16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 ESKİŞEHİR Cum huriyet Anayasanın ilk üç maddesinin değiştiri lebileceği yönündeki söz leriyle tartışma yaratan Anayasa Mahkemesi Baş kanı Haşim Kılıç, yine gündeme oturacak bir açıklama yaptı. Anadolu Üniversite si nin yeni akademik yıl açılışı nedeniyle Yunus Emre Kampusu içindeki Atatürk Kültür Merke zi nde düzenlenen tören de konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kı lıç, üniversitelerde ve devletin diğer kurumla rında özgürlüklere karşı çıkmanın, özgürlüklerle kavga etmenin kimseye bir şey kazandırmayaca ğını ifade etti. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: Derin devlet ten bu devlet çok çekti. Fakat derin demokrasi den, derin özgürlükler den, derin hukuk devle tinden hiçbir şey çek medi. Bu ülke daha ile riye, daha güzele gitme konusunda bu erdemle ri kullanmak zorunda dır. Toplum, daha çok özgürlük, daha çok de mokrasi, daha çok hu kuk isteğiyle bugün or taya çıkmıştır. Bunu karşılamayanlar, her za man kaybetmeye mah kumdur. Üniversitemi zin, demokrasimizin, devletimizin bağışıklık sisteminin güçlenmesini istiyorsak, daha çok de mokrasi ve özgürlük ta leplerine kulak vermek zorundayız. Bir toplum güvenini yitirince her habere inanır, ortaya atılan her savı doğru sanır... Gündemde polis müdürü Hanefi Avcı var. Toplumun, gazetecilerin bir bölümü Hanefi Avcı nın yasadışı Devrimci Kararg h Örgütü yle ilişkisi olduğunu öne sürerken bir bölümü buna karşı çıkıyor. Türkiye gerçekten ilginç bir dönemden geçiyor... Hanefi Avcı muhafazak r bir yapıya sahip. 30 yıldır polis. Diyarbakır ve İstanbul da çalıştı. Kimi faili meçhul cinayetler o dönemde işlendi Diyarbakır ve İstanbul da. Tüm bunlar elbet tartışılmalı... JİTEM içinde yapılanmayı, devlet içindeki silahlı güçlerin yasadışı eylemlerini Susurluk süreci içinde yüreklice açıkladı, o dönemde de 10 gün tutuklu kaldı. Bugüne gelince... Tutuklanması yazdığı bir kitabın, tarikatçı bir yapılanmanın devleti nasıl kuşattığından ötürü mü? Çocuklarını o tarikatın okullarında okutan Hanefi Avcı nın, 2009 yılında yasadışı dinlendiğini anladıktan sonra böyle bir kitabı yazması oldukça düşündürücü. Ben, kitabı okuyunca hiç şaşırmadım. Yazdıkları bana hiç yabancı değildi. Yasal ve yasadışı dinlemeler Türkiye de sürüyordu. Bugün onurlu, dürüst, demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak benimseyen gazetecilerin telefonları 510 kişi tarafından dinleniyorsa o ülkede hukuk devletinden söz edilebilir mi? Ne yazık ki dinleniyor... Bir gazeteci vicdan sahibi olmalıdır... Ruşen Çakır bunu şöyle dillendirdi Vatan da: Günümüz Türkiye sinde iyi bir gazeteci olmak için cesaretten çok vicdana ihtiyaç var. Vicdan sahibi gazeteciler, sanatçılar, aydınlar, bilim insanları değişik siyasal görüşte olsalar bile Hanefi Avcı olayında niçin birleştiler? Çünkü devlet içinde yapılanan bir cemaat in müritleri, polis örgütü içinde imamları var ve onlar egemen. Biliyorum ben bu imam olayını. Bu imamlar, bölge imamları olarak Türkiye de çalışma gösteriyorlardı, şimdilerde ABD de, Rusya da ve kimi Avrupa ülkelerinde... Telefonlar dinleniyor, özel yaşamlar gazete sayfalarında. Laik demokratik bir hukuk devletinde böyle şeyler olur mu? Dinlenen gazeteciler, aydınlar, bilim insanları çete mi, darbeci mi, postalcı mı? Telekulak her yerde... Olağanüstü bir teknik donanımla her yerde izlenip dinleniyorsunuz... Ardından da ahk m kesiyorlar: Türkiye çağdaş, demokratik bir hukuk devleti olma yolunda hızla ilerliyor. Olay ortada... İnsanlar korku içinde... Bu yasadışı dinlemelere Başbakan Erdoğan el koymalı... Yargının yapısı değişirken, bir polis müdürü yasadışı örgüt üyesi olmakla suçlanıp önce gözaltına alınıyor, ardından mahkemece tutuklanıyor. Polisin önemli birimlerinde görev yapmış olan Hanefi Avcı ya sahip çıkmaya, onun siyasal görüşü ne olursa olsun vicdan sahibi herkesin destek vermesi gerekmez mi? Bu durum Silivri de tutuklu, başta Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Fatih Hilmioğlu için de geçerlidir; Eşref Bitlis olayını; Susurluk ta ortaya dökülen devlet içindeki örgütlü silahlı gücü ortaya çıkaran Doğu Perinçek ve arkadaşları için de niçin tutuklu olduklarını bilmeyen genç teğmenler, üsteğmenler için de. Denizci Yarbay Ali Tatar ın onur intiharı nı unutup gittik. Geride acılı bir eş, çocuklar, kardeşler bıraktı... Kim verecek bunun hesabını? Tarikatçı, dinci ve diğer bazı medya, Hanefi Avcı ya niçin acımasızca saldırıyor? Onun bir istihbaratçı olduğunu bildikleri halde cemaat ve dinci yandaş takımı neler yazıyorlar neler... Avcı nın evinde sahte sekiz kimlik... Evinde sekiz farklı Avcı çıktı... Salt bunlar değil elbet yazılıp çizilenler... Hanefi Avcı nın sahte pasaport düzenleyicisi olduğu bile öne sürüldü. Hele bilim insanı maskesiyle TV ekranlarına çıkanlara bir bakın! Sanki bunlar Hanefi Avcı yı tanımıyorlar. Ayıptır ayıp! Yasal ve yasadışı telefon dinlemeleri, yakın izleme, özel yaşamı didikleme... Bir soruşturmanın gizliliği esastır ama bilgiler malum medyaya ve tetikçilerine el altından sızdırılıyor. Nerede masumiyet karinesi? Ayaklar altında ve çiğneniyor... Demokrasi ve özgürlükler! Öyle mi! Olup bitenler karşısında iktidar susuyor, konuşmuyor... Neden? Bir toplum güvenini yitirince ayrışma ortaya çıkar, suçsuz insanlar gözaltına alınırken suçlular gözden kaçar. Böyle şeyler ileri demokrasilerde ve hukuk devleti nde olmaz! Anlayana! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Toplum Güvenini Yitirince... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Derin devletten bu ülke çok çekti HAŞİM KILIÇ: YÖK ün derslere alın talimatı, öğrenciler ile öğretim üyelerini karşı karşıya getirecek Türbana vize tartışmasıProf. Dr. Erdoğan Teziç, YÖK ün istediği düzenlemenin öğrenci ile öğretim üyesini ders ortamında karşı karşıya getireceğini belirtirken Bülent Serim de yazının yargı kararlarına aykırı olduğunu belirtti. MAHMUT LICALI ANKARA Cumhuri yet in 5 Eylül 2010 tari hinde Özcan dan tür bana vize başlığıyla ka muoyuna duyurduğu YÖK ün derste türbanlı öğrencilerin girmesine izin vermesine ilişkin res mi yazı yeni akademik yılın başlamasıyla tekrar gündeme geldi. YÖK, İstanbul Üniver sitesi nde Kılık Kıyafet Yönetmeliği nin uygu lanmasında çıkan sorun larla ilgili kurula iletilen dilekçe üzerine bütün üni versiteleri ilgilendiren bir yazı hazırlamıştı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan imzalı yazı da, yeni akademik yılın başlamasına kısa bir süre kala Kılık Kıyafet Yönet meliği ne aykırı davranan öğrencilerin durumuyla ilgili bir şik yet dilekçesi üzerine türbanlı öğrenci lerin derse katılmasına do laylı yoldan vize veril mişti. Yazıda, öğretim üyelerinin türbanlı öğren cilerin de aralarında bu lunduğu disiplin suçu iş lemiş olan bütün öğrenci leri dersten çıkarma yetkisi bulunmadığı; dersten çı karmak yerine, öğrenci hakkında tutanak tutul masını, öğrencileri dersten çıkaran öğretim üyeleri hakkında ise disiplin işle mi yapılması istenmişti. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, YÖK ün söz konusu dü zenlemesinin öğrenci ile öğretim üyesini bir ders ortamında karşı karşıya getirmek gibi vahim so nuçlara neden olabilece ğini belirtti. Teziç, YÖK ün söz konusu dü zenlemesinin isabetli ol madığını ifade etti. Eski YÖK üyesi ve es ki Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Bülent Serim, YÖK ün yazısının pek çok yargı kararına aykırı olduğunu ifade et ti. Cumhurbaşkanı Ab dullah Gül tarafından atanan pek çok rektörün türbanı zaten üniversite lerde serbest bıraktığına işaret eden Serim, Bu na karşın bazı öğretim elemanları türbanlı öğ rencileri derse almı yordu. YÖK bu yazıy la bu öğretim üyelerinin türbanlı öğrencileri derse almamasını en gelledi dedi. YÖK ün söz konusu ya zısının türbanlı öğrencile ri derse almayan öğretim üyelerinin kulağını çe kin anlamına geldiğini ifade eden Serim, şunları dile getirdi: YÖK ün bu yazısı Anayasa Mahke mesi nin türban kara rına aykırıdır. Ne bu uy gulama ne de bu yazı hukuka uygundur. YÖK ün bu yazısı Ana yasa Mahkemesi nin ka rarının yanı sıra Danış tay ın kararlarına, Av rupa İnsan Hakları Mahkemesi nin karar larına uygun değildir. Ankara Üniversitesi nin 20102011 akademik yılı dolayısıyla Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi nde düzenlenen açılış törenine KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ AÜ Rektörü Taluğ, siyasetçilere ve topluma çağrı yaptı Üniversiteye sahip çıkın ANKARA Cumhuriyet Bü rosu Ankara Üniversitesi nin 20102011 akademik yılı dolayı sıyla Dil ve TarihCoğrafya Fa kültesi Farabi Salonu nda düzen lenen açılış törenine KKTC Cum hurbaşkanı Derviş Eroğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda roğlu, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. AÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Olcay Çağlar, törende yaptığı konuşmada, Ankara Üniversite si nin öğrenci odaklı bir üniversite olmadığını belirtti. Çağlar, eğitim, kültür ve sosyal alanda üniversi tede yapılan bütün değişiklikler de öğrencilerin görüşlerine baş vurulmadığını belirterek Anka ra Üniversitesi nde öğrencileri hocalara saygı duymaktan baş ka bir görevi olmayanlar olarak görenler var dedi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ da açılış konuşmasında üniversitelerin siyasette günde min üst sıralarına taşınması ge rektiğini belirterek Siyasetin üniversitelere ilgisi, bilim ve yükseköğretim politikaları, üni versitelere sağlanan kamusal kaynakların geliştirilmesi, özerkliğin genişletilmesi, çeşit liliğin sağlanması gibi gerçek ve temel konulara odaklanmalı dır dedi. Siyaset ve toplumun üniversi telere sahip çıkması gerektiğini kaydeden Taluğ, Türkiye deki üniversitelerin rekabet ettiği ül kelerin üniversitelere sağlanan lardan daha küçük bütçelerle ça lıştığını kaydetti. Taluğ, yeterli kaynak, daha güçlenmiş özerklik ve daha geniş çeşitlilik ortamının sağlanması durumunda üniversi telerin Türkiye ve insanlığa daha fazla yararı olacağını kaydetti. YSK 207 BAŞVURUDAN SADECE BİRİNİ REDDETTİ HSYK üyeliği için 30 kadın yarışacak ANKARA Cumhuriyet Bürosu Yüksek Seçim Kurulu YSK , HSYK için adaylık başvurusu yapan 207 isim ara sından sadece Fethiye 2. Sulh Ceza Mahkemesi H kimi Hulusi Tahir İl genli nin başvurusunu reddetti. H kim lerin çoğunlukta olduğu YSK nin geçi ci listesinde 30 kadın aday da yer aldı. Adli yargıda 173, idari yargıda ise 34 h kim ve cumhuriyet savcısı HSYK üyeliği seçiminde aday olmak için YSK ye dilekçe vermişti. Başvuruları in celeyerek kararını açıklayan YSK, adli yargıda 172 adayın başvurusunun usulüne uygun ve eksiksiz olduğunu kaydetti. Bu na karşın, Fethiye 2. Sulh Ceza Mahke mesi H kimi Hulusi Tahir İlgenli nin 30 Nisan 2009 tarihinde birinci sınıfa ay rıldığı, henüz birinci sınıf olma incele mesine tabi tutulmadığını bildiren YSK, bu nedenle İlgenli nin başvurusunu red detti. İdari yargıda ise 34 adet başvuru nun olduğunu, bu başvuruların tamamı nın usulüne uygun ve eksiksiz olduğunu belirten kurul, adli yargıda 172, idari yar gıda 34 adaylık başvurusunun kabulüne karar verdi. YSK, bu kapsamda geçici aday listesi yayımladı. 206 h kim ve cum huriyet savcısının 30 unu kadın adaylar oluşturdu. HSYK üyeliği için 13 Yargı tay Cumhuriyet Savcısı başvuruda bu lunurken, diğer adaylıkların çoğunlu ğunun İstanbul, Ankara ve İzmir adliye lerinden olduğu gözlendi. YSK ye baş savcı unvanıyla sadece Muş Cumhuri yet Başsavcısı Feridun Süzer, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Osman Vura loğlu, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcısı Metin Yandırmaz başvurdu. Ayhan Gödekmerdan ise Bakırköy Cumhuri yet Başsavcı Vekili sıfatıyla aday oldu. 27 mahkeme başkanı nın yer aldığı lis tede, toplamda 67 savcı, 132 de h kimin ismi bulundu. Geçici aday listesinde, kamuoyunun yakından tanıdığı isimler dışında, ilginç karar ve uygulamalarıyla dikkat çeken adaylar da yer aldı. İzmir 10. İcra Mah kemesi H kimi Uğur Akay, bir dönem görev yaptığı Diyarbakır da yol kontro lü sırasında kendisine hakaret eden ve tar taklayan polisler hakkında dava açmış tı. Ancak davanın zamanaşımı nedeniy le düşmesi üzerine Akay, AİHM ye baş vurmuş ve haklı bulunmuştu. Buna kar şın Akay, tazminat istemediğini belirtmesi üzerine AİHM Türkiye yi mahkum et memişti. Kurusıkı silahların genel gü venliği tehlikeye sokmadığı yönündeki Yargıtay kararının hatalı olduğunu ka nıtlamak isteyen Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi H kimi Halis Gümüşoğlu, mübaşirine sokak ortasında kurusıkı ta bancayla ateş ettirmişti. İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi H kimi Güzin Akgündüz, biri polis memuru, diğeri kasap iki kocaya, eş lerini dövdükleri ve tehdit ettikleri ge rekçesiyle, üç ay evden uzaklaştır ma cezası vermişti. Kılıçdaroğlu: Bilimi egemen kılalım ANKARA Cumhuriyet Bürosu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda roğlu, Ankara Üniversitesi nin Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi nde yapılan yeni akademik yılı açılış töreninden son ra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan ın Toplumu tehdit etmek için Türkiye İran olu yor korkusunu pompalayan CHP, bugün döndü dolaştı Türkiye nin başörtülü kızlarına İran modeli ör tünmeyi tavsiye eder hale geldi şek lindeki ifadelerinin yapay bir sorun ol duğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, Bir bilim yuvasın dayız. Bilimin, aklın ve mantığın kul lanılması gerektiğini öğretiyor bura sı. Bilimi egemen kılarsak bu tür ya pay sorunları da tartışma konusu ol maktan çıkarırız diye konuştu. CMYB C M Y B 5 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 ESKİŞEHİR Cum huriyet Anayasanın ilk üç maddesinin değiştiri lebileceği yönündeki söz leriyle tartışma yaratan Anayasa Mahkemesi Baş kanı Haşim Kılıç, yine gündeme oturacak bir açıklama yaptı. Anadolu Üniversite si nin yeni akademik yıl açılışı nedeniyle Yunus Emre Kampusu içindeki Atatürk Kültür Merke zi nde düzenlenen tören de konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kı lıç, üniversitelerde ve devletin diğer kurumla rında özgürlüklere karşı çıkmanın, özgürlüklerle kavga etmenin kimseye bir şey kazandırmayaca ğını ifade etti. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: Derin devlet ten bu devlet çok çekti. Fakat derin demokrasi den, derin özgürlükler den, derin hukuk devle tinden hiçbir şey çek medi. Bu ülke daha ile riye, daha güzele gitme konusunda bu erdemle ri kullanmak zorunda dır. Toplum, daha çok özgürlük, daha çok de mokrasi, daha çok hu kuk isteğiyle bugün or taya çıkmıştır. Bunu karşılamayanlar, her za man kaybetmeye mah kumdur. Üniversitemi zin, demokrasimizin, devletimizin bağışıklık sisteminin güçlenmesini istiyorsak, daha çok de mokrasi ve özgürlük ta leplerine kulak vermek zorundayız. Bir toplum güvenini yitirince her habere inanır, ortaya atılan her savı doğru sanır... Gündemde polis müdürü Hanefi Avcı var. Toplumun, gazetecilerin bir bölümü Hanefi Avcı nın yasadışı Devrimci Kararg h Örgütü yle ilişkisi olduğunu öne sürerken bir bölümü buna karşı çıkıyor. Türkiye gerçekten ilginç bir dönemden
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle