19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Geciken adalet, adalet değildir. Adalete olan güven sarsılırsa toplumda huzur da kalmaz, kutuplaşmalar daha da keskinleşir. Yandaş yargıyı değil, tam bağımsız ve tarafsız yargıyı oluşturmak için uğraş vermeliyiz. Özgürlükçü demokrasinin, demokratik hak ve özgürlüklerin toplumun tüm bireyleri için gelişip gerçekleşmesi ancak hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerinin bağımsız yar- gı temelinde bütün kurum ve kuralları ile hayata geçirilmesi sure- tiyle mümkün olabilir. Gerçeker, törenin ardından “yandaş yargı” konusunda gözlemi olup olmadığının sorulması üzerine, “Olma- ması gerekir, diyorum. Kimseyi suçlayıcı bir tavır içinde olmadık zaten. Olmaması gerektiğini söylüyoruz. Yargı bağımsız olacak- sa, yandaş yargı olmaması gerekir. Bu, bugün için de geçerli, ya- rın için de geçerli, geçmişte de geçerli olan bir şey. Olmaması için uğraşıyoruz. Herkesin de uğraş vermesi gerekir” dedi. Yüce Divan görevinin, yargılama birliğinin bir gereği olarak, yargılana- cak kişiler bakımından oluşturacağı hukuksal güvence de dikkate alınmak suretiyle Yargıtay’a verilmesi zorunlu hale gelmiştir ve doğru olan da budur. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş amacı anayasa yargı- sı olduğuna göre, işlevinin de anayasa yargısı ile sınırlı olması gerekir. CMYB C M Y B 8 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 AKP ELEŞTİRİLERE TEPKİLİ Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker yanlõş uygulamalarõn yargõya güveni azalttõğõnõ söyledi ‘Dedikodu kanıt değildir’ ‘Yargı reformu kararlılıklayaşama geçirilmeli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Tay- yip Erdoğan, adli yõlõn başlamasõ nedeniyle birer mesaj yayõmladõlar. Gül, adli yõlõn başlamasõ nedeniyle yayõm- ladõğõ mesajda, çağdaş dünyadaki konumunu sağlamlaştõrmak amacõyla hukuk alanõnda sürdürülecek reformlarla Türkiye’de huku- kun üstünlüğünün daha da güçlendirilerek hâkim kõlõnmasõnõn öneminin büyük olduğu- nu belirtti. Gül, “AB sürecinde, demokratik standartları yükseltecek, yargı bağımsızlı- ğını güçlendirecek, yargı hizmetinin kalite- li ve etkin şekilde sunulma- sını sağlayacak reformların kararlılıkla ve ilgili tüm ta- rafların aktif katılımıyla hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Evren- sel normlar ve değerler ışı- ğında çağdaş bir hukuk sis- temine sahip olması, Türki- ye’nin gücüne güç katacak, uluslararası platformdaki saygınlığını arttıracaktır” dedi. Başbakan Erdoğan, Yargõ- tay Başkanõ Hasan Gerçe- ker’e kutlama mesajõ gön- derdi. Mesajõnda “Adalet, mülkün temelidir” sözüyle Atatürk’ün bunu çok veciz bir şekilde ifade ettiğini dile getiren Erdoğan, “Unutma- malıyız ki adalet, hak ve özgürlüklerin, toplumsal barışın en güçlü teminatıdır. Yargı mekanizmaları, hukukun üstünlüğü ve tarafsızlık ilkesine bağlı olarak hızlı ve uyum içinde çalıştıkça, toplumda yargı kurumlarına, dolayısıyla adalete olan gü- ven de güçlenecektir. Hâkimleri, savcıları, avukatları ve diğer çalışanlarıyla bu gö- revi en iyi şekilde yerine getirmek için ça- ba gösteren yargı organı, devletimizin ya- sama ve yürütme gibi temel kurumların- dan biridir” görüşünü dile getirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõ- tay Başkanõ Hasan Gerçeker, iktidarõn yargõ reformu konusundaki çalõşmalarõnõ eleştirirken “yandaş yargıyı değil, tam bağımsız ve ta- rafsız yargıyı oluşturmak” için uğraş veril- mesi gerektiğini vurguladõ. Ergenekon soruş- turmasõna da değinen Gerçeker, “Dedikodu ka- nıt değildir. İddianamenin dayanakları ara- sında yer alamaz” dedi. Gerçeker, Yüce Di- van görevininin de Yargõtay’a verilmesini is- tedi. Yargõtay Konferans Salonu’nda yeni ad- li yõlõn başlamasõ nedeniyle düzenlenen töre- ne, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ile yüksek yargõ organlarõ temsilcile- ri ve bakanlar katõldõ. Gül’ün tören salonuna girişi sõrasõnda pek çok Yargõtay üyesinin ayağa kalkmamasõ dikkat çekti. Yargõtay Baş- kanõ Gerçeker, konuşmasõnda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sevr’i bilmek gerekir: Üniter devlet ya- põmõzõn güvencesi cumhuriyetin yõpratõlmaya çalõşõldõğõ üzüntü ile izlenmektedir. Cumhu- riyetimizin nasõl kurulduğunu, bu günlere na- sõl gelindiğini ve Cumhuriyetimizin değerini, yüce bir ulusun tarih sahnesinden nasõl silin- mek istendiğini anlamak için Mondros ve Sevr’i çok iyi bilmek, Lozan Antlaşmasõ ile bir ülkenin yoktan nasõl var olduğunu çok iyi gör- mek gerekmektedir. Yargı daha da geriye götürülecek: HSYK’ye, Adalet Bakanõ’nõn başkanlõk etmesi yargõ bağõmsõzlõğõnõ zedeleyen bir olgudur. Adalet Bakanlõğõ Müsteşarõ’nõn üye olmasõ da yargõ bağõmsõzlõğõ ilkesi ile bağdaşmamakta- dõr.Yargõ Reformu Stratejisi taslağõnda bu yönde bir ilerlemeye rastlanmadõğõ gibi aksi- ne, kurulun oluşumunda yasama ve yürütme organõ (cumhurbaşkanõ) tarafõndan üye seçi- mi planlandõğõ belirtilmiş olmakla yargõ ba- ğõmsõzlõğõ noktasõnda mevcut durumun dahi ge- risine düşülmesi olasõlõğõ söz konusudur. Ya- sama ve yürütme organlarõ tarafõndan HSYK’ye üye seçilmesi, hâkimlerin sõradan memur haline getirildiği, yargõ bağõmsõzlõğõ- nõ daha da geriye götürecek bir sistemi doğu- racaktõr. HSYK siyasallaşır: Anayasal düzenle- meye göre egemenlik yetkisi yasama organõnda toplanmõş değildir. Parlamentonun oluşum ve işleyişinde etkin biçimde söz sahibi olan- lar, siyasi parti genel başkanlarõdõr. Bu tablo- da yasama organõ tarafõndan seçilecek HSYK üyeleri yönünden daha seçim aşamasõnda ve işin başõnda siyasallaşma söz konusu olacak, bazen tek partinin çoğunluk sağlayamadõğõ hal- lerde, uygulamada Sayõştay üyeleri seçimle- rinde olduğu gibi uzun süre seçim dahi yapõ- lamayacaktõr. Parlamentonun HSYK’ye üye seçmesi, keza yürütme organõnõn temsilcisi Adalet Bakanlõğõ müsteşarõnõn ve hatta etkin biçimde adalet bakanõnõn kurulda yer almasõ isabetli olmayacaktõr. Yargıyı iktidarın kontrolüne sokar: Yasama ve yürütme organõna, HSYK’ye üye seçimi görev ve yetkisinin verilmesi, kurum- sal olarak yargõyõ ve birey olarak yargõcõ, siyasi iktidarõn etkisi ve kontrolü altõna sokacaktõr. Bu da yargõnõn siyasallaşmasõ, yasama ve yürüt- me organõ karşõsõndaki bağõmsõzlõğõnõ ve ta- rafsõzlõğõnõ kaybetmesi demektir. Böyle bir ya- põlanma, siyasal gücün hukuka egemen olma- sõ sonucunu doğurur. Parlamentoda çoğunlu- ğu elde eden siyasal parti ve bunun içinden çõkacak siyasi iktidar, pratikte kurumsal olarak yargõ denetimi dõşõnda kalacaktõr. Avrupa’nõn ve dünyanõn birçok ülkesinde ol- duğu gibi Yargõtay ve Danõştay başkanlarõ- nõn kurulda doğal üye olarak yer almalarõ da yargõ bağõmsõzlõğõ ve bütünlüğünün sağlan- masõ bakõmõndan büyük yarar sağlayacaktõr. Teftiş HSYK’ye bağlanmalı: HSYK’nin ayrõ bir sekretaryasõnõn olmasõ, teftiş kurulunun HSYK’ye bağlanmasõ ve onun kontrol ve denetimi altõnda bulunma- sõ, kurulu daha özerk bir yapõya kavuştura- cağõ gibi, hâkim ve savcõlardan gelecek şi- kâyetlerin önemli ölçüde azalmasõnõ da sağ- layacağõ düşünülmektedir. Hâkim ve savcõ- lar hakkõnda inceleme ve soruşturmanõn Adalet Bakanlõğõ’nõn izni ile yapõlacağõna da- ir anayasal düzenleme yargõ bağõmsõzlõğõ ile bağdaşmamaktadõr. Bir yandan yargõ daha ba- ğõmsõz hale getirilecek deniliriken, diğer yan- dan hâkim ve savcõlarõn yargõsal faaliyetle- rine ilişkin olarak siyasi otoriteyi etkin kõl- mak çelişki yaratmaktadõr. Ergenekon’da kuşku yaratan ha- talar: Adalet mekanizmasõnõn iyi işleme- mesi, her gün kamuoyuna yansõyan ve ka- falarda, vicdanlarda soru işaretleri oluşturan yanlõş uygulamalar, usule aykõrõlõklar, özel- likle de iletişimin dinlenilmesindeki yasaya aykõrõ işlemler, davalarõn ve tutukluluk sü- relerinin makul süreyi aşacak derecede uza- masõ, toplumda kuşku ve endişe yaratmak- ta, yargõya olan güven duygusunu azaltmakta. Yargõya güveni sarsacak, tarafsõzlõğõna göl- ge düşürecek birtakõm yanlõşlõklarõn yapõldõğõ da yadsõnamaz bir gerçektir. Dedikodu kanıt değildir: Bir hukuk- çunun sözlerini sizlere hatõrlatmak istiyorum (eski Yargõtay Başkanõ Sami Selçuk): “Bir tutamcık siyaset yargıya karışırsa, virüse dönüşür. Yargı hastalanır, kirli adalet salgılar. Soruşturmanın gizliliği gerekçe- si çok insancadır, çok güçlüdür, çok tu- tarlıdır. Kuşkulunun öz saygısı, şerefi ör- selenmemeli. Suç işledikleri sanılan in- sanlar incitilmemeli, lekelenmemeli. Ön so- ruşturma asla bir güç gösterisine dönüş- türülmemeli. Özel yaşam ve konut doku- nulmazlığını çiğneyen arama, mülkiyet hakkını örseleyen el koyma, birey özgür- lüğünü ortadan kaldıran gözaltı, tutukla- ma gibi işlemler birer önlemdir. Kural ge- reği istisnadır. Zorunlu olduğunda baş- vurulması gereken son çaredir, sıra dışı- dır. Öyleyse özenle kullanmak gerekir. Bunlar asla bir cezaya, yaptırıma, kurala dönüşmemeli. Gözaltı, tutukluluk süresi ge- reksiz yere uzatılmamalıdır. Dedikodu kanıt değildir. İddianamenin dayanakla- rı arasında yer alamaz. Anayasal düzene karşı suçları bizzat savcı soruşturmak zorundadır. Kolluk ifade alamaz.” Bu de- ğerlendirmelerin altõna kim imza atmaz ki? Gerçek suçlu kurtulabilir: Bir ülke- de hukuka, adalete güven kalmazsa, düzen de kalmaz. Adil, bağõmsõz ve etkin bir yar- gõ sistemi kurulmadan bu eleştirilerden kur- tulmak da mümkün değildir. Gerek soruş- turma gerekse kovuşturma evrelerinde ya- põlacak usule aykõrõlõklar gerçek adaletin sağ- lanmasõnõ engelleyecek, suçlularõn kurtul- masõna neden olacaktõr. ‘Yandaş değil bağımsız yargı’ ‘Yüce Divan görevi Yargıtay’a verilmeli’ ‘Meclis üye seçmemeli’ Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üye sayısı çoğaltılabilir. Ancak parlamento tarafından Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilmesi ye- rinde değildir. Uygulanmış fakat olumsuzlukları nedeniyle terk edilmiş bir konunun yeniden gündeme getirilmesi doğru görülme- mektedir. Böyle bir uygulama kaçınılmaz olarak yargının siyasal- laşması eleştirilerini de beraberinde gündeme getirecektir. Bu topraklarda barış ve kardeşlik duygusu içerisinde asırlardır birlikte yaşayan, ülke- nin bağımsızlığı ve kurtuluşu için birlikte omuz omuza, kanı, canı pahasına mücadele ederek bir millet oluşturan insanlar, yine aynı duygularla, bu çok zor koşullarda ku- rulmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni koruyup kollayarak, ülkenin birlik ve bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutacaklardır. Bunun aksini düşünmemiz mümkün değildir. Cumhuriyet ve demokrasiyi birbirinden ayırmaya, üniter devlet yapımızın gü- vencesi olan temel değerlerimizi yıpratmaya yönelik düşünceleri doğru bulmuyoruz. Ü N İ T E R D E V L E T V U R G U S U ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, hükümet sözcülerinin iktidara gel- dikleri yõllarõn ilk günlerinde, yar- gõnõn tarafsõz ve bağõmsõzlõğõna güvenmediklerini açõk bir şekilde söylediklerini anõmsatarak “İktidar yargıyı bağımlı hale dönüştür- meyi tercih etti” dedi. TBB Başkanõ Özok, adli yõl açõ- lõşõnda yaptõğõ konuşmada, hiçbir si- yasal iktidarõn siyasetin doğasõndan kaynaklanan nedenlerle yargõya karşõ saygõn, ölçülü, mesafeli ve du- yarlõ olmadõğõnõ vurgulayarak şun- larõ söyledi: “Yargı, hep icraatı en- gelleyen bir ayak bağı gibi algı- lanmıştır. Siyasal iktidar ülke yönetiminden ve ülkenin kade- rinden sadece kendisini sorumlu kabul etmiş ve kendisi dışındaki güçleri, kurumları ve yurtsever- leri yok saymıştır. Bunun sonucu olarak en sade yurttaştan en so- rumlu kamu görevlisine kadar yaygın bir dinleme düzeneği ku- rularak onlar kontrol edilmeye çalışılmıştır. Bu hukuk ve ah- lakdışı dinlemelere dayanarak birçok kişi hakkında iddianame- ler düzenlenmiş, sayfa sayfa ya- zılar, öyküler ve romanlar yazıl- mıştır. Bu durumda yapılacak şey, toplumun huzuru, barışı ve güvenliği için büyük sorumlu- luklar yüklenen yargıç ve savcı- larımızın yargı erkini ve yargı ba- ğımsızlığı ile yargıç güvencesini sahiplenerek cesur ve kararlı du- ruşlar sergilemeleridir.” İKTİDARLARININ İLK GÜNLERİNDE AÇIKLADILAR İktidar sözcülerinin iktidara gel- dikleri yõllarõn ilk günlerinde, yar- gõnõn tarafsõzlõk ve bağõmsõzlõğõna güvenmediklerini açõk bir şekilde ifade ettiklerini anõmsatan Özok, ik- tidarõn yargõyõ, bağõmlõ hale dönüş- türmeyi tercih ettiğini kaydetti. Özok, Ergenekon soruşturmasõna da değinerek “Bir an için düşünün, altında Başbakan’ın zırhlı aracı, arkasında Adalet Bakanlığı’nın koşulsuz desteği ve yanında yan- daş medyanın gücünü hisseden bir savcının bu konumu karşı- sında söylenecek tek şey ‘Sakõnõn savcõm geliyor’dur” dedi. Hükümetin “Kürt açılımı” ça- lõşmalarõnõ da değerlendiren Özde- mir Özok, “Hükümetin bu kronik sorunu, ülke gündemine alma ko- nusundaki zamanlama tercihle- rinin gerçek nedenini, bazı id- dialara karşın, bilemiyoruz” dedi. Özok, şunlarõ söyledi: “Ancak han- gi nedenle olursa olsun, bu denli önemli sorunun gündeme alın- masını önemsiyor; soğukkanlı, önyargısız ve gerçekçi yaklaşım- larla çözüm aranmasını diliyoruz. Tek endişemiz önceki açılım ve gi- rişimler gibi bu açılımın da so- nuçsuz kalmasıdır. Sorunun çö- zümü için, terör örgütünün si- lahlarını bırakması yanında, insan haklarına dayalı, hukukun üs- tünlüğüne bağlı, temel hak ve öz- gürlükleri sınırlamayan, düşünce ve örgütlenmeden yana, çokkül- türlü, çoğulcu, katılımcı, devletin bir hizmet kurumu olarak algı- landığı, çağdaş bir vatandaşlık an- layışının benimsendiği, toplumun tüm kesimlerinin üzerinde an- laşma sağladığı sivil bir anayasa- ya şiddetle ihtiyaç vardır. Kuş- kusuz bu anayasanın adresi mil- li iradenin ve demokrasinin tem- sil edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.” ‘Bağõmlõyargõyõtercihettiler’ TBB Başkanõ Özok, AKP’nin kendisi dõşõndakileri yok saydõğõnõ belirterek “Bunun sonucu olarak dinleme düzeneğiyle yurttaşlar kontrol edilmeye çalõşõldõ” dedi. Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Şahin, Başbakan Erdoğan, CHP lideri Baykal ile yüksek yargı organları temsilcileri ve bakanlar katıldı. Gül’ün tören salonuna girişi sırasında pek çok Yargıtay üyesinin ayağa kalkmaması dik- kat çekti. Yargıtay Başkanı Gerçeker, yeni adli yılın başlaması dolayısıyla Anıtkabir’i ziyaret etti. Gerçeker ve beraberindeki Yar- gıtay üyeleri, Yargıtay cumhuriyet savcıları ve tetkik hâkimleri cüppeli olarak Aslanlı Yol’dan yürüyerek tören alanına geldi. Ger- çeker’in, Atatürk’ün mozolesine çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) GÜL’ÜN SALONA GİRİŞİNDE AYAĞA KALKMADILAR Ergenekon soruşturma- sına değinen Özok, “Bir an için düşünün, altında Başbakan’ın zırhlı aracı, arkasında Adalet Bakanlığı’nın koşulsuz desteği ve ya- nında yandaş medyanın gücünü hisseden bir savcının bu konumu karşısında söylenecek tek şey ‘Sakının savcım geliyor’dur” dedi. ‘SAKININ SAVCIM GELİYOR’ ‘ABstandartları kimseyi rahatsız etmesin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker’in yargõ reformuna yönelik eleştirilerine tepki gösterdi. Taslak ile Türk yargõsõnõn bağõmsõzlõk, ta- rafsõzlõk, hesap verebilirlilik, demokratik meşruiyet ve hukukun üstünlüğü standartlarõ bakõmõndan AB standartlarõna ulaşmasõnõ he- deflediğini ileri süren Bozdağ, “Bundan baş- ta yargının rahatsız olmaması lazım. Aksi- ne yasama organının yargı alanındaki standartlarının AB standartlarına bugüne kadar ulaştırılamadığı için eleştirilmesi da- ha doğru olurdu. Türkiye’yi yargı nokta- sında AB düzeyine yükseltmek isteyen bir çalışmayı eleştirmek doğru değil” dedi. Bozdağ, Gerçeker’in HSYK üyelerinin bir bölümünün ya- sama organõ tarafõndan seçil- mesinin yargõnõn bağõmsõzlõ- ğõnõ zedeleyeceği yönündeki görüşünün anõmsatõlmasõ üzerine, Fransa, İspanya ve Avusturya başta olmak üzere AB ülkelerinin hepsinde üye- lerin yasama organõ tarafõn- dan seçildiğini söyledi. Boz- dağ, “Şimdi oralarda yargı siyasallaştı mı deniyor. Zaten 1961 Anaya- sası’na göre yasama organı seçiyordu. Tür- kiye bunu zaten tecrübe etmiş. Mahkeme- ler, millet adına karar veriyor. Öyleyse bu yargının demokratik meşruiyetini daha da güçlendirecektir” diye konuştu. Adalet Bakanõ ve Adalet Bakanlõğõ Müste- şarõ’nõn HSYK’de yer almasõyla ilgili eleştiri- leri de değerlendiren Bozdağ, AB ülkelerinde bu yönde uygulamalar olduğunu söyledi. HSYK’nin yargõnõn tamamõnõ temsil etmeme- sine karşõn ilk derece adli ve idari yargõda tüm hâkim ve savcõlarõn terfi ve disiplin iş- lemlerinde karar verdiğini kaydeden Bozdağ, taslakla Danõştay, Yargõtay ve Cumhurbaşka- nõ’na, ilk derece adli ve idari yargõda görev yapan hâkim ve savcõlarõ doğrudan üye seçme olanağõ getirildiğini belirtti. Bozdağ, “Katılı- mı daha yüksek, daha demokratik, daha objektif, şeffaf bir yapılanma oluşturulu- yor” görüşünü savundu. Türk yargõsõnõn AB standartlarõna ulaşmasõndan kimsenin rahatsõz olmamasõ gerektiğini söyleyen Bozdağ, AB ülkelerinin hepsinde HSYK benzeri kurumlarõn üyelerinin yasama organõ tarafõndan seçildiğini belirtti. GÜL VE ERDOĞAN’IN MESAJI Erdoğan. Bozdağ. Gül. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle