Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
her kesime günübirlik saldıran konuşmalarıyla
ünlenen Bay Bülent Arınç’ın fena halde
sinirini bozmuş…
...olacak ki; “Hayır” diyor, “makam odasında
yapılan aramaya baskın denilemez!”
Bay Arınç, böyle baskın olur mu, diye
sormakta haklı...
Zira makam odalarına baskının nasıl
yapılacağını siyaset dünyasında Bay Arınç’tan
daha iyi bilen ve uygulayan yoktur.
Baskının nasıl yapılacağını Arınç’tan
öğrenelim:
Makam odasına kapıyı vurmadan pür hiddet
gireceksin.
Karşısındaki kişinin kadın-erkek olduğuna,
üstlendiği görevin önemine ve değerine
bakmadan ağzına geleni söyleyeceksin.
Hatta, Güldal Mumcu gibi, karşındaki
hükümet üyesinin sinirleri öylesine gergin,
neredeyse saldırgan, bir eylem yapmaya hazır
olduğunu hayretle gözleyeceksin.
Üstelik -baskın sırasında üst devlet görevlisi
olduğunu unutarak- parlamentoda
oturumlarını, TBMM Başkanlığı adına yöneten
Güldal Mumcu’ya söylediğin yakışıksız
sözleri… partizanlık kokan bir demeçle
kamuoyuna duyurarak savunacaksın.
Baskın dediğin öyle değil, böyle olur!
Bay Arınç’ın pazar saldırılarından medya da
nasibine düşen payı aldı.
Sözcü gazetesinin konuyla ilgili habere
koyduğu başlığı hiçbir gazetede göremedik:
“…Arınç’tan medyaya ‘tükürük açılımı!’”
Başlık Arınç’ı yüzde yüz doğru yansıtıyor,
çünkü:
Bay Arınç medyada başsavcının odasında
yapılan aramayı manşetlerde “baskın” diye
veren gazetelere, bu vesile medyaya
duygularını şöyle özetledi: “ ‘Adliye basıldı’
diyorlar. Böyle baskın mı olur? Tuuuu size”
dedi.
Savcılarımız şimdi ellerini vicdanlarına
koysunlar.
Herhangi bir yazar, bir muhabir “Bay
Arınç’ın medyayla ilgili sözlerine benzer
ifadeleri Başbakan Yardımcısı’na yakışıyor
mu? Tuuu ona!” diye yazacak olsa…
…ertesi günü adliye koridorlarında soluğu
alır ve savcılar Bay Arınç’a hakaret etmenin
hesabını o yazardan, muhabirden sorarlardı.
Bay Arınç, medyaya, yazarlarına,
muhabirlerine, baskın başlığını koyan
gazetelerin yüzüne tükürüyor.
Acaba savcılarımız bir gazeteciye reva
görecekleri işlemi Bay Arınç’a uygulamayı
düşünüyorlar mı?
Yoksa hakaret iktidardakilere bir ayrıcalık
mı?
Başbakan yardımcısıdır, siyasetçidir,
hakaret de eder. Ama gazeteciler en ufak
hakaret imasında bulundu mu, savcıların
karşısında!
Meslek kuruluşları Bay Arınç’ın hakaretini
sineye çektiler, çekiyorlar demek istemiyorum
ama...
Milyonlarca insan izledi medyaya tüküren
Bay Arınç’ı.
Bay Arınç’a hakaret davası açmak için
acaba ne bekliyorlar?
Bay Arınç darbe sözcüğünü duyar
duymaz… ne gelirse aklına ağzına,
geçmişteki askeri müdahaleleri karalamak için
kullanıyor.
TBMM albümüne baktım. Beyefendi 1948
doğumlu. Bugün 62 yaşında.
Lakin 12 Eylül 1980’de yaşı 32.
Hukuk öğrenimi görmüş. Ola ki o tarihte
Manisa’da avukatlık yapıyor.
Bugün ortam darbelere karşı çıkmaya
elverişli... TV’lerde medyada söylemediğini
bırakmayan, bir numaralı darbe karşıtı
olmanın kıvancını yaşayan Bay Arınç, lütfen
söyler misiniz:
12 Eylül 1980 darbesini eleştiren veya karşı
çıkan tek bir demeç verdiniz mi, tek satır karşı
bir yazı yayımladınız mı, ufacık tefecik bir
eylem gerçekleştirdiniz mi?
O gün suspus ama bugün… ortam, sıfat
elverişli Bay Arınç’a, darbe dediniz mi bülbül!
Diyeceksiniz ki medyamız zaten bir âlem.
Bu soruları sormaz Bay Arınç’a.
Örneğin logosunda basında güven yazan
gazetemiz Milliyet’e bakıyorsunuz.
Kocaman puntolarla “Gül’ün süresi 7 yıldır”
yazan bir manşet.
Birden ne değişti; anayasa mı, Türk hukuk
adamları mı görüş değiştirdi acaba, diye
haberi okumaya başlıyorsunuz.
Meğer Çankaya’dakine hiç değilse bir gün
rahat nefes aldıran saptamayı yapan ne bizim
onursal başsavcılarımız, ne anayasa
hukukçularımız ne de Anayasa
Mahkemesi’nin eski üyeleri!
Türk siyaseti ve anayasal sistemi üzerinde
çalıştığı öne sürülen hukukçu bir Fransız.
Çankaya’daki 7 yıl kalmalı diyor. Neden?
“Çünkü 7 yıllığına seçilen eski Fransa
Cumhurbaşkanı Chirac da değişen yasaya
karşın 5 değil 7 yıl görevde kaldı.”
Bundan böyle cumhurbaşkanlığı görev
süresiyle veya herhangi önemli bir konuda
tartışmalara, araştırmalara... yasa masa
yorum morum yapmaya gerek yok artık.
Bak Fransa’ya. Uygulama ne ise Fransa’da,
Türkiye’de de öyle olmalı!
SAYFA 23 ŞUBAT 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Şubat
Oslo B -7
Helsinki K -5
Stockholm K 0
Londra Y 6
AmsterdamY 6
Brüksel Y 6
Paris Y 8
Bonn Y 7
Münih PB 5
Berlin Y 10
Budapeşte Y 10
Madrid Y 15
Viyana PB 11
Belgrad B 14
Sofya Y 12
Roma Y 16
Atina Y 18
Zürih Y 9
Moskova B -7
Aşkabat B 11
Taşkent PB 17
Bakû Y 8
Bişkek Y 10
Tiflis PB 15
Kahire PB 17
Şam B 19
İstanbul PB 13
Edirne B 13
Kocaeli S 16
Çanakkale B 14
İzmir B 18
Manisa B 18
Denizli B 17
Zonguldak B 13
Sinop PB 10
Samsun PB 12
Trabzon B 11
Giresun PB 12
Ankara B 9
Eskişehir B 11
Konya Y 11
Sıvas B 5
Antalya B 19
Adana Y 19
Mersin B 19
Diyarbakır B 11
Şanlıurfa Y 12
Mardin B 10
Siirt B 11
Hakkâri Y 5
Van B 5
Kars B 2
Ülkemiz geneli
parçalı ve çok bu-
lutlu, Marmara, İç
Anadolu, Karadeniz,
Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu, Kuzey
Ege yağışlı geçe-
cek. İç Anadolu’nun
kuzeydoğusu, Do-
ğu Karadeniz’in iç
kesimleri karla karı-
şık yağmur şeklinde
olacak. Rüzgâr; ku-
zey ve iç kesimlerde
kuzey ve kuzeybatı-
dan kuvvetli olarak
esecek.
Son günlerde adalet
mekanizması içindeki olayları kalın
hatlarıyla anımsayalım:
Özel Yetkili Erzurum Savcısı,
tarikat ve cemaatleri soruşturan
Erzincan Cumhuriyet Savcısı’nı,
terör örgütü ile ilişkili olduğu
gerekçesiyle tutuklattı.
HSYK, yetki aşımı gerekçesiyle
Erzurum özel yetkili savcılarının
yetkilerini kaldırdı.
Bunun üzerine Başbakan,
AKP’nin hukuk kurmaylarıyla
toplandı.
Toplantıdan sonra Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, bir
açıklama yaptı:
Arınç şöyle diyordu:
“Bu ülkenin kutlu yürüyüşü
asla ve asla durdurulamaz.
Vesayetçi anlayışlar, statükocu
yaklaşımlar, değişime direnen
tutucular, bürokratik oligarşi ve
ortaçağ zihniyetleri elinde bu
ülkenin şahlanışı artık daha fazla
ertelenemez.”
Arınç’ın hedefinde yargıçlar
vardı:
“Türkiye bir yargıçlar devleti
değil, demokratik bir hukuk
devletidir, öyle de kalacaktır” diye
bitiriyordu konuşmasını.
Arınç’ın demokratik hukuk
devleti adına, hukuk devletini
savunan yargıçları suçlaması
şaşırtıcı:
Demokratik hukuk devletinin
güvencesi zaten hukukun
üstünlüğü değil midir?
Bağımsız ve tarafsız yargıçlar,
demokratik hukuk devletinin
koruyucusu değil midir?
Yargı bağımsızlığını, yargıçlar
devleti diye niteleyebilir, hukuk
devleti ve demokrasi adına
eleştirebilir misiniz?
Öte yandan, Arınç’ın kastettiği
“kutlu yürüyüş” deyiminin anlamı
açıktı:
Deyim, her ne kadar konuşmanın
tümü itibarıyla demokrasiye doğru
bir yürüyüş gibi kullanılmış izlenimi
veriyorsa da dinsel bir hedefe
doğru gidiş, kitlelerin dini
duygularına hitap eden demagojik
bir anlam taşıdığı ortada.
Arkadan AKP Kahramanmaraş
Milletvekili Avni Doğan konuştu:
“Türkiye’nin Ak Parti’ye 10
sene daha ihtiyacı var.
Bu memlekette kimin kızının başı
örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin
çocuğu imam hatibe gidiyor,
hepsini fişlemişler. Kim
muhafazakâr, kim ramazanda oruç
tutuyor, hepsini fişlemişler. Eee,
şimdi biz onları fişliyoruz. 40
sene onlar bu halka yaptı,
inşallah sıra bizde. Yapmaya
çalıştığımız bu arkadaşlar” dedi.
Öyle anlaşılıyor ki, AKP
milletvekili vatandaşları “Biz” ve
“Onlar” diye ikiye ayırıyor ve
intikam peşinde koşuyor.
Ayrıca bu işi bitirmek için de on
yıl daha iktidarda kalmak istiyor.
AKP bu “fişleme” işine sahip
çıkmadı.
Parti adına konuşan Çelik,
milletvekilinin sözlerinin sadece
kendisini bağladığını ve bu konuda
uyarıldığını söyledi.
Milletvekili ise kendisine bir uyarı
gelmediğini belirtti.
Ama bu sözlerinin genel bir
siyasal ve ideolojik yaklaşımı
yansıttığı yadsınabilir mi?
Şimdi bu iki konuşmanın
ardından bir de sayı anımsayalım:
Son yıllarda Türkiye’de içki satan
yerlerin ruhsat sayısında 17.000
(yazı ile on yedi bin) azalma olmuş.
AKP iktidarı “İnsanları
fişleyerek, on yıl daha ‘Kutlu
Yürüyüşüne’” devam ederse on yıl
sonraki Türkiye ne olur,
düşünebiliyor musunuz?
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
‘Kutlu Yürüyüş’ Nereye: İki Konuşma Bir Sayı
Birinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk Timuroğlu, Arslan ve Yõldõrõm tarafõndan kandõrõldõğõnõ ileri sürdü
‘Maşa olarak kullanõldõk’
diye konuştu. Timuroğlu, “Şimdi ol-
sa ailemdeki kadınları Cumhuri-
yet’e getirtir kınardık” dedi.
Danõştay saldõrõsõ öncesinde Al-
parslan Arslan, Osman Yõldõrõm, İs-
mail Sağõr’la birlikte Ankara’ya git-
tiklerini, 16 Mayõs günü dönmek is-
tediklerini anlatan Timuroğlu, Ke-
rinçsiz’in sorularõ karşõsõnda özetle şu
yanõtlarõ verdi: “Cebimde para yok-
tu, 20-30 milyonum olsa döner-
dim. Osman ile Alparslan yüksek
sesle tartışıyorlardı. Biz Petrol Ofi-
si’nin karşısındaki çay bahçesin-
deydik. Plaka konusunda tartış-
tıklarını duydum ama Danıştay’dan
bahsedip bahsetmediklerinden
emin değilim. Osman ile Alparslan
bizim yanımızda konuşmuyorlardı.
Maşa icabı bizi getirmişler.”
“Osman Yıldırım esrarkeş, yan-
kesici, hapçı, hırsız, torbacıdır” di-
yen Timuroğlu, “Buraya kadınları ve
çocukları sokmamaları lazım. Os-
man miletin ahlakını bozuyor. Bi-
zi kandırıp kullanan Osman Yıldı-
rım” dedi. Kemal Kerinçsiz’in, “Os-
man Yıldırım ile Alparslan Arslan
arasında sizin teslim edilmeniz ko-
nusunda mutabakat olmuş muydu”
sorusu üzerine Timuroğlu şunlarõ
söyledi: “Osman Yıldırım ‘hak et-
tiklerini alsõnlar sonra teslim ederiz’
dedi. Alparslan 750 bin vermiş
ama Osman ‘evime haciz gelecek’
dedi, para vermedi.”
‘Çizgi film gibi adamsın’
Osman Yõldõrõm, maddeler halinde
sõraladõğõ 40’tan fazla soru yöneltti.
Timuroğlu “Çizgi film gibi adam-
sın” deyince Yõldõrõm “Oğlum ya-
şındasın bana hakaret ediyorsun”
dedi. Başkan Şengün de “Madem
senden küçük, akıllı ol” diye Yõldõ-
rõm’õ uyardõ. Muzaffer Tekin’in
avukatõ Selin Deviren Tahtabiçen’in
sorularõ sõrasõnda Timuroğlu “Kim-
se bana ‘para karşõlõğõnda eylem
yap’ diye bir şey söylemedi” dedi.
Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasõ eylemlerinden tutuklu
sanõk Erhan Timuroğlu, Osman Yõldõrõm’õn 5 Mayõs 2006’daki ilk bombayõ atan Tekin İrşi’ye
“Pimini çekeceksin, taş atar gibi atacaksõn” dediğini anlatarak “Osman milletin ahlakõnõ
bozuyor. Yalan konuşuyor. Bizi kandõrõp kullanan Osman Yõldõrõm” dedi.
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda Da-
nõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet
gazetesinin bombalanmasõ eylemle-
rinden tutuklu sanõk Erhan Timu-
roğlu, “Cumhuriyet gazetesinin
kendi kendisini bombaladığını” id-
dia etti. Timuroğlu, Danõştay’õ basan
Alparslan Arslan ve Gizli Tanõk 9 ol-
duğu iddia edilen Osman Yıldı-
rım’õn, kendisi ve diğer sanõk arka-
daşlarõnõ kullandõğõnõ söyledi.
Birinci Ergenekon davasõnõn dün-
kü duruşmasõna müdahil sõfatõyla Da-
nõştay Başkanlõğõ adõna görevlendi-
rilen Hazine avukatõ Perihan Özcan
da katõldõ. Mahkeme Heyeti Başkanõ
Köksal Şengün, 29 Ocak tarihli du-
ruşmada yarõm kalan çapraz sorgu-
suna devam edilmek üzere tutuklu sa-
nõk Timuroğlu’nu kürsüye çağõrdõ.
Cumhuriyet’e neden girmedi?
Tutuklu sanõk avukat Kemal Ke-
rinçsiz’in sorularõnõ yanõtlayan Ti-
muroğlu, şu iddialarda bulundu: “Al-
parslan domuza başörtüsü bağla-
yan Cumhuriyet gazetesine bomba
atıyor. Danıştay’ı basıyor. Cum-
huriyet tahrik ediyor. Cumhuriyet
kendi kendini bombalattı. İlhan
Selçuk ile Sabih Kanadoğlu konu-
şuyor. Planlıyorlar, maşa olarak bi-
zi kullanıyorlar. Başörtüsü davası
ise domuz haram kılınmamış mı-
dır? Danıştay yasaklamış, değişe-
bilir. Niye Cumhuriyet’e girmiyor
da Danıştay’a giriyor.”
Osman Yõldõrõm’õn 5 Mayõs
2006’daki ilk bombayõ atan Tekin İr-
şi’ye “Pimini çekeceksin, taş atar gi-
bi atacaksın” dediğini anlatan Ti-
muroğlu, başörtüsü konusunu ise
anõmsamadõğõnõ söyledi. Cumhuriyet
gazetesine 10 Mayõs gecesi atõlan ve
patlamayan bombanõn ardõndan 11
Mayõs tarihindeki üçüncü bombayõ
atan Alparslan Arslan’õn “Domu-
zun başına böşörtüsü geçirenlerin
a.k.” şeklinde küfr ettiğine ilişkin ta-
nõk ifadesinin anõmsatõlmasõ üzerine
Timuroğlu, “Bir şeyler söyledi ama
hatırlamıyorum. Küfr etmemiştir”
İstanbul Haber Servisi -
Eski başbakanlardan Kasõm
2006’da yaşamõnõ yitiren Bülent
Ecevit’in Başkent Üniversitesi
Ankara Hastanesi’ndeki tedavi
sürecine ilişkin tüm belgeler,
Prof. Dr. Mehmet Haberal’õn
avukatõ tarafõndan mühürlü bir
zarf içerisinde İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’ne teslim edil-
di. Avukat Dilek Helvacı,
Ecevit’in eski koruma müdü-
rü Recai Birgün tarafõndan te-
davi sürecine ilişkin ortaya
atõlan iddialarõn asõlsõz oldu-
ğunu belirterek “Bülent Ec-
evit’in Başkent Üniversitesi
Ankara Hastanesi’ndeki te-
davisi ile ilgili tüm evrak 8
yıldan bu yana devletin ve
eşi Rahşan Ecevit’in elinde
bulunmaktadır” dedi.
Eski Başkent Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ha-
beral’õn avukatlarõ Köksal
Bayraktar ve Yasemin An-
takyalıoğlu adõna avukat Dilek
Helvacõ, Silivri Cezaevi ya-
nõndaki duruşma salonu önün-
de bir basõn açõklamasõ yaptõ.
Helvacõ, Ecevit’in tedavi-
siyle ilgili tüm evrakõn rektör sõ-
fatõyla Haberal tarafõndan dö-
nemin Başbakanlõk Müsteşarõ
Ahmet Şağar’a, eşi Rahşan
Ecevit’e ve Başbakan’a sunul-
mak üzere o tarihteki koruma
müdürü Recai Birgün’e tuta-
nakla teslim edildiğine dikkat
çekti.
Avukat Helvacõ, Prof. Dr.
Haberal’õn uzmanlõk alanõ dõ-
şõnda kalmasõ nedeniyle Bülent
Ecevit’in 2002 yõlõnda Baş-
kent Üniversitesi Ankara Has-
tanesi’nde Prof. Dr. Turgut
Zileli başkanlõğõndaki sağlõk
ekibi tarafõndan yürütülen te-
davi sürecinde yer almadõğõnõ
kaydetti.
Birgün’e dava açacağız
Tedavi sürecindeki iddialarõn
o dönem koruma müdürü Recai
Birgün tarafõndan ortaya atõldõ-
ğõnõ belirten avukat Helvacõ,
Haberal’õn ve tedavide görev
alan hekimlerin Recai Birgün
aleyhine hukuk ve ceza davalarõ
açtõklarõnõ söyledi.
‘Tedavi sürecine ilişkin iddialar asılsız’
Ş E M D İ N L İ İ D D İ A N A M E S İ
Ferhat Sarıkaya
tazminat ödeyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 2 yõl önce
Şemdinli iddianamesi nedeniyle meslekten ihraç
ettiği dönemin Van Cumhuriyet Savcõsõ Ferhat
Sarıkaya’nõn sürpriz bir şekilde Ankara’da ortaya
çõkmasõ, kendisinden tazminat kazanan komutanla-
rõ da hareketlendirdi. Sarõkaya’nõn kaybettiği taz-
minatlar için 4 komutana faiziyle birlikte yaklaşõk
40 bin lira ödemesi gerekiyor.
Sarõkaya’nõn hazõrladõğõ Şemdinli iddianamesin-
de Abdulrezzak Uçaner’in imzasõz ve adresi yazõlõ
olmayan mektubundaki, bölgede rüşvetin her kapõ-
yõ açtõğõ, aşiret ağalarõnõn üst rütbeli komutanlarla
işbirliği içine girip kaçakçõlõktan büyük kazanç elde
ettikleri iddiasõ yer alõyordu. Bunun üzerine adõ ge-
çen komutanlar tarafõndan Savcõ Sarõkaya hakkõnda
tazminat davalarõ açõlmõştõ. Sarõkaya hakkõnda ilk
tazminat davasõnõ, dönemin Şõrnak Jandarma Ko-
mutanõ Albay Habib Doğar açtõ. Doğar, Sarõka-
ya’nõn haksõz yere şeref ve haysiyetiyle oynadõğõnõ
öne sürerek 15 bin lira tazminat talep etti. Mahke-
me, kişiler hakkõnda hiçbir yönden araştõrõlmayan
bir ihbar dilekçesine göre suçlanmasõ ve bu dilekçe-
ye yer verilmesinin hukuka uygun olmadõğõ gerek-
çesiyle Sarõkaya’yõ 5 bin lira tazminat ödemeye
mahkûm etti. Karar, Yargõtay tarafõndan da onay-
landõ. Sarõkaya hakkõnda daha sonra Şõrnak 23. Jan-
darma Sõnõr Tümen Komutanõ emekli Tümgeneral
Ali Karababa ile halen görevde bulunan Tümge-
neral Ahmet Yavuz da 15’er bin liralõk tazminat
davalarõ açtõ. Mahkemeler, Sarõkaya’yõ Karababa
ve Yavuz’a da 5’er bin lira ödemeye mahkûm etti.
Emekli Albay Aziz Ergen’in açtõğõ 10 bin liralõk
tazminat davasõ da sonuçlandõ ve Sarõkaya bu dava-
dan da 5 bin lira tazminat ödeme cezasõna çarptõrõl-
dõ. Komutanlarõn açtõğõ 4 ayrõ davada 20 bin lira
tazminat ödemeye mahkûm edilen Sarõkaya’nõn, şu
an yaklaşõk 40 bin lira ödemesi gerektiği belirtildi.
‘Askere gitmemek için rapor aldı iddiası’
Sarõkaya’nõn ortaya çõkmasõnõn ardõndan Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ’nõn da çürük raporu ala-
rak askerlik yapmadõğõ belirlenen Sarõkaya’nõn
sağlõk durumuyla ilgili yeniden değerlendirme
yaptõğõ iddia edildi. Yapõlan çalõşmalarda çürük
raporunda bazõ eksiklikler ve şaibe tespit edildi-
ği ileri sürülürken Sarõkaya’nõn askerlik görevini
yapmamak için sahte rapor aldõğõna ilişkin bilgi
ve belgelere ulaşõldõğõ da iddia edildi.
Haberal’õn avukatõ Helvacõ, hastanede uygulanan tedaviyle ilgili evrakõ elden getirdi
Bostancı’da 27 Nisan
2009’da yaşanan çatışma-
nın ardından tutuklanan
Devrimci Hareket dergisi çalışanı Mehmet Yeşiltepe’ye destek vermek isteyen ve
aralarında Cezmi Ersöz, İlkay Akkaya, Ragıp Zarakolu, Temel Demirer, Mustafa
Yalçıner, Suat Batı’nın da bulunduğu aydınlar, dün Beşiktaş Adliyesi’ne gelerek
kendilerini ihbar etti. İddianamede Yeşiltepe’ye isnat edilen suçların kendileriyle
yapılan röportajlar olduğunu belirten aydınlar, bu nedenle Yeşiltepe’nin değil, ken-
dilerinin suçlu olduklarını beyan eden dilekçeyi savcılığa teslim ettiler. Eyleme, çok
sayıda demokratik kitle örgütü de destek verdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ)
Kendilerini ihbar ettiler