25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Türkler ‘Türk’ü Neden İstemiyorlar? asirmen@cumhuriyet.com.tr İstenmeyen, kapatılmış DTP’nin eski eşbaşkanı, şimdinin siyasi yasaklı politikacısı Ahmet Türk. Onu istemeyenler ise, Ankara’nın Oran Semti’nin Demircan Sitesi’nin gazetelerin bildirdiklerine göre, aralarında çok sayıda emekli general ve subayın da bulunduğu sakinleri... Şimdi her olaya etnik gözlükle bakmaya bayılan kuş beyinliler hemen feryadı basacaklardır: - Görüyorsunuz işte, Kürtlere tahammülleri yok. Sonra da başlayacaktır firaklı bir mazlum edebiyatı. Nitekim KCK’liler’i sorgu sırası beklerken, kelepçeleyenlere karşı da, içeriğinin doğru olup olmadığına bakmaksızın, hemen aynı minvalde sloganlarla saldırdılar: - Önce Halepçe sonra kelepçe. Şimdi olaya biraz daha yakından bakalım: - Kelepçeyi takan kim? - Onların deyimiyle TC. - Peki, Halepçe’yi yapan da TC mi? - Ne gezer? - Halepçe’de Irak Kürtlerinin üstüne kimyasal bomba yağdıran Saddam yönetimi. - Bu işte TC’nin rolü ne? - TC orada kimyasal saldırıdan kaçanları, sınır kapılarını açarak, barındırarak, besleyerek ölümden kurtarmıştı. Şimdi söyler misiniz ne alakası var Halepçe ile Kelepçe’nin? İçinde yaşadığı toplumu bilmeden, her olaya etnik damga yapıştıranlar önce şu anlatacaklarımı okusunlar. Uğur Mumcu, önünde can verdiği son evine taşınmadan önce, Ayten Sokak’ta otururken anlatmıştı. Kiracılardan birisi, arabasını, apartmanın otopark olarak kullanılan bahçesine koymamasını rica etmiş çok ilginç gerekçesi de şu: - Hani bomba falan koyarlar da bizimkiler de tahrip olur... Dün bunu söyleyen adamın mesleğini sormak için telefonla Güldal Mumcu’yu aradım, adamın mesleğini hatırlamadı ama şunu anlattı: - Biz ev tutarken kira mukavelesine, bomba koyarlarsa hasarı tazmin edeceğimize dair hüküm koydurtmak istediler. Uğur Alacakaptan bomba konusunda kefil olmuştu. Türk halkının çıkarları adına bombayla havaya uçurulan Uğur Mumcu öldüğünde, necip halkımızın bu nezih temsilcileri nerelerdeydiler, ne hissettiler acaba? Türk halkı için bombayla havaya uçan Uğur Mumcu’yu kim tazmin etti, kim, kim?... Nitekim, Demircan Sitesi sakinleriyle, Türk’ün daha önce oturduğu yerlerdeki komşuları da, sürekli kapının önüne doluşan basından, gürültüden, kalabalıktan şikâyet etmekteymişler ve bu tip olaylardan çekiniyorlarmış. Eğer bu gerekçelere ek olarak, “Türk”ü istemeyen Türkler, meslekleri gereği terör ile mücadele etmiş kişiler olarak, sonunda PKK’yi muhatap gösteren kişiye atılacak bir bombayla Niyazi olmayı da eklemişlerse, doğrusu hem yanlış yapmışlar, hem de ayıp etmişler demektir. Çünkü Türk’e atılacak bomba, demokrasiye atılmış olacaktır. Ve demokrasinin bombalandığı bir ülkede, ne yaparsan yap akıbetten kaçılamaz. Gerçeğin bu ayrıntılarını böylece belirttikten sonra, yine de son zamanlarda Türkler arasında ve “Türk” ve hemşehrilerini ya da soydaşlarını istemeyenlerin arttığı olgusunu da görmezden gelmemiz gerektiğini, bunun da şimdiye dek yaşadığımız gelişmelerin en vahimi olduğunu söylemek isterim. Kürt sorununun en önemli noktası iki toplumun bir arada yaşama iradesinin sürmesidir. Şimdiye kadar bu soru, hep Kürtler açısından gündeme geldi, Türkler için sorulmadı. Oysa şimdi vardığımız nokta aynı sorunun çoğunluk açısından da geçerli olduğunu gösteriyor. Bu yeni ortaya çıkmış bir durumdur. Artık soruyu her iki taraf açısından da sormak kaçınılmazlaşmıştır. Her iki taraftan da, bu soruya olumlu yanıt almak için, en iyi şey, Türk olanın Kürt ile, Kürt olanın da Türk ile empati oluşturmalarıdır. Şimdiye kadar, gerçekleri görmeden, bu karşılıklı etkileşimi tek taraflı sorguladık. Geldiğimiz nokta yanlış yaptığımızın göstergesidir. Eski Sağlõk ve Devlet Bakanõ Rõfat Serdaroğlu’ndan Gül, Erdoğan ve Atalay’a çok sert eleştiri ‘Ateşleoynuyorsunuz’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Sağlõk ve Devlet Bakanõ Rıfat Serdaroğlu, Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan ve İçişleri Bakanõ Beşir Ata- lay’a hitaben yazdõğõ yazõda “Üçünüz de ateşle oynuyorsunuz. Böyle gi- derse oynadığınız ateş sadece sizi de- ğil ülkeyi de yakacak” dedi. Serdaroğlu, www.egedesonsoz.com adlõ internet sitesinde yayõmlanan “Ateşle Oynuyorsunuz” başlõklõ ya- zõsõnda, Cumhurbaşkanõ Gül, Başba- kan Erdoğan ve İçişleri Bakanõ Ata- lay’a sert eleştiriler yöneltti. Serdaroğlu yazõsõnda “Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın İçişleri Ba- kanı, üçünüz de ateşle oynuyorsu- nuz. Böyle giderse oynadığınız ateş sadece sizi değil, ülkeyi de yakacak. Ülkemizin gözbebeği iki kuruluşu- nu, asker ve polisi nasıl düşman ha- le getirdiniz, farkında mısınız? Ne- dir sizin derdiniz?” dedi. Serdaroğ- lu yazõsõnda Cumhurbaşkanõ Gül’e şöyle seslendi: “Çankaya Köşkü’ne 500-600 metre mesafede polisler, as- kerin aşçısını, bahçıvanını, elek- trikçisini şüphe üzerine durduru- yorlar. Görmüyor musunuz? Mem- leket çocukları birbirini vuracak, ha- beriniz var mı?” ‘Hatadan dönün’ Serdaroğlu, yazõsõnda Başbakan Er- doğan’a da şöyle seslendi: “Sayın Başbakan; kamuoyunda- ki kanaat, bu yaşanan çirkinlikler tamamen sizin bilgi ve talimatınız dahilinde olduğudur. Sizi çok iyi ta- nıyan ve devlet yönetimini en az si- zin kadar bilen biri olarak söylü- yorum ki, sizin izniniz ve emriniz ol- madan hiçbir Sayın Bakan Ankara dışına bile çıkamaz (Başka türlü- sünü söylemeye terbiyemiz izin ver- miyor). Hiçbir üst düzey bürokrat size rağmen bir iş yapamaz. Yap- mak istediğinizi ben de biliyorum, millet de biliyor. Lütfen hatadan dönünüz. Çevre- nizdeki Kürtçü danışmanlarınıza değil, ömrünü bu devlete hizmete adamış, emekli olmuş, sizden hiçbir şey istemeyen, ak sakallı (Türk ge- leneğinde tecrübeli demek) büyük- lere danışınız. Kendisi ABD’de ya- şayıp, vatan evlatlarını birbirine kırdırmak isteyen CIA uzantılarına ve onun art niyetli yazarlarına lüt- fen inanmayınız, dolduruşlarına gelmeyiniz.” ‘TSK siyasi rakibiniz değil’ Yazõsõnda İçişleri Bakanõ Atalay’a da seslenen Serdaroğlu, “Allah ko- rusun, güvenlik güçleri arasında ölümle, yaralama ile sonuçlanacak bir çatışma olursa, bunun hesabını yasaların ve Türk milletinin huzu- runda verebilir misiniz? Böyle bir fe- ci olayın, tarih önünde de sorumlu- su sizsiniz” dedi. Devleti yönetenle- rin Milli Güvenlik Kurulu’nu iki ay- da bir topladõğõnõ ve Cumhurbaşka- nõ’nõn da her hafta hem Başbakan hem de Genelkurmay Başkanõ ile bir ara- ya geldiğini anõmsatan Serdaroğlu, devlet sorumluluğunu taşõyan kişilerin bu yükümlülüklerini bilmek zorunda olduklarõnõ belirtti. Devlet yöneticile- rinin hiçbirine söz konusu makamla- rõn “babalarından miras kalmadı- ğını” ifade eden Serdaroğlu, şöyle de- vam etti: “Hem toplantı yapacaksınız, hem kamuoyuna ‘Uyum içinde çalõşõyo- ruz’ diyeceksiniz, hem de polisi as- kerin üstüne salacaksınız. Böyle devlet yönetimi olur mu? Geçmişle hesaplaşmak istiyorsa- nız hedefiniz yanlıştır. TSK sizin si- yasi rakibiniz değildir, TC devleti- nin temel direklerinden biridir. Ay- rıca geçmişle hesaplaşmak isteyen si- yasetçilerin, öncelikle kendi geç- mişlerinde karanlık bölgeler kal- mamalıdır. Hafızalarımızda; Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Avrupa Birliği karşıtı TBMM konuşmaları, eşi Hanımefendi’nin türbanı sebebiyle TC devletini Avrupa İnsan Hakla- rı Mahkemesi’ne şikâyet edişi, her Eski Bakan Rõfat Serdaroğlu tarafõndan kaleme alõnan yazõda Cumhurbaşkanõ Gül, Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanõ Atalay’a sert eleştiriler yöneltildi. Gül ve hükümet temsilcilerini asker ve polisi düşman haline getirmekle suçlayan Serdaroğlu, “Geçmişle hesaplaşmak istiyorsanõz hedefiniz yanlõştõr. TSK sizin siyasi rakibiniz değildir” dedi. Serdaroğlu, Erdoğan’a, “Kendisi ABD’de yaşayõp, vatan evlatlarõnõ birbirine kõrdõrmak isteyen CIA uzantõlarõna ve onun art niyetli yazarlarõna lütfen inanmayõnõz, dolduruşlarõna gelmeyiniz” uyarõsõ yaptõ. yere ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazmanın ilkellik olduğunu söylemesi, taze olarak durmaktadır. Sa- yın Başbakan’ın; tarikat liderlerinin önünde diz çökmesi, evrakta sahte- cilik ve ihaleye fesat ka- rıştırmak gibi ağır ceza- lık dosyalarının doku- nulmazlık sebebiyle bek- lemesi, kendisinin serve- tinin hesabını vereme- mesi, çocuklarının ani- den zenginleşmesini izah edememesi gibi yüzlerce olay dün gibi hatırımız- dadır. Sayın İçişleri Ba- kanı’nın; Kırıkkale Üni- versitesi Rektörlüğü’ne aday olduğunda, üniver- sitede irticai yapılanma- ya geçit verdiği için rek- tör yapılmayışı, Habur Sınır Kapısı’nda terö- ristleri müsteşarına kar- şılatması, emniyetteki ta- rikatçı örgütlenmeyi des- teklemesi gibi onlarca yanlış aklımızdadır. He- sap soracak insanın, ön- celikle kendi hesabını ve- rebiliyor olması gerekir. Sayın Cumhurbaşka- nı; bu size üçüncü ya- zım. Hükümet, yasama ve yargı organlarının başkanları ile toplantı yapacağınızı basından öğrendik. Bunlar güzel faaliyetler tebrik edi- yorum. Fakat esas problem siz ve Sayın Başbakan arasındadır. Sayın Başbakan, Cum- hurbaşkanı olmak iste- mektedir. Seçilmesinin imkânsıza doğru git- mesi onu iyice sinirlen- dirmekte ve hata üstü- ne hata yapmaktadır. Lütfen artık direksi- yonu ele alın ve devlet organları arasındaki ça- tışma olanağını ortadan kaldırın.” DURDURMA TALEBİNE RET Büyükelçiler Konferansı, Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında, dün sabah Ankara’da başladı. (AA) Davutoğlu büyükelçilere ‘Neo-Osmanlı’ dersi verdi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, “Demokrasi, Gü- venlik ve İstikrar: Dünyada ve Türk Dış Politikasında 2010’a Bakış” temasõyla Anka- ra’da bir araya gelen Türkiye’nin yurtdõşõnda görevli 200’e yakõn büyükelçisine “Neo-Osmanlı dersi” verdi! İkinci Büyükelçiler Konferan- sõ, Dõşişleri Bakanõ Davutoğ- lu’nun başkanlõğõnda, dün sabah Ankara’da başladõ. Davutoğlu, Bilkent Otel’deki konferansõn açõlõşõnda yaptõğõ konuşmada verdiği örnekler, ortaya koyduğu bakõş açõsõ, bölgesel ve küresel so- runlara yaklaşõmõ ile büyükelçi- lere adeta “Neo-Osmanlı dersi” verdi! Bu yaklaşõmõ çerçevesin- de felsefi zemin ile özgürlük ve güvenlik esasõna dayalõ bir düzen anlayõşõnõn önemine değinen Da- vutoğlu, “İşte tam bu ihtiyacın merkezinde Türkiye’nin ola- ğanüstü önemli coğrafyası ve tarihi var. Bütün kadim me- deniyetlerin hepsinden aşılan- mış bir tarihle biz bugüne ta- şındık. Moderniteyi en güçlü şe- kilde yaşadık. Cumhuriyeti- miz bu temeller üzerine ku- ruldu. Diplomatik geleneğimiz çok köklü geleneğe dayanıyor. Bizim uluslararası alanda söy- leyeceğimiz çok sözümüz var. Ve bizi dinleyecek çok büyük milletler var” diye konuştu. Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye’nin gelecekte AB’nin de en etkin ülkesi olacağõnõ kay- detti. Davutoğlu, Türkiye’nin ay- rõca Asya, Balkan, Kafkas, Or- tadoğu, Hazar, Karadeniz, Ak- deniz ve Körfez ülkesi olduğunu ifade etti. Türk dõş politikasõnõn yeni bir güçlendirilmiş yapõya kavuştu- ğunu ileri süren Davutoğlu, “Hat- tı diplomasi yoktur, sathı dip- lomasi vardır. Satıh ise bütün dünyadır” ifadesini kullandõ. Şensoy gelmedi Büyükelçiler konferansõna, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn ABD gezisi sõrasõnda Davutoğlu ile girdiği tartõşma sonucu mer- keze çekilen Washington Bü- yükelçisi Nabi Şensoy’un katõl- mamasõ dikkat çekti. Kozmik oda aramasına sınırlama Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn, Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç’a suikast iddialarõ çerçevesinde Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’ndaki kozmik odanõn aranmasõ işleminin durdurulmasõ istemi reddedildi ancak bazõ sõnõrlamalar getirildi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a yönelik suikast iddialarõ kapsamõnda An- kara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda yargõç de- netiminde yapõlan ara- maya yönelik Genelkur- may’õn itirazõ sonuçlandõ. Başvuruyu değerlen- diren Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, Ge- nelkurmay Başkanlõ- ğõ’nõn kozmik odadaki aramalarõn durdurulmasõ ve “devlet sırrı” niteli- ğindeki gizli bilgilerin imha edilmesi talebini reddetti. Mahkeme ret kararõnda, Cumhuriyet Başsavcõ Vekilliği’nin talebi üzerine, Ankara 11. Ağõr Ceza Mahke- mesi Hâkimliği’nce ya- põlan işlemin Ceza Mu- hakemeleri Kanunu’nun (CMK) 125. maddesi kapsamõnda, devlet sõrrõ- nõn incelenmesi işlemi olmayõp, CMK’nin 119. maddesi kapsamõnda bir arama kararõ ve uygula- masõ olduğu ifade edildi. Bu nedenle itirazlarõn reddedildiği belirtilen ka- rarda, “Arama konusu işlemlerin soruşturma konusu fiille sınırlan- dırılmasına ve soruş- turmanın niteliği, ara- ma yapılan yerin özel- liği ve yapılacak işlem- lerin kapsamı gibi ne- denler de gözetilerek, aramanın en kısa süre- de tamamlanmasına karar verildiği” kayde- dildi. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, arama ta- mamlandõğõnda “tutula- cak tutanağın sadece suça konu delillerle ilgili bilgi ve belgelerle sınır- lı olmasını” da kararlaş- tõrdõ. Mahkeme, kararõnõ oybirliğiyle verdi. Ret kararõnda, “isnat edilen suçların niteliği, olayın vahameti ve delillerin karartılması ihtimali nazara alındığında, bu yerin, devlet sırlarının saklandığı yer bile olsa, arama yapılmasına ya- sal bir engel bulunma- dığının kabulü gerekti- ği” ifade edildi Kararda, hâkimlikçe verilen karar ve buna bağlõ olarak yapõlanla- rõn, CMK’nin 125. mad- desi kapsamõnda bulu- nan devlet sõrrõ niteliğin- deki belgeleri inceleme ve tutanağa geçirme iş- lemi olmadõğõ, hâkim- likten de bunun istenme- diği anlatõldõ. ‘Kozmik’ arama Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’ndaki aramalarõna yõlbaşõ tati- linin ardõndan önceki gün başlayan yargõç Kayan, çalõşmalarõnõ gece geç saatlerde bitirdi. Ka- yan’õn bundan sonraki çalõşmalarõnõn ne zaman sonuçlanacağõ konusun- da ise net bir bilgi bu- lunmuyor. Muğla Barosu Başkanõ Gürkan, Kozmik odadaki incelemenin hukuk dõşõ olduğunu söyledi ‘Aramayokhükmündebirişlem’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Muğla Barosu Başkanõ avukat Mustafa İlker Gürkan, Seferberlik Ankara Bölge Başkanlõğõ’nda yapõlan aramanõn hukuksuz ol- duğunu vurguladõ. “Devlet sırrı” niteli- ğindeki belgelerin ince- lenmesinin “mahkeme- ce” yapõlabileceğini, tek bir “hâkimin” yaptõğõ araştõrmanõn, yasalarda açõkça “geçersiz” sayõl- dõğõna dikkat çeken Gür- kan, “Devlet sırrı niteli- ğindeki belgelerin (DSNB) incelenmesi an- cak yargılama aşama- sında yapılacak bir iş- lemdir. Çünkü bu bel- geler devletin elindedir ve devletin kendi belge- leri ile sorunu olması düşünülemez. Eğer bu belgeler kişilerin elinde ise; bu durumda; o kişi ya bunu devlete teslim eder ya da devlet o kişi- nin elinden alır, ilgili merciye teslim eder” dedi. Seferberlik Ankara Bölge Başkanlõğõ’ndaki aramanõn, yetki yönünden sakat ve yok hükmünde bir işlem olduğunu sa- vunan Gürkan, açõkla- masõnda, “Tesadüfi de- lillerin dahi değerlen- dirmeye alınabilmesi için yapılan arama, in- celeme ya da benzeri soruşturma işleminin yasaya uygun olması gerekir. Doğuştan hu- kuk dışı ve kanunsuz olan bir işlemden ka- nuni/hukuki bir sonuç çıkmaz, çıkamaz” gö- rüşüne yer verdi. Ertuğrul Günay müze talebini düzeltti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Gü- nay, restorasyondan sonra 27 Aralõk’ta resmi açõlõşõ yapõlan tarihi Ankara Vali- lik binasõnda incelemelerde bulundu. Daha sonra gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Günay bir gazetecinin “Sizin geçen hafta bir öneriniz oldu ama bu- rada olmadığınız için sizin sesinizden duyamadık. ‘Kozmik oda müze olsun’ dediniz. Bu konuyla ilgili görüşünüzü tekrar alabilir miyiz” sorusu üzerine, şunlarõ söyledi: “Arkadaşlar, soru üze- rine bazen bir yanıt veriliyor o yanıt on- dan sonra abartılı boyutlara varıyor. Bir mekânı, özel olarak bir odayı tarif etmedim. Bahsettiğim yer, Türkiye’nin bir döneminde çok önemli siyaset adamlarının bir süre tutuklu ve gözaltına kaldığı bir mekândır ve An- kara’nın çok ortasında bir yerdedir. Şu anda birilerine bu söylediklerim erken, zamansız, gereksiz gelebilir. Ama şu- na inanıyorum Ankara’nın bu kadar şehir içindeki askeri mekânlar, bir vadede daha uygun alanlara taşına- caklar. O zaman bunların birçoğu za- ten müze olacak.” SEFERBERLİK BAŞKANLIĞI ÖNÜNDE EYLEM ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mersinli çiftçi olduğunu söyleyen bir kişi, günlerdir aramalarõn sürdürüldüğü Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ önünde protesto eylemi yaptõ. Kendisini Bülent Korucu olarak tanõtan kişi, Mersin’in Dikilitaş köyünde yaşadõğõnõ, eyleminin bireysel olduğunu belirterek “Ordumuzun yıpratılmasına karşıyız. Bir ordumuz var, başka neyimiz var” dedi. “Demokratik açılım” çalõşmalarõna ilişkin süreci de eleştiren Korucu, “Yüce Allah orduya uzanan elleri, dilleri ve siyasileri kahreder inşallah” yazõlõ döviz taşõdõ. Korucu, daha sonra emniyet görevlileri tarafõndan bölgeden uzaklaştõrõldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danõştay Genel Sekreterliği’ne 11. Daire üyesi Hüseyin Po- roy getirildi. Danõştay Genel Sekreterliği görevi- ni 3.5 yõldõr yürüten Taci Bayhan’õn kendi isteğiyle bu görevden ayrõlmasõ üzerine yerine 11. Daire üye- si Hüseyin Poroy atandõ. Hüseyin Poroy, 20 Ağus- tos 1949’da Samsun’da doğdu. İstanbul Üniversi- tesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yõlõnda mezun olan Poroy; Gündoğmuş, Sarõkaya, Karakoçan kay- kamlõğõ, Artvin Vali Yardõmcõlõğõ görevlerinde bu- lundu. Dil eğitimi için 1 yõl ABD’ye giden Poroy, daha sonra Susurluk, Şehit Kamil kaymakamlõklarõ, İzmir ve İstanbul’da vali yardõmcõlõğõ, ardõndan da Amasya ve Çorum Valiliği görevlerini yürüttü. Cumhurbaşkanõ tarafõndan 23 Şubat 2007’de Danõştay üyeliğine seçilen Poroy, o tarihten bu yana 11. Daire üyesi olarak görev yapõyordu. Danõştay üyesi Taci Bayhan ise 13. Daire’deki görevini sürdürecek. BAYHANGÖREVDENAYRILMIŞTI Danıştay’ın yeni Genel Sekreteri Hüseyin Poroy
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle