16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 5 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B Kişiler olarak çok borçlandık. Bu borçları nasıl ödeyeceğiz, diye kaygılanmamak elde değil. Toplam bireysel kredi tutarı 24 Eylül 2010 itibarıyla 153 milyar TL olmuş durumda. Bunun dağılımı şöyle: Tüketici kredi kartlarının dağılımına baktığımızda, yarısına yakın kısmının konut kredisi olduğunu görmek mümkün. Son beş senede 1.4 milyon kişi konut kredisi kullandı ki bu da her yıl ortalama 250 bin kişinin konut kredisi kullandığı anlamına geliyor. İstihdam edilen kişi sayısını 21 milyon olarak kabul edersek, çalışanların yüzde 7 sinin konut kredisi kullandığı sonucuna ulaşırız. Son yılda ücretli çalışanların üçte biri tüketici kredisi kullanmış.Tüketici kredisi kullananların yüzde 42 sinin aylık geliri 1.000 TL nin altında. Öte yandan Mart 2009 ve Mart 2010 arasında bankalardan yaklaşık olarak 6.5 milyon kişi ihtiyaç kredisi, 392 bin kişi konut kredisi, 171 bin kişi ise taşıt kredisi kullandı. Aynı dönemde kişi başı kullanılan ortalama kredi miktarı ise ihtiyaç kredilerinde 7.000 TL, konut kredilerinde 64.500 TL, taşıt kredilerinde ise 34.000 TL olarak gerçekleşti. Kaynak: enuygun.com Tüketici kredilerinin 41.2 milyar TL sini kamu bankaları, 49.2 milyar TL sini özel bankalar, 22.1 milyar lirasını yabancı bankalar finanse etmiş. Bunun anlamı; kamu bankalarını çıkardığımız zaman Türkiye de yaşayan kişilerin özel ve yabancı bankalara 71.3 milyar TL kredi borcu bulunmaktadır. 17 Eylül itibarıyla bankalardaki mevduata baktığımızda da yaklaşık 509 milyar TL tutarında bir mevduat görmekteyiz. Son dönemde yabancı para cinsinden mevduatta artış söz konusu. TL cinsinden mevduat tutarı 349 milyar TL, yabancı para cinsinden 147 milyar TL, bankalar arası mevduat da 12 milyar TL den oluşuyor. Bankaların kredi hacmi ise şöyle: Öte yandan son zamanlarda bankaların k rları ile ilgili tartışma yaşanıyor. Bankaların düşük faiz nedeniyle fazla komisyon aldıkları şik yet konusu yapılıyor. Bu tartışmaya Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, K rlar bir yere gitmiyor. 1 lira k r 8 lira kredi olarak dönüyor diye banka k rlarına göz dikmenin yanlış olduğunu açıklayarak katıldı. Yani bankalar k r ettikçe bizlerin borcu artacak. Oysa bizim bankaların k rlarında gözümüz yok. Kaygımız, kişilerin bu kadar borçlanması. Herkes kredi ile dönüyor, refah borçla sağlanıyor. Bunun sonu var mı, bizce yok. Çok büyük sıkıntılar bizi bekliyor. Kredi borçlarını geriye ödeyecek kişilerin en az 10 yıl vadede borca yetecek kadar para kazanmaları lazım ki, gelecek 5 yılı, 10 yılı tahmin etmek çok zor. 30 yaşında borçlanan 40 yaşına, 40 yaşında borçlanan 50 yaşına gelecek. Kredi kartlarında zaten minimum ödenerek sürekli borçluluk devam ediyor. Rakamlara bakın ve siz siz olun fazla borca girmeyin, kredi ve tüketim çılgınlığına kapılmayın. Kredili Yaşam İliklerimize Kadar Sinmiş Durumda M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sağda Hesaplaşma... [email protected] Bireysel Krediler Milyar TL % Tüketici Kredileri 112.6 73.6 Kredi Kartları Kullanımı 40.4 26.4 Toplam 153.0 100.0 Tüketici Kredileri Milyar TL % Taşıt Kredileri 4.4 3.9 Konut 51.6 45.8 Diğer 56.6 50.3 Toplam 112.6 100.0 Kredi Hacmi Milyar TL Mali kesime verilen 11.2 Mevduat bankalarının verdiği 8.3 Kalkınma ve yatırım bankalarının verdiği 2.9 Mali kesim dışında verilen kredi 382.9 Mevduat bankalarının verdiği 369.0 Kalkınma ve yatırım bankalarının verdiği 13.9 Toplam kredi hacmi 394.1 Amerika nın İran ambargosunun Türkiye yi bağlamayacağını söyleyen Zafer Çağlayan iki konseyle ABD yolcusu Cemaatsermayesiresmileşti BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Sanayi ve Ticaret Ba kanı Zafer Çağlayan, Türkiye ile ABD arasındaki model ortaklık me kanizması çerçevesinde 17 Ekim de Washington a gidecek. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile birlik te ABD de üst düzey temaslar yap ması öngörülen Çağlayan ın çanta sında ise İran a ambargo dosyası ola cak. Edinilen bilgilere göre Çağla yan, Türkiye nin İran a ambargodan zarar görmemesi için formüller üre tilmesini isteyecek. Ziyaret sırasında toplanacak Tür kiyeAmerika İş Konseyi nde ise ye şil sermayeyi temsilen Gülen ce maatine yakınlığı ile bilinen Türki ye İşadamları ve Sanayiciler Kon federasyonu ndan isimler de yer alacak. BM Güvenlik Konseyi nde İran a yönelik ambargo kararının ar dından ABD nin kırmızı listesine Tüpraş ı eklemesi ve İran ile iş ya pan Türk bankalarını da baskı altı na alması Ankara yı harekete ge çirdi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, 17 Ekim de Devlet Ba kanı Babacan ile yapacağı ABD ziyaretinde İran a karşı Türk ban kalarının baskı altına alınmasından duyulan rahatsızlığı dile getirecek. Çağlayan ın Türkiye yi sadece BM kararları bağlar, ABD nin al dığı kararlar Türkiye yi bağla maz mesajını vermesi bekleniyor. Çağlayan, ABD nin Türk banka larına baskı yapmamasını da iste yecek. Daha önce ABD den gelen bir heyet Türk bankaları ile görüşe rek İran a yönelik yaptırımlara uy malarını istemişti. Yeşil sermaye devrede... Çağlayan ın temasları ile eşza manlı olarak ABD Başkanı Barack Obama nın Türkiye ziyaretinde gündeme getirdiği model ortaklık kapsamında DEİKTOBB tarafından oluşturulan TürkiyeAmerika İş Konseyi toplantısı da yapılacak. Yeni konseyde, TOBB ve TÜSİ AD ın yanı sıra yeşil sermayeyi temsilen MÜSİAD ve Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bili nen TUSKON temsilcileri de yer alacak. Konseyde Türk ve ABD ta raflarından sekizer isim bulunacak. Son olarak Tüpraş, ABD köken li firmalarla iş bağlantısı olduğu için İran a benzin ihracatını durdurmuştu. ABD Dışişleri Bakanlığı da, İran a benzin ihracatını durdurduğunu Was hington yönetimine resmen iletme sinden bir ay sonra TÜPRAŞ ın da içinde olduğu kırmızı listeyi dünya ka muoyuna açıklamıştı. Özellikle ABD firmaları ile üçün cü ülkelerde iş yapan Türk şirketleri, büyük projeler için ABD Kongre si nin onayının gerekmesinden ötü rü, İran a yaptırım kararına karşı çı karak Washington yönetiminin tep kisini çekmek istemiyor. TÜRK YE, SUR YE DE 7 SAHADA PETROL ARAYACAK Ekonomi Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TürkiyeSuriye ortak petrol arama şirketinin kurulduğunu ve Suriye de 7 petrol sahasında arama yapılacağı nı söyledi. Yıldız, Suriye de, Türkiye ye ihalesiz 7 petrol sahası verildiğini dile getir di. Yıldız, ortak şirketin sermaye kurallarının belirlenmesi, iki taraftan yetkililerin yer alacağı yönetim kurulunun oluşturulması ve gerekli cihazekipmana ilişkin çalışmaların tamamlanmasının ardından petrol arama çalışmalarına başlanacağını söyledi. Arap doğalgazını Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa ya ulaştıracak olan projeye ilişkin Türkiye tarafının 1200 kilometrelik kısmı tamamlamak üzere olduğunu belirten Yıldız, Suriye tarafında da ihale ve inşaat çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Yıldız, 1 yıl içinde her iki tarafta da çalışmaların bitmesini beklediklerini ifade etti. Yılmaz: Yeni konjonktüre hazırlık yapıyoruz Ekonomi Servisi Merkez Banka sı Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası nın TCMB son dönemde al dığı ilave önlemlerin dünyayı etkisi al tına alması beklenen yeni konjonktü re bir hazırlık olduğunu söyledi. TCMB Başkanı ve yardımcıları, çıkış strate jisinde uygulamaya koydukları adım larla ilgili bankacıların görüşlerini al mak üzere dün Türkiye Bankalar Bir liği TBB yönetim kurulu ile bir ara ya geldi. Basına kapalı yapılan top lantıdan Reuters in edindiği bilgiye gö re TCMB sunumunda şunlar yer aldı: TL zorunlu karşılık oranı yıl sonuna kadar yüzde 6 ya çıkarıla bilecektir. 2011 de zorunlu karşılık oranla rının seyrine ilişkin sinyalleri aralıkta ilan edeceğimiz para ve kur politika sını kamuoyu ile paylaşacağız. Mevduatın vade yapısı daha da kı salıyor, bunun için bir yıl ve daha uzun vadeli mevduata zorunlu karşılıklar bir miktar düşürülebilir. Yakın dönemde iktisadi faaliyette fiyat istikrarı açısından aşırı ısınma be lirtisi veya aşırı borçlanma eğilimi gözlemlemiyoruz. Aldığımız önlemler, dünyayı et kisi altına alacağını düşündüğümüz ye ni konjonktüre karşı bir hazırlık Bankalar yurtdışına teşvik bekliyor Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özin ce de toplantı sonrasında yaptığı açık lamada, Farklı vadelere farklı mun zam karşılıkları olsa da benim ka naatim vade yapısı uzamayacaktır. Mevduattan daha çok tahvilde vade yapısını uzatacağımızı düşünüyo rum, bu daha sağlıklı olur. Banka larımızın yurtdışında yatırım yap malarının yararlı olacağını düşü nüyoruz, bu konudaki teşviklerle il gili gelişmeleri bekliyoruz dedi. Sabancı Holding Lastik, Takviye Malzemeleri ve Otomotiv Grup Başkanı Mehmet Pekarun, Çimento Grup Başkanı Mehmet Göçmen, Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer, CEO Zafer Kurtul, Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman ve Strateji ve İş Geliştirme Sigorta Hizmetleri Grup Başkanı Hakan Akbaş soldan sağa 9 aylık faaliyet sonuçları ve yılın son çeyreğine yönelik hedeflere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Ekonomi Servisi Sabancı Holding Üst Yöneticisi CEO Zafer Kurtul, Sa bancı Holding şirketlerinin net aktif de ğerinin 14 milyar doları geçtiğini be lirterek Bu bizi Türkiye nin en büyük holdingi ve en büyük şirketi yapıyor. Bu yıl net aktif değerlerimiz yüzde 15 yükseldi dedi. Kurtul, Sabancı Holding in yıl sonu beklentilerine ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, şun ları aktardı: 30 Haziran 2010 itibarıyla öz kaynaklarımız 12 milyar liraya yak laştı. Bu da büyüklük anlamında çok önemli bir rakam. Sabancı Holding in 2010 da top lam yatırımlarının 1.5 milyar dolara ya kın olmasını hedefliyoruz. 2010 da ya tırımlarımız yüzde 28 artıyor. 1.5 mil yar dolar yatırım, çok önemli bir rakam... 2009 daki yatırımlarımız 1.1 milyar dolardı. Holdingin 30 Haziran 2010 itiba rıyla konsolide net satışları 9.8 milyar lira. Bu bir önceki döneme göre yüzde 4 lük artışı gösterdi, EBITDA FA VÖK Faiz Amortisman ve Vergi Ön cesi K r rakamı ilk 6 ayda yüzde 35 lik büyümeyle 2.6 milyar lirayı geç ti. Net k r ise yüzde 52 lik büyümeyle 918 milyon li ra olarak gerçekleşti. 2010 yıl sonu kon solide net satış beklen timiz 21 milyar lira. Bu çok önemli bir rakam. Bu, yüzde 8 lik büyü meyi gösteriyor. EBIT DA rakamlarımızda yaklaşık 4.5 milyar li rayı hedefliyoruz. Bu ise yüzde 15 lik büyü meyi gösteriyor. Sabancı Gru bu nun stratejileri k rlı lıkla büyümek, yeni iş lere yatırım yapmak, şir ketlerimizi halka açmak, stratejik ortaklıklar kurmak, temettü gelirlerini arttırmak. BÜYÜMEDEN EN BÜYÜK PAYI KAPARIZ Sabancı Holding şirketlerinin net aktif değerinin 14 milyar doları geçtiğini belirten CEO Kurtul, Bu bizi Türkiye nin en büyük şirketi yapar dedi. Kurtul, önümüzdeki büyüme dönemini en iyi değerlendiren grup olacaklarını söyledi. DÜNYA TURU CEO Zafer Kurtul, 2004 ten 2009 sonuna kadar Türkiye ekonomisindeki büyüme oranı yüzde 71 iken, holding olarak cirodaki gelişime bakıldığında bu dönemde yüzde 103 büyüdüklerini, dolayısıyla Türkiye ekonomisinden daha başarılı bir büyüme gösterdiklerini söyledi. Önümüzdeki dönemde de bu olumlu ekonomik ortamda çok daha iyi sonuçlar elde etmeyi düşündüklerini dile getiren Kurtul, Türkiye nin geleceğiyle ilgili heyecan duyuyoruz. Bu ortamı en iyi değerlendirecek grubuz diye konuştu. ORTAKLIKLARDA ÇOĞUNLUK BİZDE OLMALI Sabancı Holding in 9 aylık faaliyet sonuçlarının değerlendirildiği ve yılın son çeyreğine yönelik hedeflerinin açıklandığı basın toplantısında şu bilgiler verildi: Stratejik ortaklıklarda ya Sabancı Holding çoğunluk olacak ya yüzde 5050 ortak olacağız. Sabancı Holding olarak gelecek yıl için büyüme tahminimiz yüzde 15 arttı. Yünsa satış listesinde olan bir şirket değil. Bugün için çıkmayı düşündüğümüz şirketimiz yok. EPDK nin Başkent Elektrik Dağıtım için öngördüğümüz yatırımları onaylamasını bekliyoruz. EPDK nin yayımlamış olduğu getiri oranı bizi kaygıya sevk etti, bu oranla yatırımları yapmak konusunda ciddi kaygılıyız. Önümüzdeki dönemde Enerjisa, Teknosa, Temsa, Avivasa nın halka açılma potansiyeli var. Enerjisa için 2012 sonrasında halka arz söz konusu olabilir. Aksigorta da talibimiz çok, aralık sonunda stratejik ortaklıkta tek adaya inmiş olacağız. İspanya ölüm sarmalında. Nobel ödüllü eko nomist Joseph Stiglitz, Avrupa ya yayılan ke mer sıkma önlemlerinin yeni bir resesyona ne den olabileceğini belirterek, İspanya on yıl önce Arjantin i etkileyen bir ölüm sarma lına girebilir. Şu anda spekülatörlerin et kisinde değil ancak kısa sürede saldırıya uğ ramaya başlayacaktır dedi. İngiliz bankaları kurtarılmaya ihtiyaç duyabilir. İngiliz düşünce kuruluşu New Economics Fo undation Nef , borçlanma koşullarının bitmesiyle 2011 de İngiliz bankalarının aylık 13 milyar ster linlik kaynak ihtiyacı olabileceğini söyledi. Portekiz bankaları zor durumda. Avrupa Mer kez Bankası ECB yönetim kurulu üyesi ve Por tekiz Merkez Bankası Başkanı Carlos da Silva Costa, Portekiz bankalarının ECB dışında alter natif fonlama kaynağına ihtiyaç duyduğunu söy ledi. Costa hükümetin açıkladığı tasarruf pla nındaki tedbirlerin yeterli olmadığını ifade etti. Yaklaşık 30 yıldır Türk Amerikan ticari ilişkilerini yürüten DEİK çatısı altındaki iş konseyinin yanında, yeşil sermayenin temsilcisi olarak kabul edilen MÜSİAD ve Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen TUSKON temsilcilerinin de yer aldığı yeni bir konsey oluşturuldu. En büyük biziz Sabancı Üst Yöneticisi Kurtul: Gelecek yıl büyüme tahminimiz artı yüzde 15 Çok özgür görüntüsü altında, iktidarcemaatler ekseninde giderek daha bağımlı olan medyamızda, halkın değil yaratılan sansasyonel gündemler üzerinden, giderek keskinleşen ırk ve din eksenli tartışmalarda, aynı cephenin içinden bilinen taraflar, isimler arasındaki kapışmalar, kamuoyunun bugüne kadar çok da farkında olmadığı bir içten çatışmayı mı yansıtıyor? Hanefi Avcı olayı üzerinden, aslında Gülen cemaatinin kurumlar içindeki yapılanması, toplumsal yaşamı yönlendirmesi, güç kullanma yöntemleri ekseninde; ya da Başbakan Erdoğan başta olmak üzere AKP iktidar gücünün kullanılması, baskıcılığı üzerinden; yandaş bilim insanları, yazarlar arasında yaşanan görüş ayrılıkları artık her gün yazılarından alıntılar, ya da televizyon açık oturumlarından kavga sahneleri ile haberlere yansımış oluyor... Aynı çarpıcı kavga dozunda tartışmalar ülkücülerin son referandumda oylarının evet ile hayır arasında bölünmesi, ya da Kürt siyasal hareketleri, örgütlenmelerinin boykot ya da evetçi oylara bölünmesi ile gündeme taşınmış bulunuyor... Referandum sonucunun Kürt sorunu için bir tür zorunlu acil uzlaşma belgesi olduğu öngörüsünün ardından gündeme gelen AKPBDPPKKKuzey Irak yönetimi görüşmeler trafiğinde, ABD nin de bölgeden çekilmesi bağlantılı acil görülen uzlaşma için ortak noktalar mı bulunmaya çalışılıyor? Öyle ise her biri bu sayılan taraflar arasında uzlaşma bekleyen, özelinde biz tam bilemesek de, bu taraflardan birilerine daha yakın sözcüler, bugüne kadar aynı cephede gözükmeyi yeğlerlerken, kamuoyunun önünde neden bu kadar acımasız kavga ediyorlar? Sağda çoktandır liberal ideolojiden kopuk, ırklar, dinler, mezhepler ayrışması üzerinden yaşanan örgütlenmelerde, gerçekten ideolojik boyutları da olan bir hesaplaşma sürecine mi girildi? Yoksa iktidar gücü, ittifaklarının, büyük çıkar hesaplaşmalarının, söz konusu eksenlerde yaşanması karşısında, iktidar, dünya nimetlerinin paylaşılmasında bir yanı ile siyasal, diğer yanı ile ırksal ve siyasi İslamcı mezhepler, hatta cemaatler, aşiretler paylaşım savaşları mı yaşanıyor? Örneğin Saadet Partisi ndeki son kavga, büyük bölünme, sadece koltuğu, iktidarı bırakmamakta direnen Erbakan ile Kurtulmuş arasındaki, liderler ve kadrolarının kavgası olarak açıklanabilir mi? Olay her koşulda AKP dışında kalacak, biraz da ABD yandaşı, İslamdan ayrışmış İslamcı kadrolaşmalar, muhalefetten beslenen, her koşulda yüzde beşleri bulabilecek bir oy potansiyelinin dayanılmaz çekiciliği varsayılabilir mi? Ya da Milli Görüş tabanının kolay kolay dağılmayacağı, camiler, dernekler ekseninde örgütsel, parasal gücünün sürükleyiciliğini elde tutma tutkusu olabilir mi? Son referandum sonrası Gülen cemaatinin eski görünmez kabuğunu yararak, kimlik ve örgütlülük gücü ile kendini görünür kılma stratejisi, öncelikle AKP içinde Erdoğan iktidarı mı, Gülen cemaati mi daha güçlü, iktidar çarklarının işletilmesi, kullanılmasında daha etkin belirleyici, özdeş mi, gizliden gizliye çatışıyorlar mı... sorgulamasını gündeme getirdi. İç yapılanmayı bilemeden bugüne kadar aynı çizgide görülen isimlerin kamuoyu önündeki tartışmaları, kavgalarına bakarak çok farklı izlenimlere varabiliriz. Aynı şekilde AKP içinde Türkİslam, Kürtİslam eksenlerinde siyasal İslam kimliği belirleyici olarak görünen buluşmanın Kürt sorununa çözüm reçetelerinde çok büyük ayrışmaları yaşayabilecekleri tezleri de uç izlenimler verebilecek gelişmeleri içeriyor. Hele de Kürt sorununa çözüm arayışları haberlerine bakarken, birinden, taraflar uzlaşmaya varıyorlar sonucuna gidebilecekken, bir diğerinden biri diğerini yemeye bakıyor sonucuna varabilirsiniz. AKPBDP arasında günlük yaşanan gelişmeler, olaylara ilişkin resmi açıklamalar da, bir diğerini yok etme savaşları olarak kabul edilebilir.. Görüşmeler ile tutuklamalar, çatışmaların iç içeliği kafaları iyice bulandırıyor... Sağdaki bu iktidar savaşlarının, tartışılmaz tek niteliği paylaşım kavgaları olması. Günümüz koşullarında dünyada da yaşandığı üzere ülkemizde de iktidar kavgaları, paylaşım savaşları sınıflar, ideolojiler üzerinden değil. Öyle olunca da içeriğinde daha adil bir gelir dağılımı, daha hakça bir dünya nimetlerinden yararlanılması, başta sağlık, eğitim, yaşamın her alanına dönük olarak sosyal devletin belirleyici olması; her düşünceden, yaşam biçiminden, inanç alanından, kimlikten insanlar için eşitlikçi paylaşım koşullarının yaratılması.. gündemde değil... İnançırk eksenli kimliklerin insan hakları ihlal konusu yapılamaması demokrasilerin, hukuk düzenlerinin ne kadar önemli olmazları ise, bu kimliklerin her tür toplumsal örgütlenmede kullanılmaları, ayrımcılık yaratılmasının, savaşların, kanlı çıkar hesaplaşmalarının en önemli nedenleri.. Sağ ideoloji giderek vahşi sömürü düzenine kayarken, kitleleri yoksullaştırıp, yoksunlaştırırken en çok ırksal ve dinsel kimlikleri en önemli afyonlama aracı olarak, zehirli bir ilaç gibi kullanır. Zehrin dozu yetmeyip arttırdıkça da insanı öldürür... [email protected] 5 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ 15 CMYB C M Y B Kişiler olarak çok borçlandık. Bu borçları nasıl ödeyeceğiz, diye kaygılanmamak elde değil. Toplam bireysel kredi tutarı 24 Eylül 2010 itibarıyla 153 milyar TL olmuş durumda. Bunun dağılımı şöyle: Tüketici kredi kartlarının dağılımına baktığımızda, yarısına yakın kısmının konut kredisi olduğunu görmek mümkün. Son beş senede 1.4 milyon kişi konut kredisi kullandı ki bu da her yıl ortalama 250 bin kişinin konut kredisi kullandığı anlamına geliyor. İstihdam edilen kişi sayısını 21 milyon olarak kabul edersek, çalışanların yüzde 7 sinin konut kredisi kullandığı sonucuna ulaşırız. Son yılda ücretli çalışanların üçte biri tüketici kredisi kullanmış.Tüketici kredisi kullananların yüzde 42 sinin aylık geliri 1.000 TL nin altında. Öte yandan Mart 2009 ve Mart 2010 arasında bankalardan yaklaşık olarak 6.5 milyon kişi ihtiyaç kredisi, 392 bin kişi konut kredisi, 171 bin kişi ise taşıt kredisi kullandı. Aynı dönemde kişi başı kullanılan ortalama kredi miktarı ise ihtiyaç kredilerinde 7.000 TL, konut kredilerinde 64.500 TL, taşıt kredilerinde ise 34.000 TL olarak gerçekleşti. Kaynak: enuygun.com Tüketici kredilerinin 41.2 milyar TL sini kamu bankaları, 49.2 milyar TL sini özel bankalar, 22.1 milyar lirasını yabancı bankalar finanse etmiş. Bunun anlamı; kamu bankalarını çıkardığımız zaman Türkiye de yaşayan kişilerin özel ve yabancı bankalara 71.3 milyar TL kredi borcu bulunmaktadır. 17 Eylül itibarıyla bankalardaki mevduata baktığımızda da yaklaşık 509 milyar TL tutarında bir mevduat görmekteyiz. Son dönemde yabancı para cinsinden mevduatta artış söz konusu. TL cinsinden mevduat tutarı 349 milyar TL, yabancı para cinsinden 147 milyar TL, bankalar arası mevduat da 12 milyar TL den oluşuyor. Bankaların kredi hacmi ise şöyle: Öte yandan son zamanlarda bankaların k rları ile ilgili tartışma yaşanıyor. Bankaların
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle