Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Devlet Bakanõ Selma Aliye Kavaf,
Şubat 2010 itibarõyla zorunlu eğitim
çağõnda olup da ilköğretime kaydõ
olmayan 89 bin 350 kõz çocuğu bu-
lunduğunu açõkladõ.
CHP Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk’ün soru
önergesini yanõtlayan
Kavaf, 2009-2010 öğ-
retim yõlõ verilerine
göre ilköğretimde net
okullaşma oranõnõn
toplamda yüzde
98.17, erkek ço-
cuklarda yüzde
98.47, kõz çocuk-
larda ise yüzde
95.97 olarak
gerçekleştiğini
kaydetti. Şubat
ayõ itibarõyla
zorunlu eğitim
çağõnda olup da
ilköğretimde
kaydõ olmayan
kõz çocuğu sayõ-
sõnõn 89 bin 350
olduğunu belirten
Kavaf, 2013 yõlõna kadar kõz ve er-
kek çocuklar için ilköğretimde okul-
laşma oranõnõ, yüzde 100’e ulaştõr-
mak olduğunu kaydetti. MEB tara-
fõndan kõz öğrencilerin ağõrlõklõ ola-
rak okula devam etmedikleri Güney-
doğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde,
VİBO’larõn sayõsõ ve bu okullardaki
kõz öğrenci kontenjanõnõn arttõrõldõğõ-
nõ belirten Kavaf, şunlarõ kaydetti:
“İlköğretim çağında olup herhan-
gi bir nedenle eğitim sistemi dı-
şında kalan, okulu terk eden ya
da devamsızlık yapan 6-14 yaş
grubundaki tüm çocukların, özel-
likle kız çocuklarının yüzde 100
okullaşmasını sağlamak amacıyla
2003 yılında başlatılan ve 2008
yılında 81 ile yaygınlaştırılan
‘Haydi Kõzlar Okula’ adlı kam-
panyayla 290 bin 224’ü kız olmak
üzere 350 bin çocuk, okullaştırıl-
mıştır. Ayrıca, ‘Ulusal Eğitime
Destek’, ‘Kardelenler-Çağdaş Tür-
kiye’nin Çağdaş Kõzlarõ’ ve ‘Baba
Beni Okula Gönder’ kampanyala-
rı beklenen etkiyi göstermiş ve
kız çocuklarının okullaşma ora-
nında önemli artışlar olmuştur.”
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2010 CUMARTESİ
10 HABERLER
Adana’da öğrencilere destek vardı.
İşçilerden
öğrencilere
destek
İstanbul Haber Servisi - TEKEL iş-
çileri, kendilerine destek verdikleri ge-
rekçesiyle İstanbul Çekmeköy Meh-
metçik Lisesi’nde okuyan 24 öğrenci-
nin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ka-
rarõyla okullarõyla olan ilişiğinin kesil-
mesini, okul önünde yaptõklarõ eylem-
le protesto etti.
Okul önünde toplanan Eğitim-Sen üye-
leri, TEKEL işçileri, Belediye-İş Sendi-
kasõ’na kayõtlõ işçiler, DİSK’e bağlõ çe-
şitli sendikalarõn yöneticileri ile öğrenci
velileri, “öğrencilerin okulla ilişiğinin
kesilmesinin demokratik bir ülkeye
yakışmayan bir tutum olduğunu” be-
lirttiler. Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanõ
Ali Gün, okul yönetiminin yaptõğõ uy-
gulamanõn suç olduğunu söyledi.
Adana’da da Emek Partisi’nin çağrõ-
sõyla İnönü Parkõ’nda toplanan TEKEL iş-
çilerine çok sayõda sendika, siyasi parti ve
kitle örgütü temsilcisi öğrencilere destek
verdi. Grup adõna açõklama yapan Tek Gõ-
da-İş Sendikasõ Adana Şube Başkanõ
Cafer Yaşar, “Okuldan atılan öğren-
cilerin okula geri alınmasını istiyo-
ruz. TEKEL işçileri bu talep kabul edi-
lene kadar mücadele edecektir” dedi.
Türk-İş Yönetim Kurulu’ndan dün yapõ-
lan açõklamada, öğrencilere verilen ce-
zanõn “maksadını aşan bir ceza” oldu-
ğu vurgulandõ. DSP İstanbul Milletveki-
li Süleyman Yağız, öğrencilerle ilgili Mil-
li Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’nun ya-
nõtlamasõ istemiyle soru önergesi verdi.
Bülent Düzgit
toprağa verildi
Prof.Gürsey
yaşamõnõyitirdi
İstanbul Haber Servisi - Geçirdiği
kalp krizi sonucu yaşamõnõ yitiren Hür-
riyet gazetesi çizerlerinden Bülent
Düzgit (63) dün düzenlenen törenin ar-
dõndan Habipler Yayla Mezarlõğõ’nda
toprağa verildi.
Fatih Camisi’ndeki cenaze töreni öncesi
bir konuşma yapan Hürriyet gazetesi ya-
zarõ Yalçın Bayer, “İstanbul beyefendisi,
sakin, içine kapalı bir dost, çok az bu-
lunur bir insan... Hepimizin başı sağ ol-
sun” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiye-
ti (TGC) Başkanõ Orhan Erinç, Düzgit’in
ölümünün çok erken olduğunu vurgu-
layarak “Alçakgönüllülüğü bu kadar
gerçek olarak rol yapmadan kullanan
kişi sayısı sanıyorum ki, fazla değil-
dir, bunların başında da Bülent Düz-
git gelir” diye konuştu.
İstanbul Haber Servisi - Fizik profe-
sörü Suha Gürsey (86), 16 Mart’ta yaşa-
mõnõ yitirdi. Amerika’da bulunan Prof.
Gürsey’in cenazesinin önümüzdeki haf-
ta Türkiye’ye getirilerek toprağa verile-
ceği bildirildi.
Yaşlõlõktan kaynaklanan rahatsõzlõkla-
rõ nedeniyle Amerika’nõn Connecticut
Eyaleti’ndeki New Haven şehrinde bu-
lunan evinde yaşamõnõ yitiren Prof. Gür-
sey, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Ede-
biyat Fakültesi Fizik Bölümü’nden 1945
yõlõnda mezun olmuş, daha sonra aynõ bö-
lümde genel fizik kürsüsünde doktorasõ-
nõ tamamlamõştõ. Gürsey, 1957-1961 yõl-
larõ arasõnda Princeton ve Columbia üni-
versiteleri ile Brookhaven laboratuvarõnda
çalõşmalar yapmõştõ. 1962’de Orta Doğu
Teknik Üniversitesi’ne dönen Gürsey,
1974’te Yale Üniversitesi’ne gitmişti.
TBMM Kadõn-Erkek Fõrsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Erbatur ‘Kadõnlarõn yaşama hakkõ ortadan kalkõyor’ dedi
Kadõnlarõ koruyamõyoruz
MAHMUT LICALI
ANKARA - Türkiye’de
kadõna yönelik şiddet ey-
lemlerindeki artõş dikkat
çekiyor. Sosyoloji Derne-
ği Başkanõ Prof. Dr. Bir-
sen Gökçe, kadõna yöne-
lik şiddetin arkasõnda “iş-
siz erkeklerin” bulundu-
ğunu belirtirken TBMM
Kadõn-Erkek Fõrsat Eşitli-
ği Komisyonu Başkanve-
kili Nevin Gaye Erbatur,
“Şiddetin geldiğini gö-
rüyoruz fakat kadınları
koruyamıyoruz” dedi.
Türkiye’de son 12 gün-
de kadõn cinayetlerinin sa-
yõsõnõn 9’u bulmasõ şiddet
olgusunun kadõnlarõ öl-
dürmeye kadar vardõğõnõ
gözler önüne serdi. İşsiz-
lik ve ekonomik sõkõntõla-
rõn kadõna şiddeti arttõrdõ-
ğõnõ belirten uzmanlar, ka-
dõnlarõn korunabilecekle-
ri merkezlerin sayõsõnõn
çok az olduğunu, devletin
de kadõnõ yeteri kadar ko-
ruyamadõğõnõ vurguluyor.
Sosyoloji Derneği Başka-
nõ Prof. Dr. Birsen Gökçe,
Türkiye’nin gündeminde
zaten toplumsal bir şiddet
olgusunun bulunduğunu
belirtti. İşsizlik ve maddi
sõkõntõlarõn neden olduğu
ilişkilerdeki bozulmala-
rõn yanõ sõra Türkiye’de
geleneksel yapõlardan
kaynaklanan kadõn-erkek
ilişkilerinde kadõnõn sü-
rekli olarak ikinci sõnõf
yurttaş sõnõfõna konuldu-
ğunu kaydeden Birsen,
şunlarõ söyledi:
“Cumhuriyetten bu
yana kadınları toplumsal
yaşama sokmak için ya-
pılan çalışmalara kar-
şın, kadının toplum için-
de görev alması istenil-
diği kadar olmadı. Bu
eğitimle ilişkili bir konu.
‘Kadõnõ evde mi tutaca-
ğõm? Kadõnõ toplumda mõ
sayacağõm?’ Bu belli de-
ğil. Eğitimsiz erkeklerde
bu bir soru işareti olarak
ortaya çıkıyor.”
Toplumda kadõnõn du-
rumunun doğru algõlan-
maya başlanmasõyla özel-
likle eğitim düzeyi düşük
erkeklerin tepkisinin de
arttõğõnõ ifade eden Gökçe,
kadõna toplumda verilen
yerin gündeme taşõnmasõ-
nõn eğitimsiz erkeklerde
rahatsõzlõk yarattõğõnõ kay-
detti. Gökçe, son dönem-
de yaşanan şiddet olayla-
rõnda kadõnlarõn eşleri ya
da akrabalarõ tarafõndan
şiddet gördüğünü, bunun
da erkeklerin en yakõnõn-
daki kadõnlara şiddet gös-
terdiğini ortaya çõkardõ-
ğõnõ belirtti.
TBMM Kadõn-Erkek
Fõrsat Eşitliği Komisyonu
Başkanvekili Erbatur da
Türkiye’de kadõna yönelik
şiddetin her zaman var ol-
duğunu belirtti. Erbatur,
“Kadına şiddet o kadar
yaygın ki... Son günlerde
erkekler tarafından ka-
dınların üzerinde baskı
kurmak için yapılan şid-
det öldürmeye kadar
vardı” dedi. Kadõnlarõn
artõk yaşam hakkõnõ bile
ortadan kaldõran şiddetin
arttõğõna işaret eden Erba-
tur, şunlarõ dile getirdi:
“Ekonomik sıkıntıla-
rın olduğu ortamlarda
şiddet olaylarına baş-
vurmada bir yükseliş gö-
rülüyor. Erkekler diğer
konulardaki ve alanlar-
daki başarısızlıklarını
tamamen kadına yönel-
terek sonunda öldürme-
ye varan bir şiddet uy-
guluyor.”
Erbatur, son günlerde
cinayete kurban giden ka-
dõnlarõn muhtemelen daha
önce eşlerinden şiddet gö-
ren kadõnlar olduğunu be-
lirterek “Dolayısıyla da
öldürülen kadınlar bu
şiddetten kurtulmanın
yolunu aramışlardır.
Ama gidecekleri bir yer
yok” dedi.
‘Kadın sığınma
evleri az’
Türkiye’de kadõn sõ-
ğõnma evlerinin sayõsõnõn
son derece az olduğunu
belirten Erbatur, “Ka-
dınları koruyamıyoruz.
En önemli sorunumuz
bu. Şiddetin geldiğini
görüyoruz, ama kadını
koruyamıyoruz” diye
konuştu.
Kavaf’tan ‘kızlar okumuyor’ itirafı
4 KURBAN DAHA
Cinayetler
hõz
kesmiyor
Şiddetin bir türlü
durmak bilmediği
Türkiye’de 4 kişi daha
çeşitli sebeplerle
öldürüldü.
ÇORUM/ MERSİN
(Cumhuriyet) - İzmir’de
tekstil işçisi Cumhur De-
mirkoparan (31), yeniden
bir araya gelme teklifini
reddeden eski kõz arka-
daşõ lise öğrencisini öl-
dürdü, Demirkoparan
da olay yerinde ölü bu-
lundu. Fransa’da çalõ-
şan Orhan Bitmez, iz-
nini geçirdiği Çorum’da
annesi Gülşeref Bitmez’in
boğazõnõ kesti. Tarsus’ta ise ce-
zaevinden izinli çõkan Süley-
man K. (25), annesini ve 3 yõl
önce ağabeyini öldüren dayõsõnõ
boğdu. Yine Tarsus’ta önceki
gün evinde ölü bulunan 1.5 ya-
şõndaki Berat B’nin, annesi
Necla B. (25) tarafõndan bo-
ğularak öldürüldüğü bildirildi.
Fransa’da işçi olarak çalõşan
41 yaşõndaki Orhan Bitmez,
ailesini görmek için memle-
keti Çorum’a gitti. Bir süre
evinde eşi ve çocuğuyla gö-
rüşüp hasret gideren Orhan
Bitmez, daha sonra Ulukavak
Mahallesi’nde tek başõna ya-
şayan annesi Gülşeref Bit-
mez’i (63) ziyaret etti. Bitmez,
tartõştõğõ annesinin boğazõnõ
keserek öldürdü.
Annesini ve dayısını
öldürdü
“Kız kaçırmak” ve “kasten
adam yaralamak” suçlarõndan
Hatay Yarõ Açõk Cezaevi’nde
yatan Süleyman K, izin alarak
Mersinin Tarsus ilçesinde bir-
likte yaşayan annesi 63 yaşõn-
daki Şenol K. ile dayõsõ 51
yaşõndaki Mehmet Uçar’õn
yanõna gitti. Uçucu madde ba-
ğõmlõsõ olan Süleyman K, bu-
rada anne ve dayõsõyla tartõştõ.
Tartõşmanõn kavgaya dönüş-
mesi sonucu Süleyman K. ön-
ce dayõsõ Mehmet Uçar’õ, ar-
dõndan da annesi Şenol K’yi el-
leriyle boğarak öldürdü.
İzmir’de 19 yaşõndaki lise
son sõnõf öğrencisi Gülümser
D, eski arkadaşõ tekstil işçisi
Cumhur Demirkoparan’õn
(31) yeniden bir araya gelme
önerisini kabul etmeyerek bas-
kõlardan kurtulmak için halasõ-
nõn evine yerleşti. Demirkopa-
ran, okula gitmek üzere dün sa-
bah evden çõkan Gülümser D’yi
tekrar eve sokarak bõçakladõ.
Cesetlerin yanõnda iki bõçak
bulan polis, gençlerin birbirini
bõçaklayarak öldürmüş olabi-
leceğini söyledi. Tarsus’ta ön-
ceki gün evinde ölü bulunan 1.5
yaşõndaki Berat B’nin, annesi
Necla B. (25) tarafõndan boğu-
larak öldürüldüğü bildirildi.
Bakan
Ergün’e
yumurtalı
protesto
İstanbul Haber Servi-
si - İstanbul Üniversite-
si’nde (İÜ) bir kongreye
katõlan Sanayi ve Tica-
ret Bakanõ Nihat Er-
gün’e çõkõşta yumurta
atõldõ, 8 kişi gözaltõna
alõndõ. İstanbul Üniver-
sitesi Çalõşma Ekonomi-
si ve Endüstri İlişkileri
Kulübü tarafõndan dü-
zenlenen “2. Çalõşma
Ekonomisi ve Yönetim
Kongresi”ne katõlan ba-
kan Nihat Ergün, dün
sabah yumurtalõ saldõrõ-
ya uğradõ. Bakan Ergün
yaptõğõ konuşma sonra-
sõ, protesto nedeniyle
koridordan geçirilerek,
üniversitenin arka tara-
fõndaki Su Ürünleri Fa-
kültesi’nden dõşarõ çõka-
rõldõ. Çõkõşta bekleyen
protestocu öğrenciler-
den bir grup, şemsiye-
lerle dõşarõ çõkarõlan ba-
kana yumurta fõrlattõ.
Yumurtalar bakan Nihat
Ergün’ün makam aracõ-
nõn yanõna düştü. Bakan
Ergün’e yumurta fõrla-
tan gruptan 8 öğrenci
gözaltõna alõndõ.
Türkiye’de son 12 günde kadõn
cinayetlerininin sayõsõnõn 9’u bulmasõ
şiddet olgusunun kadõnlarõ öldürmeye
kadar vardõğõnõ gözler önüne serdi.
Tuğrul Erkin: Rusya ile ilişkilerimiz gelişiyor
LEYLA TAVŞANOĞLU
Mayõs ayõnda Rusya Devlet Başkanõ Medve-
dev Türkiye’ye resmi bir ziyaret yapacak. Bu-
günlerde de Türkiye ve Sovyetler Birliği arasõnda
1921’de imzalanan “Dostluk ve Kardeşlik
Antlaşması”nõn 89. hatta 90. yõldönümü Dõş
Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesin-
deki Türkiye-Gürcistan ve Türkiye-Avrasya İş
Konseyleri’nin Başkanõ Tuğrul Erkin’le 90 yõl
içinde Türkiye ve Rusya arasõndaki gelişmele-
rin seyrini konuşuyoruz.
Türkiye’yle Sovyetler Birliği arasında 16
Mart 1921’de bir dostluk ve kardeşlik antlaş-
ması imzalanmıştı. Bu yıl 89. yıldönümü kut-
lanacak bu antlaşmanın önemi neydi?
T.E. - Aslõnda 90. yõlõnõn içine girdik. O ne-
denle 90. yõl diyoruz. Bu, Türkiye’nin Rus-
ya’yla, o zamanki adõyla Sovyetler Birliği’yle
imzaladõğõ ilk antlaşma. O zaman daha Cum-
huriyet kurulmamõş. TBMM bu antlaşmaya im-
za atõyor. Bu, bugüne kadar imzalanan en
önemli antlaşmalardan birisi.
Bu antlaşma milli mücadelenin kazanõlma-
sõnda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasõnda
en önemli etkenlerden birisi. Bu, 16 maddeden
oluşuyor. Bu antlaşma çerçevesinde Türki-
ye’nin Çarlõk Rusyasõ’yla imzalamõş olduğu es-
ki antlaşmalar geçerliliğini yitirmiştir.
- Temaslar altmışlı yıllarda sıklaşmaya baş-
lamadı mı?
T.E. - Evet. Örneğin Seydişehir Alüminyum
Tesisleri, Aliağa Rafinerisi, İskenderun Demir Çe-
lik Tesisleri, Bandõrma Asit Borik Tesisi hep o dö-
nemde yapõlmõştõr. Benim tespitim şudur: İkili si-
yasi ve ekonomik ilişkiler en yüksek düzeyli zi-
yaretlerin yapõlmasõ sonucu gelişmiştir. Bu an-
laşmalar özel ödeme şartlarõ çerçevesinde yapõl-
mõştõr. Yani Türkiye bütün bunlarõn karşõlõğõnõ esas
olarak bazõ tarõm ürünleriyle ve bazõ işlenmemiş
cevherlerle ödemiştir. Böylece Türkiye’de ağõr sa-
nayi kurulmuştur.
Bunun karşõlõğõnda 1989-91 arasõ Sovyetler Bir-
liği’nin dağõlma sürecinde Türkiye Eximbank ara-
cõlõğõyla Rusya’ya 800 milyon dolarlõk bir kredi
açmõştõr. Ayrõca Rusya sabun, un, şeker gibi ha-
yati maddelerini Türkiye’den sağlamõştõr. Böylece
Türk mallarõ Rus piyasasõna girmiştir.
Bunun ardõndan çok önemli bir anlaşma
1987’deki doğalgaz anlaşmasõdõr.
- Bugün Türkiye ve Rusya arasında büyük
bir ticaret hacmi olmasına rağmen bu ticaret
ağırlıklı olarak doğalgaz alımı yüzünden Tür-
kiye aleyhine işlemiyor mu?
T.E. - Ne yazõk ki öyle. Yalnõz şunu belirtme-
den geçmeyeceğim. 1991’de Sovyetler Birli-
ği’nin dağõlmasõ sürecinde bütün Batõlõ şirketler
Rusya’yõ terk ederken Türkler orada kaldõ. Bu bir
anlamda vefa gösterisidir. Bu da Rus tarafõnda tak-
dir edildi. İkili ilişkiler çok olumlu bir biçimde ge-
lişiyor. Putin’in son ziyaretinde Avrupa’ya taşõ-
nacak Rus doğalgaz projesi olan Güney Akõm’a
Türkiye’nin de dahil edilmesi kabul edildi. İkin-
ci önemli proje olan Samsun-Ceyhan petrol bo-
ru hattõ projesi anlaşmasõ yapõldõ. Böylece Türkiye
enerji konusunda terminal ülke haline geliyor.
Yine Rusatom’la Türkiye Atom Enerji Kuru-
mu’nun işbirliğiyle bir nükleer santral inşa edil-
mesi protokolü imzalandõ. Mayõsta Medvedev
Türkiye’yi ziyaret edecek. Arkadan Putin’in zi-
yareti var. Bağõmsõz Devletler Topluluğu ülkelerini
de sayarsak 55-60 milyar dolara ulaştõ.
Devlet Bakanõ, CHP’li Köktürk’ün soru önergesine verdiği yanõtta zorunlu
eğitim çağõndaki 89 bin 350 kõz çocuğunun okulda kaydõ bulunmadõğõnõ söyledi
‘Çalõşmak
istiyoruz’
kampanyasõ
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Kadõn Girişimci-
ler Derneği (KAGİDER),
“Çalışmak İstiyoruz” adõy-
la bir kampanya başlattõ.
KAGİDER Başkanõ Gül-
seren Onanç, Türkiye’de
kadõnlarõn yalnõzca yüzde
3’ünün üst düzey yönetici,
müdür veya kanun koyucu
olarak çalõştõğõna dikkat çe-
kerek kampanya ile başta
hükümet olmak üzere top-
lumu, kadõnlarõ ve şirketle-
ri kadõn istihdamõnõ arttõr-
mak için harekete geçirme-
yi ve konuya dikkat çekmeyi
amaçladõklarõnõ söyledi.
T E K E L D İ R E N İ Ş İ
Anne Zeliha Düzgit oğlunun tabu-
tuna sarılarak ağladı. (AA)KAGİDER