29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, WikiLeaks belgelerine karşı dava için talimat verdi ama AKP formül bulmakta zorlanıyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP’de dava açmazı AKP’li Yakış, Viyana Sözleşmesi’nin diplomatlara getirdiği “cezai dokunulmazlık” zırhına dikkat çekti. ERDEM GÜL Erdoğan dava hazırlığında. ANKARA A K P ’ d e , Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla WikiLeaks belgelerindeki iddia ve ifadelerle ilgili dava açmak için çalışma grubu oluşturulmasına karşın, partide davanın kime, nasıl, nerede ve ne zaman açılacağı konusunda sıkıntı yaşanıyor. Eski Dışişleri Bakanı ve TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış da Türkiye’nin taraf olduğu Viyana Sözleşmesi’nin diplomatlara görev yaptıkları ülkelerde sağladığı “cezai muafiyeti” anımsattı. Başbakan Erdoğan, özellikle İsviçre’deki 8 banka hesabı iddiası ve diğer değerlendirmelerle ilgili hukuki çalışma yapmak amacıyla AKP hukukçularından oluşan bir komisyon oluşturdu. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, hukuki çalışma konusunda bilgi verirken, “Gerçekdışı iftiralar var. Hukuk yoluyla hak arama yoluna başvuracağız. Ulusal ve uluslararası hukuk açısından çalışma yapıyoruz. Uluslararası sözleşmeler var, bizim kendi hukukumuz var. Tüm boyutlarıyla inceliyoruz. İncelemeden sonra yargı yoluyla hukuksuzluğun hesabını soracağız” dedi. Çalışma grubunun davanın kimlere karşı, nerede açılabileceği, uluslararası mı yerel mi ola VİYANA SÖZLEŞMESİ ENGELİ KP içinde WikiLeaks belgelerindeki iddia ve ifadeler nedeniyle özellikle Türkiye mahkemelerinde bir dava açmanın neredeyse olanaksız olduğu değerlendirmeleri yapılıyor. AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, Türkiye’nin taraf olduğu Viyana Sözleşmesi’nin diplomatlara görev yaptıkları ülkelerde sağladığı “cezai muafiyete” dikkat çekerek şunları söyledi: “Viyana Sözleşmesi diplomatlara görev yaptıkları ülkeler için cezai muafiyet tanımaktadır. Diplomatlar kendi ülkeleri adına görev yaptıkları ülkelerde cezai işleme tabi tutulamazlar. Ancak kendi ülkelerine döndüklerinde o ülke yasaları açısından dava açılabilir mi bu tartışılabilir. Örneğin ABD’li diplomat, Yemen’in milli gününe gittiğinde orada birileriyle yaptığı konuşmaları ertesi günü bir şifre halinde büyükelçinin önüne rapor olarak koyduğunda oradaki değerlendirmelerinin o diplomatın kendi ülkesinde de yani ABD’de suç olup olmadığı açısından bir inceleme gerekir. Eğer bu örnekte ABD’nin yasalarında bir cezai durum varsa belki hukuki süreç o açıdan irdelenebilir.” AKP’de formül arayışları, Yakış’ın da açıkça belirttiği Viyana Sözleşmesi engelini aşacak uluslararası formüller üzerinde yoğunlaştırılıyor. cağı, davalıların kimler olacağı konularına yoğunlaşacağını anlatan Bozdağ, uluslararası hukuk ve anlaşmalar çerçevesinde de incelemeler yaptıktan sonra harekete geçeceklerini bildirdi. Bozdağ, “Hukukun verdiği hak arama imkânlarını sonuna kadar kullanacağız. Yargı yoluna başvurma konusunda çekingen olmayacağız. Kime karşı dava açma hakkımız varsa o hak kullanılacaktır” diye konuştu. Bozdağ, çalışma grubunda, tecrübeli hukukçulardan bürokrasinin içindeki uzmanlardan yararlanacaklarını da belirterek, “Biz bu olayı yargıya taşıma ve yargıda hesabını sorma konusunda kararlıyız” dedi. Bozdağ, geçmişte bu tür bir hukuki olayın yaşanıp yaşanmadığı konusunda da araştırma yaptıklarını kaydetti. A Başbakan Erdoğan, WikiLeaks belgelerindeki iddialara yanıt verirken, ABD’ye, muhalefete ve haberleri yazan medyaya sert eleştirilerde bulunurken Ergenekon davasından tutuklu yargılanan Tuncay Özkan’ı adres gösterdi... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise haklı olarak Erdoğan’a şöyle seslendi: “Bunun hesabını ABD’ye sor.” Gazetecilerin görevi haber yapmaktır... WikiLeaks belgeleri doğru yanlış, orası ayrı... Tüm dünya bu “gizli belgeleri” tartışıyor... Ortadoğu’da, Uzak Asya’da, Avrupa’da ve ABD’de, her yerde... Benim dikkatimi çeken, Erdoğan’ın şöyle demesi: “İsviçre’de bir Allah kuruşu param yok!” Benim bildiğim, halk arasında “Allah kuruşu” diye bir kavram yok, “tek kuruş” var... Sanırım dil sürçmesi! ‘Allah’ın Kuruşu’ ve Türkler’in Katili... tetikçiler bulundu mu aradan sekiz yıl geçmesine karşın? Hrant Dink cinayetinin tetikçisi “çocuk(!)” olduğu için bir süre hapis yatıp sonra salıverilecek... Tetikçi katil Ogün Samast, tıpkı Abdi İpekçi’yi öldüren Ağca gibi, Mercedes otomobile bindirilip; ardından malum gazetede yaşamöyküsünü anlatacak, habercilik adı altında devletin televizyonuna çıkarılacak. Türkler’in kızı istediği kadar “Onu babamı öldürürken gördüm” desin; hiçbir şey fark etmez. Çünkü Türkiye’de yargı işlemiyor. Yıllardır sorduğum soruyu yineleyeyim: “Türkiye gerçekten laik demokratik bir hukuk devleti midir?” Yıllar önce Abdi İpekçi davasında da aynı olayları yaşamadık mı? İpekçi’nin avukatı Turgut Kazan’ın açıklamalarını ne çabuk unuttuk... Ergenekon davasında suçlularla suçsuzlar aynı sepetin içine konuldu, darbe yapacağı iddia edilen emekli paşalar dışarıda, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, kimi üsteğmenler, yüzbaşılar içeride. Suçlarının ne olduğunu bilmeden aylardır, yıllardır içeride yatan insanlar... Hani Türkiye’de faili meçhul cinayetler aydınlatılacaktı? Hani Ergenekon’da bu cinayetlerin işlendiğini bilenler açığa çıkarılacaktı? Adları geçen kişilere bu konuda bir soru bile soruldu mu? Bir garip ülke Türkiye... İÇİŞLERİ BAKANI ATALAY: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART İsrail’in lehine ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Beşir Atalay, WikiLeaks adlı internet sitesinde yayımlanan iddialarla ilgili olarak, “Hiç ilgilenmeyen, Ortadoğu’da özellikle bu konunun içinde fazla geçmeyen veya bu gelişmelerin lehinde göründüğü ülke de İsrail gibi görünüyor bize” dedi. Atalay, TBMM İçişleri Komisyonu’na gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Atalay, “Uluslararası politikada bu kadar düzeysiz, bu kadar dedikoduya dayalı olan raporlama, hele çok dikkatli bu işleri yürütmesi gereken diplomatlar, dışişleri bakanlıkları ve uluslararası kamuoyu için hiç iyi bir görüntü değil. Herhalde en çok ABD’nin düşünmesi lazım. Kendi diplomatlarıyla ilgili, kendi Dışişleri Bakanlığı ile ilgili böyle bir konunun üzerine en çok onların gitmesi gerekiyor. Burada en büyük sorun, zarar, dağınıklık, ciddiyetsizlik daha çok ABD’nin raporlama ve diplomasi tutumuyla ilgili. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız daha iyi çalışıyor, bir heyet kurdular. Hiç ilgilenmeyen, Ortadoğu’da özellikle bu konunun içinde fazla geçmeyen veya bu gelişmelerin lehinde göründüğü ülke de İsrail gibi görünüyor bize. Kime faydası var, kime zararı var bakışıyla baktığımızda biraz da öyle görüyoruz.” WikiLeaks belgeleri tartışılırken Kemal Türkler davasında 30 yıllık bir utanç tarihe gömüldü. Türkler’in kızı Nilgün Soydan’ın çığlığını televizyonlardan izlerken, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi’nin aylar önce babasının kanlı gömleğini NTV’de Can Dündar’a göstermesi geldi aklıma. Eski DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler, 30 yıl önce öldürülmüştü, tıpkı Abdi İpekçi gibi. Türkler’in katili Ünal Osmanağaoğlu Bahçelievler katliamından cezaevinde yatıyor. Bir cinayetin zamanaşımına uğraması, gerçekten utanç veriyor yüreğinde insan sevgisi olan herkese... DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin açıklaması önemliydi bence: “Yargıtay’ın tesciline karşın usul oyunlarıyla dava kasıtlı olarak zamanaşımına uğratılmıştır.” Bu gelişmelere bakınca insanın içi acıyor, yüreği yanıyor... Bir sessizlik ezgisinde 1980 öncesi cinayetleri, Kahramanmaraş, Çorum olaylarını, Madımak katliamını, Gazi Mahallesi’ndeki ölümleri anımsıyor insan. Ölümlere alışmış, “ya sev ya terk et” sloganı atılmış, yargısız infazlarda onlarca kişi ölmüş, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu cinayetleri unutulmuş... Uğur’un katledilmesinden sonra ortalığa saçılan kanıtların yok edilmesini Ahmet Taner Kışlalı cinayetinde de gördük... Necip Hablemitoğlu’nu öldüren Başbakan, “İsviçre’de bir Allah kuruşu param yok” diyor. Doğru olabilir. Ama suçu muhalefete yüklüyor, ABD’ye değil. Tarikatçı, dinci ve yandaş medyanın kalemleri, internet sitesinde yayımlanan belgelerin Türkiye’yle ilgili bölümünü “laikçiulusalcı” söylemlere benzetiyor. Kendilerine şimdilerde “liberalim” diyen, demokrat ve sözde özgürlükçü eski faşolar acaba Türkler cinayetinin zamanaşımına uğraması konusunda ne diyecekler, merak ediyorum. Bu ülkede demokrasi ve özgürlükler masalını dinleye dinleye bıktık... Musa Anter’in tetikçisinin adresini veriyor oğlu Dicle Anter... Hrant Dink cinayetinde olup bitenler, buyruğu verenler, onu koruyup kollayanlar bilinmiyor mu? Eeee, Türkiye bir hukuk devleti ya! Olacak o kadar! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI Erdoğan’a sert tepki İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGC), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara Kent Güvenlik Yönetim Sistemi açılış töreninde WikiLeaks sitesinin açıkladığı belgelerle ilgili yaptığı konuşmayı eleştirerek, “Başbakan basın ve ifade özgürlüğünü bir kez daha hiçe saymış, gazetecilere müdahale alışkanlığını yinelemiştir” dedi. TGC’den yapılan açıklamada “Başbakan’ın belgeleri iftira olarak nitelemesi ne kadar olağan ise bu belgelerin haber yapılması da o kadar olağandır. Tüm dünyayı sarsan ve kamuoyunu meşgul eden belgeleri yok saymak, görmemek, halka duyurmamak, kamuoyundan gizlemek gazetecilik sayılamaz. Sayın Başbakan, ‘Bu iftiraları atanlar ne kadar alçaksa, manşetleri atanlar, siyaset malzemesi yapanlar da aynı derecede müfterir, alçaktır’ sözleriyle, medyanın manşetlerini yönlendirme arzusunu bir kez daha ortaya koymuştur. Sayın Başbakan’ı hakkında çıkan her olumsuz haber, yorum ya da yazıyla ilgili sert açıklamalar yapmak yerine basın ve ifade özgürlüğüne saygılı olmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Türkiye’de yaklaşık 50 gazetecinin cezaevinde olduğu, çoğunun da açılan davalar ile uğraştığına dikkat çekilen açıklamada “Sayın Başbakan’ı basına müdahale, sansür ve otosansür girişimlerinden vazgeçmeye çağırıyor, gazetecilerin çağdaş demokrasilerde olduğu gibi görevlerini özgürce yapabilmeleri için Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nda acilen yapılacak değişikliğin önünü açmasını beklediğimizi bir kez daha yineliyoruz” denildi. İsrail iddiaları reddetti İsrail’in Ankara Büyükelçiliği, İsrail’in WikiLeaks web sitesine bilgi sızdırılmasıyla bağlantısı olduğuna ilişkin iddiaları şiddetle reddettiğini belirtti. Büyükelçilik, bir soruya cevaben verdiği yanıtta, “İsrail, WikiLeaks web sitesine bilgi sızdırılmasıyla bağlantısı olduğuna ilişkin iddiaları şiddetle reddeder. Bu meyandaki iddialar tamamıyla asılsız ve temelsizdir” ifadelerini kullandı. musakart yahoo.com CUMHURBAŞKANI GÜL, BELGELERDE İSRAİL’İN OLMAMASINI DEĞERLENDİRDİ ‘Komplo teorilerine inanmam’ İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, WikiLeaks sitesinde açıklanan belgeleri “tuzak” olarak niteledi. Türkiye’de kimsenin WikiLeaks tuzağına düşmemesini isteyen Gül, “Tabii ki her şey yazılacak, herkes okuyacak, takip edecek ama bunlar kendi iç düzenimizi, iç politikamızı falan gereksiz şekilde enerjilerimizi almasın. Çünkü buradaki, diplomatların merkezlerine yazdıkları kendi değerlendirmeleri, doğru olanlar da var yanlış olanlar da var, yakışıksız olanlar da var. Bu da o diplomatların çapını gösterir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Kazakistan dönüşünde Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. WikiLeaks belgeleri hakkında ABD’li herhangi bir yetkili ile görüşüp görüşmediği sorulan Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmeyi anımsattı. Gül, “ABD Dışişleri Bakanı Kazakistan’da da vardı. ‘Davutoğlu ile her şeyi konuştuk, her şeyi söyledim’ dedi. WikiLeaks tuzağına Türkiye’de kimse düşmesin, enerjimizi boşa harcamayalım” dedi. Gül, WikiLeaks belgelerinde İsrail’le ilgili herhangi bir şey bulunmamasını da “komplo teorisi” olarak niteleyerek “Ben komplo teorilerine fazla inanmam. Birçok Ortadoğu ülkesi ile ilgili haberler çıkıyor. Belki ileride çıkacaktır. Hepsini dökmediler ortaya” dedi. Gül, Kazakistan’da katıldığı AGİT zirvesinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile görüştüğünü, Aliyev’in bu konuyu açarak üzüntülerini dile getirdiğini söyledi. Gül, Aliyev’e bu tür iddialara inanmadıklarını söylediğini ifade etti. KIRGINLIK YOK Gül, AGİT zirvesine “29 Ekim resepsiyonu nedeniyle kırgın olduğu askere, YAŞ yemeği vermemek için bir gün erken gittiği” iddialarını ise şöyle yanıtladı: “Kırgınlık söz konusu olur mu? Ben başkomutanım. 4 buçuk saat yolculuk, 4 saat zaman farkı var. Birkaç gün önce Lizbon’dan geldik. Bir tempo içerisindeyiz. Biz buralara geziye gitmiyoruz. Çalışmaya gidiyoruz. Herhalde hiç kimse benim devlet başkanı olarak gece uçakta uyumamam, sabah oraya saat 07.00’de gitmem ve toplantıya girmememi beklemezdi. Bundan başka manalar çıkartmayın.” TÜZMEN’DEN RÜŞVET İDDİASINA TEPKİ Çıkarlarına dokunduk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı ve AKP Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, WikiLeaks belgelerinde yer alan Irak’la ticari ilişkiler konusundaki rüşvet iddialarıyla ilgili kendisi görevdeyken Türkiye’de ve uluslararası kuruluşlarca değişik yönleriyle inceleme yapıldığını, ancak olumsuz bir bilgi ya da bulguya rastlanmadığı açıklamasını yaptı. Tüzmen, “Kimlerin çıkarlarına dokunduğumuzu, kimlerle dans ettiğimizi biliyorduk” dedi. Tüzmen, belgelerde yer alan “Petrol Karşılığında Gıda Programı” kapsamında Irak’la yapılan ticaretle ilgili rüşvet iddialarına yanıt verdi. Tüzmen, Irak’la 1999 yılından itibaren yapılan ticaretin, ulusal çıkarlar ve mevzuat çerçevesinde, BM kararlarına azami özen gösterilerek gerçekleştirildiğini ifade etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle