25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Esnek Çalışma Bildiğin 4C TEKEL işçileri herkese gerçek yerini hatırlatıyor, safını seçtiriyor, suret-i haktan görünen aslına rücu ediyor böylece, dönüyor, “demokrasi” yerli yerine oturuyor, “AB reformları için ölürüz” diyen, sosyal haklar, çalışma hayatı denilince bir kere daha dönüyor. Cümle uzun, ama bakmayın, meramı kısadır. İşte TÜSİAD da aslına döndü. “Demokratik açılım” diyerek hamle üstüne hamle yapan AKP iktidarı da aslına döndü. Aslı nedir? Yok, bu Kerem’in Aslısı değil, sınıflı toplumun Aslısıdır. Şimdi biz de gelelim işin aslına. Avrupa Birliği’nin samimiyetine inanmak zordur, sosyal haklar 80’li yıllardan bu yana AB ülkelerinde budandıkça budanıyor. Yine de o ülkelerde işçi sınıfı, sarılık ağır bassa bile örgütlü olduğundan, sendika diye bir şey, toplusözleşme diye bir usul hâlâ vardır. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO da, sosyal haklar konusunda belirli bir düzeyde hak savunuculuğu yapıyor ve hükümetlerle sendikalar arasında çalışma hayatında “kabul edilebilir bir denge” arayışındadır. “Kabul edilebilir denge”nin içinde işçilerin sendikalara ve toplusözleşme hakkına sahip olması temel ve önemli bir yer tutar. Peki, bizim AB hayranı hükümetimiz, “ne olur AB ile ilişkilerimiz zedelenmesin” diye sürekli feryat eden sevimli, sempatik patronlar dünyasının biricik örgütü ne yapıyor? Hükümeti biliyoruz. 4C diyor da başka bir şey demiyor. Yok yok, diyor. “Çadırınızı başınıza yıkarım” diyor. Peki, TÜSİAD ne diyor. Anlayan anlasın, anlamayan da yutsun diye patronlar örgütünün genç ve güzel başkanı şöyle konuşuyor: “Sadece Türkiye değil, tüm dünyada yaygınlaşan istihdamsız büyüme sürecinin yeniden tekrarlanma ihtimaline karşı işgücü piyasalarına esneklik sağlamak tek çare gibi gözüküyor.” Tercüme gerekir efendim. Neymiş? İstihdamsız büyüme süreci tekrarlanmasın diye, yani işsizlik artmasın diye işgücü piyasalarına esneklik sağlanması tek çareymiş. İşgücü piyasasına esneklik sağlamak da neyin nesidir? Anlaşılsın diye bir uzmana sorduk. O da anlattı. Yani o demektir ki maliyeti ucuz, parçalanmış bir işgücü piyasası olacak, sendikasızlaşma tam olacak, işçi dediğin her işi yapacak, durum esnek olacak. Peki, neden böyle olacak? Kriz var ya kriz, işte o nedenle. Krizin yükünü birilerinin alması, taşıması gerek, önce esnek çalışacağız ki işsizlik kendini tekrarlamasın... İş piyasasını esnekleştirip, ücretleri düşürüp, işçiyi ordan oraya sürüp, asgari ücrete mahkûm edip, işsizi üstüne salıp... Bildiğin 4C canım... Patronlar kulübü böyle diyor. Açılım üstüne açılıp yapan, Alevi açılımında Aleviyi, Kürt açlımında Kürtleri, Roman açılımında Romanı hizaya sokmayı deneyen iktidar ise TEKEL işcisinin karşısında her türlü açılımı, AB’yi, ILO normlarını falan unutup pür silah aslına dönüyor, patronlar kulübü ile saf tutuyor. Ama onun karmaşık formüllere ihtiyacı yoktur. “Bak yıkarım çadırını ona göre.” Yıkarsın. Bunu TEKEL işçisi de biliyor. Biliyor ki şu geçen 65 günde o da safını tutmuş, türküsünü söylüyor. Ataol anlattı, şöyle diyor TEKEL işçisinin türküsü: “Kumlu gider boş gelir/Tayyip sözü hoş gelir/Müdahale geliyor/Biber gazı vız gelir.” Nasıl gelişecek bu iş bilmem ama esnek olmayacağı kesin. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr TEKEL DİRENİŞİNDEN NOTLAR / ATAOL BEHRAMOĞLU Ankara Nâzõm Hikmet Kültür Mer- kezi’nden arkadaşlar direnişteki TEKEL işçilerine sanatçõlardan 24’er saatlik des- tek nöbeti istediğinde, ben bu nöbetin açlõk grevine katõlarak yerine getirilmesi gerektiğini düşündüm... Tuna Caddesi ve çevresindeki ça- dõrlarda kõpõr kõpõr bir yaşam kaynõyor. Türkiye’nin kalbi burada atõyor sanki. Türk-İş Merkezi önünde, beni ve birlikte açlõk grevine katõlacağõmõz ga- zeteci Rahmi Yıldırım’õ Tek Gõda-İş Genel Sekreteri Macit Amaç karşõla- dõ. Orada, Türk-İş Merkezi önünde toplanan işçi arkadaşlara ve çoğunluğu direnişe destek için gelmiş olan toplu- luğa yaptõğõm kõsa konuşmada, TEKEL emekçilerinin sadece kendilerinin ve ai- lelerinin geleceği için değil; bütünüy- le bir şirkete dönüştürülmek istenen, in- sanlarõnõn da bu şirketin kölesi ve hiz- metçisi yapõlacağõ ülkemizin geleceği için direnişte olduklarõnõ anlattõm. Destek grevimiz boyunca söyleşti- ğimiz işçi arkadaşlardan duyduklarõm ve onlarõn gerçekten yüksek bilinç dü- zeyleri ile anlattõklarõ da bana bu sap- tamamõn hiç de boş ve yanlõş olmadõ- ğõnõ gösteren kanõtlar kazandõrdõ. Çelikten bir kararlõlõk ve iradeye sa- hip erkek ve kadõn emekçilerle tanõştõm. Bunlarõ bana şairce bir romantizmin söylettiğini sanmayõn. Orada, her yerde, çadõr- larda ve açlõk grevinin sürdürülmekte olduğu mekânlarda, põrõl põrõl bir akõl ve bilince sa- hip, çok sevgili insanla- rõmõz var. “Bizim indirmek için şalterimiz yok, açlık grevine bu nedenle baş- vurduk” diyorlar. Grevci arkadaşlardan Binali’yle “sanal halk...” konusunu, örgütsüz bir halkõn, örgütlenme bilin- cinden yoksun bir halkõn, halk değil an- cak sürü olabileceğini konuşuyoruz. Binali’de gerçekten de sanki bin ki- şilik bir irade ve akõl var... Adana şu- besinden Mehmet Şahan’la, TEKEL işçilerinin sahip olduğu bilinç ve ka- rarlõlõk düzeyinin temellerinde, daha Os- manlõ döneminde emperyalist sömü- rücüye karşõ savaşõm vermiş Reji Tü- tün Kumpanyasõ işçilerinin deney bi- rikimlerinin bulunduğu konusunda gö- rüş birliğindeyiz... 14 Şubat Pazar günü kendilerine Sevgililer Günü simgesi olarak gül, di- reniş simgesi olarak kõr- mõzõ karanfil vereceğim kadõn işçi arkadaşlarla ta- nõşõyoruz. Aynur Erbaş Adõya- man’dan. Şerife Demir ve Deniz Bostancı İz- mir’den. Aynur utana sõ- kõla bana şiirlerini göste- riyor. 8 Mart Kadõnlar Gü- nü için yazdõğõ şiir ger- çekten güzel. Bu şiirini bir tiyatro topluluğu zaten sahneleyecekmiş... Bu arada, Devlet Bakanõ (ve galiba felsefe hocasõ) Prof. Mehmet Ay- dın’õn AKP il başkanlõklarõna gönder- diği bir genelgeyle, bütün illerde AKP’lilerin direnişteki işçilerin evlerine giderek ailelerini etkilemeye çalõştõk- larõnõ öğreniyorum... Bunu başarabilirler mi? Bursa İnegöl TTA Yaprak Tütün İş- letmesi işçilerinden Kerim Yavuz’un kararlõ tavrõ ve söyledikleri bu soruya kesin bir yanõttõr. Gerçek bir işçi önderi kimliğine sa- hip ve belli ki direniş süresince daha da çelikleşmiş bu genç adam, bugüne ka- dar akraba ve tanõdõklarõ arasõndaki AKP’lilere her şeye karşõn hoşgörü gös- terdiğini, ama artõk bunu da yapmaya- cağõnõ söylüyor. İçlerinde kõsa süre öncesine kadar AKP’ye sempati duyanlarõn, seçimler- de bu partiye oy vermiş olanlarõn da mutlaka bulunduğu direnişçiler ara- sõnda, direniş süresince oluşan AKP ve Recep Tayyip Erdoğan karşõtlõğõ el- le tutulurcasõna somut olduğu gibi hiç çekincesiz, açõk seçik dile getiriliyor... Kerim Yavuz’dan işittiklerimin ay- nõsõnõ başka birçoğundan da duydum. Onun 4/C konusunda söyledikleri de yine tek tek bütün TEKEL emekçi- sinin karşõ karşõya bõrakõldõğõ gaddar- ca haksõzlõğõn bir özeti gibi. Bu yõlõn haziran ayõnda 20 çalõşma yõ- lõ tamamlanacak olan ve emekliliğine 8.5 yõl kalmõş bu TEKEL emekçisine, şimdi bütün haklarõ elinden alõnmõş ola- rak, geleceksiz ve güvencesiz, 4/C kapsamõnda önerilen 700 TL maaşla, ne yaparsan yap denilmekte. Orada olmanõzõ ve üniversitede öğ- renim gören bir çocuk babasõ bu põrõl põ- rõl genç adamõn yüzünde ve gözlerin- deki kederi, öfkeyi, kararlõlõğõ görme- nizi isterdim... S Ü R E C E K Açlık grevine destek‘Gâvur İzmir’ çadırında Diyarbakõr çadõrõndan ayrõ- lõp yakõnõndaki “Gâvur İz- mir” çadõrõna yürüyoruz... Ça- dõrlara karikatürler, çoğunluk- la esprili yazõlar iliştirilmiş. Bunlardan birinde bir ampul, hemen yanõ başõnda “ben bu- nu niye keşfettim” diye göz- yaşlarõ döken bir Edison... Ampul ve ağlayan Edison karikatürünü, açlõk grevinin yapõldõğõ salonun duvarlarõn- daki karikatür ve sloganlar arasõnda da görecektim... Di- yarbakõr çadõrõ silme erkek doluydu... Girişinde “Gâvur İzmir” yazõlõ çadõr, işçiler ve ziyaret- çileriyle, bir iki erkek dõşõnda tümüyle kadõn. Bu da bir Tür- kiye gerçeği... İzmirli arkadaşlarla da, aç- lõk grevine destek olmakta ge- cikmemek için, ayaküstü söy- leştik. Çadõr defterine birkaç anõ cümlesi yazdõm... Cumhuriyet gazetesi yazarõ olduğumu öğrenen bir hanõm işçi arkadaş, şimdiye kadar Cumhuriyet gazetesi okuma- mõştõm, ama artõk her gün oku- yorum ve okuyacağõm dedi... Birbirinin yakõnõndaki bu iki çadõr, Diyarbakõr ve İzmir çadõrlarõ, hem Diyarbakõrlõ hem İzmirli arkadaşlarõn söz- leriyle, Türkiye’nin iki ucunu birleştiriyor. Bunu, Diyarbakõr çadõrõnda sohbet ettiğimiz işçi arkadaş- lardan Zeki Bariç, özlü bi- çimde dile getirdi: Burada biz, Türkiye’nin her yerinden gelenler, öylesine ke- netlendik ki çözmeye kimsenin gücü yetmez. Validenişçilere yeniuyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Valisi Kemal Önal, eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerinin Tuna Caddesi’nde çevre esnafa ve yurttaşa sõkõntõ yaşattõklarõnõ öne sürerek, “Umarõm eylem müdahaleye gerek kalmadan sona erer” dedi. Önal, “Esnaf tedirgin, bölgedeki vatandaş tedirgin. Eylemin bitmesini istiyoruz. Eylemlerini sürdüren TEKEL işçileri Tuna Caddesi’nde çevre esnafa ve vatandaşa sõkõntõ yaşatõyor. Umarõm eylem müdahaleye gerek kalmadan sona erer. Şartlar gerekirse de her şey yapõlõr” diye konuştu. Çadõrlarõn koşullarõnõn olumsuz olduğuna ve yangõn riski taşõdõğõna ilişkin Ankara Anakent Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlõğõ’nõn raporunun valiliğe gönderildiğini belirten Önal eylemin bir an önce bitirilmesini istediklerini söyledi. Madenocağında göçük:1ölü EREĞLİ (AA) - Zonguldak’õn Ereğli ilçesine bağlõ Kandilli beldesinde, özel kömür ocağõnõn eksi 300 kodunda tavan kõsmõndan kaya parçalarõnõn kaymasõ sonucu meydana gelen göçükte üretim işçisi Osman Aykanat (28) yaşamõnõ yitirdi. Evli ve iki çocuk babasõ Aykanat’õn cesedi, arkadaşlarõ tarafõndan ocaktan çõkarõlarak Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldõrõldõ. Daha sonra cenazeyi morgdan alan yakõnlarõ defnedilmek üzere Dağlõca köyüne götürdü. Musul’a trenseferi ANKARA (ANKA) - Türkiye ile Irak arasõnda ilk tren seferi dün başladõ. Musul’dan kalkan yolcu treni, bugün saat 8.30’da Gaziantep Garõ’nda törenle karşõlanacak. Gaziantep- Musul yolcu treni, Gaziantep’ten Musul yönüne ise ilk seferini yarõn yapacak. TEKEL direnişi 65. güne ulaştõ. Tek Gõda-İş, Bakanlar Kurulu kararõnõn iptali için Danõştay’a başvurdu ‘30 günlük süre’ye dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL işçilerinin Türk-İş Genel Mer- kezi önünde, özlük haklarõ için başlat- tõklarõ eylem bugün 65. güne ulaştõ. Tek Gõda-İş Sendikasõ, TEKEL işçileriyle il- gili olarak 4 Şubat 2010 tarihli Bakan- lar Kurulu kararõnõn, geçici personelin 30 günlük süre içerisinde ilgili kurum- lara başvurmasõnõ öngören hükmünün iptali ve yürütmesinin durdurulmasõ istemiyle Danõştay’da dava açtõ. Tek Gõda-İş Sendikasõ’nca Danõş- tay’a verilen dava dilekçesinde, 4 Şubat 2010 tarihli “Kamu Kurum ve Kuru- luşlarındaki Geçici Mahiyetteki İşleri Yürütmek Üzere Geçici Personel İs- tihdamı ve Bu Personele Ödenecek Ücretler Hakkında Karar”da yer alan “30 günlük süre içinde” ibare- si, bunun dayanağõ Bakanlar Kurulu Ka- rarõ’nda yer alan “30 gün içerisinde” ibaresinin iptali istendi. Dilekçede ay- rõca davacõ sendika üyeleri açõsõndan, 30 günlük sürenin 2 Mart 2010’da do- luyor olmasõ da gözetilerek, öncelikle idarenin savunmasõ alõnõncaya kadar yü- rütmenin durdurulmasõna karar verilmesi talebinde bulunuldu. Anayasanõn 49. maddesinde “çalışma hakkı”nõn ta- nõmlandõğõ belirtilen dilekçede, “Ka- rar ile temel bir hak, özgürlüğün kul- lanımı zaman yönünden sınırlandı- rılmak istenmiş olup bu isteğin öl- çülülük denetimine tabi tutulması ge- rekmektedir. Anayasada tanımla- nan çalışma hakkının kullanımını sınırlandıran 30 günlük süre şartı öl- çülülük ilkesine aykırıdır” denildi. İşçilerin gelecek yaşamlarõnõ derinden etkileyecek böylesi bir karar için daha makul, daha uzun bir seçim yapma sü- resine ihtiyaçlarõ bulunduğu belirtilen di- lekçede, davaya konu Bakanlar Kuru- lu kararõnõn fesihten sonra, 4 Şubat 2010 tarihinde yayõmlandõğõ anõmsatõl- dõ. Dilekçede, “İşçiler, iş akitlerinin feshi tarihinde yürürlüğe girmemiş koşulları, 30 gün içinde değerlendir- mek zorunda bırakılmaktadırlar” denildi. Karara göre sendika üyesi iş- çilerin 2 Mart 2010 itibarõyla bu çalõş- ma ilişkisine yönelik istemde bulun- malarõnõn gerekeceği vurgulanan di- lekçede, şunlar kaydedildi: “Anaya- sanın 49. maddesinde tanımlanan ‘çalõşma hakkõ’ ile uluslararası söz- leşmeler çerçevesinde, ‘insan onuruna yaraşõr’ iş hakkına sahip işçilerin, pek çok açıdan temel çalışma norm- larına aykırı ve yöntem saptırması ile malul bir statüde çalışmaya zorlan- ması açık bir hukuka aykırılık ol- manın ötesinde, çalışma hakkının kullanımının son derece yetersiz bir süre ile sınırlandırılması sebebiyle, gi- derilmesi mümkün olmayan zararlar doğması kaçınılmazdır.” Yöneticiler işçilerle beraber Tez-Koop-İş Başkanlar Kurulu top- lantõsõnda, “28 Şubat’ta TEKEL işçi- lerine yönelik olası bir müdahaleye karşı, sendikanın Ankara’da bulunan tüm yönetici, temsilci ve üyelerinin iş- çilerin yanında olması ve işçilerle sabahlaması” kararlaştõrõldõ. Belediyeden destek Çankaya Belediye Meclisi de, AKP’li üyelerin “ret” oyuna karşõlõk TEKEL işçilerinin eylem yaptõğõ bölgede orta- ya çõkan õsõnma, barõnma, beslenme, tu- valet gibi ihtiyaçlarõn karşõlanmasõna yö- nelik çalõşma yapõlmasõna karar verdi. CHP işçilere muz dağıttı Öte yandan işçilere ziyaretler de sü- rüyor. Ziyaretler sõrasõnda işçilere seslenen CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, eylemi sonuna kadar des- teklerini belirterek, “Bu mücadele TEKEL işçilerinin haklılık müca- delesini aştı. Türkiye’deki işçi sını- fının haklılık mücadelesi haline dönüştü. Sonuna kadar beraberiz” diye konuştu. Daha sonra CHP Ana- mur İlçe Örgütü, Anamur’dan getir- dikleri 78 kasa muzu işçilere dağõttõ. Bu arada, konfederasyonlarõn aldõğõ karar doğrultusunda, Türk-İş Genel Merkezi ve bazõ çadõrlara siyah zemin üzerine beyaz harflerle çeşitli slo- ganlarõn yer aldõğõ pankartlar asõldõ. Dava dilekçesinde, “Anayasada tanõmlanan çalõşma hakkõnõn kullanõmõnõ sõnõrlandõran 30 günlük süre şartõ ölçülülük ilkesine aykõrõdõr” denildi. TEKEL işçilerinin 65 günlük eylemi sürerken Tez-Koop-İş Sendikası ve Çankaya Belediyesi desteğini açıkladı. Unkapanõ’ndaki 5 katlõ TEKEL binasõ Medipolitan Sağlõk Hizmetleri AŞ’ye verildi Peşkeşi bakanlık da doğruladı İstanbul Haber Servisi - Maliye Bakanlõğõ, TEKEL’in İstanbul Un- kapanõ’ndaki 3 bin metrekarelik ar- sa üzerindeki 5 katlõ genel müdürlük binasõnõn, AKP iktidarõna yakõnlõğõ ve Nakşibendi tarikatõ üyeliğiyle bilinen Medipolitan Sağlõk Hizmetleri AŞ’nin sahiplerine verildiğini doğ- ruladõ. Bakanlõk, tah- sisin “Eğitim ve öğ- retim hizmetlerinde” kullanõlmak üzere 49 yõllõğõna irtifak hakkõ- na esas rayiç bedel üzerinden yapõldõğõnõ kaydetti. Başbakan Tayyip Erdoğan ge- çen hafta, “AK Parti iktidarı dö- neminde TEKEL’in ne gayrimen- kulü ve ne de menkulü kimseye peşkeş çekilmemiştir” demişti. Maliye Bakanlõğõ’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, Hazine’ye ait ta- şõnmazlarõn kamu yararõ gözetilerek eğitim, sağlõk, kültür ve sportif faa- liyetlerde kullanõlmak üzere “irtifak hakkı” kurularak, bu alanlarda görev yapan kamu yararõna çalõşan der- neklere, vergi muafiyeti tanõnan va- kõflara, vakõflarca kurulan yüksek- öğretim kurumlarõna, kanunla ku- rulmuş kurum ve kuruluşlar ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuru- luşlarõna verilebildiği belirtildi. Ka- mu yararõnõn temel öncelik olduğu bu alanlarõn belirtilen kurum ve kuru- luşlara doğrudan verilebildiği, ancak bunlardan söz konusu yerlerin kul- lanõmõ karşõlõğõnda rayiç bedelin hiç- bir ayrõm gözetilmeksizin tahsil edil- diği vurgulanan açõklamada, “Söz ko- nusu kurum ve kuruluşlara ta- şınmazların verilmesinde, belirli bir tesisin bu yer üzerinde inşa edil- mesi veya mevcut tesislerin yeni- lenmesi ile bu yerde tahsis amacı için öngörülen faaliyetin mutlak su- rette sürdürülmesi şart olarak ön- görülmektedir. Söz konusu taşın- mazlar kurum ve kuruluşlara 49 yıla kadar kullanılmak üzere dev- redilmektedir. Bu sürenin sonun- daysa taşınmazın üze- rindeki yapı ve tesisler Hazine’ye intikal et- mektedir” denildi. Açõklamada, bugüne dek birçok üniversiteye benzer irtifak hakkõ veril- diği vurgulandõ. Söz ko- nusu yerin, belirtilen bütün koşulla- ra uygun olarak ilgili Vakfa “eğitim ve öğretim hizmetlerinde” kulla- nõlmak üzere 49 yõl süreyle ve irtifak hakkõna esas rayiç bedel üzerinden verildiği belirtilen açõklamada, “Söz konusu vakfa ait İstanbul Medipol Üniversitesi 23 Haziran 2009 tarihli ve 5913 sayılı kanunla kurulmuş- tur” denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nde çalõşan Büro Emekçileri Sendikasõ (BES) üyesi Nazan Bozkurt, “tanımadığı bir kişi- nin, kendisine tehdit yoluyla sendika içinde muhbirlik yapmasını teklif etti- ği” iddiasõyla suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na veri- len dilekçede, “şüphelinin” fiziki bilgile- rine yer verildi ve “tehdit” suçu işlediği öne sürüldü. Suç duyurusunda bulunma- dan önce adliye önünde açõklama yapan üyeler adõna konuşan BES Başkanõ Os- man Biçer, “devlet adına çalıştığını” söyleyen bir kişinin, Bozkurt’tan, “sendi- ka içine sızarak kendileri lehine ajan- lık yapmasını istediğini, aksi takdirde hayatını mahvedeceklerini, işine son verdirebileceklerini söylediğini” belirtti. SUÇ DUYURUSU Sendikacıya ‘muhbirlik’ baskısı Başbakan Erdoğan, “AK Parti iktidarõ döneminde TEKEL’in ne gayrimenkulü ve ne de menkulü kimseye peşkeş çekilmemiştir” demişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle