18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ARADA BİR HİKMET ALTINKAYNAK Etik Değerlerimiz... T rakya Üniversitesi ta- rafõndan hazõrlanan, Çevre ve Orman Ba- k a n l õ ğ õ ’ n c a 13/07/2004 tarihinde onaylanan “Trakya alt bölge planı” daha sonra bakanlõkça sü- rekli değiştirilerek adeta kevgire döndü. Bununla yetinilmeyip İs- tanbul planlamasõna göre değişi- mi (revizyonu) ve 1/25000 ölçekli planlarõn yapõmõ için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) şir- ketlerinden olan İstanbul Metro- politan (İMP) ve Kentsel Tasarõm grubuna verildi. Böylece İstan- bul’un desantralizasyonu amaçlõ stratejik plan değişim gerçekleş- miş olacak. Sayõn Çevre ve Or- man Bakanõ, İSKİ müdürü iken Istranca Derelerini barajlarla ve Is- tranca Dağlarõ eteklerine İSKİ kuyularõ açarak Ergene Havza sularõnõ İstanbul’a taşõmakla da ta- nõnõr. Trakya çanağõnõn ortasõndaki Ergene Havzasõ 9600 kilometre karelik alanõ kapsamakta olup bölgenin en önemli yeraltõ ve akarsu kaynağõdõr. Yine Trakya Altbölge topraklarõ tarõmsal değeri yüksek, yüzde 73.8’i iyi nitelikli tarõm arazileri, yüzde 24’ü orman alanõdõr. Halen bu topraklarõn yüzde 22’si amaç dõşõ kullanõl- maktadõr. Trakya Altbölgesi ay- nõ zamanda ekosistemde, flora ve faunada çok önemli olup kuş- larõn kuzey-güney göç yollarõ üzerinde yer alan sulak bölgedir. Trakya Üniversitesi “bilim ku- rumu anlayış ve sorumluluğu” gereği ismini aldõğõ coğrafi böl- geyi “sürdürülebilir ekonomik kalkınma” ilkelerine göre “Trak- ya Altbölge Planı” yapõmõnõ üst- lendi. Yõldõz ve Kocaeli Üniver- siteleri’nin, meslek odalarõ ve Edirne barosu, kent konseyleri- nin çok değerli katkıları ile ha- zırlanan “Trakya Altbölge Pa- nı” bir koruma planıdır. Top- rak, su ve endüstri eşgüdümü- nü esas alan bir yaşam planıdır. Burada çevre-ekonomi barı- şıklığı kurulması esas alınmış- tır. Bu plan Türkiye’nin ilk hav- za planõdõr. Yeraltõ su kaynakla- rõ ve havzalarõnõn korunmasõ, kaynak ve akarsularõn kirletil- memesi, yerüstü sularõnõn en iyi ve üst düzeyde değerlendirilme- si öngörülmektedir. Bu plan, “Trakya su ve toprak yönetimi planı” olacaktõ. Tüm dünya beslenme ve su krizi ya- şarken bu belge yüzyõllarõ aşan bir plandõr. Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin yasa ile yabancõ şirket- lere verilmesinin tartõşõldõğõ bu sü- reçte Trakya’nõn mayõnsõz muh- teşem topraklarõnõn koruma-kul- lanma ilkeleri çerçevesinde plan- lanmasõ vazgeçilmezdir. İşte Trak- ya Altbölge Planõ budur. Ancak İstanbul’un desantrali- zasyonu, İstanbul’un “donuk ve kirletici sanayisi” için stratejik olarak Trakya’nõn seçilmesi ile amaç değişti. İstanbul’un ilk de- santralizasyonu 40 yõl önce ya- põldõ: Kocaeli, Bursa, Tekirdağ’õn il ve ilçelerinin durumu ortada. İBB Başkanõ Sayõn Topbaş “Marmara Bölgesi tek yetkilisi” gibi Trakya’yõ içine alan desant- ralizasyon yapmakla görevli ade- ta. İnsanlarõn doğduklarõ yerde ka- rõnlarõnõ doyurmalarõ, güvenlik içinde yaşamalarõ sağlanmadõkça, Anadolu’dan İstanbul ve Ege’ye göç hiç bitmeyecektir. Trakya’yõ da doldurup sularõnõ kurutunca İs- tanbul’u hatta Trakya’yõ nereye desantralize edeceksiniz? Sayõn Topbaş, Trakya Altbölge Plan (1/100.000 ölçekli) reviz- yonu ve 1/25.000 ölçekli planla- rõn İMP tarafõndan yapõlacağõnõ Ekim 2006’da açõkladõ. Trakya Kalkõnma Birliği’nin (TRAKAB) plan yaptõrma ihalesi kasõmda iptal edildi (ortalama 600.000 TL teklif verildi) ve yapõlan üçlü protokol ile (Çevre ve Orman Bakanlõğõ, İBB, TRAKAB) 2.600.000 TL ücretle İBB şirke- ti olan İMP ve Kentsel tasarõma verildi. İstanbul Büyükşehir Be- lediyesi ortalama 600 bin TL olan plana 2 milyon lira fazla pa- rayõ neden verdi? Bir işi almak için ihale bedelinin 4 katõndan faz- la para neden verilir? Bu para İMP ekibine ve çalõşmalarõna mõ ve- rildi? Bir cebinden diğer cebine niçin aktarõldõ? Yapõlan protokol gereği 12 ay- da bitmesi gereken plan 30 ay ol- du bitirilemedi. Devamlõ ekip değiştirildi, direnenler ayrõldõlar. İMP ve Kentsel Tasarõm gru- bunda çalõşan deneyimli, dona- nõmlõ ve dürüst bilim insanlarõ da gerçek plandan sapma olmama- sõ için çok çaba harcõyorlar. An- cak strateji başka. İnsanlar yõldõ- İstanbul Trakya’yõ Yutabilecek mi? Prof. Dr. Osman İNCİ Eski Trakya Üniversitesi Rektörü Trakya Altbölge Planõ’nõn müellifi ve plan hükümleri 8. maddesi uyarõnca: Denetim yetkisine sahip Trakya Üniversitesi nerede? Trakya Üniversitesi ayrõca 5846 sayõlõ Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca sanat eseri olan planõn müellifidir. Eser sahibinden iznini almak bir yana ona haber dahi vermeden bakanlõkça kevgire çevirildi. rõlmak isteniyor. Trakya Altbölge Pla- nõ yürütücüsü valilerce şikâyet edildi. Karakol, savcõlõk, mahkeme, sü- reçleri geçti ve beraat et- ti. İlk planõ savunanlara karşõ toplantõlarda saldõrõ niteliğinde tehdit edici söylem ve eylemlere ta- nõk olundu. Bölge halkõ bu 5 yõlda plana olan gü- venini, azmini yitirme noktasõna getirilmek is- teniyor. “Çivi çaktır- mıyorlar, sanayiyi en- gelliyorlar, fabrika açılsa gençler iş bula- cak” gibi söylemler ile toplum katmanlarõ plana karşõ işlenmekte. Artõk bu iş bitsin, ne olacaksa olsun noktasõna getiril- diler. Nitekim 1/25.000 öl- çekli il planõnõ yaptõrma çalõşmalarõnõ sürdüren bir il belediyesi mücavir alan sõnõrõnõ, “sanayi bölgesi” olarak belirle- yip açõklamõştõr. Çözül- meler önce belediyeler- de başlamõştõr. İMP ve Kentsel Ta- sarõm grubunca yapõl- makta olan 1/25.000 öl- çekli plan ve ana plan- dan revizyon son nok- taya gelinmiş ve karar aşamasõndadõr. Bu yõl üç ilde İMP tarafõndan yapõlan toplantõlarla re- vizyon ve 1/25.000 öl- çekli planõn son hali su- nuldu. İl Özel İdaresi Kanunu (5302) uyarõn- ca İl Belediye Meclisleri ve İl Genel Meclisleri karar verecektir. Trakya Altbölge Planõ revizyo- nu ve yeni plan notu de- ğişikliklerinden ve uy- gulamalarõndan tarih önünde sorumludurlar. Trakya Altbölge Pla- nõ’nõn müellifi ve plan hükümleri 8. maddesi uyarõnca: Denetim yet- kisine sahip Trakya Üni- versitesi nerede? Trakya Üniversitesi ayrõca 5846 sayõlõ Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nca sa- nat eseri olan planõn müellifidir. Eser sahibinden izni- ni almak bir yana ona haber dahi vermeden bakanlõkça kevgire çe- virildi. Bu eser üniver- sitenin “Bilimsel bilgi- yi toplumsal yarara dönüştürme” görevi- nin en büyük eseridir, buna sahip çõkmak üni- versitenin tarihsel so- rumluluğudur. Eğitim, bir toplumu geleceğe bağla- yan çok önemli bir kurumdur. Geç ve güç değişmesi, ana karakterlerindendir. Bunun içindir ki toplumumuzda çağ- daşlaşma bir türlü gerçekleştirileme- mektedir. Çünkü bu yoldaki eğitim, hep kesintiye uğramıştır, uğratılmakta- dır. İlhan Selçuk, “Etik değerlerimize ne oldu” diye soruyordu. Birkaç gün son- ra devamı, sanki Yılmaz Özdil’den geldi: “…örfünü, âdetini yitirdi bu ülke… Aklını yitirdi.” Doğru söze ne denir? Etik değerlerin başında gelen “sevgi, saygı”nın yara al- ması, toplumun uçuruma gitmekte ol- duğunun göstergesi değil midir? Son günlerde yine piyasaya sürülen ilköğretimdeki “Öğrenci Andı” konusunu kaşıyarak, etik değerlerimize saldıran- ları da görünce, toplumun “aklını yitir- diği”ni düşünmemek elde değildir! Gündemi izliyoruz. Yerel seçimler sonrası yine yeni anayasa konuşul- maya başlandı. Artık A’dan Z’ye bir anayasa değil de değiştirilmesi gere- ken maddelerin ele alınacağı, kısmi bir yeni anayasa konuşuluyor. Bu nokta- ya bir yıl sonra gelinmesine olumlu ba- kıp iyiye işaret diye düşünsek bile, uz- laşılabilecek madde bulunması zor gö- rünüyor. Bunun için de bu Meclis, öz- lenen yeni anayasa değişikliğini ya- pamaz yargısı ister istemez ağır bası- yor. Yeni anayasayı bir yana bırakıp yine son günlerde etik değerlerimize karşı başlatılan yıpratma çalışmalarından bi- ri olarak gündeme gelen Öğrenci An- dı’na şaşı bakanların şaşılığına gelir- sek… Geçmişte MC hükümetleri döne- minde de yine Öğrenci Andı gündeme gelmiş, andın “Ey bu günümüzü sağla- yan ulu Atatürk! Açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta, hiç dur- madan yürüyeceğime” sözü ders ki- taplarından çıkarılmış, bununla ilgili olarak da parlamentoda yoğun tartış- malar yaşanmıştı. Sonunda ders ki- taplarındaki bu provokasyon önlendi, andın bütünlüğü korundu, art niyetliler amaçlarına ulaşamadı. Şimdi de aynı film, başka türlü baş- latılmış görünüyor. Öğrenci Andı da toplumun etik de- ğerlerinden biridir ve zedelenmeye başlarsa, tüm öteki değerler de zarar görür. Toplumun etik değerlerinin korun- ması, ruh birliğinin korunması anlamı- nı taşır. Hani hep anlatılır. Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Vedat Günyol, Cevat Çapan, Mehmet Başaran, Cen- giz Bektaş.. hep aynı biçimde güler- lermiş! Çünkü dünyaya hep aynı bakış açısından bakarlaşmış da ondan! Dünyaya aynı pencereden bakan in- sanların etik değerlerini yitirmesi bir ya- na, bu değerlerden herhangi birinin bile yara alması, düşünülemez. Milli Eği- tim’in eski bakanı bu konuda sınıfta kal- dı. Yeni bakanı ise daha ilk sınavda tö- kezledi. Türkan Saylan’ın cenazesine neden gitmediğini soran gazetecilere, “Cenazede belli bir psikoloji oluşuyor. Hükümetten birini orada görmeyi ne ka- dar istediklerinden de emin değilim” di- yerek, mazeret ileri sürdü. Bu sözün okunması, belki de “Benim partim istemez” anlayışıdır. Değilse, ömrünü eğitime adayan bir yüce eği- timciyi, toplumun etik değerlerinden bi- ri olan, onu son yolculuğuna uğurlamayı görev saymayan bir eğitim bakanının, toplumun hangi değerlerine sahip çı- kacağı, doğrusu üzerinde düşünülme- si gereken önemli bir konudur. Dilerim çiçeği burnunda Sayın Milli Eğitim Ba- kanı beni yanıltır. Önce hiç değilse Türkan Saylan’ın adını bir okula ve- rerek, bir heykelini yaptırarak… Sonra bir partinin değil, Türk milli eğitiminin he- deflerine uygun, çağdaş eğitim prog- ramlarını uygulatan bir Sayın Milli Eği- tim Bakanı olduğunu göstererek… CUMHURİYET’TEN OKURLARA İBRAHİM YILDIZ Gazeteler Hakkındaki 7 Yanlış Geçen hafta Referans gazetesinde önemli bir haber yer aldı. Haberin içeriği gazeteciliğin geleceğini sorgu- larken, yapılan spekülasyonlara da yanıt veriyordu. Habere göre Amerikan Gazeteler Birliği (NAA) Başkanı ve CEO’sunun imzasını taşıyan “Gaze- teler hakkındaki gerçekler” başlıklı açık mektup, 1500 dernek üyesi gazeteye gönderilerek ilan ola- rak ücretsiz yayımlanması istendi. Tam sayfa ilanı ilk yayımlayan 19 Mayıs’ta, dün- yanın en güçlü gazeteleri arasında sayılan “The New York Times” oldu. Reklam verenlere yöne- lik ilanda gazete sektörünün yaşadığı sorunlar hakkındaki yanlış inanışlara cevap veriliyor. İlanda yer alan ‘7 yanlış’ 1. Yanlış: Artık kimse gazete okumuyor. Gerçek: Hafta içi her gün 104 milyondan faz- la, pazar günleri 115 milyondan fazla yetişkin ga- zete okuyor. Bu rakamlar, TV’de Süper Bowl’u (94 milyon), American Idol’ü (23 milyon) ve tipik bir akşam ana haber bültenini (65 milyon) izle- yenlerden fazla. 2. Yanlış: Gençler artık gazete okumuyor. Gerçek: Ortalama bir haftada 18-24 ve 25-34 yaş grubunun yüzde 61’i gazete okuyor ve ge- çen hafta gazete okuduğunu veya bir gazete in- ternet sitesine girdiğini söyleyenlerin oranı yüz- de 63. 3. Yanlış: Gazete okurluğu düşüyor. Gerçek: Haftalık ortalama gazete okurluğu 2007-2008 arasında yüzde 0.8 gibi küçük bir oranda geriledi. 2002’deki zirveye oranla gerile- me ise yaklaşık yüzde 7. Bunu, sadece 2007’de prime time TV izleme oranındaki yüzde 10’luk dü- şüşle karşılaştırın. Bu arada gazetelerin internet aylık tekil ziyaretçi sayısı 2004’ten bu yana yüz- de 75 artarak 75 milyona ulaştı. 4. Yanlış: Pek çok gazete iflas ediyor. Gerçek: Gazeteler, bireysel ticari kuruluşlar ola- rak, kârlı işletmeler olmayı sürdürüyorlar. Wall Street uzmanları 2009’da işletme marjının düşük veya orta onlu hanelerde olacağını tahmin edi- yorlar. Geçmişteki yüksek seviyelere göre daha az olsa da bu oran pek çok endüstrinin kıska- nacağı düzeyde. American Journalism Revi- ew’daki makalesinde danışman John Morton şöyle yazmıştı: “Genel olarak, üzerine gidilen ga- zete endüstrisi zayıflamış olmakla birlikte pek çok ölçüte göre mali sağlığını korumaktadır, içinde bu- lunduğumuz ortamda bu bir başarıdır.” 5. Yanlış: Gazete ilanları işe yaramıyor. Gerçek: Google’ın kendi araştırması tüketici- lerin yüzde 58’inin gazetede gördüğü ürünü araştırdığını veya satın aldığını gösteriyor. Google ayrıca, gazete ilanının online reklamı güçlendir- diğini söylüyor. Yüzde 52’nin bir ürünü gazete- de görürse satın alma olasılığı daha fazla. 6. Yanlış: Gazetede yaratıcı seçenek yok. Gerçek: Gazetelerin sunduğu yaratıcı seçe- nekler de patlama yaşıyor ve bugün üzerine kü- çük poşet yapıştırılabilen ilanları, etiket, kokulu, tadılabilen, karanlıkta parlayan ilanları, ortadan ya- rık tasarımı ve ayrıca etkinlik ve veritabanı pa- zarlaması, tüketici davranış hedeflemesi, e-pos- ta, e-bülten uygulamalarını içeriyor. 7. Yanlış: Gazeteler olmasa haber ihtiyacını başka yer- den giderebilirsin. Gerçek: Gazeteler diğer tüm mecralardan fazla haberciliğe yatırım yapıyorlar. “Toplamacı- lar”da okuduğunuz ve diğer mecralardaki çoğu bilgi gazete kaynaklı. Hiçbir yerel blogger’ın, ka- mu yararı kuruluşunun veya TV haber kaynağı- nın çabası, gazete içeriğinin derinliğine ve ge- nişliğine erişemez. ABD’de yapılan bu soruşturmanın Türkiye’de de yapılmasında büyük yarar olduğuna inanıyo- ruz. Son günlerde gazete satışlarında gözle gö- rülür bir düşüş yaşanıyor. Çok satışlı gazeteler okur yitirmemek için çok çeşitli kampanya ara- yışındalar. Ülkemizde de yapılacak bu tür bir ça- lışmanın gazeteler açısından oldukça gerçekçi so- nuçlar çıkaracağını görebiliriz. İyi haftalar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle