB) kayõtlõ 1115 esnaf ve işadamõ odalardan üyeliklerini sildirdi. Organize Sanayi Bölgesi’nde ise yakla- şõk 50 fabrika üretimi durdurdu. Kent merkezinde hemen her caddede çok sa- yõda işyerinin camõna kiralõk ya da satõ- lõk yazõsõ asõldõ. 1 milyon 454 bin nüfuslu Gaziantep’te, krizden bu yana yaklaşõk 20 bin kişi işsiz kalõrken son yõllarda üni- versite mezunu işsizlerin sayõsõ da arttõ. Parklar, işsizlerle doldu. Gaziantep Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Muhasebe Bölümü mezunu ve ay- nõ zamanda Anadolu Üniversitesi İşlet- me 3. Sõnõfta okuyan Aslı Tiryaki (26) de kriz nedeniyle işsiz kalanlardan. 2008 yõlõnda mezun olduktan sonra Türki- ye’nin en önemli firmalarõndan Kõratlõ çe- lik kasalarõ firmasõnda işe başladõğõnõ an- latan Tiryaki, “2009 yılı mart ayına ka- dar çalıştım. Ancak kriz nedeniyle iş- veren işçi azaltmaya başladı. Önce kadınlar ve gençleri işten çıkardı. O günden bu yana iş arıyorum. Bu yaş- ta aileme bağımlı yaşamayı gururuma yediremiyorum” dedi. Balõkesir Turizm İşletmeciliği Meslek Yüksek Okulu’nda 2008 yõlõnda mezun olan Mustafa Göçmen, “Bunu kaldır- sınlar, çünkü üniversiteyi bitirsen ve mezun olsan bir şey ifade etmiyor, çün- kü KPSS sınavını kazanmak gerekiyor. O zaman ÖSS sınavını kaldırıp yerine KPSS sınavını getirsinler, öğrencileri daha fazla perişan etmesinler” dedi. ‘Biz niye okuduk’ Van 100. Yõl Üniversitesi Eğitim Fa- kültesi’nde Biyoloji Öğretmenliği bölü- münden 6 yõl önce mezun olan ve o gün- den bu yana iş bulamayan Fevzi Yıldı- rım (30), ücretli öğretmenlik ve Kõzõ- lay’da kan bağõşçõsõ kazanõm uzmanõ olarak çalõştõktan sonra KPSS sõnavõna girmek için işten ayrõlmõş. Yõldõrõm “Sı- navlarda 80 puan almamıza rağmen kontenjan sınırlı olduğundan atama yapılmıyor. Az sayıda bir öğretmen alı- nıyor, ona da iktidar partisi kendi yandaşlarını yerleştiriyor. Fen veya bi- yoloji gibi bölümler için çok az kon- tenjan ayrılırken, din kültürü okul- öncesi eğitim gibi bölümler için fazla kontenjan ayrıldığından KPSS’de 40- 50 puan alanlar öğretmen olarak ata- ması yapılıyor. Böyle adalet mi olur? Peki biz niye okuduk” diyor. ALİ AÇAR Satılmış Uçar, Cesim Bulat ve Ka- sım Orhan Ağrõ’dan İstanbul’a çalõşmak için gelen ancak işsizlik nedeniyle gün- lerini Mecidiyeköy Meydanõ’nda iş bek- leyerek geçiren 3 arkadaş. Bekâr evinde kaldõklarõnõ ve günde 40 TL para ka- zanmak için saatlerce iş beklediklerini be- lirten 3 arkadaşla bir günü nasõl geçir- diklerini, neler yaptõklarõnõ ve geleceğe dair beklentilerini konuştuk... Memleketi Ağrõ’daki işsizlik sorunu nede- niyle 6 ay önce İstanbul’a geldiğini belirten Sa- tõlmõş Uçar (27) evli olduğunu ve 2 çocuğu- nun geçimini sağlamak amacõyla İstanbul’a geldiğini söylüyor ilk olarak. Mecidiyeköy’de bir bekâr evinde yaklaşõk 10 kişi kaldõklarõnõ belirten Satõlmõş Uçar, “Her gün iş bulmak amacıyla sabah saat 06.00’da Mecidiyeköy Meydanı’na çıkıyoruz. Hamallık ve taşı- macılık işleri yapıyoruz. Burada bekleme- mize rağmen bazen 10-15 gün hiç çalışa- madığımız zamanlar oluyor” dedi. Günde 40 TL para aldõklarõnõ ve yaklaşõk 8 saat çalõş- tõklarõnõ vurgulayan Uçar, “İşsiz kalmamak için günlük 20 TL’ye bile çalıştığımız gün- ler oluyor. Çünkü kaldığımız bekâr evinin kirası, elektrik ve su parasını ödemekte sı- kıntı yaşıyoruz. Çalışamadığımız zamanda köyden para istiyoruz” diye konuştu. Para- sõzlõk yüzünden öğle yemeği ve akşam ye- meğini bir arada yediklerini anlatan Uçar şöyle devam etti: “Meydanda günde 300-400 kişi iş için bekliyor. Biz de onlardan biriyiz. İş bulup çalışabilirsek karnımızı doyura- biliyoruz. Yoksa gün oluyor yavan ek- mekle karnımızı doyuruyoruz. Üstüne üst- lük bir de ailemizin ve çocuklarımızın has- retini çekiyoruz.” ‘Başlık parası için geldim’ Kasõm Orhan (23) da çalõşmak, para kazanõp sevdiği kõzõn başlõk parasõnõ verebilmek için gel- miş İstanbul’a. Sabahlarõ kalkõp meydanda iş beklediğini, günlerce iş bulamadõğõnõ anlatan Or- han, “İş bulabilirsek çalışıyoruz.Yoksa onun dışında tüm gün meydandaki kahvelerde otu- rup günümüzü geçiriyoruz. Cebimizde para olmadığı için çayı veresiye içiyoruz. Paramız olduğu zaman da getirip veriyoruz. Ancak kahveci de artık verme ile vermeme arasın- da kaldı. Aslında buradakilerin çoğunun kazandığı para çay parasına yetmiyor” dedi. Sigara, kahvaltõ, öğle yemeği derken günlük en az 20 TL masrafõ olduğunu kaydeden Orhan, “Günde 20 TL giderim var, 10 gündür cebi- me 1 kuruş girmedi. Kira, elektrik ve su pa- rası geldi, babamdan istedim. Memleketim- de tarımcılık bitti, hayvancılık ise çok az. 500 TL’ye sattığımız bir koyun şimdi 100-150 TL’ye satılıyor. Devlet bunlara yatırım yap- sa hemen köyüme dönerim” dedi. İşsizlik yü- zünden psikolojisinin altüst olduğunu belirten Orhan şöyle devam etti: “Askerden 6 ay önce geldim. İş bulup sevdiğim kızı almak için İs- tanbul’a geldim. 7 bin TL başlık parası isti- yorlar. Bu parayı bulacağım diye psikolojim bozuldu. Başlık parasını biriktiremediğim için kız beni bekliyor... Belki de parası olan biri- si bu arada başlık parasını getirip kızı ba- basından isteyecek ve alacak.” Cesim Bulat (25) ise, aşçõlõk mesleği olma- sõna karşõ iş bulamayan işsizlerden biri. Evli ve 2 çocuk babasõ olan Bulat, “Bütün günümüz meydanda ya da kahvede iş beklemekle ge- çiyor. Akşam eve gidince bir de yemek ve bu- laşıkla uğraşıyoruz” dedi. Ağrõ’daki ailesine para gönderemediğini belirten Bulat, “Asker- de olan kardeşim var. Para istiyor ancak ben ona para gönderemiyorum. Bizim gibi işsiz- lere devlet iş olanakları sağlasın. Ağrı’da bir fabrika olsa ya da tarım veya hayvancılıktan birisinden ayda 400-500 TL sabit gelirim ol- sa gelip buralarda sıkıntı yaşamam. Devlet artık gıda yardımı yapmaktan vazgeçsin. Bi- ze iş versin. Biz alnımızın teri ile kazanırız” dedi. Bulat, “Artık devletten ümidi kestik. Her şeyi Allah’tan bekliyoruz” diye konuştu. ‘Bizi de etkiliyor’ İşsizlerin gün boyu oturduğu kahvehanenin sahibi Yılmaz Santor ise işsizlik nedeniyle kendisinin de sõkõntõ yaşadõğõnõ söyledi. So- runlarõn birbirine bir zincir halkasõ gibi geçti- ğini vurgulayan Santor, “Günde ortalama en az 70-80 işsiz geliyor kahveye. Buraya ge- lirken çoğu yol parası bulamıyor ve yürü- yerek geliyor. Bazen kahvede aç aç bekli- yorlar. Paraları olmadığı için çay isteyemi- yorlar. İsteyenler de utanarak sıkılarak veresiye istiyorlar. 3-5 çay için insanların gu- rurunu kıramazsınız. Bizde para ödeye- medikleri için kira ve elektrik, su gibi gi- derlerimizi ödeyemiyoruz” diye konuştu. AKP’nin politikaları yeni bir nesil yarattı FARUK KESKİN ANTALYA - Turizm, dolaylõ olarak etki- lediği 53 diğer sektörle birlikte istihdam ya- ratõlmasõna destek oluyor. Araştõrmalar, tu- rizmde bir birim doğrudan istihdamõn, yan sek- törlerde 1.5 dolaylõ istihdam yarattõğõnõ gös- teriyor. Bu durum turizmin ülke ve Antalya ekonomisi açõsõndan önemini de ortaya ko- yuyor. Ancak bu avantaja kentin geleceği ba- kõmõndan kuşkulu bakmayanlar da yok değil. Örneğin, Antalya Ticaret ve Sanayi Odasõ (ATSO) bir kentin sadece bir sektöre bağõm- lõ hale gelmesinin yapõsal ve toplumsal so- runlara yol açabileceğini savunuyor. ATSO Yö- netim Kurulu Başkanõ Çetin Osman Budak, önümüzdeki yõllarda eskisi gibi yüksek büyüme oranlarõnõn görülmeyeceğini belirtiyor. Budak, bu durumda istihdam sorununa çözümün, üretimi arttõrmanõn, çarklarõ daha hõzlõ dön- dürmenin yanõ sõra girişimleri teşvik ederek ye- ni istihdam kaynaklarõ yaratmaktan geçtiğinin de altõnõ çiziyor. Budak’a göre turizmin istih- damõ diğer sektörlere oranla daha az maliyet- le ve kõsa sürede yaratabilmesi önemli bir avan- taj. Bu avantajõn turizm ve Antalya için öne- mine dikkat çeken Budak, “Bizler de turizmi nasıl daha ileri götürürüz, Antalya olarak turizmden daha çok nasıl fayda sağlarız, bu- nun peşindeyiz ve turizmi çeşitlendirmek üzerine projeler geliştiriyoruz” diyor. Budak, turizmi 12 aya yayarak daha fazla katma de- ğer katar hale getirecek projeler üzerinde ça- lõştõklarõnõ belirtti. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanõ Sururi Çoraba- tır’a göre de turizm sektörü bölgede istihdam sorununda kurtarõcõ rolü oynuyor. Çorabatõr, turizm sektörünün bölgedeki istihdama olan katkõsõnõ ise sigortalõ işçi sayõsõyla ilgili ver- diği örnekle ortaya koyuyor. Çorabatõr, An- talya’da Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayõtlõ 300 bin civarõndaki işçiden yaklaşõk yüzde 70’inin turizm sektöründe istihdam edildiğine dikkat çekerek “Turizmin istihdama olan kat- kısını göstermek için bundan daha güzel ör- nek olur mu? Antalya, Türkiye’de en faz- la göç alan illerin başında gelmesine rağmen işsizlik sorununu en az yaşayan kentleri- mizden biridir” yorumunu yapõyor. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “küresel ekonomik krizin teğet geçtiği” açõklamasõ, yakõ- cõ gerçeği örtbas etmeye yetmiyor. Uzun yõllar güvenlik sõkõntõsõnõn ya- şandõğõ Diyarbakõr’da yoksulluk giderek ağõrlaşõyor. Teşvik programlarõyla böl- gede ekonominin canlanmasõ beklenir- ken, tam tersine, her geçen gün işsizler ordusuna yenileri ekleniyor. Diyarbakõr Esnaf ve Sanatkârlarõ Oda- larõ Birliği’nin (DESOB) verilerine gö- re de son üç yõl içinde Diyarbakõr’da yak- laşõk 3 bin esnaf kepenk indirerek işye- rini kapatmak zorunda kaldõ. AKP hükümetinin işsizliğe çözüm bu- lacak politikalar üretmemesi, ülkenin en büyük kalkõnma projelerinden biri olan GAP’la ilgili yatõrõmlara ara verilmesi, Kürt açõlõmõna paralel olarak bölgeye ekonomik yatõrõmlar da yapõlacağõ yö- nünde açõklamalarõn uygulamaya geçi- rilmemesi gibi birçok neden, gelecek- ten umudunu kesen yeni bir nesil yarattõ. Dicle Üniversitesi Mühendislik Mi- marlõk Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden geçen yõl mezun olan 1982 doğumlu Hasan Beyazıt, “beyaz yakalı” işsizlerden. Umutla KPSS’ye hazõrlanõrken, yarõşõn büyük olmasõ ne- deniyle dershaneye gitmek zorunluluğu hissediyor. Diyarbakõr’da devlet ka- põsõnda iş bulmanõn zor olduğunu be- lirten Beyazõt, “Özel sektörde iş bu- lunsa bile tatmin edici ücret almak mümkün değil. Çünkü o kadar çok işsiz mühendis var ki, sizin beğen- mediğiniz ücret için bir başkası ba- lıklama atlayabiliyor. Böyle olunca da alternatifiniz çoğalıyor. Dolayı- sıyla arka plandaki işsizler ordusu, güç bela da olsa iş bulanları da de- zavantajlı duruma getiriyor. Yani al- ternatifiniz çoğaldıkça, emeğiniz ucuzluyor” diye konuşuyor. Beyazõt’õn dönem arkadaşõ olan işsiz inşaat mühendislerinden Mehmet Boz- yel de sermaye yokluğu nedeniyle özel sektörde kendi işini kurabilmenin zor- luğuna işaret ediyor. Bu nedenle o da ka- mu kurumlarõna girmeyi amaçlõyor. Bozyel, “Çoğu zaman geleceğe dair umudumu yitirme düzeyine gelsem de yine de belki bir gün diye bekliyo- rum” diyor. Bozyel’in geçiştirerek söylediği bir başka nokta ise kendileri- ni işe yaramaz hissetmek üzerine. Ör- neğin, evlilik planlarõ yapmak, kendisi gibi işsiz olan arkadaşlarõ için şu sõra- lar lüks. Mesela bir arabasõnõn olduğu- nu hayal edemiyor. Veya kendisine ait bir evinin olabileceğini. 3 yõl önce Fõrat Üniversitesi’ne bağ- lõ Tunceli Meslek Yüksekokulu’nda muhasebe programõndan mezun olan Ayşe Mine Kurtuluş da okulunu bitir- dikten sonra umutla geri döndüğü Di- yarbakõr’da yõllardõr iş arayanlardan. Bu arada boş durmayõp, lisans düzeyinde eğitim alabilmek için Açõk Öğretim Fakültesi’nin muhasebe bölümününde de okuyor. Hedefi, bir gün tüm aşamalarõ geçip, yeminli mali müşavir olmak. Ama henüz muhasebe elemanõ olarak da- hi bir işe başlayabilmiş değil. Kurtuluş, genç kõzlar açõsõndan ekonomik özgür- lüğünü kazanamamanõn son derece zor olduğuna işaret ediyor. Kurtuluş “An- nem ve babam emekli ve oturduğu- muz ev kendimize ait olduğundan, ekonomik sorunları diğer arkadaşla- rım kadar yakıcı yaşamıyorum. Ama yine de kendi ayaklarımın üzerinde durmayı isterim. İhtiyaçlarım için ailemin omuzlarına yük olmak ra- hatsızlık verici” diye konuşuyor. Kimi ‘Başlõk parasõ için geldim’, kimi de ‘Yavan ekmekle karnõmõzõ doyuruyoruz’ diyor. Ortak görüş hep aynõ ‘Devletten artõk umudu kestik’ Hasan Beyazıt ve Mehmet Bozyel. D İ Y A R B A K I R L I G E N Ç L E R İ N D E G E L E C E K T E N U M U D U Y O K G A Z İ A N T E P İŞYERİNİ DEVRETMEK ZORUNDA KALDI İki kız çocuğu babası Tarık Zafer Yazıgan ekonomik krizin en çok vurduğu hizmet sektö- ründeki işini birkaç hafta ön- ce devretmek zorunda kalan- lardan. Restoran işletmecisi olan Yazıgan’ın en büyük des- teği ise öğretmen olan eşi. Zira eşinin geliri olmasa, yaşadığı sı- kıntıların katlanacağını belir- tiyor. İşyerini devretme nede- nini ise giderek eğlenmeye ge- len insanların azlığına bağlıyor. Yazgan, sonunda da çalıştırdığı garsonun, kebapçının, mezeci- nin yevmiyesini ödeyemez du- ruma geldiğini, bayrağı indirip, dükkânı devretmek zorunda kaldığını anlatıyor. Satılmış Uçar, Cesim Bulat ve Kasım Orhan iş bulmak için İstanbul’a geldiklerini söyledi. Parklar da kahvehaneler gibi işsizlerin uğrak yerleri. Turizm Antalya’nõn şansõ ama.. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle