Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2010 SALI
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Karun: ‘Solooonnnn! Ah Solon!’
Başkenti, Salihli yakınında
Sardes olan Lidya Krallığı
zenginliğini, her dokunduğu altın
olunca su, şarap içemeyen, yemek
yiyemeyen Polatlılı hemşerimiz eşek
kulaklı Frig Kralı Midas’ın Paktalos
(Sart) Çayı’nda yıkanarak altından
arınmasına borçludur. Sart Çayı’ndan
akan altınlar nedeniyle Lidler gönenç
içinde yaşamış, kralları Karun da
(Kroisos) tarihe “Karun gibi zengin…”
deyişiyle geçmiştir!
Karun, Atina’dan gelen bir bilge
olan
Solon’a -
ünlü filozof
Solon değil-
hazinesini
gösterdikten
sonra
“dünyanın
en mutlu
kişisinin kim
olduğunu”
sorar. Solon
“Atinalı
Tellus!”
yanıtını verir.
Oysa Karun,
Solon’un
“Sensin
kralım!” demesini beklemektedir.
Karun sorusunu “başka” diye
yeniler. Solon, bu kez “Argoslu
Kleobis ve Bito…” der. Karun
bozulur, “Sen benim zenginliğimi
görmüyor musun? Benden daha
mutlu bir insan olabilir mi?” diye
sinirlenir. Solon ağzından baklayı
çıkarır:
“Sen, dünyanın en zengin insanısın.
Büyük servet sahibi olan kişi, yalnız
günlük ihtiyacına yetecek gelirliden
daha çok mutluluğa yakın değildir. Bu
zenginlik yetmez, en mutlu insan olup
olmadığını ancak senin sonunu
gördükten sonra söyleyebilirim!”
Pers Kralı Kirus İÖ 546’da, Karun’u
yenip tutsak aldı. Odunları yığdırdı.
Dünyanın en zengin adamını
odunların üzerine oturttu. Odunları
ateşletmek üzereyken Karun,
“Solooonnnn! Ah Solon!” diye
haykırınca Kiros bu sözlerin anlamını
sordu. Karun da Solon ile arasındaki
konuşmayı aktardı. Kirus odunları
yaktırmadı, Karun’u tutsak olarak
Persepolis’e götürdü!
Ben de Türkiye’nin en eski gazetesi
Cumhuriyet’in Genel Yayın
Yönetmenliği’ni yaptım! Günü
gününe tam iki yıl sonra, kendi
isteğimle ayrıldım. O günleri kısaca
anımsayalım! Kasım 1991’de Genel
Yayın Yönetmeni Hasan Cemal’in
gazetenin siyasasında yapmak
istediği değişikliğe tepki olarak 79 kişi
istifa etti. İki tarafla dostluğum
nedeniyle istifa etmeyip “aracılığa”
soyundum. Bir saat sonra bir faks
yazısıyla kovulduğumu öğrenince 80.
kişi oldum. Yaşamımda ilk ve son kez
kovulmuştum!
Bu değişikliği okurlar
bağışlamamış, gazetenin satışı 120
binden beş ay sonra 37 bine
düşmüştü. Hasan Cemal istifa etmiş,
80 kişiye “geri dönün” denilmişti.
Mesleğim boyunca hiçbir zaman
yöneticiliği düşünmemiş, daima
muhabir kalmak istemiş bir kişi iken,
arkadaşların isteği üzerine genel
yayın yönetmenliğine getirilmiştim.
Gazete tam bir enkaz
durumundaydı! Aylarca, haftalarca
aylıklarımızı alamadan çalıştık.
Çalışanların ve okurların gazeteyi
yaşatma azimlerini asla
unutamam. Güzel bir haber
yakalıyoruz, ertesi gün gazetenin
baskısının arttırılması talimatını
veriyorum. İdare Müdürümüz
Hüseyin Gürer gelip “Baskıyı
arttırırım. Ama bir gün sonra
gazete çıkmaz! Neden mi? İki
günlük kâğıdımız var!” diyor!
Sıkıysa baskıyı arttır!
Gazete resmen iflas etmiş
durumda. Haftada birkaç kez icracılar
kapıda… Uzan’lara borç takılmış.
İlhan Selçuk, yaşamında yapmadığı
bir şeyi yapıyor. Birkaç kez Kemal
Uzan’ın ayağına kadar gidiyor. İsteği
özetle “Borcumuzu ödeyeceğiz!
Ancak yeni bir
ödeme planı
yapalım! N’olur
sıkboğaz etmeyin!”
biçiminde. Kurt
Uzan’ın kuzu
Selçuk’a yanıtı
“İstesen de
istemesen de ben
seni yiyeceğim!”
oluyor.
Birkaç gün sonra
Uzan’ın icracıları kapıya dayanıyor. O
günü asla unutamam! Çalışanlar, bir
yandan gazetenin girişini tutmuşlar,
icracıları içeri sokmamak için “Kanije
Savunması” yapıyorlar, bir yandan da
ertesi gün çıkacak gazeteyi
kotarıyorlar. Saat 17’de zafer,
haftalardır aylıklarını alamayan
Cumhuriyet çalışanlarının oluyor.
Gazete kurtuldu, satışlar arttı,
ekonomik durum düzeldi. İki yılımı
tamamlayıp ayrıldım. Şansım,
patronumun bilinçli Cumhuriyet
çalışanları olmasıydı!
Sahi Uzan’lar bugün nerede? O
burnundan kıl aldırmayan Kemal
Uzan nerede? 3 bin 163 şişelik en
pahalı yabancı şarap koleksiyonunun
sahibi Hakan Uzan ve Petrus’ları
nerede? Parti kurup Türkiye’yi
kurtarmaya soyunan Cem Uzan
nerede? Türk halkının gerçekten
verilmiş sadakası varmış!
“Solooonnnn! Ah Solon!”
Ertuğrul Özkök’ün 20 yıl süren
Genel Yayın Yönetmenliği’nden ve
ardından da Aydın Doğan’ın Holding
patronluğundan ayrılması basında
çeşitli yorumlara yol açtı.
Aydın Bey’i 1981’de Yunanistan’da
Milliyet’in temsilciliğini yaparken
Atina’da tanımıştım. Dört yıl süren bu
görevdeyken İstanbul’a her gidişimde
kendisini ziyaret ederdim. Yunanistan
hakkındaki sorularıyla bende
hayranlık uyandırmıştır. Bırakın
gazetenin genel yayın yönetmenini,
onun sorduğu soruları Dış Haberler
Servisi’ndekiler bile sormazlardı.
1987’de görev
yaptığım Nev
York’a geldiğinde
kendisini
Metropolitan Sanat
Müzesi’ne götürüp
Karun Hazinesi’ni
göstermemi
istemişti. Bir
işadamı olarak
Yunanistan’da olup
bitenler ya da Karun Hazinesi’nden
ona neydi? Aydın Bey çelebiliğinin
yanı sıra adı gibi aydın bir insandır.
Hüseyin Gürer’in “Kâğıt bitti”
dediği günlerde İlhan Bey, birkaç kez
Aydın Bey’i ziyaret etti. Aydın Bey o
günlerde bizi kâğıtsız bırakmadı.
Cumhuriyet çalışanları, okurları bu
nedenle Aydın Bey’e şükran
borçludurlar!
Toplumbilimci, ortanın solundaki
partilerin araştırma birimlerinde görev
yapmış Ertuğrul Özkök’ün 20 yıl
Genel Yayın Yönetmenliğini nasıl
yürüttüğünü çok iyi anlayabiliyorum.
Ahtapot gibi her yöne uzanacak
kollar olmalı, yeni oluşumlar
sağlamak için amip gibi bölünüp
çoğalmalı, siyasal iktidarlar karşısında
Lefter gibi çalımlar atabilmeli ya da
Asena gibi iyi kıvırabilmeli…
Özkök’ün en büyük şansı, arkasında
para babası patronların varlığıydı! 20
yılın her gününde gerilim yaşamak
her babayiğidin harcı değildir.
Mart 1990’da Erol Simavi’nin
patronluğunda işbaşı yapan
Özkök’ün 1994’te Aydın Bey’in
Hürriyet’i almasına kadar geçen dört
yılı için “çok önemli staj yılları”
diyebiliriz. Sağı solu belli olmayan, bir
günü bir gününe uymayan Erol Bey’in
rahle-i tedrisinde Özkök’ün kıvraklık
yeteneğini geliştirdiğini, Turgut Özal
ile paslaşarak bu özelliğini
pekiştirdiğini söyleyebiliriz. Bu
nedenledir ki Aydın Bey kendisini 16
yıl daha bu görevde tuttu diyebiliriz.
Bundan dolayıdır ki bir gün arayla
birlikte ayrıldılar.
Sıfırdan gelip, Koç’ları,
Sabancı’ları, Eczacıbaşı’larını ve
daha nicelerini 30 yılda sollayıp
Türkiye’de “1” numara olan Aydın
Bey’in çok akıllı olduğunu kimse
inkâr edemez. Aydın Bey’in bir
başka akıllı yanı da hiçbir zaman
magazinsel yaşamı olmadı, mutlu
bir aile babası görüntüsü verdi ve iş
yaşamında da daima perde
arkasında kaldı. Siyasal iktidarla
ilişkilerinde Genel Yayın Müdürü’nü
kullandı, bundan dolayı Ertuğrul’un
adı “Özköşk”e çıktı.
Aydın Bey’in bağışlamadığım bir
yönü var! 1994’te Hürriyet
Gazetesi’ni satın aldığında “Ben
binaya gelmeden önce, herkes
sendikadan istifa etmiş olmalı!
Hürriyet’te sendika mendika
görmek istemiyorum!” demesidir.
Bu talimatın bayraktarlığını
Özkök yapmaya başlayınca, noter
kanalı ile sendikadan toplu istifalar
8 Ağustos’ta başladı. Özal’ın
yönlendirmesi ile Hürriyet’in
sendikasızlaşmasının ardından
Türk işadamları da yıllardır
beceremedikleri sendikasız,
grevsiz, toplusözleşmesiz bir iş
dünyasına kavuştular. Başta Aydın
Bey olmak üzere sermaye
birikimlerinde büyük patlamalar
yaşandı. Ertuğrul da Hakan
Uzan’ın içtiği “Petrus” şarabına
övgüler yazarken, Hürriyet’te grev
haberleri çıkmaz, Türkiye’de
çalışanların çoğu kızılcık şurubu
içtiklerini söyler oldu.
Son genel seçim öncesinde
AKP’ye destek veren Hürriyet
Gazetesi kendi okurundan büyük
tepki aldı. İş işten geçtikten sonra
hata anlaşıldı, ama Recep Tayyip
Erdoğan’a gebe kalınmıştı.
Dimyat’a Hilton Oteli arazisi
peşinde koşulurken evdeki
bulgurdan olunmuştu!
Vatan şairi Namık Kemal’in
“Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı
hükümetten” dediği “Hürriyet
Kasidesi”, sanki bugün “Hürriyet
Gazetesi” için “Çekildik izzet ü
ikbal ile Bâb-ı âli’den” biçiminde
yazılmış gibidir. Aydın Bey’in bu
şiirin tümünü okumasını dileriz!
“Solooonnnn! Ah Solon!”
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Almanya’da 2. Dünya Savaşõ sõrasõnda Nazi karşõtõ hareketin öncülerinden Freya von Moltke öldü
Hitler’emeydanokuyankadõn
Dış Haberler Servisi - Almanya’da
İkinci Dünya Savaşõ sõrasõnda Nazi kar-
şõtõ direniş hareketinin önde gelen
isimlerinden Freya von Moltke
yaşamõnõ yitirdi. Ailesi tarafõndan
yapõlan açõklamada, bir süredir
viral enfeksiyon geçiren 98 ya-
şõndaki Von Moltke’nin 1960’tan
bu yana yaşamõnõ sürdürdüğü
ABD’deki evinde geçen cuma
günü öldüğü belirtildi.
BBC’de yer alan habere göre,
Almanya’da Nazi karşõtõ hareke-
tin tanõnmõş isimlerinden Von Moltke,
1944 yõlõnda Adolf Hitler’e yönelik ba-
şarõsõz bombalõ suikast girişimini des-
tekleyen grubun üyeleri arasõndaydõ.
Aralarõnda aristokratlar, ekonomi uz-
manlarõ, papazlar ve diplomatlarõn yer
aldõğõ Nazi karşõtõ “Kreisau Çevresi”
olarak tanõnan grubun kurucularõ ara-
sõnda ise eşi Helmuth James Graf
von Moltke bulunuyordu.
Almanya’nõn Köln kentinde 1911 yõ-
lõnda banker bir ailenin çocuğu olarak
dünyaya gelen Freya Deichmann, 18 ya-
şõnda tanõştõğõ Helmuth James Graf
von Moltke ile 1931
yõlõnda evlendi. Çift ev-
lenmelerinin ardõndan
hukuk fakültesinden me-
zun oldu, ardõndan da
1932 yõlõnda Berlin’e taşõndõ.
Başõndan itibaren Hitler rejimine
muhalif bir tutum izleyen Helmuth Ja-
mes Graf von Moltke, Berlin’de ulus-
lararasõ hukuk üzerine yaptõğõ çalõş-
malarõnõ sürdürürken Yahudiler ve Na-
zizmin diğer kurbanlarõna yardõm etti.
1935’te Nazi partisine katõlmasõ zo-
runluluğu getirdiği gerekçesiyle yargõç
olmayõ reddetti. Almanya’da zorunlu as-
kerlik yasasõ uyarõnca 1939’da ulus-
lararasõ ve savaş hukuku uzmanõ olarak
orduya alõnan Helmuth James Graf
von Moltke, bu görevden ziyade ken-
dini savaş tutsaklarõnõn ve sivillerin du-
rumunu iyileştirme yönündeki çalõş-
malara adadõ. Ardõndan da Von Molke
çifti, evlerinin olduğu bölge olan Krei-
sau’dan esinlenen “Kreisau Çevresi”
adõyla bilinen Nazi karşõtõ direniş ör-
gütünün kurucularõ arasõnda yer aldõ.
‘En önemli şey
mücadeledir’
Grup, 1943 yõlõnda daha sonra tarihe
Hitler’e suikast düzenlemeye çalõşan ki-
şi olarak geçen Albay Claus von Sta-
uffenberg ile temasa geçer. 20 Temmuz
1944’teki Hitler’e yönelik bombalõ sui-
kast girişimi başarõsõz olur. Ocak 1944’te
Helmuth von Moltke, Gestapo tarafõn-
dan tutuklanõr, 1945 yõlõnda idam edilir.
Freya von Moltke daha sonra verdiği
bir röportajda, kocasõnõ tümüyle onu des-
teklediğini söyler ve ekler: “Hiçbir za-
man ona durmasını tavsiye etmedim,
hatta onu cesaretlendirdim. Çünkü
kendi hayatına uygun doğru yolda ol-
duğu inancındaydım.”
Savaştan sonra Freya von Moltke iki
oğluyla birlikte Güney Afrika’ya taşõnõr.
Sosyal görevli olarak çalõşan Freya von
Moltke, 1956’da Almanya’ya döner.
Freya von Moltke, Kreisau Çevresi gru-
buyla ilgili kitaplar yayõmlar. 1960 yõ-
lõnda ise ABD’nin Vermont eyaletine ta-
şõnõr ve Nazi döneminde kaçan Profesör
Rosenstock-Huessy ile birlikte yaşa-
maya başlar. Huessy’nin 1973’te ölü-
müyle kendini erken yaşta yitirdiği ko-
casõ Helmuth von Moltke’nin anõlarõnõ
yayõmlamaya adar.
Hayatõnõn, kocasõyla birlikte direniş-
le geçtiğini söyleyen Freya von Molt-
ke’nin, 2002’de verdiği bir röportajda-
ki şu sözleri dikkat çekicidir: “İnandı-
ğınız şey uğruna mücadele vermek ve
karşı koymak, bugüne kadar ki en
önemli insani eylemlerden birisidir.”
Dış Haberler Servisi -
Tahran Üniversitesi’nden
öğretim üyeleri, dini lider
Ayetullah Ali Hamaney’e,
muhalefete karşõ şiddet uy-
gulanmasõna son verilmesi
çağrõsõnda bulundular.
Muhalif internet sitele-
rinden Rah-e-Sebz’te, Ha-
maney’e hitaben 88 öğretim
üyesinin imzasõyla yayõm-
lanan mektupta, gösterici-
lere yönelik şiddet, “yöne-
timin zayıflığının bir işa-
reti” olarak değerlendirildi
ve öğrencileri dövenlerin
cezalandõrõlmasõ istendi.
Gönüllü Besic milislerinin
geçen ay Tahran’da, kampus
içinde muhalif öğrencilere
yönelik saldõrõlarõna değini-
len mektupta, “geceleri
yurtlardaki savunmasız
öğrencilere, gündüzleri de
eğitim ve öğrenim yeri
olan kampustaki öğrenci-
lere saldırı düzenlenme-
si” kõnandõ. Öğretim üyele-
ri, öğrencileri döverken Aye-
tullah Hamaney lehine slo-
gan atan saldõrganlarõn hiç-
birinin cezalandõrõlmadõğõnõ
belirterek dini liderden, pro-
testolar sõrasõnda gözaltõna
alõnan öğrencilerin serbest
bõrakõlmasõ için talimat ver-
mesini istediler.
‘Arkasında din
adamları da var’
Fransa Dõşişleri Ba-
kanõ Bernard Kouch-
ner da, İran rejminin,
“önde gelen Şii din
adamlarının tehdidi
altında olduğunu”, re-
jimin içerden yõkõlmak
istendiğini söyledi.
İran’daki gösterilere
değinen, muhalefet üze-
rindeki “büyük bas-
kı”yõ kõnayan Kouch-
ner, İran’da “çok üst
düzey” din adamlarõ-
nõn, Şii liderlerin “bü-
yük bir çoğunluğunun
hükümetle farklı fi-
kirlere sahip olduğu-
nu ve hükümetin sa-
vunduğu dini değer-
lere itiraz ettiğini” be-
lirtti.
Fransa Dõşişleri Ba-
kanõ, “Hepimiz, reji-
min, çok kararlı olan
ve bazıları Şii hiye-
rarşisi içinden çok
dindar İranlıların teh-
didi altında olduğu-
nu görebiliyoruz” diye
konuştu. Kouchner, son
olarak nükleer faaliyet-
leriyle ilgili görüşmeler
için Batõ’ya bir ay süre
veren İran’õn tutumu-
nun kabul edilemeye-
ceğini, Tahran yöneti-
minin “dayatmasına” gö-
re karar vermeyeceklerini
de söyledi.
ABD Kongresi’nden ge-
len yoğun protestolarõn ar-
dõndan bu hafta İran’a git-
mesi beklenen Avrupa Par-
lamentosu milletvekilleri
ise ziyareti iptal etti. İran
resmi haber ajansõ İR-
NA’nõn haberine göre, İran
Dõşişleri Bakanlõğõ Sözcü-
sü Ramin Mehmanparast,
Avrupa Parlamentosu ile
İran Meclisi arasõndaka “iş-
birliği”nin sürdürülmesi-
nin önemli olduğunu ve
yeni ziyaret tarihinin “kar-
şılıklı anlaşmayla” belir-
leneceğini söyledi.
Avrupalõ milletvekilleri,
İran’da milletvekillerinin
yanõ sõra insan haklarõ sa-
vunucularõ ile bir araya ge-
leceklerdi.
İran, nükleer yakõt sağla-
mak amacõyla, zenginleşti-
rilmek üzere yurtdõşõna
uranyum göndermesi ko-
nusunda Batõlõ ülkelerin 31
Aralõk’a kadar verdiği sü-
reyi tanõmadõğõnõ açõkla-
mõş, karşõ ültimatom vere-
rek anlaşma için bir ay sü-
re tanõmõştõ.
Karun.
Doğan.
Uzan.
Hayatõnõn, Nazi karşõtõ “Kreisau Çevresi”nin kurucularõndan eşi
Helmuth James Graf von Moltke ile birlikte direnişle geçtiğini
söyleyen Freya von Moltke, 2002’de verdiği bir
röportajda şu ifadeleri kullanmõştõ: “İnandõğõnõz şey
uğruna mücadele vermek ve karşõ koymak, bugüne
kadar ki en önemli insani eylemlerden birisidir.”
Soçi’de
halef-selef
sefası
Rusya’nın iki
lideri, Devlet Başkanı
Dimitriy Medvedev ve
Başbakan Vladimir
Putin, yılbaşı
tatillerini birlikte
geçirdi. Karadeniz
kıyısındaki tarihsel
Çerkes kenti Soçi’de
kayak yaparken ve
çay içerken poz veren
ikili, 2014 Kış
Olimpiyatları’na ev
sahipliği yapacak
kentteki turistlerle
sohbet etti. Devlet
Başkanlığı koltuğunu
Medvedev’e devreden
Putin, geçen yılbaşı
tatilini de halefiyle
birlikte geçirmişti.
(Fotoğraf: AP)
Öğretim
üyelerinden
Hamaney’e mektup
‘ŞİDDETE SON VERİLSİN’
Yerleşimci polisi ısırdı
Dış Haberler Servisi - İsrail
hükümetinin Yahudi yerleşim
birimleri inşasõnõ 10 ay süreyle tek
taraflõ olarak dondurma kararõna karşõ
çõkan bir yerleşimci, alõşõlmadõk bir
protesto yöntemine başvurarak bir
polisi õsõrdõ.
İsrail’de yayõmlanan Haaretz
gazetesinin haberine göre 18
yaşõndaki Efraim Haikin, 26
Kasõm’daki bir gösteri sõrasõnda
oluşan eyleminden ötürü bir ay hapis
ve üç ay kamu hizmetinde çalõşma
cezasõna çarptõrõldõ.
Aşõrõ dinci Yahudilerin hâkim olduğu
Batõ Şeria’nõn kuzeyindeki
Yizhar yerleşim biriminde dini eğitim
gören Haikin, “görev başındaki
devlet memuruna saldırı”dan ve bir
polis cipinin lastiklerini patlattõğõ için
kamu malõna zarar vermekten suçlu
bulundu.
Dış Haberler Servisi - İran
Futbol Federasyonu’ndan
üst düzey bir yetkili,
“yanlışlıkla” İsrailli
meslektaşlarõnõn yeni yõlõnõ
kutlayõnca işinden oldu.
İran Futbol Federasyonu
sözcüsü Muhammed
Mansur Azimzade
Erdebili, Uluslararasõ
Futbol Federasyonlarõ
Birliği (FIFA) aracõlõğõyla
tüm yabancõ federasyonlara
yõlbaşõ tebriği mesajõ içeren
e-posta yolladõ. İsrail
Futbol Federasyonu’nun
alõcõlar listesinde
olmamasõna rağmen,
kendiliğinden yollanan
mesaj, bu “düşman”
ülkenin federasyonuna da
gidince işler karõştõ. İsrail
Futbol Federasyonu e-
postaya “İran halkının
yeni yılını kutluyoruz”
yanõtõ verip, altõna göz
kõrpma işareti koyunca hata
ortaya çõktõ ve Erdebili’nin
görevine son verildi.
İran’da mollalarõn iktidara
geldiği 1979 yõlõndan beri
Tahran yönetimi, İsrail
devletini resmi olarak
tanõmõyor.
İSRAİL’E YENİ
YIL TEBRİĞİ
İŞİNDEN ETTİ
İsrail’in inşaatlarõ geçici olarak bile olsa
dondurmasõna öfkelenen Efraim Haikin
değişik bir eylem yaptõ.
Yerleşimciler sık sık Filistinlilere saldırıyor. (AP)
SOFYA (AA) - Bulgaristan’da geçen
yaz başlayan 10’dan fazla Türk dizisinin
yüksek izlenme oranõ ve yol açtõğõ etkiler bir
belgeselde işlendi.
“Gümüş”, “Yabancı Damat” ve “Yap-
rak Dökümü”nü yayõmlayan, ülkenin en
çok izlenen “BTV” adlõ özel TV kanalõnõn
muhabirlerinden Kristina Vladimirova,
hazõrladõğõ 15 dakikalõk belgeselde, bilim in-
sanlarõ ve izleyicilerle konuşarak Türk di-
zilerinin neden olağanüstü ilgi gördüğü so-
rusuna yanõt aradõ. Belgesele katõlan BTV
Program Koordinatörü Ventzislava Kono-
va, “Türk dizilerinin Bulgaristan’da ade-
ta evrim yarattığını” belirterek “Latin
Amerika dizilerine kıyasla Türk dizileri
yüzde 50 daha çok izleniyor” dedi.
Yeni Bulgaristan Üniversitesi öğretim
üyesi antropolog Doçent Plamen Boçkov,
Türk dizilerinin başarõsõnõ göz önünde bu-
lundurarak “Shakespeare bugün yaşıyor ol-
saydı dizi senaryosu yazardı” diye konuştu.
Polat Alemdar Irak’ta
Bu arada Irak’ta, Kurtlar Vadisi dizisinin
baş karakterini taklit eden bir çocuğun ba-
basõnõ tabancayla vurarak öldürdüğü bildi-
rildi. İNA ajansõnõn haberine göre, Ne-
cef’te, Kurtlar Vadisi karakterlerinden Po-
lat Alemdar’a özenen ve ismi açõklanma-
yan bir çocuk, babasõnõn arabasõnõn torpido
gözündeki tabancayõ, oyuncak zannetti ve
“Baba ben Polat Alemdar, ellerini kaldır,
kaldırmazsan seni vururum” diyerek ba-
basõnõ kalbinden vurup öldürdü.
‘SHAKESPEARE YAŞASA DİZİ SENARYOSU YAZARDI’