20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Schrödinger’in Kutusundaki Eylem Kavramlar zamanın direngen çocuklarıdır. Çünkü onların oluşması ve nihayet insanlığın or- tak birikiminin değeri haline gelmesi uzun bir za- man içinde gerçekleşir. Bu nedenle aradaki an- layış ve nüanslara rağmen bir kavramı dile ge- tirdiğinizde, onunla bir fikir yürüttüğünüzde in- sanlar sizi anlarlar. Kavramlar zaman içindeki uzun yürüyüşlerin- de, tarihin nasıl bir tarih olduğunu da anlatırlar. Saflar o kavramlarla anlaşılır. Kısacası siz onları keyfinizce eğip bükemezsi- niz. “Dün böyleydiler ama bugün başkadırlar, dünkü anlam değişti bugün başka anlamlar yüklüdürler” dediğinizde, kavramlar mı değişti yoksa siz mi değiştiniz, biraz durup düşünecek- siniz. Bugünlerde postmodern savrulmanın bilinçli ka- lemşorları kavramları altüst etmeyi keyiflerince kul- lanmayı pek seviyorlar. Belli bir yöntemleri de var doğrusu. Öncelikle kendileri için kullanılabilecek ve tam da cuk oturacak kavramları, hızla tersyüz ederek hasımlarına yöneltmeyi pek seviyorlar. “Faşizm” ya da “nasyonal sosyalizm” kavramı bunlardan biridir. Bu kavramları eski arkadaşla- rına, yeni hasımlarına karşı bir silah gibi kullan- mak isteyenler, ne anlama geldiğini, bu kavramın, kavramların tarih içindeki yerini ve neyi anlatmak istediğini bilmiyorlar mı? Kuşkusuz biliyorlar. Faşizmin ya da nasyonal sosyalizmin sosyalizmle değil, kapitalizmle iliş- kili kavramlar olduğunu ve onun en barbar ha- lini anlattığını da iyi biliyorlar. Okumuş, zama- nın bir behrinde hatmetmişlerdir. Ama şimdi o kav- ramları savruldukları ve “iyi bir yer” diye tanım- ladıkları köşelerinde, iyi yerlerini korumak için, es- ki dostlarını karalamak için kullanmakta hiçbir sa- kınca görmüyorlar. Çok da önemli değildir. Kavramlar zaman içinde gelişirken, tarif eder- ken tarif edilenlere de direnirler. Ama yeni kavramların devreye girmesi, oluşması ve zaman içinde heyecanlı bir yolculuğa çıkma- sı mümkündür. Bilim kendi kuşku dolu yolculuğunda zengin- leşerek ilerlerken, ondaki kuşkuyu geri dönme- nin işareti zannedenlerse, ortaya çıkan yeni kav- ramları, bulguları, teorik çıkarsamaları postmo- dern savrukluğun verdiği cüretle rasgele kullan- maktan geri durmuyorlar. Kuantum mu tartışılıyor, en âlim “kuantumcu” onlardır. Anladıklarından değil, anlamasalar da kulaktan dolma edindikleri sığ bilgiyi kısır siyaset tahlille- rinin içinde kullanabileceklerine ve yeni felsefe- lerinin her şeyi mubah kıldığına inandıkların- dandır. Bilmedikleri ya da anlamadıkları, bilimin biriki- mindeki diyalektik süreçtir. Kopernik’ten New- ton’a, Einstein’den zamanımızın bilimsel bilgisine yükselen spirali anlamaya, kapılandıkları siyaset kalıpları izin vermez. O zaman yalnız kediyi değil, akıllarına estiği gi- bi, canlarının istediği gibi olmasını istedikleri bel- geleri, durumları, kavramları Schrödinger’in ku- tusuna koyuverirler. Oradan bir bilinmezliğin, bir idealizmin çıkacağına ve kendilerini kurtaracağına fena halde inanırlar. Oysa öyle bir şey çıkmaz o kutudan. Ne kapitalizmlerini, ne faşizmlerini, ne de muhafazakâr dünyanın yaratılış teorisini bes- leyecek bir şey çıkar. Sürekli hareket eden, ha- reketin, eylemin tetiklediği belirsizliğin içinden bi- lim çıkar. Bilim geçmişi kutsamaz, geleceği müjdeler. Kedi canlıdır, potansiyel eylemin sahibi düze- nek eyleme geçmeye, öldürmeye ya da yaşat- maya elverişlidir. Kavramlarla oynayıp durmayın. Eski arkadaşlarınızı yeni ve onursuz hayatlarını- zı kurtarmak için karalamaya çabalamayın. Sizin üzerinizde kalıyor attığınız çamur. Schrödeniger’in kutusunu açtığımızda kediyi ya ölü bulacağız ya diri. Unuttuğunuz, kutunun içinde gelişen eylemdir. Belirsizliği, kuşkuyu ya da bilimi tetikleyen de eylemdir zaten. e-posta: [email protected] Kamu-Sen iktidarõn Uzlaştõrma Kurulu kararõnõ kabul etmemesi halinde eyleme gideceğini bir kez daha vurguladõ Hükümete eylem uyarõsõANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanõ Bircan Akyıldız, “Uz- laştırma Kurulu kararları hü- kümet tarafından kabul edil- mezse, eylemlilik sürecini başla- tırız demiştik. Bu süreç, kuru- lun kararı kabul edilmediği takdirde uygulamaya konula- caktır” dedi. Memur-Sen Genel Başkanõ Ahmet Gündoğdu, hü- kümetin masaya Uzlaştõrma Ku- rulu’ndan da iyi bir teklifle gel- mesini isterken, KESK Genel Se- kreteri Emirali Şimşek ise “Biz- ler tavsiye niteliğindeki karar- ları bile hükümetler tarafından ciddiye alınmayan Uzlaştırma Kurulu kararlarını kabul etmi- yoruz” diye konuştu. Akyõldõz, siyasi iradenin, istek- lerinin hiçbirini kabul etmediğini, bu nedenle konuyu Uzlaştõrma Kurulu’na götürdüklerini söyledi. Uzlaştõrma Kurulu’nun memur maaşlarõna gelecek yõlõn ilk altõ ayõnda yüzde 4, ikinci altõ ayõnda yüzde 4 zam yapõlmasõ yönünde kararõnõ açõkladõğõnõ ifade eden Akyõldõz, şöyle konuştu: “Kamu çalışanlarının parasal boyutun ötesinde istediği bir konu var: Grevli toplusözleşme- li sendika hakkı. Bu konuyla il- gili gelişme kaydetmek istiyo- ruz. Uzlaştırma Kurulu karar- ları hükümet tarafından kabul edilmezse, eylemlilik sürecini başlatırız demiştik. Bu süreç, Uzlaştırma Kurulu kararı ka- bul edilmediği takdirde uygula- maya konulacaktır. Bundan sonraki bizim tüm mücadelemiz grevli toplusözleşmeli sendikal hakkın kazanılmasıdır. Bundan sonraki eylemler ciddi ve radi- kal sonuçlar ortaya koyacak ey- lemler olacak. Bu eylemlerin içerisinde açlık grevi, uzun yü- rüyüşler ve iş bırakma da olabi- lir.” ‘Memura yüzde 5, elektriğe yüzde 10’ Memur-Sen Genel Başkanõ Gündoğdu, Uzlaştõrma Kuru- lu’nun kararõnõn ardõndan tekrar bir araya gelecekleri Kamu İşve- ren Kurulu’nun masaya, Uzlaştõr- ma Kurulu kararlarõnõn üzerinde tekliflerle gelinmesini bekledikle- rini dile getirdi. Toplu görüşmelerin uyuşmaz- lõkla sonuçlanmasõna rağmen fõr- satõn kaçmadõğõnõ söyleyen Gün- doğdu, şöyle konuştu: “Kamu İşveren Kurulu, ka- mu çalışanlarına çifte bayram yaşatacak hazırlıkla masaya gelmelidir. Memura yüzde 5 zam yapılmak istenirken, harç- lara yüzde 8, elektriğe yüzde 10 zam yapılıyor. O zaman hesabı doğru yapalım. Tüketim malla- rına yapılan zamla, alım gücü- nün arttırılmasının eşit olması gerekiyor. Kriz varsa da eşit göğüslenmesi lazım. Bir taraf baharı yaşıyorken, diğer tarafa kışa hazırlık yaptırılıyor. Bu, faturanın tek taraflı ödetilmesi anlamı taşır. Kamu çalışanları bir fedakârlık gerekirse üzerine düşeni yapacaktır. Birileri krize rağmen yüzde 30-70 kâr açık- larken memurlardan fedakârlık beklemek çifte standarttır.” KESK Genel Sekreteri Şimşek de, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Uz- laştõrma Kurulu’nun öngördüğü artõşõn geçmiş yõllarda defalarca yaşanan bir senaryonun değişme- yen bir bölümü olduğunu ve kurul kararlarõnõn geçmişte siyasi ikti- darlar tarafõndan uygulanmadõğõnõ belirterek, 4688 sayõlõ yasaya gö- re kurul kararlarõnõn bağlayõcõ ol- madõğõnõ anõmsattõ. AKP iktidarõnõn ilk günlerinden bu yana kamu emekçileri ücretle- rinin yüzde 30 reel gerileme gös- terdiğini ifade eden Şimşek, ikti- darõ kasõm ayõna kadar toplusöz- leşme görüşmelerine çağõrmaya devam edeceklerini bildirdi. Şim- şek hükümete çağrõlarõnõn karşõ- lõksõz kalmasõ halinde izleyecek- leri yolu ise, “Anayasanın 90. maddesinin bize tanıdığı hakkı- mızı çiğnetmeyeceğiz. Önümüz- deki dönemde hizmet üretimin- den gelen gücümüzü kullanaca- ğız” şeklinde açõkladõ. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanõ Bircan Akyõldõz, Uzlaştõrma Kurulu kararlarõnõn hükümet tarafõndan kabul edilmemesi halinde eyleme gideceklerini söyledi. Memur-Sen Genel Başkanõ Ahmet Gündoğdu, hükümetin masaya Uzlaştõrma Kurulu’ndan da iyi bir teklifle gelmesini isterken, KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek de iktidarõ kasõm ayõna kadar toplusözleşme görüşmelerine çağõrmaya devam edeceklerini bildirdi. ‘Benikaçyıldır dinliyorsunuz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Baş- kanvekili, İzmir Milletvekili Kemal Anadol tele- fon şirketlerinin iletişim bilgilerinin geçmişe yö- nelik olarak 5 yõl için saklamasõnõ bir soru öner- gesiyle TBMM gündemine taşõdõ. Anadol, Başba- kan Tayyip Erdoğan’a “Tüm yurttaşları 5 yıl şüpheli konumuna düşüren bu uygulama, da- ha fazla demokrasi söyleminizle bağdaşmakta mıdır? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kemal Anadol olarak iletişimim kaç yıldır izlenmekte ve dinlenmektedir” diye sordu. CHP’li Anadol, soru önergesinde “Siyasi ikti- dar ve bürokrasinin iletişim bilgilerinin 5 yıl boyunca saklandığını bilmelerine karşın bu bilgilerin imhasını sağlamak üzere hiçbir giri- şimde bulunmamaları Türkiye’nin nasıl korku imparatorluğuna dönüştürüldüğünü ortaya koymaktadır. Yaşananlar lokal bir insan hak- ları ihlali değil, kişisel verilerin gizliliği ilkesi- nin tüm yurttaşlarımız için sistematik olarak ihlali niteliğindedir” görüşünü dile getirdi. ‘5 yılın gerekçesi ne?’ Anadol, Başbakan Erdoğan’a şu sorularõ yönelt- ti: “İletişim bilgilerinin 1 yıl gibi kısa bir süre için değil de 5 yıl gibi uzun bir süre için saklan- masının gerekçeleri nedir? Telefon şirketleri iletişim bilgilerinin geçmişe yönelik olarak 5 yıl saklanmasına ilişkin uygulamayı idarenin, res- mi ya da gayri resmi talebi üzerine mi gerçek- leştirmektedir? Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı aracılığı ile yıllar itibarıyla kaç yurt- taşımızın iletişim bilgileri geçmişe yönelik ola- rak talep edilmiştir? İletişim kayıtlarının 5 yıl boyunca saklanması uygulaması, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce bozulan iletişimin Türkiye ge- nelinde sınırsız izlenmesi kararı ile aynı sonuç- ları doğurmaz mı? Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşı Kemal Anadol olarak bugüne kadar iletişi- mim kaç yıldır izlenmekte ve dinlenmektedir? Devletin ya da telefon şirketlerinin elinde kaç izleme ve dinleme kaydım bulunmaktadır?” Validebağ Öğretmenler Hastanesi’nin kapatılmaması istemiyle yurttaşlar 5 bin imza topladı. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Hastanekapatõldõ,yurttaşmağdur ŞULE KÖKTÜRK Validebağ Öğretmenler Hastanesi’nin, Üsküdar Polis Hastanesi ile Üsküdar Dev- let Hastanesi adõ altõnda birleştirilerek çok sayõda bölümünün kapatõlmasõ sonucu mağ- dur olan yurttaşlar, TBMM’ye gönderilmek üzere, hastanenin kapatõlmamasõ istemiyle 5 bin imza topladõ. Birleştirme öncesi 70 he- kim kadrolu hastanedeki çok sayõda hekim başka hastanelerde geçici görevle çalõştõ- rõlmaya başlandõ. Birleştirmenin ardõndan ise Validebağ Hastanesi’nde yurttaşlar hizmet alamaz duruma geldi. Bugün hastaneye acil hasta kabul edilmiyor. Hekim de hasta da iki hastane arasõnda gi- dip geliyor. Taşõnma nedeniyle laboratuvar sistemi bozuldu, kan verip tahlil yaptõran yurttaş, sonuçlarõnõ alamõyor, mağduriyeti- nin acõsõnõ laboranttan çõkarõyor. Validebağ korusuyla ilgili hükümetle sivil toplum ör- gütleri arasõndaki savaş da sürüyor. ‘Kimse halka sormadı’ Yurttaşlarõn topladõğõ imza metninde, “Bu süreçte Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü’nden Validebağ Devlet Has- tanesi’nin kapatılmasına dair görüş iste- miş, fakat hastane çalışanlarının da Va- lidebağ halkının da görüş ve taleplerini sormaya dahi ihtiyaç duymamıştır. Has- tane çalışanları ile Validebağ halkının ih- tiyaçları gözetilmeden alınan bu karar, kamu sağlık kuruluşlarının ‘hizmet veren değil hizmet satan’ yapılar haline getiril- me çabasının bir parçasıdır” denildi. İmza metninde, Validebağ Devlet Has- tanesi’nin kurumsal kimliğinin korunmasõ, birleştirilen iki hastanenin ayrõ ayrõ sun- duklarõ hizmetlerin niteliğinin arttõrõlarak hiz- met vermeye devam etmesi, hastanelerin personel yatak sayõlarõ ve donanõmlarõnõn arttõrõlarak geliştirilmesi istendi. Daha önce Validebağ Öğretmenler Has- tanesi’nde kadrolu olarak çalõşan bir hekim de hasta ve hekim mağduriyetini anlattõ: “Hekimler iki gün Validebağ’da, üç gün Üsküdar’da, bir gün Üsküdar’daki Do- ğancılar Semt Polikliniği’nde çalışıyor. Biz önceden hastayı bir günde muayene eder, tetkiklerine bakar tedavisini yazar gönderirdik. Şimdi ben Validebağ’da, bir hastaya bakıp tahlil yazıyorum ama sonraki 2-3 gün Üsküdar’a gidiyorum, aynı hastayı 3 gün sonra görüyorum. Hastaneye yatırdığım hasta oluyor takip edip değerlendiremiyorum. Hasta aynı hastanede işini göremiyor, hekim peşin- de koşturuyor” dedi. CHP’Lİ ANADOL SORDU REHN,TÜRKİYEİLE MÜZAKERELERİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ ‘AB tek başına çözemez’ ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB Komisyonu’nun ge- nişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn, Türkiye’nin üyelik müzakerelerine atõfta bu- lunarak AB’nin tek başõna Güney Kafkas- larda istikrar, Ortadoğu barõşõ, enerji arz gü- venliği ve terorizmle mücadele konularõnõ ele alõp çözemeyeceğini belirtti. Kopenhag Dünya Üniversitesi’nde ko- nuşan Rehn, Avrupa ve Türkiye’nin uzun vadeli stratejik çõkarlarõ paylaştõğõnõ söyle- di. AB’nin aday ülkelere koşullar ileri sür- mesinin işe yaradõğõnõ anlatan Rehn, “AB’nin şartlılık ilkesi işe yarıyor. Yok- sa Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk öz- gür bir adam olmayabilirdi. Ante Goto- vina ve Radovan Karadzic’le birlikte BM Savaş Suçluları Mahkemesi’nin en fazla aradığı 40 kişi hapiste olmayabilir ve Bos- na Hersek ve Sırbistan onları daha önce savaşa sürükleyen milliyetçi güçlerin benzerlerine boyun eğebilirdi.” dedi. Rehn, aday ülkelerin AB ile müzakere sü- recinde ilerleme hõzlarõnõn temel özgürlükler ve hukuk alanõndaki reformlarõ gerçekleş- tirme hõzõna bağlõ olduğunu kaydetti. Öte yandan, TBMM-AB Uyum Komis- yonu Heyeti’nin AP’deki temaslarõ için Brüksel’de bulunan CHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Onur Öymen, yaptõğõ basõn top- lantõsõnda, ocak ayõnda sona erecek AB dö- nem başkanlõğõ sõrasõnda İsveç’in en az 4 fa- sõl açõlmasõnõ planladõğõnõ ama Türkiye’de bununla ilgili yeterince hazõrlõk göreme- diklerini söyledi. Öymen sosyal politika ve istihdam faslõnõn açõlmasõ için çõkarõlmasõ gereken sendikalar yasasõ ile ilgili olarak Başmüzakereci Egemen Bağış ile görüş- tüklerini, Bağõş’õn “işçi ve işverenin henüz anlaşamaması yüzünden sendikalar ya- sasının çıkarılamadığını” söylediğini be- lirtti. Öymen, sendikalar yasasõ gibi son de- rece önemli bir yasa bekletilirken, yargõ ya- sasõnõn sivil toplumla mutabakata varõlma- dan bir gecede çõkarõldõğõnõ hatõrlattõ. BEŞTEPE’YE İNGİLTERE BÜYÜKELÇİLİĞİ VİZE VERMEDİ Emekli tümgenerale ret SAMSUN (Cumhuriyet) - İngiltere’de 8-11 Eylül tarihlerinde yapõlacak olan Sa- vunma Sanayii Fuarõ’na katõlmak isteyen ROKETSAN AŞ Yönetim Kurulu Üyesi, eski Samsun Garnizon Komutanõ emekli Tümgeneral Naci Beştepe’ye İngiltere Bü- yükelçiliği “vize” vermedi. Haftada bir yazõ yazdõğõ Samsun’da ya- yõmlanan yerel Barõş gazetesinde konuyu köşesine taşõyan Beştepe, İngiltere Bü- yükelçiliği’nden verilen sayfalarca formu doldurduğunu, bugüne kadar hiçbir yerde sorulmayan bir sürü soru ile bütün özel ya- şamõnõn kayda geçtiğini anlattõ. ‘Gözaltında gibi hissettim’ Beştepe yazõsõnda şunlarõ kaydetti: “Po- lisin gözaltına aldığı bir zanlı gibi his- settim kendimi. Normalde 3-5 günde ta- mamlanması gereken vize işlemi, onun- cu günde, uçuşuma bir gün kala hâlâ so- nuçlanmamıştı. 2 Eylül günü, ısrarlı ta- kibimiz sonucu; parmak izimin iyi oku- namaması nedeniyle vize verilmediğini, tekrar parmak izimin alınacağını, işle- min uçak saatime yetişmeyeceğini öğ- rendim.” Beştepe yazõsõnda resmi bir amaçla gide- cek olmasõna karşõn Deniz Kuvvetleri Ko- mutanõ Oramiral Uğur Yiğit’in parmak izi verdiğine, aynõ fuara katõlacak olan Savun- ma Sanayii Müsteşarõ Murat Bayar’õn ise parmak izi vermeyi reddettiğine, Milli Sa- vunma Bakanõ Vecdi Gönül’ün de müste- şar katõlmadõğõ takdirde gidişini iptal ede- ceğini bildirdiğine dikkat çekti. Beştepe şu ifadelere yer verdi: “Müsteşarı candan kutlarım. Çok kişiye örnek olmuştur her- halde. İngiltere devletini de kutlarım. Devlet, devletliğini gösterir ve ülkesine gi- receklerden kendi kurallarına uymaları- nı ister. Uymayanı da kapıdan içeri koy- maz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ola- rak beni ilgilendiren yönü, bizim bu ülke vatandaşlarına ne uyguladığımızdır...”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle