18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Dilimize Arapçadan gelmiş halk sözcüğünün TDK (2005) Türkçe Sözlük’te birden fazla karşılığı var: Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta dil, kültür bağı olan insan topluluğu, insanlar, toplum: Türk halkı... Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu: Yahudi halkı. Göçebe halk. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri: Sovyetler Birliği halkları. Belli bir bölgede ya da çevrede yaşayanların tümü: Mahalle halkı. Ev halkı. Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların tümü: Halka doğru. Halka hizmet, vb.. Aydınların dışında kalan topluluk: Halktan bir adam. Vb. Buraya aldığım karşılıklardan sonuncusunun bir benzeri, 2000 sayfayı aşkın bir “Webster’s”de yaklaşık çevirisi ile şöyle: Zenginliği, etkisi, ayrıcalık ya da seçkinliği olmayan kimseler… Kapsamlı bir Fransızca sözlükte kavramın bu anlamı, yine yaklaşık çevirisi ile “Yaşamak için, ayrıcalıklı sınıfların, burjuvazinin tersine, ücretlerinden başka şeyleri olmayan emekçi sınıflar” olarak açıklanıyor. Başlamışken üşenmeyip baktığım “Ojegov”un büyük Rusça sözlüğünde, benzer bir açıklama yer alıyor: Ülke nüfusunun temel emekçi kesimi… Görüldüğü gibi, çeşitli ve farklı kullanım alanları olan bir kavram. Nasıl kullandığınıza, neyi kastettiğinize bağlı olarak farklı anlamlar taşıyabiliyor. Ben bu yazıda bunlardan biri üzerinde duracağım... TDK sözlüğünde yer alan “aydınların dışında kalan topluluk” açıklaması oldukça kaypak bir içeriğe sahip. Aydınlar kim? Aydınların dışında kalan topluluk ne demek? Çok belli değil... Çünkü ne “aydın” ne de “dışında kalan kişi” kavramları toplumsal bir sınıfı işaret ediyor. Aydınların dışında kalan kişi eğitim görüp aydınlanınca halk olmaktan çıkacak mı? Görüldüğü gibi oldukça dayanaksız ve dayanıksız bir açıklama bu... İngilizce sözlükte yer alan açıklama biraz daha açıklık ve kesinlik taşımakla birlikte, o da üretime ilişkin sınıfsal bir içerikten yoksun. “Zenginlik, etki, ayrıcalık, seçkinlik” kavramlarından her biri oldukça soyut, öznel, değişken ve görece içeriğe sahipler. Buna karşılık Fransızca ve Rusça sözlüklerdeki “ücret”, “emek” kavramları ve özellikle de “ülke nüfusunun temel emekçi kesimi” açıklamasıyla, kavram kaypaklığı, bulanıklık, sanallık sona ererek, halk kavramı (olgusu) hakikileşiyor… Bizdeki gibi, toplumsal sınıfların, özellikle de halk kavramı içinde yer alan emekçi kesimlerin; işçilerin, köylülerin, esnafın, orta tabakalardan memurlar ve aydınların, sınıfsal bilinç ve örgütlenme düzeyleri bakımından çok gerilerde olduğu ülkelerde, halk sözcüğü politikacının ağzında, soyut, kaypak, demagojik bir kandırmaca sözüdür. Halk denildiğinde kimin kastedildiği, hangi toplumsal sınıflardan ve kesimlerden söz edildiği açıkça belirtilmediği sürece de bu böyle olacaktır. Fakat bunun olabilmesi için de halkın kendisinin netleşmesi, sınıf bilincine sahip olarak örgütlenmesi gerekiyor... Halk sanallıktan kurtularak hakikileştiği ölçüde politikacı da hakikileşecek; yalan, demagoji ve popülizm sona ererek hangi toplumsal sınıf ve kesimleri hangi siyasal güçlerin ve partilerin temsil ettiği açıklıkla ortaya çıkacaktır... TEKEL işçilerinin sürmekte olan ve ilk kez geniş “halk” kesimlerinden destek alan direnişi, yakın zamanlarda demiryolu işçi ve memurlarının, itfaiyecilerin, eczacıların, doktorların, sağlık emekçilerinin direnişleri, (1960’lardaki yükselişin ardından çok uzun süren bir kesinti döneminin sonrasında) halkın hakikileşme yolunda yeniden adımlar atmakta olduğunun işaretleridir... Bu yolun önünde çok ciddi engeller olduğunu, bizimki de içinde olmak üzere bütün bir insanlık tarihi gösteriyor. Sanallaşmaktan kurtularak hakikileşmeye yönelen emekçi halkın karşısında, aynı fakat örgütsüz, bilinçsiz, kandırılmaya açık, bu anlamda da sanal bir halktan aldığı destekle parlamentoya girmeyi, iktidara tırmanmayı başaran politikacının popülist maskesi düşecek; giderek daha da çirkinleşen, tehditkâr, saldırgan, acımasız, gerçek yüzü apaçık ortaya çıkacaktır... Bu aynı zamanda, ülke gündeminin de bugünkü yapay pisliklerden, sahte demokrasi çığırtkanlıklarından ve alçakça yalanlardan arınarak gerçek yörüngesine oturması olacaktır... [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Sanal Halktan Hakikisine... Cumhurbaşkanõ, üniversite rektörlerini atarken üniversitelerin iradesini dikkate almadõ Gül seçimleri yok saydõMAHMUT LICALI ANKARA - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Abant İzzet Baysal (AİBÜ) ve Kõrõkkale üniversitelerindeki seçimleri hi- çe sayarak AKP’ye yakõn olan adaylarõ rektör olarak atamasõ tepki çekerken, Gül döneminde toplam 14 üniversitede yapõlan seçim sonuçlarõnda birinci olan- lar değil, 2. ya da 3. sõradaki adaylar atandõ. Abdullah Gül, Cumhurbaş- kanlõğõ görevine geldiği Ağus- tos 2007’den bu yana rektör ata- malarõnda genellikle AKP’ye yakõn olan ve üniversitelerde türbanõn serbest bõrakõlmasõnõ savunan “Türban Bildirisi”nde imzasõ olan adaylarõ seçti. Gül önceki gün de AİBÜ ile Kõrõkkale Üniversitesi’ne yap- tõğõ rektör atamasõnda benzer bir tutum sergiledi. Gül’ün, Aİ- BÜ’de 171 oyla birinci olan Prof. Dr. Atilla Kılıç yerine üni- versitedeki seçimlerde 48 oy alan Prof. Dr. Hayri Coşkun’u, Kõrõkkale Üniversitesi’nde ise 167 oyla birinci olan Prof. Dr. Ahmet Murat Çakmak yerine, seçimlerde 126 oy alan Prof. Dr. Ekrem Yıldız’õ atamasõ, üni- versiteki seçim sonuçlarõnõn dikkate alõnmadõğõnõ ortaya koy- du. Özellikle AİBÜ’de seçim- lerden önce Coşkun’un AKP milletvekilleri ve AKP Bolu İl Başkanõ ile toplantõ yapmasõ, öğretim üyeleri ve İzzet Baysal Vakfõ’nda büyük sõkõntõ yarat- mõştõ. Gül döneminde toplam 53 üniversiteye rektör atamasõ ya- põldõ. Bu üniversitelerden 23’üne YÖK’te oluşturulan listeler üzerinden atama yapõ- lõrken, geri kalan 30 üniversi- tede rektörlük seçimleri için öğretim üyelerinin katõlõmõyla seçimler yapõldõ. 28 üniversi- tede gerçekleştirilen seçimlerin ardõndan YÖK, aday adayõnõ 3’e düşürerek Cumhurbaşka- nõ’na liste halinde sundu. Se- çimlerin yapõldõğõ üniversite- lerde YÖK, bazõ rektör aday- larõnõ birinci olmasõna karşõn listeye almadõ, bazõ adaylarõ ise 2. ve 3. sõraya indirdi. Gül de genellikle üniversitedeki se- çim sonuçlarõnõ göz ardõ ede- rek, seçimlerde 2. ya da 3. olan ve YÖK tarafõndan liste başõna çekilen adaylarõ rektör olarak atadõ. Gül 14 üniversitede, seçimlerde birinci olan adaylar yerine 2. ve 3. sõradaki adaylarõ atamayõ uy- gun gördü. Bu üniversiteler ve atanan rektörler şöyle: ? Osmangazi Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Fazıl Tekin (Se- çimlerde 2.). ? Akdeniz Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe (Seçimlerde 2.). ? Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Dökme- taş (Seçimlerde 2.). ? Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç (Seçimlerde 3.). ? Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Mehmet Füzün (Seçim- lerde 2.). ? Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan (Seçimler- de 2.). ? İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin (Seçimlerde 2.). ? Ondokuz Mayõs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan (Seçimlerde 2.). ? Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Medet Mete Cengiz Seçimlerde 2.). ? Yõldõz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yük- sek (Seçimlerde 2.). ? İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet (Seçimlerde 2.). ? Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın (Seçimlerde 3.). ? Kõrõkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız (Seçimlerde 2.). ? Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun (Seçimlerde 2.). 14 ÜNİVERSİTEDE 2’NCİ YA DA 3’ÜNCÜ SIRADAKİ ADAYLARI ATADI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle