16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İstanbul Haber Servisi - Es- ki SHP Milletvekili, CHP üyesi Arif Sağ, Devlet Bakanõ Faruk Çelik’in kendisine yönelik söy- lediği “ajan” ve “Arif Sağ Ale- vilere ihanet etti” sözlerini sert bir dille eleştirdi, Çelik ve habe- ri yayõmlayan Zaman gazetesi ya- zõişleri müdürü hakkõnda suç duyurusunda bulundu. Sanatçõ- dan ajan olamayacağõnõ belirten Sağ, “Kötü söz sahibinindir. Ben sanatçıyım, sanatçılar ajanlık yapamaz. Bu sözle- rimden ajanlık çıkıyorsa ken- disi de Başbakan’a bilgi veri- yor, o zaman kendisi de mi ajan oluyor?” dedi. CHP İstanbul İl Başkanlõğõ’nda dün İl Başkanõ Berhan Şimşek ile ortaklaşa basõn toplantõsõ dü- zenleyen Sağ, Devlet Bakanõ Çelik’in kendisi hakkõnda bir gazeteye verdiği demecin Ale-vi- leri üzdüğünü söyledi. Gazetemize referandum so- nuçlarõnõ ve Alevi çalõştayõnõ değerlendiren açõklamalarõnõn bir bakana yakõşmayacak şekil- de eleştirildiğini ifade eden Sağ, şunlarõ kaydetti: “Eğer üst dü- zey görev yapan Alevilerden rahatsız olunuyorsa, Alevi açı- lımı, Alevi çalıştayı gibi proje- ler niçin başlatıldı? Ancak Ale- vilerin temel talepleri doğrul- tusunda hiçbir adım atılmadı. Ya bir kandırmaca ile karşı karşıyayız ya da biz yapılanları anlamıyoruz. Alevi çalıştaylarının son iki- sine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bilgisi dahilinde ka- tıldım. Siyasi yaşamım boyun- ca hep örgütsel disiplin içinde yaşadım. O gün böyle bir davet geldiğini Deniz Baykal’a söy- leyerek bu toplantılara katıl- mıştım. Bugün yine böyle bir teklif gelse şimdiki Genel Baş- kanımız Kemal Kõlõçdaroğlu ile görüşüp katılırım. Bizim ça- lıştaylarda söylediklerimiz hep- si kitap haline getirildi. Nere- de ajanlık yapmışım anlama- dım. Benim gibi milyonlarca Aleviyi yakından ilgilendiren Alevi çalıştayına katılmış ol- mam ve milyonlarca Alevinin desteğini alan CHP’ye bu top- lantılarla ilgili bilgi veriyor ol- mamın ajanlık olarak değer- lendirilmesinin akıl ve man- tıkla açıklanabilir bir yanı ola- maz.” Toplantõ- nõn ardõndan avukatlarõ ile birlikte Şişli Cumhuriyet Savcõlõğõ’na giden Arif Sağ, “Arif Sağ da ajan çıktı” başlõğõ atarak habe- ri kullanan Zaman Gazetesi Ya- zõişleri Müdürü ve Devlet Bakanõ Faruk Çelik hakkõnda suç duyu- rusunda bulundu. Sağ, dilekçe- sinde özetle şu görüşlere yer verdi: “Şüphelilerin kişilik haklarımı rencide etmeye, ka- muoyu önündeki saygınlığımı zedelemeye dönük ve hakaret suçu oluşturan açıklama ve yayınları nedeniyle haklarında gerekli soruşturmanın yürü- tülmesini ve neticede cezalan- dırılmalarını talep ediyorum.” CHP üyesi Arif Sağ, Devlet Bakanõ Çelik’in kendisine yönelik söylediği ‘ajan’ ve ‘Arif Sağ Alevilere ihanet etti’ sözlerine “Kötü söz sahibinindir. Ben sanatçõyõm, sanatçõlar ajanlõk yapamaz” diyerek tepki gösterdi. CMYB C M Y B MERİÇ VELİDEDEOĞLU Bu hafta, damdan düşer gibi şöyle bir girişle başlasam bilmem ne dersiniz? Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti, “laik” bir devlettir. “5 Şubat 1937”den bu yana anayasalarımızın ikinci maddesinde böyle yazar. Ama bugün devletin başında: Türkiye’ye en ağır tahribatı “laiklik ilkesi”nin yaptığını, Cumhuriyet döneminin sonu geldiğini, Laik sistemi kesinlikle değiştirmek istediklerini, Anayasanın cumhuriyeti ve laikliği tanımlayan, koruyan ilk üç maddesinin çok ilkel olduğunu söyleyen bir Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül var. Yine bu devletin hükümetinin başında: Ben Müslümanım diyenin, aynı zamanda “laik”im demesinin mümkün olmadığını söyleyen, “Elhamdülillah ben şeriatçıyım!” diye övünen bir Başbakan R.T. Erdoğan var. Dahası bu Cumhurbaşkanı’nın, bu Başbakan’ın partisi olan iktidar partisi “AKP”nin, Anayasa Mahkemesi’nce, “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” gerekçesiyle suçlandırılıp cezalandırılması var. Bu durum “laik” bir ülke için düşündürücü, ya da kaygı verici değil midir? Şimdi, konumuzla ilgili olarak “internet”te bir dolaşalım diyorum; örneğin Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı “Ürgüp Çok Programlı Lisesi”nin internet yayınını okuyalım. Metinde yer yer: “... laikliğin insanımıza dünyayı dar ettiği”nden; laik sistemin “hortumcu, hırsız yetiştirdiği, fuhuşun bu nedenle ortaokul çağlarına kadar indiği”nden söz ediliyor. Bundan “MEB’in haberi bile yoktur, kaçaktır” diyemeyiz; bu metin tek değil ki... Üstelik kaçak olmayanı da var; örneğin, Ankara Altındağ Belediyesi’nin evlendirdiği çiftlere dağıttığı, “Nikâh ve Evlilik” adlı kitapta: “Kadınla dört özelliği nedeniyle evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için” açıklaması baş sayfalarda. “Eh, bu da olabilir” denilirse, İstanbul Tuzla Belediyesi’nin yeni evlilere armağanı, “Delilleriyle Aile İlmihali”ne bir göz gezdirelim: “... kadın dokuz yaşında evlenebilir; erkek dört kadın alabilir; mahkemelerde kadından ve Gâvurdan şahit olamaz; İslam toplumunda evlenme ve boşanma konuları dini kurallara göre düzenlenmelidir; bunlar din özgürlüğünün bir gereğidir”; herhalde AKP demokrasisinin de... Daha fazla örnek vermeden bir “itiraf”ta bulunayım; bunları internetten alıntılamadım; “AKP’nin YÜZ KARASI” adlı bir kitaptan aktarıverdim. Bütün AKP’li belediyelerle, özellikle de MEB’e bağlı eğitim kurumlarıyla bağlantılı olarak, laiklik karşıtı böyle pek çok örneği içeren bu kitap, “CHP” yönetimince bastırılmış ve dağıtılmıştı birkaç yıl önce. Kitapta CHP’nin, ülkenin geldiği bu durumundan kaygı duyduğu, bir tehlike sezdiği açıkça belli oluyor. Oldukça etkili bir “rüzgâr” da estirmişti bu kitap. Ama bugün “CHP”nin lideri Sayın Kılıçdaroğlu, laiklik konusunda kitapta belirtilen bu “kaygı”yı duymuyor; “tehlike”yi kabullenmiyor. “Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem!” diyor; Türkiye’de laikliğin “kırılgan” olmadığını, çok “köklü” bir yere sahip olduğunu “rahatlıkla” söylüyor. Hem şaşırdım, hem üzüldüm; Kılıçdaroğlu’nun bu söylemini Fransızlar duysaydı ne derlerdi, ne yaparlardı acaba diye düşünmeden de edemedim. Çünkü bilindiği gibi, laikliğin anavatanı, doğum yeri Fransa. Fransız halkı “iki yüzyıl”ı aşkın bir süredir laik bir yaşam sürdürüyor. Bu yaşam biçemine sıkı sıkıya bağlı. Öyle ki, laikliğin karşı karşıya kalabileceğini düşündükleri(!) herhangi bir “tehlike”den korumak, savunmak için, konusu çalışma alanı yalnızca “laiklik” olan binlerce, on binlerce değil, “yüz bin”i aşkın sivil toplum örgütü oluşturmuş Fransızlar. Bu derneklere milyonlarca Fransız yurttaşı üyeymiş. Ve 80 yıldır laik bir ülke olan, yukarıda anlatılanları -özellikle- son yıllarda sürekli yaşayan Türkiye’de, laiklik için “tehlike” söz konusu değil de; 200 yıldır laik olan, anlatılan olayları yaşamayan, A. Gül ve R.T. Erdoğan gibi laiklik karşıtı cumhurbaşkanları, başbakanları hiç olmayan Fransa’da, laiklik için “tehlike” söz konusu olabiliyor. Fransızlar üzülmesinler de ne yapsınlar? Dahası, laiklik Türkiye’deki kadar “köklü” olmadığı, dolayısıyla “kırılgan” olabileceği düşüncesiyle Fransız Hükümeti “de”, laikliğin kalabileceği bir “tehlike” karşısında halkı ve “kamu yetkilileri”ni uyaracak bir “Laiklik Gözlem Evi” kurmaz mı? Hem de “Göçmen Olayları”yla, “Yeni İş Yasası”nın iptali için Fransa’nın altının üstüne geldiği yıllarda... Bu durumda Fransızlar, “Fransa’da laiklik tehlikededir diyemem!” diyebilecek bir liderleri oluncaya dek rahat yüzü görmeyecekler... Ne dersiniz? ‘Laiklik Tehlikesi’ Söylemi [email protected] SAYFA CUMHUR YET 1 EK M 2010 CUMA 16 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ [email protected] HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Davula sol elle vu- rulan ince değnek... Eylemleri o l u m s u z yapmakta kullanõlan ek. 2/ Bir etkinliğin geçici ola- rak durdu- rulduğu süre... Kan emici bir hayvan. 3/ Bir ti- yatro sahnesinin önünde, õşõk ve õşõldaklarõn yer- leştirildiği, izle- yiciye en yakõn yer... Bir tür çö- rek. 4/ Kendini beğenmiş, sevim- siz ve budala kimse. 5/ Tifo gibi bazõ hasta- lõklara eşlik eden kas zayõflõğõ. 6/ Açõk yeşil renkli, mayhoş ve kokulu bir elma cinsi... Sat- rançta özel bir hareket. 7/ Japon lirik dramõ... Halk şairi. 8/ Kurutma kabõ. 9/ “Ayrõlõk ateş- ten bir --- / Nazlõ yârdan hiç haber yok” (Tür- kü)... Pişmemiş ya da az pişmiş olan... Radyum elementinin simgesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Uygarlaşmamõş kimseler ya da topluluklar için kullanõlan sözcük... Bir nota. 2/ Karakter... Üzerinde deney yapõlan canlõ varlõk. 3/ “Dost, metres” anlamõnda argo sözcük. 4/ Üzeri ek- mek kõrõntõsõyla kaplanmõş yiyecekler için kullanõlan sözcük... Dahil. 5/ Sahip... Ayak- kabõcõlarõn, ayakkabõyõ gerdirmek için kul- landõklarõ deri kayõş. 6/ Nezle... Bilenmiş ke- sici bir aracõn yüzünde kalan ve bileyi taşõyla giderilen metal çapağõ. 7/ Kocasõ ölen kadõnõn kayõnbiraderiyle evlenmesini öngören gelenek ya da yasa. 8/ İslamda geçici evliliğe verilen ad... Briçte as, rua, dam, vale ve onluya veri- len ad. 9/ Düzenli olarak ekim yapõlan arazi... Arjantin’in plaka imi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 L A M P A S A O A D A Y E L E K M A N D A R İ N P D İ N P A T A Y A N M A Y A S E R M Ü Ş İ R A L İ P A Ş A T E N A Y İ R A O K T A R T A N 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Kayıp çocuklar için soruşturma: Kayseri’de geçen yõl şeker bayramõnda kaybolan üç kardeşi arama çalõşmalarõ de- vam ederken, önceki gün Sivas Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na bir ihbar mektubu ulaştõ. Kayserili bir mahkûm tarafõndan yazõldõğõ öğrenilen mektupta çocuklarõn, organlarõ alõndõktan sonra Fõrat Nehri’ne atõldõğõ id- dia edildi. Savcõlõk soruşturma başlattõ. Eski CHP merkezi, yeni parti okulu: CHP’nin eski genel merkezi “parti okulu” olarak kullanõlacak. CHP Gençlik Kollarõ Genel Başkanõ Umut Tunç, Gençlik Kollarõ ve Kadõn Kollarõ genel başkanlõklarõnõn yanõ sõra Bilim Kültür Platformu Başkanlõğõ’nõn da buraya taşõnacağõnõ ifade etti. Ağar soruşturması genişleyebilir: Mehmet Ağar’õn Emniyet Genel Müdürü ol- duğu dönemle ilgili “cürüm işlemek için si- lahlõ teşekkül oluşturduğu” iddiasõyla yargõ- landõğõ davada savcõ Mustafa Bilgili, “soruş- turmanõn genişletilmesi talebinin olmadõğõ takdirde esas hakkõndaki görüşünü hazõrlama- sõ için süre verilmesini” istedi. 342 avukat da- vaya katõlma talebinde bulundu. Bir kişiyle greve devam ediyoruz: Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) tarafõn- dan yürütülen Sabah-ATV grevinin birinci yõlõ doldu. TGS İstanbul Şubesi tarafõndan dün Sabah’õn Balmumcu’daki binasõnõn önünde düzenlenen eylemde konuşan TGS İstanbul Şube Başkanõ Uğur Güç, “1 kişiyle greve de- vam ediyoruz. Patron anlaşmaya varõncaya kadar, burada direniş devam edecek” dedi. 11 yıl sonra tutuklandı: Zonguldak’ta, ailesine 5 bin mark vererek yanõna alõp hamile bõraktõğõ 11 yaşõndaki S.K’nin 3.5 aylõkken düşük yaptõğõ cenini boş bir araziye gömen 55 yaşõndaki Mustafa İ, 11 yõl sonra yakalandõ. Akademik dergide Kürtçe: Mardin Ar- tuklu Üniversitesi bünyesinde yayõmlanan akademik dergide Kürtçe makale yayõmlandõ. Süper Loto çekildi: Süper Loto oyununun bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar “3, 18, 19, 26, 39 ve 47” olarak belirlendi. CHP stanbul l Başkanı Berhan Şimşek ise Arif Sağ’ın bir Alevi kanaat önde- ri olmasanın yanı sıra aynı zamanda partili olduğunu ve parti disiplini ile hareket etti- ğihi söyledi. Şimşek,“Başba- kan’a bilgi verildiği zaman milletvekilleri ‘Ajanlık’ mı yapıyor. Bakan ağzın- dan çıkanı duymu- yor” dedi. GÖRÜŞ AHMET TAN Siyasete Mim Koymak! “İyi siyaset” nedir? “İyi siyasetçi” kimdir? İnsanlık yüz yıllardır bu soruya yanıt arıyor. “Siyasetçi, önce yöneticilik yeteneğine sahip olmalıdır!” diye düşünenler var. Her yöneticiden siyasetçi olmaz diyenler de… Bir başka çoğunluk ise iyi siyasetçide mutlaka “karizma” arıyor. Azımsanmayacak bir çoğunluk da “iyi siyasetin içinde karizmaya yer yoktur!” inancında. Karizma “büyü/büyülemek” kökünden gelen yabancı bir sözcük. “Siyasette karizma” işini “Büyüye ve büyüden etkilenenlere” bırakalım ve tarihi kayıtlarımıza bakarak iyi siyasetçinin kim olduğunu gözden geçirelim.. 19. yüzyılın önde gelen Osmanlı paşalarından, Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa “iyi siyasetin ve siyasetçinin” sözlüğünü yazmıştı. Bu konuda bir formül geliştirmiş ve bunu da yazdığı (Lehçe-i Osmani) adlı sözlükte madde madde sıramıştı. Bugün TBMM açılıyor. Dönem sonundaki seçimlerde halkımız yeni yöneticilerini seçecek. Vali paşaya göre, “iyi siyasetçi/üstün yönetici” şöyle belirlenmelidir: - Bir insanda, ‘M’ harfi ile başlayan ne kadar çok özellik, sıfat ve nitelik varsa o siyasetçi o kadar mühim işler yapar/yapacaktır! Yeni yasama yılı nedeniyle Ahmet Vefik Paşa’nın 600 yıllık Osmanlı devlet deneyiminden süzüp çıkardığı “M kriterlerini” anımsatmakta yarar var: - Muteber: İtibarlı, sözü dinlenen...- Mutedil: Aşırı olmayan...- Mu’tezim: Azimli...- Mutena: Özenli...- Mutlif: Affedici...- Muvaffak: Başarılı...- Muvakkit: Zamanı belirleyen...- Muzaffer: Zafer kazanmış...- Mübeccel: Yüceltilmiş...- Mübeşşir: Sevindirici haber veren...- Mücerreb: Tecrübe edilmiş, denenmiş... - Müdebbir: Tedbirli, işin sonunu düşünen...- Müeyyit: Güçlendirilmiş, sağlam...- Müffekkir: Düşünen, düşündüren....- Müheyya: Hazır olan... Ahmet Vefik Paşa tüm bu M’li özellikleri saydıktan sonra ekliyor: - Bu evsafın (niteliklerin) hepsine sahip olmak yetmez. Bir şey daha lazımdır. O da devletin bu idareciye hakikaten salahiyet vermek isteyip istemediğidir. Çok şükür artık demokrasi var. “Salahiyeti” siyasetçilere “devlet” değil “halk” veriyor.Bazen yanlış veriyor. Ama bu yanlışını sandıkta mutlaka düzeltebiliyor. Bütün mesele aynı yanlışı üç defa tekrarlamaması! Arif Sağ, Bakan Çelik ve Zaman gazetesi hakkõnda suç duyurusunda bulundu ‘Sanatçılar ajanlık yapmaz’ Şimşek ve Sağ ortak basın toplantısı düzenledi. (ALİ AÇAR) ’BAKAN AĞZINDAN ÇIKANI DUYMUYOR’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle