Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yargõtay
Cumhuriyet Başsavcõsõ
Abdurrahman Yalçın-
kaya, hükümetin Hâkim-
ler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’na (HSYK) Mec-
lis’ten üye seçilmesi ça-
lõşmalarõna ilişkin, “siya-
si partiler önce parti içi
demokrasiyi sağlasınlar
ondan sonra HSYK’ye
üye göndersinler” de-
ğerlendirmesini yaptõ.
TBMM’deki adli yõl
açõlõş resepsiyonuna
TBMM Başkanõ Meh-
met Ali Şahin, bakanlar
ve yüksek yargõ organla-
rõ temsilcileri katõldõ.
Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõsõ Yalçõnkaya
gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ. Almanya’da-
ki Deniz Feneri davasõ
ile bağlantõlõ Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nca yürütülen soruş-
turma anõmsatõlarak, Yar-
gõtay Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nca AKP hak-
kõnda Siyasi Partiler Ya-
sasõ kapsamõnda sürdü-
rülen soruşturmanõn ne
aşamada olduğunun so-
rulmasõ üzerine Yalçõn-
kaya, “Soruşturmanõn de-
vam ettiğini” söyledi.
Yalçõnkaya, savcõlõğõn
soruşturmasõyla kendi so-
ruşturmalarõnõn paralel
yürüdüğünü kaydetti.
Yargõ Reformu Strateji
Taslağõ’na yönelik, Yar-
gõtay Başkanõ Hasan Ger-
çeker’in eleştirilerine ka-
tõlõp katõlmadõğõnõn sorul-
masõ üzerine Yalçõnkaya,
eleştirilere aynen katõldõ-
ğõnõ söyledi. Adalet Ba-
kanõ ve Adalet Bakanlõğõ
Müsteşarõ’nõn HSYK’de
olmamasõ gerektiğini be-
lirten Yalçõnkaya, Avrupa
Birliği’nin de aynõ yönde
istemleri bulunduğunu
vurguladõ. “Yasama or-
ganının HSYK’ye üye
seçmemesi gerektiği, bu-
nun yargı bağımsızlığı ve
tarafsızlığına aykırı ola-
cağı” görüşünü vurgula-
yan Yalçõnkaya, “Yargı
da bu halk için var. Yar-
gı bağımsızlığı, hâkim
ve savcılar için değil halk
içindir. Kişilerin bulun-
duğu makam önemli de-
ğil, biri gider biri gelir
önemli olan yargının ba-
ğımsızlığının korunma-
sıdır” diye konuştu.
“Siyasi partiler parti
içi demokrasi sağlan-
dıktan sonra HSYK’ye
yasama organınca üye
seçilebileceği” görüşünü
dile getiren Yalçõnkaya,
“Bunun için Siyasi Par-
tiler Yasası’nda değişik-
lik yapılması gerekir.
Önce siyasi partilerin
kendi içlerinde parti içi
demokrasiyi sağlaması
gerekir. Bunun için par-
ti içi demokrasi çok
önemli. Bu sağlandık-
tan sonra yasama orga-
nı kurula üye seçebilir’
görüşünü dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi
Başkanõ Haşim Kılıç,
Gerçeker’in “Yüce Di-
van yetkisinin Yargı-
tay’a verilmesi” yönün-
deki görüşlerinin anõm-
satõlmasõna üzerine, “Ana-
yasanın yapılış süreci-
ne bakacak olursanız,
bu yetkinin Anayasa
Mahkemesi’ne neden ve-
rildiği açık şekilde gö-
rülüyor” dedi.
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Yerine munis, partiler arası diyaloğa önem veren,
siyasette barış sever bir başbakan geldi.
İşit de inanma diye bir söz vardır; bu söz Başba-
kan’ı özetlemek için söylenmiştir sanki.
Ne zaman RTE, bir konuda konuşur, muhalefete
el uzatır, kendini eleştirenlere olumlu sözlerle yak-
laşır. Aman dikkat! Bir süre sonra ağzına geleni, ak-
lından geçeni esirgemeyecektir ılımlı yaklaştığı ke-
simlere.
Açılım konusunu AKP Genel Başkanı’yla konuş-
mak istemeyen CHP’ye, “Onlar gelmezlerse biz gi-
deriz onlara” diyecek kadar olgun bir siyaset ada-
mı portresi çizdi ve hatta, CHP’nin daha önceki yıl-
larda yayımladığı Kürt raporunda yazılanları, “hayal
bile edemeyiz” diye karşıladı.
Kimi yazar çizer, Deniz Baykal’ın Başbakan’la
görüşmeye yanaşacağının bir delili olarak CHP’nin
bu raporlarını kanıt olarak gösterdi.
Oysa RTE, Kürt açılımı raporlarını CHP aleyhinde
kullanmaya hazırlanıyor.
Kuşkunuz olmasın. “Biz, CHP kadar ileri gidecek
bir açılım yapmaya hazırlanmıyoruz. Ama bize göre
çok ileri aşamadaki saptamaları yapan CHP, bizim
açılımımıza karşı çıkıyor. Bizi ayrımcılıkla, bölünme-
ye alet olmakla suçluyor” diyecek.
Kin derecesine varan muhalefet düşmanlığı Baş-
bakan’ın olumlu yaklaşım göstermesini engelliyor.
Yalnız muhalefete değil; AKP Genel Başkanı’nın
basın düşmanlığı iktidara geldiği 2002’den bu yana
aşama aşama büyüdü, genişledi.
RTE’nin medya düşmanlığına:
Avrupa Birliği’nin “Gazetecilerin yanlışları ortaya
çıkararak demokrasiye hizmet ettiklerini” vurgula-
yan ortak deklarasyonuna adaylar dahil tüm ülkeler
imza koyarken; deklarasyona katılmayan tek AB
aday ülkenin Türkiye olması yeterli bir kanıt değil
mi?
Ama RTE’ye her gün ya yandaşlık, ya yalakalık
veya dinci yayınlar yapan “bir kısım medya” yetiyor
da artıyor.
Bu türden yayınlar zaman zaman dincilikten laik-
liğe dönen (“Peygamber’in İzine” düşen Ertuğrul
Özkök’ün umre kılavuzu) Ahmet Hakan’ı bile çile-
den çıkarıyor. Örneğin Vakit gibi Müslümanlık cin-
neti geçiren gazetelerdeki haberlere gülelim mi, ağ-
layalım mı, kestirmek zor.
İki gün önce ramazan coşkusuna kapılan Ukray-
nalı gayrimüslimlerin “akın akın İslama koştuğunu”
ilan etti.
İslamı şereflendirenler sadece Ukraynalı gayri-
müslimler değil; içimizde de, hatta milletin vekilliği
payesine erişmiş öyle Müslüman kadınlar var ki; ha-
zırladıkları kanun önerisiyle çağdaş dünyaya par-
mak ısırtacak düzeye eriştiler.
Çocuklara tecavüz eden hasta ruhlu sapıkların
ağır biçimde cezalandırılmasına elbette karşı dura-
cak tek bir insan olamaz ama: AKP’li vekil Alev De-
degil ile Aşkın Asan’ın daha caydırıcı olur diye “sa-
pıkların ilaçla hadım edilmelerini” amaçlayan öneri-
lerini çağdaş hukuku savunan bu ülkede onayla-
mak olanaklı mı?
Sapıkları hadım edelim. Hırsızın elini keselim, İs-
lama karşı çıkanın boynunu kılıçla vuralım. Şeriatın
emrettiği ne kadar çağdışı kural varsa hepsini uy-
gulamaya başlayalım:
Suudi Arabistan ve benzeri şeriatla yönetilen bir
ülke olalım. Ha gayret!
Ramazan otuz gün mü? Hayır, 12 aya yayalım.
Gerekçe de hazır. Müslümanlık cinnetinden ma-
lûl Vakit’e göre ramazanda suç oranı düşmüş. Bod-
rum bile içki ve eğlenceden elini ayağını çekmiş. Ya
Samsun? Parfümeri mağazaları satışların yarı yarı-
ya düşmesinden etkilenerek, il müftüsüne başvur-
muşlar.
O da “Kolonya ve parfümü koklamak orucu boz-
maz. Ancak sıkılınca ağızdan ya da burundan içeri
girerse içerisinde alkol bulunduğu için o zaman oruç
bozulur” diye fetva vermiş.
Acaba -sapığın hadım edilmesini isteyenlerden
sonra- AKP içinde, madem ki ramazanda suç ora-
nı düşüyor. İslamda devrim yapalım, orucu daha
genişletelim diye yasa önerisinde bulunacaklar yok
mu?
Bakarsınız statüko her yerde karşımıza çıkıyor di-
ye yakınan Başbakan; bir aylık ramazanın üç veya
beş aya yayılmasını onaylar. -Devrimci bir başba-
kan bu- Neden olmasın?
SAYFA 8 EYLÜL 2009 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 25
Edirne Y 20
Kocaeli Y 29
Çanakkale Y 23
İzmir Y 24
Manisa Y 25
Aydın Y 26
Denizli Y 28
Zonguldak Y 25
Sinop PB 25
Samsun PB 27
Trabzon Y 27
Giresun PB 27
Ankara Y 30
Eskişehir Y 24
Konya Y 26
Sıvas Y 29
Antalya Y 28
Adana Y 24
Mersin Y 32
Diyarbakır PB 34
Şanlıurfa PB 35
Mardin PB 32
Siirt PB 34
Hakkâri Y 26
Van Y 22
Kars Y 20
Oslo PB 18
Helsinki B 18
Stockholm B 20
Londra B 23
Amsterdam B 25
Brüksel PB 27
Paris PB 28
Bonn B 27
Münih PB 27
Berlin PB 27
Budapeşte B 26
Madrid PB 34
Viyana PB 22
Belgrad PB 24
Sofya Y 19
Roma B 27
Atina Y 23
Zürih B 26
Moskova Y 21
Aşkabat B 28
Astana PB 18
Taşkent A 29
Bakû PB 25
Bişkek PB 25
Tiflis Y 27
Kahire A 33
Şam PB 32
Ülkemiz geneli parçalı
ve çok bulutlu, Marma-
ra, Ege, Akdeniz, İç Ana-
dolu’nun batısı, Doğu
Karadeniz, Doğu Ana-
dolu’nun doğusu ile Nev-
şehir, Yozgat, Zongul-
dak, Bolu, Düzce ve Ka-
rabük çevreleri sağanak
ve gök gürültülü sağanak
yağmurlu geçecek. Ha-
va sıcaklığı batıda 4-6
derece azalacak.
‘Fiili Kürt
devleti
kaçınılmaz’
ENGİN ESEN
İsveç Dõşişleri Bakanlõğõ Politika Planlama
Başkanõ ve eski İstanbul Başkonsolosu Ing-
mar Karlsson, “K. Irak’ta ABD ve Türki-
ye’ye bağımlı fiili bir Kürt devleti kurul-
masının kaçınılmaz olduğunu” söyledi.
İstanbul Kültür Üniversitesi bünyesindeki
Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi’nde bir
grup akademisyen ve gazeteciye “Kürt So-
runu ve Milliyetçilik” başlõklõ sunum yapan
Karlsson, Kürtlerin durumunu değerlendirdi.
“Tek bir Kürt sorunundan söz edemeyiz.
İran, Irak, Suriye ve Türkiye sorunların-
dan söz edebiliriz” diye konuşan Karlsson,
bölgesel Kürt yönetiminin hüküm sürdüğü
Irak’õn kuzeyinde Türk şirketlerinin yatõrõm-
larõnõn hõzla arttõğõna dikkat çekti. Irak’ta fe-
deratif veya konfederatif bir Kürt yönetimi-
nin, dil birliği sağlayõp “fiili bir devlete” dö-
nüşmesinin kaçõnõlmaz olduğunu savunan
Karlsson, bu devletin ABD ve Türkiye’ye
bağõmlõ olacağõnõ vurguladõ.
Bölgesel Kürt yönetimi başkanõ Mesud
Barzani ile Irak Cumhurbaşkanõ Celal Tala-
bani’nin “aşiret reisleri gibi değil, devlet
adamları gibi pragmatik davranmaları ge-
rektiğini” ifade eden Karlsson, “Barzanis-
tan ve Talabanistan kurmaktan vazgeçme-
liler” dedi. İsveç’in, Türkiye’nin AB üyeliği-
ne verdiği desteğin pek bilinmemesinden ya-
kõnan Karlsson, Türkiye’nin üyeliğine karşõ
çõkan Fransa ve Almanya’yõ eleştirdi. Karls-
son, “Müslüman nüfusun hızla arttığı Av-
rupa için demokratik ve laik Türkiye’nin
gerekli olduğunun” altõnõ çizdi.
İSVEÇLİ DİPLOMAT KARLSSON
DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ
‘Açılımdan
vazgeçmeyiz’
‘Polisler strese
dayanamamış’
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - DTP
milletvekili Fatma Kurtulan, Van’õn Mura-
diye ilçesinde 6 ay önce polis ile eylemlerde
taş atan çocuklar arasõnda oynanan dostluk
maçõnda, Kürtçe pas isteyen çocuklarõn po-
lislerce dövülmesi olayõyla ilgili İçişleri Ba-
kanõ Beşir Atalay’a soru önergesi verdi.
Önergeye yanõtta olayõn Kürtçe konuşmayla
ilgisi olmadõğõnõ vurgulayan Atalay, şunlarõ
kaydetti: “Olay, maçın heyecanı ve stresin-
den kaynaklanmıştır. Bölge hassasiyetleri-
ni bilen emniyet personelinin, Kürtçe ko-
nuşmayı engellemeye çalışması veya böyle
bir talimat vermesi söz konusu değildir.
Konu ile ilgili soruşturma devam etmekte-
dir. Bu olayla ilgili açığa alınan herhangi
bir polis memuru bulunmamaktadır.”
MANİSA (Cumhuriyet) - Devlet Bakanõ
ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç, “de-
mokratik açılımı” gerçekleştirmekten kim-
senin kendilerini vazgeçiremeyeceğini kay-
dederek, “Bütün riskleri göze alıp Türki-
ye’nin önünü açacağız. Kimsenin cesaret
edemediği işleri biz yaptık, bunu da biz
yapacağız” dedi.
AKP Manisa İl Başkanlõğõ tarafõndan dü-
zenlenen iftar yemeğinde konuşan Arõnç,
muhalefete demokratik açõlõma katkõ verme-
leri çağrõsõnda bulunarak, “Gelin taşın altına
hep beraber elinizi koyun” dedi. Halkõn
yüzde 50’sinin açõlõma destek verdiğini öne
süren CHP ve MHP’yi eleştirerek, “Özellikle
iki siyasi parti çok ağır hakaretlerle hükü-
mete hücum ediyor. Biz vatan haini
değiliz” dedi. CHP lideri Deniz Baykal’õn
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn görüşme tale-
bini geri çevirmesine tepki gösteren Arõnç,
“Sayın Baykal zannediyor ki AK Parti di-
renç görünce karşısında, bu işten vazgeçe-
cek, Yok, AK Parti hiçbir şeyden korkup
vazgeçmez. Efendim, birileri bunları iste-
mezse AK Parti de hizaya gelir. AK Parti
öyle hizaya gelseydi 27 Nisan akşamı hazır
ola geçerdi. Hazır ola geçmedi, milletin
önünde selam durdu” diye konuştu.
Kentin planlamasõnõn talan politikasõna dönüştüğünü söyleyen Duranay:
2. tüp geçiti yapõn
DENİZ TATARER
TMMOB eski Mimarlar Oda-
sõ İstanbul Büyükkent Şubesi
Başkanõ Niyazi Duranay, İstan-
bul’u planlamak amacõyla kurul-
duğu iddia edilen İstanbul Met-
ropoliten Planlama ve Kentsel
Tasarõm Merkezi’nin (İMP) hü-
kümet ve yerel yönetimlerin bas-
kõsõyla güdümlü çalõşmalara im-
za attõğõnõ belirterek “Planlama,
bir paylaşım ve talan politika-
sına dönüştürülmüş, 3. köprü
gibi son derece sakıncalı bir
proje Başbakan’ın keyfi ka-
rarlarına bırakılmıştır. 3. köp-
rü hükümet ve yandaşları ile
güzergâh üzerinde arsa kapat-
mış zenginlerden başka kimse-
ye fayda sağlamaz” dedi.
Duranay, İstanbul Boğazõ’na
yapõlmasõ gündeme gelen 3. köp-
rü projesi ve İstanbul’un ulaşõm
planlamasõnda yaşanan aksaklõk-
lara ilişkin gazetemize değerlen-
dirmelerde bulundu. Duranay,
“Çağdaş, gelişmiş ülkelerde,
ülkesel ve kentsel planlama ka-
rarları, kapı kulu olan bilim
adamlarının önerileriyle alın-
maz. Başbakanların helikop-
ter gezisi sırasında ‘köprü şura-
da yapõla’ sözleriyle kararlar
alınmaz” dedi.
‘Sorun 3. köprü değil’
Duranay, İstanbul’da12 mil-
yonluk nüfusun taşõnamaz hale
geldiğini belirterek şöyle de-
vam etti: “Bugün İstanbul’un
karşı karşıya kaldığı sorun 3.
köprü değil, kentin planlama
sorunudur. Boğaza yapılacak
3. köprü hükümet ve yandaş-
ları ile güzergâh üzerinde ar-
sa kapatmış zenginlerimizden
başka kimseye fayda sağla-
maz. Lastik tekerlekli araçla-
rın kentin içinde yarattığı ka-
os, 3. köprüyle çözülemez.”
‘Çağdaşlık farkı’
Marmaray üzerinden sağlana-
cak demiryolu ulaşõmõnõn kent
içindeki raylõ sistemlerle bütün-
leştirilmesi durumunda 3. köp-
rüye ihtiyaç kalmayacağõnõ da
vurgulayan Duranay, “3. köprü
için harcanacak olan 5 milyar
dolarla ikinci tüp geçit inşa
edilebilir. Hatta hükümet 3.
köprüyü unutup raylı siste-
min geçeceği ikinci bir tüp ge-
çit için çalışmalara başlamalı-
dır. Fransa’da Paris-Marsilya
arası 800 kilometredir ve tren-
le 3.5 saatte katedilmektedir.
İstanbul-Malatya arası 1100
kilometre ve trenle 30 saat sü-
rüyor. Bu Türkiye’nin gelişmiş
Batı ile arasındaki çağdaşlık
farkıdır” diye konuştu.
3. köprünün Karadeniz Sahil
Yolu’yla bağlantõlandõrõlmak is-
tenmesini de eleştiren Duranay,
“Doğal dengeye karşı koyama-
yan bu yollar için ormanlar ve
sahil de yok edilecek. İnsanlar,
yollar için yaşamıyorlar” dedi.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Daktilodan bilgisayara çok zor ge-
çen benim neslimin bunu anlamasõ
gayet zor. Herkesin kendini, gününü
ve geçmişini deşifre ettiği faceboook
sistemini de. Bir tatil yerine gitmiş-
tim, bir grupla tanõştõm ve daha o ak-
şam, gruptan genç bir kadõn en mah-
rem sõrlarõnõ herkesin önünde, büyük
bir rahatlõkla anlatmõştõ.
Gene mahremiyete önem veren
bir neslin çocuğu olduğum için bu-
nu çok yadõrgamõştõm, eskiden her
şeyin bir sõrasõ olduğunu söyledi-
ğimde, arkadaşlarõm bana çok gül-
müşlerdi, “Kızım şimdi en mah-
rem sırlarını anlatmazsan adam-
dan sayılmıyorsun”.
Sonra beni bir güzel aydõnlattõlar,
insanlar facebook’larõnda, ben bu-
na “fastfood” diyorum, en önemli
sõrlarõnõ cümle âleme açõyorlarmõş.
Anlaşõlan kõyametin bu aşamasõnda
“sırlarım benimle birlikte meza-
ra gidecek” diyenlere pek iyi göz-
le bakõlmõyor.
Bu arada bu muhteşem icatlarõn
bazõ kolaylõklarõna vâkõf oldum.
Sanal âlemde tanõşmak pek bir mo-
da ve tabii, karşõ cins arayanlarõn ar-
tõk barlara, cafelere gitmesine gerek
yok. Gir sanal âleme senin gibi
yalnõz bir kalp her zaman vardõr.
Şimdi bu sanal âlemlerin müda-
vimleri var, bunlar sõnõr, ulus, ideo-
loji tanõmõyorlar çünkü bu sanal
âlemde var olmak, hem de istediğin
kimlikte var olmak fazlasõyla ko-
lay, insanõn kõyamet senaryolarõ
yazasõ geliyor.
Şöyle diyorum, dünyanõn bu ada-
letsiz haline itiraz edenlerin sayõsõ gi-
derek azalõyor, bu sadece bizim ül-
kemizde değil, dünyada böyle, hat-
ta insanlar bu adaletsiz düzenden söz
edenleri pek sevmiyorlar, acaba
bunda şu sanal âlemin sunduğu ar-
tõk sanal demek istemiyorum sahte
dünyanõn ciddi bir etkisi yok mu?
Ne diye dünya işlerine kafa yora-
caksõn, hop basarsõn bilgisayarõna,
geçersin sanal âleme ve hayatõnõ ya-
şarsõn. Üstelik çok ucuza!
Bence kõyamet bu, dünya çoktan
ikiye ayrõldõ. Bununla hiçbir açõlõm
baş edemez.
Baştarafı Arka Sayfada
DAYAĞA İLGİNÇ SAVUNMA
ENGİN ÇEBER DAVASI
Son duruşma
tekrarlanacak
İstanbul Haber Servisi- Metris Cezaevi’nde
“işkence ve kötü muamele” sonucu öldüğü
öne sürülen Engin Çeber ile ilgili davanõn
son duruşmasõ ses kaydõ yapõlmadõğõ için tek-
rarlanacak. Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nde Çeber ile ilgili 22 Temmuz tarihinde
yapõlan duruşmanõn görüntü kaydõnõn olduğu,
ancak ses kaydõnõn bulunmadõğõ belirlendi.
Bunun üzerine, mahkeme heyeti, davanõn son
duruşmasõnõn yenilenerek, tanõklarõn yeniden
dinlenmesini kararlaştõrdõ. Engin Çeber’in
avukatlarõndan Taylan Tanay, konuya ilişkin
yaptõğõ açõklamada, duruşmalarda ses ve gö-
rüntü kayõtlarõnõn bilirkişi gözetiminde alõndõ-
ğõnõ söyledi. Çeber olayõna ilişkin davanõn son
duruşmasõnda çok önemli tanõklarõn dinlendi-
ğini ifade eden Tanay, “Mahkeme, ses kayıt-
larının kaybolması üzerine duruşmayı ye-
nileme kararı aldı ama tanıklar ifadelerini
değiştirebilir veya ölebilir. Biz ses kayıtları-
nın silindiğini düşünüyoruz” dedi. Bakõrköy
14. Ağõr Ceza Mahkemesi, son duruşmanõn
tekrarõ için 5 Ekim saat 10.00’a gün verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Adalet Bakanõ Sadullah Ergin,
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nin Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün “kayıp trilyon” davasõ kap-
samõnda yargõlanmasõ kararõnõn ka-
nun yararõna bozulmasõ istemiyle
Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na başvurulduğunu bildirdi. Yar-
gõtay, kararõ bozarsa Gül davadan
kurtulacak; ancak “yargılanmalı”
kararõ verirse de Cumhurbaşka-
nõ’nõn yargõlanmasõ gündeme gele-
cek. Başsavcõlõğõn, dairenin kararõ-
na karşõ itiraz hakkõ bulunuyor.
Ergin, adli yõl açõlõşõ nedeniyle
TBMM’deki resepsiyona gelişinde
gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ.
Ergin, Cumhurbaşkanõ Gül hakkõn-
daki dosyanõn Yargõtay’a gönderil-
diğini belirterek, “Herkes kendi ar-
şivine baksın bizden gideli çok ol-
du” dedi. Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçın-
kaya ise Gül dosyasõnõn işleme ko-
nulduğunu aktararak, “Başvuru-
nun gereği yapılıp, Yargıtay’ın il-
gili dairesine gidecek” dedi.
Gül hakkõndaki kararõn kanun
yararõna bozulmasõ istemli başvuru,
Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’ndan dosyanõn görüleceği Yar-
gõtay 11. Ceza Dairesi’ne gönderi-
lecek. Dairenin vereceği iki karar
olasõlõğõ bulunuyor. Daire, Sincan 1.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõnõn
yerinde olmadõğõna karar verirse
Gül yargõlanmaktan kurtulacak.
Dairenin, Gül’ün suçlandõğõ döne-
min Cumhurbaşkanlõğõ’yla ilgisi
olmadõğõ ve dokunulmazlõğõnõn bu-
lunmadõğõ, dolayõsõyla da Sincan 1.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõnõn
yerinde olduğuna işaret etmesi du-
rumunda ise Gül’ün yargõlanmasõ
gündeme gelebilecek. Bu durumda,
halen “şüpheli” konumundaki Gül,
sanõk olarak yargõlanacak. Yalçõn-
kaya, dairenin vereceği kararõ ince-
ledikten sonra gerek görürlerse iti-
raz edebileceklerini de bildirdi.
Gül için son söz Yargõtay’õn
HSYK’nin yapõsõna yönelik girişimleri yorumlayan Yalçõnkaya’dan demokrasi vurgusu:
Önce partiler düzelsin
Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek, Yargıtay Başkanı Gerçe-
ker’in açıklamalarının hatırlatıl-
ması üzerine “Yargını yandaşı
olmaz. Yargı her zaman hukuk-
tan yanadır. Saygınlığı da hu-
kuktan yana olmasıyla müm-
kün olur. Dolayısıyla bundan
kimsenin özel bir anlam çıkar-
masına gerek yok” dedi. Çiçek,
DTP’li bazı milletvekillerinin
ifade vermek üzere mahkeme-
ye çağrılmasıyla ilgili bir soru
üzerine “Hepimiz de yasalara
uygun hareket ederek hak ta-
lep edeceğiz. Yasaları yok farz
ederek Türkiye’de kimse hak
talebi etmemelidir” dedi.
Çiçek’ten yanıt
Adli yılın açılışı nedeniyle düzenlenen resepsi-
yona Devlet Bakanı Çiçek, Adalet Bakanı Er-
gin ve Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya da katıldı.