Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2009 SALI
10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Açılım da Açılım…
ABD Başkanı Barack Hussein
Obama’nın sahneye çıkma-
sından sonra, AB’nin de yürekten be-
nimsediği, Türk siyasasında en çok
kullanılan sözcüğün ne olduğunu
herhalde kolayca tahmin edersiniz!
“Açılım…”
“Türk liman ve havaalanlarının
Kıbrıs gemi ve uçaklarına açılımı…”
“Heybeliada Ruhban Okulu’nun
açılımı…”
“Ermeni açılımı…”
“Kürt açılımı…”
Hele bunlar bir açılsın. Devamı
var… Az sonra…
Sonuçta “kulağımızın arkasının
açılımı…” da kaçınılmaz olacak!
Şimdi Obama sonrası için tak-
vimlere bir göz atalım…
7 Mart… Hillary Rodham Clinton,
Obama’nın ziyaretini hazırlamak
amacıyla Ankara’ya geldi… “Açı-
lımlar…” masaya yatırıldı. Clinton,
“açılımları” desteklerseniz AKP üze-
rindeki “ABD payandalı ılımlı İslam
devleti” damgasının kaldırılacağını,
böylece “laiklerin elinden bu silahın
alınacağını” Ankara’daki yönetime
kabul ettirdi.
2 Nisan… “Ermeni soykırımı” kav-
ramını “resmen” tanıyan “tarafsız(!)”
İsviçre’nin arabuluculuğunda Türk-
Ermeni diplomatlar “açılım” için “yol
haritasını” öngören metni “paraf”
ettiler… Bu olay kamuoyuna açık-
lanmadı!
5 Nisan… Obama Ankara’ya gel-
di. Görüşmeler yaptı. TBMM’de ko-
nuştu. “Açılımlar” dolayısıyla mem-
nuniyetini bildirdi.
Obama TBMM’deki konuşmasın-
da “güçlü azınlık hakları” sözleri ile
Kürt vatandaşlarımızın “azınlık” ol-
duğunu ilan etti. Ayrıca, bu alanda-
ki “açılım” hakkında “Kürtçe öğreti-
mi ve Kürtçe yayın konusundaki ya-
sakları kaldırdınız. Bütün dünya,
Kürtçe yayın yapan yeni devlet ka-
nalıyla verilen önemli mesajı saygıy-
la not etti” övgüsünü TBMM tuta-
nağına geçirdi.
“PKK ile mücadeleye destek” ko-
nusunda “söz” verdikten sonra “Tür-
kiye, Irak hükümeti ve Iraklı Kürt li-
derler arasında işbirliği bağları oluş-
turma çabalarının devamıyla ve sizin
Türkiye’deki Kürt nüfusu için eğitim,
fırsat ve demokrasiyi geliştirme yö-
nündeki kesintisiz çabalarınızla güç-
lenecektir” diyerek K. Irak ile ilginç
bir köprü kurdu! “Açılım” bağlantılı
bu sözler o günkü satırlar arasında
kayboldu!
Obama, “Ermeni açılımı” hakkın-
da ise TBMM’de şöyle konuştu:
“Türk ve Ermeni yönetimlerinin
attığı tarihi ve umut verici adımları za-
ten gördük. Bu temaslar yeni bir dö-
nem vaat ediyor. Sınırların açık olması
Türk ve Ermeni halklarını yeniden ba-
rış ve refah içinde bir arada yaşamaya
döndürecek, bu da her iki ülkenin ya-
rarına olacaktır. ABD’nin Türkiye ve
Ermenistan arasındaki ilişkilerin ta-
mamen normalleşmesini sonuna ka-
dar desteklediğini bilmenizi istiyo-
rum.”
Neden böyle konuştu? Çünkü
Clinton’un ziyaretinde Ankara’da
kotarılan, daha sonra Cenevre’de
protokole geçirilen ve Türk halkının
bilmediği bu gelişmeden haberi var-
dı! Obama, Ermeni anayasasında
Türkiye’den toprak istemine, Ağrı Da-
ğı’nın ulusal simge oluşuna değin-
meden yalnız “sınırın açılımından”
söz ediyordu!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile
yaptığı ortak basın toplantısında
“Ermeni soykırımı” kavramı konu-
sunda “görüşlerinin değişmediğini”
bir soruya yanıt olarak söyledi. Baş-
kan seçilmeden önce “Ermeni soy-
kırımının tanınması” konusunda çe-
şitli girişimler yapmıştı. TBMM’deki
konuşması ile bu yanıtı arasındaki
çelişki, samimiyetsizliğinin de gös-
tergesiydi.
22 Nisan… Saat 23.55… Türk
halkının bir yerlerinde pirelerin uçuş-
tuğu bir saatte Dışişleri Bakanlığı
suçluların telaşı içinde, apar topar şu
açıklamayı yaptı:
“Türkiye ve Ermenistan, İsviç-
re’nin arabuluculuğunda, ikili ilişki-
lerini normalleştirmek; iyi komşuluk
ve karşılıklı saygı çerçevesinde ge-
liştirmek ve bu suretle tüm bölgede
barış, güven-
lik ve istikrarı
ileri götürmek
amacıyla yo-
ğun çaba gös-
termektedirler.
İki taraf, bu sü-
reçte somut
ilerleme ve
karşılıklı anla-
yış sağlamış ve ikili ilişkilerinin her iki
tarafı da tatmin edecek şekilde nor-
malizasyonu için kapsamlı bir çerçeve
üzerinde mutabık kalmışlardır. Bu
çerçevede, bir yol haritası belirlen-
miştir. Üzerinde mutabık kalınan bu
zemin, devam eden bu süreç için
olumlu bir perspektif sağlamaktadır.”
Çünkü saat farkıyla bir gün son-
ra Vaşington’da geleneksel 24 Ni-
san açıklamaları yapılacaktı. Ba-
kanlığın açıklamasında “yol harita-
sının” içeriğinin ne olduğu yine
Türk halkından gizli tutulmuştu.
24 Nisan… Obama açıklamasın-
da “genocide (soykırım)” sözcü-
ğünü ağzına almadı, ama daha da
kötüsünü söyledi! Ermenilerin kul-
landığı “Medz Yergen (Büyük Fela-
ket)” sözünü Ermenice olarak vur-
guladı. Bilindiği gibi Yahudiler “ge-
nocide” yerine “soykırım” için ken-
di dillerindeki “holocaust” sözcü-
ğünü kullanırlar. Obama aklı sıra
“soykırım” demeyerek Türkleri
memnun etmişti! Bu davranışıyla sa-
mimiyetsizliğini bir kez daha gös-
termişti.
31 Ağustos… Yol haritasının “pa-
rafe” edildiği açıklandı. “Ermeni
açılımının” Obama’nın istemi doğ-
rultusundaki “sınır kapısının açılımı”
olduğu anlaşıldı…
Özetleyecek olursak, AKP’nin
“açılım” siyasasının mimari Beyaz
Saray’daki siyah başkandır!
Türkiye, Suriye ve Irak arasın-
daki bu üçgen alan, güçlü Fı-
rat ve Dicle nehirleri tarih boyunca
doğanın bereketini vermişlerdir.
“Mezopotamya (Nehirler arası)” de-
nilen bu yöre, insanlık tarihinde
uygarlığın, kültürün, sanatın ve
çoktanrılı-tektanrılı dinlerin doğup
yeşerdiği bir yer olmuştur.
Bu oluşumda bu nehirlerin gürül
gürül akan “suyu” temel etkendir.
Tarihöncesinde ve yazının icadın-
dan sonraki beş bin yıl boyunca çe-
şitli uluslar ve kavimler bu bereketli
topraklara göz dikmişler, yerleş-
mişler, çoğalmışlar ve yerlerini ye-
ni gelenlere bırakmışlardır.
“Su” her yerde berekettir. Bah-
çelerine yeterli su gelmeyen günü-
müz köylülerinin komşuları ile kav-
ga ettikleri gibi, ülkeler de su uğ-
runda savaşmışlardır. Bazı falcı
düşünürlere göre 3. Dünya Savaşı
“su” yüzünden çıkacaktır.
Günümüzde Fırat ve Dicle’nin
“suyu” üç komşu ülke arasındaki çe-
şitli ortak sorunların başında gelir.
Türkiye’de doğan bu iki nehir; pet-
rol, doğalgaz gibi kaynakları olma-
yan ülkemizde; enerji ve sulama için
önemli kaynak oluşturur. İki nehir
üzerinde yapılan barajların, tarihsel,
kültürel ve dinsel mirası yok etme-
sinin yanı sıra komşu ülkelerin de ya-
kınmalarına yol açmaktadır.
Üç ülkenin enerji bakanları 3 Ey-
lül’de Ankara’da buluştular. Irak
ve Suriye yetkilileri her zamanki gi-
bi Türkiye’nin kendilerine “değil
yeteri kadarı su salmak, öngörülen
saniyede 500m3 suyun bile veril-
mediğinden, verilenin de dalgalı
geldiğinden” yakındılar. İki komşu
yakınmada haklıydılar! Türkiye,
2008-9 arasındaki 9 aylık sürede,
saniyede güç bela 360m3 su sala-
bilmiş, ancak haziranda 500’ün
üzerine çıkabilmişti.
Türk heyeti, sorunun son dört yıl-
dır yaşanan “kuraklık” nedeniyle,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da
bile su sıkıntısı yaşandığını, Atatürk
Barajı’ndaki doluluk oranının yüzde
10’a kadar düştüğünü, bundan do-
layı öngörülen suyun verilemediği-
ni komşu bakanlara anlattı.
Türk heyeti, şimdilerde ülkemiz-
de görülen yüksek yağışın daha çok
Batı Anadolu ile Karadeniz kıyıla-
rında yoğunlaştığını, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu’da tatmin edici
olmadığını da belirtti. Bu nedenle
komşuların 2009 Eylül ve Ekim’i için
istediği 500m3 üzerindeki su salı-
verilmesi “güvencesini” Türkiye ve-
remedi, “ancak elimizden geleni
yapacağımıza söz veririz” denildi.
Üç komşu, su kullanımı, iklim
koşulları konularında bilimsel ve tek-
nik işbirliği yapılması için şu nok-
talarda görüş birliğine vardılar:
1. Yeni ortak ölçüm istasyonları
kurulacak, teknik çalışmalar ve
alan incelemeleri için özel teknik he-
yet oluşturulacak, 2009 bitmeden
uygulama planı bakanların onayına
sunulacak.
2. Hidrolojik ve meteorolojik bil-
gi alışverişi, ortak veri tabanı ile iş-
letme yöntemleri oluşturulacak. İs-
tanbul Meteoroloji Merkezi’nde,
uzaktan algılama eğitimi verilecek.
3. İki nehrin hidrolojik ve meteo-
rolojik koşulları, akımları, kuraklık
süreci, iklimin su kaynakları üze-
rindeki etkileri birlikte araştırılacak.
Bakanlar Ocak 2010’da Bağ-
dat’ta buluşacak.
Suyun Bereketi! Suyun Savaşı!
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Afgan halkõ yabancõ askerlerin militanlar kadar tehlikeli olduğunu söylüyor
NATO Taliban’õ aratmõyor
Dış Haberler Servisi - Afganis-
tan’da geçen cuma NATO uçakla-
rõnõn düzenlediği hava saldõrõsõnda
çoğu sivil olan yaklaşõk 90 kişinin öl-
mesi nedeniyle Almanya sorumlu tu-
tuluyor. İngiltere’de yayõmlanan
Guardian gazetesinin görüşlerine
başvurduğu Afganlar, “yabancı as-
kerlerin Taliban militanları kadar
tehlikeli olduklarını söyledikleri-
ni” yazdõ. Sivil toplum kuruluşu Afga-
nistan Haklarõ İzleme (ARM) ise Kunduz
vilayetinin Çar Dara bölgesi sakinleriy-
le yapõlan görüşmelere dayanarak ya-
yõmladõğõ raporda, saldõrõda 60 ila 70 si-
vilin öldüğünü öne sürdü.
Sivil ölümleriyle ilgili NATO soruştu-
masõ sürerken, Alman Savunma Bakanõ
Franz Josef Jung saldõrõyõ savunarak
“Militanların üssümüzün 6 kilometre
yakınında iki yakıt tankerini elinde tut-
tuğuna dair elimizde kesin bilgi vardı.
Saldırı gerekliydi, çünkü askerlerimiz
tehlikedeydi. Bana gelen bilgilere göre
saldırıda sadece Taliban militanları öl-
dürüldü” diye konuştu.
Ancak Amerikan gazetesi Washington
Post gazetesi, olay yerindeki tek bir is-
tihbarat görevlisinin verdiği bilgi esas alõ-
narak düzenlenen saldõrõnõn, sivil ölüm-
leri nedeniyle NATO’nun kurallarõnõ ih-
lal etmek anlamõna geldiğini yazdõ. Al-
manya Başbakanõ Angela Merkel ise, ön-
ceki gün Berlin’de İngiltere Başbakanõ
Gordon Brown ile görüşmesinden ön-
ce yaptõğõ açõklamada, saldõrõnõn sorum-
lusunun ortaya çõkarõlmasõ için acil bir
NATO soruşturmasõnõn yapõlmasõ çağ-
rõsõnda bulundu. Merkel ve Brown ayrõ-
ca, Fransa Cumhurbaşkanõ Nicolas Sar-
kozy ile birlikte, Afganistan’daki yabancõ
güçlerin en kõsa yoldan çõkõşõnõ amaçla-
yan uluslararasõ konferans düzenlenme-
si için girişimde bulunduklarõnõ ve
bunun için ABD Başkanõ Barack
Obama, NATO ve BM ile görüş-
meler yaptõklarõnõ bildirdi.
ABD birlikleri
hastane bastı
Afganistan’daki bir İsveç yardõm
kuruluşu dün yayõmladõğõ açõklama-
da, ABD birliklerinin geçen çarşam-
ba günü hiçbir gerekçe göstermeden
Vardak vilayetindeki Şaniz Hastane-
si’nin kapõlarõnõ kõrdõklarõnõ, bazõ has-
tane görevlilerinin ve hasta yakõnla-
rõnõn ellerini bağladõklarõnõ, hastalarõ
da yataklarõndan kalkmaya zorladõk-
larõnõ açõkladõ. ABD birliklerinin has-
tane görevlilerine, yaralõ militan gel-
mesi durumunda kendilerine haber
vermelerini ve bu kişilerin tedavi
edilip edilmeyeceğine kendilerinin karar
vereceğini söyledikleri de açõklamada yer
aldõ.ABDyetkililerihastanebaskõnõnõdoğ-
rularken, NATO’ya bağlõ Uluslararasõ
Güvenlik Destek Gücü olayõn soruşturul-
duğunu bildirdi.
Öte yandan, dün Kâbil’in batõsõndaki bir
eve düzenlenen roket saldõrõsõnda genç bir
kõz ile aynõ aileden 3 kişinin öldüğü bil-
dirildi. Saldõrõda aynõ aileden 2 çocuğun
da yaralandõğõ kaydedildi.
Dış Haberler Servisi -
ABD’de yükseköğrenim
kuruluşlarõndan Howard
Üniversitesi ve Virginia
Tech’in, henüz mezun ol-
mayan öğrencilerine, ül-
kenin istihbarat örgütleri
için kritik önem taşõyan ye-
teneklerin öğretildiği aka-
demik bir programa katõl-
dõğõ bildirildi. ABD’de ya-
yõmlanan Washington Post
gazetesinin haberine göre,
söz konusu program
çerçevesinde arala-
rõnda Türkiye’nin de
bulunduğu çeşitli ül-
kelere geziler düzen-
lendi.
Programõn, “özel
yurtdışı deneyimle-
ri”ni kapsadõğõ, kurs-
lara katõlanlar için ya-
bancõ bir ülkede 10-
14 günlük geziler dü-
zenlendiği belirtildi.
Gazete, Howard
Üniversitesi ve Vir-
ginia Tech’in katõl-
dõğõ programõn, Ulu-
sal İstihbarat Direk-
törü Bürosu’nca fi-
nanse edildiğini ve
akademik programõn
2.5 milyon dolarlõk
bir bütçesi olduğunu
yazdõ. Haberde, Ulu-
sal İstihbarat Direk-
törü Dennis C. Bla-
ir’in geçen hafta
programa ilişkin bil-
gi verirken son dö-
nemde Çin, Ekvador,
Mõsõr, Gana, Güney
Afrika ve Türkiye’ye
geziler düzenlendiği-
ni duyurduğuna dik-
kat çekildi.
Washington Post’a
konuşan, istihbarat
kuruluşlarõ insan kay-
naklarõ şefi Ronald San-
ders da söz konusu prog-
ramõn, istihbarat örgütleri
için çalõşacak, üniversite
mezunlarõndan oluşan in-
san kaynağõ oluşturmayõ
amaçladõğõnõ söyledi.
Haberde, istihbarat ku-
ruluşlarõnõn, öğrencile-
rin tümünün siyah ol-
duğu üniversitelerden
eleman aldõklarõ da kay-
dedildi.
Kõrbaç yerine para cezasõnõ kabul etmeyen kadõn gazeteci hapiste
Lübna boyun eğmediDış Haberler Servisi - Su-
dan’da “pantolon giyerek
İslam kurallarına aykırı
hareket ettiği” gerekçesiyle
yargõlanan ve kõrbaç cezasõyla
karşõ karşõya bulunan kadõn
gazeteci Lübna Hüseyin,
dünkü duruşmada 500 Sudan
paundu (310 TL) para ceza-
sõna çarptõrõldõ, ancak gaze-
teci cezayõ ödemeyi redde-
dince cezaevine götürüldü.
Basõna kapalõ yapõlan duruş-
manõn ardõndan tanõklar ga-
zetecinin parayõ ödemezse 1
ay hapis cezasõyla karşõ kar-
şõya olduğunu duyurmuşlar-
dõ. Hüseyin, AFP ajansõna
yaptõğõ açõklamada, “Cezayı
ödemektense hapse girme-
yi tercih ederim” demişti.
Duruşmanõn yapõldõğõ sa-
lonun önünde toplanan yak-
laşõk 100 kadõn “Kırbaçla-
maya hayır” pankartlarõ ta-
şõyarak ve sloganlar atarak
Hüseyin’e destek oldular. Ka-
dõnlardan kimilerinin polis ta-
rafõndan dövüldüğü, 40’tan
fazlasõnõn da gözaltõna alõndõ-
ğõ bildirildi. Karşõ görüşteki
dinci protestocular ise tekbir ge-
tirdi. Hüseyin, 3 Temmuz’da
polisin bir kafeye düzenlediği
baskõnda gözaltõna alõnarak
kõrbaç cezasõna çarptõrõlmõştõ.
BM çalõşanõ olan Hüseyin, ör-
güt çalõşanlarõna uygulanan
dokunulmazlõktan yararlan-
mayõ ve kõrbaç cezasõnõ redde-
derek yargõlanmayõ tercih et-
mişti. Sudan Devlet Başkanõ
Ömer el Beşir’i iktidara taşõ-
yan darbeden iki yõl sonra 1991
yõlõnda yürürlüğe giren ceza ka-
nununun 152. maddesi, “uy-
gunsuz” giyinen kişilere en
fazla 40 kõrbaç cezasõ veril-
mesini öngörüyor.
Sudanlı kadın gazeteci duruşmaya pantolonuyla geldi. (AFP)
AFGAN GAZETECİ NİHÂYET SERBEST
Dış Haberler Servisi - Kadõn
haklarõ konusunda internetten
indirdiği yazõlarõ yayõmlamasõ-
nõn ardõndan Kuran’a karşõ gel-
diği gerekçesiyle önce ölüm ce-
zasõna çarptõrõlan, ardõndan ce-
zasõ 20 yõl hapse çevrilen Afgan
öğrenci ve stajyer gazeteci Per-
vez Kambakş (24) serbest bõra-
kõldõ. Konuyu dünya gündemine
taşõyan İngiliz gazetesi Independent, 2
yõla yakõn süren cezaevi günlerinin ardõn-
dan Kambakş’õn Devlet Başkanõ Hamid
Karzai tarafõdan gizlice affedilerek 2
hafta önce ülke dõşõna çõktõğõnõ
duyurdu. Kambakş’õn ülkeden
ayrõlmadan önce muhtemelen
ailesini ve ülkesini bir daha gö-
remeyecek olmanõn üzüntüsünü
yaşadõğõ bildirildi. Afganistan
ve yabancõ güçlerin gerçekleş-
tirdiği Kambakş’õn serbest bõra-
kõlmasõna ilişkin müzakerelerin
ayrõntõlarõ güvenlik gerekçesiy-
le açõklanmadõ. Kambakş, haberin duyul-
masõnõn ardõndan dünya gündemine otur-
muş, başlatõlan imza kampanyasõnda
yaklaşõk 100 bin imza toplanmõştõ.
UAEK’de İran gerginliği
Dış Haberler Servisi - Ulus-
lararasõ Atom Enerjisi Kuru-
mu’nun (UAEK) dün başlayan
yönetim kurulu toplantõsõna bir sü-
redir Başkan Muhammed el Ba-
radey ile kurumu İran’õn nükle-
er programõna ilişkin bazõ önem-
li bilgi ve belgeleri saklandõğõ yo-
lunda suçlayan Fransa ve İsrail
arasõndaki gerginlik damgasõnõ
vurdu. Viyana’da başlayan top-
lantõnõn açõlõşõnda konuşan El
Baradey, ülke ismi vermeden suç-
lamalarõn “siyasi amaçlı” oldu-
ğunu savundu.
Yaklaşõk iki ay sonra görevi
sona erecek olan El Baradey,
İran’õn nükleer programõna iliş-
kin tüm bilgi ve belgelerin
UAEK’nin yönetim kurulunun
dikkatine getirildiğini söyledi.
İran’õn yakõt zenginleştirme
tesislerinde UAEK ile işbirliği
yaptõğõnõ belirten El Baradey bu-
na karşõn Tahran yönetiminin,
BM Güvenlik Konseyi kararlarõ-
nõn gereklerini yerine getirmeye-
rek uranyum zenginleştirme ve
ağõr su reaktöründeki faaliyetlerini
askõya almadõğõnõ açõkladõ.
Kambakş.
Afganistan’õn Kunduz
vilayetinde NATO
güçleri tarafõndan cuma
günü 2 tankere düzenlenen
saldõrõda ölen yaklaşõk 90
kişinin büyük
çoğunluğunun sivil olduğu
doğrulandõ.
WASHINGTON POST
Casus adayları
Türkiye’ye gelmiş
ABD’NİN SİLAH
SATIŞI KRİZ
TANIMIYOR
Dış Haberler Servisi -
Küresel ekonomik krize
rağmen ABD’nin 2008 yõ-
lõndaki toplam silah ihraca-
tõnõn yaklaşõk yüzde 50 art-
tõğõ bildirildi. New York
Times gazetesinin, Kongre
için hazõrlanan bir rapora
dayanarak verdiği habere
göre, geçen yõl dünyadaki
toplam silah ihracatõnõn
yüzde 68.4’ünü ABD ger-
çekleştirdi. Kriz nedeniyle
2008’de dünyadaki silah
ihracatõ azalõrken, ABD,
2007’ye göre silah ihraca-
tõnõ 25.4 milyar dolardan
37.8 milyar dolara çõkardõ.
Gelişmekte olan ülkeler,
ABD’nin toplam silah ih-
racatõnõn yüzde 70.1’ini
alõrken, satõşlarõn bedeli de
29.6 milyar dolar oldu.
2008 yõlõnda dünyadaki
toplam silah ihracatõnõn
55.8 milyar dolar ile
2005’ten sonraki en düşük
düzeye gerilediği belirtilen
rapora göre ABD’yi İtalya
ve Rusya izledi.
A. Vedat Soner’in eşi
İ.Yunus Soner’in annesi
Sevgili
IŞIK (PERİNÇEK) SONER’i
kaybettik.
O’nu 8 Eylül 2009 Salõ (bugün) günü saat 14.30’da İşçi Partisi
İstanbul İl Merkezi önündeki törenden sonra, saat 16.30’da
Teşvikiye Camii’nden hep birlikte uğurlayacağõz.
Zincirlikuyu Mezarlõğõ’nda toprağa vereceğiz.
SONER VE PERİNÇEK AİLELERİ