19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER AYİM, açığa alınan 3 generalin ‘yürütmeyi durdurma talebi’ni reddetti CUMHURİYET 4 ARALIK 2010 CUMARTESİ Gazeteci Akgül anıldı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Geçen yıl trafik kazasında yaşamını yitiren gazeteci Seyit Ali Akgül, ölümünün birinci yıldönümünde anıldı. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde (ÇGC) yapılan anma etkinliğinde ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Adana Şube Başkanı Mustafa Gümüşdamla ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, Akgül’ün yaşamı ve gazeteciliği üzerine konuşmalar yaptı. İLHAN TAŞCI Generallere ret ‘Hükümet özür dilesin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin (AYİM), açığa alınan 3 generalle ilgili yürütmenin durdurulmasına yönelik itirazlarına ret kararı tartışmalara neden oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan, “Bu karar bizim de bekletimizdi” derken, daha önce “AYİM’deki emirkomuta zincirinin karara etki edip etmeyeceği” şüphesini dile getiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AYİM hâkimlerini övdü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı, “AYİM’den şüphelendikleri için özür dilemeye” çağırdı. MHP lideri Devlet Bahçeli ise, “Bu karar Arınç’ın tehditleriyle alındıysa, kınıyorum” dedi. YAŞ kararının tamamlanabilmesi için Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın imzasının gerektiğini hatırlatan Erdoğan “Bu imzalar atılmadıktan sonra YAŞ’ın tavsiye noktasında olduğu bu kararlar uygulamaya geçemez ve burada da nitekim bu üç arkadaşla ilgili bildiğiniz gibi generallikte 4 yılları 30 Ağustos itibarıyla dolmuştur. 4 yıllık süreleri dolduğu için zaten emekli olmaları gerekir” dedi. TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç ise şunları söyledi: “AYİM’nin kararı yargısal sürecin tezahürüdür... AYİM’de de Askeri Yargıtay’da da görev yapan hâkimlerin etki altında kalacağını, onların hukuku adeta bilmediklerini ifade etmedim. Hepsini tanıyorum. Haklarındaki kanaatim de şudur. Askeri Yargıtay’daki, AYİM’deki hâkimler fevkalade hukuk bilgisine sahip, dürüst, vicdani kanaatleriyle karar veren insanlardır. Onların şahıslarıyla ilgili konuşmuyorum ama askeri mahkemeler belli bir statü olarak düzenlenirse, disiplin ve hiyerarşi içerisinde hâkimler karar almakta, karar vermekte zorlanabilirler. Bu onların kişiliklerinden değil, mevcut yapıdan ileri gelir demek istemiştim.” Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise “Takdir yargınındır, bir şey diyecek halimiz yok” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu ise başta Arınç olmak üzere AKP’lilerin karar öncesi açıklamalarını anımsatarak “Karar açıklanmadan önce ‘bu yargı bizim istediğimiz yönde karar almaz. Bu yargı bağımsız bir yargı, tarafsız bir yargı değildir’ hatta biraz daha ileri gidilerek, ‘komutanların taleplerini bunlar yerine getirirler’ diye bir düşünce dile getirilmişti. Acaba bu düşünceleri dile getirenler, açıklanan bu karar karşısında çıkıp milletin önüne, halktan özür dileyecekler mi bunu merak ediyorum” dedi. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Ülkesinden Nefret Etmek Bu hafta hemen hemen bütün köşe yazarları gibi ben de “WikiLeaks” konusunda yazacaktım. Yazı başlığını da belirlemiştim: “WikiLeaks İddianamesi”... Fakat gazete sayfalarını dolduran sayısız haber arasından yükselen bir çığlık düşüncemi değiştirmeme, daha doğrusu tasarımı ertelememe yol açtı. Sözünü ettiğim çığlık, 30 yıl önce katledilen büyük işçi önderi Kemal Türkler’in kızı Nilgün Soydan’ın,“zamanaşımı” gerekçesiyle ortadan kaldırılmasına hükmedilen cinayet davasının görüldüğü Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi önünde söyledikleridir. Başka gazeteler ya da medya organları bu çığlığa ne kadar yer ayırdı ya da ayırdı mı bilmiyorum. 2 Aralık tarihli Cumhuriyet’te bu utanç verici davanın ibret verici son duruşmasına ilişkin ayrıntıları ve Nilgün Soydan’ın sözlerini okuyabilirsiniz... 22 Temmuz 1980 sabahı Merter’deki evinin önünde silahlı bir saldırı sonucu yaşamını yitiren Kemal Türkler’in o sırada en çok ergenlik çağındaki kızı Nilgün’ün cinayeti işleyenlerden biri olarak teşhis ettiği Ünal Osmağaoğlu adlı kişi o günden bu güne yargılanmaktaydı... O günden bu güne derken otuz yıldan söz ediyoruz... Otuz yıllık sürede karara bağlanamayan dava dosyası birkaç gün önceki son duruşmada “zamanaşımı” gerekçesiyle ve “oyçokluğu”yla ortadan kaldırıldı. Bu arada, “ideolojik amaçla” cinayet işlemek suçlarında zamanaşımının, ceza yasamızın birtakım maddelerine göre, otuz değil yirmi yıl olduğunu öğrenmiş oldum. “Cinayet” konusunda böyle bir ayrımcılığı anlayabilmiş değilim. “İdeolojik amaç” neden hafifletici sebep olsun? Bir de söz konusu dava kararındaki “oyçokluğu”na anlam veremedim. Benim, hele bir cinayet davasında tümüyle mantık ve vicdan dışı bulduğum “zamanaşımı” kavramı, görece bir kavram mıdır? Ülkemizde hukukun nasıl işlemekte olduğunu gösteren ilginç örneklerden biri de bu olsa gerek. Nilgün Soydan’ın mahkeme çıkışında söyledikleri, gazetemizde “Bugün Ülkemden Nefret Ettim” başlığıyla verilmiş... Soydan’ın sözleri, anlamı ve vurgularıyla, bir “trajedi”de yer alacak önemde ve değerdedir. Fakat ne yazık ki, aşağıya alacağım satırlar, kurgu ürünü bir yapıttan değil gerçek yaşamdandır: “Mahkemelerde çok tiyatro seyrettik. Mesela ilk duruşmada ben onu çok iyi tanıdım ve duruşma yaklaşık 2.5 saat sürdü. Bu süre boyunca, sürekli, başımdan parmak ucuma kadar titredim ve kendisinden sadece yüzüme bakmasını istedim. Ben onun öldürdüğü adamın kızıyım ve hiçbir zaman yüzüme bakamadı. Bugün de yüzüme bakamadı. Beni mahkeme başkanına ‘bakmasın’ diye şikâyet etmişti. Ne yazık ki iki duruşma önce, savcı da ‘bana bakıyor’ diye yargıca şikâyette bulundu. Hem katilin hem de savcının aynı duyguyla hareket etmesi tiyatroya benziyor...” Evet, tiyatroya benziyor... Fakat ne yazık ki tiyatro değil gerçek yaşamdır söz konusu olan... Yine Soydan’ın sözleriyle, cinayet sanığının “devletten ihale yoluyla alınmış milli parkta işletmecilik yaptığını” öğreniyoruz. DİSK Başkanı Çelebi’nin mahkeme çıkışında yaptığı açıklamadan da, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir bozma kararında sanığın suçlu bulunduğuna, davanın usul oyunlarıyla kasıtlı olarak zamanaşımına uğratıldığına, Ali Asker Kazak adlı mahkeme başkanının daha önceki oturumlarda mazeret izinleri kullanarak davadan kaçtığına ilişkin bilgiler ediniyoruz... Türkler’in sevgili kızının söyledikleri ise giderek bir çığlık etkisi uyandırıyor: “AİHM’ye gideceğiz... Ülkemi severek büyütülmüş bir çocuğum ama bugün ülkemden nefret ettim, burada doğduğuma lanet ettim. AİHM’de, cinayeti işlettirip ondan sonra katillerini koruyan devletin cezalandırılmasını sağlarsam çok mutlu olacağım.” Nilgün Soydan’ın çığlığını, beynimde, kulaklarımda, yüreğimde duyuyorum... Bir ülke en sevgili, en değerli çocuklarını kendinden nefret ettirerek daha ne kadar süre var olmaya devam edebilir? Mahkeme başkanı yargıç, izleyicilerin “Rahat uyuyor musunuz?” sorusunu “Ben çok rahat uyuyorum. Dava bitti. Çıkın dışarı” diye yanıtlamış... Uyusun bakalım... Uyumakta olan milyonlar gibi... Fakat uyumayanlar da var ve hep olacak... Eğer çocuklarımızın, torunlarımızın bir gün bu ülkeden nefret etmemelerini istiyorsak, ülkemizin insanlık tarihinden büsbütün silinip gitmemesini istiyorsak, bu çığlığa kulak verelim. Çığlıklarımızı bu çığlıkla birleştirerek daha güçlü haykırışlara dönüştürelim. Bugün ülkeyi kasıp kavuran namussuzluğa, alçaklığa, adaletsizliğe; her yerde, her fırsatta, her olanağı kullanarak, korkusuzca, ödünsüzce karşı çıkalım. Türkiye’yi, nefret edilmeyen, yaşanmaya değer bir ülke olarak geleceğe taşımanın başka da bir yolu yoktur. [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Sayıştay yasası değişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sayıştay yasası teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Yasaya göre, Sayıştay; merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarını, mahalli idareleri, özel yasalarla kurulanlar da dahil olmak üzere diğer kamu idarelerini; bunların kurduğu veya ortak oldukları kuruluşları denetleyecek. Ancak, özel kanunlarla kurulan kamu şirketlerinden kamu payı yüzde 50’nin altına düşenleri ortaklık hakkı yönüyle denetleyecek. ANKARA Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nun İçişleri ile Savunma bakanlarınca açığa alınmalarıyla ilgili işlemin yürütmesinin durdurulması istemini 4’e karşı 6 oyla reddetti. Kurulun çoğunluk üyeleri, generaller hakkında 5 yılın üstünde hapis cezası istemiyle yargılamanın sürdüğünü ve yasa uyarınca idarenin takdir yetkisini kullandığı gerekçesiyle istemin reddi yönünde oy kullandı. Mahkemenin gerekçesinde, “İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varıldığı” bildirildi. Balyoz sanıkları arasında yer alan üç general, Yüksek Askeri Şura’daki (YAŞ) terfilerinin onaylanmaması nedeniyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) açtıkları davayı kazandı. Ancak, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından 22 Kasım’da açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından da Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, mahkeme kararını yerine getirmek yerine üç generali Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesine dayanarak görevden aldı. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ’NİN KARARI TARTIŞMALARA NEDEN OLDU Bahçeli: Tehdidin sonucuysa kınıyorum MHP lideri Bahçeli ise, ilk değerlendirmesinde kararla Arınç arasında bir bağ kurarak, “Eğer bu hukuken reddedilmiş ise bu reddediş hukukçuların süzgecindeyse saygı duruyorum. Ama Bülent Arınç adında bir şahsın AKP adına tehdidi ile oluyorsa kınıyorum” dedi. Karara tepki gösteren CHP’li Kamer Genç de “Mahkeme, çok kötü bir karar verdi. Tayyip Erdoğan, ‘Sıkıysa aleyhte karar versin. Eğer verirse bu mahkemeyi kaldıracağım’ demişti... Karar, askeri yargının tarafsız olduğunu değil, siyasi iktidardan gelen tehditlere boyun eğdiğini gösterir” diye konuştu. 6 üyenin oyuyla Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu AYİM’ye başvurarak açığa alınma kararına itiraz etmişti. Generallerin açığa alma işleminin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle açtıkları dava dün Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulu tarafından ele alındı. Konuyu Daireler Kurulu’nda değerlendiren AYİM, yürütmenin durdurulması talebini 4’e karşı 6 üyenin oyuyla reddetti. Kurulun yürütmenin durdurulması isteminin reddi yönünde oy kullanan altı üyesisinin “Açılmış olan dava var (Balyoz). TSK Personel Kanunu’nun 65. maddesinde de, talep edilen cezanın 5 yılın üstünde olması durumunda idarenin açığa alma konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Görülmekte olan bir dava var ve davacılar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanıyor. İdare de (bakanlıklar) takdir yetkisini kullanmıştır” gerekçesine dayandırdı. MHP’li başkan gözaltına alındı MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’in Gülnar İlçe Belediyesi’ne yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle dün baskın düzenledi. Polis, belediyeye ait bilgisayar ve çok sayıda dosyaya el koydu. Aramanın ardından MHP’li Belediye Başkanı Ahmet Günel’in de aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı. İhaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla gözaltına alınan zanlılar emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. ‘Yürütme durdurulmalı’ Kurulun dört üyesi ise bakanlıkların açığa alma konusundaki savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurul ması yönünde oy kullandı. Karara ilişkin gerekçeler, hem açığa alma işlemini yapan İçişleri Bakanlığı’na hem de Milli Savunma Bakanlığı’na tebliğ edilecek. Eski Milli Savunma Bakanlığı Başhukuk Müşaviri Cavit Çalış, generallerin açığa alınsalar da YAŞ kararı nedeniyle terfi ettirilmeleri gerektiğine işaret ederek, “Yasada ‘açığa alırsanız terfi ettirilmez diyor’ ne zaman? Rütbe bekleme süresi içinde açığa alırsanız. Bunların ise Ağustos 2010’da terfisine karar veriliyor. Dolayısıyla 29 Ağustos’ta açığa alınsalardı bu durum terfilerine engel olurdu. Ancak generaller 22 Kasım’da açığa alındıkları için geriye doğru işlem olmaz. Olsa olsa 4 yıl sonraki terfilerine bu açığa alma işlemi mani olur” dedi. Gerekçeli karar AYİM’in gerekçeli kararında, somut olayda, tedbir mahiyetindeki açığa çıkartılma işleminin uygulanmasının davacıya verebileceği zararın telafisinin güç veya imkânsız olmadığı; diğer taraftan dava konusu işlemin yetkili makam tarafından tesis edildiği; davacı hakkında beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kamu davası açılmış olduğu göz önüne alındığında, davacının açığa çıkartılabilmesi için 926 Sayılı Kanun’un 65/1a maddesinde belirtilen objektif nedenin hukuken mevcut olduğu ifade edilerek diğer bir anlatımla yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için kanunun aradığı idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması olgusunun da somut davada gerçekleşmediğinin değerlendirildiği belirtildi. Kararda, “Belirtilen nedenlerle, davacının yürütmenin durdurulması istemini kapsayan dilekçesi ve eklerinin incelenmesi sonucunda, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varıldığından, 1602 sayılı kanunun 62. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildi” denildi. WikiLeaks’in İsrail tertibi olduğunu ileri süren Erbakan eski öğrencilerine yüklendi EDP’den Alevi semyozyumu İstanbul Haber Servisi Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) “Alevilerin Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlıklı sempozyum düzenliyor. Sempozyum bugün saat 10.00’da Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde başlayacak. EDP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada, “İlk olarak Alevilerin sorunlarına eğiliyoruz. Bir sonraki sempozyumumuz Kürt sorunu üzerine olacak” denildi. 4 oturumun yapılacağı sempozyumun açılış konuşmasını EDP Genel Başkanı Ziya Halis yapacak” denildi. ‘Tayyip belgelerden yararlanacak’ ERDEM GÜL Öğrenci kavgası: 4 yaralı AYDIN (Cumhuriyet) Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında başlayan tartışma daha sonra erkek öğrenci yurdunda kavgaya dönüştü. Kavgada 4 öğrenci kasık ve dizlerine gelen bıçak darbeleriyle yaralandı. ANKARA SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, “8 yıldır nasihatlerimi dinlemediler. Şimdi yönetim yetkilerini ellerinden almak için döndüm” dediği eski öğrencilerinin oluşturduğu AKP’ye İsrail eleştirisiyle yüklendi. AKP’nin “Siyonizmin Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü başbakanlık, bakanlık, mevki, makam vererek aldatması sonucu” kurularak iktidara getirildiğini söyleyen Erbakan, “İsrail bunlara kendi ordusunda askerlik yaptırıyor, bunlar farkında değiller” dedi. Erbakan, WikiLeaks belgelerinin de, “İsrail tertibi” olduğunu, ancak Erdoğan’ın bundan yararlanmak isteyeceğini söyledi. Bir grup gazeteciyle bir araya gelen Erbakan, AKP, 28 Şubat süreci, seçimler ve WikiLeaks belgeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erbakan şunları söyledi: WikiLeaks belgeleri: Tayyip Bey bu belgelerden yararlanmak isteyecektir, bu yönde faaliyet gösterecektir. (Arkasında İsrail olduğu iddiaları) Hiç şüpheniz olmasın. Roosevelt’in meşhur bir sözü var. Kendisi de onlardan olduğu için. ‘Siyasi sahada bir olay oldu mu biliniz ki bu olayı mutlaka bir tertip eden vardır. Hiçbir olay kendi kendine olmaz.’ Tertipçisi Siyonizmdir. 350 seneden beri Siyonizm kendi dünyasını kuruyor. Biz Siyonizmin kurduğu dünyanın hapishanesinde yaşayan köleleriz, hepimiz. Bunları aldattılar: 28 Şubat süre Necmettin Erbakan, AKP yönetimi 8 senedir nasihatlerimi tutmadı. Şimdi yönetim yetkisini ellerinden almak için döndüm.” (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) cinde biz hükümetten çekildikten sonra Türkiye 56 sene kaos içinde kaldı. Bu kaos içinde bizim evlatlarımız ‘efendim biz de hükümet olalım’ hevesine kapıldılar. Siyonistlerin liderleriyle görüşmeler yapıldı. Siyonizm biz hükümetten çekildikten sonra da parti olarak bizi rahat bırakmadı. Partimizin içine girdi ve bunları etkiledi. Bunu yapması lazımdı çünkü böylece bu insanları aldattı. Bunları aldı ‘mevki, makam vereceğiz’ dedi.. Ayrı parti kurdular. Destekledi ve bunları başbakan, bakan yaptı. Şimdi bunlar ‘aman biz ne akıllı davrandık, oradan ayrıldık, bakan olduk’ zannediyorlar. Yani bizi bölmek için içimizdekileri aldattılar. Tayyip, Abdullah. Aslında temiz, iyi niyetli çocuklardır. Bunlar benim talebelerimdir. Kendilerine şimdi de sevgi besliyorum. Yaptıkları iş bir aldanmadan ibaret, ellerinde değil. Karşı tarafın ustalığı. Mevki, makam vermek suretiyle bunları alıp iktidara getirdiler. Bunlar kendileri iktidara gelmediler, onlar getirdi. Siyonizm nasıldır biliyor musunuz? ‘Kim? Ben mi, ben hiç Siyonizme hizmet edebilir miyim’ şarkısını söyleye söyleye size kendi ordusunda askerlik yaptırır. Bunların hali bu. AKP aleyhine yazamazsınız: Türkiye’de demokrasi yok, demokratur oyunu var. Demokratur halkın idareye alet edilmesidir. Sana sen seçiyorsun gibi gösterir kendi istediğini seçtirir. 30 gazete, televizyon elinizde AKP aleyhine bir yazı yazın da göreyim bakayım. Buna demokratur denir. Siyonizmin geliştirdiği bir metottur. Ülkeleri böyle yönetiyor. AKP’yi de onlar iktidara getirdi. C MY B C MY B Taktik değiştirdiler: Şimdi SP güçlendiği için taktik değiştirdiler. ‘Bize küfredin’ diyor adam. ‘Yeter ki iktidarda kalın’. Türkiye OECD’ye girerken İsrail ret oyu kullandı mı? Hayır. Ne demek bu? İsrail AB üyesi mi? Milyarlık askeri ihale verirken hiç eli titremiyor. Bir yandan ‘one minute’ diyor diğer yandan ‘ben onu tercümana söyledim’ diyor. Bunların hepsi Siyonizmin oyunları. CHP korkusundan AKP’ye oy veriyorlar: Neden AKP’ye oy verildi? AKP beğenildiğinden dolayı değil, Halk Partisi (CHP) gelmesin diye. AKP’ye verilen oylar biz zannedilerek verilen oylar. Hoca’nın talebesi diyor. Ama bu böyle gitmez. Niye döndüm: Türkiye’yi çok büyük tehlikeler bekliyor, farkında değiller. Bunlara seyirci kalamam. Yönetim yetkilerini ellerinden almam lazım. Bunun için geldim. Sanatçı Olgun’un acı günü FETHİYE (AA) Sanatçı Soner Olgun’un hayatını kaybeden annesi, dün Muğla’nın Fethiye ilçesinde toprağa verildi. Böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu 83 yaşında hayatını kaybeden sanatçının annesi Veciha Olgun için Merkez Yeni Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı ve Soner Olgun’un yanı sıra, çok sayıda yurttaş katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Veciha Olgun, Taşyaka Mezarlığı’na defnedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle