19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 12 EYLÜL 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Unutturmamak Olumlulukları-olumsuzlukları unutmamak, unut- turmamak, insanlığın, gelecek kuşakların insanca yaşam düzeninin olmazsa olmaz koşulları. Uğur Mumcu’nun katledilişinin ardından “Unutturma- yacağız” sloganı simge olmuştu. ABD’nin 11 Ey- lül’ü, Türkiye’nin 12 Eylül’ü, büyük deprem, büyük ekonomik krizler, en son yaşamakta olduğumuz sel.. nasıl dersler çıkaracağımız, unutmayacağımız bağlantılı elbet, gelecek kuşaklara yapıcı ya da yı- kıcı dersler olarak miras kalacaklar... ABD emperyal iktidar gücü, 11 Eylül travması- nı “kuralsız düzenin kuralsız savaşı” sonucu olarak görmek istemedi. Kendi yarattığı canavar, radikal İslami terörle mücadeleyi slogan yapıp emperyal çıkarları için askeri işgalleri, silahlı saldırganlığı çı- kış yolu olarak seçti. El Kaide simge, terorizmi ken- di topraklarında yok etme adına gerçekleştirdiği Af- ganistan, Irak işgallerinde milyonlarca insanın ölümü, yoksullaşma, yoksunlaşma, çok ağır savaşın bedelleri ile milyarlarca dünyalıyı yüzyıllar gerisine sürüklemekle yetinmedi. En sadık müttefiki birçok İslami ülkeyi, Pakistan başta olmak üzere teroriz- min yuvalandığı, yüzyıllar öncesi çağdışı yaşama sürüklenmiş bataklıklar haline getirdi. Büyük eko- nomik krizle, kültürler çatışması, ötekiler-biz ay- rımcılıklarında silah zengin kuzey dünyasına geri teptiğinde ise, evrensel haklar, tüm değerler, kav- ramlar çorba, her kafadan bir sesin çıktığı yeni ara- yışlar süreci gündeme geldi. Bilmem dikkatinizi çekti mi? ABD’nin bu yılki 11 Eylül terörü kınama etkinliklerinde, siyasi erkin Bush iktidarlarında çizilmiş söylemlerinin silik yinelen- mesinin ötesinde, bir strateji ve çerçeve bile çizi- lemedi. Obama’nın iktidarı ile yaratılmak istenen ye- ni umutlar, yeni ufuklar, kriz, Irak-Afganistan- Pakistan, genelde Ortadoğu-İslam dünyası ba- taklıkları, zengin kuzey dünyasının kendi açmazları karşısında, net yeni yol haritaları bile oluşamadı... Bizim 12 Eylül askeri darbemiz ile AKP’nin ya- ratılış, iktidar oluş süreçleri birbiri ile tam çelişir gi- bi görünse de, ABD başta emperyal çıkar odak- larının desteğinde, hizmetinde olarak gelişleri or- tak paydası atlanmamalıdır. Siz siz olun, AKP ik- tidarı, yandaş medyası, ele geçirilmiş kamu ku- rumları ile evrensel insan hakları, demokrasi, AB kriterleri, sivil iktidar, sivil toplum.. söylemlerinin ağızlara sakız yapılmasına bakıp aldanmayınız. He- le hele Ergenekon davası simge yapılmış darbe- lere karşı savaştıkları görüntüsü, insan hakları açı- lımları yaptıkları tuzaklarına... Bugün 12 Eylül, bakın bakalım AKP iktidar odaklarından 12 Eylül askeri darbesine özü ile karşı duran bir çıkış olacak mı? AKP iktidarı, emperyal odakların desteğinde var olma niteliğini değil, kendi var oluşunu da 12 Eylül düzenine borçlu. Ne ilginç değil mi? 12 Eylül de Türkiye’de anarşi ve te- rörü durdurma gerekçeli gündeme gelmişti. Bi- çimsel askeri darbe kimliğine karşın, ABD açık açık destek vermiş, AB kendi iç siyasetine dönük “cunta” eleştirilerini yaparken, fiili ekonomik, siyasi en büyük desteğini “cunta”dediği askeri yönetime yapmakta sakınca görmemişti. 1980’e kadar Tür- kiye’ye yapılmış Alman kaynaklı ekonomik dış yar- dımın 7.5 katı, 3 yıllık askeri yönetim döneminde gerçekleştirilmişti. 12 Eylül, özünde emperyal çıkarlarda Türkiye’ye biçilen rolde, Türkiye’nin arka bahçe yapılmasın- da, yine bir darbe de olsa 27 Mayıs ile gelmiş de- mokratik, çağdaş, sosyal devlet, sendikal açılım- ların gasp edilmesinin aracı, silahı oldu. Türkiye’deki 20 yıl gibi kısacık bir sürenin siyasal, sosyal, eko- nomik, toplumsal açılımları emperyal çıkarların is- tediği çarkların işletilmesinde çok ciddi engeller oluşturacak içerikte olmuştu. Elbette Osmanlı’ya kadar uzanan, Anadolu aydınlanmasının birikim- leri üzerine, Cumhuriyet kazanımları, Atatürk dev- rimleri, laiklik.. gerçekten çağdaş 27 Mayıs devri- minin ürünü 1961 Anayasası, ’63 sendikal yasaları, sendikal, sosyal, meslek, sivil toplum örgütlenmeleri birikimi, solun gelişimi, emperyal çıkar odaklarının Türkiye’ye biçtikleri rollerle çatışacaktı... 24 Ocak kararlarının uygulanabilmesi, Özalizm olarak dikte ettirilen piyasalar düzenine geçiş bi- le 12 Eylül sayesinde gerçekleşebildi. Tabii 12 Mart deneyimi vardı. 1961’in lüks ilan edilmiş insan hak- ları, demokrasi, sosyal devlet, sendikal haklar stan- dartlarının geriye alınması için daha acımasız ge- riye püskürtme operasyonlarına gereksinim vardı. 12 Mart’tan çok daha vahşi bir 12 Eylül darbe sü- reci, onbinlerin sol örgütlülükler olarak cezaevle- rinden, işkencelerden geçirilmeleri, idamlar.. ger- çek insan hakları arayışlarının durdurulması, algı- lamanın yok edilmesi için zorunluluktu. Din, ırk ayrımcılığı üzerinden siyaset, örgütlen- meler algılaması emperyalizmin yeni tuzakları ola- rak beslenecekti. AKP’nin ideolojik iktidar yolu da böylece açılmış oldu. Yüzyıllar öncesine geriye gi- diş, tarikatlar, aşiretler, mezhepler üzerinden si- yasetlere, kimliklere sığınma.. yoksullaşma, yok- sunlaşma, ideolojisiz, örgütsüz kalmanın ürünle- ri, 12 Eylül artı küresel saldırı sayesinde çok da- ha hızlı gerçekleşti... [email protected] TÜSİAD, Türkiye’de doğal afetlere karşõ ileriye dönük kolektif bir anlayõşla çözüm aranmasõnõ önerdi Türkiye Sanayici ve İş Adamlarõ Derneği, yaşanan sel felaketinin ardõndan, sorunlarõn çağdaş şehir plancõlõğõ ve yerel yönetimler anlayõşõna uygun biçimde ele alõnmasõ gerektiğini açõkladõ. Felaketi popülistçe tartõşmayõn Ekonomi Servisi - Türkiye Sanayicileri ve İş Adamlarõ Derneği (TÜSİAD), İstanbul’da yaşanan sel felaketinin ardõndan, sorunlarõn çağdaş şehir plancõlõğõ ve yerel yönetimler an- layõşõna uygun biçimde ele alõnmasõ gerekti- ğini dile getirdi. TÜSİAD’dan yapõlan yazõlõ açõklamada, ya- şanan felaketin ardõndan olayõn nedenlerinin kamuoyu önünde yüzeysel ve popülist bir an- layõşla tartõşõlmasõ yerine, bu tür sorunlarõn da- ha genel bir plan çerçevesinde, çağdaş şehir plancõlõğõ ve yerel yönetimler anlayõşõna uy- gun bir biçimde ele alõnmasõ gerektiği ifade edildi. Açõklamada, büyük riskler içeren İstanbul ve diğer kentlerde, başta deprem ve sel gibi do- ğal felaketlere yönelik olarak ileriye dönük ve kolektif bir anlayõşla çözüm aranmasõ gerek- tiğinin altõ çizildi. Türkiye’nin zorunlu ge- reksinimlerinin de dikkate alõnarak, doğal fe- laket riskleri konusunda merkezi otorite, ye- rel idare ve ilgili sivil toplum örgütlerinin ka- tõlõmõyla, açõk bir çalõşma platformu oluştu- rulmasõna ihtiyaç duyulduğunun belirtildiği açõklamada, “Felaketten zarar gören tüm iş camiasının, esnafın ve işyerlerinin yarala- rının bir an önce sarılmasını beklemekte- yiz” denildi. DB: Birlikte çalışmaya devam Dünya Bankasõ (DB), afet riski azaltma ve hazõrlõk çalõşmalarõnõ daha da güçlendirmek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve hü- kümet ile çalõşmalarõnõ devam ettirmeye ha- zõr olduğunu bildirdi. HÜKÜMET ZARARLARI KARŞILASIN Tüketici Dernekleri Fe- derasyonu Başkanı Ali Çetin, İstanbul’daki sel felaketinin, yüzyılın ayıplı kamusal hizmeti’ olduğunu iddia etti. İs- tanbul’un Başbakan’ın Belediye Başkanı olduğu dönemde ve sonrasında bugüne kadar İktidar Partisi Belediye Başkan- ları tarafından yönetildi- ğini ifade eden Çetin, de- re yatağının sürekli dar- altıldığını ve alanların ranta açıldığını vurgula- dı. Çetin, “Felaketten zarar gören tüm tüketici- lerimizin zararları Mer- kezi Yönetim tarafından karşılanmalıdır” dedi. İTO mağdurlarõn borçlarõna yapõlandõrma istedi Murat Yalçõntaş, “Hükümetten, sel mağduru firmalarõn kredi ve vergi borçlarõnõ yeniden yapõlandõrmasõnõ istiyoruz” dedi. Ekonomi Servisi - İstanbul Ticaret Odasõ (İTO) Yönetim Kurulu Başkanõ Murat Yalçıntaş, “Hükümetten, sel mağduru firmaların kredi ve vergi borçlarını yeniden yapılandırması- nı istiyoruz” dedi. İTO Meclisi toplantõsõnda konuşan Yalçõntaş, yaşanan sel felaketinin mad- di bilançosunun belirlenmesinin zaman alacağõnõ belirterek, zararõn 100 milyon dolarõ aşacağõnõn beklendiğini ifade et- ti. Sel felaketinin İstanbul’da, özellik- le hizmet ve sanayi sektörlerinin ağõr- lõkta olduğu bir bölgeyi vurduğunu be- lirten Yalçõntaş, “Selden zarar gören Güneşli’de 1506, Mahmutbey’de 928, İkitelli’de 711, Sefaköy’de 1715, Halkalı’da 814 İTO üyesi bulunuyor. Selden etkilenenlerin başında teks- til-konfeksiyon ve hava alanına ya- kın bölge olmasından dolayı antre- po, gümrükleme ve depolama hiz- metleri veren firmalar yer alıyor” de- di. Yalçõntaş, hem can hem de mal ka- yõplarõnõn daha az yaşanmasõ için alõn- masõ gereken tedbirlerin olduğuna işa- ret ederek “Böylesi bir felaketin 100 yılda bir yaşanan bir felaket oldu- ğunun da farkındayız. Ama her şe- yin başı tedbir. Önümüzdeki günler için uygun tedbirlerin alınması du- rumunda daha büyük zararların oluşması önlenecektir” diye konuştu. Bankalara ceza yağdı Ekonomi Servisi - Reklam Ku- rulu, Türkiye Vakõflar Banka- sõ’na internet sitesindeki kredi ta- nõtõmõ reklamõyla ilgili durdurma ve ulusal düzeyde 67 bin 200 li- ra, “Vakıfbank Geleneksel Bayram Kredisi” reklamõyla ilgili de 134 bin 400 lira olmak üzere toplam 201 bin 600 lira pa- ra cezasõ verdi. Reklam Kurulu, 11 Ağustos tarihli 167. toplantõ- sõnda aldõğõ kararlarõ açõkladõ. Ayrõca, Türk Ekonomi Bankasõ AŞ’ye ait www.teb.com.tr, Tur- kish Bank AŞ’ye ait www.tur- kishbank.com adresli internet sitelerinde tüketicilere yönelik kredi tanõtõmlarõnda faiz oranla- rõna yer verilmesine rağmen, kredi kullanõmõ sõrasõnda aylõk fa- iz oranõna ek olarak “komis- yon”, “dosya masrafı” gibi ad- lar altõnda alõnan ilave masraflar ile beraber oluşan “kredinin tüketiciye aylık ve yıllık mali- yet oranı”nõn açõkça belirtil- memesi nedeniyle söz konusu ta- nõtõmlarõn Ticari Reklam ve İlan- lara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarõna Dair Yönetmelik’e uygun olmadõğõnõ belirten Kurul, her iki banka hakkõnda ulusal düzeyde 67 bin 200’er lira ida- ri para ve anõlan reklamlarõ dur- durma cezalarõ verildi. The Economist: Doğan ile Tayyip Erdoğan karşı karşıya Ekonomi Servisi - İş çevrelerinin dergisi Economist, Doğan Yayõn’a ve- rilen 3.7 milyar liralõk cezaya ilişkin bir habere yer verdi. “Doğan ile Erdoğan karşı karşıya” başlõğõnõ taşõyan haberde, “Basını susturma girişimi mi, yoksa yalnız- ca bir vergi kaçakçısını cezalandır- ma meselesi mi? Türkiye’nin ılım- lı İslamcı hükümeti ile en büyük medya patronu Doğan arasındaki kavga sürerken, kamuoyu bu ko- nuda bölünmüş durumda” denildi. Economist, hükümet ile Doğan Gru- bu arasõndaki gerginliğin geçmişine de- ğindikten sonra, şunlarõ yazdõ: “Er- doğan’ın, merhamet göstermesi karşılığında Doğan’dan kendisine düşman bazı köşe yazarlarını işten atmasını istediği dedikoduları do- laşıyor. Gruptan bir gazeteci, ‘Hü- kümet herkese siz benim peşimi bõ- rakmazsanõz ben de sizin peşinizi bõ- rakmam mesajõ veriyor’ diyor. Komplo teorisyenlerine göre bu tutum, kızı Arzuhan Yalçõndağ’ın Türkiye’de iş dünyasının en bü- yük lobi kuruluşu olan TÜSİAD’ın başkanı olmasına rağmen, sanayici meslektaşlarının neden Doğan’ın yardımına koşmadığını açıklıyor.” Economist dergisindeki yazõnõn so- nunda, AKP’nin yedi yõl önce iktida- ra geldiğinden beri, iki büyük medya grubunun daha dolandõrõcõlõk iddiala- rõ ile tasfiye edildiği hatõrlatõldõ. Bu arada kredi derecelendirme ku- ruluşu Fitch, Doğan Yayõn Holding’in uzun vadeli döviz ve lira cinsinden kre- di notunu “B+”dan “B”ye, Hürriyet Gazetecilik’in uzun vadeli döviz ve li- ra cinsinden kredi notunu da “BB-”den “B+”ya indirdiğini ve iki şirketin de kredi notlarõnõ negatif izlemede tut- tuğunu açõkladõ. Doğan’dan açıklama Doğan Yayõn Holding, yayõn li- sansõna sahip tüm televizyon kuru- luşlarõnõn ortaklõk yapõlarõnõn yasaya ve mevzuata uygun olduğunu açõkla- dõ.Doğan Yayõn Holding’in Kamuyu Aydõnlatma Platformu’nda (KAP) ya- yõmlanan açõklamasõnda, bir gazetenin bugünkü nüshasõnda, şirket ve bağlõ or- taklõklarõ Doğan TV Holding hakkõn- da yanlõş ve yanõltõcõ bir haber yer al- dõğõ belirtildi. Açõklamada, söz konusu haberde, bağlõ ortaklõklarõ Doğan TV Holding’in “yanlış ve yanıltıcı” bir şe- kilde “yayın lisansı sahibi televizyon kuruluşu” olarak gösterilmek isten- diği ve ortaklõk yapõsõ ile ilgili hatalõ ifadelere yer verildiği ifade edildi. TGC: Bilgilenmeye darbe Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulundan yapõlan açõklamada, “Maliye Bakanlığının, Doğan Yayın Grubuna kestiği fahiş para cezasının, halkın bilgilenme hakkına vurulmuş bir darbe oldu- ğu” savunuldu. REKABET KURULU KOOP - C’DEN SÖYLEŞİ İPTALİ DUYURUSU KOOP - C ve Silivri Belediyesi işbirliğiyle 13 Eylül 2009 Pazar günü Silivri–Çantaköy Cumhuriyet Evleri Kırkahvesi’nde yapılacağı duyurulan Dr. Erdal ATABEK ve Prof. Dr. Süheyl BATUM’un “TÜRKİYE’NİN BUGÜNÜ ve YARINI” başlıklı söyleşi, aşırı yağış ve sel felaketi nedeniyle İPTAL edilerek ileri bir tarihe ertelenmiştir. İLETİŞİM: 0212 291 89 82 - 83 / 0533 769 73 99 web: koop-c.org / e-posta: [email protected] T.C. BÜYÜKÇEKMECE 3. İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2009/2724 Talimat Satõlmasõna karar verilen ve aşağõda tapu kaydõ, kõymeti, satõş gün ve saati, önemk özellikleri ile satõş şartlarõ belirtilen: A-) TAPU KAYDI: İstanbul, Büyükçekmece, Kamiloba beldesi, asfalt altõ deniz kenarõ mevkii, 2180 parselde kayõtlõ 324 m2 yüzölçümlü taşõnmazda kurulu 34/324 arsa paylõ, 1. kat 3 bağõmsõz bölüm No’lu mesken vasõflõ taşõnmaz. B-) İMAR DURUMU: Dosyada mevcut Büyükçekmece Belediye Başkanlõğõ’nõn 09.06.2009 tarih ve 202557 sayõlõ yazõsõ ile söz konusu 21280 parsel sayõlõ yer, 26.08.1983 tarih, 24 sayõlõ imar pla- nõnda konut alanõnda kaldõğõ, üzerinde K rumuzlu korunacak yapõlan sõnõfõnda bina bulunduğu bildirilmiştir. C-) HALİHAZIR DURUMU VE EVSAFI: Satõşa konu taşõnmaz Kamiloba köyü, 2180 parselinde yer alõp, adres olarak Obakent Sitesi Vanlõlar Apt. No: 6 K: l D: 13 adresinde yer almaktadõr. Daire kapõsõ keşif tarihinde kapalõ olduğundan özellikleri bilgi alõnmak suretiyle tespit edilmiş olup buna göre daire plan itibarõyla girişte hol, salon, salonla irtibatlõ mutfak, üç yatak odasõ, banyo tuvalet ve iki balkondan ibarettir. Daire zemininin kalebodur döşeli olduğu belirtilmiştir. Dairenin yer aldõğõ blokun denize cephesi bulunmamaktadõr. Pencereleri ahşap ve panjurludur. Binanõn dõş cephesi kõsmen be- tebe kaplõ, kõsmen boyalõdõr. Balkon panjurla kapatõlmõştõr. Yõpranma oranõnõn dikkate alõnmasõ gerekmektedir. Bahçeli nizamda inşa edilmiştir. Bir site içinde yer almaktadõr. E5 karayoluna paralel cad- de ile irtibatlõ sokak üzerinde bulunmaktadõr. Site önünde yer alan siteye ait kumsal değerine etki eden bir faktör olarak değerlendirilmiştir. Yakõn çevresinde yazlõk amaçlõ konut tipi yapõlaşmalar mev- cuttur. E5 karayolu ile TEM otoyolu ile ulaşõmõ geniş imkânlõdõr. Çarşõ pazara yakõndõr. Takriben brüt 130 m2 kulanõm alanlõdõr. Daha ziyade yazlõk amaçlõ inşa edilmiştir. Taşõnmazõn yeri, mevkii, ko- numu, mevcut imar durumu ve yapõlaşma imkânõ, kullanõm alanõ,E-5 asfaltõna paralel yoldan siteye giriş imkânõ, binadaki yõpranma oranõ, ulaşõmõndaki kolaylõk, beldenin tamamlanan altyapõsõ, verilmekte olan belediye hizmetleri, yakõn çevresinde oluşan rayiç alõm satõm değerleri gibi hususlar dikkate akndõğindan taşõnmaza 100.000.00 TL kõymet takdir edilmiştir. Gayrimenkullerin geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr. D-) İİK 127 MD. GÖRE SATIŞ İLANI TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayõtlõ olmayan (mübrez tapu kaydõnda belirtilen) alakadarlara, gönderilen tebligatlarõn tebliğ imkânsõzlõğõ halinde işbu satõş ilanõ tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. E-) SATIŞ ŞARTLARI: 1-1. Satõş, 16.10.2009 günü, 14.00/14.10 saatleri arasõnda Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğü’nde açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen değerin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõ- lar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 26.10.2009 günü aynõ yerde ve aynõ saat- lerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkulü en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak üzere arttõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok arttõ- rana ihale edilecektir. Şu kadar ki; arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanlõ olan alacaklõlarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle akcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, KDV, tapu alõm harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõm- dõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan ve temerrüt faizinden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/2724 Talimat sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 31.08.2009 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 50695 Economist dergisi, Doğan’a verilen cezaya ilişkin olarak, “Ilõmlõ İslamcõ hükümeti ile en büyük medya patronu Aydõn Doğan arasõndaki kavga sürüp gidiyor” yorumunu yaptõ. TÜSİAD: CEZA DEĞİL DEMOKRASİ SORUNU Ekonomi Servisi - TÜSİAD, son vergi cezasõnõn ‘basit bir vergi cezasõ uygulamasõnõn ötesinde bir demokrasi sorunu’ olduğunu savundu. TÜSİ- AD’dan yapõlan yazõlõ açõklamada şu değerlendirme yapõldõ: “Son zaman- larda vergi denetiminin siyasallaştığı ve verilen cezaların mükellefi yok edercesine ölçüsüz bir anlayış ile uygulandığı şeklindeki kaygılar yay- gınlaşmıştır. Mükelleflerin, vergi idaresinin tarafsızlığına ve tüm mü- kelleflere eşitlik ve hakkaniyet ölçülerinde yaklaştığına olan inancının güçlendirilmesi şarttır. Ne yazık ki yaşadığımız güncel uygulama, yü- rütme erkinin kullanılmasında yalnızca kamu yararının güdülmediği endişesi yaratmakta, vergi idaresinin siyasi etkiye açık olduğu kuşku- larını doğurmaktadır. Ne hakkaniyetle ne de çağdaş vergi ve gelir ida- resi anlayışı ile uyuşmayan bu tür uygulamalar, telafi edilemez maddi kayıpların yanında, bu kez basın özgürlüğü ve çoğulculuk anlayışını da hedef alır bir aşamaya ulaşmıştır.”Aydın Doğan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle