Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2010 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Keşke!..
Eski kuvvet komutanlarının, 1. Ordu’nun
eski kumandanlarının gözaltına alındıkları ve
İstanbul’a sevk edildikleri 23 Şubat günü,
keşke yargı bağımsızlığı üzerinde çok ciddi
kaygıların belirdiği bir ortam içinde yaşıyor
olmasaydı Türkiye...
Keşke, Ergenekon’un uzantısı Balyoz
harekâtı çerçevesinde bu insanların
dosyalarını inceleyecek olan İstanbul’daki
savcılığa İlhan Cihaner’in dosyası, Erzurum
Savcısı Osman Şanal tarafından yetkisi
kaldırıldıktan sonra apar topar yangından
mal kaçırır gibi gönderilmiş olmasaydı da,
insanların aklında, “Erzurum-İstanbul
ekseninde garip bir işbirliği mi var acaba?”
diye doğru olduğunu düşünmediğimiz
kuşkular oluşmasaydı...
Keşke, Türkiye’de rejimin üzerindeki
askeri vesayeti kaldırmak amacıyla hareket
ettiklerini ileri sürenler, aynı zamanda sivil
vesayeti de kaldırmaya hazır olduklarını
hareketleriyle kanıtlasalardı da toplum rahat
bir nefes alabilseydi...
Keşke, askerin kışlasından dışarı
çıkmamasını savunanlar, rejimin siviller
tarafından rayından çıkarılmasına da seyirci
kalmasalardı da diktaya koşuşu
demokrasiye yöneliş olarak yanlış
algılamasalardı...
Keşke, İspanya’dan beri emekli
komutanların gözaltına alınmaları
konusundaki soruları, yargıya intikal etmiş
bir konuda fikir beyan etmesinin doğru
olmadığını söyleyerek yanıtlayan
Başbakan’ın Adalet Bakanı, HSYK’nin
anayasal yetkilerini kullanması karşısında
yargıya saldırarak, yürütmenin yargı
üzerindeki vesayetini pekiştirme amacı
peşinde olduğu izlenimini yaratmasıydı...
Keşke, soruşturmanın yürütüldüğü
Beşiktaş’taki eski Devlet Güvenlik
Mahkemesi binası çevresinde arama yapan
polis, operasyonu biraz daha belli etmeden
yürütseydi de insanların zihninde, “Bir terör
havası estiriliyor, devamlı suikast paranoyası
topluma yerleştirilmek isteniyor” şüphesi
uyandırılmasaydı.
Keşke, Can Ataklı’nın deyimiyle,
koskoca orduların teslim edildiği insanlar,
kovuşturulurken, kendilerine adi
yankesicilere uygulanan yöntemler
uygulanmasaydı da insanlar “Bazıları
intikam alıyorlar galiba” diye
düşünmeselerdi...
Keşke, “Al çocuktan haberi, duy çocuk
zekâlıdan gerçeği” misalinde olduğu gibi,
aklıevvellin biri çıkıp da “Geçmişte onlar bizi
fişlemişlerdi, şimdi de biz onları fişliyoruz”
diye konuşmasaydı, oyunu bu kadar açık
edip, hâlâ demokrasiye gittiğimiz yolunda
olduğumuza inanmakta direnen son
safındurları da düş kırıklığına
uğratmasaydı...
Keşke ben de bu safındurların, kimi
olaylara bakarak ayacaklarını sanacak
kadar saf olmasaydım...
Keşke Türkiye, demokrasinin tüm kurum
ve kurallarıyla işlediği bir ülke olsaydı da,
geçmişin kimi kötü alışkanlıklarıyla
mücadele edildiğini ileri sürenler inandırıcı
olabilselerdi...
Keşke, “keşke” pişmanlık ifade eden,
telafisi mümkün olmayan bir durumu
anlatan, dilimizin en üzücü sözcüklerinden
biri olmasaydı...
Keşke, “keşke”ler arttıkça, pişmanlıklar,
üzüntüler, mutsuzluklar, acılar büyüyüp
gitmeseydi...
Keşke!..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cemaat soruştur-
masõnõ yürüten Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõsõ
İlhan Cihaner’in ken-
disini arayarak siyasi
baskõ yaptõğõnõ savun-
duğu Başbakan Yar-
dõmcõsõ Cemil Çiçek,
2.5 ay sonra aramayõ
doğrularken bazõ ger-
çekleri ise çarpõttõ.
“O tarihlerde se-
çimler var. Olaylar
hassas. Yani seçim at-
mosferi” diyerek başsav-
cõyõ doğrulayan Çiçek, göz-
altõna alõnanlarõn sayõsõ 26
olmasõna karşõn bu sayõnõn
50-60 civarõnda olduğunu ve
çocuk olduklarõnõ savundu.
Oysa tutuklananlar arasõnda
hiç çocuk bulunmuyordu.
İsmailağa ve Fethullah Gü-
len cemaatine yönelik soruş-
turma başlatmasõnõn ardõndan
hakkõnda 26 yõla kadar hapis is-
temiyle dava açõlan ve Ergenekon
üyesi olduğu gerekçesiyle tu-
tuklanan Erzincan Cumhuriyet
Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in 2.5
ay önce gündeme getirdiği ce-
maatler nedeniyle baskõ gördüğü
iddiasõnõn doğru olduğu anlaşõl-
dõ. Hakkõnda Adalet Bakanlõğõ ta-
rafõndan soruşturma başlatõlma-
sõ üzerine İlhan Cihaner, Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Ku-
rulu’na (HSYK) verdiği 14 Ara-
lõk 2009 tarihli savunmasõnda,
gördüğü baskõyõ şöyle anlattõ:
“Şüpheliler gözaltında iken se-
kreterim, Devlet Bakanı Cemil
Çiçek’in görüşmek istediğini
söyleyerek telefonu bağladı.
Cemil Çiçek özetle, ‘cezanõn
alt ve üst sõnõrõnõ, cezaevlerinin
doluluğunu ve genel seçimler
öncesi kendilerini siyaseten çok
zorda bõrakacağõnõ’ söyleyerek
gözaltındaki şüphelileri salı-
vermemi istedi. Ben yasal ge-
reğini yapacağımı söyleyerek
konuşmayı sonlandırdım ve
sorguya sevk ettiğim 9 kişi tu-
tuklandı. Sekreterime söz ko-
nusu konuşmanın tarih ve saa-
tini not alması talimatını verip
bir tutanak tuttum.”
Çiçek bu iddianõn üzerinden
aylar geçmesine karşõn suskun
kaldõ. Geçen hafta TBMM Ana-
yasa Komisyonu’nda Türkiye
İnsan Haklarõ Kurumu Kanun
Tasarõsõ’nõn görüşmeleri sõra-
sõnda sorular üzerine Çiçek, “Bir
tek cümle dahi benim bu olayı
(başsavcıyı aramayı) kabul et-
tiğime dair hiçbir yerde görü-
lemez” dedi.
‘Ne oluyor onu
öğrenmek istedim’
Çiçek dün Hürriyet gazetesin-
de yer alan açõklamasõnda ise Er-
zincan Başsavcõsõ’nõ aradõğõnõ
kabul ederken bunun gerekçesi-
ni, “Şimdi bakın o tarihlerde
seçimler var. Olaylar hassas.
Yani seçim atmosferi... Şimdi
küçücük bir yerde 50-60 çocuk
gözaltına alınıyor. Bu durumu
siz merak etmez misiniz. Yani
gazeteci olarak merak etmez
misiniz? Seçim atmosferinde ne
oluyor diye bir bakmaz mısınız.
Bir müdahale söz konusu değil.
Ne oluyor onu öğrenmek iste-
dim... Çünkü seçimler var”
sözleriyle açõkladõ.
Çiçek, 50-60 çocuğun gözaltõ-
na alõndõğõnõ söylemesine karşõn,
Erzincan’daki İsmaliağa cemaa-
ti soruşturmasõnda toplam 26 ki-
şi gözaltõna alõnmõş, bunlardan
9’u mahkeme tarafõndan tutuk-
lanmõştõ. Çiçek’in sözünü ettiği
gibi tutuklananlar arasõnda çocuk
da bulunmuyordu.
Çiçek’in bu iddiayõ gündeme
getiren Cihaner’in tutuklanma-
sõndan hemen sonra konuşmasõ
da dikkat çekti.
İstanbul Haber Servisi - Dev-
let Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõ-
sõ Bülent Arınç, “Yapılan bu göz-
altıları ve arkasından gelecek
olan hukuk sürecini Türkiye’nin
iyi takip etmesi gerektiğini dü-
şünüyorum” dedi.
Arõnç, CNN Türk’teki “Tecrübe
Konuşuyor” programõna katõlarak
Cengiz Çandar ve Hasan Cemal’in
sorularõnõ yanõtladõ. “Balyoz Planı”
iddialarõna ilişkin soruşturma kapsa-
mõnda yapõlan operasyonlarda eski
komutanlarõn gözaltõna alõndõğõ anõm-
satarak “Hukuk ve demokrasinin
yerli yerine oturacağı ve kimsenin
hukukun üstünde olamayacağı bir
süreç mi açılıyor, bu anlamda nor-
malleşiyor muyuz yoksa çok fazla
bir altüst oluş sürecinin içine mi gi-
riyoruz” diye sorulmasõ üzerine,
Arõnç şunlarõ kaydetti: “İddia edilen
konular yani ‘Balyoz’ deniliyor, bir
başka deniliyor... Bildiğiniz gibi ge-
çen aylarda gazetelerde tefrikalar
halinde neredeyse yayımlandı. 5 bin
sayfa tuttuğu ifade ediliyor... Ve bu-
nu yayımlayan gazete de bir şekil-
de elindeki tüm delilleri savcılara
ulaştırdı. Bu belgeler, bilgiler in-
celenecek, orada ismi geçenlerin
ifadelerine müracaat edilecek, bel-
ki konuyla bilgisi olduğu düşünü-
len kişiler de sorgulanacak. So-
nunda bu olayla ilgili olarak, spe-
sifik olarak bir dava açılacak veya
davasızlıkla bitecek” dedi.
Arõnç, darbe iddialarõna verilen
adlarõn hatõrlatõlmasõ üzerine de şöy-
le konuştu: “İsimleri çok muhtelif.
Bir tane olması halinde hemen
söyleyebiliriz de ama birkaç tane
buna benzer. Yani isterseniz ‘dar-
be teşebbüsü’ diyelim, ister ‘cunta’
hevesliliği diyelim, isterseniz ‘sivil
iktidarlara karşõ neler yapõlabileceği
konusunda plan, proje, tatbikat’ di-
yelim. Ne varsa... Yayımlanan ve
üzerinde tartışılan konular bun-
larla ilgili isimleri geçenler, hatta
soruşturma sırasında işin içine da-
hil olanlar savcı ve hâkimlerin ya-
pacağı işlemlerle gün yüzüne
çıkarılacak.”
‘Tuh hoş olmadı ama..’
Arõnç, önceki gün medyaya
yönelik olarak kullandõğõ “Tuh si-
ze” ifadelerine ilişkin olarak, “Tuh,
yuh yerine bunların yanlışlığını
söylemek de olabilirdi. Yuh si-
ze veya tuh size neyse... Ama ba-
şında diyorum ki, bir kanal
sürekli basılmaktan bahsediyor.
Basılmak tabiri hukukta ol-
maz. Sizin kafanız hep basmaya
alışmış diyorum. Bütün basını
karşıma almadım ben. Niye bütün
basını karşıma alayım?” diye ko-
nuştu. “Tuh” ifadesinin tükürmek an-
lamõna gelmesinin hatõrlatõlmasõ üze-
rine Arõnç, şunlarõ kaydetti: “Hoş de-
ğil şüphesiz ama onların yaptıkla-
rı da hoş değil” karşõlõğõnõ verdi.
YARGIDA DEĞİŞİKLİK PLANI
AKP intikam
paketini
hazırlıyor
AKP hukukçularõnõn hazõrladõğõ ve yüksek
yargõda büyük değişikliklere yol açan anayasa
paketine göre HSYK ve YAŞ kararlarõna yargõ
denetimi açõlacak. HSYK’nin üye yapõsõ
değiştirilerek TBMM başta olmak üzere 7
kuruma üye atama hakkõ verilecek.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Başba-
kan Tayyip Erdoğan,
“Anayasa değişikliği
yapılacak. Muhalefetle
uzlaşma olmazsa refe-
randuma gidebiliriz”
derken; AKP yönetimi
yaklaşõk 10 maddelik bir
anayasa paketi hazõrladõ.
Pakete son biçimini ge-
lecek hafta yapõlacak
toplantõda Başbakan Er-
doğan verecek.
Pakette, Türkiye mil-
letvekilliği, kamu denet-
çiliği, kadõna pozitif ay-
rõmcõlõk ile birlikte asõl
olarak yargõ organlarõnõn
yapõsõnõ değiştirmeye dö-
nük düzenlemeler yer alõ-
yor. Pakette yer almasõ
beklenen düzenlemeler
şöyle:
HSYK’nin yapısı:
HSYK’nin 7 olan üye sa-
yõsõ 21’e çõkarõlacak. Üye-
ler, Cumhurbaşkanõ, Ana-
yasa Mahkemesi, Danõş-
tay, Yargõtay, TBMM, bi-
rinci sõnõfa ayrõlmõş hâkim
ve savcõlar ile Barolar Bir-
liği tarafõndan seçilecek.
Hangi kurumun kaç üye
seçeceğine ilişkin seçe-
nekler üzerindeki değer-
lendirmeler sürüyor. AKP,
TBMM tarafõndan üye se-
çilmesinin HSYK’yi si-
yasallaştõracağõnõ dile ge-
tiren muhalefet partilerini
ikna edebilmek için
TBMM’deki üye seçimi-
nin nitelikli çoğunlukla
yapõlmasõ formülünü ge-
tirmeyi planlõyor. Nite-
likli çoğunluk olarak 330
ya da 367 seçeneği üze-
rinde duruluyor.
Yargı denetimi:
HSYK ve YAŞ kararlarõ
yargõ denetimine açõla-
cak. AKP yöneticileri, yar-
gõ denetimine açõlmasõ du-
rumunda geçmişte HSYK
ve YAŞ kararlarõ sonucu
meslekten atõlan kişilere
de geri dönme hakkõ ve-
rilmesinin tartõşõlacağõnõ
belirttiler. Bu durumda
Şemdinli davasõ nedeniy-
le meslekten atõlan eski
Van Savcõsõ Ferhat Sarı-
kaya başta olmak üzere
birçok kişiye geri dönme
hakkõ verilmesi gündeme
gelebilecek.
Parti kapatma: Si-
yasi partilerin kapatõlma-
sõ zorlaştõrõlacak, Venedik
kriterleri esas alõnacak.
Yargõtay Cumhuriyet Baş-
savcõsõ’nõn doğrudan ka-
patma davasõ açmasõ yet-
kisi kaldõrõlarak dava açõ-
labilmesi için TBMM Ge-
nel Kurulu’ndan izin alõn-
masõ koşulu seçenekli dü-
zenlemeler arasõnda bulu-
nuyor.
Anayasa Mahke-
mesi’nin yapısı: Ana-
yasa Mahkemesi’nin de
üye sayõsõ arttõrõlarak üye-
lerin bir bölümü TBMM
tarafõndan seçilecek. AKP
yöneticileri, seçenekli dü-
zenlemeler arasõnda Ana-
yasa Mahkemesi’nin ya-
põsõna ilişkin maddenin
de yer aldõğõnõ, ancak pa-
kette yer almayabilecğini
belirttiler.
Askerlerin sivil
mahkemelerde yar-
gılanması: Anayasa-
nõn 145. maddesinde de-
ğişiklik yapõlarak asker-
lerin sivil mahkemelerde
yargõlanmasõ yolu açõla-
cak. Anayasa Mahkemesi,
Ceza Muhakemesi Yasa-
sõ’nda askerlerin sivil
mahkemelerde yargõlan-
masõna ilişkin yasa deği-
şikliğini iptal etmişti.
AKP’nin, anayasa paketi-
ne Anayasa Mahkemesi
ve Yargõtay’õn yargõlaya-
cağõ kişilerle ilgili olarak
bir değişiklik maddesi de
koyabileceğine dikkat çe-
kiliyor.
Referandum riski
Başbakan Erdoğan, si-
yasi partilerle uzlaşma
sağlanamamasõ durumun-
da referanduma gidilece-
ğini açõklasa da AKP’nin
tek başõna anayasa pake-
tini referanduma götüre-
cek çoğunluğa ulaşmasõ
zor görünüyor. AKP için-
de tartõşmalõ düzenleme-
lerin yer alacağõ anayasa
paketine oy vermeyecek
ya da “ret” oyu verebile-
cek milletvekilleri olduğu
dile getiriliyor. AKP’nin
referandum kozunu kul-
lanarak yargõ organlarõna
“gözdağı” vermeyi amaç-
ladõğõ da dile getiriliyor.
‘Arõnç işini yapsõn’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - G-
9 Gazeteciler Platformu, Erzincan Cum-
huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in ma-
kam odasõnda yapõlan aramõnõn medyada
“adliyeye baskın” şeklinde yer alma-
sõna “Böyle baskın mı olur. Tuuu si-
ze” sözleriyle değerlendiren Devlet Ba-
kanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent
Arınç’a tepki gösterdi. Türkiye Ga-
zeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gaze-
teciler Federasyonu da ortak bir açõk-
lamayla Arõnç’õ nezakete davet etti.
G-9 Gazeteciler Platformu’ndan
yapõlan açõklamada şöyle denildi:
“Ne yazık ki, daha bir süre önce bir
habere ‘Başsavcõya Abluka’ başlığı
atan televizyoncu meslektaşımızın da
işinden olduğuna tanık olduk. An-
laşılan, iktidarın beğenmediği başlıkla-
rı atmanın bedelinin işinden olmak ya da
yüzüne ‘tuu’ denilmesi olan bir ülkede ya-
şıyoruz. Kullanacağımız sözcüklerin ve ata-
cağımız başlıkların iktidarın süzgecin-
den geçeceği bir medya rejimini asla kabul
etmeyeceğimizi belirtmek istiyoruz. Sayın
Bülent Arınç’ı, medyayı ve gazetecileri
eleştirmeye devam edecekse, dağarcığına
küfür ve hakaret sözcükleri dışında da
sözcükler katmaya çağırıyor ve bizler için
sarf ettiği ifadeyle baş başa bırakıyoruz.
Haberlere başlık atmak, uygun sözcükleri
seçmek, başbakanların ya da yardımcıla-
rının değil bizlerin görevidir. ‘Haberlerimizi
de artõk Arõnç yazsõn’ demeyeceğiz. Biz işi-
mizi yapmaya devam edeceğiz. Sayın Arınç
da kendi işini yapmalıdır.” Platform katõ-
lõmcõlarõndan Türkiye Foto Muhabirleri Der-
neği (TFMD), metne katõlmadõğõnõ bildirdi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye
Gazeteciler Federasyonu’nca yapõlan ortak
açõklamada da şu ifadeler yer aldõ: “Medya
dokunulmazlığı olan ve eleştirilemez ku-
rumlar arasında değildir. Eleştirilerin ne-
zaket çerçevesinde yapılması da herkes için
zorunludur. Arınç’ı söylemiş olduğu söz-
lerden dolayı nezakete çağırıyoruz.”
Gazeteci örgütleri, ‘Tuuu size’ diyen Arõnç’õ nezakete
davet ederek ‘Başlõk atmak sizin işiniz değil’ diye uyardõ
BÜLENT ARINÇ:
Başsavcõ İlhan Cihaner’i cemaat soruşturmasõ nedeniyle aradõğõnõ, ‘verdiği yanlõş bilgilerle’ doğruladõ
Çiçek gerçeği gizledi
Yargıda
reform
mesajı
MADRİD (AA) - İspanya’nõn başkenti Madrid’deki ikinci
hükümetler arasõ Türkiye-İspanya zirvesi çerçevesinde bir araya
gelen Başbakan Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanõ Jose
Luis Rodriguez Zapatero ortak bir basõn toplantõsõ düzenledi.
Gazetecilerin yargõ reformuna yönelik sorularõnõ yanõtlayan Er-
doğan, şunlarõ söyledi: “Çalışmamızı sürdürüyoruz. Bu çalış-
mamızı bir noktaya kavuşturduktan sonra tüm muhalefet
partilerine de bu sürece katkılarının olup olmayacağını ken-
dileriyle müzakere etmek suretiyle adımımızı atacağız. Kat-
kı vermemeleri halinde de bizler parlamentoya bunu götür-
menin şu anda gayreti içindeyiz. Parlamentoya götürdükten
sonra da yeterli sayıyı almamız halinde halka götüreceğiz.”
HİKMET SAMİ TÜRK’TEN YARGIYA MÜDAHALE ELEŞTİRİSİ
ANKARA (ANKA) - Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Cemil Çiçek’in Adalet Bakanı olduğu
dönemde, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile görüşmesini değerlendirdi. Türk,
şunları söyledi: “Savcı ile görüşmesi anormal değil. Fakat burada isimler önemli. Ve görüşmenin
içeriği. Bu görüşmeler, yargıya müdahale edecek şekilde olmamalıdır. Yargı bağımsızlığı hukuk
devletinin temel direğidir. Bu kaybedilmemelidir. Eğer o sarsılırsa, resim toptan bozulur.”
Erdoğan’a ayakkabõ
Haber Merkezi - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’a, İspanya ziyareti kapsamõn-
da katõldõğõ ödül töreninde ayakkabõ fõrlatõl-
dõ. Ayakkabõ, Başbakan Erdoğan’a isabet et-
mezken protestocu yakalandõ.
İspanya’nõn Sevilla kentinde düzenlenen
törenle “Kültürlerarası Sevilla NODO
Ödülü”nü alan Başbakan Erdoğan’a, tö-
renin ardõndan eşi Emine Erdoğan ile bir-
likte salondan ayrõlõrken ayakkabõ fõrlatõl-
dõ. Korumalarõ aşan ve İspanyolca “Viva
Kürdistan” (Yaşasõn Kürdistan) diye ba-
ğõran bir kişi korumalar tarafõndan etkisiz
hale getirildi. Ayakkabõ Başbakan Erdo-
ğan’a isabet etmezken eylemi gerçekleşti-
ren kişinin alkollü olduğu belirtildi.
Ayakkabõ fõrlatma eylemlerinin ilk hedefi,
eski ABD Başkanõ George W. Bush ol-
muştu. Başkanlõk koltuğunu bõrakmadan ön-
ce Bağdat’a ziyarette bulunan eski ABD
Başkanõ Bush’a Iraklõ gazeteci Muntasar
el Zeydi ayakkabõ fõrlatmõştõ. Bağdat’taki
bu protesto daha sonra dünyanõn değişik
noktalarõnda uygulandõ. Türkiye’de ise
Birgün gazetesi editörü Selçuk Özbek, Bil-
gi Üniversitesi’nde konferans veren IMF
Başkanõ Dominique Strauss- Kahn’a
ayakkabõ fõrlatmõştõ.
Türkiye
iyi takip
etmeli
Erdoğan’a ayakkabı fırlatan kişi İspanyol polisince gözaltına alındı. Fotoğraflar:AA