26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Dinci Faşizm... Bizim Amerikancı demokratlar demokrasi ve özgürlük şarkıları söylerken ne diyorlar: “Polis rejimin güvencesidir!” Tayyip Bey de aynı tümceyi söylemedi mi? Polis hangi rejimlerin güvencesi olur? Faşist ve baskıcı rejimlerin! Demokrasilerde polis devletin iç güvenliğini yasalara uygun biçimde korumakla yükümlü- dür. Son aylarda “askeri vesayet” tartışması sü- rüyor, Ergenekon üzerinden Türk Silahlı Kuv- vetleri’ne vuruluyor... Dinci-tarikatçı medya, piyasa solcularıyla el ele kol kola sözüm ona “demokrasi ve öz- gürlük mücadelesi” veriyor. Obama’nın başkan seçilmesinin ardından ABD’de Türkiye’ye biçilen “Ilımlı İslam Modeli” tartışılmaya başlandı. ABD Türkiye’de yeni bir bağlaşık (müttefik) arayışına girdi... ABD’de bazı çevreler, Fethullah Gülen’in Tür- kiye’de devlet erkinde ne denli örgütlü olduğunu geç kalsa da öğrendi. ABD’den gelen haberler şöyle: “Fethullahçılar sivil bürokraside bir hayli etkili duruma geldiler. Demokrasi açısından tehlike- li bir durum.” “Fethullahçıların Kuzey Irak’taki etkinliği gi- derek zayıfladı. Seçimlerde Noşirvan Musta- fa’nın yüzde 25, şeriatçı-komünist ittifakının yüz- de 13 oranında oy alması bunun en somut ör- neği. Güneydoğu’da da gücünün kalmadığı za- ten 29 Mart yerel seçimlerinde ortaya çıkmıştı.” Telefon dinlemelerindeki usulsüzlükler, özel yaşamın didik didik edilmesi... Benim baştan beri söylediğim şu: Devlet içindeki örgütlü çetelerin, askeri darbe heveslilerinin, Güneydoğu’da işlenen fai- li meçhul cinayetlerin ortaya çıkarılması, suç- luların cezalandırılması, demokratikleşme için önemli bir adımdır. Ancak her şeyin demokratik bir hukuk dev- letine yakışır biçimde olması, suçluyla suçsu- zun ayrılması gerekir. Bugün yaşadıklarımız bunun tam tersi. Fa- şizmin ayak seslerini duyar gibi oluyorum. Diyarbakır’da başlayan davada gizli tanık PKK itirafçılarının poliste verdikleri ifadeden cay- maları düşündürücü değil midir? Örneğin Albay Cemal Temizöz davası... PKK itirafçıları, “Bize verilen sözler tutulma- dı, kandırıldık” deyip ifadelerini geri aldıklarını söylüyorlar! Yandaş-dinci-tarikatçı medya 28 Şubat’ın rö- vanşını alıyor, Fethullahçılar bu eylemde başı çe- kiyor. 90’lı yıllarda Güneydoğu’da devlet içinde ör- gütlü silahlı bir gücün varlığını biliyoruz... Bu örgüt açığa çıkarılıp eski görevlileri ne olur- sa olsun yargılanmalı. Türkiye bir hukuk devletidir! Susurluk’a değin uzanan bir ilişkiler zinciri ay- dınlatılabilir mi? PKK’ye karşı Hizbullah’ı eğiten ve tetikçi ola- rak kullanan yetkililer yargı önüne çıkarılır mı? ABD, Fethullahçıların giderek büyüdüğünü, denetlenemez duruma geldiğini gördü. ABD’deki Fethullahçı okulların mali denetle- mesi başladı. Odatv.com’un (22 Temmuz 2009) haberine göre Fethullahçıların olduğu öne sürülen The Beehive Academy’in parasal kaynakları Eyalet Eğitim Kurumu tarafından in- celenmeye başlandı. Bu arada Albay Dursun Çiçek imzalı belge- nin aslının olmaması olasılığı kafaları karıştırmaya yetti. Kim hazırlamıştı o belgeyi ve nereden ser- vis edilmişti? Devlet içinde örgütlü “F Tipi” çeteler Türkiye’yi nereye götürmek istiyorlardı!.. Bir kez daha yineliyorum: Ümraniye soruşturmasının sonuna değin üzerine gidilmeli. Hrant Dink cinayeti bu davayla birleştirilmeli. Bunlar yapılırken suçlu ve suçsuz olanlar ayırt edilmeli. Dava “cadı avı”na dönüştürülmemeli. Türkiye’nin baskıcı polis devleti değil, de- mokratik bir hukuk devleti olduğu akıldan çı- karılmamalı! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Âşık Veysel’in ‘takke’si Meclis’te ANKARA (ANKA) - DSP İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert, TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Şarkõşla’daki takkeli Âşõk Veysel heykelinin kaldõrõlõp kaldõrõlmayacağõnõ sordu. Mert, Başbakan Erdoğan’a “Şarkõşla’da bulunan Âşõk Veysel heykelinin kaldõrõlarak yerine hem fiziki olarak hem de giyim tarzõ olarak kendisine hiç benzemeyen bu heykelin konulmasõnõn gerekçeleri nedir?” diye sordu. Polisten sıkı denetim ADANA (Cumhuriyet) - Adana Emniyet Müdürlüğü’ne bağlõ polisler önceki gece önlem amaçlõ denetim, kontrol ve arama yaptõ. Toplam 1200 polisin katõlõmõyla yapõlan asayiş ve trafik kontrolünde yaklaşõk 4 bin kişi sorgulandõ. Trafikten men edilen 5 araca el konuldu, 82 araca toplam 15 bin lira ceza yazõldõ. Kontrollerde aranan 13 kişi yakalandõ. Aramalarda bir kurusõkõ, bir havalõ tabanca, bir elektrikli şok aleti ve bir pompalõ tüfekle, 18 gram uyuşturucu madde ele geçirildi. Kocaeli’nde yetki mücadelesi KOCAELİ (AA) - Türk-İş’e bağlõ Belediye- İş Sendikasõ Eğitim, Basõn-Yayõn Genel Sekreteri Bayram Özkan, 2 bin 376 üye ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çoğunluğu sağladõklarõnõ bildirdi. Bayram Özkan, düzenlediği basõn toplantõsõnda, 112 gündür Kocaeli’nde bir demokrasi mücadelesi verdiklerini söyledi. Belediye-İş’in Türkiye’de mozaik bir sendika olduğunu ifade eden Özkan, “Biz hiç kimsenin ön bahçesi veya arka bahçesi olmadõk. 112 gün, bir onur mücadelesi verdik. 2 bin 376 üyeye ulaşarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çoğunluğu sağlamõştõr” dedi. Eski Başkan’a dava ISPARTA (AA) - Eski Isparta Belediye Başkanõ Hasan Balaman, eski Belediye Başkan Yardõmcõsõ Ahmet Görgülü ve 8 daire müdürü hakkõnda, “işçilerin sendikal haklarõnõ kullanmalarõnõ engellemek, işçilere tehdit ve baskõ yapmak” suçlamalarõyla dava açõldõğõ bildirildi. Belediye-İş Sendikasõ Isparta Şube Başkanõ Cemal Kurt, gazetecilere yaptõğõ açõklamada, 2006 yõlõnda 150 işçinin sendikal haklarõnõ kullanmalarõnõn engellendiği ve tehdit ile baskõ gördükleri iddiasõyla Balaman ve yardõmcõsõ Görgülü ile 8 daire müdürü hakkõnda suç duyurusunda bulunduklarõnõ hatõrlattõ. Kurt, ilk duruşmanõn 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde 19 Ekim’de yapõlacağõnõ kaydetti. Eminağaoğlu ucu açõk soruşturmalarla yargõnõn hizaya getirilmek istendiğini söyledi ‘Telekulak bakanlõğõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, adli yõl içerisinde yaşanan olay- larõ düzenlediği basõn toplantõ- sõyla değerlendirdi. Eminağaoğlu, Dünya Yar- gõçlar Birliği’nin YARSAV’õ amaç ve faaliyetleri yönünden evrensel ölçütlere uygun bula- rak üyelik teklifinde bulundu- ğunu, Türkiye’de ise birliğe yönelik iş ve işlemler ile ya- yõnlarõn üzüntü verici olduğu- nu söyledi. Hükümetin yargõ reformu- nu gündemde tutmasõna karşõn, õsrarla 12 Eylül anayasasõnõn yargõ bağõmsõzlõğõna çekince koyan hükümlerinde ve bu ko- şuttaki yasalarda değişikliğe gitmediğine işaret eden Emi- nağaoğlu, “Bunun aksine yo- ğunlukla yargı bağımsızlığı- nın ve erkler ayrılığının ge- reği olarak yapılan düzenle- meleri tartışmaya açmakta- dır” dedi. YARSAV Başkanõ Emina- ğaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Yasama organının, yargı üzerinde yetki sahibi ya- pılmak istenmesi, siyasi par- tiler hukukunun mevcut ya- pısı ve işleyişi gözetildiğinde, erkler ayrılığını ortadan kal- dıracak ve yasama yoluyla yargı bağımsızlığı zedelene- cek, anılan ilkeler yaşama geçirilmek bir yana, yargı etki altına alınmış olacaktır. Esas olması gereken, ilke ve değerlerin en etkin nasıl ya- şama geçirileceğidir. Bu ne- denle yargı organları ve ku- rumları üzerinde siyasi ira- denin etkili olamayacağı bir yapının tesisi esas alınmak ye- rine, AB söylemlerine fırsat olarak dayanılarak, demok- ratik meşruiyet söylemi ile yargı bağımsızlığını tartış- malı kılacak adımlar atılma- malıdır.” Gerçek bir yargõ reformu için yapõlmasõ gerekenleri an- latan Eminağaoğlu, yaşanan telekulak tartõşmalarõna da de- ğindi. Yõl içerisinde Adalet Ba- kanlõğõ’nõn telekulak konularõ ile muhatap edilmesine karşõn, duyarsõz kaldõğõnõ söyleyen YARSAV Başkanõ, “Ülke- mizde disiplin incelemesi ve- ya disiplin soruşturması aşa- masında iletişimlerinin tespiti yoluna gidilen tek meslek grubu yargıç ve savcılardır. 2007 yılında çıkartılan yö- netmelik bu konuda Teftiş Kurulu Başkanlığı’nı yetki- lendirmiştir. Bu yola sıklıkla başvurulmaktadır. Yargıç ve savcılar hakkında, katalog suçlar dışında bile iletişimin tespiti yoluna başvurulmak- tadır. Adalet Bakanlığı adeta telekulak bakanlığı durumu- na sokulmaktadır” dedi. İzinsiz soruşturmalar Adalet Bakanlõğõ’nõn savcõlar hakkõnda “ucu açık soruş- turmalar” başlattõğõnõ belir- ten Eminağaoğlu, “Disiplin incelemesi aşamasında bile izin söz konusu iken, devam eden inceleme sırasında yeni olaylar için yeni izin koşulu kaldırılmıştır. Böylece ucu açık ve uzayan incelemeler artmış, incelemeler süreçte izleme niteliğine bürünmüş- tür” dedi. Yargõ üzerindeki baskõlarõn sürdüğüne işaret eden Ömer Faruk Eminağaoğlu, son dö- nemde yaşananlara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptõ: “HSYK üzerinde yaratı- lan baskı tüm kamuoyunun bilgisindedir. Ülkemizdeki en güvenceli kurul HSYK’ye ya- pılanlar gözlendiğinde, yerel mahkemelerde çalışan yargıç ve savcıların ne kadar gü- vencede olabildiklerini ifade etmeye gerek yoktur. Hangi yargıç, savcı, yargı organı ya da kurul hizaya getirilmek is- teniliyorsa, tek yanlı yayın- larla baskı altına alınmaya ça- lışılmaktadır. Yargı yargıya bırakılmalı, yargı da rahat bı- rakılmalıdır. Yargının hu- kuk devletinin yaşaması için gerekli olduğunu hatırlat- maya gerek olmamalıdır. YARSAV üyeliğinin adeta gizli bir faaliyet gibi sunul- ması, hukuk devleti anlayışı yönünden son derece mani- dardır.” YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, tek yanlõ yayõnlarla, yargõnõn baskõ altõna alõnmaya çalõşõldõğõnõ belirterek yargõ ile Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nun “hizaya” getirilmek istendiğini vurguladõ. Adalet Bakanlõğõ’nõn savcõ ve yargõçlar hakkõnda ucu açõk soruşturma yaptõğõnõ belirten Eminağaoğlu, “Adalet Bakanlõğõ adeta telekulak bakanlõğõ durumuna sokulmaktadõr” dedi. ANAYASA MAHKEMESİ ‘Rotasyonlu’ kadrolaşma Aynõ zamanda YARSAV Genel Sekreteri de olan Anayasa Mahkemesi raportörü Ali Rõza Aydõn, rotasyon gerekçesiyle tekrar Sayõştay’a gönderilmek istendiği için emekli olmak zorunda kaldõ. İLHAN TAŞCI ANKARA - Ata- türkçü kimliğiyle tanõ- nan Anayasa Mahke- mesi raportörü, YAR- SAV Genel Sekreteri Ali Rıza Aydın, baş- kan Haşim Kılıç tara- fõndan “rotasyon” ge- rekçesiyle emekliliğe zorlandõ. Sayõştay de- netçisi iken 1996 yõ- lõnda raportörlüğe ata- nan Aydõn, yeniden Sa- yõştay’a gideceğinin bildirilmesi üzerine emekliliğini istedi. Ay- dõn, başta eski Başba- kan Yardõmcõsõ Hüsa- mettin Özkan’õn Yüce Divan’da yargõlanmasõ olmak üzere pek çok dosyada raportör olarak görev yapmõştõ. Kılıç’tan tartışmalı karar Hukukçu olmamasõ nedeniyle sõk sõk eleş- tirilerin odağõna yerle- şen Anayasa Mahke- mesi Başkanõ Haşim Kõlõç, tartõşmalõ bir ka- rara daha imza attõ. Edi- nilen bilgiye göre Kõlõç, 13 yõldõr Yüksek Mah- keme’de raportör ola- rak görev yapan Ali Rõza Aydõn’dan geldi- ği kurum olan Sayõş- tay’a gitmesini istedi. Kõlõç’õn bu isteği üze- rine de Aydõn, emekli- liğini istedi. En kıdemli raportör Raportör Ali Rõza Aydõn, Sayõştay’a gön- derilmek istenmesinin gerekçesine ilişkin so- rular üzerine, “Anaya- sa Mahkemesi Baş- kanı Haşim Kılıç’ın, bunun bir ‘rotasyon uygulamasõ’ olduğu- nu söylediğini” bildir- mekle yetindi. Ali Rõza Aydõn, 23 raportörün görev yaptõğõ mahke- menin en kõdemli ra- portörü olarak bilini- yor. Kõlõç’õn, Aydõn’a ilişkin “rotasyon” ka- rarõnõ, mahkeme üye- lerinin bulunmadõğõ bir dönemde uygulamasõ da dikkat çekti. Kõlõç’õn “rotasyon” olarak ni- telendirdiği uygulama- nõn ilk kez Aydõn’a yö- nelik uygulandõğõ öğ- renilirken, 23 raportö- rün görev yaptõğõ mah- kemede gelecek gün- lerde yeni rotasyonlarõn olup olmayacağõ da he- nüz netleşmedi. Uğur Mumcu Araş- tõrmacõ Gazetecilik Vakfõ’nda (um:ag) ana- yasa, kamu yönetimi, kamu maliyesi ve de- netim konularõnda ders- ler veren Aydõn’õn mes- leki konularda çok sa- yõda kitabõ da bulunu- yordu. Aydõn’õn emekliliğe zorlanmasõnda, kurul- duğu günden bu yana hükümetle yõldõzõ ba- rõşmayan Yargõçlar ve Savcõlar Birliği’nin (YARSAV) Genel Sekreterliği görevini de yürütüyor olmasõ- nõn etkili olduğu be- lirtildi. Ali Rõza Aydõn Yüksek Mahkeme’den “uzaklaştırılırken” Abdullah Gül’ün 22 Temmuz seçimlerin- den önce Cumhurbaş- kanõ seçilmesini engel- leyen Anayasa Mah- kemesi’nin “367” ka- rarõnõ, yazdõğõ maka- lede sert ifadelerle eleş- tiren Kõrõkkale Üniver- sitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Çoban, Başkan Kõlõç tarafõndan raportör ola- rak atanmõştõ. ‘Yargı için kara bir leke’ DP lideri Cindoruk, AKP hükümetinin baskõsõ nedeniyle HSYK kararnamesinin ancak 21 günde tamamlanabildiğine dikkat çekti HAKAN DİRİK İZMİR - Demokrat Parti Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, AKP hükümetinin Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’na (HSYK) yaptõğõ baskõlarõn tarih “kara leke” olarak geçtiğini söyledi. Cindoruk, partisinin İzmir İl Baş- kanlõğõ’nõn açõlõşõnda yaptõğõ ko- nuşmada, hükümetin müdahalesi nedeniyle kuruldan tayin kararna- mesinin 21 günde çõkabildiğini anõmsattõ. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn oğlu Bilal Erdoğan’õn da 21 gün askerlik yaptõğõnõ dile ge- tiren Cindoruk, “HSYK’nin tayin kararnamesi hiç böyle bir biçim- de tartışmaya açılmamıştı. Bu süre bir başbakan oğlunun as- kerlik süresine eşittir” diye ko- nuştu. Hükümetin yargõya müdahale ederek “senin yargıcın-benim yar- gıcım” ayrõmõ yarattõğõnõ vurgulayan Cindoruk, aynõ biçimde Anayasa Mahkemesi, Danõştay, Yüksek Se- çim Kurulu gibi kurumlarõn da yõp- ratõldõğõnõ, son olarak ordunun he- def alõndõğõnõ kaydetti. Silahlõ kuv- vetler hakkõnda her gün yeni iddia- lar atõlarak, ordunun küçük düşü- rülmek istendiğini dile getirdi. Bürokrasinin azaltõlmasõna ilişkin düzenlemenin içinden MEB’in yönetmeliği de var İmam hatip kurnazlõğõMAHMUT LICALI ANKARA - Bürokrasinin azaltõlmasõ ve işlemlerin basit- leştirilmesi amacõyla 170 farklõ yönetmelikte yapõlan değişiklik- lerin içinden konuyla ilgisi ol- mamasõna karşõn Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn (MEB) imam ha- tip liselerine ilişkin yeni yönet- meliği de çõktõ. Resmi Gazete’nin dünkü sayõ- sõnda yayõmlanan “Bürokrasinin Azaltılması ve İşlemlerin Ba- sitleştirilmesine Yönelik Baş- bakanlık, Bakanlıklar ile Bazı Bağlı ve İlgili Kuruluşlara Ait 170 Adet Yönetmelik”in içinden imam hatip liselerine “yüksek- öğretim programlarına hazır- lık” düzenlemesi çõktõ. Bürokra- sinin azaltõlmasõ ve işlemlerin ko- laylaştõrmasõna ilişkin yönetme- likte, imam hatip lisesi ve Ana- dolu imam hatip lisesine öğren- ci başvurularõ, kayõt-kabul, nakil, devam-devamsõzlõk, eğitim ve öğretim, yönetim ve personelin iş ve işlemlerine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Yeni yönet- melikle ilk kez 1972 yõlõnda ya- yõmlanan “İmam Hatip Okulu İdare Yönetmeliği” ve 2005 yõ- lõnda yayõmlanan “Anadolu İmam Hatip Lisesi Yönetmeli- ği” yürürlükten kaldõrõldõ. Yer- lerine yeni yönetmelik çõkarõldõ. Böylece imam hatip liselerine ilişkin yönetmelik tam 37 yõl sonra değiştirilmiş oldu. Yeni yönetmeliğin “imam ha- tip liselerinin kuruluşu”nu dü- zenleyen 5. maddesinde imam hatip liselerinin yükseköğretime hazõrlayõcõ programlar uygulanan okullar olduğu belirtildi. YÖK’ün 21 Temmuz 2009 tarihli katsayõ kararõnõn ardõndan yeni yönet- meliğe imam hatiplerin yüksek- öğretime geçişte hazõrlayõcõ okul- lar olduğu ifadesinin eklenmesi dikkat çekti. Yeni yönetmelikte imam hatip liselerinin amaçlarõ da değiştiril- di. Buna göre imam hatiplerin amaçlarõ öğrencilere imamlõk, hatiplik ve Kuran kursu öğreti- ciliği gibi dini hizmetlerin yeri- ne getirilmesi için gerekli olan bilgi ve becerilerin kazandõrõl- masõnõn yanõ sõra öğrencilerin “ilgi, istek, yetenek ve başarı- larına göre hem mesleğe hem de yükseköğretim programla- rına hazırlanmalarını” ve “ya- bancı dil öğrenerek alanların- da araştırmacılığa yönelmele- rini” sağlamak olarak belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle