09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ Selma Aliye Kavaf, Şubat 2010 itibarõyla zorunlu eğitim çağõnda olup da ilköğretime kaydõ olmayan 89 bin 350 kõz çocuğu bu- lunduğunu açõkladõ. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün soru önergesini yanõtlayan Kavaf, 2009-2010 öğ- retim yõlõ verilerine göre ilköğretimde net okullaşma oranõnõn toplamda yüzde 98.17, erkek ço- cuklarda yüzde 98.47, kõz çocuk- larda ise yüzde 95.97 olarak gerçekleştiğini kaydetti. Şubat ayõ itibarõyla zorunlu eğitim çağõnda olup da ilköğretimde kaydõ olmayan kõz çocuğu sayõ- sõnõn 89 bin 350 olduğunu belirten Kavaf, 2013 yõlõna kadar kõz ve er- kek çocuklar için ilköğretimde okul- laşma oranõnõ, yüzde 100’e ulaştõr- mak olduğunu kaydetti. MEB tara- fõndan kõz öğrencilerin ağõrlõklõ ola- rak okula devam etmedikleri Güney- doğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde, VİBO’larõn sayõsõ ve bu okullardaki kõz öğrenci kontenjanõnõn arttõrõldõğõ- nõ belirten Kavaf, şunlarõ kaydetti: “İlköğretim çağında olup herhan- gi bir nedenle eğitim sistemi dı- şında kalan, okulu terk eden ya da devamsızlık yapan 6-14 yaş grubundaki tüm çocukların, özel- likle kız çocuklarının yüzde 100 okullaşmasını sağlamak amacıyla 2003 yılında başlatılan ve 2008 yılında 81 ile yaygınlaştırılan ‘Haydi Kõzlar Okula’ adlı kam- panyayla 290 bin 224’ü kız olmak üzere 350 bin çocuk, okullaştırıl- mıştır. Ayrıca, ‘Ulusal Eğitime Destek’, ‘Kardelenler-Çağdaş Tür- kiye’nin Çağdaş Kõzlarõ’ ve ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyala- rı beklenen etkiyi göstermiş ve kız çocuklarının okullaşma ora- nında önemli artışlar olmuştur.” CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2010 CUMARTESİ 10 HABERLER Adana’da öğrencilere destek vardı. İşçilerden öğrencilere destek İstanbul Haber Servisi - TEKEL iş- çileri, kendilerine destek verdikleri ge- rekçesiyle İstanbul Çekmeköy Meh- metçik Lisesi’nde okuyan 24 öğrenci- nin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ka- rarõyla okullarõyla olan ilişiğinin kesil- mesini, okul önünde yaptõklarõ eylem- le protesto etti. Okul önünde toplanan Eğitim-Sen üye- leri, TEKEL işçileri, Belediye-İş Sendi- kasõ’na kayõtlõ işçiler, DİSK’e bağlõ çe- şitli sendikalarõn yöneticileri ile öğrenci velileri, “öğrencilerin okulla ilişiğinin kesilmesinin demokratik bir ülkeye yakışmayan bir tutum olduğunu” be- lirttiler. Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanõ Ali Gün, okul yönetiminin yaptõğõ uy- gulamanõn suç olduğunu söyledi. Adana’da da Emek Partisi’nin çağrõ- sõyla İnönü Parkõ’nda toplanan TEKEL iş- çilerine çok sayõda sendika, siyasi parti ve kitle örgütü temsilcisi öğrencilere destek verdi. Grup adõna açõklama yapan Tek Gõ- da-İş Sendikasõ Adana Şube Başkanõ Cafer Yaşar, “Okuldan atılan öğren- cilerin okula geri alınmasını istiyo- ruz. TEKEL işçileri bu talep kabul edi- lene kadar mücadele edecektir” dedi. Türk-İş Yönetim Kurulu’ndan dün yapõ- lan açõklamada, öğrencilere verilen ce- zanõn “maksadını aşan bir ceza” oldu- ğu vurgulandõ. DSP İstanbul Milletveki- li Süleyman Yağız, öğrencilerle ilgili Mil- li Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’nun ya- nõtlamasõ istemiyle soru önergesi verdi. Bülent Düzgit toprağa verildi Prof.Gürsey yaşamõnõyitirdi İstanbul Haber Servisi - Geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamõnõ yitiren Hür- riyet gazetesi çizerlerinden Bülent Düzgit (63) dün düzenlenen törenin ar- dõndan Habipler Yayla Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Fatih Camisi’ndeki cenaze töreni öncesi bir konuşma yapan Hürriyet gazetesi ya- zarõ Yalçın Bayer, “İstanbul beyefendisi, sakin, içine kapalı bir dost, çok az bu- lunur bir insan... Hepimizin başı sağ ol- sun” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiye- ti (TGC) Başkanõ Orhan Erinç, Düzgit’in ölümünün çok erken olduğunu vurgu- layarak “Alçakgönüllülüğü bu kadar gerçek olarak rol yapmadan kullanan kişi sayısı sanıyorum ki, fazla değil- dir, bunların başında da Bülent Düz- git gelir” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - Fizik profe- sörü Suha Gürsey (86), 16 Mart’ta yaşa- mõnõ yitirdi. Amerika’da bulunan Prof. Gürsey’in cenazesinin önümüzdeki haf- ta Türkiye’ye getirilerek toprağa verile- ceği bildirildi. Yaşlõlõktan kaynaklanan rahatsõzlõkla- rõ nedeniyle Amerika’nõn Connecticut Eyaleti’ndeki New Haven şehrinde bu- lunan evinde yaşamõnõ yitiren Prof. Gür- sey, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Ede- biyat Fakültesi Fizik Bölümü’nden 1945 yõlõnda mezun olmuş, daha sonra aynõ bö- lümde genel fizik kürsüsünde doktorasõ- nõ tamamlamõştõ. Gürsey, 1957-1961 yõl- larõ arasõnda Princeton ve Columbia üni- versiteleri ile Brookhaven laboratuvarõnda çalõşmalar yapmõştõ. 1962’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne dönen Gürsey, 1974’te Yale Üniversitesi’ne gitmişti. TBMM Kadõn-Erkek Fõrsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Erbatur ‘Kadõnlarõn yaşama hakkõ ortadan kalkõyor’ dedi Kadõnlarõ koruyamõyoruz MAHMUT LICALI ANKARA - Türkiye’de kadõna yönelik şiddet ey- lemlerindeki artõş dikkat çekiyor. Sosyoloji Derne- ği Başkanõ Prof. Dr. Bir- sen Gökçe, kadõna yöne- lik şiddetin arkasõnda “iş- siz erkeklerin” bulundu- ğunu belirtirken TBMM Kadõn-Erkek Fõrsat Eşitli- ği Komisyonu Başkanve- kili Nevin Gaye Erbatur, “Şiddetin geldiğini gö- rüyoruz fakat kadınları koruyamıyoruz” dedi. Türkiye’de son 12 gün- de kadõn cinayetlerinin sa- yõsõnõn 9’u bulmasõ şiddet olgusunun kadõnlarõ öl- dürmeye kadar vardõğõnõ gözler önüne serdi. İşsiz- lik ve ekonomik sõkõntõla- rõn kadõna şiddeti arttõrdõ- ğõnõ belirten uzmanlar, ka- dõnlarõn korunabilecekle- ri merkezlerin sayõsõnõn çok az olduğunu, devletin de kadõnõ yeteri kadar ko- ruyamadõğõnõ vurguluyor. Sosyoloji Derneği Başka- nõ Prof. Dr. Birsen Gökçe, Türkiye’nin gündeminde zaten toplumsal bir şiddet olgusunun bulunduğunu belirtti. İşsizlik ve maddi sõkõntõlarõn neden olduğu ilişkilerdeki bozulmala- rõn yanõ sõra Türkiye’de geleneksel yapõlardan kaynaklanan kadõn-erkek ilişkilerinde kadõnõn sü- rekli olarak ikinci sõnõf yurttaş sõnõfõna konuldu- ğunu kaydeden Birsen, şunlarõ söyledi: “Cumhuriyetten bu yana kadınları toplumsal yaşama sokmak için ya- pılan çalışmalara kar- şın, kadının toplum için- de görev alması istenil- diği kadar olmadı. Bu eğitimle ilişkili bir konu. ‘Kadõnõ evde mi tutaca- ğõm? Kadõnõ toplumda mõ sayacağõm?’ Bu belli de- ğil. Eğitimsiz erkeklerde bu bir soru işareti olarak ortaya çıkıyor.” Toplumda kadõnõn du- rumunun doğru algõlan- maya başlanmasõyla özel- likle eğitim düzeyi düşük erkeklerin tepkisinin de arttõğõnõ ifade eden Gökçe, kadõna toplumda verilen yerin gündeme taşõnmasõ- nõn eğitimsiz erkeklerde rahatsõzlõk yarattõğõnõ kay- detti. Gökçe, son dönem- de yaşanan şiddet olayla- rõnda kadõnlarõn eşleri ya da akrabalarõ tarafõndan şiddet gördüğünü, bunun da erkeklerin en yakõnõn- daki kadõnlara şiddet gös- terdiğini ortaya çõkardõ- ğõnõ belirtti. TBMM Kadõn-Erkek Fõrsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Erbatur da Türkiye’de kadõna yönelik şiddetin her zaman var ol- duğunu belirtti. Erbatur, “Kadına şiddet o kadar yaygın ki... Son günlerde erkekler tarafından ka- dınların üzerinde baskı kurmak için yapılan şid- det öldürmeye kadar vardı” dedi. Kadõnlarõn artõk yaşam hakkõnõ bile ortadan kaldõran şiddetin arttõğõna işaret eden Erba- tur, şunlarõ dile getirdi: “Ekonomik sıkıntıla- rın olduğu ortamlarda şiddet olaylarına baş- vurmada bir yükseliş gö- rülüyor. Erkekler diğer konulardaki ve alanlar- daki başarısızlıklarını tamamen kadına yönel- terek sonunda öldürme- ye varan bir şiddet uy- guluyor.” Erbatur, son günlerde cinayete kurban giden ka- dõnlarõn muhtemelen daha önce eşlerinden şiddet gö- ren kadõnlar olduğunu be- lirterek “Dolayısıyla da öldürülen kadınlar bu şiddetten kurtulmanın yolunu aramışlardır. Ama gidecekleri bir yer yok” dedi. ‘Kadın sığınma evleri az’ Türkiye’de kadõn sõ- ğõnma evlerinin sayõsõnõn son derece az olduğunu belirten Erbatur, “Ka- dınları koruyamıyoruz. En önemli sorunumuz bu. Şiddetin geldiğini görüyoruz, ama kadını koruyamıyoruz” diye konuştu. Kavaf’tan ‘kızlar okumuyor’ itirafı 4 KURBAN DAHA Cinayetler hõz kesmiyor Şiddetin bir türlü durmak bilmediği Türkiye’de 4 kişi daha çeşitli sebeplerle öldürüldü. ÇORUM/ MERSİN (Cumhuriyet) - İzmir’de tekstil işçisi Cumhur De- mirkoparan (31), yeniden bir araya gelme teklifini reddeden eski kõz arka- daşõ lise öğrencisini öl- dürdü, Demirkoparan da olay yerinde ölü bu- lundu. Fransa’da çalõ- şan Orhan Bitmez, iz- nini geçirdiği Çorum’da annesi Gülşeref Bitmez’in boğazõnõ kesti. Tarsus’ta ise ce- zaevinden izinli çõkan Süley- man K. (25), annesini ve 3 yõl önce ağabeyini öldüren dayõsõnõ boğdu. Yine Tarsus’ta önceki gün evinde ölü bulunan 1.5 ya- şõndaki Berat B’nin, annesi Necla B. (25) tarafõndan bo- ğularak öldürüldüğü bildirildi. Fransa’da işçi olarak çalõşan 41 yaşõndaki Orhan Bitmez, ailesini görmek için memle- keti Çorum’a gitti. Bir süre evinde eşi ve çocuğuyla gö- rüşüp hasret gideren Orhan Bitmez, daha sonra Ulukavak Mahallesi’nde tek başõna ya- şayan annesi Gülşeref Bit- mez’i (63) ziyaret etti. Bitmez, tartõştõğõ annesinin boğazõnõ keserek öldürdü. Annesini ve dayısını öldürdü “Kız kaçırmak” ve “kasten adam yaralamak” suçlarõndan Hatay Yarõ Açõk Cezaevi’nde yatan Süleyman K, izin alarak Mersinin Tarsus ilçesinde bir- likte yaşayan annesi 63 yaşõn- daki Şenol K. ile dayõsõ 51 yaşõndaki Mehmet Uçar’õn yanõna gitti. Uçucu madde ba- ğõmlõsõ olan Süleyman K, bu- rada anne ve dayõsõyla tartõştõ. Tartõşmanõn kavgaya dönüş- mesi sonucu Süleyman K. ön- ce dayõsõ Mehmet Uçar’õ, ar- dõndan da annesi Şenol K’yi el- leriyle boğarak öldürdü. İzmir’de 19 yaşõndaki lise son sõnõf öğrencisi Gülümser D, eski arkadaşõ tekstil işçisi Cumhur Demirkoparan’õn (31) yeniden bir araya gelme önerisini kabul etmeyerek bas- kõlardan kurtulmak için halasõ- nõn evine yerleşti. Demirkopa- ran, okula gitmek üzere dün sa- bah evden çõkan Gülümser D’yi tekrar eve sokarak bõçakladõ. Cesetlerin yanõnda iki bõçak bulan polis, gençlerin birbirini bõçaklayarak öldürmüş olabi- leceğini söyledi. Tarsus’ta ön- ceki gün evinde ölü bulunan 1.5 yaşõndaki Berat B’nin, annesi Necla B. (25) tarafõndan boğu- larak öldürüldüğü bildirildi. Bakan Ergün’e yumurtalı protesto İstanbul Haber Servi- si - İstanbul Üniversite- si’nde (İÜ) bir kongreye katõlan Sanayi ve Tica- ret Bakanõ Nihat Er- gün’e çõkõşta yumurta atõldõ, 8 kişi gözaltõna alõndõ. İstanbul Üniver- sitesi Çalõşma Ekonomi- si ve Endüstri İlişkileri Kulübü tarafõndan dü- zenlenen “2. Çalõşma Ekonomisi ve Yönetim Kongresi”ne katõlan ba- kan Nihat Ergün, dün sabah yumurtalõ saldõrõ- ya uğradõ. Bakan Ergün yaptõğõ konuşma sonra- sõ, protesto nedeniyle koridordan geçirilerek, üniversitenin arka tara- fõndaki Su Ürünleri Fa- kültesi’nden dõşarõ çõka- rõldõ. Çõkõşta bekleyen protestocu öğrenciler- den bir grup, şemsiye- lerle dõşarõ çõkarõlan ba- kana yumurta fõrlattõ. Yumurtalar bakan Nihat Ergün’ün makam aracõ- nõn yanõna düştü. Bakan Ergün’e yumurta fõrla- tan gruptan 8 öğrenci gözaltõna alõndõ. Türkiye’de son 12 günde kadõn cinayetlerininin sayõsõnõn 9’u bulmasõ şiddet olgusunun kadõnlarõ öldürmeye kadar vardõğõnõ gözler önüne serdi. Tuğrul Erkin: Rusya ile ilişkilerimiz gelişiyor LEYLA TAVŞANOĞLU Mayõs ayõnda Rusya Devlet Başkanõ Medve- dev Türkiye’ye resmi bir ziyaret yapacak. Bu- günlerde de Türkiye ve Sovyetler Birliği arasõnda 1921’de imzalanan “Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması”nõn 89. hatta 90. yõldönümü Dõş Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesin- deki Türkiye-Gürcistan ve Türkiye-Avrasya İş Konseyleri’nin Başkanõ Tuğrul Erkin’le 90 yõl içinde Türkiye ve Rusya arasõndaki gelişmele- rin seyrini konuşuyoruz. Türkiye’yle Sovyetler Birliği arasında 16 Mart 1921’de bir dostluk ve kardeşlik antlaş- ması imzalanmıştı. Bu yıl 89. yıldönümü kut- lanacak bu antlaşmanın önemi neydi? T.E. - Aslõnda 90. yõlõnõn içine girdik. O ne- denle 90. yõl diyoruz. Bu, Türkiye’nin Rus- ya’yla, o zamanki adõyla Sovyetler Birliği’yle imzaladõğõ ilk antlaşma. O zaman daha Cum- huriyet kurulmamõş. TBMM bu antlaşmaya im- za atõyor. Bu, bugüne kadar imzalanan en önemli antlaşmalardan birisi. Bu antlaşma milli mücadelenin kazanõlma- sõnda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasõnda en önemli etkenlerden birisi. Bu, 16 maddeden oluşuyor. Bu antlaşma çerçevesinde Türki- ye’nin Çarlõk Rusyasõ’yla imzalamõş olduğu es- ki antlaşmalar geçerliliğini yitirmiştir. - Temaslar altmışlı yıllarda sıklaşmaya baş- lamadı mı? T.E. - Evet. Örneğin Seydişehir Alüminyum Tesisleri, Aliağa Rafinerisi, İskenderun Demir Çe- lik Tesisleri, Bandõrma Asit Borik Tesisi hep o dö- nemde yapõlmõştõr. Benim tespitim şudur: İkili si- yasi ve ekonomik ilişkiler en yüksek düzeyli zi- yaretlerin yapõlmasõ sonucu gelişmiştir. Bu an- laşmalar özel ödeme şartlarõ çerçevesinde yapõl- mõştõr. Yani Türkiye bütün bunlarõn karşõlõğõnõ esas olarak bazõ tarõm ürünleriyle ve bazõ işlenmemiş cevherlerle ödemiştir. Böylece Türkiye’de ağõr sa- nayi kurulmuştur. Bunun karşõlõğõnda 1989-91 arasõ Sovyetler Bir- liği’nin dağõlma sürecinde Türkiye Eximbank ara- cõlõğõyla Rusya’ya 800 milyon dolarlõk bir kredi açmõştõr. Ayrõca Rusya sabun, un, şeker gibi ha- yati maddelerini Türkiye’den sağlamõştõr. Böylece Türk mallarõ Rus piyasasõna girmiştir. Bunun ardõndan çok önemli bir anlaşma 1987’deki doğalgaz anlaşmasõdõr. - Bugün Türkiye ve Rusya arasında büyük bir ticaret hacmi olmasına rağmen bu ticaret ağırlıklı olarak doğalgaz alımı yüzünden Tür- kiye aleyhine işlemiyor mu? T.E. - Ne yazõk ki öyle. Yalnõz şunu belirtme- den geçmeyeceğim. 1991’de Sovyetler Birli- ği’nin dağõlmasõ sürecinde bütün Batõlõ şirketler Rusya’yõ terk ederken Türkler orada kaldõ. Bu bir anlamda vefa gösterisidir. Bu da Rus tarafõnda tak- dir edildi. İkili ilişkiler çok olumlu bir biçimde ge- lişiyor. Putin’in son ziyaretinde Avrupa’ya taşõ- nacak Rus doğalgaz projesi olan Güney Akõm’a Türkiye’nin de dahil edilmesi kabul edildi. İkin- ci önemli proje olan Samsun-Ceyhan petrol bo- ru hattõ projesi anlaşmasõ yapõldõ. Böylece Türkiye enerji konusunda terminal ülke haline geliyor. Yine Rusatom’la Türkiye Atom Enerji Kuru- mu’nun işbirliğiyle bir nükleer santral inşa edil- mesi protokolü imzalandõ. Mayõsta Medvedev Türkiye’yi ziyaret edecek. Arkadan Putin’in zi- yareti var. Bağõmsõz Devletler Topluluğu ülkelerini de sayarsak 55-60 milyar dolara ulaştõ. Devlet Bakanõ, CHP’li Köktürk’ün soru önergesine verdiği yanõtta zorunlu eğitim çağõndaki 89 bin 350 kõz çocuğunun okulda kaydõ bulunmadõğõnõ söyledi ‘Çalõşmak istiyoruz’ kampanyasõ İstanbul Haber Servisi - Türkiye Kadõn Girişimci- ler Derneği (KAGİDER), “Çalışmak İstiyoruz” adõy- la bir kampanya başlattõ. KAGİDER Başkanõ Gül- seren Onanç, Türkiye’de kadõnlarõn yalnõzca yüzde 3’ünün üst düzey yönetici, müdür veya kanun koyucu olarak çalõştõğõna dikkat çe- kerek kampanya ile başta hükümet olmak üzere top- lumu, kadõnlarõ ve şirketle- ri kadõn istihdamõnõ arttõr- mak için harekete geçirme- yi ve konuya dikkat çekmeyi amaçladõklarõnõ söyledi. T E K E L D İ R E N İ Ş İ Anne Zeliha Düzgit oğlunun tabu- tuna sarılarak ağladı. (AA)KAGİDER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle