Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İÇTEN ve dıştan olur olmaz ve-
silelerle eleştirdiğimiz devletimiz
bazen dünyaya parmak ısırtacak
uygarca işler yapabiliyor.
Altmış bir yıl önce, çok parti-
li döneme geçişten sonraki CHP
iktidarı sırasında 5245 sayılı ya-
sanın çıkarılışı bunlardan biri.
Hukuk, “Yasalar genel olur, ki-
şiler için yasa çıkarılmaz” diye
dursun, şu yasanın adına bakın:
“İdil Biret ve Suna Kan’ın Ya-
bancı Memleketlerde Müzik Tah-
siline Gönderilmelerine Dair Ka-
nun.” Üstelik, bununla da yeti-
nilmemiş, 1956’da Demokrat
Parti iktidarı da, bu kez hukukun
genellik kuralına uygun olarak,
“Güzel Sanatlarda Fevkalâde
İstidat Gösteren Çocukların Dev-
let Tarafından Yetiştirilmesi Hak-
kında Kanun”u yayımlamıştır.
Kötü mü etmişler?
Fırsat bulursanız, bugün de
bizlerle olan İdil’le Suna’yı ya da
onlar gibi yetişmiş olanları yine
dinleyin ve özde bir “çağdaş ya-
şam projesi” olan Mustafa Ke-
mal Cumhuriyetinin, yalnız biz-
ler için değil, bütün insanlık için
nasıl bir nimet olduğunu bir kez
daha düşünün.
Herkesin evladı, genellikle
ilköğretim okulunun dör-
düncü sınıfında aritmetikten
“orta” alıncaya kadar “harika ço-
cuk”tur ve ana baba sevgisinin
bu konuda abartmalarına kim-
se itiraz etmez...
Ama sonrası önemli ve ciddi-
dir. Yetenek, hangi alanda olur-
sa olsun, gerçekten “harika” ise,
doğanın bu armağanını bütün
toplum adına sahiplenmek dev-
letin ödevi olmalı. Sanatta bunu
somut olarak ispatlayan Cum-
huriyetimizle övünebiliriz ama,
son yıllarda bu ödevin savsak-
lanması da aynı ölçüde üzücü.
Bereket, bu boşluğu dolduran
Doğuş Grubu’nunki gibi özel ça-
balar var. Ulusal ve uluslarara-
sı festivallerde boy gösteren
çocuklardan kurulu bir senfoni
orkestrasının yaratılmış olması
da dünyada benzeri az bir “ha-
rika” sayılmaz mı?
Bu konunun şöyle bir bityeniği
de var: Müzik dışındaki gü-
zel sanatlarda “harika”lık her
zaman sürekli değil; hele elden
tutulup özen gösterilmezse “sı-
radanlık” dönemi çabuk gelebi-
liyor. Ama müzikte pek öyle
değil; belki de müzisyenlerin
“kulak” dedikleri bir yaratılış ye-
teneği sayesinde harikalık sü-
rebilmekte.
Biliyor musunuz ki, Mer-
sin’den çıkıp o orkestraya bir sü-
re “konzertmeister”lik yapan
Hasan Gökçe Yorgun, “on
beş yaşını bitirdiği için” oradan
“emekliye ayrılmış” ve bileğinin
hakkını veren bir sınav sonu-
cunda Viyana Devlet Konser-
vatuvarı’na girmeyi başarmış. Sı-
radan bir kemanla.
Elbet bir Stradivari keman ve-
rilemezdi kendisine ama, hiç de-
ğilse başka iyi markalardan biri-
ni de mi yakıştıramazdık eline?
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
eşi Michelle ile karşılayışını... iki liderin eşleri yan
yana geldiklerinde Bayan RTE’nin Bayan Oba-
ma’nın ancak göğüs hizasına gelen boy farkını...
Türkiye Başbakanı’nın eşinin türbanlı başıyla giy-
silerindeki alaturkalığı sanki izleyicinin gözüne sok-
mak istercesine defalarca gösterdi.
Nihayet adam TC Başbakanı; medya RTE’nin
BM’deki çeşitli konulardaki görüşlerini içeren
konuşmalarına geniş yer verdi.
Fakat yazılı ve sözlü medyamız; RTE’nin Kıbrıs
konusundaki kısa, ama dikkat çekici sözlerinden
hiç söz etmedi.
Hükümet gözden çıkardı Kıbrıs’ı; ama medya...
üstelik ulusallığına toz kondurmayan medya... ulu-
sal bir sorunu kamuoyuna duyurmaya değer
görmemesi hazin bir davranış değil mi?
Kıbrıs konusuna değinen Başbakan, BM’de il-
ginç bir açıklama yaptı, dedi ki: “BM’nin devreye
girmesiyle 2010’da yeni bir referandum yapılır ve
şayet Rumlar, bu referandumda da olumsuz oy kul-
lanırlarsa KKTC’nin uluslararasında bağımsız dev-
let olarak tanınması zorunlu hale gelir.”
Tarafların uzlaşmaz tavrını referanduma götür-
mek olanaksız olduğuna... RTE’nin iki tarafın uz-
laşacağı bir metinle gidileceğine de açıklık getir-
mediği, Rumların da sıcak bakmadığı olası refe-
randum nasıl gerçekleşecek?
Rumların ret ettiği Annan Planı referandumuna
benzer bir referandumdan söz ediyorsa eğer; ne
ki o referandumda bir metin, Annan Planı oylan-
dı.
RTE’nin olası referandumda şayet Rumlar yine
olumsuz davranış gösterirse, KKTC’nin bağımsız
devlet olarak tanınmasının kaçınılmaz olacağını içe-
ren sözlerine gelince:
Bu olguyu hem Rum tarafına hem de soruna
doğrudan bağlantılı devletlere bir dayatma, bir teh-
dit olarak kullanıyorsa... bu yoldan olumlu sonuç
almasının şansı yok demektir.
Zira ABD başta, Avrupa Birliği’nin KKTC’nin ba-
ğımsız bir devlet olarak tanınmasına karşı oldu-
ğunu bilmeyen kalmadı.
Oysa, Ankara’nın bu yıl sonuna kadar mutlaka
bir sonuç alınmasını öne süren dayatmalarına Rum
yönetimi Türkiye’yi doğrudan etkileyecek karşı çı-
kışlar yapıyor.
Türkiye’nin dayatmaları devam eder, uzlaşma
sağlanmazsa Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’nin Türki-
ye’nin AB üyeliğini önleyeceğini açıklıyor.
Üstelik ikili görüşmelerde çeşitli temel konularda
MA Talat’ın verdiği ödünleri de yeterli görmüyor.
Örneğin Rumlar; Türkiye’nin garantörlüğünün
devamına karşı çıkıyor, Türk askerinin Ada’dan ta-
mamen ayrılmasını istiyor.
İki toplumlu bir devlet görüşümüzden de kop-
tuk.
Tabii Ankara’dan aldığı talimatla MA Talat;
Rumlara önemli bir ödün verdi:
Ada’ya Rum egemenliğini sağlayacak “tek dev-
let, tek halk, tek egemenlik” koşulunu kabul etti.
Bununla yetinmedi; Türk tarafının seçeceği
cumhurbaşkanlarında Rumların söz sahibi olma-
larına evet dedi.
Rumların birkaç konudaki direnmelerine Türk ta-
rafı (Ankara) onay verirse... anlaşmayla ortaya çı-
kan metin elbette referanduma götürülebilir ve:
Bu durumda KKTC’nin artık beş paralık değe-
ri kalmaz... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de ki-
mi azınlık hakları olan bir toplum konumuna ge-
lir.
RTE, açılım konusundaki değerlendirmesini
zaten gözden çıkardığı Kıbrıs konusunda da uy-
gulamaya alacağa benziyor.
Önce kendisi hazmetti (sindirdi) ve şimdi Türk
kamuoyuna hazmettire hazmettire Kuzey Kıbrıs’ı
elden çıkarmaya hazırlanıyor.
SAYFA 26 EYLÜL 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 25
Edirne PB 27
Kocaeli PB 25
Çanakkale PB 25
İzmir PB 27
Manisa PB 29
Aydın PB 32
Denizli PB 30
Zonguldak PB 22
Sinop B 23
Samsun Y 25
Trabzon Y 24
Giresun Y 25
Ankara PB 26
Eskişehir Y 24
Konya PB 23
Sıvas PB 22
Antalya B 32
Adana B 31
Mersin B 32
Diyarbakır B 30
Şanlıurfa B 31
Mardin B 28
Siirt B 29
Hakkâri B 19
Van B 21
Kars PB 17
Oslo B 19
Helsinki B 16
Stockholm B 20
Londra B 21
Amsterdam B 20
Brüksel B 19
Paris B 21
Bonn B 19
Münih B 20
Berlin B 22
Budapeşte B 25
Madrid PB 29
Viyana B 21
Belgrad B 24
Sofya PB 24
Roma PB 26
Atina Y 26
Zürih Y 22
Moskova Y 14
Aşkabat A 25
Astana PB 22
Taşkent B 28
Bakû Y 23
Bişkek PB 19
Tiflis PB 27
Kahire B 31
Şam A 33
Ülkemizin kuzey ve iç
kesimleri parçalı ve
çok bulutlu, Doğu Ka-
radeniz kıyıları ile öğ-
lenden sonra Bolu,
Eskişehir, Kütahya ile
akşam saatlerinde
Samsun, Sinop, ve
Ordu çevreleri sağa-
nak ve gök gürültülü
sağanak, diğer yerler
parçalı ve az bulutlu
geçecek.
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Keman
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet
Müdürlüğü tarafõndan gerçekleştirilen Türki-
ye’nin en büyük uyuşturucu operasyonuna
adõ karõştõğõ ileri sürülen ve nöbetçi mahkeme
tarafõndan serbest bõrakõlan Emniyet Genel
Müdür yardõmcõsõ Emin Arslan’õn da arala-
rõnda bulunduğu 3 emniyet müdürü tutuklan-
dõ. Soruşturmayõ yürüten savcõ Mehmet
Berk’in, üç emniyet müdürünün tutuklanma-
sõ talebiyle yaptõğõ itirazõ değerlendiren İstan-
bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi heyeti tutukla-
ma kararõ vermişti.
Haklarõnda tutuklama kararõ verilen Emni-
yet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan,
emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mus-
tafa Ayar dün saat 13.30 sõralarõnda Narko-
tik Şube ekipleri nezaretinde soruşturmanõn
yürütüldüğü Beşiktaş’taki İstanbul Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ’na geldi. Özel bir minibüsle
adliyeye gelen emniyet müdürleri, hâkim ve
savcõlarõn kullandõğõ kapõdan giriş yaptõ. Nö-
betçi 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne çõkarõlan
3 emniyet müdürü, örgüte yardõm ettiği ge-
rekçesiyle tutuklanarak Paşakapõsõ Ceza-
evi’ne gönderildi. Üç emniyet müdürü adli
tabiplikte sağlõk kontrolünden de geçirildi.
Gizli kamerayla çekim
Sağlõk kontrolü için sõra bekleyen Emniyet
Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan’õn pu-
ro içtiği gözlendi. Öte yandan öğle saatlerin-
de tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardõm-
cõsõ Emin Arslan’õ adliyede gizli kameraya
çeken bir kişi, polis tarafõndan fark edilip
gözaltõna alõndõ.
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele şube
operasyonunda yakalanan “baron” lakaplõ
Habib Kanat’õn bugüne kadar yakalanama-
masõnda emniyet içindeki bağlantõlarõnõn et-
kili olduğu öne sürülmüştü. İşadamõ Habib
Kanat’õn emniyetteki en büyük bağlantõsõnõn
ise Emniyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin
Arslan olduğu öne sürülüyordu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõş-
işleri Bakanlõğõ, sanatçõ Zülfü Livaneli’nin
UNESCO Genel Direktörlüğü görevi için
adaylõk girişimi ya da başvurusu olmadõğõ-
nõ açõkladõ. Livaneli ise kendi adaylõğõ ko-
nusunda bazõ büyük ülkelerin, çok büyük ku-
ruluşlarõ ve UNESCO’nun içinden Türk
hükümetine başvuru yapõldõğõnõ kaydetti.
Dõşişişleri Bakanlõğõ’ndan dün yapõlan ya-
zõlõ açõklamada, Livaneli’nin adaylõk ko-
nusunda bakanlõğa ulaşmõş herhangi bir
başvurusunun bulunmadõğõ belirtilerek, Li-
vaneli’nin adaylõğõ konusunda UNESCO teş-
kilatõna başvuruda bulunulduğuna ilişkin bir
bilginin de mevcut olmadõğõ ve bu konuda
herhangi bir ülke veya çevreden Dõşişleri Ba-
kanlõğõ’na resmi bir başvurunun da gelme-
diği bildirildi. Basõnda yer alan haberler üze-
rine Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğ-
lu’nun ağustos ayõ içinde Livaneli’yi tele-
fonla arayarak, UNESCO Genel Direktör se-
çimleri süreci hakkõnda bilgi verdiğinin
anõmsatõldõğõ açõklamada, şunlar kaydedil-
di: “Sayın Livaneli’nin verdiği bazı bil-
gilerin temelsiz ve mesnetsiz olması da ay-
rıca üzüntüyle karşılanmıştır.”
LİVANELİ: İNATTAN KAYBEDİLDİ
Livaneli, bizzat Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu ve Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül ile konuşulduğunu ancak adaylõğõ ko-
nusunda “hayır” yanõtõ alõndõğõnõ belirterek,
“Bu cevaplar üstüne benim gidip ‘Beni
aday yapõn’ deme durumum yoktu. Kişi-
ler aday olmaz, hükümetler aday göste-
rir. Kendim aday olabilseydim, zaten
gider aday olur ve seçilirdim” dedi. Hü-
kümetin yanlõş bir karar verdiğini belirten
Livaneli, “Dediler ki ‘Araplar aday çõkarõ-
yor. İslam Konferansõ’yla ilişkiliyiz, söz ver-
miş durumdayõz.’ Ancak ‘kitap yakarõm’ di-
yen bir insan UNESCO Genel Direktörü
zaten olamazdı, bunu anlamadılar” dedi.
Livaneli, şunlarõ dile getirdi:
“Elbette yapılan her şeyin bir bedeli olu-
yor. Bu ne ölçüde bir bedeldir bilemem
ama Türkiye Cumhuriyeti kültürün en
zirvesindeki makamı kaybetti. Ve biraz
inattan kaybetti. Şunu söylüyorlarsa:
‘Gelseydi Ankara’ya bizi ikna etseydi, ko-
nuşsaydõ...’ ‘Hayõr’ dediler, ben biliyorum.
Cumhurbaşkanlığı danışmanları bana
telefon açtı. ABD’liler aradı, ‘Buraya ge-
liyorsunuz, ne kadar seviniyoruz’ dediler.
Ama hava değiştikten sonra bütün iliş-
kileri kestiler.”
UNESCO tartışması büyüyor
Dõşişleri Bakanlõğõ ‘başvuru yapmadõ’ açõklamasõnda bulunurken Livaneli, adaylõğõ
konusunda Davutoğlu ve Gül ile konuşulduğunu, ‘hayõr’ yanõtõ alõndõğõnõ söyledi
SAHTE ÇÜRÜK RAPORU OPERASYONU
Askerisavcıiçin
tutuklamaistemi
İstanbul Haber Servisi- “Sahte olarak
askerliğe elverişsiz raporu hazırladıkları”
iddiasõyla 14 kişinin gözaltõna alõndõğõ ope-
rasyon kapsamõnda karargâh evleri soruştur-
masõnõ yürüten hava savcõ Albay Ahmet Z.
Üçok tutuklanmasõ istemiyle nöbetçi mah-
kemeye sevk edildi. Üçok, sahte çürük rapo-
ru aldõğõ gerekçesi ile yargõlanan eski DTP
Genel Başkanõ Nurettin Demirtaş’õn dava-
sõnda da görev yapmõştõ.
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şu-
be Müdürlüğü ekiplerince, “askerlik yap-
mak istemeyen kişilere sahte çürük rapo-
ru düzenledikleri” öne sürülen bir suç ör-
gütüne yönelik çalõşma düzenledi. Bu çalõş-
ma kapsamõnda 30 farklõ adrese düzenlenen
operasyonda 14 kişi gözaltõna alõndõ. Arala-
rõnda bir emekli binbaşõ, 2 astsubay, 3 hayat
kadõnõ, Hasdal Asker Alma Bölümü’nde gö-
revli 2 memurun da bulunduğu 14 kişinin
“sahte çürük raporu hazırlamak”, “rüş-
vet almak”, “haksız kazanç sağlamak” id-
dialarõ ile gözaltõna alõndõğõ iddia edildi. 14
şüpheli Organize Suçlarla Mücadele Şube
Müdürlüğü’nde sorguya alõndõ.
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda orta-
ya çõkan karargâh evleri soruşturmasõnõ yü-
rüten Kayseri Hava Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ’na bağlõ, Kara Kuvvetleri Adli Müşaviri
Albay Ahmet Zeki Üçok da dün İstanbul
Merkez Komutanlõğõ’ndan gelen sivil gi-
yimli askerler gözetiminde Beşiktaş’taki İs-
tanbul Adliyesi’ne getirildi. Albay Üçok’un,
İstanbul ve Ankara emniyet müdürlükleri
organize şube müdürlüklerince yürütülen
soruşturma kapsamõnda, İstanbul Cumhuri-
yet Savcõsõ Hikmet Usta tarafõndan ifadesi-
ne başvurulduğu öğrenildi. “Askeri işlem-
lerde usulsüzlük” iddiasõyla ifadesinin alõn-
dõğõ ileri sürülen Üçok, tutuklanmasõ iste-
miyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.
mumtazsoysal@gmail.com
Arslan
cezaevinde
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı
TGC ile Güneydoğu Gazeteciler Ce-
miyeti (GGC) birlikteliğinde, 53. Yerel
Medya Eğitim Semineri Diyarbakır’da
gerçekleştirildi. Konrad-Adenauer-
Stiftung Vakfı ile Büyükşehir Belediye-
si’nin de destek verdiği seminerde, ka-
tılımcı gazetecilere “Gazetecilikte Yeni
Açılımlar”, Medya ve Hukuk”, Med-
ya’da Dil Hataları”, “Yerel Medyada
Planlama ve Görsellik”, “Demokrasi-
lerde Yerel Basının Rolü”, “Merkezin
Uzağında Haberci Olmak”, “Basın İlan
Kurumu ve Resmi İlanlar”, “Medya-
Siyaset İlişkileri”, “Gazetecilikte Etik
Değerlerin Önemi” konularında bilgi
verildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Orhan Erinç, yetkililerin ba-
sın özgürlüğünün geliştirileceğine yö-
nelik açıklamalar yaptığını ancak veri-
len sözlerin tutulmadığını vurguladı.
‘Verilen sözler tutulmadı’
Prenses Zeynep alev alev
MARMARİS (Cumhuriyet)- Marmaris’in
Yalacõboğaz bölgesinde, Karadeniz Yatçõlõk
şirketine ait olduğu belirlenen 50 metre uzun-
luğundaki “Prenses Zeynep” adlõ yelkenli lüks
yatta dün öğle saatlerinde yangõn çõktõ. Alev
topuna dönen yatõ söndürmek için orman yan-
gõn söndürme helikopterleri havadan ve sahil
güvenlik botu da denizden su sõktõ. Yangõn çõ-
kan yatõn, Cennet Adasõ’ndaki ormanlõk alana
yaklaşõk 50 metre, bölgedeki bir marinaya ise
yaklaşõk 200 metre uzaklõkta olmasõ endişe ya-
rattõ. Söndürme çalõşmalarõna karşõn, tekne
kurtarõlamadõ. Elektrik kontağõndan çõktõğõ sa-
nõlan yangõnla ilgili soruşturma başlatõldõ.
Beyazevler’de ceza yağdı
MUĞLA (Cumhuriyet) - Bodrum’da iki yõl
önce jandarmanõn gerçekleştirdiği operasyo-
nun ardõndan, Bodrum, Yalõkavak ve Konacõk
belediyeleri çalõşanlarõna imar düzenlemeleri
için rüşvet vermeye çalõşanlarla ilgili Muğla
2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde açõlan “Beya-
zevler davasõ” sonuçlandõ. Yargõlananlardan
8’i rüşvet almaktan, 4’ü rüşvete aracõlõktan,
9’u rüşvet vermekten 1 yõl ile 3 yõl arasõnda
değişen hapis cezalarõna çarptõrõldõ.
(MEHMETEMİNBERBER)
(Fotoğraf:AA)
TUNCAY ÖZKAN’IN TELEVİZYONU
‘Kanal Biz’
kapandõ
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda halen tutuklu
bulunan gazeteci Tuncay Özkan’õn sa-
hibi olduğu “Kanal Biz” televizyonu
yayõn hayatõna son verdi. “Kanal Biz”
televizyonu Tuncay Özkan’õn cezaevi-
ne girmesi ile sõkõntõlõ günler geçirir-
ken, Digitürk’ten de para ödeyemediği
için geçtiğimiz günlerde ayrõlmõştõ. Ka-
nalõn sadece uydu yayõnõ kalan televiz-
yonda dün de tüm çalõşanlara televizyo-
nun artõk kapandõğõ iletildi.
Gözyaşlarıyla ayrıldılar
20 çalõşandan sadece 3’ü dõşõnda di-
ğerlerine artõk gelmemeleri söylendi.
Bunun üzerine çalõşanlar binayõ göz-
yaşlarõ içinde terk etti.
Ankara temsilcisi İsmail Dükel, tele-
vizyonun bundan sonra vizyonu ve
fonksiyonunu yerine getiremeyeceğini
ve haberlerin yayõnlanamayacağõnõ,
kendisinin de diğer arkadaşlarõyla bir-
likte iş aramaya başladõğõnõ söyledi.
Ergenekon davasõnda savcõnõn talebi mahkeme tarafõndan kabul edildi
Darbe savlarõ TSK’ye sorulacak
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda
cumhuriyet savcõlarõ iddianame-
yi okumayõ sürdürüyor. İstan-
bul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi ta-
rafõndan Silivri Cezaevi Kam-
pusu’nda görülen dünkü duruş-
maya aralarõnda gazetemiz An-
kara temsilcisi Mustafa Balbay,
gazeteci Tuncay Özkan’õn da
bulunduğu 46 tutuklu sanõk ka-
tõldõ.
Tutuklu sanõk Tuncay Öz-
kan, avukatõ Celal Ülger’e Tür-
kiye Barolar Birliği Başkanlõ-
ğõ’na ve diğer barolara gönde-
rilmek üzere dilekçe teslim etti.
Mahkeme heyeti saat 14.30
sõralarõnda iddianamenin okun-
masõna ara vererek talepleri aldõ.
İşçi Partili Emcet Olcaytu söz
alarak 20 Temmuz’dan bu yana
iddianamenin okunmasõnõn bit-
mediğine dikkat çekti.
‘Talepler kısa sürecek’
Olcaytu, iddianamenin bir an
önce okunmasõnõn tamamlan-
masõ için taleplerini 25 dakika-
da bitireceklerini söyledi. Gaze-
temiz Ankara Temsilcisi Musta-
fa Balbay ve Tuncay Özkan’õn
avukatõ Celal Ülger de Olcay-
tu’yu desteklediklerini ifade et-
tiler. Duruşmada iddia makamõ ta-
leplere ilişkin görüşlerini açõkla-
dõ. Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel,
Tuncay Özkan’õn talebinin kabul
edilerek Genelkurmay Başkanlõ-
ğõ’na 2000-2009 yõllarõ arasõnda
TSK’de bir darbe girişimi olup ol-
madõğõnõn sorulmasõ, olmuşsa il-
gili belgelerin istenilmesi yö-
nünde mütalaada bulundu. Sav-
cõ Pekgüzel, günlükleri 2. iddia-
namede delil olarak yer alan es-
ki Deniz Kuvvetleri Komutanõ
Özden Örnek’in hukuki duru-
munun İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’ndan sorulmasõnõ da is-
tedi. Mahkeme heyeti, 2000-2009
yõllarõ arasõnda TSK içerisinde as-
keri darbeye teşebbüsü ve örgüt-
lenme konusunda inceleme, so-
ruşturma yapõlõp yapõlmadõğõnõn
tespiti ve varsa istihbari bilgi da-
hil belgelerin TSK’den gönderil-
mesini talep etti. Heyet ayrõca Sa-
rõkõz, Ayõşõğõ, Eldiven ve Yaka-
moz adlõ darbe senaryolarõyla il-
gili varsa bilgi ve belgelerin gön-
derilmesini istedi. Genelkurmay
Başkanlõğõ, MİT ve Hava Kuv-
vetleri Komutanlõğõ’ndan varsa
karargâh evleriyle ilgili dokü-
manlarõ da isteyen heyet ayrõca tu-
tuksuz yargõlanan emekli Orge-
neral Hurşit Tolon’un da telefon
görüşmelerinin kaydõnõ talep et-
ti. İkinci Ergenekon davasõnõn
duruşmasõ 12 Ekim’e ertelendi.