18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN İki Erdal ve Cumhuriyet Sevgili, 8 Ocak Cuma günüm çok yoğun geçti ve ancak 9 Ocak Cumartesi sabahının üçünde noktalandı. Geceye birini yönettiğim iki televizyon programı sığdırmak zorunda kaldım ve bu yüzden de Erdal Atabek’in, gazetede düzenlenen, son anda haberdar olduğum, sürpriz sekseninci doğum günü partisine katılamadım. Oysa orada olmayı çok isterdim, “Erdal Abi” ile 38 ayı aynı mekânda geçirdiğimiz yoldaşlığımıza neden olan, yaşamımızdan yıllar çalanlara karşı kazanılmış bir zaferin tadını birlikte çıkarmak için. Birlikte geçen tutukluluk yıllarımızda arada kendime sorardım: - Tahliye olunca bütün acılar geride kalacak, acaba çıktıktan sonra kaç yıl daha yaşayacağız? Erdal Atabek’in, hapisten çıktıktan 24 yıl sonra, dimdik, 80. doğum gününü kutlaması, işte bu nedenle benim için aynı zamanda kişisel bir zaferdi. Yanlış anlama! Salt hapisten çıkmak, ondan sonra da uzun süre yaşamak kendi başına bir zafer oluşturmuyor. Önemli olan oraya neden girdiğin, bulunduğun sürece kendine ve çevrene neler kattığın, nasıl çıktığın ve çıktıktan sonra neler yaptığındır. Erdal Atabek, 28 yıl önce, Tabipler Birliği Başkanlığı yapmış, yönetim görevlerinde bulunmuş, tavrını koymaktan hiç geri durmamış bir aydın doktor olarak girdiği hapishaneden, 24 yıl önce hem olgun hem de gelecek vaat eden (böyle düşünenleri sonradan yanıltmayacaktır) bir yazar olarak çıktı. Arada söz Erdal Atabek’ten açılınca hemen yapıştırıyorum: - O benim elime doğmuş bir yazardır. İlk kitabının yazılış heyecanını bugün gibi hatırlıyorum. Gerçekten de öyleydi. Örneğin Ataol hapse girmeden önce de şairdi, çıktıktan sonra da. Ama Erdal Atabek, Türkiye’nin en büyük edebiyat fakültesine girmeden yazı yazardı ama yazar değildi. O fakülteden geçenler arasında kimler yok ki; Nâzım’dan başlayıp Orhan Kemal’den, Kemal Tahir’den Aziz Nesin’e, Vedat Türkali’ye kadar uzanan listenin tamamı bu sütuna sığmaz. Hep Türk aydınına halkından kopuk olduğu haksız suçlamasıyla saldıranlara karşı şunu söylemişimdir: - Allah devletimize zeval vermesin! O aydınını, yazarını halkıyla bütünleştirmek için her türlü önlemi alır, hapishane koğuşlarında birbirlerini yakından tanımalarını sağlar. Tabii, yalakalıklarını yüreklilik, liboşluklarını ilericilik gibi sunan enteller değil, sözünü ettiklerim. Bu söylediklerime katılmayanların şunu sormalarını isterim Erdal Atabek’e: - Hapse düşmeseydin, ömrünün geri kalanını yazar olarak geçirmeye yine de karar verir miydin? 8 Ocak günü Erdal Atabek’in 80. doğum yıldönümünde Erdal İnönü’yü de düşündüm. Herhalde bilmiyorsundur Sevgili, Erdal Abi’nin öğretmen olan babası, ona adını verirken, o sıralarda Atatürk’ün büyük milli eğitim hamlesinin mimarlarından olan İsmet İnönü’nün oğluna koyduğu isimden esinlenmiş. Bunu Erdal Atabek Sağmalcılar’da bizi ziyarete gelen Erdal İnönü’ye söylerken öğrendim. İki adaş arasındaki benzerlik nedir dersin Sevgili? 1929 yılında doğan, öğretmen ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı’nın oğlu küçük Erdal ile o Milli Eğitim’in kurucularından İnönü’nün oğlu büyük Erdal’ın ortak noktaları, ikisinin de aynı Milli Eğitim’in çarklarından geçmeleri, bilime, yazına, ülke sorunlarına ilgi duymalarını sağlayan Cumhuriyet öğretmenleri tarafından yetiştirilmeleriydi. Evet, o zamanlar Başbakan çocukları ile öğretmen çocukları, aynı Cumhuriyet okullarında, aynı Cumhuriyet öğretmenlerinin öğrencileri oluyorlardı. Cumhuriyet, kurduğu ve yurt düzeyine yaydığı milli eğitim ağıyla, kendi kendini üretme, yenileme, geliştirme çaresini de bulmuştu. Tek başına gençliğe seslenmek ve Cumhuriyeti ona emanet ettiğini söylemek yetmiyordu, aynı zamanda o gençliği yetiştirmek de gerekiyordu. Söz konusu iki Erdal da işte o gençliğin üyeleriydiler. Aralarındaki benzerlik buydu. [email protected] CHP lideri Baykal, AKP’nin ‘vay be’ dedirtecek oy kaybõ olacağõnõ söyledi ‘Erimiyorumdiyemiyor’ TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, “seçim- lerde iktidar partisinin ‘vay be’ dedirtecek oranda oy kay- bı olacağını” vurgularken, “Başbakan’ın bize verdiği ce- vaplar, zil taksın oynasın, ikiyle çarp... Ben oynarım oynamam, sana ne? Erimi- yorum diyemiyor” dedi. Baykal, önceki gün akşam bir grup gazeteciyle bir yemekte bir araya geldi. Baykal, Başba- kan Erdoğan’õn “AKP’nin oy- ları yüzde 20 artıya, yüzde 20 küsura düştüyse zil takıp oy- nayacağınıza, sivil diktadan bahsediyorsunuz” sözleriyle ilgili olarak şu değerlendirme- leri yaptõ: “Erimiyorum diye- miyor. Bunlar benim tahmi- nim değil, senin para verip yaptırdığın araştırmanın so- nuçları bunlar. Benim bilgime gelmiştir. Ben hiçbir araştırma yaptırmıyorum ama yapılan araştırmalardan haberim olu- yor. Doğru olmasa kıyameti koparır. Araştırma kuruluşları açıklama yapar, yok öyle değil, derler... İktidar partisi yüzde 32’ye tutunmaya çalışıyor, yüzde 30’lara doğru iniyor. Ben ‘en çok yüzde 32’ dedim. Maksimum bu. Doğru ifade, yüzde 20’ler... İktidardan hiç kimse, bu doğru değil, diye- miyor. Bazıları, bizi de yüzde 16’lara kadar indiriyorlar. Bunlar siyasi yönlendirmeden başka bir şey değil. Bütün araştırmalarda CHP, yüzde 20’nin üzerindedir. Onların araştırmalarında yüzde 26- 28’ler gösteriyor. Üstelik daha seçim konjontürüne gelmeden bu rakamlar ortaya çıkıyor.” Baykal, anayasa değişikliği tartõşmalarõyla ilgili olarak da “HSYK ve askeri yargıyla ilgili anayasa değişiklikleri getire- cekleri anlaşılıyor. Askerlerin sivil mahkemede yargılanma- sına ilişkin anayasal düzenleme istiyorlar. Amaçları TSK ve yargıyla çatışmalarında ken- dilerine anayasal destek bul- mak, anayasal zemini hazırla- mak” görüşünü dile getirdi. Başbakan Erdoğan’õn “Baykal ile uzlaşılmaz, onunla uzlaşı kavramımız çok farklı” dedi- ğine dikkat çeken CHP lideri, “Evet, doğru. Başbakanın uz- laşı anlayışı ‘Ne getirirsek oy ve- rin’. Başbakan ‘uzlaşma’ diye- rek bunu söylemek istiyor. Bu bizim anlayışımız değil” dedi. ‘Hrant için adalet’ isteyecekler CHP’den ‘vahim hata’ raporu Haber Merkezi - BBP Genel Başkanõ Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşamõ- nõ yitirdiği helikopter ka- zasõyla ilgili rapor hazõr- layan CHP, Ulaştõrma Bakanlõğõ ve Sivil Hava- cõlõk Genel Müdürlü- ğü’nün sorumluluklarõnõ yerine getirmediğini be- lirtti. Raporda kaza ekibi başkanõnõn kimyager ol- masõnõn “vahim bir ha- ta” olduğu kaydedildi. Vatan gazetesinde dün yayõmlanan habere göre, BBP lideri Yazõcõoğlu’nun yaşamõnõ yitirdiği heli- kopter kazasõnõ araştõran Meclis komisyonunun tas- lak değerlendirme rapo- runa CHP’den karşõ rapor geldi. CHP’nin bilişim ve teknoloji uzmanõ Ada- na Milletvekili Tacidar Seyhan’õn hazõrladõğõ raporda, Ulaştõrma Ba- kanlõğõ ve Sivil Havacõlõk Genel Müdürlüğü so- rumluluklarõnõ yerine ge- tirmemekle suçlandõ. Ra- porda, kaza kõrõm ekibinin başkanõnõn kimyager ol- masõnõn vahim hata ol- duğu belirtildi. Raporda, “Kaza Kırım Kurulu doğru ve mevzuata uy- gun oluşturulmamış- tır” denilerek “Kurul üyeleri etkin ve ehil de- ğildir. Olayla ilgili ku- rulun başkanı kimya- ger, biri emekli pilot, di- ğeri ise teknisyendir. Hiçbirinin bu tip kaza- ları araştırma ve ince- leme yetkisi yoktur” ifadesi kullanõldõ. Agos Gazetesi Genel Yayın Yö- netmeni Hrant Dink’in katledilme- sinin aydınlatılmasını isteyen aydın ve sanatçıların oluşturduğu “Hrant’ın Arkadaşları” yürüyüş yaptı. Grup, Dink’in öldürüldüğü 19 Ocak’ta Agos gazetesi önünde toplanma çağrısında bulundu. “Katili tanıyoruz, adalet istiyoruz. 19 Ocak’ta Hrant için, adalet için 14.30 Agos gazetesi önü” pankartı açarak Türkçe ve Ermenice döviz- ler taşıyan “Hrant’ın Arkadaşları” sloganlarla dün Taksim tramvay durağından Galatasaray Meyda- nı’na kadar yürüdü. Oyuncu Ma- hir Günşiray, yaptığı açıklamada katledilmesinin üzerinden üç yıl geçmesine karşın Dink’i öldürten- lerin serbest olduğunu söyledi. YAZICIOĞLU’NUN ÖLDÜĞÜ KAZA ‘AKP’YE OY VERMEYİN’ Kılıçdaroğlu’ndan emekliyesitem CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu, “Hâlâ 9 milyon emekli gidip AKP’ye oy veriyorsa, Recep Bey doğrusunu yapõyor” dedi. AHMET ŞEFİK TRABZON - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, emeklinin açlõkla karşõ karşõya kalmasõna karşõn büyük oranda AKP’yi desteklemesini eleştire- rek,“Eğer hâlâ 9 milyon emekli gidip AKP’ye oy veriyorsa bence Recep Bey doğrusunu yapıyor” dedi. Partisinin Trabzon’un Of ilçesindeki kongresine katõlan Kõlõçdaroğlu, milleti aldatmayacaklarõnõ, “Tek ayak üzerinde 50 yalan söyleyen siyasetçi” tipinin artõk silinmesi gerektiğini söyledi. Kõlõçdaroğ- lu, Türkiye’nin 1925’te uçak ürettiğini belirterek, “Şimdi 2010’dayız, uçak yapmıyoruz. O dö- nem uçak yapan irade aradan bu ka- dar yıl geçtikten sonra niçin uçak yapmıyor? Ne oldu bize? İnançlarımızı kaybettik. Kul hak- kı yemeyi marifet sayıyoruz’’ diye ko- nuştu. Kõlõçdaroğlu, geçen yasama döne- minde emeklilerin haklarõnõ savunmak için Meclis’i terk ettiklerini, hükümetin “emekliye milli gelir artışından pay ve- rilmez” diye yasa çõkardõğõnõ anõmsata- rak şöyle devam etti: “Ama emekliler koşarak gittiler AKP’ye oy verdiler. Sonra emekli diyor ki ‘ben geçinemiyorum’. Zaten geçinemez- sin. Biz daha önce dedik sana, ‘açlõk sõnõ- rõnõn altõnda bu para’ dedik. İki gün önce emekliye zam yaptılar. 60 lira ve 100 lira. Memnun musunuz? İki elim seçimlerde emeklilerin yakasında olacak. Eğer hâlâ 9 milyon emekli gidip AKP’ye oy veri- yorsa bence Recep Bey doğrusunu yapı- yor. Fazla para vermiş size. 9 milyon emekli isteseler bir partiyi tek başına ik- tidara getirirler. Niye bölünüyorlar?” KANDİL’DEN GETİRMİŞLERDİ Mektuplarõn akõbeti belirsiz Mahmur Mülteci Kampõ ile PKK’nin Kandil’deki askeri kanadõndan gelen 34 kişinin getirdikleri, Kürt sorununun çözümü için koşullarõn yer aldõğõ mektuplarõn kaybolduğu belirlendi. D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK li- deri Abdullah Öca- lan’õn çağrõsõ üzerine 19 Ekim’de Kuzey Irak’taki Mahmur Mül- teci Kampõ ile PKK’nin Kandil’deki askeri ka- nadõndan gelen 34 kişi- nin getirdikleri, Kürt sorununun çözümü için koşullarõn yer aldõğõ mektuplarõn kayboldu- ğu belirlendi. Kandil ve Mah- mur’dan gelen grupla- rõnõn Silopi’de karşõ- lanmasõ sõrasõnda yaşa- nanlar üzerine soruş- turma başlatan Diyar- bakõr Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ, gruplarõn bir- likte getirdikleri Kürt sorununun çözümünü içeren şartlarõn yer al- dõğõ, Cumhurbaşkanõ ve Başbakan’a sunulmak istenen mektuplarõn akõ- betini sordu. Bu konu hakkõnda ifa- desine başvurulan Kan- dil grubu sözcülerinden M. Şerif Gençdal, mek- tuplarõ Habur Sõnõr Ka- põsõ’nda bir vali yar- dõmcõsõna verdiğini söy- ledi. Başsavcõlõk, bunun üzerine Şõrnak Valili- ği’nden mektuplarla il- gili bilgi istedi. Valilik olumsuz yanõt vererek böyle bir mektubun ken- dilerinde olmadõğõnõ be- lirtti. Mektuplarõn kay- bolmasõ üzerine başsav- cõlõk yeni bir soruşturma başlattõ. Mektupta 9 madde halinde Kürtlerin dil, kültür ve kimlik talepleri yer alõyordu. Gelişleri- nin TCY’nin 221. mad- desinden yararlanma gi- bi bir amacõ olmadõğõ belirtilirken “Başta akan kanın durması, anaların ağlamaması ve barış içinde ortak yaşam zeminini güç- lendirmek amacıyla kendi özgür irademiz- le yola çıktık. Bu adı- mımızda da görüldüğü gibi sorunun kaynağı değil, çözümün tarafı- yız” deniliyordu. Bazõ olumlu açõkla- malarõnõn, barõş ve de- mokratik çözüm umut- larõnõ güçlendirdiğine değinilen mektupta, “Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesini ve Kürt sorununun de- mokratik ve barışçıl çözümünü engellemek için yoğun çaba harca- yan şoven, milliyetçi, çıkarcı ve rantçı çev- relerin varlığı, barış mücadelesinin ne ka- dar zorlu olduğunu or- taya koymaktadır. Bu güçlerin geliştirdiği çok yönlü saldırılarla de- mokratikleşmenin önü kesilerek Kürt soru- nunun demokratik çö- zümü engellenmek is- tenmektedir” görüşle- rine yer veriliyordu. Cumhuriyet yazarları fuaradamgasınıvurdu YUSUF BAŞTUĞ ADANA - Çukurova Kitap Fuarõ’nõn beşinci gününde yine ünlü yazarlar kitapseverlerle bu- luştu. TÜYAP Uluslararasõ Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 3. Çukurova Kitap Fuarõ okurlarõn akõnõna uğradõ. Fuarda stant açan Cumhuriyet Kitaplarõ’na okurlar ilgi gös- terdi. Standõ gezen okurlar tahliye istemi redde- dilen Mustafa Balbay ve Cumhuriyet’in yanõn- da olduklarõnõ bildirdi. Cumhuriyet Kitap Kulü- bü standõnda Hikmet Çetinkaya, Ümit Zileli, Ataol Behramoğlu, İlhan Taşcı, Çetin Yiğe- noğlu ve Serdar Kızık kitaplarõnõ imzaladõ. CHP lideri Baykal, “İktidar partisi yüzde 32’ye tutunmaya çalõşõyor, yüzde 30’lara doğru iniyor. Ben ‘en çok yüzde 32’ dedim. Maksimum bu. Doğru ifade, yüzde 20’ler. İktidardan hiç kimse bu doğru değil diyemiyor” ifadelerini kullandõ. Kemal Kılıçdaroğlu. Fotoğraf:CEMGÜLDEMİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle