Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
Davutoğlu
Gürcistan’da
Dış Haberler Servisi
- Geçen hafta bir Türk
gemisine el konulan
Gürcistan’da görüşmeler
yürüten Dõşişleri Bakanõ
Ahmet Davutoğlu,
Abhazya sorununun
çözümü için gayret
göstereceklerini söyledi.
Davutoğlu, Gürcistan’da
alõkonulan Türk
gemisiyle ilgili bir soru
üzerine bugün Gürcistan
Devlet Başkanõ Mihail
Saakaşvili ile
görüşmesinde bu
konunun ele alõnacağõnõ
bildirdi. Davutoğlu, “Bu
konuda karşõlõklõ saygõ
içerisinde, benzer
olaylarõn
tekrarlanmamasõ için her
türlü tedbirin alõnmasõ
gerekir” dedi.
Yerleşimler
tam gaz
TEL AVİV (AA) -
İsrail Savunma Bakanõ
Ehud Barak, Batõ
Şeria’daki Yahudi
yerleşimlerinde 500
konutun inşaatõna onay
verdi. İnşaatlar, İsrail
Başbakanõ Benyamin
Netanyahu’nun kararõ
doğrultusunda 6
yerleşimde yapõlacak.
İnşaat izinleri, İsrail ile
ABD yönetimi arasõnda,
yerleşimlerdeki
inşaatlarõn
dondurulmasõyla ilgili
önümüzdeki günlerde
varõlabileceği belirtilen
olasõ bir kararõn
öncesinde geldi.
Filistinli baş görüşmeci
Saib Erekat, yeni izinleri
“barõş görüşmelerinin
yeniden başlatõlmasõna
ilişkin uluslararasõ
çabalara ve ABD’ye
karşõ bir meydan
okuma” olarak
değerlendirdi. Şimdi
Barõş ise Barak’õn
onayõna tepkisini “siyasi
maskaralõk” sözleriyle
açõkladõ.
Tasarruf için
ceketler fora
Dış Haberler Servisi
- Bangladeş Başbakanõ
Şeyh Hasina, elektrikten
tasarruf sağlamak
amacõyla memurlarõn
yaz aylarõnda takõm
elbise, ceket ve kravat
kullanmamalarõnõ istedi.
Hasina, yaptõğõ
açõklamada klima
sistemlerinin lüks
tüketime dahil olduğunu
ve yaz aylarõnda daha
hafif kõyafetler tercih
edilirse, daha az enerji
tüketiminde
bulunulacağõnõ belirtti.
Başbakan Hasina’nõn
talimatõyla geçen hafta
değiştirilen resmi
kõyafet yönetmeliği,
1982 senesinde
yürürlüğe girmişti.
Ülkede enerji açõğõ,
özellikle yaz aylarõnda
ciddi boyutlara ulaşõyor.
Hükümet geçen ay 6
milyar dolarlõk bir enerji
santralõ yapõmõna onay
vermiş, ayrõca haziran
ayõnda saatleri 1 saat
ileri alarak gündüz
vaktinden daha fazla
yararlanõlmasõnõ
amaçlamõştõ.
Bağõmsõz Türkiye Komisyonu: Bazõ AB liderleri, üyeliği rayõndan çõkarmaya çalõşõyor
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Avrupalõ bir grup dua-
yen siyasetçi ve akademisyenin yer al-
dõğõ Bağõmsõz Türkiye Komisyonu
“Avrupa’da Türkiye- Kısırdöngüyü
Kırmak” başlõklõ raporunda tõkanma
noktasõna gelmiş Türkiye-AB ilişkile-
ri ile ilgili değerlendirmelerini sunarken
AB Konseyi’nin kararõna atõfta bulu-
narak “Türkiye’ye adil davranılma-
sını” istedi. Bazõ AB liderlerinin Tür-
kiye’nin üyelik sürecini rayõndan çõ-
karmaya çalõşmakla suçlandõğõ rapor-
da özellikle Türkiye karşõtõ tutumuyla
bilinen Cumhurbaşkanõ Nicolas Sar-
kozy ve Fransa yönetimi hedef alõnõyor.
“Fransa önderliği, Türkiye’nin
üyeliğine karşı çıktığı için” Paris’in 5
başlõkta müzakerelerin devamõna izin
vermediği belirtilen raporda, 11 başlõ-
ğõn da üye ülkeler tarafõndan siyasi ne-
denlerle engellendiği ifade ediliyor.
“Üyeliğe alternatif başka düzenle-
melerin söz konusu olması Türki-
ye’ye verilen sözün tutulmaması de-
mektir” uyarõsõnda bulunan raporda,
“Avrupalı liderlerin Türkiye’ye yö-
nelik olumsuz yaklaşım ve politika-
ları AB’nin daha önceki tüm karar
ve taahhütleriyle açık bir şekilde
çelişmektedir. Bu durum AB’nin
inandırıcılığı, güvenilirliği ve yapılan
anlaşmalara uyma ve ahde vefa il-
kesine uyumu konusunda soru işa-
retlerinin belirmesine sebep oluyor”
sözlerine yer veriliyor. Dün yayõmlanan
raporda, AB’den gelen hasmane tutu-
munun Türkiye’de reformlar konu-
sunda liderler üzerindeki baskõnõn azal-
masõna yol açtõğõ belirtilerek Türki-
ye’nin de reform sürecine tekrar ivme
kazandõrmasõ isteniyor. Avrupalõ li-
derlerin kõsmen kendilerinin sorumlu ol-
duğu kõsõrdöngüyü kõrmasõ gerektiği
kaydedilen raporda ayrõca Türkiye’ye
Kürt meselesi, Ermenistan sorunu,
Kõbrõs sorunu, bölgeler arasõ denge-
sizliklerle ilgili önerilerde bulunuluyor.
Kıbrıs süreci tıkar
Bağõmsõz Türkiye Komisyonu rapo-
runda, Kõbrõs’ta iki toplum arasõnda de-
vam etmekte olan görüşmeler federal
bir yapõya olanak sağlayan bir çözümle
sonuçlanmazsa Türkiye-AB müzake-
relerinin duracağõnõ vurguladõ. Ra-
porda Yunanistan, Türkiye ve diğer
Avrupalõ hükümetlerin Kõbrõs’ta çö-
züme ulaşõlmasõ için bütün nüfuzlarõ-
nõ kullanmalarõ, Türkiye’den limanla-
rõnõ Güney Kõbrõs gemi ve uçaklarõna
açmasõ, AB’nin de 2004’te verdiği söz-
leri tutarak Kõbrõslõ Türklere uygula-
dõğõ izolasyonu kaldõrmasõ isteniyor.
Karabağ ayrı
Raporda, Ermenistan’la ilişkilerin
normalleştirilmesi süreci ile Dağlõk-
Karabağ sorunu arasõnda bağlantõ ku-
rulmamasõ gerektiği savunuldu. Ra-
porda Ermeni meselesine ilişkin ya-
bancõ parlamentolara da bir tavsiyede
bulunuluyor ve bugün Türkiye’de
açõk bir biçimde tartõşõlan 1915 olay-
larõnõ soykõrõm olarak nitelemekten ka-
çõnmalarõ isteniyor. Yabancõ parla-
mentolarõn soykõrõm kararlarõnõn ve bu
yöndeki girişimlerin geçmişle samimi
bir biçimde yüzleşme sürecine girilen
Türkiye’de ters teptiği vurgulanõyor.
Bağımsız Türkiye
Komisyonu
2004’te bütünleşme sürecine inanan
bir grup Avrupalõ tarafõndan Türki-
ye’nin AB üyeliğine ilişkin tartõşma-
larõn daha tarafsõz ve rasyonel olmasõna
katkõ sağlamak amacõyla kurulan gu-
rubun üyeleri şu isimlerden oluşuyor:
Eski Finlandiya Cumhurbaşkanõ ve
2008 Nobel Barõş Ödülü sahibi Mart-
ti Ahtisaari, Almanya’nõn eski Sak-
sonya Eyaleti Başbakanõ Kurt Bie-
denkopf, eski Avrupa Komisyonu
üyesi, İtalyan Senatosu Başkan Yar-
dõmcõsõ Emma Bonino, eski Hollan-
da Dõşişleri Bakanõ ve Avrupa Ko-
misyonu üyesi Hans van den Broek,
eski Polonya Dõşişleri Bakanõ Bro-
nislaw Geremek, eski London Scho-
ol of Economics and Political Scien-
ce Direktörü Anthony Giddens, eski
İspanya Dõşişleri Bakanõ ve eski Av-
rupa Konseyi Genel Sekreteri Mar-
celino Oreja Aguirre, eski Fransa
Başbakanõ Michel Rocard, eski Avus-
turya Dõşişleri Genel Sekreteri Al-
bert Rohan. Komisyon Açõk Toplum
Vakfõ ve British Council tarafõndan
destekleniyor. Raporun girişinde ha-
zõrlanmasõna yardõm eden Hugh Po-
pe’a da teşekkür ediliyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu, İsveç’in
başkenti Stockholm’de
yapılan AB Dışişleri
Bakanları toplantısında
“aile fotoğrafı” için
sıraya girmek isterken iki
mevkidaşının yaptığı
şaka karşısında
şaşkınlığını gizleyemedi.
5 Eylül’deki fotoğraf
çekiminde yan yana
duran Danimarka
Dışişleri Bakanı Per Stig
Moller ile Fransa
Dışişleri Bakanı Bernard
Kouchner, aralarına
girmeye çalışan
Davutoğlu’na önce izin
vermiyormuş gibi
yapmış, ancak daha
sonra gülüşmelerden bu
iki bakanın şaka yaptığı
anlaşılmıştı.
(Fotoğraf: AFP)
AKPkaygılarıgidermeyeçalışmıyor
Raporun “İslam ve Laik Türk Devleti” başlõklõ
bölümünde, son yõllarda başka ülkelerde ve inanç
sistemlerinde olduğu gibi Türk toplumunda da dinin daha
fazla önem kazandõğõ ve dini gelenek ve vecibelerini
yerine getiren inançlõ kesimin daha görünür hale geldiği
belirtiliyor. Bununla beraber laiklik, 80 yõldõr Türkiye
Cumhuriyeti’nin üzerinde yükseldiği sağlam bir temel
olarak nitelendiriliyor ve “laik sistemin tehlikede
olmadığı söylenebilir” görüşüne yer veriliyor. Bağõmsõz
Türkiye Komisyonu’nun raporunda şu ifadeler
kullanõlõyor: “Yine de bir iktidar mücadelesinin
parçası olsa bile AKP’nin yönelimi ve niyetine ilişkin
davalar, siyasi söylem ve medya spekülasyonları,
liberal sivil toplumun gerçek kaygılarını da
yansıtmaktadır ve dikkatle gözlenmesi gerekir.
AKP’li liderlerin Türkiye’deki laiklik
savunucularının meşru endişelerini gidermek için
daha fazla şey yapmamış olması üzücüdür.”
Dış Haberler Servisi - Türkiye ile
Fransa arasõndaki ilişkileri güçlendirmek
amacõyla Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ
Derneği (TÜSİAD) öncülüğünde oluştu-
rulan “Paris Boğaziçi Enstitüsü’ (Institut
du Bosphore) adlõ düşünce örgütü bugün
resmen açõlõyor.
TÜSİAD tarafõndan yapõlan yazõlõ açõk-
lamada, bugün Paris’te düzenlenecek bir ba-
sõn toplantõsõ ile açõlacak olan enstitünün ba-
ğõmsõz ve objektif bir düşünce platformu
oluşturmak amacõyla kurulduğu belirtildi.
Avrupa’nõn ve dünyanõn mevcut kon-
jonktürü üzerine Türk ve Fransõz kamu-
oylarõ arasõnda ortak bir düşünce zemini ya-
ratmayõ amaçladõğõ bildirilen enstitü bün-
yesinde iki ülkenin önde gelen siyasetçi, iş
insanõ, ekonomist ve kanaat önderlerinin bir
araya geldiği bir “Bilim Kurulu” yer alõ-
yor. Enstitünün kurucu üyesi ve TÜSİAD
Yönetim Kurulu Başkanõ Arzuhan Doğan
Yalçındağ, 2008-2012 dönemini kapsayan
5 yõllõk TÜSİAD Yurtdõşõ İletişim Programõ
çerçevesinde, 2009 yõlõnda ağõrlõğõn Fran-
sa’ya verildiğini belirterek Fransa ka-
muoyuyla doğrudan iletişim kurulmasõ
amacõyla bir düşünce kuruluşu oluşturma
yönüne gidildiğini belirtti.
Bilim Kurulu üyesi ve TÜSİAD Yöne-
tim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Ümit Boy-
ner de “Enstitünün kuruluşu, iki toplum
arasındaki ilişkileri güçlendirmeye, sağ-
lıklı ve samimi bir tartışma platformu
oluşturmaya ve toplumların birbirini da-
ha yakından tanımasına yönelik bir da-
vetiyedir” dedi.
Sarkozy’nin boy kompleksi
Fransa Cumhur-
başkanı Nicolas Sar-
kozy’nin bir fabri-
kayı gezisi sırasında
kısa boyunu gizle-
mek için etrafında
uzun boylu kişilerin
bulunmasına izin
vermediği iddia edil-
di. Geçen hafta per-
şembe günü Nor-
mandiya bölgesinde
bulunan Faurecia oto parça fabrikasına düzenledi-
ği ziyarette, 164 cm. boyundaki Sarkozy’nin yanın-
da duracak fabrika çalışanlarının, boylarının uzun-
luğuna göre seçildiği belirtildi. Bir Belçika televizyon
kanalının görüştüğü bir kadın çalışan, kısa boyu sa-
yesinde Sarkozy’nin arkasında durması için seçil-
diğini söyledi. Sarkozy’nin civarında gözüken diğer
20 işçinin de 1400 kişinin çalıştığı fabrikanın en kı-
sa boyluları oldukları belirtildi. Fransız Cumhur-
başkanlığı sözcüleri raporu yalanlarken, haber
Fransız medyasında büyük tartışma yarattı. (AP)
ABTürkiye’yeadildeğilAvrupalõ bir grup siyasetçi ve akademisyenin
yer aldõğõ Bağõmsõz Türkiye Komisyonu’nun
müzakere sürecinde bazõ başlõklarõn üye ülkeler
tarafõndan siyasi nedenlerle engellendiği vurgulanõrken
özellikle Sarkozy liderliğindeki Fransa yönetimi hedef alõndõ.
Raporda Türkiye’den de reformlarõn hõzlandõrõlmasõ istendi.
Raporda, AKP’li liderlerin laiklik konusundaki meşru
endişeleri gidermek için fazla çaba göstermemesi eleştiriliyor
Davutoğlu’na
şaka yapmışlardı
TÜSİAD’dan
Fransa
açılımı
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Şu Dağın Ardı İran
“Tanıdığın, gördüğün, gezdiğin ülkeler arasın-
da en çok ilgini çeken hangisidir?” deseler; te-
reddüt etmeden “İran” derim…
Bunun nedeni; kapı aralığının beri yanından
İran’da “bana çok yakın, çok tanıdık, çok benzer
birilerini bulacağıma” dair edinmiş olduğum tuhaf,
gizemli inanç…
Beri taraftan kulağa çarpan “dil” sözgelimi, bi-
ze çok yakın…
Yanlız “inşallah” ve “maşallah”larını sökebildi-
ğiniz bir Arapça ile karşılaşmak gibi değil; Fars-
çaya kulak misafiri olmak…
Haftanın günlerinin yarısını (çaharşembe, penç-
şembe, cumeh…) neredeyse “yekten” anlıyabili-
yorsunuz….
Bahçe, çiçek, bostan sebzelerinin adlarını zar
zor da olsa; sökebiliyorsunuz.
İltifatları az ya da çok deşifre edebiliyorsunuz…
Dile bir miktar meraklıysanız; etrafa olanca dik-
katinizle “kulak kesildiğinizde” konuşulan konuları
kestirebilebiliyorsunuz…
Biraz “Azerice”, biraz “divan edebiyatı”, biraz
“düz mantık”… bir araya getirdiğinizde sofrada-
ki “ab” ın “su”; “gaşuk” un “kaşık”, “çagu” nun “bı-
çak”; “çengel” in “çatal”, “boşgap” ın “tabak” ol-
duğunu denklemeniz uzun sürmüyor.
Eh… diline böyle, bu kadar aşina olduğunuz bir
yerde; haliyle size çok aşina, ziyadesiyle bildik bi-
rileriyle karşılaşacağınızı düşünüyorsunuz…
Bunun ne büyük bir yanılgı olduğunu oysa, İran’a
ancak ayak bastığınızda anlıyabiliyorsunuz…
“Kapının beri yanından” değil de; İran’ı “içerden
gördüğünüzde” tanımadığınız, hatta tümüyle
“muamma”, yabancı bir dünya ile karşılaşıyorsu-
nuz…
Bir “akraba” beklerken; “yabancıyla” yüz yüze
geliyorsunuz…
‘Türkiye İran Olur mu?’
İran’ın belki de en büyük albenisi bu: Türkiye’ye
hem bu kadar yakın, hem de böylesine uzak bir
ülke olması…
Meltem Vural’ın kaleminden çıkan “Şu Dağın
Ardı İran” (Cumhuriyet Kitapları) işte; insanı bazen
yaşamsal hatalara düşürebilen bu “mesafe ya-
nılsamasını”, her satırında vurgulayan ve açığa çı-
karan bir kitap…
Bizi böylesine yürekten ve derinden vurduğu
için de bir oturuşta okunuyor…
Kitabın bu denli vurucu olmasının nedeni yıllar
yılı bizde bir saplantıya dönüşen “o malum soru”;
“Türkiye İran olur mu?” sorusu değil sadece- ki…
bu bağlamda kitapta bir İranlının yaptığı şu çar-
pıcı yoruma gönderme yapmadan geçemeyece-
ğim:
“Büyükbabam ‘İranlılar buğday tarlası gibidir-
ler’ (derdi…) Kuvvetli rüzgârla eğilir, sabırla bek-
ler ve fırtına dindiğinde hiçbirşey olmamış gibi baş-
larını dimdik kaldırırlar. Osmanlı ise çınar ağacı gi-
bidir. Fırtınaya tüm güçleriyle direnirler. Dalı,
yaprağı kırılsa da güçlü kökleri sayesinde yeniden
kendini onarır ve yeşerir… Dilerim böyle bir fırtı-
na sizi de vurmaz. Vursa da eminim bizden farklı
baş edersiniz…”
“Terliğinle Kaçarsın!”
Vural’ın öyküsünü ilginç kılan, bu tür çözümle-
meler ötesinde; aile ve toplum yaşamına ışık tut-
ması, Türk- İran toplumlarında çok farklı olan in-
san ilişkilerine odaklanması…
Ankara’ da tanıştığı bir İranlıyla evlenen ve İs-
lam devriminin ilk yıllarında –heyhat!- İran’a “ge-
lin giden” Vural, bu devasa tezatlar ülkesine
“içerden bir yolculuk” yapıyor...
Yalnız kadın-erkek ilişkilerini değil; “kadınlar ge-
zegeninde” kadınlar arası ilişkileri; kayınvaldesi ve
görümcesiyle yaşadıklarını gözlemci bir dille an-
latıyor. İranlıların Türklere, en hafif deyimle “komp-
leksli” bakışlarını; - “Bizden batıdasınız ama pa-
rasal ve kültürel anlamda bizden fakirsiniz!/Türki-
ye’ nin yıllık bütçesi kadar bizim petrol gelirimiz
var!/Perslerin fethettiği toprakların yanında Os-
manlı’nın toprakları bahçe kadar kalır!”- oldukça
ayrıntılı bir dökümle naklediyor…
159 sayfalık kitabı okuduktan sonra, dilimize ni-
çin “Acem mübalağası” ve “Acem bezdirir!” gibi
özdeyişlerin yerleştiğini anlıyorsunuz...
İran’a “içerden merakınız” varsa; Vural’ın öy-
küsünü okumalısınız…
Uzun uzun ayrıntılarına girmeyeceğim.
Ancak Tahran’da görev yapan bir Türk konso-
losun; başından geçenleri kitaplaştıran yazara hi-
kâyenin başında yaptığı uyarıyla bu yazıyı bitire-
lim:
“İranlılarla evlenen kızlarımız, bir süre sonra üzüm
salkımı gibi (Tahran’ daki) büyükelçiliğin bahçe de-
mirlerine asılıp; ‘Ne olur bizi Türkiye’ ye gönderin’
diye yalvarıyorlar…. İran’a gidersen Valla terliğinle
kaçarsın kızım karışmam!”
nilgun@cumhuriyet.com.tr
ACI KAYBIMIZ
Kayseri Develi eşrafõndan merhum Ali Şükrü Sarõ ile merhume Sare
Sarõ’nõn çocuklarõ, Nail Sarõ, Mehmet Sarõ, merhum Kemal Sarõ,
merhume Yaşar Gürleyen, merhum Dinçer Sarõ ve Haşmet Sarõ’nõn
kardeşleri, Mehmet Doruk’un kayõnpederi, Deniz ve Can Doruk’un
sevgili dedeleri Mine Doruk’un biricik babasõ
merhume Ayhan Sarõ’nõn kõymetli eŞi
İTÜ Mimarlõk Fakültesi emekli öğretim üyesi
Prof. ABDULLAH SARI
6 Eylül 2009 Pazar günü aramõzdan ayrõlmõştõr. Merhumun cenazesi
8 Eylül Salõ günü İTÜ Taşkõşla Binasõ’nda saat 10.30’da yapõlacak
tören sonrasõ Bebek Camii’nde kõlõnacak öğle namazõnõ takiben
Aşiyan Mezarlõğõ’nda toprağa verilecektir.
Ailesi
BAŞSAĞLIĞI
Baromuzun 12633 sicil sayısında kayıtlı
AVUKAT
KEMAL YILDIRIM
06.09.2009 tarihinde vefat etmiştir.
Cenazesi 07.09.2009 Pazartesi günü
kaldırılan meslektaşımıza Tanrı’dan
rahmet, kederli ailesine,
yakınlarına ve baromuz mensuplarına
başsağlığı dileriz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
VEFAT
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
Devlet Konservatuvarõ Müdürü
Sevgili Kardeşimiz
Yrd. Doç. Dr. AYDIN İLİK’i
kaybettik.
Acõmõz büyüktür.
Rektör
Prof. Dr. Bektaş AÇIKGÖZ