18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Bizim zengin yılbaşı soframız vardı; şiirler, anılar... Kimi yıllanmış şarap kadar eski, kimi günlük meze kadar taze... Daha önce mektubunu aldığım okurların yılbaşı kutlamalarının ortak paydası, “Bu son mektup olsun” dileğiydi. Hepsine çok teşekkür ediyorum, en kısa sürede kucaklaşmak dileğiyle... Kurumsal olarak yazanlara açık teşekkür etmem gerekir diye düşünüyorum. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, sevgili Oktay Ağabey, “Yeni yılda öncelikle sana, sonra hepimize özgürlük” diyor. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, sıcak sözcüklerle birlikte benzer dileği paylaşıyor. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay yeni yılda demokrasi ve hukukun egemen olmasını diliyor. Tabii aynı zamanda özgürlük... Ekşi, Sertel ve Abakay’ın bana güç veren dokunuşlarına teşekkür ederken, meslektaşlarımla ve meslek kuruluşlarımızla şu görüşlerimi bir kez daha paylaşmak istiyorum: - Gelinen noktada benim yargılanmama gibi bir istemim yok, olamaz da. Tam aksine hızlı yargılanmak istiyorum ve hakkımda delil olarak ortaya konanların ne ölçüde delil değeri taşıdığının karara bağlanmasını bekliyorum. - Yargılama sürecinde esas olan tutukluluk değil tutuksuzluktur. Ancak Silivri davalarında bu uygulama tersine dönmüş durumda. - Yaz ayları boyunca yeri geldikçe, benim karşı karşıya kaldığım duruma mesleki açıdan bakılması gerektiğini, bugün benim başıma gelenin yarın bir başka gazetecinin başına gelebileceğini anlatmaya çalıştım. Son 2 aydır gazetecilerle ilgili davaların yelpazesi ortada... - Meslek örgütlerimize, meslektaşlarıma benim önerim şu; 5187 sayılı Basın Yasası, özel yasa olduğu için TCK ve benzeri genel yasaların üzerinde. Bu yasanın etkin olarak uygulanmasını sağlamak, kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi’nin gazetecilere tanıdığı hakları Türkiye’ye taşımak. Yılbaşı kartlarının teşekkür boyutunu tamamladık, şimdi başka bir yönüne geçelim. Kartlardan ikisinde isim yoktu. Sadece sıcak bir yeni yıl dileği ve adını yazamadığı için özür. İlle de bana ulaşmak istiyordu, bu kendince bir vicdan borcuydu. Ama adının da bilinmesini istemiyordu. Biri bunun için çok çok özür de diliyor! Meçhul yurttaş! O an aklıma pek çok ülkenin savaşlarda varlık göstermiş gençleri için diktiği “meçhul asker anıtı” geldi. Farkındayım; ikisi arasında mantıksal bir bağlantı yok, ama ortak payda “meçhul” olması. Korkutulan, sindirilen insanlarımız yine de bir şeyler yapmak istiyor ama adının bilinmesini de istemiyor! Meçhul okur beni önce hüzünlendirdi. Ama bu uzun sürmedi. Aslında o, toplumun çoğunluğu, gidişin farkında, bir şey yapmak gerektiğini düşünüyor ama yapamıyor. Geçmişte de şu düşüncemi sık sık okurla paylaştım: Halktan büyük güç yoktur! Önemli olan halkın gücünün farkına varması ve o gücü hukuk içinde bilinçli olarak kullanması. Voltaire şöyle diyor: “Bir toplum düşünmeye başladı mı, artık önüne geçemezsiniz.” Asıl olan düşünmeye başlaması... Malum iddianamede bana yönelik suçlamalardan biri şu: Halkı hükümete karşı, silahlı isyana teşvik etmek! Bu iddiada bulunanlar bu suçu nasıl işlediğimi söylemiyorlar ama suçlama böyle. Böylesi kabul edilemez bir suçlamayla karşı karşıya olan bir kişi olarak ben Türk toplumunun sessiz ama bilinçli olduğunu düşünüyorum. Anadolu gücü diye sağduyulu bir güce inanıyorum. Bu gücü temsil eden bir anıt dikip altına şunu yazsak: Meçhul toplum anıtı! Bu gücü arıyorum... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Arap dünyasının parlayan yıldızına Batı’nın reva gördüğü haksızlığı Suudi Arabistan telafi etti. Şeriatla yönetilen.. petrol dışında Kâbe üzerinden de büyük paralar kazanan bir ülke bu… RTE’yi onurlandırmakta gecikmedi. Siz misiniz ey Hıristiyan Batı dünyası, Ortadoğu’da barış için gecesini gündüzüne katan Türk başbakanını Nobel’e layık görmeyen; öyleyse… …ben de RTE’yi, “İslama en büyük hizmet edenlere verilen ödülle” ödüllendiririm, dedi. Doğrusu Suud’ların bu davranışı dengeli, hakkaniyete de uygun düşüyor. Biliyorsunuz; Suudi Arabistan Kralı Çankaya’daki AKP’linin eşi Hayrünnisa Hanım’a, günlerce medyanın dilinden düşmeyen, ne olduğunu da bir türlü açıklayamadığı, değeri milyonlarca dolar olduğu söylenen bir takı armağan etti. Çankaya’daki AKP’li, “Müslüman bir cumhurbaşkanı” propagandasıyla yukarı çıktı ama… RTE’nin Suud’un korkuyla baktığı laikliğin içini boşaltmaktaki.. İslami kuralların Türkiye’de yerleşmesindeki hizmetleri yabana atılır gibi değildi ve... …Suudi Arabistan, Çankaya’daki ile Başbakanlık’taki AKP’liler arasında ayırım yapmadığını kanıtlamayı uygun gördü… RTE’yi de ödüllendirdi. Allah bir kez yürü ya kulum demesin! RTE simit satarak hayata atıldı. Çocuklarının düğününe gelen armağanlarla başlayan zenginlik süreci.. daha sonra hisse senetlerini satarak, herhalde belediye başkanlığı, milletvekilliği, derken başbakanlık maaşlarıyla.. gazetecilerden (son olarak bendenizden de 5 milyar TL) aldığı tazminatlarla gelişti. İstanbul’un gözde bir köşesinde bütün aile bireylerini bir araya getiren beş villa yaptırmaya kadar uzandı. Şimdi yeni bir olanağı -gereği var mı yok mu bilemem- bugün yarın Riyad’a gidip -herhalde ödüle teşekkür etmek için- Kral’la görüşecek olan RTE; önümüzdeki günlerde altından tabaklar içinde 200 bin Avro (yaklaşık 287 bin 140 dolar, 418 bin 965 TL) para ödülünü de alarak biraz daha zenginleşecek! Lakin düne kadar dilinden düşürmediği fakir fukara gurebanın yararlanması için ödülle gelen parayı bir derneğe, bir kuruma bağışlayacağını gösteren bir haber de yayımlanmadı! Sonuçta zenginin parası fakir fukaranın çenesini yoruyor. Ne var ki fakir fukara da (son araştırmalara göre hâlâ yüzde 32) yine RTE’ye oy veriyor. RTE’nin kafası şu sıralar siyasetle; Baykal ve Bahçeli ile uğraşmıyor olabilir. Arap Nobeli’ni alırken yapacağı konuşmaya hazırlanıyordur herhalde. Bu kez konuşmayı başkalarının hazırlamasını istememiş de olabilir. Riyad’daki törende öyle bir konuşma yapmalı ki, İslama yaptığı büyük hizmetlere karşı Arap Nobeli’ni kazanmayı hak ettiğini ve… …İslam üzerindeki derin bilgisini kanıtlasın! Diyanet İşleri Başkanımız Ali Bardakoğlu “Sakal ve cüppeye bakıp din ile aranıza mesafe koymayın” diyor ya… RTE, yedi yılda sakal ile cüppeyi dinle karıştırma becerisini gösteren icraatını Riyad’daki konuşmasında ayrıntılarıyla neden açıklamasın? [email protected] SAYFA 17 OCAK 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ocak / IŞIL ÖZGENTÜRK yazarlarının felaket senaryolarına inat, bu ülkede işini seven, hayatı daha anlamlı kılan insanlar var ve bunların sayısı hiç de az değil ve bence tüm olumsuzluklara rağmen bu ülke onların çabalarıyla ayakta duruyor. Mitos Yayınları’nın yönetici ve sahibi Yılmaz Öğüt de onlardan biri, bu cumartesi 500. tiyatro kitabının basımını kutladı ve 4. tiyatro yarışmasının ödüllerini verdi. Mühendis olan Yılmaz Bey, kendini erkenden emekli edip, çok sevdiği tiyatroya bir katkısı olsun diye 1986 yılında Mitos Yayınları’nı kurmuş, illa ki tiyatro kitapları basacak, illa ki bir gün oynanır diye, yeni oyun yazarları bulup, onların köşede bucakta kalmış oyunlarına el koyup, hayata geçmelerini sağlayacak. 500 tiyatro kitabı sahibi Yılmaz Bey’e hep şu soru sorulurmuş, “Siz hangi oyunda oynadınız?” O da “Hiç oynamadım,” dermiş. Yapmayın Yılmaz Bey, siz yerli yabancı yüzlerce yazarın oyunlarını defalarca defalarca oynadınız, öyle kaçmak olmaz. Nice kitaplara… Hayatı omuzlayanlar dedim ya, aklıma dilenen, mendil, çiklet satmaya çalışan, arabaların camlarını silmek için korkusuzca ön camlara atlayan çocuklar geldi. Naci onlardan biri, o bir şeyler satmaya çalışmıyor, dilenmiyor, onun işi çöp toplamak. Hep klasik hikâye, aile taşı toprağı altındır, diyerek sekiz yıl önce Kars’tan göç etmiş, ama İstanbul’un taşı toprağı altın çıkmamış, baba bir inşaatın dördüncü katından düşmüş, dört yıldan beri kötürüm, anne de yarı hasta, diğer dört çocukla birlikte ailenin bütün yükü Naci’nin küçük omuzlarına binmiş. Beşinci sınıfta okuyor, okuldan gelir gelmez torbasını sırtlayıp o çöp bidonu senin, bu çöp bidonu benim başlıyor çöp toplamaya. Öyle büyük hayalleri yok. Yaşayıp gidiyor işte. Tek hayali şöyle koyu renk bir takım, içine beyaz bir gömlek ve sarı-lacivert bir kravat, kravat mutlaka ama mutlaka sarı- lacivert olmalı çünkü o koyu bir Fenerbahçe taraftarı, takımın bütün oyuncularını ezbere biliyor, transfer ücretlerini de... “Bu transfer ücretleri ne kadar çok,” dediğimde de gülerek yanıtlıyor. “Onlara değer!” Ah evet, bir hayali daha var, bir filmde oynamak ve meşhur olup annesine ve kardeşlerine bir ev satın alabilmek, çünkü dört aydır kirayı ödeyemedikleri için ev sahibi, “Haciz getiririm,” demiş, annesi de iki kız kardeşine aldığı çeyizlik yorganları komşuya taşımış, gelip alırlar diye… Naci’nin de hikâyesi böyle… Onlardan da çok var… Baştarafı Arka Sayfada Oslo K -4 Helsinki K -6 Stockholm B -1 Londra B 8 AmsterdamY 6 Brüksel Y 6 Paris B 4 Bonn K 1 Münih K -4 Berlin K 2 Budapeşte B 3 Madrid Y 15 Viyana K 2 Belgrad B 4 Sofya B 5 Roma Y 13 Atina Y 15 Zürih Y 5 Moskova PB -13 Aşkabat PB 12 Taşkent Y 10 Bakû Y 6 Bişkek K 4 Tiflis B 4 Kahire PB 24 Şam PB 21 İstanbul Y 9 Edirne B 5 Kocaeli Y 6 Çanakkale B 9 İzmir Y 12 Manisa Y 10 Denizli Y 13 Zonguldak Y 10 Sinop Y 13 Samsun Y 10 Trabzon Y 13 Giresun Y 12 Ankara Y 9 Eskişehir Y 5 Konya Y 8 Sıvas B 6 Antalya Y 16 Adana B 18 Mersin B 18 Diyarbakır Y 12 Şanlıurfa Y 13 Mardin Y 12 Siirt Y 12 Hakkâri K 5 Van Y 9 Kars K 3 Ülkemiz geneli çok bulutlu, Doğu Akde- niz, İç Anadolu’nun doğusu ile Edirne, Çanakkale ve Tokat çevreleri dışında tüm ülke yağışlı geçecek. Yağışlar yağmur ve sağanak, İç Ege, Ka- radeniz’in iç kesimle- rinin yüksekleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Bilecik ve Kütahya, Çankırı ve Yozgat çevrelerin- de karla karışık yağ- mur şeklinde olacak. İnce İnce Aksu: Değişiklikte ısrarlıyız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Abdülkadir Aksu, parti genel merkezinde bir basõn toplantõsõ dü- zenledi. Aksu, hedeflerinin genel bir anayasa değişikliği olduğunu ancak bu olmazsa parça parça değişiklikler yapacaklarõnõ söyledi. Ak- su, “Hedefimiz tüm anayasa değişikliği ama bu olmazsa parça parça yapõlabilir” dedi. 24 adet antitank mayını yakalandı Yurt Haberleri Servisi - Şanlõurfa polisi ya- bancõ uyruklu bir kişinin “çõkar amaçlõ örgüt kapsamõnda” izinsiz patlayõcõ madde ticareti yaptõğõ bilgisi üzerine alõcõ kõlõğõna girerek Suri- ye uyruklu İd el Halaf ile irtibata geçti. Polis bu kişide 24 adet 3.25 kilogram ağõrlõğõnda antitank mayõnõ ve 70 adet ateşleme fünyesi ele geçirdi. İngiliz bakan, yolcu gibi geldi İstanbul Haber Servisi - Tony Blair’in başbakanlõğõ döneminde görevden ayrõlmasõnda önemli rol oynayan ve bir gay sitesine fotoğra- fõnõ gönderen eski İngiliz Bakan Chris Bryant Türkiye’ye geldi. Bryant, Dõş Hatlar Termina- li’nden geçerken, VIP salonunu neden kullan- madõğõnõ “Biz halkõn içindeyiz” diye açõkladõ. Seçimin galibi G. Hürriyet Taşın KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) - CHP Kahramanmaraş Merkez İlçe Başkanlõğõ Olağan Genel Kurulu dün yapõldõ. Kahraman- maraş Milletvekili Durdu Mehmet Özbolat’õn desteklediği Hürriyet Gürsel Taşõn, Mehmet Derinkuyu ile yarõştõğõ seçimi kazandõ. Bu ara- da iki grup arasõnda çõkan tartõşmanõn kavgaya dönüşmesi sonucu kõsa süreli gerginlik yaşandõ. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında kentin 7 farklı noktasında danstan şiire, konserden tiyatroya, havai fişek gösterilerine kadar yüzlerce etkinlik düzenlendi. Etkinlikler, kurulan özel ekranlar ve televizyonlardan canlı yayımlandı. Şimdi İstanbul zamanı İstanbul, kentin 7 farklõ merkezinde eşzamanlõ olarak düzenlenen açõlõş etkinlikleriyle artõk ‘resmen’ Avrupa’nõn kültür başkenti oldu Kültür Servisi - İstanbul, 2010 yõlõnõn baş- lamasõyla birlikte Avrupa Kültür Başkenti un- vanõnõ, dün İstanbul 2010 Avrupa Kültür Baş- kenti Ajansõ tarafõndan İstanbul’un “yedi te- peli” kent olmasõndan yola çõkõlarak 7 fark- lõ mekânda gerçekleştirilen etkinliklerle ve görkemli bir kutlamayla karşõladõ. Kutlamalar, Haliç Kongre Merkezi’nde, ağõrlõklõ olarak Avrupa ülkeleri olmak üzere yaklaşõk 40 ülke ve uluslararasõ kuruluşun tem- silcilerini, iş ve kültür-sanat dünyasõnõn ön- de gelen isimlerini bir araya getiren protokol töreniyle başladõ. Ayrõca 2010 yõlõnda bu un- vanõ taşõyacak diğer şehirler olan Essen ve Pecs’in yönetici heyetleri, Avrupa Kültür Baş- kenti unvanõnõn gelişimine katkõ sağlayan önemli isimler, bu unvanõn yaratõcõsõ Melina Mercouri’nin kardeşi Spyros Mercouri ve Avrupa Komisyonu üyesi diplomatlar da tö- rende hazõr bulundu. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ Yürütme Kurulu Başkanõ Şekib Av- dagiç ile Devlet Bakanõ ve İstanbul 2010 Av- rupa Kültür Başkenti Ajansõ Koordinasyon Kurulu Başkanõ Hayati Yazıcı’nõn ev sa- hipliğinde gerçekleştirilen törende konuşan Avdagiç, şunlarõ söyledi: 65 dakika 26 eser, 303 sanatçı “İstanbul, Avrupa ile Asya’yı birleş- tiren kutsal bir mühürdür. Şimdi bu mührü her yere duyurma zamanı… Şimdi İstanbul’u yeniden keşfetmenin za- manı… Şimdi İstanbul’u izlemenin za- manı… Şimdi İstanbul zamanı...” Yekta Kara’nõn 16 Ocak için özel olarak tasarladõğõ ve sanat yönetmenliğini üstlendi- ği “İstanbul Büyüsü” adlõ performans, açõ- lõş konuşmalarõnõn ardõndan sahnelendi. 65 da- kika boyunca 26 farklõ eser de 303 sanatçõ ta- rafõndan sahnelendi. Cüneyt Türel’in, “İs- tanbul’u Dinliyorum” şiir performansõyla başlayan gösteride, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ ve Devlet Opera Korosu, MFÖ, Devlet Balesi, Sertab Erener, İstanbul Ta- rihi Türk Müziği Topluluğu, Sefarad Sinagog İlahileri Korosu, Kevork Tavityan, Kubat, Zuhal Olcay’ın da aralarõnda bulunduğu çok sayõda sanatçõ sahne aldõ. Haliç’teki tö- renle eşzamanlõ olarak Taksim’de Tarkan, Kadõköy’de Mor ve Ötesi, Beylikdüzü’nde Nil Karaibrahimgil, Sultanahmet’te Mercan Dede, Pendik’te Kıraç ve Bağcõlar’da Zara ile kutlamalara devam edildi. KUTLAMALAR HALİÇ’TEKİ GÖSTERİ . Şölen, Taksim, Kadõköy, Pendik, Sultanahmet, Beylikdü- zü ve Bağcõlar’daki ekranlar ve televizyondan izlenebildi. .Bu 7 mekânda, 500 sanatçõ sahne aldõ. Etkinlikler için 900’ü teknik ekip 8 bin kişi görev yaptõ. .3 bin 500 kişilik emniyet ve güvenlik ekibi görev aldõ. .Etkinlikler http://www.istan- bul2010.org/index.htm adresin- den canlõ yayõmlandõ. . “İstanbul Büyüsü”nün sah- nelenebilmesi için 600 metreka- relik özel bir sahne kuruldu. .Haliç Tersanesi’nden etkin- liklere başlangõç işareti veren özel õşõk ve ateş gösterisi, 1 kilo- metrelik alanõ kapsadõ. .2010 logosu 80 m x15 m. ebadõnda hazõrlandõ. .Taksim ve Kadõköy’de dün- yaca ünlü “Ateş Tiyatrosu” ve “Balon Tiyatrosu” sahnelendi. . Kentin önde gelen sanat merkezleri ve müzeler kapõlarõnõ saat 24.00’e kadar açõk tuttu. Gecikmeye protesto 7 noktada 500 sanatçõ İstanbul’un 2010 süreci için düğmeye Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül ve Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan bastõ. “İstanbul Büyüsü” gösterisi- nin hemen ardõndan, Gül ve Erdoğan’õn önderliğindeki pro- tokol mensuplarõ, Haliç Kon- gre Merkezi’nin iskelesinden, bu gece için özel olarak hayata geçirilen õşõk, ses ve havai fi- şek gösterisiyle İstanbul’un 2010 sürecini başlattõ. Haliç Kongre Merkezi’nde akşam saat 20.00’de başlayaca- ğõ duyurulan ses ve õşõk göste- rilerinin zamanõnda başlama- masõ ise protestolara neden oldu. Havanõn soğuk ve yağõşlõ olma- sõ nedeniyle çok sayõda yurttaş gösteri alanõnõ terk ederken “İs- tanbul 2010 yılında kültür başkenti olacak diyorlar. Fa- kat resmi yetkililer bizleri so- ğukta bekletiyorlar. Bu duru- mu protesto ediyoruz” dediler. ‘Avrupa ülkesiyiz’ Haliç Kongre Merkezi’nde yapõlan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti açõlõş konuş- masõnõ yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sadece bir yõllõğõna Avrupa Kültür Baş- kenti payesini taşõyacak İstan- bul’un, var olduğu sürece Avru- pa’nõn bir kültür merkezi olma payesini hiç kaybetmeyeceğini söyledi. Erdoğan, “Sadece İs- tanbul bile Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğunun, AB’nin tabii üyesi olduğunun somut göstergesidir” dedi. Er- doğan, İstanbul’un tarihin ve medeniyetin bir emaneti oldu- ğunu vurguladõ. İstanbul’da mi- narelerin estetik şaheser olarak gökyüzüne süzüldüğünü belirten Erdoğan, şunlarõ söyledi: “O minarelerden yükselen ezan sesi, çan ve hazan sesini bastırmaz. İstanbul, bir kültür başkenti olduğu kadar hoşgö- rü başkentidir.” Erdoğan, ko- nuklara da “Lütfen kendinizi evinizde gibi hissedin” dedi. ‘Branda nedeniyle çıkamadık’ Haber Merkezi - Tokat’ta PKK’nin devriye görevi yapan jandarma ekibine kurduğu pusuda yaralanan Jandarma Onbaşõ Arif Temel (21), tedavisinin ardõndan memleketi Balõkesir’in Gönen ilçesine geldi. Temel, “Karakola 5-10 dakika kala yoğun ateş başladõ. Araçtakiler ‘pu- su var atlayõn’ diye bağõrmaya başladõ. Araç brandalõ olduğundan çõkamadõk” dedi. ‘Başkan ayrımcılık yaptı’ Haber Merkezi - Erzurum Büyükşehir Beledi- yesi Genel Sekreter Yardõmcõsõ görevinde bulu- nan Sõddõk Arslan yerel seçimlerde aday olmak için görevinden istifa etti fakat aday gösterilmedi. Başkan seçilen AKP’li Ahmet Küçükler, Ars- lan’õn odasõnõ boşaltmasõnõ istedi. İtiraz eden Ars- lan uyarõ cezasõ aldõ. Etik Kurulu Küçükler’in eşitlik ilkelerine aykõrõ davrandõğõna karar verdi. Gül ve Erdoğan eşleriyle birlikte gösterileri izledi. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle