Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
17 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Dõşişleri
Komisyonu Başkanõ Murat
Mercan, dün komisyona bil-
gi veren ABD’nin Ankara
Büyükelçisi James Jeffrey’ye
“4 Mart’ta ABD Temsilciler
Meclisi Dışişleri Komisyo-
nu’nda ele alınması öngö-
rülen sözde Ermeni soykı-
rımı tasarısının görüşülme-
si, onaylanması ve kabul
edilmesinin, Türk-ABD iliş-
kilerine çok büyük zarar
vereceğini” bildirdi. Jeffrey
ise ABD’de kongrenin ba-
ğõmsõz olduğunu, ne karar
alacağõnõ bilemeyeceklerini
vurgularken “Obama hükü-
meti olarak Türkiye’ye kar-
şı bir kılıç kullanmak iste-
miyoruz” dedi.
Jeffrey dün toplantõya gir-
meden önce yaptõğõ açõkla-
mada Türkiye ile ilişkilerin
ABD için her zaman ön plan-
da olduğunu söyledi. ABD
Temsilciler Meclisi’ne gel-
mesi öngörülen “sözde Er-
meni soykırımı tasarısının
Ermenistan ile Türkiye ara-
sında imzalanan protokol-
lerle başlayan sürece zarar
verip vermeyeceğinin” so-
rulmasõ üzerine Jeffrey, “Biz,
Türkiye ile Ermenistan ara-
sındaki bu sürece yüzde yüz
destek veriyoruz. Başkan
Obama’nın TBMM’de de-
diği gibi ‘Bu konu hakkõnda-
ki en iyi yol, Türkiye ile Er-
menistan arasõndaki sürecin
devam etmesi.’ Bu nedenle
biz, her iki ülkeye de bu
mesajı gönderiyoruz” dedi.
‘İlişkilere zarar verir’
Mercan, görüşmeden sonra
gazetecilerin sorularõnõ yanõt-
larken, “iktidar ve muhale-
fetin tek ses olarak, ABD
Kongresi’ne sunulan tasa-
rının görüşülmesinin, onay-
lanmasının ve Temsilciler
Meclisi’nde kabul edilmesi-
nin, Türk-ABD ilişkilerine
çok büyük zarar vereceğini
açık bir şekilde ABD Bü-
yükelçisi’ne ilettiklerini” bil-
dirdi. Mercan, “Her yıl 24 Ni-
san’a yaklaşırken bu tür
çabaların, Türk milleti üze-
rinde olumsuz etkiler yap-
tığını ve iki ülke ilişkilerini
zedelediğini anlattık. Bize
‘tavsiye edilen’ birtakım dav-
ranışlar içinde olmayız. Hal-
kımız için ne doğruysa on-
ları yaparız” dedi. Edinilen
bilgiye toplantõda, hem iktidar
hem de muhalefet temsilcile-
ri “Ermeni soykırımı tasa-
rısının kabul edilemez ol-
duğunu, bunun kabul edil-
mesi ve Başkan Obama’nın
‘soykõrõm’ demesi halinde
iki ülke ilişkilerinin büyük
yara alacağını” anlattõ. Jeff-
rey ise “Türkiye’ye karşı bir
kılıç kullanmak istemiyo-
ruz” diye konuştu.
‘Örtülü tehdittir’
Jeffrey’nin tasarõnõn kabul
edilip edilmeme ihtimaline
ilişkin sorulara, “Yüzde 50-
yüzde 50’dir. Sayın Oba-
ma’nın Sayın Erdoğan’a 7
Aralık’ta anlattığı gibi çıkış
yolu Ermenistan’la iyi iliş-
kiler kurmanız. Tek çıkış yo-
lu Ermenistan’la uzlaşılan
protokollerin onaylanması-
dır” karşõlõğõnõ verdiği öğre-
nildi. Bu sözler gerginliğe ne-
den olurken, MHP’li Deniz
Bölükbaşı, “Protokolleri
onaylayın yoksa tasarı kabul
edilir, diyerek bizi tehdit
mi ediyorsunuz? Söyledik-
leriniz örtülü tehdittir” diye
tepki gösterdi.
ABD’nin Ankara
Büyükelçisi Jeffrey’den
bilgi alan Meclis Dõşişleri
Komisyonu Başkanõ
Mercan “Ermeni
soykõrõmõ tasarõsõnõn
onaylanmasõ ve kabul
edilmesinin iki ülke
arasõndaki ilişkilere çok
büyük zarar vereceğini”
söyledi. Jeffrey ise
“Türkiye’ye karşõ kõlõç
kullanmak istemiyoruz”
dedi. (AA)
Jeffrey’den örtülü tehdit
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Yalama Olan Hangisi?
Hatip Dicle’nin, İçişleri Bakanı’nın Ahmet
Türk’le yaptığı görüşmede hâkim ve savcılar
ayarlandı, “geldikleri gibi geçecekler” sözü
verildi açıklamasından doğan gerilim, giderek
büyüyor. Ana muhalefet partisinin, bugün
vereceği gensoru ile olayı TBMM’ye taşımaya
hazırlandığını bildiren haberler, Başbakan’ın
dünkü grup konuşmasına da yansımıştı.
Erdoğan, 550 sandalyenin 337’sine sahip
olmanın verdiği aritmetik güvence ile, o
gensorudan sonuç alınamayacağını söylerken
“gensoru da bu ülkede yalama oldu” diyor.
19 Ekim 2009’da gerçekleşen Habur
dönüşünde, dağdan inen o 7 teröristin
“Pişmanlık Yasası”ndan yararlanıp
yararlanamayacaklarını saptamak amacıyla
yargılanmalarını sağlayacak mahkemenin, sınır
kapısında ve bir baraka içinde kurulmuş
olması, o tarihte tepkilere neden olmuştu.
İmralı ve Silivri örnekleri
Türk ulusu adına yargılama yapmak üzere,
yasa ile nerelerde kurulacakları belli olan
mahkemeleri, il ya da ilçe merkezlerinin
dışında bir sınır kapısına, daha açıkçası terör
üyelerinin ayaklarına kimin ve nasıl gönderdiği
sorusu ise, düne kadar yanıtlanmamıştı.
Başbakan, Diyarbakır Valiliği’nin, Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru
ile böyle bir kararın uygulandığını dünkü
konuşmasında, yani dört ay sonra açıklarken
İmralı ve Silivri’de oluşturulan mahkemeleri
gösteriyor.
İmralı Adası’nda kurulan özel mahkemenin,
terörist başı Öcalan’ın duruşmalara götürülüp
getirilirken kaçırılmasına engel olunması için
oluşturulduğunu Erdoğan bilmiyor mu? Ya
Silivri? Ergenekon soruşturmasını başlatan
kendi başkanlığındaki hükümetin, o
soruşturmanın ucunun açık olacağını hesap
ederek, yargılanacakların ancak Silivri’de
yapılan ülkenin en büyük cezaevinde
tutulabileceğini en yakından bilen Başbakan
bir günlük çadır mahkemesi ile Silivri’yi nasıl
kıyaslıyor?
Kaldı ki, Silivri’ye bir kez götürülmüş
olanların dönüşleri ne yazık ki adeta olanaksız
iken, Habur’da adeta bir turnike oluşturulduğu,
yargıçların pişmanlık saptaması için sordukları
sorulara, “önderimizin emri ile geldik; pişman
değiliz” yanıtlarının verildiğinin gizlisi; saklısı
yok. Öylesine yok ki, gelenlerden birisinin
ödenmemiş para cezasının adliye veznesine
yatırılması için sabahın olmasını bile bekleme
gereği duyulmadan, görevli memurun evinden
getirilip işbaşı yaptırıldığı bile canlı yayınların
konusu oldu.
Habur duruşması, Ergenekon şüphelilerinin
savunmalarına dayanak olduğu zaman suskun
kalanlar; benzer kıyaslamaları Deniz
Kuvvetleri Komutanı ya da Genelkurmay
Başkanı yaptığında, söylenenleri duymamış
görünenler; şimdi konu TBMM tutanaklarında
resmi belge haline geleceğini öğrenince mi, o
gensorudan aritmetik bir sonuç çıkmayacağını
savunma aracı yapıyorlar.
Başbakan, Diyarbakır Valisi’nin ülkeye
Habur’dan giriş yapacak teröristlerin
yargılanmalarını sağlayacak yargıç ve savcıyı,
zabıt kâtibini, elbette mübaşiri, onların
ayaklarına göndermek için Başsavcı’ya
başvurma gereğini neden duyduğunu belki
gensoru görüşmesi sırasında anlatacaktır.
Vali, kendiliğinden mi böylesine bir lüks ve
ayrıcalıklı yöntemi uyguladı? Yoksa ona İçişleri
Bakanı ya da belki bizzat Başbakan mı ilham
vererek, kamu vicdanının aylardır içine
sindiremediği bu ayrıcalık oluşturuldu?
Sınır kapısında çadır mahkemesi
kurulacağına, o 7 terörist bir helikopter ile
Diyarbakır Adalet Sarayı’nın bahçesine
götürülerek, tabii yargı sistemi uygulanmış
olsaydı Beşir Atalay’ın, 15 Ekim 2009 günü
Ankara’da Ahmet Türk ile bu dönüş için
yaptığı görüşme de bugüne kadar gizli
tutulmazdı.
Ancak dün Sayın Bakan ile bir siyasi parti
genel başkanının, İçişleri Bakanlığı
makamında, Demokratik Toplum Partisi’nde
ya da TBMM’de değil de, Orman Çiftliği gibi
nispeten gözden uzak bir yerde buluşmaları
bile kuşkuları haklı çıkartacak bulgular değil
midir?
CHP’nin vereceği gensorunun açılmasının
çoğunluğun oyları ile kabul edilmeyeceği açık
bir gerçektir. Ama gelecek kuşaklar, TBMM
tutanaklarında bu görüşme sırasında,
yargılama usullerinin bile nasıl yalama
edilebildiğini okumak olanağını bulacaklardır.
Ve elbette o dönemin yetkililerinin de
kulaklarını çınlatacaklardır.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Perinçek’e
tazminat
İstanbul Haber
Servisi - Polis
Akademisi öğretim
üyesi Önder Aytaç ve
Yenişafak gazetesi, İşçi
Partisi Genel Başkanõ
Doğu Perinçek’e
tazminat ödemeye
mahkûm oldu. 15
Temmuz 2008 tarihinde
Yenişafak gazetesinde
çõkan haberde Önder
Aytaç, “İzmir NATO
üssüne saldõrõ planõ
Doğu Perinçek’te çõktõ”
ifadelerini kullanmõş,
bunun üzerine
Perinçek’in avukatõ
Mehmet Aytekin olayõ
yargõya taşõmõştõ.
Üniversitelileri
yönlendirenler
Haber Merkezi -
Adana’da PKK’nin
gençlik yapõlanmasõna
yönelik yapõlan
operasyonda gözaltõna
alõnan 20 kişi adliyeye
sevk edildi. Gözaltõna
alõnan ve değişik
fakültelerde eğitim
gören 18 üniversite
öğrencisini, biri ilkokul
mezunu, biri de
ilkokuldan terk iki
kişinin yönettiği
belirlendi.
Adana Emniyet Müdürü
Mehmet Salih Kesmez,
zanlõlarõn Adana’da 4
ayrõ yere ses bombasõ
konulmasõ, izinsiz sokak
gösterilerini yönetme ve
polise molotofkokteyli
atmakla suçlandõğõnõ
söyledi.
Cebinden borçlu
listesi çıktı
AYDIN(AA) -
Aydõn’da dört gün önce
intihar eden polis
memuru Ahmet
Kamõşlõ’nõn üzerinden
borçlarõ nedeniyle
kendisini tehdit
edenlerin isimlerinin
bulunduğu bir liste çõktõ.
Kamõşlõ’nõn cebinden
çõkan notta kendi el
yazõsõ ile “Ölümümden
beni tehdit eden N.Ö. ve
kardeşleri ile H.G, R.G.
ve A.G. sorumludur”
yazõlõ olduğu ve bu
kişilere olan borçlarõnõn
listesinin yer aldõğõ
belirlendi. Tefecilik
iddiasõyla R.G.
çõkarõldõğõ mahkemece
tutuklanõrken 5 zanlõ
tutuksuz yargõlanmak
üzere serbest bõrakõldõ.
AİHM’den
Türkiye’ye ceza
STRASBOURG
(ANKA) - AİHM, 18
yaşõndan küçük iken
gözaltõna alõnarak
kendisine yapõlan kötü
muameleyi adli tõp
raporu ile belgeleyen
Ali Ümit Alkes’in
şikâyetine ilişkin davada
Türkiye’yi 15 bin 600
Avro manevi tazminat
ödemeye mahkûm etti.
AİHM kararõnda
Türkiye’nin Avrupa
İnsan Haklarõ
Sözleşmesi’nin işkence
ve kötü muameleyi
yasaklayan maddesinin
ihlal ettiği bildirildi.
‘Zam farkı’
geri ödeniyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başkentte, yaşlõlarõn
toplu taşõma
araçlarõndan ücretsiz
yararlanabilmelerini
sağlayan yaşlõ
kartlarõndaki zammõn
geri alõnmasõndan sonra
oluşan ücret farkõ, EGO
Genel Müdürlüğü
veznesinden ödeniyor.
EGO Genel Müdürü
Ömer Ulu, yaşlõlarõn
kart ücretlerindeki 40
liralõk farklarõnõ,
alabileceklerini kaydetti.
Büyükelçi, Ermeni tasarõsõyla ilgili ‘Türkiye’ye karşõ kõlõç kullanmak istemiyoruz’ dedi
GÜL, DDK’YE TALİMAT VERDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül, geçtiğimiz yõl mart
ayõnda BBP Genel Başkanõ Muhsin Yazıcıoğ-
lu ile birlikte 5 kişinin yaşamõnõ yitirdiği heli-
kopter kazasõnõn araştõrõlmasõ için Devlet De-
netleme Kurulu’na talimat verdi.
Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõ-
lan açõklamada “Sayın Cumhurbaşkanımız,
25.03.2009 tarihinde meydana gelen heli-
kopter kazasında BBP Genel Başkanı Sayın
Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte beş kişinin
hayatını kaybetmesi üzerine gerek söz ko-
nusu kaza, gerekse havacılık emniyeti ve gü-
venliğine ilişkin olarak gündeme gelen çeşit-
li konuların Devlet Denetleme Kurulu’nca
tüm yönleriyle araştırılması ve denetlenmesi
talimatını vermişlerdir” denildi.
EYLEMLER SÜRÜYOR
35’i çocuk
110 kişi
gözaltõnda
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Terör örgütü PKK lide-
ri Abdullah Öcalan’õn 15 Şubat
1999’da Kenya’da yakalanarak Tür-
kiye’ye getirilişini protesto için dü-
zenlenen eylemlerde 35’i çocuk
110 kişi gözaltõna alõndõ.
Öcalan’õn yakalanõşõnõn 11. yõldö-
nümü nedeniyle birkaç gündür süren
eylemler dün de sürdü. Göstericiler za-
man zaman caddelerde barikatlar ku-
rarak ateşler yaktõ, yollarõ trafiğe ka-
pamaya çalõştõ. Hakkâri merkez ile
Çukurca, Yüksekova ilçeleri ve İs-
tanbul’da çõkan olaylarda, 4’ü ağõr
toplam 25 kişi yaralandõ. Eylem ha-
zõrlõğõnda olduklarõ gerekçesiyle göz-
altõna alõnanlardan 17’si çocuk 21 ki-
şi tutuklandõ. İstanbul, Diyarbakõr,
Batman, Hakkâri, Mersin ve birçok
kentteki protesto gösterilerine katõl-
dõklarõ gerekçesiyle 35’i çocuk 110 ki-
şi de gözaltõna alõndõ.
Şanlõurfa’da eylem hazõrlõğõnda
olan biri üniversite öğrencisi 3 kişi
molotofkokteyli hazõrlarken yaka-
landõ. Bu kişilerin evlerinde yapõlan
aramada da patlayõcõ yapõmõnda kul-
lanõlan malzeme ele geçirildi.
Çocuğa 5 yıl hapis
Şõrnak’õn Silopi ilçesinde geçen yõl
15 Şubat’taki gösterilere katõldõğõ id-
dia edilen, ancak slogan veya taş at-
tõğõna ilişkin kanõt bulunmayan ilk-
öğretim okulu öğrencisi O.B. (13) 5
yõl hapse mahkûm oldu. Diyarbakõr
Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki dava-
nõn karar duruşmasõnda O.B. bir ter-
zi dükkânõnda çalõştõğõnõ, olay günü
eylem yapan grubun arasõnda kaldõ-
ğõnõ belirtti. Mahkeme “Üye ol-
maksızın örgüt adına eyleme ka-
tılmak” suçundan O.B’yi önce 9 yõl
hapse ardõndan da yaşõ küçük oldu-
ğu için cezayõ yarõya indirerek 4 yõl
9 ay hapse mahkûm etti.
Sanatçılardan TMY protestosu
Sanatçılar Lale Mansur ve Mustafa Alabora’nın da
aralarında bulunduğu Çocuklar İçin Adalet Çağrıcı-
ları, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir yıldır
tutuklu yargılanan 17 yaşındaki W.B’nin duruşmasına
destek vermek için İstanbul Adliyesi önünde bir ara-
ya geldi. Mansur ve Alabora’nın okuduğu basın açık-
lamasında W.B’nin yasal olarak çocuk olduğu halde
özel yetkili ağır ceza mahkemesinde yetişkin koşulla-
rında yargılandığı belirtildi. Açıklamada “W.B. hapis
ve ailesi altı ay önce baskılara dayanamayıp iltica et-
tiği için ülkesinde yapayalnız” denildi. TMY mağdu-
ru çocukların sayısının 4 bine dayandığı vurgulandı.
YÖK puan farkõnda õsrarlõ
Kurumun savunduğu katsayõ oranlarõna göre bir adayõn alan içi
ve alan dõşõ tercihlerinde 10 puanlõk katsayõ farkõ ortaya çõkõyor
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK, Danõştay’a yaptõ-
ğõ itirazda alan içi tercihler ile alan dõ-
şõ tercihler arasõnda katsayõ oranlarõnõn
10 puanlõk fark yarattõğõnõ savunurken
söz konusu fark okul başarõlarõna bağ-
lõ olarak 2 puana kadar düşebiliyor. Es-
ki sistemde farkõn sõnava etkisi yüzde
13.15 olarak hesaplanõrken YÖK’ün
yeterli gördüğü farkõn sõnava etkisi yal-
nõzca yüzde 1.73 ile sõnõrlõ kalõyor.
YÖK’ün savunduğu katsayõ farkõnda
adaylarõn okul başarõlarõnõn sõnava et-
kisinin belirlendiği ağõrlõklõ ortaöğretim
başarõ puanlarõnõn (AOBP) hesaplanmasõ
100 ile 500 aralõğõnda gerçekleştiriliyor.
YÖK’ün savunduğu katsayõ oranlarõna
göre alan içi tercihlerde bir aday en faz-
la (500 AOBP x 0.15 katsayõ oranõ) 75
puan alabilirken alan dõşõ tercihlerde ise
(500 AOBP x 0.13 katsayõ oranõ) 65 pu-
an alõyor. Bu durumda alan içi tercih ile
alan dõşõ tercihlerde 10 puanlõk bir fark
yaratõlõyor. Örneğin lise diploma orta-
lamasõ 5 olan imam hatip çõkõşlõ bir aday
kendi alanõndaki bir okulu tercih etme-
si durumunda ham puanõna 75 puan ek-
leniyor; tõp, hukuk gibi kendi alanõ dõ-
şõnda bir tercih yapmasõ durumunda ek
puanõ 10 puan kõrõlarak 65 puan alõyor.
Diploma notu 5 olanlar
YÖK’ün savunduğu 10 puanlõk fark
yalnõzca ortaöğretim diploma notlarõ 5
olan adaylarda geçerli oluyor.
YILDIZ ‘Euractiv.com.tr’YE KONUŞTU
‘AKP hastaneyi
işletme yapıyor’
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Millet-
vekili, TBMM Sağlõk, Aile, Çalõşma ve Sosyal
İşler Komisyonu üyesi Prof. Dr. Sacid Yıldız,
Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarõsõ ile AKP
hükümetinin aşamalõ olarak kamu hastanelerini
önce kâr odaklõ sisteme göre özerkleştirmeye,
sonra da kâr etmeyenleri tasfiyeye, kar edenleri
ise özelleştirmeye hazõrlandõğõnõ söyledi.
Prof. Dr. Yõldõz, TMMM Alt Komisyonu’nda
görüşmelerine devam eden yasa tasarõsõ ile ilgili
“Euractiv.com.tr”nin sorularõnõ yanõtladõ. Yõl-
dõz, tasarõnõn yasallaşmasõ durumunda Türki-
ye’de “devlet hastanesi” kavramõnõn tarihe karõ-
şacağõnõ, sağlõk sisteminin tümüyle kâr odaklõ ha-
le getirileceğini belirtti. Yõldõz, “Tasarı ile ka-
mu hastaneleri birer sağlık işletmesi haline ge-
tiriliyor. Hantal ve bürokratik bir yapı oluştu-
ruluyor. Gereksiz kadrolar yaratılıyor” dedi.
Yazõcõoğlu için devrede
BÜYÜKELÇİ HAKKINDAKİ TACİZ İDDİASI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõşişleri
Bakanlõğõ, Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Ali
Yakıtal’õ; hakkõnda “cinsel taciz” iddialarõ ne-
deniyle başlatõlan soruşturmanõn “selameti”
açõsõndan merkeze çekti.
Diplomatik kaynaklar, soruşturmanõn halen
devam ettiğine dikkati çekerek, bu aşamada Ya-
kõtal’õn suçlu bulunduğunun söylenmesinin
yanlõş olduğunu dile getirdiler. Halen yürütül-
mekte olan soruşturmanõn selameti açõsõndan
Yakõtal’õn Roma Büyükelçiliği göre- vinden
merkeze çekildiğini açõklayan diplomatik kay-
naklar, “Zaten Ali Yakıtal, sürecin selameti
açısından bir süre önce Ankara’ya gelmişti”
dediler. Bu süre içinde Yakõtal’õn Roma’ya
dönmeyeceği ve soruşturma tamamlanana kadar
Ankara’da kalacağõ belirtildi.
Yakõtal merkeze alõndõ
Fotoğraf:SERKANYILDIZ