Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Bu Sese Kulak Verelim
Yeni “Kürt açılımı”nın nereden kaynaklandığını
dün burada irdelemeye çalıştık.
Irak’tan çekilmeye hazırlanan ABD’nin yeni
konseptinin Türkiye’ye yüklediği “koruyucu” mis-
yonunun ülkenin kuzeyinde PKK’nın barınmasına
olanak vermemesi Türkiye’nin çıkarlarına uygun-
dur. Buradan hareketle, dışarıda değil, içeride top-
lumun tüm kesimlerinin katılımıyla hazırlanmış ye-
ni bir politik açılımın yapılması yararlı olur.
Bazı gerçekleri görmemiz gerek.
Türkiye’nin bir Kürt sorunu var.
Bunun çözüm zamanı gelmiştir, hatta geç-
mektedir.
Sorunun çözümü yalnızca Kürtçe konuşan ve-
ya kendi alt kimliğini Kürt olarak tanımlayan yurt-
taşların değil, tüm Türkiye’nin katılımı ve rızasıy-
la olacaktır.
Vatandaşlık çerçevesi içinde bulunulacak çözüm,
tabii ki, her türlü tartışmaya açık ve yine tabii ki,
teröre kapalı olacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz bir hususun bir kez daha
altını çizelim: Çözüm tüm Türkiye’nin tabii ki, o kav-
ramın kapsamı içinde olan bölge insanının da ka-
tılımıyla olacaktır.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın birçok kişiye hak-
lı olarak “dağ fare doğurdu” dedirten açıklaması-
nın tek olumlu yönü, terör dışında herkesle ya-
ni partiler, sivil toplum kuruluşları, bu konuda dü-
şünsel emek harcamış herkesle diyaloğa girile-
ceğinin belirtilmiş olmasıdır.
Kürt sorunun çözümü için iki temel öğenin var-
lığı şarttır.
Bunlardan birincisi, her iki halkın da birlikte ya-
şama iradesinin var olmasıdır.
Bu husus sorunun temelidir. Çünkü birlikte
yaşama iradesi olmayan halkları kimse bir arada
yaşamaya zorlayamaz; zorla bir arada yaşatma-
yı sağlayacak güce de sahip değildir..
Tarihe baktığımız zaman bu isteğin güçlü bi-
çimde var olduğunu görüyoruz.
Yaşadığımız bunca kanlı olay ve acıya karşın, hâ-
lâ bir Kürt – Türk ayrışmasının olmamış olması bu-
gün için de ülkemizde birlikte yaşama iradesinin
var olduğunu gösteriyor.
Kalıyor geriye terör ve destekçileri dışında her-
kesi kapsayacak tartışmaların, görüşmelerin or-
tak dilini bulmak.
Ortak bir dil deyiminin kendisinden de anlaşı-
labileceği gibi, bu herkesin üzerinde birleşebile-
ceği bir söylem biçimi olmalıdır.
DTP Genel Başkanı Sayın Ahmet Türk, birlik-
te katıldığımız bir TV. programında, konuşurken,
bölgenin hassasiyetlerine saygı gösterilmesini
istemişti. Kendisinin haklı olduğunu söylerken, her-
kesin aynı zamanda hem bölgenin hem de ülkenin
genel hassasiyetlerine saygılı bir dilin kullanma-
sı gerektiğini, bu durumda tarafların hepsinin
bazı yükümlülükleri olduğunu belirtmeye çalış-
mıştım.
Sayın Türk’ün ve kuruluşunun bu çağrıyı ne ka-
dar kavrayıp, kabullendikleri konusunda bir şey
söyleyemeyeceğim.
Abdullah Öcalan’ı, geçerli muhatap olarak
göstermek acaba ülkenin genel hassasiyetlerine
ne kadar uygun düşer?
Her neyse, amacımız tartışma ortamını açılma-
dan kapatmak değil.
Ayrıca Kürt aydınlarının ve politikacılarının için-
de vurgulamaya çalıştığımız hassasiyetlere say-
gılı, ortak bir dil bulmaya çalışan insanların oldu-
ğunu unutmamak gerek
Daha önce de, diyalog ve sağduyuya açık ta-
vırlarıyla dikkati çeken DTP Diyarbakır Milletvekili
Aysel Tuğluk bunlardan biri.
Tuğluk, hafta içinde yaptığı açıklamada, parti-
sinin de sorunun çözümünde yetersiz kaldığını, or-
tak bir dil bulunması gerektiği halde bulunamadığını
belirtiyor ve “asker annesinin yaşadığı acıları da his-
sederek bakmak gerek olaylara” diyordu.
Sayın Tuğluk’un konuşmasının en önemli yanı,
her iki kampta da sayıları hayli kabarık olan, bir
grup gibi, bütün haklı savların kendilerinin, bü-
tün haksızlık ve yanlışlıkların da karşı tarafın ol-
duğunu düşünenlerin aksine, bir toplumsal olay-
da tarafların hepsinin sorumluluk ve dolayısıyla ha-
ta paylarının olabileceğini vurguluyor olmasıdır.
İhtiyacımız olan ortak dilin bulunmasında hare-
ket noktası işte budur.
Bu sese kulak vermemiz gerekiyor.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
Ertosun’un korumalarõnõn Cumhuriyet gazetesi muhabirinin uyarõsõyla harekete geçtikleri iddiasõnda bulunuldu
Vakit’ten çirkin iftiraANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi, Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu
(HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun’un
basõn toplantõsõnda kendi muhabirle-
rinin gazeteci olmadõğõ iddiasõyla ko-
rumalarca dõşarõya çõkarõlmasõna, ga-
zetemiz muhabirinin yol açtõğõnõ öne
sürerek, gazetemizi ve muhabirimizi
hedef gösterdi.
Vakit gazetesi dünkü haberinde,
“korumaların Cumhuriyet gazete-
si muhabirinin uyarısı üzerine ha-
rekete geçtikleri” iddiasõnda bulun-
du. Oysa muhabirimizin böyle bir gi-
rişimi olmamõştõ. Koruma ile muha-
birimiz arasõnda da herhangi bir di-
yalog yaşanmamõştõ. Ayrõca gazetemiz
muhabiri ile koruma arasõndaki fiziki
mesafe de Vakit’in bu iddiasõnõ ya-
lanlõyordu. Vakit gazetesi Ankara
Temsilcisi Serdar Arseven’in mu-
habirimizin hemen önünde oturmasõ-
na karşõn, gazetenin böyle bir iftiraya
başvurmasõ da olaydaki maksatlõ yak-
laşõmõ ortaya koydu. HSYK üyesi
Ali Suat Ertosun konuya ilişkin olarak,
“Olaya müdahale eden koruma be-
nim sağımdaki bölümdeydi. Cum-
huriyet muhabiri ise bana göre so-
lumdaydı. Korumaya bulunduğu
bölümdeki bir kişi ‘bu arkadaş ga-
zeteci değil’ demiş. Bunun üzerine
koruma müdahale etmiş. Cumhu-
riyet muhabirinin olaya dahil olması
fiziki olarak mümkün değil” dedi.
Muhabirimizin hemen önündeki sõra-
da Vakit gazetesi Ankara Temsilcisi
Serdar Arseven ile yan yana oturan Za-
man gazetesi muhabiri Metin Arslan
da, olayla muhabirimizin bir ilgisinin
bulunmadõğõnõ söyledi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
Yönetim Kurulu’ndan yapõlan yazõlõ
açõklamada, Vakit muhabirinin sa-
lon dõşõna çõkarõlmasõna yalnõzca ken-
di gazetesinin Ankara Temsilcisi’nin
değil salonda bulunan diğer gazeteci-
lerin de tepki gösterdiği belirtildi.
Açõklamada, Vakit gazetesi Ankara
Temsilcisi Serdar Arseven’in diğer ga-
zetecilerin soru sorma hakkõnõ hiçe sa-
yarak basõn toplantõsõnõ kendi görüş-
lerini provokatif bir şekilde dile ge-
tirdiği bir şova dönüştürmeye çalõş-
masõnõn da yine gazetecilerin haklõ tep-
kisiyle karşõlandõğõna işaret edildi.
ÇGD’nin açõklamasõnda şöyle denil-
di: “Vakit gazetesi, Cumhuriyet ga-
zetesi muhabirinin koruma polisle-
rine Vakit muhabiri için ‘gazeteci
değil’ dediğini iddia etmiştir. Sa-
londa bulunan gazetecilerden alınan
bilgilere göre, bu tamamen yalandır.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri, ba-
sın toplantısı sırasında Vakit gaze-
tesi Ankara Temsilcisi Serdar Ar-
seven’in hemen arkasında otur-
maktaydı ve bulunduğu yerden ko-
ruma polisleriyle diyalog kurması
mümkün değildi. Buna orada bu-
lunan bütün gazeteciler tanıktır.
Ayrıca basın toplantısının görün-
tülerinin izlenmesiyle de durum
anlaşılacaktır. Kaldı ki, Vakit mu-
habirinin sorduğu sorudan sonra çı-
karılmasına Cumhuriyet muhabiri
de tepki göstermiştir. Durum böy-
leyken, Vakit gazetesinin hasmane
bir tutumla Cumhuriyet muhabirini
suçlaması ahlaka ve insafa aykırı bir
tutumdur. Cumhuriyet muhabirini
hedef göstermesi Vakit gazetesinin
ilk uygulaması da değildir.”
Vakit gazetesi, foto muhabirinin Ali Suat Ertosun’un basõn toplantõsõ sõrasõnda korumalar
tarafõndan dõşarõ çõkartõlmasõna gazetemiz muhabirinin neden olduğunu öne sürdü. Vakit’in bu
iftirasõ, Ertosun ve salonda bulunan diğer gazeteciler tarafõndan yalanlanõrken, ÇGD tarafõndan
yapõlan açõklamada, ‘‘Vakit gazetesinin hasmane bir tutumla Cumhuriyet muhabirini suçlamasõ
ahlaka ve insafa aykõrõ bir tutumdur” denildi.
DİKİLİ
Bedava
hizmet
davası
sürüyor
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Dikili’nin
CHP’li Belediye Başkanõ
Osman Özgüven hak-
kõnda, “10 tona kadar
suyu ücretsiz vererek
kamuyu zarara uğrattı-
ğı” gerekçesiyle açõlan
davada savcõ, söz konusu
uygulama sonrasõ oluşan
kamu zararõnõn karşõla-
nõp, karşõlanmadõğõna yö-
nelik araştõrma yapõlma-
sõnõ istedi.
Dikili’de sosyal beledi-
yecilik yaparak konutlar-
dan 10 tona dek su para-
sõ almayan, belediye çalõ-
şanlarõna suyu yüzde 50
ucuza veren, halka ucuz
ekmek satan, ulaşõmdan
ücret almayan Özgüven
ve önceki dönem beledi-
ye meclis üyelerinin de
aralarõnda bulunduğu top-
lam 21 kişi hakkõnda
“görevi kötüye kullan-
mak”, “kamuyu zarara
uğratmak” suçlamasõyla
açõlan davaya devam edil-
di. Dikili Asliye Ceza
Mahkemesi’nde görülen
duruşmaya Özgüven’le
birlikte avukatlarõ Arif
Ali Cangı, Berrin Esin
Kaya ve Muhittin Üs-
tündağ katõldõ.
Duruşmada söz alan
Av. Arif Ali Cangõ, Tür-
kiye’nin Uluslararasõ Eko-
nomik ve Sosyal Haklar
Sözleşmesi’ne imza attõ-
ğõnõ belirterek, “Su her-
kesin eşit ve ücretsiz şe-
kilde ulaşması gereken
bir insan hakkıdır. Bu
hakkın kullanımını sağ-
lamak kamu yararı ta-
şır” dedi.
Duruşma savcõsõ, Diki-
li Belediyesi’ne yazõ ya-
zõlarak, “kamu zararı-
nın karşılanıp karşılan-
madığının, karşılanmış-
sa bu miktarın ne kadar
olduğunun sorulması-
nı” istedi. Mahkeme Baş-
kanõ Volkan Çetinkaya
da istemi yerinde bularak,
duruşmayõ 6 Ekim 2009
tarihine erteledi.
Bu arada Özgüven’in
Dikili Festivali kapsa-
mõnda “Altın Madeni ve
Çevre” konulu paneli ba-
san Koza Altõn Madeni iş-
çileriyle ilgili açtõğõ dava
da yine aynõ tarihe erte-
lendi. Duruşma sonrasõ
adliye önünde açõklama
Özgüven, “Biz burala-
ra gidip geliyoruz diye
sanmayın ki pişmanız.
Yaptığımızın son derece
doğru bir şey olduğunu
düşünüyoruz. Ayrıca
kaldı ki iddia ettikleri gi-
bi artık suyu da parasız
vermiyoruz. Suya 1 ku-
ruş zam yaptık” dedi.
AKP’Lİ BAŞKAN SÖZÜNÜ TUTMADI
Seyhan Belediyesi’nde
temizlik işçisi kıyımı
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - AKP’li
Azim Öztürk’ün baş-
kanlõğõndaki Seyhan Be-
lediyesi’nde temizlik gö-
revlisi olarak çalõşan 700
taşeron işçiye çõkõş ve-
rildi.
Yerel seçimler önce-
sinde yapõlan bir düzen-
lemeyle merkez Seyhan
ilçesinin, Çukurova ve
Seyhan olarak ikiye ay-
rõlmasõnõn ardõndan, be-
lediyenin temizlik işini
taşeron firma olarak yü-
rüten Miray Temizlik
Şirketi personel sayõsõnõ
azaltma kararõ aldõ. Top-
lam 1038 kişiyle bele-
diye sõnõrlarõ içinde te-
mizlik işini yürüten fir-
ma bu sayõnõn 438’e dü-
şeceğini açõkladõ. Alõ-
nan bu karar işçilere teb-
liğ edildi ve yeni ihale-
ye 438 kişi için teklif ve-
ren firma, çõkõş kararõnõ
bugün itibarõyla uygu-
lamaya koyacağõnõ du-
yurdu. Alõnan karar doğ-
rultusunda 700 kişiye
çõkõş verilmiş oldu. As-
gari ücret alarak geçin-
meye çalõşan ve buna
karşõn yine de işsiz ka-
lan işçiler mağdur ol-
duklarõnõ belirterek so-
runlarõna çözüm bulun-
masõnõ istedi.
Belediyeye bağlõ şan-
tiyelerde yerel seçim ön-
cesinde toplantõlar yapan
ve işçilere, “Bana oy
vermezseniz belediye
yönetimine CHP veya
MHP gelir, sizi işten
atarlar. Atmakla kal-
maz sopayla kovalar-
lar. Oysa biz kimseyi
çıkarmayacağız” diyen
Öztürk, sorumluluk
alanlarõnõn daraldõğõnõ
belirterek çõkõş kararõnõ
savundu.
‘Adalet Bakanı
ve müsteşarı
HSYK’den çıksın’
Yargõ üzerinden herkesin, özellikle de
AKP’nin elini çekmesi gerektiğini söyleyen
Tayfun İçli, “Anayasa değişikliği teklif
taslağõnõn yasalaşmasõ durumunda yargõ
organõ bağõmsõz olacak. AKP de ikinci kez
kapatõlma davasõyla karşõ karşõya
kalmayacak” dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Eskişehir
Bağõmsõz Milletvekili
Tayfun İçli, “yargının
üzerinden herkesin elini
çekmesi için” hazõrladõğõ
anayasa değişikliği önerisi
taslağõnõ tartõşmaya açtõ.
İçli’nin hazõrladõğõ tas-
lakta cumhurbaşkanõnõn
HSYK üyelerini seçme
yetkisinin kaldõrõlmasõ ve
adalet bakanõ ile müste-
şarõnõn HSYK üyelikleri-
ne son verilmesi öngörü-
lüyor.
İçli dün parlamentoda
düzenlediği basõn toplan-
tõsõnda, “AKP iktidarının
demokratik olmayan
araçlar kullanmak su-
retiyle yargıya müda-
hele etmesi, demokrasi
ve hukuk dışı uygula-
maları himaye ederek
ve hukuk devleti ilke-
sinden uzaklaşarak bir
polis devleti, bir dikta-
törlük rejimi imajı veren
uygulamalara yönelme-
si toplumda yaygın bir
rahatsızlık meydana ge-
tirmiştir. Yargı üzerin-
den herkesin elini çek-
mesi gerekir. Özellikle
de siyasi iktidara sahip
olan AKP’nin” dedi.
“Demokrasi dışı böylesi
gelişmelere sessiz kal-
maması gereken ku-
rumların başında
TBMM’nin geldiğini”
vurgulayan İçli, “Anaya-
sa değişikliği teklif tas-
lağının yasalaşması du-
rumunda yargı organı
bağımsız olacak.
Öte yandan anayasa-
mızın 68. maddesine ay-
kırı eylemlerde bulun-
duğu iddia edilen
AKP’nin ikinci kez ka-
patılma davasıyla karşı
karşıya kalması da en-
gellenebilecektir” açõk-
lamasõnõ yaptõ.
İçli’nin hazõrladõğõ tas-
lakta anayasanõn “cum-
hurbaşkanının görev ve
yetkileri” ile ilgili 104.
maddesinde değişiklik ya-
põlarak cumhurbaşkanõ-
nõn görev ve yetkileri ara-
sõndan “HSYK üyelerini
seçmek” görev ve yetki-
sinin kaldõrõlmasõ isteni-
yor. 159. maddede yapõ-
lacak değişiklikle
HSYK’nin yapõsõnõn de-
ğiştirilmesi öngörülüyor.
Buna göre, HSYK 18
üyeden oluşacak, adalet
bakanõ ile müsteşarõnõn
üyeliklerine son verile-
cek, kurulun başkanõ ile
başkanvekili üyeler ara-
sõndan seçimle belirlene-
cek.
İçli, “İktidarın ‘benim
savcõm, benim hâkimim’
anlayışıyla haraket etti-
ğini, yargıyı arka bah-
çesi gibi gördüğünü”
vurgularken, Sincan 1.
Ağõr Ceza Mahkemesi
Başkanõ Osman Kaç-
maz’a yönelik teftişi
anõmsattõ.
İÇLİ’DEN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ
Ertosun’dan belgeli savunma
Sabancõ suikastõ tetikçisi Mustafa Duyar’õn gazeteci Can Dündar’dan para
istediğine dair resmi belgeyi canlõ yayõnda kamuoyuyla paylaştõ
Haber Merkezi - Eski Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürü, Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu
(HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun, ce-
zaevinde öldürülen Sabancõ suikas-
tõnõn tetikçisi Mustafa Duyar’õn,
kendisiyle röportaj yapmak isteyen
gazeteci Can Dündar’dan para ta-
lep ettiğini gösteren resmi evrakõ ba-
sõnla paylaştõ.
CNN Türk’te dün canlõ yayõna ka-
tõlan AKP Milletvekili Dengir Mir
Mehmet Fırat, “Tuz kokmamalı.
Duyar’ın öldürülmesine baktığı-
mız zaman tartışmanın başında ol-
duğumuz görülüyor. Daha da sü-
recek. Orada bir bakan iradesi
var. Neden görüştürmedi? Ne-
denlerini delilleriyle açıklaması
gerekiyor. Çok önemli bir olayı ta-
rihin derinliklerine gömüyorsunuz.
Bunun hesabının verilmesi lazım”
açõklamasõnõ yaptõ.
Fõrat’õn bu açõklamasõ üzerine Er-
tosun, programa telefonla bağlanarak,
söz konusu belgeyi açõkladõ. Ertosun,
“Mustafa Duyar’ın Can Dündar
ile yapacağı röportajla ilgili eli-
mizde bir dilekçesi var. Diyor ki:
‘Can Dündar’õn benimle yapmak
istediği röportaj talebini kabul edi-
yorum. Benim için sakõnca mevcut
değil. Ancak bilgi sahibi olmalarõ açõ-
sõndan, bu röportaj karşõlõğõnda uy-
gun bir miktar ücret kabul edeceği-
min kendilerine bildirilmesini talep
ederim.’ Bu dilekçenin tarihi
08.01.1999” dedi. Bunun resmi ev-
raka girmiş bir dilekçe olduğunu
söyleyen Ertosun, söz konusu belgeyi
televizyona faksladõ. Televizyonda da
gösterilen belgede Duyar’õn el yazõ-
sõyla para talep ettiği görülüyor.
Dündar’a bu konuyu ilettiğini,
mahkemede tartõşõldõğõnõ ve açtõğõ
manevi tazminat davasõnõ kazandõğõnõ
söyleyen Ertosun, söz konusu evra-
kõn mahkeme dosyasõnda da mevcut
olduğunu belirtti. Ertosun, sanõğõn pa-
ra istemesinin de kendisini bağlayan
bir unsur olduğunu söyleyerek,
“Prensip olarak, sanıkların, davası
sürenlerin gazetecilere konuşma-
sına karşıyım. O dönemki baka-
nımız bunu uygun görmüştür.
Etik olmadığı için kabul etme-
dik” dedi.
ATAÇ’IN YERİNE YİĞİT’İN, BABAOĞLU’NUN YERİNE DE AKSAY’IN ATANMASI BEKLENİYOR
YAŞ toplantõsõ bugün
Toplantõlarda TSK’nin ko-
muta heyetini oluşturan 14 or-
general ve oramiralin yanõ
sõra Milli Savunma Bakanõ
Vecdi Gönül de yer alacak.
YAŞ’ta TSK komuta he-
yetinin kõsmen değişmesi
bekleniyor. Bu kapsamda De-
niz ve Hava kuvvet komu-
tanlarõ emekliye ayrõlacak.
Genelkurmay Başkanõ Orge-
neral İlker Başbuğ ile Kara
Kuvvetleri Komutanõ Orege-
neral Işık Koşaner, 1 yõl da-
ha görevlerinde kalacaklar.
Emeklilikler nedeniyle bo-
şalacak olan görevlerden De-
niz Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ’na Donanma Komutanõ
Oramiral Eşref Uğur Yi-
ğit’in, Hava Kuvvetleri Ko-
mutanlõğõ’na da Harp Aka-
demileri Komutanõ Orgeneral
Hasan Aksay’õn atanmasõ
bekleniyor.
Kara Kuvvetleri Komutan-
lõğõ kadrosundaki orgeneral-
lerin bu YAŞ sonrasõ yapõla-
cak atamalarõyla 2013 sonra-
sõnõn genelkurmay başkanõ
da büyük oranda belli olacak.
Kara Kuvvetleri Komutanõ
Koşaner’in önümüzdeki yõl
Genelkurmay Başkanlõğõ’na
atanmasõ durumunda bu gör-
evi 2013 yõlõna kadar sür-
dürmesi bekleniyor. Koşa-
ner’in ardõndan Genelkur-
may Başkanõ olacak kişinin
de 2011 yõlõnda Kara Kuv-
vetleri Komutanlõğõ’na atan-
masõ gerekiyor.
YAŞ toplantõlarõnõn dikkat
çekici konularõndan birini de
“İrtica ile Mücadele Eylem
Planı” iddialarõyla gündeme
gelen Deniz Kurmay Albay
Dursun Çiçek’in durumu
oluşturuyor. Çiçek, kurmay
albay olarak ilk kez geçen yõl
YAŞ’a girmişti. Bu yõl ikin-
ci kez YAŞ’a terfi için gire-
cek olan Çiçek’in kendi iste-
mi dõşõnda emekliye ayrõl-
masõ ya da TSK’den ilişiğinin
kesilmesi beklenmiyor. Hak-
kõnda kesinleşmiş bir yargõ
kararõ bulunmayan Çiçek’in
amiralliğe terfi edip etmeye-
ceği YAŞ sonrasõ belli olacak.
İhraçlar
Toplantõlarda terfilerin ya-
nõ sõra disiplinsizlik gerekçe-
siyle TSK’den ihraç edilecek
personelin durumu da değer-
lendirilecek. İrticai ve bölücü
faaliyetlere katõldõklarõ iddia
edilen personel ile ahlaki du-
rumlarõ nedeniyle TSK’den
ihraç edilecek personelin dos-
yalarõ YAŞ’a sunuluyor ve
karar verilmesi durumunda
disiplinsizlik gerekçesiyle ku-
rumla ilişikleri kesiliyor.
Baştarafı 1. Sayfada
Ali Suat Ertosun.