19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçın- kaya, hükümetin Hâkim- ler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) Mec- lis’ten üye seçilmesi ça- lõşmalarõna ilişkin, “siya- si partiler önce parti içi demokrasiyi sağlasınlar ondan sonra HSYK’ye üye göndersinler” de- ğerlendirmesini yaptõ. TBMM’deki adli yõl açõlõş resepsiyonuna TBMM Başkanõ Meh- met Ali Şahin, bakanlar ve yüksek yargõ organla- rõ temsilcileri katõldõ. Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Yalçõnkaya gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Almanya’da- ki Deniz Feneri davasõ ile bağlantõlõ Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca yürütülen soruş- turma anõmsatõlarak, Yar- gõtay Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’nca AKP hak- kõnda Siyasi Partiler Ya- sasõ kapsamõnda sürdü- rülen soruşturmanõn ne aşamada olduğunun so- rulmasõ üzerine Yalçõn- kaya, “Soruşturmanõn de- vam ettiğini” söyledi. Yalçõnkaya, savcõlõğõn soruşturmasõyla kendi so- ruşturmalarõnõn paralel yürüdüğünü kaydetti. Yargõ Reformu Strateji Taslağõ’na yönelik, Yar- gõtay Başkanõ Hasan Ger- çeker’in eleştirilerine ka- tõlõp katõlmadõğõnõn sorul- masõ üzerine Yalçõnkaya, eleştirilere aynen katõldõ- ğõnõ söyledi. Adalet Ba- kanõ ve Adalet Bakanlõğõ Müsteşarõ’nõn HSYK’de olmamasõ gerektiğini be- lirten Yalçõnkaya, Avrupa Birliği’nin de aynõ yönde istemleri bulunduğunu vurguladõ. “Yasama or- ganının HSYK’ye üye seçmemesi gerektiği, bu- nun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına aykırı ola- cağı” görüşünü vurgula- yan Yalçõnkaya, “Yargı da bu halk için var. Yar- gı bağımsızlığı, hâkim ve savcılar için değil halk içindir. Kişilerin bulun- duğu makam önemli de- ğil, biri gider biri gelir önemli olan yargının ba- ğımsızlığının korunma- sıdır” diye konuştu. “Siyasi partiler parti içi demokrasi sağlan- dıktan sonra HSYK’ye yasama organınca üye seçilebileceği” görüşünü dile getiren Yalçõnkaya, “Bunun için Siyasi Par- tiler Yasası’nda değişik- lik yapılması gerekir. Önce siyasi partilerin kendi içlerinde parti içi demokrasiyi sağlaması gerekir. Bunun için par- ti içi demokrasi çok önemli. Bu sağlandık- tan sonra yasama orga- nı kurula üye seçebilir’ görüşünü dile getirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç, Gerçeker’in “Yüce Di- van yetkisinin Yargı- tay’a verilmesi” yönün- deki görüşlerinin anõm- satõlmasõna üzerine, “Ana- yasanın yapılış süreci- ne bakacak olursanız, bu yetkinin Anayasa Mahkemesi’ne neden ve- rildiği açık şekilde gö- rülüyor” dedi. CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Yerine munis, partiler arası diyaloğa önem veren, siyasette barış sever bir başbakan geldi. İşit de inanma diye bir söz vardır; bu söz Başba- kan’ı özetlemek için söylenmiştir sanki. Ne zaman RTE, bir konuda konuşur, muhalefete el uzatır, kendini eleştirenlere olumlu sözlerle yak- laşır. Aman dikkat! Bir süre sonra ağzına geleni, ak- lından geçeni esirgemeyecektir ılımlı yaklaştığı ke- simlere. Açılım konusunu AKP Genel Başkanı’yla konuş- mak istemeyen CHP’ye, “Onlar gelmezlerse biz gi- deriz onlara” diyecek kadar olgun bir siyaset ada- mı portresi çizdi ve hatta, CHP’nin daha önceki yıl- larda yayımladığı Kürt raporunda yazılanları, “hayal bile edemeyiz” diye karşıladı. Kimi yazar çizer, Deniz Baykal’ın Başbakan’la görüşmeye yanaşacağının bir delili olarak CHP’nin bu raporlarını kanıt olarak gösterdi. Oysa RTE, Kürt açılımı raporlarını CHP aleyhinde kullanmaya hazırlanıyor. Kuşkunuz olmasın. “Biz, CHP kadar ileri gidecek bir açılım yapmaya hazırlanmıyoruz. Ama bize göre çok ileri aşamadaki saptamaları yapan CHP, bizim açılımımıza karşı çıkıyor. Bizi ayrımcılıkla, bölünme- ye alet olmakla suçluyor” diyecek. Kin derecesine varan muhalefet düşmanlığı Baş- bakan’ın olumlu yaklaşım göstermesini engelliyor. Yalnız muhalefete değil; AKP Genel Başkanı’nın basın düşmanlığı iktidara geldiği 2002’den bu yana aşama aşama büyüdü, genişledi. RTE’nin medya düşmanlığına: Avrupa Birliği’nin “Gazetecilerin yanlışları ortaya çıkararak demokrasiye hizmet ettiklerini” vurgula- yan ortak deklarasyonuna adaylar dahil tüm ülkeler imza koyarken; deklarasyona katılmayan tek AB aday ülkenin Türkiye olması yeterli bir kanıt değil mi? Ama RTE’ye her gün ya yandaşlık, ya yalakalık veya dinci yayınlar yapan “bir kısım medya” yetiyor da artıyor. Bu türden yayınlar zaman zaman dincilikten laik- liğe dönen (“Peygamber’in İzine” düşen Ertuğrul Özkök’ün umre kılavuzu) Ahmet Hakan’ı bile çile- den çıkarıyor. Örneğin Vakit gibi Müslümanlık cin- neti geçiren gazetelerdeki haberlere gülelim mi, ağ- layalım mı, kestirmek zor. İki gün önce ramazan coşkusuna kapılan Ukray- nalı gayrimüslimlerin “akın akın İslama koştuğunu” ilan etti. İslamı şereflendirenler sadece Ukraynalı gayri- müslimler değil; içimizde de, hatta milletin vekilliği payesine erişmiş öyle Müslüman kadınlar var ki; ha- zırladıkları kanun önerisiyle çağdaş dünyaya par- mak ısırtacak düzeye eriştiler. Çocuklara tecavüz eden hasta ruhlu sapıkların ağır biçimde cezalandırılmasına elbette karşı dura- cak tek bir insan olamaz ama: AKP’li vekil Alev De- degil ile Aşkın Asan’ın daha caydırıcı olur diye “sa- pıkların ilaçla hadım edilmelerini” amaçlayan öneri- lerini çağdaş hukuku savunan bu ülkede onayla- mak olanaklı mı? Sapıkları hadım edelim. Hırsızın elini keselim, İs- lama karşı çıkanın boynunu kılıçla vuralım. Şeriatın emrettiği ne kadar çağdışı kural varsa hepsini uy- gulamaya başlayalım: Suudi Arabistan ve benzeri şeriatla yönetilen bir ülke olalım. Ha gayret! Ramazan otuz gün mü? Hayır, 12 aya yayalım. Gerekçe de hazır. Müslümanlık cinnetinden ma- lûl Vakit’e göre ramazanda suç oranı düşmüş. Bod- rum bile içki ve eğlenceden elini ayağını çekmiş. Ya Samsun? Parfümeri mağazaları satışların yarı yarı- ya düşmesinden etkilenerek, il müftüsüne başvur- muşlar. O da “Kolonya ve parfümü koklamak orucu boz- maz. Ancak sıkılınca ağızdan ya da burundan içeri girerse içerisinde alkol bulunduğu için o zaman oruç bozulur” diye fetva vermiş. Acaba -sapığın hadım edilmesini isteyenlerden sonra- AKP içinde, madem ki ramazanda suç ora- nı düşüyor. İslamda devrim yapalım, orucu daha genişletelim diye yasa önerisinde bulunacaklar yok mu? Bakarsınız statüko her yerde karşımıza çıkıyor di- ye yakınan Başbakan; bir aylık ramazanın üç veya beş aya yayılmasını onaylar. -Devrimci bir başba- kan bu- Neden olmasın? SAYFA 8 EYLÜL 2009 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 25 Edirne Y 20 Kocaeli Y 29 Çanakkale Y 23 İzmir Y 24 Manisa Y 25 Aydın Y 26 Denizli Y 28 Zonguldak Y 25 Sinop PB 25 Samsun PB 27 Trabzon Y 27 Giresun PB 27 Ankara Y 30 Eskişehir Y 24 Konya Y 26 Sıvas Y 29 Antalya Y 28 Adana Y 24 Mersin Y 32 Diyarbakır PB 34 Şanlıurfa PB 35 Mardin PB 32 Siirt PB 34 Hakkâri Y 26 Van Y 22 Kars Y 20 Oslo PB 18 Helsinki B 18 Stockholm B 20 Londra B 23 Amsterdam B 25 Brüksel PB 27 Paris PB 28 Bonn B 27 Münih PB 27 Berlin PB 27 Budapeşte B 26 Madrid PB 34 Viyana PB 22 Belgrad PB 24 Sofya Y 19 Roma B 27 Atina Y 23 Zürih B 26 Moskova Y 21 Aşkabat B 28 Astana PB 18 Taşkent A 29 Bakû PB 25 Bişkek PB 25 Tiflis Y 27 Kahire A 33 Şam PB 32 Ülkemiz geneli parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra, Ege, Akdeniz, İç Ana- dolu’nun batısı, Doğu Karadeniz, Doğu Ana- dolu’nun doğusu ile Nev- şehir, Yozgat, Zongul- dak, Bolu, Düzce ve Ka- rabük çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağmurlu geçecek. Ha- va sıcaklığı batıda 4-6 derece azalacak. ‘Fiili Kürt devleti kaçınılmaz’ ENGİN ESEN İsveç Dõşişleri Bakanlõğõ Politika Planlama Başkanõ ve eski İstanbul Başkonsolosu Ing- mar Karlsson, “K. Irak’ta ABD ve Türki- ye’ye bağımlı fiili bir Kürt devleti kurul- masının kaçınılmaz olduğunu” söyledi. İstanbul Kültür Üniversitesi bünyesindeki Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi’nde bir grup akademisyen ve gazeteciye “Kürt So- runu ve Milliyetçilik” başlõklõ sunum yapan Karlsson, Kürtlerin durumunu değerlendirdi. “Tek bir Kürt sorunundan söz edemeyiz. İran, Irak, Suriye ve Türkiye sorunların- dan söz edebiliriz” diye konuşan Karlsson, bölgesel Kürt yönetiminin hüküm sürdüğü Irak’õn kuzeyinde Türk şirketlerinin yatõrõm- larõnõn hõzla arttõğõna dikkat çekti. Irak’ta fe- deratif veya konfederatif bir Kürt yönetimi- nin, dil birliği sağlayõp “fiili bir devlete” dö- nüşmesinin kaçõnõlmaz olduğunu savunan Karlsson, bu devletin ABD ve Türkiye’ye bağõmlõ olacağõnõ vurguladõ. Bölgesel Kürt yönetimi başkanõ Mesud Barzani ile Irak Cumhurbaşkanõ Celal Tala- bani’nin “aşiret reisleri gibi değil, devlet adamları gibi pragmatik davranmaları ge- rektiğini” ifade eden Karlsson, “Barzanis- tan ve Talabanistan kurmaktan vazgeçme- liler” dedi. İsveç’in, Türkiye’nin AB üyeliği- ne verdiği desteğin pek bilinmemesinden ya- kõnan Karlsson, Türkiye’nin üyeliğine karşõ çõkan Fransa ve Almanya’yõ eleştirdi. Karls- son, “Müslüman nüfusun hızla arttığı Av- rupa için demokratik ve laik Türkiye’nin gerekli olduğunun” altõnõ çizdi. İSVEÇLİ DİPLOMAT KARLSSON DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ ‘Açılımdan vazgeçmeyiz’ ‘Polisler strese dayanamamış’ ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - DTP milletvekili Fatma Kurtulan, Van’õn Mura- diye ilçesinde 6 ay önce polis ile eylemlerde taş atan çocuklar arasõnda oynanan dostluk maçõnda, Kürtçe pas isteyen çocuklarõn po- lislerce dövülmesi olayõyla ilgili İçişleri Ba- kanõ Beşir Atalay’a soru önergesi verdi. Önergeye yanõtta olayõn Kürtçe konuşmayla ilgisi olmadõğõnõ vurgulayan Atalay, şunlarõ kaydetti: “Olay, maçın heyecanı ve stresin- den kaynaklanmıştır. Bölge hassasiyetleri- ni bilen emniyet personelinin, Kürtçe ko- nuşmayı engellemeye çalışması veya böyle bir talimat vermesi söz konusu değildir. Konu ile ilgili soruşturma devam etmekte- dir. Bu olayla ilgili açığa alınan herhangi bir polis memuru bulunmamaktadır.” MANİSA (Cumhuriyet) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç, “de- mokratik açılımı” gerçekleştirmekten kim- senin kendilerini vazgeçiremeyeceğini kay- dederek, “Bütün riskleri göze alıp Türki- ye’nin önünü açacağız. Kimsenin cesaret edemediği işleri biz yaptık, bunu da biz yapacağız” dedi. AKP Manisa İl Başkanlõğõ tarafõndan dü- zenlenen iftar yemeğinde konuşan Arõnç, muhalefete demokratik açõlõma katkõ verme- leri çağrõsõnda bulunarak, “Gelin taşın altına hep beraber elinizi koyun” dedi. Halkõn yüzde 50’sinin açõlõma destek verdiğini öne süren CHP ve MHP’yi eleştirerek, “Özellikle iki siyasi parti çok ağır hakaretlerle hükü- mete hücum ediyor. Biz vatan haini değiliz” dedi. CHP lideri Deniz Baykal’õn Başbakan Tayyip Erdoğan’õn görüşme tale- bini geri çevirmesine tepki gösteren Arõnç, “Sayın Baykal zannediyor ki AK Parti di- renç görünce karşısında, bu işten vazgeçe- cek, Yok, AK Parti hiçbir şeyden korkup vazgeçmez. Efendim, birileri bunları iste- mezse AK Parti de hizaya gelir. AK Parti öyle hizaya gelseydi 27 Nisan akşamı hazır ola geçerdi. Hazır ola geçmedi, milletin önünde selam durdu” diye konuştu. Kentin planlamasõnõn talan politikasõna dönüştüğünü söyleyen Duranay: 2. tüp geçiti yapõn DENİZ TATARER TMMOB eski Mimarlar Oda- sõ İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanõ Niyazi Duranay, İstan- bul’u planlamak amacõyla kurul- duğu iddia edilen İstanbul Met- ropoliten Planlama ve Kentsel Tasarõm Merkezi’nin (İMP) hü- kümet ve yerel yönetimlerin bas- kõsõyla güdümlü çalõşmalara im- za attõğõnõ belirterek “Planlama, bir paylaşım ve talan politika- sına dönüştürülmüş, 3. köprü gibi son derece sakıncalı bir proje Başbakan’ın keyfi ka- rarlarına bırakılmıştır. 3. köp- rü hükümet ve yandaşları ile güzergâh üzerinde arsa kapat- mış zenginlerden başka kimse- ye fayda sağlamaz” dedi. Duranay, İstanbul Boğazõ’na yapõlmasõ gündeme gelen 3. köp- rü projesi ve İstanbul’un ulaşõm planlamasõnda yaşanan aksaklõk- lara ilişkin gazetemize değerlen- dirmelerde bulundu. Duranay, “Çağdaş, gelişmiş ülkelerde, ülkesel ve kentsel planlama ka- rarları, kapı kulu olan bilim adamlarının önerileriyle alın- maz. Başbakanların helikop- ter gezisi sırasında ‘köprü şura- da yapõla’ sözleriyle kararlar alınmaz” dedi. ‘Sorun 3. köprü değil’ Duranay, İstanbul’da12 mil- yonluk nüfusun taşõnamaz hale geldiğini belirterek şöyle de- vam etti: “Bugün İstanbul’un karşı karşıya kaldığı sorun 3. köprü değil, kentin planlama sorunudur. Boğaza yapılacak 3. köprü hükümet ve yandaş- ları ile güzergâh üzerinde ar- sa kapatmış zenginlerimizden başka kimseye fayda sağla- maz. Lastik tekerlekli araçla- rın kentin içinde yarattığı ka- os, 3. köprüyle çözülemez.” ‘Çağdaşlık farkı’ Marmaray üzerinden sağlana- cak demiryolu ulaşõmõnõn kent içindeki raylõ sistemlerle bütün- leştirilmesi durumunda 3. köp- rüye ihtiyaç kalmayacağõnõ da vurgulayan Duranay, “3. köprü için harcanacak olan 5 milyar dolarla ikinci tüp geçit inşa edilebilir. Hatta hükümet 3. köprüyü unutup raylı siste- min geçeceği ikinci bir tüp ge- çit için çalışmalara başlamalı- dır. Fransa’da Paris-Marsilya arası 800 kilometredir ve tren- le 3.5 saatte katedilmektedir. İstanbul-Malatya arası 1100 kilometre ve trenle 30 saat sü- rüyor. Bu Türkiye’nin gelişmiş Batı ile arasındaki çağdaşlık farkıdır” diye konuştu. 3. köprünün Karadeniz Sahil Yolu’yla bağlantõlandõrõlmak is- tenmesini de eleştiren Duranay, “Doğal dengeye karşı koyama- yan bu yollar için ormanlar ve sahil de yok edilecek. İnsanlar, yollar için yaşamıyorlar” dedi. / IŞIL ÖZGENTÜRK Daktilodan bilgisayara çok zor ge- çen benim neslimin bunu anlamasõ gayet zor. Herkesin kendini, gününü ve geçmişini deşifre ettiği faceboook sistemini de. Bir tatil yerine gitmiş- tim, bir grupla tanõştõm ve daha o ak- şam, gruptan genç bir kadõn en mah- rem sõrlarõnõ herkesin önünde, büyük bir rahatlõkla anlatmõştõ. Gene mahremiyete önem veren bir neslin çocuğu olduğum için bu- nu çok yadõrgamõştõm, eskiden her şeyin bir sõrasõ olduğunu söyledi- ğimde, arkadaşlarõm bana çok gül- müşlerdi, “Kızım şimdi en mah- rem sırlarını anlatmazsan adam- dan sayılmıyorsun”. Sonra beni bir güzel aydõnlattõlar, insanlar facebook’larõnda, ben bu- na “fastfood” diyorum, en önemli sõrlarõnõ cümle âleme açõyorlarmõş. Anlaşõlan kõyametin bu aşamasõnda “sırlarım benimle birlikte meza- ra gidecek” diyenlere pek iyi göz- le bakõlmõyor. Bu arada bu muhteşem icatlarõn bazõ kolaylõklarõna vâkõf oldum. Sanal âlemde tanõşmak pek bir mo- da ve tabii, karşõ cins arayanlarõn ar- tõk barlara, cafelere gitmesine gerek yok. Gir sanal âleme senin gibi yalnõz bir kalp her zaman vardõr. Şimdi bu sanal âlemlerin müda- vimleri var, bunlar sõnõr, ulus, ideo- loji tanõmõyorlar çünkü bu sanal âlemde var olmak, hem de istediğin kimlikte var olmak fazlasõyla ko- lay, insanõn kõyamet senaryolarõ yazasõ geliyor. Şöyle diyorum, dünyanõn bu ada- letsiz haline itiraz edenlerin sayõsõ gi- derek azalõyor, bu sadece bizim ül- kemizde değil, dünyada böyle, hat- ta insanlar bu adaletsiz düzenden söz edenleri pek sevmiyorlar, acaba bunda şu sanal âlemin sunduğu ar- tõk sanal demek istemiyorum sahte dünyanõn ciddi bir etkisi yok mu? Ne diye dünya işlerine kafa yora- caksõn, hop basarsõn bilgisayarõna, geçersin sanal âleme ve hayatõnõ ya- şarsõn. Üstelik çok ucuza! Bence kõyamet bu, dünya çoktan ikiye ayrõldõ. Bununla hiçbir açõlõm baş edemez. Baştarafı Arka Sayfada DAYAĞA İLGİNÇ SAVUNMA ENGİN ÇEBER DAVASI Son duruşma tekrarlanacak İstanbul Haber Servisi- Metris Cezaevi’nde “işkence ve kötü muamele” sonucu öldüğü öne sürülen Engin Çeber ile ilgili davanõn son duruşmasõ ses kaydõ yapõlmadõğõ için tek- rarlanacak. Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde Çeber ile ilgili 22 Temmuz tarihinde yapõlan duruşmanõn görüntü kaydõnõn olduğu, ancak ses kaydõnõn bulunmadõğõ belirlendi. Bunun üzerine, mahkeme heyeti, davanõn son duruşmasõnõn yenilenerek, tanõklarõn yeniden dinlenmesini kararlaştõrdõ. Engin Çeber’in avukatlarõndan Taylan Tanay, konuya ilişkin yaptõğõ açõklamada, duruşmalarda ses ve gö- rüntü kayõtlarõnõn bilirkişi gözetiminde alõndõ- ğõnõ söyledi. Çeber olayõna ilişkin davanõn son duruşmasõnda çok önemli tanõklarõn dinlendi- ğini ifade eden Tanay, “Mahkeme, ses kayıt- larının kaybolması üzerine duruşmayı ye- nileme kararı aldı ama tanıklar ifadelerini değiştirebilir veya ölebilir. Biz ses kayıtları- nın silindiğini düşünüyoruz” dedi. Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahkemesi, son duruşmanõn tekrarõ için 5 Ekim saat 10.00’a gün verdi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Adalet Bakanõ Sadullah Ergin, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “kayıp trilyon” davasõ kap- samõnda yargõlanmasõ kararõnõn ka- nun yararõna bozulmasõ istemiyle Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na başvurulduğunu bildirdi. Yar- gõtay, kararõ bozarsa Gül davadan kurtulacak; ancak “yargılanmalı” kararõ verirse de Cumhurbaşka- nõ’nõn yargõlanmasõ gündeme gele- cek. Başsavcõlõğõn, dairenin kararõ- na karşõ itiraz hakkõ bulunuyor. Ergin, adli yõl açõlõşõ nedeniyle TBMM’deki resepsiyona gelişinde gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Ergin, Cumhurbaşkanõ Gül hakkõn- daki dosyanõn Yargõtay’a gönderil- diğini belirterek, “Herkes kendi ar- şivine baksın bizden gideli çok ol- du” dedi. Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçın- kaya ise Gül dosyasõnõn işleme ko- nulduğunu aktararak, “Başvuru- nun gereği yapılıp, Yargıtay’ın il- gili dairesine gidecek” dedi. Gül hakkõndaki kararõn kanun yararõna bozulmasõ istemli başvuru, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’ndan dosyanõn görüleceği Yar- gõtay 11. Ceza Dairesi’ne gönderi- lecek. Dairenin vereceği iki karar olasõlõğõ bulunuyor. Daire, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõnõn yerinde olmadõğõna karar verirse Gül yargõlanmaktan kurtulacak. Dairenin, Gül’ün suçlandõğõ döne- min Cumhurbaşkanlõğõ’yla ilgisi olmadõğõ ve dokunulmazlõğõnõn bu- lunmadõğõ, dolayõsõyla da Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõnõn yerinde olduğuna işaret etmesi du- rumunda ise Gül’ün yargõlanmasõ gündeme gelebilecek. Bu durumda, halen “şüpheli” konumundaki Gül, sanõk olarak yargõlanacak. Yalçõn- kaya, dairenin vereceği kararõ ince- ledikten sonra gerek görürlerse iti- raz edebileceklerini de bildirdi. Gül için son söz Yargõtay’õn HSYK’nin yapõsõna yönelik girişimleri yorumlayan Yalçõnkaya’dan demokrasi vurgusu: Önce partiler düzelsin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanı Gerçe- ker’in açıklamalarının hatırlatıl- ması üzerine “Yargını yandaşı olmaz. Yargı her zaman hukuk- tan yanadır. Saygınlığı da hu- kuktan yana olmasıyla müm- kün olur. Dolayısıyla bundan kimsenin özel bir anlam çıkar- masına gerek yok” dedi. Çiçek, DTP’li bazı milletvekillerinin ifade vermek üzere mahkeme- ye çağrılmasıyla ilgili bir soru üzerine “Hepimiz de yasalara uygun hareket ederek hak ta- lep edeceğiz. Yasaları yok farz ederek Türkiye’de kimse hak talebi etmemelidir” dedi. Çiçek’ten yanıt Adli yılın açılışı nedeniyle düzenlenen resepsi- yona Devlet Bakanı Çiçek, Adalet Bakanı Er- gin ve Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya da katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle