19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Konser 6 12EYLÜL 2009 CUMARTESİ Makyaj odası şarkılan Suzan Kardeş, 27 Eylül Pazar akşamı Turkcell Kuruçeşme Arena'da sevenleriyle buluşacak. BKM organizasyonuyla düzenlenecek konser saat 21.00'de başlayacak. Sanatçı 'Makyaj Odası Şarkılan' isimli son albümündeki en sevilen parçalannı müzikseverler için seslendirecek. Ayrıca önceki albümlerinden beğenilen şarkılan da söyleyecek. (0216 556 98 00, biletler 39, 45,107.50 ve 210 TL) Küba ile dayamşma 27 Eylül Pazar akşamı Bostancı Gösteri Merkezi'nde Küba İle dayamşma konseri yapılacak. 30 Ağustos ile 9 Eylül 2008 tarihleri arasında Küba'yı iki kasırga etkilemişti. Her iki büyük kasırgayı da can kaybı olmadan atlatan Küba'da belirienen kayıp 10 milyar Dolar'ın üzerinde. Jose Marti Küba Dostluk Derneği, Küba ile dayamşma için düzenleyeceği konser ile ufak da olsa bir katkı koymayı amaçlıyor. Bu dayamşma konserinde Erkan Oğur, I. Hakkı Demircioğlu, Gündoğarken ve Şevval Sam sahneye çıkacak. Sanatçıların hiç ücret almadan Küba'ya destek verebilmek için vereceği konserler saat 18.00'de başlayacak.(0216 556 98 00, biletler 34 TL) Sabaha kadar eğlence DJ Murat Uyar, 20 Eylül Pazar akşamı saat 22.00'de Studio Live Technlk'te sahneye çıkacak. Muhteşem performansıyla sabahın ilk ışıklarına kadar müzikseverleri eğlendirecek DJ'in yanı sıra, Türk pop müziğinin son dönemdeki başanlı isimlerinden Gönen de sahneye çıkacak ve Vesile parçasını seslendirecek. Murat Uyar, 1997 yılında DJ'liğe başlamış. Kısa bir süre içinde Dr. Pera ve Hamam gibi önemli mekanlarda DJ'lik yapmaya başlamış. Şimdiye kadar pek çok mekanda sahneye çıkmış olan Uyar, yurt dışında da performanslar sergiliyor. (0216 556 98 00, biletler 17 ve 300 TL) Boğaza karşı Livaneli Zülfü Livaneli, 26 Eylül Cumartesi akşamı Turkcell Kuruçeşme Arena'da konser verecek. Sanakçı, saat 21.00'de başiayacak konserde şarkılannı sevenleri için seslendirecek. Boğaza karşı muhteşem bir konsere imza atacak Livaneli, müzikseverlere unutulmaz saatler yaşatacak. (0216 556 98 00, biletler 33.50, 45, 56, 66 ve 82 TL) [email protected] BİRİLERİ KENDI Kfil£H£ 60L ATTINİ RİFAT M U T L U [email protected] ....... . , Müziğin şizofrenik dahisi Helfgott Türkiye'de Gossip'den 'punk'a veda 'pop'a merhaba David Helfgott dünyaca ünlü Avustralyah bir piyanist. Adını mutlaka > IM duymuşsunuzdur. Dünyada en fazla GUVEN 3 ya da 4 kişinin eksiksiz çalmayı başarabildiği Rahmaninoff un '3. Konçertosu'nu tam olarak çalmayı başardığı için... Ya da küçüklüğünde geçirdiği bir travmanın akıl sağlığını zedelemiş olnıasından dolayı... Ve Helfgott'un kendisinin de dediği gibi bu rahatsızhğının onun müziğe olan farkındalığını arttırarak çok daha hisli çalmasına neden olduğu için... Helfgott kesinlikle her müzikseverin sahnede canlı olarak izlemesi gereken bir piyanist. Çünkü o çok açık bir şekilde alanının en iyilerinden. Üstelik yaşam hikâyesi de bir o kadar ilginç. Nitekim Oscar ödüllü film olan 'Shine' da Helfgott'un yaşam öyküsünü konu almıştı. Ünlü piyanist şimdi 2 konser vermek için Türkiye'de. Istanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı ve Bilim tlaç'ın organizasyonuyla Istanbul'a gelen piyanist bu akşam Aya Irini Müzesi'nde, 14 Eylül Pazartesi ise Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda olacak. Onun kendinden geçerek, müziğin ritmine kapılarak çalışını görme fırsatını sakm kaçırmayın. Belki bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirsiniz... Buyrun size konser öncesi Helfgott ile kısa bir söyleşi... - Bütün yaşamınızı müziğe adadınız. Bu nasıl bir şey? Bunun adı tutku mu? Evet, kesinlikle. Aynca tutkuyla bağlı olduğum, yaşamımı adadığım bir şeyi yaparken yaşamam için gereken parayı kazanabildiğim için de çok şanslıyım. - Şizofrenik bir rahatsızlığınız var. Bu mttziğinizi nasıl etkiliyor? Akıl sağlığım açısmdan çok zor zamanlar geçiriyorum. Ama bu müziğe olan farkındalığımı yükseltiyor. Kesinlikle çalarken çok daha kuvvetli duygular hissediyorum. - Dünyada çok nadir insamn çalabildiği RahmaninofTun 3. konçertosunu eksiksiz olarak çalabiliyorsunuz. Bu başannızm sırrı ne? Müziğe olan tutkum ve o konçertoya olan sevgim... O konçerto kesinlikle müzik eserleri arasından en sevdiklerimden... Filmle gurur duyuyorum Ayrıcalıklıyım - Müziğe, piyano çalmaya nasıl başladınız? Üç yaşımda tanıştım piyanoyla. O gün bugündür bu sevgi ve tutku benihiçbırakmadı. - Dünyadaki en önemli piyanistlerdensiniz. Bu kadar ünlü ve başanlı bir piyanist olmak nasıl bir duygu? Bu kadar önemli bir kariye sahip olduğum ve dünya çapında tanındığım için kendimi ayncalıklı hissediyorum açıkcası. Nasıl anlatılır tam bilmem, tek diyebileceğim gerçekten çok güzel bir duygu olduğu... - Genellikle 'romantik müzik' diye adlandırılan dönemden eserler seslendiriyorsunuz. Neden? Çünkü çok güzeller. Melodiler güzelliklerle bezeli ve neşe dolu. - Yaşamınızı konu alan Shine isimli film vizyona girdikten sonra daha çok tanınır oldunuz. Sizce değeriniz o filmden sonra daha mı iyi anlaşıldı? Sanınm evet, filmin katkısı oldu. Dünyada 35 ülkede çaldım. Gittiğim her yerde insanlar 'Shine' filmini biliyorlardı ve filmi çok beğendiklerini söylüyorlardı. - Sizce film yaşamınızı objektif olarak gösteriyor mu? Filmi beğendiniz mi? Değiştirmek istediğiniz kısımları var mıydı? Filmle gurur duyduğumu söylemeliyim. Kesinlikle yaşamımın özünü çok iyi veriyor. Zaten dünyanın dört bir yanından insanlardan filmle ilgili mektup ve e-maü'ler geliyor. Hcpsi filmi sevdiğini ve hikâyemi ilginç bulduğunu söylüyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Kapitalizmin dayattığı idealize edilmiş güzellik anlayışının toplumu nasıl esir aldığına hep birlikte tanık 7 ,",| A, oluyoruz. Bu Z . U L A L güzellik ölçütlerine KALKANDELEN uymak için akıl dışı yollara başvuranlar giderek artıyor. Yaşanan çılgınlıkları gördükçe, birileri de buna karşı çıkmalı diyor insan... Sonunda bir müzisyen yaptı bunu. Hem de öyle beklenmeyen bir şekilde yaptı ki, herkesin ağzı açık kaldı... Alternatif rock sahnesini yakından izleyenler, Gossip grubunu mutlaka tanır. Homofobik görüşlere ve dayatma güzellik anlayışına karşı çıkan sarkıları çok ünlüdür. Bunların arasında, özellikle Bush yönetiminin Amerika'da gay evliliğini yasaklama girişimine karşı tepkileri yansıtan "Standing in the Way of Control" gelir. On yıl önce Amerika'da kurulan grup, bugünlerde yeni albümü "Muslc For Men"i yayımladı. Bu Gossip'in dördüncü albümü; ama grup, müziğinden çok vokalist Beth Ditto'nun görüntüsüyle biliniyor... Bir müzisyenin müziği iie değil başka özellikleri ile tanınıyor oluşu, bana hep garip gelmiştir. Üstelik bunun, Beth Ditto gibi, sıfır beden modasının yayıldığı bir dünyada, kalıplaşmış güzelliğe savaş açan aşırı kilolu bir müzisyenin başına gelmesi, daha da garip... Popüler kültüre onun yöntemleriyle yanıt Beth'in öyküsü gerçekten ironik. Çünkü incecik modelleri yücelten medyayı eleştireyim derken, kendisi de, o devasa cüssesini kapaklara taşıyan medya aracılığıyla ünlendi... Haziran 2007'de müzik dergisi NME'yi eline alan herkes şoke olmuştu. Kapakta çırılçıplak bir Beth Ditto fotoğrafı vardı... Ardından bu yılın şubat ayında, moda ve magazin dergisi "Love"ın kapağında tekrar gördük onu. Yine çıplaktı... Fotoğrafın bir yanında zayıflığıyla ünlü popüler kültür ikonlarının ismi sıralanırken, diğer yanda Botero heykellerini andıran görüntüsüyle "Kuşağımızın ikonu Beth Ditto" yazısı yer alıyordu. Ama Gossip'in müziği değildi konuşulan; herkes onun Paris Hilton'a, Beckham çiftine karşı sözlü saldırılarından, çıplak fotoğraflarından ve lezbiyenliğinden söz ediyordu. Beth, bunu haklı mesajını yaymak için yapmış olsa da, seçtiği yöntem müziğini gölgeledi... Eleştirdiği sistemle yine o sistemin yöntemleriyle mücadele ederken kendisi de bedeniyle dikkat çekmiş ve bir ikon olup çıkmıştı. Intemet üzerinde yayın yapan etkin müzik dergisi Pitchfork'un deyişiyle, "Yeni Milenyumun Madonnası" olmuştu... Beth, bu eleştirilere yanıtını, en açık şekilde, son albümdeki "Pop Goes the World" adlı şarkıda vermiş: "Dikkatlerini çekeceğlz/ Bütün hedeflerimizden haberdar olacaklar/ Durup bakmalarını sağlayacağız/ Tekrar bakıp yenlden düşünecekler..." Büyük plak şirketine transfer Benim Gossip ile tanışmamsa, tamamen işitsel yoldan oldu. 2001 yılında ilk duyduğumda hoşuma gitmişti müzikleri... Vokal, bas ve davul üçlüsünün abartısız birleşiminden doğan organik bir altyapı hakimdi müziğe. En fazla 2 dakika süren enerjik şarkılardaki asıl dikkat çekici unsur, vokaldeki CyndiLauper ve Aretha Fraklin karışımı sesti. "That's Not What I Heard" adlı o albümü severek dinledim. Fakat Beth'in popülerleşmesinden sonra, Gossip'in müziği farklılaşmaya başladı. Aynı dönemde Sony'nin yan kuruluşu olarak kurulan bir plak şirketiyle anlaşma imzaladılar. "Music With a Tvvist" adlı bu şirket, kitlelere hitap etme potansiyeli olan gay, biseksüel ve transseksüel sanatçıların albümlerini yayımlayacağını duyurmuştu. Gossip, bu şirketle anlaşınca, yeni albümünü de Columbia Records'ın eşbaşkanı, Grammy ödüllü prodüktörRick Rubin ile kaydetti. Ama bağımsız bir plak şirketine bağlıyken büyük bir ilgi yakalayan çoğu grubun başına gelen Gossip'in de başına geldi. İlk zamanlar müziklerinde var olan garaj rock ve post-punk etkisi, yerini hissedilir ölçüde disco ve pop türüne bıraktı. Bu nedenle yeni aibüm, Gossip'in daha sert rock soundunu özleyenler için pek tatmin edici olmayabilir. Sonuç olarak "Music For Men", listeleri altüst etmese de, zevkle dinlenilebilir ve dans edilebilir bir albüm olmuş. Bu defa konser salonlarını yerinden oynatacak yeni bir "Standing in the Way of Control" yok albümde, ama yine de başanlı bir pop-rock çalışması... İyi kalpli bir sokak kadınının hikâyesini anlatan "Dimestore Diamond", akılda kalıcı, güzel bir melodiyle giriş yapıyor albüme. "Rlsk varsa ben alırım," diyerek eşcinselliğe gönderme yapan "8th VVonder", albümün en iyi şarkısı. "2012", "Heavy Cross", ve "Love Long Distance" da, kayda değer şarkı[email protected], www.zulalkalkandelen.com Steve Vai'den arsivlik bir calısma Steve Val, VVhite Snake ve David Lee Roth ile 80'li yılların başlarında yaptığı çalışmaların yanı sıra, benzersiz soundtrack çalışmaları ve başanlı solo kariyeri ile adını duyurdu. Rock müziğinin ve alışılagelmiş virtüöz standartlarının sınırlarını zorlayan yeteneği onu her zaman farklı kıldı. Dünyaca ünlü gitar virtüözü Steve Vai, Hollanda Metropol Orkestrası ile hazırladığı 2005 yılında kaydedilen "Visual Sound Theories" konser albümünün ardından şimdi albümün DVD'si ile karşımızda. Bu DVD, 25 yıllık bir dostluğun ve bir rüyânın gerçeğe uzanan yolculuğunun öyküsünü anlatıyor. DVD'de Vai şarkılarının orkestra ile tekrar kaydedilmiş versiyonları bulunuyor Kendisinin bir gitaristten çok bir besteci olarak anılmastnt tercih eden Vai, DVD'deki şarkılarının orkestral düzenlemelerini bizzat kendisi yapmış. Elektrogitar için yazılmış eserlerin orkestral yorumlarının kendisini çok tatmin ettiğini söyleyen Vai'nin bu DVD'si arsivlik bir çalışma. Vai'nin büyük bir özenle hazırlanan kayıtlarında Metropol Orkestrası'nın Şefi Dick Bakker, müzik programcısı Will Riley, aranjör Tom Trapp ve besteci piyanist Chris Opperman'dan oluşan yıldızlar takımı da onu yalnız bırakmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle