19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 2010 CUMARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 3 AYDINLANMA İstanbul Haber Servisi Bayrampaşa’da asker uğurlama konvoyundaki minibüsün devrilmesi sonucu araçta bulunan Rumesya Yılmaz (15) yaşamını yitirdi. Bayrampaşa Yıldırım Mahallesi’nde askere giden bir genci uğurlamak için toplanan asker yakınları ve arkadaşları konvoy oluşturarak gezintiye çıktı. Aşırı hızlı gittiği belirtilen minibüs, sürücüsü Fikret Yılmaz’ın kontrolünden çıkarak orta refüjde bulunan demir parmaklıklara çarparak yan yattı. Bu sırada camdan dışarıya sarkarak bayrak sallayan Fikret Yılmaz’ın kızı Rumeysa Yılmaz (15), minibüsün altında kalarak öldü. Minibüsün sürücüsü Yılmaz gözaltına alındı. Stüdyo dairede uyuşturucu tarlası İSTANBUL/AĞRI (Cumhuriyet) Polis, Ataşehir’de baskın yaptığı 14. kattaki sera haline dönüştürülmüş dairede saksılar içinde uzun boylu marihuanalar ve halüsünojen magic mushroomlar (sihirli mantar) ele geçirdi. Uyuşturucu satıcısı Vahdettin C.C’yle müşteri kılığında bağlantı kuran polis, gözaltına alınan zanlının Atakent Mahallesi, Ata2 Sitesi’nde 14. katındaki 1 artı 1 stüdyo dairesinde uyuşturucu tarlasıyla karşılaştı. Sera haline dönüştürülmüş dairede 163 kök halinde 98 gram sihirli mantar, 54 kök ayrı saksı içinde ekili marihuana ve 1314 gram bulundu. Ağrı Doğubeyazıt’ta da polis, 1 Aralık’ta İran’dan giren İran uyruklu Y.B. yönetimindeki TIR’da yaptığı aramada 71 kilo 640 gram saf eroin ele geçirmesinin ardından aracı hangara çekti. Narkotik dedektör köpeği “Bonet” ile yapılan ikinci aramada TIR dorsesinin zemin bölümüne gizlenmiş 61 kilo daha eroin bulundu. İstanbul Silivri’de ise bir kamyonda arama yapan polis, akaryakıt deposu içinde 301 kilo 620 gram esrar ele geçirdi. Asker uğurlama can aldı İkinci partiyi ‘Bonet’ buldu BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da 14 yaşındaki E.A, henüz ilköğretim okulunda okurken alışveriş için gittiği bir giyim mağazasının sahibi olan C.P’nin tecavüzüne uğradı. Küçük kız, C.P. tarafından ortada bırakılınca iki ay önce sevgilisi İ.Ç’ye kaçtı. İ.Ç. kadın ticareti yapmaktan sabıkası bulunan Canan K.’ye para karşılığı sattı. Bir odaya kilitlenerek uyuşturucuya alıştırılan ve erkeklere pazarlanan E.A, para karşılığı birlikte olduğu R.Ö’den kendisini kurtarması için yardım istedi. Ancak R.Ö’nün de Yalova’da bir pavyonda çalışmaya zorladığı talihsiz kız ailesinin başvurusu üzerine jandarmanın kurduğu özel ekip tarafından bulundu. 4 kişi gözaltına alındı 1 kişi aranıyor. EMRE KONGAR Örgüt? WikiLeaks’in yayınladığı belgeler ortalığı karıştırmaya devam ediyor… Türkiye’deki vicdanlı yazarlar, derhal Ergenekon davaları denilen Silivri’deki davaların medyaya yansıması ile bunlar arasında çağrışım yaptılar… Başta Ertuğrul Özkök ve Cüneyt Ülsever olmak üzere, Oray Eğin, Mehmet Tezkan, Tufan Türenç gibi yazarlar, hem politikacıların hem medyanın hem de adalet mekanizmasının, asılsız ihbarlar, imzasız suçlamalar karşısındaki tutumunu dile getirdiler… Suçlanan insanları, hayatı karartılan kişileri, dört duvar arasında çile dolduran tutukluları, yargısız infazları, insan hakkı ihlallerini, katledilen itibarları yeniden anımsattılar ve tartışmaya açtılar. Açtılar da… Değişen bir şey oldu mu? Adalet devreye girdi mi? Vicdanlar sızlamaya, haksızlıklar düzeltilmeye başladı mı? Ne gezer… Eski tas eski hamam! Neden? Çünkü iktidar “İnsan Hakları” konusunda rahat: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Libya lideri Kaddafi tarafından “İnsan Hakları Ödülü” veriliyor… Fazla söze hacet var mı! Bu arada Profesör Mehmet Haberal’ın tedavi gördüğü hastane polis tarafından basılıyor… Tedavi belgelerine el konuluyor… Doktorlar “terör örgütüne yardımcı olmaktan” ifadeye çağrılıyor. Zaten Başbakan’ı protesto eden öğrenciler de “terör örgütü üyesi olmaktan” yargılanıyor… Bir basın mensubu meslektaşımız, biriyle yediği bir yemek yüzünden “terör örgütü mensubu olmaktan” aylarca içerde yatıyor. Demek ki “örgüt” önemli… Her yerde “örgüt” aranıyor… “Örgüt bağlantısı” kuşkusu insanların hayatını karartıyor! Bu arada, biri iktidar çevreleri tarafından sevilmediği bilinen, iki yargıcın önceden bilinen Hatay seyahatinde kaldıkları otel odası isimsiz (ve asılsız çıkan) bir ihbar sonunda polis tarafından basılıyor. Baskının video görüntüleri belli televizyon kanallarına veriliyor ve yayınlatılıyor. Bu konuda Mehmet Y. Yılmaz dünkü Hürriyet’te “Pardon demekle geçiştiremezsiniz” başlığı altında şöyle yazıyordu: “… Çok açık belli ki burada iki yargıca karşı girişilmiş bir itibarsızlaştırma girişimi var ve bu kişilik haklarının ihlaline dönüşen bir suç. Ve bunun örgütsüz olabilmesi mümkün değil o nedenle de ağır bir suç. Bakalım vatandaşların temel haklarını savunmak için o görevlerde bulunan savcılar bu suçun nasıl ve kimler tarafından işlendiğini açığa çıkarabilecekler mi?” Her yerde, her taşın altında, her muhalif olayda “örgüt bağlantısı” arayan medya, güvenlik ve adalet mekanizmaları, bakalım bu olayın ardındaki “örgüt bağlantısını” da soruşturacak, araştıracak mı? Türkiye’de resmi ve gayri resmi çeşit çeşit örgüt var… Dernekler, cemiyetler, sendikalar, siyasal partiler, tarikatlar, cemaatler, terör örgütleri… Yasal olarak kayıtlı olanlarını biliyoruz… Yasa dışı eylem yapan “terör örgütlerini” bile bir ölçüde biliyoruz… Çünkü hem bu konuda istihbarat var, hem de zaten kendileri propaganda için örgütlerini, eylemlerini anlatıyorlar… Ama tarikat ve cemaatleri bilmiyoruz… Bunların yöneticileri kimdir?… Üyeleri kimlerdir?.. Nasıl bir örgütlenme biçimleri var?.. Mali kaynakları nedir?.. Paralar nerden gelir?.. Nereye, nasıl harcanır?.. Ne gibi faaliyetleri vardır? Bireylerde veya eylemlerde “örgüt ilişkisi” aranırken tarikat ve cemaatlere de bakılıyor mu acaba? [email protected] www.kongar.org Acıları kendinden büyük Başı kesilerek öldürülen kızın baba ve amcası tek delil olan bir izmarit sayesinde kurtuldu Müebbetten beraata... DİYARBAKIR (AA) Diyarbakır’da 2 yıl önce genç bir kızın başı kesilerek öldürülmesi olayını sigara izmariti çözdü. Cinayeti kızın sevgilisinin işlediği belirlenirken; müebbet istenen baba ve amca beraat etti. Hani ilçesine bağlı Kırım köyü yakınlarında bulunan mermer ocağında başı kesilmiş bir şekilde bulunan Tuba Kılıç’ın (18) öldürülmesiyle ilgili davanın karar duruşması Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, savcı hazırladığı mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaada, haklarında “Töre saikiyle adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılan baba Mehmet ve amca Abdülaziz Kılıç’ın beraatı istendi. Savcı, cinayet olayını aydınlatabilecek yegâne delilin olay yerindeki sigara izmariti olduğunu belirterek, “İzmaritin üzerinden alınan kan örneklerinin tutuklu sanık Hüseyin Kan’dan (19) alınan örnek ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır” dedi. Sanık Kan’ın büyük olasılıkla maktulü başka erkeklerle gönül ilişkisi içerisinde olduğu gerekçesiyle öldürdüğü kaydedilen mütalaada “Maktulün yaşadığı çevrenin sosyokültürel yapısına aykırı bir profil çizdiği, tanıştığı erkek şahıslar ile yakın diyalog içerisine girdiği, sanık ile maktulün olay yerinde buluştukları, anlaşılmaktadır” denildi. Mahkeme Kan’ı “Kasten adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Sanığın, olay tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle ceza 15 yıla indirildi. ‘Düşünüyorum öyleyse soruşturun’ Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğrencileri tarafından, okuldan uzaklaştırılan arkadaşları Dilbirin Acar’ın geri dönmesi, çok sayıda öğrenci hakkında başlatılan idari soruşturmaların geri çekilmesi istemiyle, 2 hafta önce başlatılan imza kampanyası dün sona erdi. YTÜ önünde dün öğle saatlerinde bir araya gelen öğrenciler, “Düşünüyorum öyleyse soruşturun”, “Soruşturmalar, cezalar geri çekilsin. Eğitim hakkımız engellenemez” dövizleri taşıdı. Yaklaşık bir saatlik oturma eylemi yapan öğrencilere TEKEL işçileri ile Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Erhan Karaçay’ın da bulunduğu çeşitli gruplar da destek verdi. Gruplar adına açıklama yapan YTÜ öğrencisi Dilbirin Acar 1.5 dönemdir okula alınmadığını belirterek, rektörlüğün keyfi tutum takındığını belirtti. Açıklamanın ardından öğrenciler toplanan imzaları YTÜ rektörlüğüne verdi. Baltalı vahşet İstanbul Haber Servisi Küçükçekmece’de Murat Er (32) birlikte kaldığı ev arkadaşı Taşkın Sarıaltun (32) ile tartıştı. Er, ev arkadaşı uyurken baltayla boğazını keserek öldürdü. Murat Er’in evlatlık olduğunu öğrendikten sonra bunalıma girdiği, ailesini terk ederek uyuşturucu kullanmaya başladığı öğrenildi. İşçi kurtarıldı ZONGULDAK (Cumhuriyet) Zonguldak’ta önceki gün özel bir kömür ocağında meydana gelen göçükte ayağı sıkıştığı için mahsur kalan işçi Çetin Kara (38) 26 saatlik çalışma sonrasında kurtarıldı. Ocağın önünde bekleyen Kara’nın yakınları sevinç gözyaşları döktü. Eski eşe vefa İSTANBUL (AA) İstanbul’da ev kadını Behiye Dikici (41), 9 yıl önce ayrıldığı böbrek yetmezliği bulunan eski eşi Muharrem Kaya’ya (43) böbreğinin birini bağışladı. Dikici, çok mutlu olduğunu söyledi. Geri mi döndü? KONYA (Cumhuriyet) Hac için Suudi Arabistan’a giden ve domuz gribi kuşkusu üzerine Konya’ya getirilen Mehmet Yurdakul (80) dün öldü. Yurdakul’un ölüm nedeni belli değil. İsmail K’nin (65) tedavisi ise sürüyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle