19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 8 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Kürt açılımı, Ermeni açılımı, Ruhban Okulu açılımı derken ekonomide olan- lar oluyor. Orta Vadeli Program henüz açıklanmadı. Maliye politikamız açı- sından yeni bir uygulama olacak “ma- li kural” netleşmedi. ÖTV indirimleri 30 Eylül’de sona eriyor. Otomotiv sektörü “hurda teşvikini (yeni nesil araçlara yö- nelik destek)” bekliyor; sektörün araç satamaması halinde 2010 yılının Türk ekonomisi için karanlık yıl olacağı öngörülüyor. IMF ile anlaşmanın olup olmayacağı belli değil. Bütçe açıkla- rının kapanamayacağı anlaşılıyor. Bu hafta hem ikinci çeyrek büyü- me hem de sanayi üretim verisi açık- lanacak. İlk çeyrekte yüzde 13.8 oranı ile dünyanın en hızlı küçülen 4. ülkesi olan Türk ekonomisinin ikinci çeyrekte de yüzde 8 oranı civarında küçüleceği tahmin ediliyor. Hazine’nin çarşamba günü 2.1 milyar TL’lik itfa- sı var. Bunun için 6 ay vadeli iskontolu bonoyu dün ihraç etti. Bugün de 11.05.2011 vadeli gösterge tahvili ve 5 yıl vadeli sabit kuponlu tahvil ihraç ederek bu itfayı gerçekleştirmeye ça- lışacak. Yurtdışında perşembe günü İngiltere Merkez Bankası, faiz kararını açıkla- yacak. Faizlerin değişmeyeceği bek- leniyor. Amerika’da ise cuma günü Michigan Tüketici Endeksi açıklana- cak, ki bu çok önemli bir veri olarak kabul ediliyor. Karamsar görüşleriyle tanınan eko- nomist Nouriel Roubini, ekonomide hâlâ kırılgan unsurların olması nede- niyle durgunluğun sona ermediğini ve yıl sonundan önce de sona ermeye- ceğini belirterek “Teşvik ve kurtar- malardan sonra ABD ve İngiltere çok sayıda dengesizlik ve zorluklarla kar- şı karşıya. Yeşil filizler bana sararmış otlar gibi geliyor” dedi. Roubini’ye gö- re sanayi üretimi düşük, konut sto- kunun bu yıl hiç inşaat yapılmasa bi- le eritilemeyecek kadar fazla, işsizlik oranı çok yüksek ve dolayısıyla eko- nomiler zayıf. Amerika’nın uygulama- sı gereken politikaları şöyle sıralıyor: Sadece zenginler için değil orta sınıf için de yüksek vergiler konulması, harcamaların kısılması ve piyasadan li- kiditeyi çekmek için faizlerin yükseltil- mesi. Ancak büyük işsizlik ve belirsiz- liğin hüküm sürdüğü ortamda bunu gerçekleştirmenin zorluğuna da dikkat çekiyor. Emtia fiyatlarının da artması- nın ekonomideki zorlukları katladığını; Çin, Almanya ve Japonya’da tasarruf eğilimlerinin arttığını belirten Roubini, Çin’in 3 trilyon dolar olan GSYİH ile (ABD’nin 13 trilyon dolar) Batı’ya ça- re olamayacağını da vurguluyor. Siyasi açılımlar bu değerlendirme- leri izlemeyi zorlaştırıyor ve bazı hu- suslar da dikkatten kaçıyor. Bunlardan biri; işsizlik ve işsizliğin giderilmesi amacıyla bir kişilik istihdam için yapıl- ması zorunlu yatırım tutarının 271 bin lira olması. İşsiz sayısı nisan dönemi iti- barıyla 3 milyon 382 bin kişi olduğuna göre 917 milyar 506.8 milyon liralık bir toplam yatırım yapılması gerekiyor. Nasıl olacak, bu yatırımı kim yapacak? 271 bin lira şöyle hesaplanıyor. Hazi- nece verilen yatırım teşvikleri ilk 7 ay- da toplam 751 yatırım için 7 milyar 962 TL’dir. Bu teşvik belgelerinde yaratı- lacak istihdam hacmi 29 bin 348 kişi olarak belirlenmiş durumda. Yatırım tu- tarını istihdam hacmine böldüğümüz- de bu rakamı buluyoruz. Bu açıdan ve- rilen yatırım teşvik belgelerinin izlen- mesinde fayda var. Bu siyasi açılımlar ekonomiyi unut- turduğu gibi orduyu suç örgütü ve hantallaşmış bir şekilde gösterme ve yediği ekmeğe çamur atacak kadar küstahlaşan çok bilmiş insanları ortaya çıkardı. Anadolu’nun bağrında insan- lar bin bir zorluklarla yaşam ve eğitim mücadelesi verirken kendileri İstan- bul’da seçkin okullarda okuyup dün- ya nimetlerinden bolca yararlanıp, Anadolu insanını da bilgisiz ve cahil görürken bu şımarık çocuklar şimdi açılımcıların başını çekiyor. Bu durum onları el üstünde tutan bizlere müs- tahak olsun… Siyasi Açılımlar Ekonomiyi Unutturdu mu? M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com [email protected] Önce Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in adli yı- lın açılış törenindeki konuşmasını dinledik. Derdini, hu- kukçulardan çok kamuoyuna anlatmaya yönelik, konumu gereği polemikten uzak, hukuk sınırları içinde kalan yalın bir dille, en yaşamsal kaygılarını bir bir saydı. Yargı bağımsızlığını güçlendirecek, yargı hiz- metinin kaliteli, etkin şekilde kullanılması koşullarına ilişkin vurgulamaları hükümetin her konuda olduğu üzere oldu bitti ile dayattığı HSYK reform tasarısı ile, yargı bağımsızlığının özüne ilişkin olmazlarda, çok cid- di boyutlu çelişkilerin varlığını ortaya koyuyordu.. Ardından gelen Cumhurbaşkanı Gül’ün, Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına bakarsanız da, yapılan ça- lışmalar zaten aynı içerik ve amaçlıydı. Hele de şim- dilerde Erdoğan’ın başdanışmanı, eski Milli Eğitim Ba- kanı Hüseyin Çelik’in, yargı reformuna ilişkin tartış- maları yanıtlayan açıklaması kafa karıştırmanın öte- sinde söyleyecek söz bırakmayan pişkinlikte: “Sayın Gerçeker ile her konuda aynı görüşteyiz, ay- nı kaygıları paylaşıyor, aynı amaçları savunuyoruz..” Gerçeker’in adını vermeden Ergenekon soruştur- masına yönelttiği hukukun çiğnendiğine ilişkin ağır eleştiriler de dahil mi? Cumhuriyet, demokrasi, üni- ter devlet ve temel değerlerimize ilişkin kaygıları da paylaşıyor mu? Söyleşiyi yapan gazeteci arkadaşın yönelttiği sorulara göre öyle ise de, isterseniz bir ya- zıya sığdıramayacağımızdan bir tek hükümetin HSYK reform tasarısı üzerinden tam uyum adına tam uyumsuzluğun pazarlanabilmesini, ince siyaset, yer- sek yutturmaca oyununun püf noktalarını anlamaya çalışalım... Ne zamandır Erdoğan hükümetlerinin dayattıkla- rını kamuoyuna pazarlama, yutturma adına, ilişki- lendirilmişten daha kirli bir çizgide, yorumcu, akil(!) ga- zetecilik olarak üstlenmiş, cemaat, fonlarla da içli dış- lı kimi arkadaşlar, bu konuda da kendilerinden güvenli hükümlerini bildirdiler.. Gerçi tarafsız gazeteci(!) ko- numları gereği Çelik gibi pişkin davranıp hükümetin tasarısı ile Gerçeker’in kaygı ve eleştirilerinin tam uyum içinde olduğunu söylemeye kalkışmadılar. Yargıtay Başkanı’nın konuşması ile yargının hafife alınamayacak kaygılarını dile getirmekte, hükümetin de kimi kaygıları gidermekle görevli olduğunun altını çizmek konu- munda oldular. Ancak Kürt-Ermeni açılımları da dahil hükümetin da- yatma olarak gündeme getirdiği her konuda olduğu üzere, HSYK tasarısı üzerinden de, hükümetin ta- rafların görüşlerini almadan oldu bitti ile ortaya çık- masının doğru bir şey olmadığını itiraf etmekle yeti- nip bu noktadan sonra ise yapılması gerekenin hü- kümetin açılımları, tasarısı üzerinden yola devam et- mek olduğunu söylediler. Başta CHP, muhalefet par- tileri, ilgili taraflara düşen görev, toptancı ret değil, hü- kümetin ortaya attığı tasarı, çizdiği yol üzerinden ka- tılımla kimi değişimleri, düzeltmeleri sağlamak ol- malıydı. Bu izlenebilecek tek yapıcı yoldu... Hani “şeytan ayrıntıda gizlidir” derler ya, şeytanlık tam da bu dayatmada; hükümet yanlış olsa bile adım atmışsa, bu yoldan yürünecektir. Aslolan bütündür, bütün içinde aynı amaçlar etrafında buluşmadır... Ger- çekten öyle mi? Biz bu oyunu çok gördük, çok ya- şadık, çok ağır bedellerini ödedik... 12 Eylül darbe- si, anarşi ve teröre son vermek, demokrasiyi yeniden geçerli kılmak üzere yapılmamış mıydı? 12 Eylül’ün anayasal, yasal düzenlemeleri insan hakları, de- mokrasi, sendikal haklara... yaşamsal geçerlilik ka- zandırılması için hazırlanmışlardı değil mi? Metinle- re, yasa, madde adlarına bakarsanız çok net görür- sünüz. Düzenlemelerin tümü, hakların tanınması adına gündeme gelmiştir. Ancak çok ağır bedeller ödeyerek gördük ki, 12 Eylül’ün anayasal ve yasal dü- zenlemeleri ile en temel insan, demokrasi, sendikal haklar, milyonların kazanılmış sosyal hakları.. tangur tungur oldular. İşte şimdi tartışması yapılan HSYK reform tasarı- sı, sadece yargı görevlilerin bağımsız kalabilme hak- larına ilişkin bir düzenlemenin örneği gibi. 12 Eylül son- rasının sivil iktidarları pek çok anayasa, yasa mad- desi değişikiği ile yasaklı düzenin tahribatlarını gi- dermeye çalıştılar, yetmedi. Erdoğan hükümetleri de iktidara geldikleri günden bugüne, insan hakları, de- mokratikleşme, AB kriterlerine uyum sloganları ile yo- la çıkıp birçok anayasal, yasal değişiklik peşine düştüler... Ancak AB’ye uyum kriterleri paketlerinin içine, “şey- tan ayrıntıda gizli” özdeyişine uygun ayrıntı gibi gö- rünen hükümlerle, çoğunluk iktidarı ile yetinmeyip tüm kamu kurumları, yasama yürütme, yargıya ilişkin ki- lit kurumları, özerk olması gereken kurumları ele ge- çirme operasyonları içinde oldular. AKP’nin sivil ik- tidar darbe operasyonları, kendi amaçları doğrultu- sunda, 12 Eylül askeri darbe operasyonlarından çok daha ince taktikler içinde yol alıyor. İktidarda uzun soluklu, güçlü kalma koşulları ortadan kalktıkça da, daha aceleci, pervasız, diktatoryal eğilimler günde- me geliyor. Medyatik pazarlama tam tersi görüntü ver- se de vermese de... İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Şeytan Ayrıntıda.. KEY’debirkötühaberdaha,ödemelerbiraygecikiyor Ekonomi Servisi - SSK, 1.5 milyona yakõn itirazõn değerlendirme sürecini tamamlayõp hesaplanmasõ için teslim etmedi. Bağ-Kur, Emekli Sandõğõ ve defterdar- lõklar, güncellenen listeyi kuruma süresinden önce gön- derirken SSK, 1.5 milyona yakõn itirazõn değerlendir- me sürecini tamamlayõp hesaplanmasõ için teslim et- medi. Bir ay gecikmeyle KEY birimine gönderilen lis- teler sebebiyle ödemelerin gecikeceği belirtiliyor. Veri girişlerinin tamamlanamadõğõna dikkat çeken yet- kililer, “Ödemenin yapılması için listedeki isimlerin girişlerinin kontrolden geçirilerek yapılması gere- kiyor. Henüz bu işlem bitmiş değil. 6 bin kurumdan liste aldık ancak bize bu konuda fazla yardımcı ol- muyorlar. 20 kişilik listede 2 kişi hatalı, diyoruz. Tek- rar yirmisini gönderiyorlar” dedi. Kurumlarõn ilet- tiği listeleri KEY birimi, inceleyerek son halini vere- cek ve ödenecek tutarlarõ hesaplayacak. Listeler daha sonra Emlak Konut Gayrimenkul Yatrõm Ortaklõğõ gön- derilecek. Emlak Konut, listeleri düzenleyip yine Resmi Gazete’de yayõmlayacak. Konut Edindirme Yardõmõ kapsamõnda hak sahip- lerine geçen yõldan itibaren paralarõ ödenmeye başlandõ. Ödemeye ilişkin 8.5 milyon kişilik ilk liste 27 Temmuz 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayõmlanmõştõ. Maliye Bakanõ Şimşek yurtiçi ve dõşõnda beyan edilmemiş varlõğõ olanlara aba altõndan sopa gösterdi ‘Varlõkbarõşõndagecikenkendibilir’ Mükellefleri, “Bu fõrsattan yararlanõrlarsa, maliyeti çok cüzi bir maliyet. Ama getirmemekte õsrar ederse sonuçlarõna katlanõr” diye uyaran Şimşek, sürenin 3 ay uzatõlabileceği sinyalini de verdi. Ekonomi Servisi - Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, yurtiçi ve yurtdõşõnda beyan edilmemiş varlõğõ olan- larõ bir yandan “önemli bir fırsat” olarak değerlen- dirdiği varlõk barõşõndan yararlanmaya çağõrõrken bir yandan da “Çember daralıyor. Banka gizliliği de geride kaldı. İsviçre ve Avusturya’daki hesapla- rın istenmesi çalışmaları sürüyor” diye “uyardı.” AA’dan Türkan Al’õn haberine göre Şimşek, eko- nomiye ilişkin sorularõ özetle şöyle yanõtladõ:  Varlõk barõşõyla ilgili başvurular 30 Eylül’de sona erecek. Ancak Bakanlar Kurulu’na da süreyi 3 ay uzatma imkânõ tanõdõk. Uzatõp uzatmama kararõ bu dönemdeki gelişmelere bağlõ olacak.  Bu defa daha yoğun çalõşõyoruz. Her şeyden önce 100 bin mükellefe mektup gönderdik. Varlõk barõşõ- nõn kendileri için önemli bir fõrsat olduğunu ilettik. Avrupa’da kampanya başlatacağõz. Düsseldorf, Köln ve Manhaim vatandaşlarla bir araya geleceğim.  Uluslararasõ alanda çok önemli değişiklikler oldu. İsviçre’nin en büyük bankasõ UBS ile ABD Gelir İda- resi IRS arasõnda imzalanan bilgi değişim anlaşma- sõyla ABD vatandaşlarõna ilişkin 4 bin 450 hesapla ilgili bütün bilgiler IRS’ye teslim edildi.  Mali şeffaflõkta işbirliğine yanaşmayan ülkelere karşõ ciddi müeyyideler gündemde. Vatandaşõ korkutma niyetim yok ama bu varlõk barõşõ çok önemli bir fõrsat.  Biz bunlarõ bulursak vergisini alacağõz, gecikme fai- zini alacağõz, kaçakçõlõk cezasõ söz konusu olacak. Üç boyutlu bir riskle karşõ karşõyalar. Buraya geti- rirlerse yüzde 2 ile kurtulacaklar.  Çember daralõyor. Varlõk barõşõ bir fõrsat. Burada bu fõrsattan yararlanõrlarsa, bunun maliyeti çok cü- zi ve mütevazõ bir maliyet. Ama vatandaşõmõz ge- tirmemekte õsrar ederse sonuçlarõna katlanõr. SAĞLIKTA ÇOK CİDDİ KESİNTİ VAR Yeni dönemde sağlõk hizmetle- riyle ilgili yeni düzenlemelere gi- dilecek, mahalli idareler ve ener- jiyle ilgili de çalõşma yapõlõyor. Sa- yõn Başbakanõmõz sağlõk hizmet- lerine erişim ve verdiğimiz sağlõk hizmetinin kalitesinde bir geriye gi- diş olmamasõ koşuluyla tabii ki bi- zim yaptõğõmõz çalõşmalara destek veriyor. Göreceksiniz, sağlõkta çok ciddi tasarruflar yapacağõz. Mahalli idareleri de kapsamlõ de- ğerlendirmeye aldõk. Enerji sek- törünü çalõşõyoruz. Gelir İdare- si’nin yeniden yapõlandõrõlmasõ, vergi denetim sistemi, denetim standartlarõ... Bunlarõn hepsi pey- derpey masaya yatõrõlacak. Bu ko- nularda bir yol planõ, bir tedbirler seti ortaya konulacak ve bunlar uy- gulanacak. THY’nin Cakarta seferlerini başlatmasõ nedeniyle bulunduğu Endonezya’da basõn mensuplarõnõn sorularõnõ yanõtlayan Mali- ye Bakanõ Mehmet Şimşek, dünya ekono- misini değerlendirirken de şunlarõ söyledi: Asya’da toparlanma bir yana Çin’in li- derliğinde hõzlõ bir büyüme dahi gündem- de. Bu, başlangõçta tahmin edilenden daha güçlü de olabilir. Son dönemlerde göster- gelerde çok ciddi bir toparlanma, yukarõ doğru trend söz konusu. Ancak toparlan- manõn sürdürülebilirliği ve gücü konusun- da kafamda soru işaretleri var. Global mak- ro dengesizlikler tamamen çözülmüş değil. Çin, yüksek dõş ticaret fazlasõyla büyüme- sini finanse ediyor. Japonya’nõn sağlõğõ, dünya ekonomisinin sağlõğõna bağlõ. Av- rupa’nõn yapõsal sõkõntõlarõ var. Emtia fi- yatlarõ sorunu da kökünden çözülmedi. Bana göre toparlanma yavaş ve potansiyel büyümeye erişim daha uzun zaman alabi- lir. Sorunlar kökünden çözülmedi. Sağlıkta harcamalara ilk tırpanı Babacan attı Ekonomi Servisi - Hükümet artan sağlõk harcamalarõnõ kontrol altõna al- maya çalõşõyor. Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan, ilaç harcamalarõnõ ele almak üzere çalõşma ve sağlõk ba- kanlarõ ile bir araya geldi. Türkiye ocak-haziran döneminde geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 20.8 ar- tõş ile 6.3 milyar lira ödedi. Tedavi harcamalarõna ise yüzde 8.6 artõş ile 7.6 milyar lira ayrõldõ. Orta vadeli program Öte yandan Başbakan Erdoğan’õn başkanlõğõnda ekonomi kurmaylarõ- nõn katõlõmõyla Orta Vadeli Prog- ram’õn (OVP) ele alõndõğõ çalõşma toplantõsõnõn ilk dün Başbakanlõk yeni binada yapõldõ. Toplantõya bu- gün de devam edilecek. Kamu Ma- li Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre, (2010-2012) dönemini kapsa- yacak olan OVP’nin mayõs sonuna kadar açõklanmasõ gerekiyordu. OVP’nin, makro politikalarõn yanõ sõ- ra temel gelişme eksenlerini ve ana sektörleri kapsõyor. Bütçe hazõrlõk sürecinde yer alan ve halen açõklanmayan ikinci do- küman da orta vadeli mali plan. Ge- lecek üç yõla ilişkin toplam gelir ve gider tahminleriyle birlikte hedef açõk ve borçlanma du- rumu, kamu idare- lerinin ödenek tek- lif tavanlarõnõ içe- ren OVMP’nin de OVP ile uyumlu olmasõ gere- kiyor. Protestolu senetlerin tutarõ bu yõlõn ilk yedi ayõnda yüzde 29.2 arttõ Ekonomi Servisi - Şirketler kesiminin per- formansõ ve bu kesimin mali piyasa riskle- rini gösteren protestolu senetler ve karşõlõksõz çekler, küresel krizin yoğun bir şekilde his- sedildiği 2009 yõlõnda fren tutmadõ. 2009’un 7 aylõk döneminde protestolu senetler, ge- çen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 29.2’lik bir artõşla 4 milyar 564.7 milyon TL’ye ulaş- tõ. Karşõlõksõz çek sayõsõ söz konusu dö- nemde geçen yõla göre yüzde 48 artõşla 1 milyon 224 bin 48 oldu. ANKA’nõn Merkez Bankasõ verilerinden yaptõğõ hesaplamaya göre 2008’in 7 aylõk döneminde 865 bin 351 olan protestolu se- net sayõsõ 2009’un aynõ döneminde 951 bin 624 oldu. Geçen yõlõn 7 aylõk döneminde protestolu senet tutarõ 3 milyar 532.9 mil- yon TL düzeyindeyken 2009’un aynõ dö- neminde 4 milyar 564.7 milyon TL’yi bul- du. Ekonomik krizin yaşandõğõ 2001’den sonra ödenmeyen senet sayõsõ ve tutarõ, 2005’te 2001 seviyesine ulaşõp 2006’da hõz- lõ bir artõş trendine girdi. 2006 sonunda pro- testolu senetlerin toplam tutarõ önceki yõla göre yüzde 44.6, 2007 sonunda yüzde 41.3, 2008’de yüzde 17.9 artõş gösterdi. 2009’un 7 aylõk döneminde karşõlõksõz çek sa- yõsõ geçen yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 48 artarak 1 milyon 234 bin 48’e çõktõ. 15 BİN MEMUR ALINIYOR Hükümet, kasımda yeni memur alımları için düğmeye bas- tı. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, kamu kurumlarına yazı göndererek taleplerini bildirmelerini istedi. Yazıda, KPSS sınavını kazananlardan kasımda memur ataması yapıla- cağını belirtilerek kamu kurum ve kuruluşlarından ihti- yaçlarını 30 Eylül’e kadar iletmesi istendi. 2009 bütçesinde üniversiteler için 4 bin, diğer kamu kurumları için 21 bin olmak üzere toplam 25 bin memur atanması öngörülü- yordu. KPSS sınavını kazananlardan ilk atamalar tem- muzda yapıldı. Temmuzda 10 bin memur atandı. Öngö- rülen 25 bin atamayı tamamlamak için de kasımda geri kalan 15 bin memurun ataması yapılacak. Kartla tefecilik tehlikeli boyuta ulaştõ Ekonomi Servisi - Adana Ticaret Odasõ (ATO) Başkanõ Şaban Baş, kredi kartlarõndaki üst limitlerin, serbest piyasada komisyon karşõlõğõnda nakit paraya dönüştürülmesi yönteminin, sosyal patlamalara yol açabilecek boyutlara ulaştõğõnõ öne sürdü. Baş, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, farklõ bankalar tarafõndan cadde, sokak ve alõşveriş merkezlerinde kurulan standlarda yeterince teminat alõnmadan gelişigüzel dağõtõlan kredi kartlarõnõn, ekonomiyi yeni bir krize sürüklediğine dikkat çekti. Konuyla ilgili olarak yapõlan tüm çalõşma ve düzenlemelere karşõn, kredi kartõ dağõtõm ve kullanõmõnõn kontrol altõna alõnamadõğõna işaret eden Baş, “Vatandaşlarımız, kriz ortamının da etkisiyle ümidini karta bağlıyor ve sonrasında olabilecekleri çok da dikkate almadan anlık nakit sıkıntılarını gidermeye çalışıyorlar. Günümüzde vatandaşlarımızın nakit sıkıntıları maalesef kredi kartı tefeciliği denilebilecek bir sektörü de yaratmış bulunuyor” dedi. Karşõlõksõz çek ikiye katlandõ Sosyal Sigortalar Kurumu’nun haziran sonunda göndermesi gereken listeleri bir ay geciktirmesiyle, ödemeler gecikiyor. SSK’de 1.5 milyon itiraz vardõ. ‘Asya’da toparlanma tahminden hõzlõ’ Vergi kaçakçõlõğõ suçu işleyenler 1 yõl hapis cezasõ alõyor, ama bu pa- raya çevriliyordu. Ben gelir gelmez para cezasõna çevrilme hükmünü kaldõrdõk. Ama ertelenebiliyor. Şimdi Adalet Bakanlõğõmõzla bir noktaya varõrsak, belki vergi ce- zalarõnda ertelemeyi de kaldõrõrõz. Biz hiçbir vatandaşõmõzõn vergi suçundan hapse girmesini istemi- yoruz ama kamu düzenine karşõ bir suç işleniyorsa onun da sonuçlarõ- na vatandaşõn katlanmasõ lazõm. VERGİ KAÇAĞINA HAPİS GELİYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle