Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Esnek Çalışma
Bildiğin 4C
TEKEL işçileri herkese gerçek yerini
hatırlatıyor, safını seçtiriyor, suret-i haktan
görünen aslına rücu ediyor böylece, dönüyor,
“demokrasi” yerli yerine oturuyor, “AB
reformları için ölürüz” diyen, sosyal haklar,
çalışma hayatı denilince bir kere daha dönüyor.
Cümle uzun, ama bakmayın, meramı kısadır.
İşte TÜSİAD da aslına döndü.
“Demokratik açılım” diyerek hamle üstüne
hamle yapan AKP iktidarı da aslına döndü.
Aslı nedir?
Yok, bu Kerem’in Aslısı değil, sınıflı toplumun
Aslısıdır.
Şimdi biz de gelelim işin aslına.
Avrupa Birliği’nin samimiyetine inanmak
zordur, sosyal haklar 80’li yıllardan bu yana AB
ülkelerinde budandıkça budanıyor. Yine de o
ülkelerde işçi sınıfı, sarılık ağır bassa bile
örgütlü olduğundan, sendika diye bir şey,
toplusözleşme diye bir usul hâlâ vardır.
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO da, sosyal
haklar konusunda belirli bir düzeyde hak
savunuculuğu yapıyor ve hükümetlerle
sendikalar arasında çalışma hayatında “kabul
edilebilir bir denge” arayışındadır. “Kabul
edilebilir denge”nin içinde işçilerin sendikalara
ve toplusözleşme hakkına sahip olması temel
ve önemli bir yer tutar.
Peki, bizim AB hayranı hükümetimiz, “ne
olur AB ile ilişkilerimiz zedelenmesin” diye
sürekli feryat eden sevimli, sempatik patronlar
dünyasının biricik örgütü ne yapıyor?
Hükümeti biliyoruz.
4C diyor da başka bir şey demiyor. Yok yok,
diyor.
“Çadırınızı başınıza yıkarım” diyor.
Peki, TÜSİAD ne diyor.
Anlayan anlasın, anlamayan da yutsun diye
patronlar örgütünün genç ve güzel başkanı
şöyle konuşuyor:
“Sadece Türkiye değil, tüm dünyada
yaygınlaşan istihdamsız büyüme sürecinin
yeniden tekrarlanma ihtimaline karşı işgücü
piyasalarına esneklik sağlamak tek çare gibi
gözüküyor.”
Tercüme gerekir efendim.
Neymiş?
İstihdamsız büyüme süreci tekrarlanmasın
diye, yani işsizlik artmasın diye işgücü
piyasalarına esneklik sağlanması tek çareymiş.
İşgücü piyasasına esneklik sağlamak da
neyin nesidir?
Anlaşılsın diye bir uzmana sorduk.
O da anlattı.
Yani o demektir ki maliyeti ucuz, parçalanmış
bir işgücü piyasası olacak, sendikasızlaşma
tam olacak, işçi dediğin her işi yapacak, durum
esnek olacak.
Peki, neden böyle olacak?
Kriz var ya kriz, işte o nedenle. Krizin yükünü
birilerinin alması, taşıması gerek, önce esnek
çalışacağız ki işsizlik kendini tekrarlamasın... İş
piyasasını esnekleştirip, ücretleri düşürüp,
işçiyi ordan oraya sürüp, asgari ücrete
mahkûm edip, işsizi üstüne salıp... Bildiğin 4C
canım...
Patronlar kulübü böyle diyor.
Açılım üstüne açılıp yapan, Alevi açılımında
Aleviyi, Kürt açlımında Kürtleri, Roman
açılımında Romanı hizaya sokmayı deneyen
iktidar ise TEKEL işcisinin karşısında her türlü
açılımı, AB’yi, ILO normlarını falan unutup pür
silah aslına dönüyor, patronlar kulübü ile saf
tutuyor. Ama onun karmaşık formüllere ihtiyacı
yoktur.
“Bak yıkarım çadırını ona göre.”
Yıkarsın.
Bunu TEKEL işçisi de biliyor. Biliyor ki şu
geçen 65 günde o da safını tutmuş, türküsünü
söylüyor. Ataol anlattı, şöyle diyor TEKEL
işçisinin türküsü: “Kumlu gider boş
gelir/Tayyip sözü hoş gelir/Müdahale
geliyor/Biber gazı vız gelir.”
Nasıl gelişecek bu iş bilmem ama esnek
olmayacağı kesin.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
TEKEL DİRENİŞİNDEN NOTLAR / ATAOL BEHRAMOĞLU
Ankara Nâzõm Hikmet Kültür Mer-
kezi’nden arkadaşlar direnişteki TEKEL
işçilerine sanatçõlardan 24’er saatlik des-
tek nöbeti istediğinde, ben bu nöbetin
açlõk grevine katõlarak yerine getirilmesi
gerektiğini düşündüm...
Tuna Caddesi ve çevresindeki ça-
dõrlarda kõpõr kõpõr bir yaşam kaynõyor.
Türkiye’nin kalbi burada atõyor sanki.
Türk-İş Merkezi önünde, beni ve
birlikte açlõk grevine katõlacağõmõz ga-
zeteci Rahmi Yıldırım’õ Tek Gõda-İş
Genel Sekreteri Macit Amaç karşõla-
dõ. Orada, Türk-İş Merkezi önünde
toplanan işçi arkadaşlara ve çoğunluğu
direnişe destek için gelmiş olan toplu-
luğa yaptõğõm kõsa konuşmada, TEKEL
emekçilerinin sadece kendilerinin ve ai-
lelerinin geleceği için değil; bütünüy-
le bir şirkete dönüştürülmek istenen, in-
sanlarõnõn da bu şirketin kölesi ve hiz-
metçisi yapõlacağõ ülkemizin geleceği
için direnişte olduklarõnõ anlattõm.
Destek grevimiz boyunca söyleşti-
ğimiz işçi arkadaşlardan duyduklarõm
ve onlarõn gerçekten yüksek bilinç dü-
zeyleri ile anlattõklarõ da bana bu sap-
tamamõn hiç de boş ve yanlõş olmadõ-
ğõnõ gösteren kanõtlar kazandõrdõ.
Çelikten bir kararlõlõk ve iradeye sa-
hip erkek ve kadõn emekçilerle tanõştõm.
Bunlarõ bana şairce bir romantizmin
söylettiğini sanmayõn.
Orada, her yerde, çadõr-
larda ve açlõk grevinin
sürdürülmekte olduğu
mekânlarda, põrõl põrõl
bir akõl ve bilince sa-
hip, çok sevgili insanla-
rõmõz var.
“Bizim indirmek için
şalterimiz yok, açlık
grevine bu nedenle baş-
vurduk” diyorlar.
Grevci arkadaşlardan
Binali’yle “sanal halk...” konusunu,
örgütsüz bir halkõn, örgütlenme bilin-
cinden yoksun bir halkõn, halk değil an-
cak sürü olabileceğini konuşuyoruz.
Binali’de gerçekten de sanki bin ki-
şilik bir irade ve akõl var... Adana şu-
besinden Mehmet Şahan’la, TEKEL
işçilerinin sahip olduğu bilinç ve ka-
rarlõlõk düzeyinin temellerinde, daha Os-
manlõ döneminde emperyalist sömü-
rücüye karşõ savaşõm vermiş Reji Tü-
tün Kumpanyasõ işçilerinin deney bi-
rikimlerinin bulunduğu konusunda gö-
rüş birliğindeyiz...
14 Şubat Pazar günü kendilerine
Sevgililer Günü simgesi olarak gül, di-
reniş simgesi olarak kõr-
mõzõ karanfil vereceğim
kadõn işçi arkadaşlarla ta-
nõşõyoruz.
Aynur Erbaş Adõya-
man’dan. Şerife Demir
ve Deniz Bostancı İz-
mir’den. Aynur utana sõ-
kõla bana şiirlerini göste-
riyor. 8 Mart Kadõnlar Gü-
nü için yazdõğõ şiir ger-
çekten güzel. Bu şiirini
bir tiyatro topluluğu zaten
sahneleyecekmiş...
Bu arada, Devlet Bakanõ (ve galiba
felsefe hocasõ) Prof. Mehmet Ay-
dın’õn AKP il başkanlõklarõna gönder-
diği bir genelgeyle, bütün illerde
AKP’lilerin direnişteki işçilerin evlerine
giderek ailelerini etkilemeye çalõştõk-
larõnõ öğreniyorum...
Bunu başarabilirler mi?
Bursa İnegöl TTA Yaprak Tütün İş-
letmesi işçilerinden Kerim Yavuz’un
kararlõ tavrõ ve söyledikleri bu soruya
kesin bir yanõttõr.
Gerçek bir işçi önderi kimliğine sa-
hip ve belli ki direniş süresince daha da
çelikleşmiş bu genç adam, bugüne ka-
dar akraba ve tanõdõklarõ arasõndaki
AKP’lilere her şeye karşõn hoşgörü gös-
terdiğini, ama artõk bunu da yapmaya-
cağõnõ söylüyor.
İçlerinde kõsa süre öncesine kadar
AKP’ye sempati duyanlarõn, seçimler-
de bu partiye oy vermiş olanlarõn da
mutlaka bulunduğu direnişçiler ara-
sõnda, direniş süresince oluşan AKP ve
Recep Tayyip Erdoğan karşõtlõğõ el-
le tutulurcasõna somut olduğu gibi hiç
çekincesiz, açõk seçik dile getiriliyor...
Kerim Yavuz’dan işittiklerimin ay-
nõsõnõ başka birçoğundan da duydum.
Onun 4/C konusunda söyledikleri
de yine tek tek bütün TEKEL emekçi-
sinin karşõ karşõya bõrakõldõğõ gaddar-
ca haksõzlõğõn bir özeti gibi.
Bu yõlõn haziran ayõnda 20 çalõşma yõ-
lõ tamamlanacak olan ve emekliliğine
8.5 yõl kalmõş bu TEKEL emekçisine,
şimdi bütün haklarõ elinden alõnmõş ola-
rak, geleceksiz ve güvencesiz, 4/C
kapsamõnda önerilen 700 TL maaşla, ne
yaparsan yap denilmekte.
Orada olmanõzõ ve üniversitede öğ-
renim gören bir çocuk babasõ bu põrõl põ-
rõl genç adamõn yüzünde ve gözlerin-
deki kederi, öfkeyi, kararlõlõğõ görme-
nizi isterdim...
S Ü R E C E K
Açlık grevine destek‘Gâvur İzmir’ çadırında
Diyarbakõr çadõrõndan ayrõ-
lõp yakõnõndaki “Gâvur İz-
mir” çadõrõna yürüyoruz... Ça-
dõrlara karikatürler, çoğunluk-
la esprili yazõlar iliştirilmiş.
Bunlardan birinde bir ampul,
hemen yanõ başõnda “ben bu-
nu niye keşfettim” diye göz-
yaşlarõ döken bir Edison...
Ampul ve ağlayan Edison
karikatürünü, açlõk grevinin
yapõldõğõ salonun duvarlarõn-
daki karikatür ve sloganlar
arasõnda da görecektim... Di-
yarbakõr çadõrõ silme erkek
doluydu...
Girişinde “Gâvur İzmir”
yazõlõ çadõr, işçiler ve ziyaret-
çileriyle, bir iki erkek dõşõnda
tümüyle kadõn. Bu da bir Tür-
kiye gerçeği...
İzmirli arkadaşlarla da, aç-
lõk grevine destek olmakta ge-
cikmemek için, ayaküstü söy-
leştik.
Çadõr defterine birkaç anõ
cümlesi yazdõm...
Cumhuriyet gazetesi yazarõ
olduğumu öğrenen bir hanõm
işçi arkadaş, şimdiye kadar
Cumhuriyet gazetesi okuma-
mõştõm, ama artõk her gün oku-
yorum ve okuyacağõm dedi...
Birbirinin yakõnõndaki bu
iki çadõr, Diyarbakõr ve İzmir
çadõrlarõ, hem Diyarbakõrlõ
hem İzmirli arkadaşlarõn söz-
leriyle, Türkiye’nin iki ucunu
birleştiriyor.
Bunu, Diyarbakõr çadõrõnda
sohbet ettiğimiz işçi arkadaş-
lardan Zeki Bariç, özlü bi-
çimde dile getirdi:
Burada biz, Türkiye’nin her
yerinden gelenler, öylesine ke-
netlendik ki çözmeye kimsenin
gücü yetmez.
Validenişçilere
yeniuyarı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Valisi Kemal
Önal, eylemlerini
sürdüren TEKEL
işçilerinin Tuna
Caddesi’nde çevre esnafa
ve yurttaşa sõkõntõ
yaşattõklarõnõ öne sürerek,
“Umarõm eylem
müdahaleye gerek
kalmadan sona erer”
dedi. Önal, “Esnaf
tedirgin, bölgedeki
vatandaş tedirgin.
Eylemin bitmesini
istiyoruz. Eylemlerini
sürdüren TEKEL işçileri
Tuna Caddesi’nde çevre
esnafa ve vatandaşa
sõkõntõ yaşatõyor. Umarõm
eylem müdahaleye gerek
kalmadan sona erer.
Şartlar gerekirse de her
şey yapõlõr” diye konuştu.
Çadõrlarõn koşullarõnõn
olumsuz olduğuna ve
yangõn riski taşõdõğõna
ilişkin Ankara Anakent
Belediyesi İtfaiye Daire
Başkanlõğõ’nõn raporunun
valiliğe gönderildiğini
belirten Önal eylemin bir
an önce bitirilmesini
istediklerini söyledi.
Madenocağında
göçük:1ölü
EREĞLİ (AA) -
Zonguldak’õn Ereğli
ilçesine bağlõ Kandilli
beldesinde, özel kömür
ocağõnõn eksi 300
kodunda tavan kõsmõndan
kaya parçalarõnõn
kaymasõ sonucu meydana
gelen göçükte üretim
işçisi Osman Aykanat
(28) yaşamõnõ yitirdi. Evli
ve iki çocuk babasõ
Aykanat’õn cesedi,
arkadaşlarõ tarafõndan
ocaktan çõkarõlarak Ereğli
Devlet Hastanesi
morguna kaldõrõldõ. Daha
sonra cenazeyi morgdan
alan yakõnlarõ
defnedilmek üzere
Dağlõca köyüne götürdü.
Musul’a
trenseferi
ANKARA (ANKA) -
Türkiye ile Irak arasõnda
ilk tren seferi dün başladõ.
Musul’dan kalkan yolcu
treni, bugün saat 8.30’da
Gaziantep Garõ’nda
törenle karşõlanacak.
Gaziantep- Musul yolcu
treni, Gaziantep’ten
Musul yönüne ise ilk
seferini yarõn yapacak.
TEKEL direnişi 65. güne ulaştõ. Tek Gõda-İş, Bakanlar Kurulu kararõnõn iptali için Danõştay’a başvurdu
‘30 günlük süre’ye dava
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TEKEL işçilerinin Türk-İş Genel Mer-
kezi önünde, özlük haklarõ için başlat-
tõklarõ eylem bugün 65. güne ulaştõ. Tek
Gõda-İş Sendikasõ, TEKEL işçileriyle il-
gili olarak 4 Şubat 2010 tarihli Bakan-
lar Kurulu kararõnõn, geçici personelin
30 günlük süre içerisinde ilgili kurum-
lara başvurmasõnõ öngören hükmünün
iptali ve yürütmesinin durdurulmasõ
istemiyle Danõştay’da dava açtõ.
Tek Gõda-İş Sendikasõ’nca Danõş-
tay’a verilen dava dilekçesinde, 4 Şubat
2010 tarihli “Kamu Kurum ve Kuru-
luşlarındaki Geçici Mahiyetteki İşleri
Yürütmek Üzere Geçici Personel İs-
tihdamı ve Bu Personele Ödenecek
Ücretler Hakkında Karar”da yer
alan “30 günlük süre içinde” ibare-
si, bunun dayanağõ Bakanlar Kurulu Ka-
rarõ’nda yer alan “30 gün içerisinde”
ibaresinin iptali istendi. Dilekçede ay-
rõca davacõ sendika üyeleri açõsõndan,
30 günlük sürenin 2 Mart 2010’da do-
luyor olmasõ da gözetilerek, öncelikle
idarenin savunmasõ alõnõncaya kadar yü-
rütmenin durdurulmasõna karar verilmesi
talebinde bulunuldu. Anayasanõn 49.
maddesinde “çalışma hakkı”nõn ta-
nõmlandõğõ belirtilen dilekçede, “Ka-
rar ile temel bir hak, özgürlüğün kul-
lanımı zaman yönünden sınırlandı-
rılmak istenmiş olup bu isteğin öl-
çülülük denetimine tabi tutulması ge-
rekmektedir. Anayasada tanımla-
nan çalışma hakkının kullanımını
sınırlandıran 30 günlük süre şartı öl-
çülülük ilkesine aykırıdır” denildi.
İşçilerin gelecek yaşamlarõnõ derinden
etkileyecek böylesi bir karar için daha
makul, daha uzun bir seçim yapma sü-
resine ihtiyaçlarõ bulunduğu belirtilen di-
lekçede, davaya konu Bakanlar Kuru-
lu kararõnõn fesihten sonra, 4 Şubat
2010 tarihinde yayõmlandõğõ anõmsatõl-
dõ. Dilekçede, “İşçiler, iş akitlerinin
feshi tarihinde yürürlüğe girmemiş
koşulları, 30 gün içinde değerlendir-
mek zorunda bırakılmaktadırlar”
denildi. Karara göre sendika üyesi iş-
çilerin 2 Mart 2010 itibarõyla bu çalõş-
ma ilişkisine yönelik istemde bulun-
malarõnõn gerekeceği vurgulanan di-
lekçede, şunlar kaydedildi: “Anaya-
sanın 49. maddesinde tanımlanan
‘çalõşma hakkõ’ ile uluslararası söz-
leşmeler çerçevesinde, ‘insan onuruna
yaraşõr’ iş hakkına sahip işçilerin,
pek çok açıdan temel çalışma norm-
larına aykırı ve yöntem saptırması ile
malul bir statüde çalışmaya zorlan-
ması açık bir hukuka aykırılık ol-
manın ötesinde, çalışma hakkının
kullanımının son derece yetersiz bir
süre ile sınırlandırılması sebebiyle, gi-
derilmesi mümkün olmayan zararlar
doğması kaçınılmazdır.”
Yöneticiler işçilerle beraber
Tez-Koop-İş Başkanlar Kurulu top-
lantõsõnda, “28 Şubat’ta TEKEL işçi-
lerine yönelik olası bir müdahaleye
karşı, sendikanın Ankara’da bulunan
tüm yönetici, temsilci ve üyelerinin iş-
çilerin yanında olması ve işçilerle
sabahlaması” kararlaştõrõldõ.
Belediyeden destek
Çankaya Belediye Meclisi de, AKP’li
üyelerin “ret” oyuna karşõlõk TEKEL
işçilerinin eylem yaptõğõ bölgede orta-
ya çõkan õsõnma, barõnma, beslenme, tu-
valet gibi ihtiyaçlarõn karşõlanmasõna yö-
nelik çalõşma yapõlmasõna karar verdi.
CHP işçilere muz dağıttı
Öte yandan işçilere ziyaretler de sü-
rüyor. Ziyaretler sõrasõnda işçilere
seslenen CHP Mersin Milletvekili
İsa Gök, eylemi sonuna kadar des-
teklerini belirterek, “Bu mücadele
TEKEL işçilerinin haklılık müca-
delesini aştı. Türkiye’deki işçi sını-
fının haklılık mücadelesi haline
dönüştü. Sonuna kadar beraberiz”
diye konuştu. Daha sonra CHP Ana-
mur İlçe Örgütü, Anamur’dan getir-
dikleri 78 kasa muzu işçilere dağõttõ.
Bu arada, konfederasyonlarõn aldõğõ
karar doğrultusunda, Türk-İş Genel
Merkezi ve bazõ çadõrlara siyah zemin
üzerine beyaz harflerle çeşitli slo-
ganlarõn yer aldõğõ pankartlar asõldõ.
Dava dilekçesinde,
“Anayasada tanõmlanan çalõşma
hakkõnõn kullanõmõnõ sõnõrlandõran
30 günlük süre şartõ ölçülülük
ilkesine aykõrõdõr” denildi.
TEKEL işçilerinin 65 günlük eylemi sürerken Tez-Koop-İş Sendikası ve Çankaya Belediyesi desteğini açıkladı.
Unkapanõ’ndaki 5 katlõ TEKEL binasõ Medipolitan Sağlõk Hizmetleri AŞ’ye verildi
Peşkeşi bakanlık da doğruladı
İstanbul Haber Servisi - Maliye
Bakanlõğõ, TEKEL’in İstanbul Un-
kapanõ’ndaki 3 bin metrekarelik ar-
sa üzerindeki 5 katlõ genel müdürlük
binasõnõn, AKP iktidarõna yakõnlõğõ ve
Nakşibendi tarikatõ üyeliğiyle bilinen
Medipolitan Sağlõk Hizmetleri
AŞ’nin sahiplerine verildiğini doğ-
ruladõ. Bakanlõk, tah-
sisin “Eğitim ve öğ-
retim hizmetlerinde”
kullanõlmak üzere 49
yõllõğõna irtifak hakkõ-
na esas rayiç bedel
üzerinden yapõldõğõnõ
kaydetti. Başbakan
Tayyip Erdoğan ge-
çen hafta, “AK Parti iktidarı dö-
neminde TEKEL’in ne gayrimen-
kulü ve ne de menkulü kimseye
peşkeş çekilmemiştir” demişti.
Maliye Bakanlõğõ’ndan yapõlan
yazõlõ açõklamada, Hazine’ye ait ta-
şõnmazlarõn kamu yararõ gözetilerek
eğitim, sağlõk, kültür ve sportif faa-
liyetlerde kullanõlmak üzere “irtifak
hakkı” kurularak, bu alanlarda görev
yapan kamu yararõna çalõşan der-
neklere, vergi muafiyeti tanõnan va-
kõflara, vakõflarca kurulan yüksek-
öğretim kurumlarõna, kanunla ku-
rulmuş kurum ve kuruluşlar ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuru-
luşlarõna verilebildiği belirtildi. Ka-
mu yararõnõn temel öncelik olduğu bu
alanlarõn belirtilen kurum ve kuru-
luşlara doğrudan verilebildiği, ancak
bunlardan söz konusu yerlerin kul-
lanõmõ karşõlõğõnda rayiç bedelin hiç-
bir ayrõm gözetilmeksizin tahsil edil-
diği vurgulanan açõklamada, “Söz ko-
nusu kurum ve kuruluşlara ta-
şınmazların verilmesinde, belirli
bir tesisin bu yer üzerinde inşa edil-
mesi veya mevcut tesislerin yeni-
lenmesi ile bu yerde tahsis amacı
için öngörülen faaliyetin mutlak su-
rette sürdürülmesi şart olarak ön-
görülmektedir. Söz konusu taşın-
mazlar kurum ve kuruluşlara 49
yıla kadar kullanılmak üzere dev-
redilmektedir. Bu sürenin sonun-
daysa taşınmazın üze-
rindeki yapı ve tesisler
Hazine’ye intikal et-
mektedir” denildi.
Açõklamada, bugüne
dek birçok üniversiteye
benzer irtifak hakkõ veril-
diği vurgulandõ. Söz ko-
nusu yerin, belirtilen bütün koşulla-
ra uygun olarak ilgili Vakfa “eğitim
ve öğretim hizmetlerinde” kulla-
nõlmak üzere 49 yõl süreyle ve irtifak
hakkõna esas rayiç bedel üzerinden
verildiği belirtilen açõklamada, “Söz
konusu vakfa ait İstanbul Medipol
Üniversitesi 23 Haziran 2009 tarihli
ve 5913 sayılı kanunla kurulmuş-
tur” denildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nde çalõşan
Büro Emekçileri Sendikasõ (BES) üyesi
Nazan Bozkurt, “tanımadığı bir kişi-
nin, kendisine tehdit yoluyla sendika
içinde muhbirlik yapmasını teklif etti-
ği” iddiasõyla suç duyurusunda bulundu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na veri-
len dilekçede, “şüphelinin” fiziki bilgile-
rine yer verildi ve “tehdit” suçu işlediği
öne sürüldü. Suç duyurusunda bulunma-
dan önce adliye önünde açõklama yapan
üyeler adõna konuşan BES Başkanõ Os-
man Biçer, “devlet adına çalıştığını”
söyleyen bir kişinin, Bozkurt’tan, “sendi-
ka içine sızarak kendileri lehine ajan-
lık yapmasını istediğini, aksi takdirde
hayatını mahvedeceklerini, işine son
verdirebileceklerini söylediğini” belirtti.
SUÇ DUYURUSU
Sendikacıya
‘muhbirlik’ baskısı
Başbakan Erdoğan, “AK Parti iktidarõ
döneminde TEKEL’in ne
gayrimenkulü ve ne de menkulü
kimseye peşkeş çekilmemiştir” demişti.