Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2010 SALI
2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
Mustafa Kemal’in
Gençleri Nerde?
Hukuk bir yanda..
Yargı bir yanda...
Nasıl oluyor bu?
Adalet Bakanı çıkıyor, hukuk dışı şeyler
söylüyor!
Danıştay, Yargıtay, HSYK çıkıyor gerçek
hukuku savunuyor!..
Gerçek kavga onlarınki değil! İktidardaki AKP
adlı bir partinin başındaki Tayyip Bey adlı
kişidir bütün bu karmaşayı yaratan!..
Bile bile, hesaplaya hesaplaya...
Daha işbaşına gelmeden yıllar önce her şeyi
düşünmüş, planlamış...
“Demokrasi bizim için bir amaç değil araçtır”
dediği günden bu yana...
Tek çizgisi değişmeden gelmiş oturmuş
iktidarın başına. Çevresinde emir kulları!..
İstediği tüm milletini de kendisinin emir kulu
yapmak!. Askeriyle siviliyle?..
Daha yolun yarısında! Az daha dayansa,
dayansak, dayanabilsek, işi bitirecek!
Atatürk ve arkadaşlarının binbir zahmetle,
çabayla, savaşla kurduğu, yarattığı Türkiye
Cumhuriyeti’ni değiştirip, kendi kafasına
uygun, biraz da dış güçlerin yardımıyla,
özellikle ABD’lerin AB’lerin desteğiyle,
bambaşka bir Türkiye oluşturacak..
Tam sekiz yıldır bakıyoruz? Kimimiz aval
aval, kimimiz korkuyla, kimimiz ürpertilerle,
kimimiz direnerek, çoğumuz ise şaşkın, bu iş
nereye kadar gidecek, koskoca Atatürk
kuşakları bu kör gidişe nasıl seyirci kalmayı
içine sindirecek!..
Ben yaşlı bir yazarım? Politika, Parti
umurumda değil! Mustafa Kemal’in
gençlerinden biriyim. Bu yolda her şeyi göze
alan bir aydınlık kuşaktanım.
Savcılar tutuklanıyor, generaller, amiraller,
aydınlar, düşünürler saçma sapan nedenlerle
yakalanıp Silivri’lere kapatılıyor? Yıllar süren
duruşmalarla oyalana oyalana bir ölüm
uykusuna yatırılmak isteniyor?
Çok kalmadı. Bir gün Mustafa Kemalci kuşak
gidecek o zaman bayram edecekler. Oh,
bunlardan kurtulduk diye... Ama arkamızdan
gelenler olmayacak mı? Mustafa Kemal’in
Cumhuriyeti emanet ettiği o gençlik!..
PENCERE
Değişen...
Kim imam olmak ister?..
Benliğini bütün ömrünce dine, diyanete,
ibadete, riyazete vermek isteyene saygı
duyulur. Eskiden elini eteğini bu dünyadan
çekerek kendisini öteki dünyaya adamış
olanlar arasından veliler yetişmiştir; ama,
ermişlik tarihin yaprakları arasında kaldı.
Islamda imamlığın özel bir yeri yok!. Erişkin
her erkek sırası düştüğünde imamlık yapabilir;
bu görev için imam hatip okulundan diploma
almak gibi bir kural geçerli değil...
Soruyu şimdi yineleyelim:
Kim imam olmak ister?..
Eskiden çocuklara sorulurdu:
- Büyüyünce ne olacaksın?..
Kimisi, subay, kimisi doktor, kimisi
mühendis, kimisi avukat olmak isterdi; zamane
çocukları yeni hevesler taşıyorlar; bilgisayar
mühendisi ya da işadamı olmak isteyen var;
ama, siz hiç imam olmak isteyen çocuğa
rastladınız mı?.. Çocuk, imam hatip okuluna,
imam olmak için değil, savcı, yargıç, polis,
kaymakam, vali olmak için gidiyor ya da
gönderiliyor; laik Türkiye Cumhuriyeti’ni din
devletine dönüştürme planının bir süreci
yaşandı.
Peki, bu süreç noktalandı mı?..
Gazetelerde bir haber:
“İmam hatipler gözden düştü.”
Sekiz yıl zorunlu eğitim yasasıyla yatağı
değiştirilen milli eğitimde imam okullarına ilgi
birdenbire azalmış; İstanbul’da 24 imam hatip
lisesinde 4 bin kişilik yer olmasına karşın 350
kişi başvurmuş...
Laik cumhuriyeti yıkmak yolunda kırk yıldan
beri devlet eliyle yürütülen planlı programlı
yatırım, ancak 28 Şubat uyarısıyla
durdurulabildi.
Bir dönüm noktasıdır bu!..
Laik cumhuriyetin geleceği nasıl
kurtarılabilir?.. Milli eğitimin temel ilkesi özenle
uygulanacak; Öğretim Birliği Yasası sürekli
olarak geçerli kalacak; imam hatip liseleri
meslek okulu niteliğini koruyacak; temel
öğretim kurumlarına dönüştürülmeyecek...
Yeter mi?..
Çok değil bir buçuk yıl önce, Türkiye bir
felakete doğru sürükleniyordu.
İrtica, iktidar olmuştu.
Hoca, Bacı’yı koluna takmış, devleti
anayasal düzenin dışına kaydırıyordu.
Bugün Hoca’ya siyaset yasak!..
Ama partisi serbest.
Tehlike silindi mi?..
Türkiye dinci siyaseti besleyen bütün
kaynakları kurutmak zorundadır.
İrtica; servet-sefalet çelişkisinin derinliğinden
besleniyor; yolsuzluk, rüşvet, namussuzluktan
yılan ve bu dünyadan umudunu kesen yurttaş
dinciliğe sığınıyor...
Bu kısırdöngü aşılmalı...
Politika din dışında yapıldığı zaman ülkeye
demokrasi gelebilir; tarikatlarla, cemaatlerle
politika yapılan bir toplum çağdaşlığa
erişemez.
İslam dünyasının demokrasiden uzak
yaşaması dincilik yüzünden... .
Dinciye hayır, dindara evet..
Dindara saygı, dinciye nefret..
(22 Eylül 1998 tarihli yazısı)
T
ürkçede ne güzel özdeyişler var.
“Ortalık yangın yerine dön-
dü” derler. Bu söz geçen hafta
yargõda yaşananlara pek yaraştõ.
En kõsa özet: O kadar çok ses çõk-
tõ ki. Peki, bunlarõn ne kadarõ doğruydu, ne
kadarõ yanlõş.
Bu yazõyõ bir değerlendirme yapmak için
yazdõm. Açõkçasõ biraz da bekledim, taşlar ye-
rine otursun diye.
Olay nasõl başladõ? Erzincan Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nda bir soruşturma yürütülü-
yordu. Basõnda çõkan haberlere göre, bu so-
ruşturma bir tarikatõn mensuplarõnõn eylem-
leriyle ilgiliydi. Bazõ çevrelerce bu hoş kar-
şõlanmadõ denildi. Öte yandan Erzurum’da da
bir soruşturma yürütülüyordu. Bu soruştur-
mada Erzincan C. Başsavcõsõ da şüpheliler
arasõndaydõ.
Bu çerçevede Erzurum Başsavcõlõğõ, Er-
zincan Başsavcõsõ’nõn evinde ve ofisinde
arama yapõlmasõ gerektiği kanaatine vardõ.
Ayrõca başsavcõnõn ifadesinin de alõnmasõ ge-
rekiyordu; gözaltõna alõndõ. Arama yapõldõ;
başsavcõ Erzurum’a getirildi; ifadesi, Erzu-
rum Özel Yetkili Ağõr Ceza Mahkemesi nez-
dinde görev yapan savcõlar tarafõndan alõn-
dõ, başsavcõ mahkemeye sevk edildi ve tu-
tuklandõ.
Sonra fõrtõna koptu. HSYK hemen toplandõ;
bu savcõlarõ görevden aldõ. Bunun anlamõ şu-
dur: CMK’nin 250. maddesinde yer alan suç-
lar için özel görevli ağõr ceza mahkemeleri
kurulmuştur. Buraya atanan yargõçlar başka
mahkemede görev yapamazlar. Savcõlar da
bu mahkemeler nezdinde görev yapmak için
atanõrlar. Bu savcõlar da başka işlerde hizmet
görmezler.
Doğruları aramak
HSYK bu savcõlarõ görevden alõnca, orta-
lõk karõştõ. Bu noktada hukuku süzerek doğ-
rularõ aramak uygun olur. Bu çerçevede ilk
söylenmesi gereken şey şudur: HSYK, 12 Ey-
lül sonrasõ ilkin yasayla kurulmuş, sonra 1982
Anayasasõ yapõlõnca anayasal temele otur-
tulmuş bir kurumdur. HSYK ülkemizde yar-
gõç ve savcõlarõn bağlõ olduklarõ, bu meslek
mensuplarõyla ilgili işlemleri yapmak yetki-
sine sahiptir. Bu çerçevede, HSYK savcõla-
rõ ve yargõçlarõ görevden alabilir. Bu işlem için
yetkisi vardõr. Bu işlem bir yargõlama önle-
midir. Her önlemde olduğu gibi, bir olayda
soruşturma ve yargõlamanõn amaca uygun yü-
rütülmesi için başvurulmasõ kaçõnõlmazdõr.
Mekanizma şöyle işler: İlkin bir olayla ilgi-
li soruşturma açõlmasõ gündeme geldiğinde,
Adalet Bakanlõğõ soruşturma izni verir, mü-
fettişler soruşturmayõ yürütürler ve rapora
bağlarlar. Daha sonra HSYK devreye girer
ve görevden alma işlemine gerek olup ol-
madõğõnõ değerlendirir.
Bu noktada bu mekanizma içinde söz ko-
nusu olan bir aksaklõğõ belirtmem uygun olur.
Anayasanõn 144. maddesi müfettişlerin
Adalet Bakanlõğõ’na bağlõ olduklarõnõ ve
bakanõn gözetim ve denetiminde çalõşmala-
rõnõ öngörür. Oysa ülkemizde savcõ ve yar-
gõçlar HSYK’ye bağlõdõrlar. Denetim göre-
vinin de HSYK bünyesinde gerçekleşmesi
şarttõr. Anayasanõn 144. maddesi kaldõrõl-
malõdõr.
Olayõn çekirdek noktasõna dönersek, şu
noktalar öne çõkar.
İlkin bazõ tespitler:
CMK’nin 250/3. maddesinde (olayla sõnõrlõ
kalarak) Yargõtay’da yargõlanacak olan kişiler
bu mahkemelerde yargõlanmazlar istisnasõ yer
alõr. Olaydaki başsavcõ bu kapsamdadõr.
CMK’nin 250. maddesindeki suçlarõ so-
ruşturma görevi bu savcõlarõndõr. Ceza yar-
gõlamasõnõn iddia görevi kapsamõnda yapõ-
lacak her işlem bu savcõlarca yapõlõr.
Olayda Erzurum’da görev yapan özel yet-
kili savcõlar işlemleri yapmõşlar, Erzincan
Başsavcõsõ’nõ Erzurum ÖAC’ye sevk etmiş-
lerdir. Savcõ burada tutuklanmõştõr.
Ortaya çıkan sorun
Bu noktada ortaya bir sorun çõkmõştõr. O so-
run şudur: Yargõtay’da yargõlanmasõ öngö-
rülmüş olan bir il başsavcõsõ hakkõnda
CMK’nin 250. maddesi kapsamõndaki bir ey-
lemden ötürü yürütülen soruşturma Erzu-
rum’daki ÖAC’nin yetkili savcõlarõnca yü-
rütülebilir mi; yoksa bu konuda CMK’nin
250/3. maddesindeki istisnayõ soruşturma dev-
resini de kapsayan bir hüküm olarak kabul
ederek, Hâkimler Kanunu’nun öngördüğü
mekanizmayõ mõ işletmek gerekir?
Soruya cevap ararken iki tez var:
Biri şöyle özetlenebilir: Yargõtay’da yar-
gõlanacak olan kişi için CMK’nin 250/3. mad-
desinin istisna getirdiği doğrudur. Ancak bu
istisna yalnõzca son soruşturmayõ kapsar. Bu-
nun anlamõ şudur: Bir olayda bu kapsamda-
ki bir kişi için önsoruşturma yapõlõr; şayet ka-
mu davasõ açõlõr ise, bu kişi sanõk sõfatõnõ al-
dõktan sonra Yargõtay’õn görevli dairesinin
önünde yargõlanõr. Başka bir deyişle, 250/3.
maddedeki istisna önsoruşturmayõ kapsamaz.
Olay yönünden sonuç: Başsavcõ için Erzu-
rum’daki ÖAC nezdinde görevli savcõlarõn so-
ruşturmayõ yürütmüş olmalarõnda hukuka ay-
kõrõlõk yoktur.
İkinci tezin özü şudur: Yargõtay’da yar-
gõlanacak olan kişiye CMK’nin 250/3. mad-
desinin istisna getirdiği doğrudur. Bu istis-
na önsoruşturmayõ ve son soruşturmayõ
kapsar. Bunun anlamõ şudur: Bir olayda bu
kapsamdaki bir kişi için önsoruşturma ya-
põlõr; bu soruşturma CMK’nin 250. maddesi
kapsamõndaki bir eyleme dayansa bile, so-
ruşturma Hâkimler Kanunu’nun hükümle-
rine göre yürütülür. Şayet kamu davasõ
açõlõr ise, bu kişi sanõk sõfatõnõ aldõktan son-
ra Yargõtay’õn görevli dairesinin önünde yar-
gõlanõr. Olay yönünden sonuç: Başsavcõ
için Erzurum’daki ÖAC nezdinde görevli
savcõlarõn soruşturmayõ yürütmüş olmalarõ
hukuka aykõrõdõr.
Bu konudaki kanaatim şudur: 250/3. mad-
dede istisna konulurken kullanõlan terim
“yargılama”dõr. Yargõlama, kendi içinde üç
erki barõndõrõr; iddia, savunma ve yargõ. Bu
çerçevede, bir olayda yürütülen önsoruştur-
ma, istisnai işlemler hariç (bir yargõç kararõ-
na gerek duyma) iddianõn ağõr bastõğõ bir dev-
redir. Bu devrenin amacõ son soruşturmayõ ha-
zõrlamaktõr. Bu nedenle, yargõlamanõn bir bü-
tün olduğu dikkate alõndõğõnda, istisnanõn tam
olarak uygulanmasõnõ sağlamak amacõyla,
yargõlamanõn önsoruşturma ve son soruştur-
ma aşamalarõnõn bütünlük göstermesi ge-
rektiğinin kabulü uygun olur.
Yetki gaspı var mı?
Bu konuda, CMK’nin 251. maddesinde so-
ruşturma devresinde uygulanacak olan ilke-
ler ve hükümlere yer verildiği, bunlar için-
de, 250/3. maddede öngörülen istisna çer-
çevesinde ÖAC’nin görev alanõ dõşõna çõka-
rõlmõş kişilerle ilgili bir istisnanõn yer alma-
dõğõ da belirtilmiştir. Yasa koyucu kanõmca
ÖAC’lerin görevini belirlerken 250/3. mad-
dede tercihini koymuştur. Bir sonraki mad-
dede bunun tekrarõna gerek yoktur.
Olaya bir başka açõdan daha bakmak uy-
gun olacaktõr:
Bazõ düşüncelerin aksine, olayda özel yet-
kili savcõlarõn yetki gaspõ yaptõklarõ iddiasõ
doğru değildir. Yargõ erki içinde yetki gas-
põ kavramõnõ kullanõrken çok dikkatli olmak
gerekir. Yetki gaspõ, adalet sisteminin yapõ-
lanmasõ içinde, sistemi çökerten, kabul edi-
lemez derecede ağõr sonuçlar doğuran işlemler
ve kararlar için kullanõlõr. Hukuk fakültele-
rinde bunun örneği, askeri mahkemenin bo-
şanmaya hükmetmesi ile verilir. Bu neden-
le, Erzincan-Erzurum eksenindeki olayda sav-
cõlar açõsõndan yetki gaspõndan söz edilemez.
Savcõlarõn tavõr ve işlemlerinde “hukuku ve
yasayı” kanõmca yanlõş yorumlamak vardõr.
HSYK’nin çok süratli tavrõ ülkedeki uy-
gulama dikkate alõndõğõnda, alõşõlmõş tavrõn
dõşõndadõr. Bu olay, hukuki süreç içinde el-
bette değerlendirilecektir. Bu bağlamda gö-
revli kurum ve kurullar yasalar çerçevesin-
de gerçeği ve doğruyu bulacaklardõr.
Bu olay vesilesiyle HSYK açõsõndan bir tes-
piti yapmak isterim: Bundan sonra HSYK
başka olaylarda da aynõ etkin ve süratli tav-
rõ sergileyecek midir? Belirtmek isterim ki,
ülkemizde güncel olan tek olay, son yaşanan
olay değildir.
Sonuç
Ülke sorunlarõ ile ilgilenen vatandaşlar şu
soruyu da soruyorlar: HSYK tutuklama ka-
rarõ veren yargõçlarõ neden görevden almadõ?
Bu kurulun tercihidir. Fakat şu kadarõnõ
söylemek gerekir. HSYK’nin anayasal ve ya-
sal statüsü içinde yargõçlarla savcõlar arasõnda
fark yoktur.
Bu olay bir konuyu yeniden gündeme ta-
şõdõ; ülkede yargõ reformu yapõlmasõ. Türki-
ye uzun süredir bu konuda çaba harcõyor. O
kadar ki, bu iş 1992’de CMUK değişikliği ile
başladõ ve halen sürüyor. Hangi Batõ ülkesi
ceza mevzuatõnõ kökten yeniden yapmaya ce-
saret edebildi ki. Türkiye bu konuda çalõş-
malarõnõ sürdürüyor ve sürdürmeli. Bunu,
Türk insanõ daha iyi bir hukuka, hukuk gü-
vencesine layõk olduğu için yapmalõ.
Son sözüm şudur: Yeter ki istensin, Türk
hukukçusu bunlarõ yaratacak bilgiye ve be-
yin gücüne elbette sahiptir.
Yargõda Fõrtõna...
Prof. Dr. Erdener YURTCAN
HSYK, 12 Eylül sonrasõ ilkin yasayla kurulmuş, sonra 1982 Anayasasõ
yapõlõnca anayasal temele oturtulmuş bir kurumdur. HSYK ülkemizde
yargõç ve savcõlarõn bağlõ olduklarõ, bu meslek mensuplarõyla ilgili
işlemleri yapmak yetkisine sahiptir. Bu çerçevede, HSYK savcõlarõ ve
yargõçlarõ görevden alabilir. Bu işlem için yetkisi vardõr.
E
rzincan Cumhuriyet Baş-
savcõsõ’nõn tutuklanma-
sõnda yanõtlanmasõ ge-
reken soru şudur: Özel yetkili
Erzurum Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ’nõn bu konuda soruşturma
yetkisi var mõdõr?
Soruyu yanõtlamak için “yar-
gılama” kavramõnõ incelememiz
gerekiyor. Yargõlamanõn 3 un-
suru vardõr: Sav, savunma, hü-
küm. Basitleştirirsek, savcõ id-
diada bulunur, avukat savunur
ve yargõç karar verir. Sav ve sa-
vunma yetersizse, eksikse yar-
gõcõn doğru karar vermesi zor-
dur. Sözünü ettiğimiz yargõnõn
üç öğesi, bunlarõn irdelenmesi
ve incelenmesi ayrõ bir konudur.
Bizi buradan ilgilendiren “yar-
gılamanın evreleri”dir. Yargõ-
lamanõn iki evresi vardõr. “So-
ruşturma” ve “kovuşturma”
Soruşturma Evresi: Yetki-
li mercilerce suç şüphesinin
öğrenilmesinden iddianamenin
kabulüne kadar geçen süredir.
Yine basitleştirerek bu evrede
savcõlõk, polis, yetkililer soruş-
turur; şüphelinin, tanõklarõn ifa-
desini alõr; arama ve keşif yapar;
gö-zaltõna alõr; tutuklama talep
eder vb. işlemler sonucu iddia-
name düzenlenip dava açõlõr.
Kovuşturma evresi: İddia-
namenin kabulüyle başlayõp
hükmün kesinleşmesine kadar
geçen evre. Bu evrede mahke-
mede duruşma yapõlõr. Soruş-
turmada olduğu gibi bütün de-
liller toplanõr, hüküm verilir, ko-
şullarõ varsa temyiz vb. işlem-
ler sonucu hüküm kesinleştiri-
lir.
Özel yetkili mahkeme: TCK
bazõ suçlarõ (devletin birliğine,
anayasal düzene karşõ işlenen
suçlar, örgütlü suçlar, terör suç-
larõ vb. suçlar gibi) önemli gör-
müş ve CMK’nin 250. madde-
siyle bu suçlara ilişkin bir çeşit
özel mahkemeler kurulmasõna
karar verilmiş ve yine bu mah-
kemelerdeki görevli savcõlar
özel yetkilerle donatõlmõştõr.
Ancak, 250. maddenin son fõk-
rasõ şu hükmü getirmiştir: “Bi-
rinci fıkrada belirtilen suçla-
rı işleyenler sıfat ve memuri-
yetleri ne olursa olsun bu ka-
nunla görevlendirilmiş ağır
ceza mahkemelerinde yargı-
lanır. Anayasa Mahkemesi
ve Yargıtay’ın yargılayacağı
kişilere ilişkin hükümler ile
savaş ve sıkıyönetim hali da-
hil askeri mahkemelerin gö-
revlerine ilişkin hükümler
saklıdır.” Bu durumda, Erzin-
can Cumhuriyet Başsavcõsõ Yar-
gõtay’õn yargõlayacağõ kişilerden
olduğundan, özel mahkeme ve
özel yetkili savcõ bu kişi hak-
kõnda soruşturma ve kovuştur-
mada bulunamayacaktõr. So-
ruşturma ve kovuşturma yetki-
si yalnõzca Yargõtay’õndõr.
Soruşturma yetkisi: Yuka-
rõda belirtilen görüşe karşõ özel
yetkili savcõnõn soruşturmaya
yetkili olduğunu savunanlar
CMK’nin 251. maddesinin şu
hükmüne dayanõyorlar: “250’nci
madde kapsamına giren suç-
larda soruşturma, Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kuru-
lu’nca bu suçların soruşturma
ve kovuşturmasında görev-
lendirilen cumhuriyet savcı-
larınca bizzat yapılır.” 251’nci
maddenin bu hükmüne daya-
nõrken de, CMK’de düzenlenen
“soruşturma”nõn, “yargıla-
ma”nõn bir evresi olmadõğõnõ,
yargõlamadan anlaşõlmasõ ge-
reken hususun ‘kovuşturma’
(iddianamenin kabulünden son-
raki mahkeme evresi) olduğu-
nu ileriye sürüyorlar.
Değerlendirme: Yargõlama-
yõ yalnõzca “kovuşturma” ile
sõnõrlandõrmak doğru değildir.
Yargõlama soruşturma ve ko-
vuşturmayõ birlikte kapsar:
a) Hukukun temel ilkeleri,
doktrin ve içtihat bunun böyle
olduğunu açõk olarak belirt-
miştir.
b) CMK, konumuzla ilgili
özel yetki ve yargõlama usulü-
nü Beşinci Kitap, Birinci Kõsõm,
Dördüncü Bölüm’de düzenle-
miş ve ‘soruşturma’ ve ‘ko-
vuşturma’dan önce, ‘Bazı Suç-
lara İlişkin Muhakeme’ baş-
lõğõ ile 250. maddede, soruş-
turma ve kovuşturmayõ kapsa-
yacak şekilde “Anayasa Mah-
kemesi ve Yargıtay’ın yargı-
layacağı kişilere ilişkin hü-
kümler”i ayrõk ve saklõ tut-
muştur. Daha sonra, 251. ve
252. maddelerde soruşturma
ve kovuşturma evreleri düzen-
lenmiştir. Yargõtay’õn yetkisi
yalnõzca kovuşturma evresine
ilişkin olsaydõ, ‘saklı tutma’
kovuşturmayõ düzenleyen 251.
madde içinde yer alõrdõ.
c) Yargõlamanõn soruşturma
evresinde tutuklama da istene-
bilir ve hâkimlikçe şüphelinin
tutuklanmasõna karar verilebi-
lir. Tutuklamaya itiraz sonucu
mahkemece itirazõn kabulüyle
salõvermeye ya da itirazõn red-
dine karar verilir. Hâkimin,
mahkemenin yer aldõğõ bir ev-
renin yargõlama dõşõ sayõlmasõ
mümkün değildir.
d) Yargõlama için öncelikle
delillerin toplanmasõ ve iddia-
name düzenlenerek davanõn
açõlmasõ gerekir. Bu nedenle de
soruşturma yargõlamanõn bir
evresidir.
e) Soruşturmanõn yargõlama-
nõn evresi sayõlmamasõ duru-
munda CMK 251. maddesi
hükmünce, Anayasa Mahke-
mesi başkanõ ve üyeleri, Yar-
gõtay başkanõ ve üyeleri özel
yetkili savcõ tarafõndan soruş-
turulacak, yüksek mahkeme-
nin tüm yargõç ve savcõlarõ tu-
tuklama istemiyle özel yetkili
mahkemeye gönderilip tutuk-
lanabilecektir ki bunun hukuk
mantõğõ ile kabulü mümkün
değildir.
Sonuç: Yukarõda belirtilen
nedenlerle Erzurum özel yetki-
li Başsavcõlõğõ’nca, Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõsõ’na iliş-
kin yapõlan soruşturma ve so-
nuçlarõ yok hükmündedir. Bu
konuda, Yüksek Mahkeme Yar-
gõtay dõşõnda, Erzurum, Anka-
ra, İstanbul hiçbir özel ve ola-
ğan mahkemenin, savcõnõn so-
ruşturma ve yargõlama yetkisi
ve görevi yoktur.
Cihaner’in Tutuklanmasõ
Cenap Güven Manisa Barosu Avukatõ