Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Geciken adalet, adalet değildir. Adalete olan güven sarsılırsa
toplumda huzur da kalmaz, kutuplaşmalar daha da keskinleşir.
Yandaş yargıyı değil, tam bağımsız ve tarafsız yargıyı oluşturmak
için uğraş vermeliyiz. Özgürlükçü demokrasinin, demokratik hak
ve özgürlüklerin toplumun tüm bireyleri için gelişip gerçekleşmesi
ancak hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerinin bağımsız yar-
gı temelinde bütün kurum ve kuralları ile hayata geçirilmesi sure-
tiyle mümkün olabilir. Gerçeker, törenin ardından “yandaş yargı”
konusunda gözlemi olup olmadığının sorulması üzerine, “Olma-
ması gerekir, diyorum. Kimseyi suçlayıcı bir tavır içinde olmadık
zaten. Olmaması gerektiğini söylüyoruz. Yargı bağımsız olacak-
sa, yandaş yargı olmaması gerekir. Bu, bugün için de geçerli, ya-
rın için de geçerli, geçmişte de geçerli olan bir şey. Olmaması
için uğraşıyoruz. Herkesin de uğraş vermesi gerekir” dedi.
Yüce Divan görevinin, yargılama birliğinin bir gereği olarak, yargılana-
cak kişiler bakımından oluşturacağı hukuksal güvence de dikkate
alınmak suretiyle Yargıtay’a verilmesi zorunlu hale gelmiştir ve doğru
olan da budur. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş amacı anayasa yargı-
sı olduğuna göre, işlevinin de anayasa yargısı ile sınırlı olması gerekir.
CMYB
C M Y B
8 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
AKP ELEŞTİRİLERE TEPKİLİ
Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker yanlõş uygulamalarõn yargõya güveni azalttõğõnõ söyledi
‘Dedikodu kanıt değildir’
‘Yargı reformu
kararlılıklayaşama
geçirilmeli’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Tay-
yip Erdoğan, adli yõlõn başlamasõ nedeniyle
birer mesaj yayõmladõlar.
Gül, adli yõlõn başlamasõ nedeniyle yayõm-
ladõğõ mesajda, çağdaş dünyadaki konumunu
sağlamlaştõrmak amacõyla hukuk alanõnda
sürdürülecek reformlarla Türkiye’de huku-
kun üstünlüğünün daha da güçlendirilerek
hâkim kõlõnmasõnõn öneminin büyük olduğu-
nu belirtti. Gül, “AB sürecinde, demokratik
standartları yükseltecek, yargı bağımsızlı-
ğını güçlendirecek, yargı hizmetinin kalite-
li ve etkin şekilde sunulma-
sını sağlayacak reformların
kararlılıkla ve ilgili tüm ta-
rafların aktif katılımıyla
hayata geçirilmesi büyük
önem taşımaktadır. Evren-
sel normlar ve değerler ışı-
ğında çağdaş bir hukuk sis-
temine sahip olması, Türki-
ye’nin gücüne güç katacak,
uluslararası platformdaki
saygınlığını arttıracaktır”
dedi.
Başbakan Erdoğan, Yargõ-
tay Başkanõ Hasan Gerçe-
ker’e kutlama mesajõ gön-
derdi. Mesajõnda “Adalet,
mülkün temelidir” sözüyle
Atatürk’ün bunu çok veciz
bir şekilde ifade ettiğini dile
getiren Erdoğan, “Unutma-
malıyız ki adalet, hak ve özgürlüklerin,
toplumsal barışın en güçlü teminatıdır.
Yargı mekanizmaları, hukukun üstünlüğü
ve tarafsızlık ilkesine bağlı olarak hızlı ve
uyum içinde çalıştıkça, toplumda yargı
kurumlarına, dolayısıyla adalete olan gü-
ven de güçlenecektir. Hâkimleri, savcıları,
avukatları ve diğer çalışanlarıyla bu gö-
revi en iyi şekilde yerine getirmek için ça-
ba gösteren yargı organı, devletimizin ya-
sama ve yürütme gibi temel kurumların-
dan biridir” görüşünü dile getirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõ-
tay Başkanõ Hasan Gerçeker, iktidarõn yargõ
reformu konusundaki çalõşmalarõnõ eleştirirken
“yandaş yargıyı değil, tam bağımsız ve ta-
rafsız yargıyı oluşturmak” için uğraş veril-
mesi gerektiğini vurguladõ. Ergenekon soruş-
turmasõna da değinen Gerçeker, “Dedikodu ka-
nıt değildir. İddianamenin dayanakları ara-
sında yer alamaz” dedi. Gerçeker, Yüce Di-
van görevininin de Yargõtay’a verilmesini is-
tedi. Yargõtay Konferans Salonu’nda yeni ad-
li yõlõn başlamasõ nedeniyle düzenlenen töre-
ne, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, TBMM
Başkanõ Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal ile yüksek yargõ organlarõ temsilcile-
ri ve bakanlar katõldõ. Gül’ün tören salonuna
girişi sõrasõnda pek çok Yargõtay üyesinin
ayağa kalkmamasõ dikkat çekti. Yargõtay Baş-
kanõ Gerçeker, konuşmasõnda gündemdeki
konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sevr’i bilmek gerekir: Üniter devlet ya-
põmõzõn güvencesi cumhuriyetin yõpratõlmaya
çalõşõldõğõ üzüntü ile izlenmektedir. Cumhu-
riyetimizin nasõl kurulduğunu, bu günlere na-
sõl gelindiğini ve Cumhuriyetimizin değerini,
yüce bir ulusun tarih sahnesinden nasõl silin-
mek istendiğini anlamak için Mondros ve
Sevr’i çok iyi bilmek, Lozan Antlaşmasõ ile bir
ülkenin yoktan nasõl var olduğunu çok iyi gör-
mek gerekmektedir.
Yargı daha da geriye götürülecek:
HSYK’ye, Adalet Bakanõ’nõn başkanlõk etmesi
yargõ bağõmsõzlõğõnõ zedeleyen bir olgudur.
Adalet Bakanlõğõ Müsteşarõ’nõn üye olmasõ da
yargõ bağõmsõzlõğõ ilkesi ile bağdaşmamakta-
dõr.Yargõ Reformu Stratejisi taslağõnda bu
yönde bir ilerlemeye rastlanmadõğõ gibi aksi-
ne, kurulun oluşumunda yasama ve yürütme
organõ (cumhurbaşkanõ) tarafõndan üye seçi-
mi planlandõğõ belirtilmiş olmakla yargõ ba-
ğõmsõzlõğõ noktasõnda mevcut durumun dahi ge-
risine düşülmesi olasõlõğõ söz konusudur. Ya-
sama ve yürütme organlarõ tarafõndan
HSYK’ye üye seçilmesi, hâkimlerin sõradan
memur haline getirildiği, yargõ bağõmsõzlõğõ-
nõ daha da geriye götürecek bir sistemi doğu-
racaktõr.
HSYK siyasallaşır: Anayasal düzenle-
meye göre egemenlik yetkisi yasama organõnda
toplanmõş değildir. Parlamentonun oluşum
ve işleyişinde etkin biçimde söz sahibi olan-
lar, siyasi parti genel başkanlarõdõr. Bu tablo-
da yasama organõ tarafõndan seçilecek HSYK
üyeleri yönünden daha seçim aşamasõnda ve
işin başõnda siyasallaşma söz konusu olacak,
bazen tek partinin çoğunluk sağlayamadõğõ hal-
lerde, uygulamada Sayõştay üyeleri seçimle-
rinde olduğu gibi uzun süre seçim dahi yapõ-
lamayacaktõr. Parlamentonun HSYK’ye üye
seçmesi, keza yürütme organõnõn temsilcisi
Adalet Bakanlõğõ müsteşarõnõn ve hatta etkin
biçimde adalet bakanõnõn kurulda yer almasõ
isabetli olmayacaktõr.
Yargıyı iktidarın kontrolüne sokar:
Yasama ve yürütme organõna, HSYK’ye üye
seçimi görev ve yetkisinin verilmesi, kurum-
sal olarak yargõyõ ve birey olarak yargõcõ, siyasi
iktidarõn etkisi ve kontrolü altõna sokacaktõr. Bu
da yargõnõn siyasallaşmasõ, yasama ve yürüt-
me organõ karşõsõndaki bağõmsõzlõğõnõ ve ta-
rafsõzlõğõnõ kaybetmesi demektir. Böyle bir ya-
põlanma, siyasal gücün hukuka egemen olma-
sõ sonucunu doğurur. Parlamentoda çoğunlu-
ğu elde eden siyasal parti ve bunun içinden
çõkacak siyasi iktidar, pratikte kurumsal
olarak yargõ denetimi dõşõnda kalacaktõr.
Avrupa’nõn ve dünyanõn birçok ülkesinde ol-
duğu gibi Yargõtay ve Danõştay başkanlarõ-
nõn kurulda doğal üye olarak yer almalarõ da
yargõ bağõmsõzlõğõ ve bütünlüğünün sağlan-
masõ bakõmõndan büyük yarar sağlayacaktõr.
Teftiş HSYK’ye bağlanmalı:
HSYK’nin ayrõ bir sekretaryasõnõn olmasõ,
teftiş kurulunun HSYK’ye bağlanmasõ ve
onun kontrol ve denetimi altõnda bulunma-
sõ, kurulu daha özerk bir yapõya kavuştura-
cağõ gibi, hâkim ve savcõlardan gelecek şi-
kâyetlerin önemli ölçüde azalmasõnõ da sağ-
layacağõ düşünülmektedir. Hâkim ve savcõ-
lar hakkõnda inceleme ve soruşturmanõn
Adalet Bakanlõğõ’nõn izni ile yapõlacağõna da-
ir anayasal düzenleme yargõ bağõmsõzlõğõ ile
bağdaşmamaktadõr. Bir yandan yargõ daha ba-
ğõmsõz hale getirilecek deniliriken, diğer yan-
dan hâkim ve savcõlarõn yargõsal faaliyetle-
rine ilişkin olarak siyasi otoriteyi etkin kõl-
mak çelişki yaratmaktadõr.
Ergenekon’da kuşku yaratan ha-
talar: Adalet mekanizmasõnõn iyi işleme-
mesi, her gün kamuoyuna yansõyan ve ka-
falarda, vicdanlarda soru işaretleri oluşturan
yanlõş uygulamalar, usule aykõrõlõklar, özel-
likle de iletişimin dinlenilmesindeki yasaya
aykõrõ işlemler, davalarõn ve tutukluluk sü-
relerinin makul süreyi aşacak derecede uza-
masõ, toplumda kuşku ve endişe yaratmak-
ta, yargõya olan güven duygusunu azaltmakta.
Yargõya güveni sarsacak, tarafsõzlõğõna göl-
ge düşürecek birtakõm yanlõşlõklarõn yapõldõğõ
da yadsõnamaz bir gerçektir.
Dedikodu kanıt değildir: Bir hukuk-
çunun sözlerini sizlere hatõrlatmak istiyorum
(eski Yargõtay Başkanõ Sami Selçuk): “Bir
tutamcık siyaset yargıya karışırsa, virüse
dönüşür. Yargı hastalanır, kirli adalet
salgılar. Soruşturmanın gizliliği gerekçe-
si çok insancadır, çok güçlüdür, çok tu-
tarlıdır. Kuşkulunun öz saygısı, şerefi ör-
selenmemeli. Suç işledikleri sanılan in-
sanlar incitilmemeli, lekelenmemeli. Ön so-
ruşturma asla bir güç gösterisine dönüş-
türülmemeli. Özel yaşam ve konut doku-
nulmazlığını çiğneyen arama, mülkiyet
hakkını örseleyen el koyma, birey özgür-
lüğünü ortadan kaldıran gözaltı, tutukla-
ma gibi işlemler birer önlemdir. Kural ge-
reği istisnadır. Zorunlu olduğunda baş-
vurulması gereken son çaredir, sıra dışı-
dır. Öyleyse özenle kullanmak gerekir.
Bunlar asla bir cezaya, yaptırıma, kurala
dönüşmemeli. Gözaltı, tutukluluk süresi ge-
reksiz yere uzatılmamalıdır. Dedikodu
kanıt değildir. İddianamenin dayanakla-
rı arasında yer alamaz. Anayasal düzene
karşı suçları bizzat savcı soruşturmak
zorundadır. Kolluk ifade alamaz.” Bu de-
ğerlendirmelerin altõna kim imza atmaz ki?
Gerçek suçlu kurtulabilir: Bir ülke-
de hukuka, adalete güven kalmazsa, düzen
de kalmaz. Adil, bağõmsõz ve etkin bir yar-
gõ sistemi kurulmadan bu eleştirilerden kur-
tulmak da mümkün değildir. Gerek soruş-
turma gerekse kovuşturma evrelerinde ya-
põlacak usule aykõrõlõklar gerçek adaletin sağ-
lanmasõnõ engelleyecek, suçlularõn kurtul-
masõna neden olacaktõr.
‘Yandaş değil bağımsız yargı’ ‘Yüce Divan görevi Yargıtay’a verilmeli’
‘Meclis üye seçmemeli’
Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üye sayısı çoğaltılabilir. Ancak
parlamento tarafından Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilmesi ye-
rinde değildir. Uygulanmış fakat olumsuzlukları nedeniyle terk
edilmiş bir konunun yeniden gündeme getirilmesi doğru görülme-
mektedir. Böyle bir uygulama kaçınılmaz olarak yargının siyasal-
laşması eleştirilerini de beraberinde gündeme getirecektir.
Bu topraklarda barış ve kardeşlik duygusu içerisinde asırlardır birlikte yaşayan, ülke-
nin bağımsızlığı ve kurtuluşu için birlikte omuz omuza, kanı, canı pahasına mücadele
ederek bir millet oluşturan insanlar, yine aynı duygularla, bu çok zor koşullarda ku-
rulmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni koruyup kollayarak, ülkenin birlik ve
bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutacaklardır. Bunun aksini düşünmemiz mümkün
değildir. Cumhuriyet ve demokrasiyi birbirinden ayırmaya, üniter devlet yapımızın gü-
vencesi olan temel değerlerimizi yıpratmaya yönelik düşünceleri doğru bulmuyoruz.
Ü N İ T E R D E V L E T V U R G U S U
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Barolar Birliği
(TBB) Başkanõ Özdemir Özok,
hükümet sözcülerinin iktidara gel-
dikleri yõllarõn ilk günlerinde, yar-
gõnõn tarafsõz ve bağõmsõzlõğõna
güvenmediklerini açõk bir şekilde
söylediklerini anõmsatarak “İktidar
yargıyı bağımlı hale dönüştür-
meyi tercih etti” dedi.
TBB Başkanõ Özok, adli yõl açõ-
lõşõnda yaptõğõ konuşmada, hiçbir si-
yasal iktidarõn siyasetin doğasõndan
kaynaklanan nedenlerle yargõya
karşõ saygõn, ölçülü, mesafeli ve du-
yarlõ olmadõğõnõ vurgulayarak şun-
larõ söyledi: “Yargı, hep icraatı en-
gelleyen bir ayak bağı gibi algı-
lanmıştır. Siyasal iktidar ülke
yönetiminden ve ülkenin kade-
rinden sadece kendisini sorumlu
kabul etmiş ve kendisi dışındaki
güçleri, kurumları ve yurtsever-
leri yok saymıştır. Bunun sonucu
olarak en sade yurttaştan en so-
rumlu kamu görevlisine kadar
yaygın bir dinleme düzeneği ku-
rularak onlar kontrol edilmeye
çalışılmıştır. Bu hukuk ve ah-
lakdışı dinlemelere dayanarak
birçok kişi hakkında iddianame-
ler düzenlenmiş, sayfa sayfa ya-
zılar, öyküler ve romanlar yazıl-
mıştır. Bu durumda yapılacak
şey, toplumun huzuru, barışı ve
güvenliği için büyük sorumlu-
luklar yüklenen yargıç ve savcı-
larımızın yargı erkini ve yargı ba-
ğımsızlığı ile yargıç güvencesini
sahiplenerek cesur ve kararlı du-
ruşlar sergilemeleridir.”
İKTİDARLARININ İLK
GÜNLERİNDE AÇIKLADILAR
İktidar sözcülerinin iktidara gel-
dikleri yõllarõn ilk günlerinde, yar-
gõnõn tarafsõzlõk ve bağõmsõzlõğõna
güvenmediklerini açõk bir şekilde
ifade ettiklerini anõmsatan Özok, ik-
tidarõn yargõyõ, bağõmlõ hale dönüş-
türmeyi tercih ettiğini kaydetti.
Özok, Ergenekon soruşturmasõna da
değinerek “Bir an için düşünün,
altında Başbakan’ın zırhlı aracı,
arkasında Adalet Bakanlığı’nın
koşulsuz desteği ve yanında yan-
daş medyanın gücünü hisseden
bir savcının bu konumu karşı-
sında söylenecek tek şey ‘Sakõnõn
savcõm geliyor’dur” dedi.
Hükümetin “Kürt açılımı” ça-
lõşmalarõnõ da değerlendiren Özde-
mir Özok, “Hükümetin bu kronik
sorunu, ülke gündemine alma ko-
nusundaki zamanlama tercihle-
rinin gerçek nedenini, bazı id-
dialara karşın, bilemiyoruz” dedi.
Özok, şunlarõ söyledi: “Ancak han-
gi nedenle olursa olsun, bu denli
önemli sorunun gündeme alın-
masını önemsiyor; soğukkanlı,
önyargısız ve gerçekçi yaklaşım-
larla çözüm aranmasını diliyoruz.
Tek endişemiz önceki açılım ve gi-
rişimler gibi bu açılımın da so-
nuçsuz kalmasıdır. Sorunun çö-
zümü için, terör örgütünün si-
lahlarını bırakması yanında, insan
haklarına dayalı, hukukun üs-
tünlüğüne bağlı, temel hak ve öz-
gürlükleri sınırlamayan, düşünce
ve örgütlenmeden yana, çokkül-
türlü, çoğulcu, katılımcı, devletin
bir hizmet kurumu olarak algı-
landığı, çağdaş bir vatandaşlık an-
layışının benimsendiği, toplumun
tüm kesimlerinin üzerinde an-
laşma sağladığı sivil bir anayasa-
ya şiddetle ihtiyaç vardır. Kuş-
kusuz bu anayasanın adresi mil-
li iradenin ve demokrasinin tem-
sil edildiği Türkiye Büyük Millet
Meclisi’dir.”
‘Bağõmlõyargõyõtercihettiler’
TBB Başkanõ Özok, AKP’nin kendisi dõşõndakileri yok saydõğõnõ belirterek “Bunun
sonucu olarak dinleme düzeneğiyle yurttaşlar kontrol edilmeye çalõşõldõ” dedi.
Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı
Şahin, Başbakan Erdoğan, CHP lideri Baykal ile yüksek
yargı organları temsilcileri ve bakanlar katıldı. Gül’ün tören salonuna girişi sırasında pek çok Yargıtay üyesinin ayağa kalkmaması dik-
kat çekti. Yargıtay Başkanı Gerçeker, yeni adli yılın başlaması dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Gerçeker ve beraberindeki Yar-
gıtay üyeleri, Yargıtay cumhuriyet savcıları ve tetkik hâkimleri cüppeli olarak Aslanlı Yol’dan yürüyerek tören alanına geldi. Ger-
çeker’in, Atatürk’ün mozolesine çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ)
GÜL’ÜN SALONA GİRİŞİNDE AYAĞA KALKMADILAR
Ergenekon soruşturma-
sına değinen Özok,
“Bir an için düşünün,
altında Başbakan’ın
zırhlı aracı, arkasında
Adalet Bakanlığı’nın
koşulsuz desteği ve ya-
nında yandaş medyanın
gücünü hisseden bir
savcının bu konumu
karşısında söylenecek
tek şey ‘Sakının savcım
geliyor’dur” dedi.
‘SAKININ
SAVCIM GELİYOR’
‘ABstandartları
kimseyi rahatsız
etmesin’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Yargõtay
Başkanõ Hasan Gerçeker’in yargõ reformuna
yönelik eleştirilerine tepki gösterdi.
Taslak ile Türk yargõsõnõn bağõmsõzlõk, ta-
rafsõzlõk, hesap verebilirlilik, demokratik
meşruiyet ve hukukun üstünlüğü standartlarõ
bakõmõndan AB standartlarõna ulaşmasõnõ he-
deflediğini ileri süren Bozdağ, “Bundan baş-
ta yargının rahatsız olmaması lazım. Aksi-
ne yasama organının yargı alanındaki
standartlarının AB standartlarına bugüne
kadar ulaştırılamadığı için eleştirilmesi da-
ha doğru olurdu. Türkiye’yi yargı nokta-
sında AB düzeyine yükseltmek isteyen bir
çalışmayı eleştirmek doğru değil” dedi.
Bozdağ, Gerçeker’in HSYK
üyelerinin bir bölümünün ya-
sama organõ tarafõndan seçil-
mesinin yargõnõn bağõmsõzlõ-
ğõnõ zedeleyeceği yönündeki
görüşünün anõmsatõlmasõ
üzerine, Fransa, İspanya ve
Avusturya başta olmak üzere
AB ülkelerinin hepsinde üye-
lerin yasama organõ tarafõn-
dan seçildiğini söyledi. Boz-
dağ, “Şimdi oralarda yargı
siyasallaştı mı deniyor. Zaten 1961 Anaya-
sası’na göre yasama organı seçiyordu. Tür-
kiye bunu zaten tecrübe etmiş. Mahkeme-
ler, millet adına karar veriyor. Öyleyse bu
yargının demokratik meşruiyetini daha da
güçlendirecektir” diye konuştu.
Adalet Bakanõ ve Adalet Bakanlõğõ Müste-
şarõ’nõn HSYK’de yer almasõyla ilgili eleştiri-
leri de değerlendiren Bozdağ, AB ülkelerinde
bu yönde uygulamalar olduğunu söyledi.
HSYK’nin yargõnõn tamamõnõ temsil etmeme-
sine karşõn ilk derece adli ve idari yargõda
tüm hâkim ve savcõlarõn terfi ve disiplin iş-
lemlerinde karar verdiğini kaydeden Bozdağ,
taslakla Danõştay, Yargõtay ve Cumhurbaşka-
nõ’na, ilk derece adli ve idari yargõda görev
yapan hâkim ve savcõlarõ doğrudan üye seçme
olanağõ getirildiğini belirtti. Bozdağ, “Katılı-
mı daha yüksek, daha demokratik, daha
objektif, şeffaf bir yapılanma oluşturulu-
yor” görüşünü savundu.
Türk yargõsõnõn AB standartlarõna
ulaşmasõndan kimsenin rahatsõz
olmamasõ gerektiğini söyleyen Bozdağ,
AB ülkelerinin hepsinde HSYK
benzeri kurumlarõn üyelerinin yasama
organõ tarafõndan seçildiğini belirtti.
GÜL VE ERDOĞAN’IN MESAJI
Erdoğan.
Bozdağ.
Gül.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker.