18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Uzaktan Mert’in televizyon ekranındaki o komik görüntüye bakıp “Saçma, çok saçma” deyip kafasını sallayarak gülmeye başladığını anımsayınca güldüm. Görüntü gerçekten de “saçmalaştırılmıştı”. Filmin o sahnesinde dört adam yuvarlak bir masanın çevresine oturmuşlar, kâğıt oynuyorlardı. Dört adamdan ikisinin sol ellerinin işaret ve orta parmakları, birinin ağzının sol yanı ve masadaki iki kül tablası daire biçimindeki flu lekelerle görünmezleştirilmişti. İki adam ellerini, öbür adam da başını hareket ettirdikçe lekeler, havada uçuşan kavak pamukçuğu görüntülerini andırıyordu. Görüntünün, Mert’in, “saçma” bulduğu yanı ise hareketli ya da hareketsiz tüm lekelerin arkasından dumanların yükselmesiydi. Birazdan adamlardan birinin öbür üçünü öldüreceği o gerilimli sahne öncesinin tüm dramatik öğeleriyle bağdaşmayan komik görüntülerdi bunlar. Mert de “Deniz amca, bu komik lekeler de ne?” diyerek tam o sırada sormuştu sorusunu. “Adamların sigara içtiğini göstermek istemediklerinden, canım” diye yanıtlamış, onun gülmeye başladığını görünce daha ayrıntılı açıklama yapmaktan vazgeçmiştim. 8 yaşında bir çocuk için bu kadarı yeterdi. AKP hükümetinin “dumansız hava sahası açılımının” yol açtığı komikliklerden biriydi bu. Bu yazıyı birkaç günlüğüne gittiğim Paris- St.Germain’de, Buci Sokağı’nda bir kafede şarabımı içip sigaramı tellendirirken, dizüstü bilgisayarımda yazıyorum. Fransa’da 1 Ocak 2007 günü yürürlüğe giren sigara/tütün yasağı ilkin okul, hastane, postane vb. kamu kurum ve kuruluşlarını kapsıyordu. Bir yıl sonra, 1 Ocak 2008 günü lokantalar, barlar, kafeler, diskotekler, eğlence yerleri de yasak kapsamına alındı. Yasağı çiğnemenin cezası kullanıcılar için 68 Avro, kullanıma göz yuman işyeri sahipleri için ise 168 avro. Yasak titizlikle uygulanıyor. Şimdi haklı olarak bana, “Yasak titizlikle uygulanıyorsa sigaranı gizlice mi tellendiriyorsun?” diye sorabilirsiniz. Bilindiği gibi Fransa dünyanın en çok turist çeken ülkelerinden biri; 2007 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 22.2 milyon iken Fransa’da bu sayı aynı yıl 81.9 milyona ulaşmış. Paris ise yılda 10 milyonun üzerinde ortalama ile bu sayı içinde önemli bir yer tutuyor. Örneğin, 2005 yılında turistler Paris otellerinde 26 milyon geceleme gerçekleştirmişler. Kent estetiğinden müzelere, parklardan sanat galerilerine, tarihsel yapılardan çağdaş görselliklere kadar Paris’in çekici birçok yanı var. Bunların arasında yeme-içme kültürü de önemli bir yer tutuyor. Paris’te kaldırımlara taşmayan lokanta, kafe, bar düşünülemiyor. Bu yazıyı hava -2 dereceyken Café L’Atlas’ın kaldırıma çıkarılmış masalarından birinde yazıyorum, fakat üşümüyorum. İki yanımız kalın, saydam, plastik perdelerle korunmuş; rüzgâr almıyor. Üstümüz kalın bir tenteyle kapalı; sık aralıklarla ısıtma aygıtları yerleştirilmiş. Tüm masalar dolu, yarıdan fazlası da yabancı turist. Burada dileyen sigarasını tellendiriyor, dileyen piposunu tüttürüyor. Fransızlar sigara/tütün yasağını yürürlüğe sokarken -kaldırım gibi- gastronomi mekânlarının açık bölümlerinde “üstü de açık olacak, yanları da açık olacak, önü de açık olacak” türünden AKP tipi abukluklara sapmamışlar. Bizde bu tür abukluklar çoğu kez yasa uygulayıcıların iç bunalımlarından da kaynaklanıyor sanki. Onca dil dökmesine karşın Başbakan’ını “domuz gribi aşısı” olmaya ikna edemeyip gözden düşen, şimdi milyonlarca dolarlık işe yaramaz aşının üzerinde oturan Sağlık Bakanı Recep Akdağ örneğinde olduğu gibi. Başbakan’a yetmeyen gücü ancak tütün kullanıcılarına yetiyor Sayın Bakan’ın; bir de sinema filmlerini lekelemek ile yeniden göze girebilmek için yakası paçası bir yanda, TBMM’de muhalefet sıralarına yumruk sallamaya. Sorun gerçekten de söz konusu yasak değildi, sorun, uzaktan daha belirgin görülen, 8 yaşında çocuklara alay konusu olan bu kafalardı. [email protected] www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com Özelleştirme İdaresi Başkan- lõğõ (ÖİB) yargõya “takılan”! Galataport’u yeniden pazarla- yabilmek için bu kez “danışa- rak” hareket edecekmiş... 4 fir- madan teklif aldõğõ “danışman- lık” ihalesini “EFG İstanbul Menkul Değerler AŞ - Mag Mühendislik Ltd. - İşmen Hu- kuk Bürosu”ndan oluşan “şir- ketler birliği” (konsorsiyum) kazanmõş... ÖİB’nin açõklamasõna göre şirketler birliğinde uluslararasõ tecrübeye sahip, kõyõ yapõlarõ ile imar planõ konusunda “de- neyimli danışmanlar” varmõş. Arkadaşlara başarõlar dilerken, konuyla ilgili bazõ gerçekleri de yeniden anõmsatmakta fayda gö- rüyorum: 1- Galataport Projesi’nin Mi- marlar Odasõ’nca “dava” edil- mesinin nedeni, “ihale”si değil; ihale edilen projeye esas olan “imar planı”ndaki yasalara ve şehircilik ilkelerine aykõrõ, top- lum ve kent çõkarlarõnõ gözet- meyen “ayrıcalıklı yapılaşma hakları”dõr. 2- Nitekim yüksek yargõ da ihaleyi kazananlara adeta “ar- mağan” edilen bu “kayırmacı” imar haklarõnõ hukuka ve kamu yararõna aykõrõ bulduğundan, in- şaat olanağõnõ yitiren mimari proje “geçersiz” konuma gelmiş; aynõ nedenle ihale de “daya- naksız” kalmõştõr. 3- O halde şimdi yapõlmasõ ge- reken, başta “kıyı”, “imar” ve “koruma” yasalarõna uygun; “imar hukuku”na ve “şehirci- lik ilkeleri”ne aykõrõ olmayan ve öncelikle “toplum yararı”nõ gözeten bir arazi kullanõmõnõ ve mekân tanõmlamalarõnõ sağla- yacak yeni bir plan üretmektir. 4- Yeni Galataport da işte bu yeni plana “uygun” bir mima- riyle düzenlenmedikçe, huku- ken geçerlilik kazanamayacaktõr. Eski proje nasıldı? Peki, iptal edilen plan ve pro- je, “hangi nedenler”le kamu ya- rarõna ve şehircilik ilkelerine aykõrõydõ? Özetleyelim; “Liman tesisleri yapmak adına Boğaziçi kıyısında ya- salara aykırı süper ‘lüks dai- re’ler, gösterişli ‘ofis’ler, denize nazır ‘ticari ünite’ler ve alışve- riş mağazaları; kültür ve eğ- lence adı altında çeşitli rant ya- pıları inşa ederek kamuya ait bir arazide hukuka aykırı sa- tılık ve kiralık dev bir emlak pazarı yaratmak; kentin ve toplumun bu kıyı alanındaki kuşaktan kuşağa haklarını yok saymak”tõ... Nitekim projedeki “ra- kam”lar bunun kanõtõydõ. 100 bin m2’lik alanda 150 bin m2 in- şaat öngörülmüştü. Asõl amaç olan “yolcu limanı” sadece 8 bin m2 iken, “pazarlanacak me- kânlar” 90 bin m2’ydi... Örne- ğin otel bile terminalden bü- yük, 10 bin m2 iken; mağazalar 24 bin m2; konut-ofis bloklarõ 40 bin m2’yi geçiyordu.. yani, Ga- lataport’un aslõnda yüzde 5’i “port” (liman), gerisi “emlak rantı”ydõ... Bu dengesizliğin yasalara gö- re Boğaziçi kõyõsõnda “teklif” bi- le edilemeyecek olan “otel-re- zidans-lüks konut-ofis- mağaza” vb’lerinden kaynaklanmasõ ise sözde “liman”a eklemlenen rant binalarõnõn ne denli “fırsatçı” bir anlayõşla tasarlandõğõnõ kanõtlõ- yordu. ÖİB yeniden “ben- zer” bir proje peşindey- se, “danışman”larõn “uluslararası dene- yim”leri de işe yaramayacak; çünkü dünyanõn hiçbir uygar ülkesinde, şehirciliğin ve mi- marlõğõn toplumsal yükümlü- lüklerini bu denli yok sayan bir “devlet projesi” üretilemez... ‘Şehircilik’ nerede? Danõşman şirketler birliğindeki firmalarõn “uzman”lõklarõ “menkul değerler”, “mühen- dislik” ve “hukuk”. Hukuku an- lamak mümkün; çünkü mahke- menin iptal ettiği bir planõn ar- dõndan izlenmesi gereken yeni yol için “hukuka saygı” önko- şul... Bu yolun öncelikle “mimar- lık ve şehircilik ilkeleri”ne uy- maktan geçeceği yargõ kararõna da bağlanmõş olduğuna göre, danõşmanlõğõn buna uygun uz- man kuruluşlarla belirlenmesi gerekmez miydi? Galataport projesinin bir daha mahkemece “iptal edilmeye- cek şekilde” hazõrlanmasõ için danõşmanlarõn ilk yapacaklarõ iş yargõ kararõnõ ve kararõn dayan- dõğõ bilirkişi raporlarõnõ oku- mak.. sonra da kamu yararõnõn ve kentsel sorumluluklarõn ne an- lama geldiğini bilen ve savunan “mimar ve şehirci danışman- lar”la çalõşmak... Tabii, ÖİB “sakın onları din- lemeyin, pazarlanacak yapıları çoğaltmaya çalışın” demezse... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ ‘Galataport’a danõşmanlõk!.. HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY 17 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Polis, Recep’in dünürünü dövmüş. Yeğenini dövmeyenin dünürünü döverler! Ayarlı Hilmi Kayıhan: “Silopi’de savcı ve yargıçları ayarlayınca teröristler suçsuz oluyor, Silivri’de ayarlayınca suçsuzlar terörist oluyor!” Sokrates Işık İşgüden: “İlker Başbuğ bildiklerini söylemezse, Sokrates söyler: Bir şey biliyorsam, o da hiçbir şey bilmediğimdir!” Frensiz Necati Cebe: “Recep, ‘Açılımı askıya almak bir yana fren bile yapamayız’ demiş. Frenine basamadığın arabanın direksiyonunda ne işin var?” YağmurDeniz Koyunları sayan genç adam! ÇOBANIN biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Lüks bir otomobil çobanın yanına gelmiş, içinden iki dirhem bir çekirdek giyinmiş genç bir adam inmiş ve çobana “Kaç tane koyunun olduğunu bilirsem, bana bir tanesini verir misin” diye sormuş: Çoban, bir adama bir de koyunlarına bakmış, “Tamam” demiş. Adam telefonunu bilgisayarına bağlayıp, bir uzay araştırmaları sitesine girmiş, bulunduğu yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş tablo açmış, 150 sayfalık bir rapor basmış. Ardından, çobana dönerek, “Tam 983 koyunun var” demiş. Çoban “Doğru bildin” diye cevap vermiş, “Koyunlardan birini alabilirsin.” Adam otomobilin bagajını açmaya çalışırken çoban adama dönüp, “Peki... Senin nerede ve ne iş yaptığını bilirsem, koyunumu geri verir misin” diye sormuş. Adam da “Evet neden olmasın” diye yanıtlamış. Bunun üzerine çoban “Sen Uluslararası Para Fonu uzmanısın” demiş. Genç adam “Nasıl oldu da bildin” diye hayretle sorunca çoban hiç istifini bozmadan: “Çok basit. Buraya çağrılmadan geldin, bu bir. İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden bir koyunumu istedin. Üçüncüsüne gelince, bir .oktan anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın.” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” FRANSIZCA kökenli “inisiyatif” sözcüğünün birkaç anlamı var: Öncelik, üstünlük. Karar verme yetkisi. Bir şeyi ilk olarak ortaya atıp düzenleme. Gerekli kararları almayı bilen kişinin niteliği. İnisiyatif için bir liderde veya “önde giden”de bulunması gereken özelliklerden biri de diyebiliriz. Verdiği kararlarla önce davranıp üstünlük kuracak; konunun veya olayın sevk ve idaresinde düzenleyici olacak. İnisiyatif sahibi olmak, inisiyatif almak kişinin özel yetenekleri arasında bulunabildiği gibi eğitimle de kazanılan bir özellik. Örneğin askerlikte “kurmay” eğitimi bu amaçla veriliyor ve general sınıfına yükselebilmek için birkaç istisna dışında mutlaka kurmay olmak gerekiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, adı üstünde kurmayların kurmay başkanı... Bir orgeneral, kurmayların başkanı da olsa İlhan Selçuk’un yanıtını aradığı “Her genelkurmay başkanı komutan mıdır” sorusunun yanıtını vermek yine de kolay olmuyor! Yaşanan güncel olaylar karşısında bu soru, “Her genelkurmay başkanı inisiyatif sahibi midir” şekline dönüşüyor. Başbuğ, geçen gün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik saldırılar konusunda “Sabrımız taşarsa bildiklerimizi halkla paylaşmaya başlayacağız” dedi. Halk AKP iktidarında, askerin başına önceki komutanı Hilmi Özkök tarafından geçirilen çuvalın çıkarılmasını ve eski komutanı Yaşar Büyükanıt tarafından ayağına sıkılan “sırlı kurşun”un temizlenmesini beklerken İlker Başbuğ, bir anda güncel bir konuda inisiyatif aldı. Aldı da ne oldu? Cumhuriyet düşmanı bir yobaz sürüsüne karşı Erzincan’da başlatılmak istenen fakat iktidar tarafından durdurulup “Ergenekon dalgası”na dönüştürülen soruşturma kapsamında Erzincan’daki 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk “şüpheli” sıfatıyla ifadesi alınmak üzere savcılığa çağrıldı! Bir ordu komutanı şüpheli şahıs oldu! Savcı ifadesini aldıktan sonra tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edebilir; orgeneral cezaevine gönderilebilir. İlker Başbuğ ya inisiyatifi elinden kaçırdığının farkında değil ya da sabrının taşması için mahkemeden kendisine celp gönderilmesini bekliyor olabilir! İnisiyatif SESSİZ SEDASIZ (!) HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ 100 bin m2’de liman 8 bin m2; emlak 90 bin m2. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ “Babatatlısı” da denilen bir tür ha- mur tatlõsõ. 2/ Sa- hip... Ürün daha tar- ladayken, yetiştiği zaman teslim edil- mek üzere önceden pey verilerek yapõ- lan satõş. 3/ Çok es- nek bir kumaş türü... Kent. 4/ İlkel ben- lik... Bir kimsenin çevresinde bõraktõ- ğõ etki. 5/ Aksaray ilinde, tüf kayalara oyulmuş pek çok dinsel yapõnõn bulun- duğu ünlü vadi... Parola. 6/ İlgi eki... İstanbul’da, Bi- zans mozaik sanatõnõn en güzel örneklerini barõndõ- ran yapõ. 7/ Bir nota... İs- kambil kâğõtlarõnõn atasõ sayõlan ve fal bakmakta kullanõlan deste. 8/ Vene- dik gondolcularõnõn doğaçtan söyledikleri şarkõ. 9/ Muğ- la’nõn bir ilçesi... İslam inancõna göre, ölüleri mezarõnda sorguya çekecek olan iki melekten biri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dürüm gibi sarõlmõş yufka arasõna ceviz ya da fõstõk doldurularak yapõlan bir tür hamur tatlõsõ... Bir göster- me sõfatõ. 2/ İsyan eden... “Gel ey --- kaşlõm dizim üs- tüne/Ay bir yandan sen bir yandan sar beni” (Sabahat- tin Ali). 3/ Yumuşak ve yağlõ bir toprak cinsi... Bir et- kinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 4/ İri ve tatlõ bir erik cinsi. 5/ Karõşõk renkli... Güneydoğu Asya’da ye- tişen ve mobilya yapõmõnda kullanõlan bir cins kamõş. 6/ Bizmut elementinin simgesi... Zimbabve’nin başkenti. 7/ Marmara Denizi’nde turistik bir ada... Mardin yöre- sinde, kõzartõlarak yapõlan içliköfteye verilen ad. 8/ Kü- çük kareler biçiminde kesilmiş hamur katlarõ arasõna kõy- ma konularak yapõlan İtalyan yemeği. 9/ Ermiş kimse- lerin gösterdiklerine inanõlan doğaüstü durum. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A L K A R N A A F A İ L E S İ N A L K A N T A R A L A R U B L E İ K A R O M A N E O İ L O L A L T A Y T A Y T A N E N T A S İ N İ O R U N 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle