14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA OSS SORU VE YANITLARI 11 TURKCE 1. Aşağıdakilerin hangisinde, yazara ilişkin açıkla- mayla ayraç içinde verilen nitelik birbiriyta uvus- mamaktadır? A) Oilin anlatım olanaklannın sınıiarını genişleterek okurlanna yeni dünyalann kapılarını açar. (yara- tıcı olma) B) Olayları, insanlan, hatta cansız varlıklan duygu- lıı, renkli bir biçimde dile getirir. (anlatımsal etki- leyicilik) C) Her yafatısından sonra ara vermeden bir yenisini düşünür. (Cretkenlik) D) Anlattıklarına yönelik ipuçian vererek okururı dü- şünme ve düş gücünü kamçılar. (kişiliğini gizle- E) Yapıilarında, okur yaşananlardan kesitler bulur. {gerçekleri yansrtrna) 2. Aşağıdaki tanımlardan hangisi ayraç içinde veri- len kavramla uvusmamaktadır? A) Şiirde dizeyi, düz yazıda cümleyi oluşturar söz- cüklerin ses özelliklerine göre sıralanışından do- ğan uyum. (ahenk) B) Yazınsal yaratıfarda yer alan ögelerin birbirine bağlanıp bütünteşerek oluşturduklan düzen. (bi- çim) C) Bir yapıtta anlatılmak isteneni örneklerle yansıt- ma. (aynntı) D) Sanatçının bir olayı ya da konuyu belli bir yön- den ele alıp değedendirmesi. (bakış açısı) E) Yazınsal yaratılarda yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili, görünür kılmak amacıyla zihinde canlandmlmaya çalışılan görüntü. (imge) 3. Dost canlısı, sevgi dolu, nitelikli bir insandı. Dünyaya hep yüreğinin penceresinden baktı. Yardıma ihliyaç duyduğu en güç günlerinde, en çok güvendiği kişileri yanında görmediğinde bile onları sevmekten, bağış- lamaktan kaçınmadı. Kırgınlıkların nedenini kendinde aramayı yeğledi. Bu parçada geçen "dûnyaya hep yüreğinin pencere- sinden bakma" sözüyle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisîdir? A) Olayları, durumlan duygularınagöredeğerlen- dirme B) Çevresindekileri üzmekten kaçınma C) Yaşananlan değişik yönleriyle düşünme D) Yakınlannın mutluluğunu isteme E) Kendi düşüncelerinin doğruluğuna ınanma 4. Onun karikatürierinde dondurulmuş kareler birden harekete geçer, yansıtılan kişiler canlılık kazanırdf. Bu cümlede, söz konusu karikatürlerin hangi özelliği belirtilmek istenmiştir? A) Yaşananlan eleştirme B) Gerçeklik duygusu uyandırma C) Öğreticiolma D) Çok yönlü düşündürme E) Güncel olanı yansıtma 5. Picasso, "Ben başkalannı değil, asıl kendimi kopya eîmekten korkanm." der. Picasso bu sözüyle sanatçılann nasıl birtutum içinde olmaları gerektiğini belirtmek rstemiştir? A) Başkalarına benzememe ilkesine bağlı kalma- hdır. B) Sıradan şeylerden sıra dışı ürünler yaratabilme- C) Farklı olma düşüncesiyie anlaşılması güç ürünler ortaya koymamalıdır. D) Bireysel konulardan yola çıkarak toplumsal ger- çekleri dile getirmelktir. E) Her yeni çalışmasında, öncekilere benzemeyen özgün yapıtlarortaya koymalıdır. 6. (I) Kütüphaneler kültürel yaşamı besleyen ve gelişti- ren ana damarlardandır. (II) Ne var ki kâğıt üzerinde sayılan artmış gibi görünse de Türkiye'de neredeyse 50.000 kişiye bir halk kütüphanesi düşmekte. (III) Oy- sa Almanya'da bu rakam 6000. (IV) Öte yandan, ül- kemizde son otuz yıllık dönemde halk kütüphaneleri- ne üye olanlann oranının da % 1 ya da % 2 olduğurıu belirtelim. (V) Bu oranın ABD, Ingiltere, Finlandiya'da % 60 dolaylannda olduğu söylenebilir. (VI) Bu sayısal değerler, kültürel yaşamımızda etkili bir yeri olan kü- tüphanelerin yetersiz olduğunu her yönüyle açık seçik gösteriyor. Kütüphaneferin efe alındığı bu parçadaki numara- lanmış cümlelerle ilgili olarak asağıda verîlenler- den hangisi vanlıstır? A) I. cümlede, işlevinden söz edilmektedir. B) II. cümlede, gereksinimleri karşılamadığı belirtil- mektedir. C) IV, cümlede, saptama yapılmıştır. D) V. cümlede, kesinlik söz konusudur. E) VI. cümlede, önemli bir sorun dile getirilmiştir. 7. fl) Köşe yazılarını dışarıda tutacak olursak günümüz edebiyatında türier arasında kesin çizgiler pek kal- madı. (II) Uzun öykü, anlaîi, roman iç içe geçebili- yor. (III) Bu durum bana kolaylık sağlıyor. (IV) Kal- dı ki ben yazmaya başladığımda sonunun türsel açı- dan nereye varacağını kesîiremiyorum çoğu zaman. (V) Deneme diye başlıyorum öykü çıkıyor, öyküye başltyorum romanlaştyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, kendinden önceki cümlede belirtilenleri destekler niteliktedir? A) II. ve III. B) II. veV. C) III. ve IV. D) III. veV. E)IV. veV. 8. "Bu roman tamamen gerçekleri yansıtıyor." demekle, "Bu yapıttaki her şey ftayal ürünüdür, gerçek hayat- takilerte benzeşmeler rastlantıdan başka bir şey de- ğildir." demek aynı ölçüde gerçek dışıdır. Romanla ilgili bu sözlerie anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Düşle gerçek birbiriyle kaynaştınlarak verilir. B) Düşsellikle gerçekliğin dengesini kurmak güçtür. C) Gerçeğe ya da düş gücüne dayalı oluşuna yazar değil, okur karar verir. D) Düşselliğin gelişigüzel kullanılması yapıtın değe- E) Tümüyle gerçeklere dayandırtlması ona inandırı- cılık kazandırır. 9. Yazı yazmak, yemek pisirmeye benzer. —. Burada önemli olan, uygun yöntemle, ustalıkla pişirebilmeklir. Yukanda boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) İkisi de uzun süren ve derinlemesine düşünmeyi gerektiren bir hazırfık dönemi ister B) Kimseden etkilenmeden, özgün bir ürün ortaya koymak gerekir C) Herkesin başarabileceği, sıradan bir iştir D) Yalrtız, yetkinleşebilmek için birçok kere yapıp bozmak gerekir E) Aynı malzemeyle iki kişi birbirinden çok farklı tat- larda iki yemek yapar 10. Çevrenizde olup biten her şeyden birkaç dakikalığı- na uzaklaşıp ruhunuzun derinliklerinden gelen kısık sesli müziği dinlediniz mi hiç () Aslında bu müziğin sözü, bestesi tamamen size ait. Enıin olun, o şarkı- nın sözlerinde çok şey gizli () Beden, ruh sağlığına dikkat et () para, kariyer önemli ama senden önemli değil; sevdiklerini, bundan da önemlisi kendini ihmal ediyorsun () diye fısıldayacak o şarkınm sözleri. Ne- reden mi biliyorum () Çünkü bunlan yaşıyorum. Bu parçada ayraçlarla () belirtilen yerlere aşağı- dakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir? B) (!){:){,)(!)(?) C) (?)(:)(;)(,)(?) D) (-)(.)(,)(,) (... E) (?)(-)(.)(.){•) 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yaamyanlışı vardır? A) Bu binanın planını Avusturyalı bir mimaria birlikte çizmişler. B) Müzenin bugünkü durumuyla ilgili bilgileri bir ön- ceki sayımızda yayımlamıştık. C) O gezide yıllardır görmediğim bir arkadaşıma rastladım. D) Buraya yeni bir yaya geçiti yapılacak. E) Şenlikler bu yıl mayıs ayında başlayacak. 12. Salyador Dali'nin bütün resimlerinin yer aldığı sergi- de, İspanyol ustanın sanat tarihine bıraktığı eşsiz mi- rası yansıtan iki yüz yetmiş yapıt sanatseveriere tanı- tıldı. Bu cümleyte ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Birden fazla sıfat tamlaması vardır. B) Yönelme durumu eki alan sözcükler zarf tümleci görevindedir. C) Sayı sıfatı kullanılmıştır. D) Yapım eki almış birden fazla sözcük vardır. E) Bileşik sözcük kullanılmıştır. 13. (!) Lunaparklar çocukluğumuzun güzel günlerini anımsatır. (II) Dönme dolaba, atlıkarıncaya, çarpı- şan otolara binmeden önce duyumsadığımız heye- can ve kimi zaman korku bu eğlence merkezlerini farklı ve ilginç kılar. (lil) Çocukken en çok hangileri- ne binmeyi severdiniz? (IV) Belki de hâlâ içinizdeki o çocuk sizi götürüyor giderek azalan lunaparklar- dan birine. (V) Ve hâlâ seviyorsunuz binmeyi dön- me dolaba, atlıkanncaya... Bu parçadaki numaralanmış cümielerden hangi- lerinin ögeJeri özne, belirtili nesne ve yüklemden oluşmaktadır? A) I. ve II. B)l.veV. D) III. ve IV. E) IV. v C) II. ve Mİ. 14. (I) "Ağın" sözcüğü, çocukluğumda, bazı toprak yığın- lannın tepesindeki tek kalmtş ağaçları getirirdi gözü- mün önüne. (II) Fırat'ın bir kolu olan Karasu kıyıların- daki ekin tarlalarının ortasında yetişen "tek dut", içim- deki yalnızlığın simgesiydi. (III) Şu yaşa gelmeme karşın o ağacın "yalnızNğı" çağnştıran görüntüsü bel- leğimden silinmedi. (IV) Ağın'da elmasından armudu- na, eriğinden nanna, üzümüne çeşit çeşit meyve ye- tişmeseydt, "Ağınla "ağu" (zehir, zıkkım) arasında anlamca bir bağlantı kurulabilirdi belki. (V) Oysa o küçük kasaba, insanlanyla, kuzulannın melemeleriy- le, güzelim meyveleriyle zehri bala çeviriyordu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıda verilenlerden hangisi vanlıstır? A) I. cümle bileşik yapılıdır. B) II. cümle ad cümlesidir. C) III. cümlede fiilimsiyle oluştunılmuş birtamlama vardır. D) IV. cümlede yeterlik fiili kullanılmıştır. E) V. cümlede 1le" bağlaç olarak kullamlmıştır. 15. (I) Şu ana kadar tüm öykülerine övgüler düzeceğim birseçkiyle karşılaşmadım. (ll)özellikle bu seçki ta- mamen yeni öykülerden oluşuyorsa böyle bir beklen- tiye hiç girmemeli. (III) Yazarlar birbirlerinden farkfı edebiyat anlayışlarına sahiptirler. (IV) Sayfaları çe- virdikçe çok farklı metinlerle karşılaşırsinız. (V) Eğer çok yönlü bir insan değilseniz bu öykülerin size ses- lenmesi pek olası değildir. Bu parçadaki numaralanmış cümielerle ilgili ola- rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlenin yüklemi belirli geçmiş zamanın olum- suzuyla çekimleremiştir. B) II. cümlede koşul eki almış bir sözcük vardır. C) III. cümlede özne isimden isim yapma eki af- mıştır. D) IV. cümlede zarf-fiil vardır. E) V. cümlenin yüklemi ek eylemin olumsuz biçimiy- le çekimlenmiştir. 16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde biranlatım bo- zukluğu vardır? A) Yann, uzun sürecek bir iş gezisine çıkıyorum. B) Kızımı Franstzca kursuna kayıt yaptırmak isti- yorum. C) Telefonumu nerede bıraktığımr hatırlamıyorum. D) Bu kursta, güzel konuşmanın inceliklerini Öğre- niyorum. E) Davete katılanların hemen hemen hepsini tanı- yoaım. 17. Benim için yazmaya başlamanın saati, dakikası yok- tur. Diyebilirim ki günün her saatinde yazmaya baş- layabilirim. Şimdi emekliyim, zamanı diiediğim gibi kullanabilirim artık. Ama bu yalnızca bir sanı, yazma söz konusuysa bu geçerli değildir. Yazmada zamanı "yazı" belirler, ne yazılacağının belirleyicisi de odur. Marquez'in, "O kadar acemiydim ki romanların, ya- zanm istediği gibi değil de kendi istedikleri gibi baş- ladıklarını henüz bilmiyordum." sözüyle karşılaşınca "yazmaya" sınır konulamayacağına daha derinden inandım. Bu parçamn anlatımında aşağıdakilerden hangisi voktur? A) Farklı düşünceleri ardı ardtna verme B) Anlamca kesinlik bildiren cümleler kullanma C) Variıklara, insana özgü nitelikler yükleme D) Ûmeklemelerden yaraıianma E) Alıntıyladûşünceyi pekiştirme 18. Bir yerde yaşamayı sevmek için orada mutlaka anı- larınızın olması gerekli. Yoksa evler soğuk birer du- var yığını, cadde ve sokaklar yabancılara ait yerter- dir. Size doslça bakmayan bu otobüs durağında eğ- reti eğreti beklersiniz. Yeni bir eve laşınmanın birçok irsana hiç çekici gelmemesinin nedenleri de aslında bunlardır. Evin duvarlannda geçmişînizin o acı tatlı anılarından hiçbir iz yoktur. Bir tanışla iş dönüşü kar- şılaşıp dostça iki çift laf edilmiş o eski sokağınızla hiç- bir benzerliği bulunmaz bu sokağın. Her şey, sesler, renkler sizin dışınızda akıp gidergibidir. Bu yüzden, hayatınıza yeni giren bir yeri benimsemek İçin zama- na ihtiyacınızolacaktır. Orayı sevemezsiniz. Ta ki anı biriktirene kadar. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) İkilemelere yer verme B) Karşılaştırmaya başvurma C) Birden çok duyuya seslenme D) Betimleyici ögelerden yararlanma E) Birinci kişili anlatımla oluşturulma 19. Biryazarın yaşamını, çevresindeki insanların yazar hakkındaki görüşlerint bilmek; giyim kuşamından tu- tun da gündelik yaşamınm bütün ayrmtılarına göz atmak birçoğumuza ilginç gelir. Bunların ele alındı- ğı yazılar, sevdiğimiz bir metnirt arkasındaki yazarı tanıma olanağı verdiği kadar metinde düe getirileme- yen ruhsal durumları anlamamıza, boş bırakılan, ta- mamlanmamış birçok noktayı doidurmamıza da yar- dımcı olur. Borges'in seksen yaşında kendini kaybe- dercesine âşık olması, James Joyce'un hiçbir zaman "Ulysses"i okumayan karısının nasıl biri olduğu, Ce- mal Süreya'nın Kadıköy sahilinde yürürken her an karşıdan Fazıl Hüsnü gelebilir düşüncesiyte ceketini ilikleyerek gezmesi, Turgut Uyar'ın, ardtnda kendi el yazısıyla oluşturulmuş hiçbir metin bırakmama ilkesi gibi ilginç bilgilerin ne kadan edebiyatla ilişkilidir? önemli olan —. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilfr? A) bir yazarın yaşam öyküsünün, yazarın yaratılan- m yorumlamada ne kadar etkili olduğudur B) kendiyle ilgili bu yazıları başkalanna bırakmayıp yazarın kendinin yazmasidır C) bir yazan yazmaya yönlendiren kişisel düş kınk- tıklarının doğru bir biçimde verilmiş olmasıdır D) bu tür yazılarda okurun ilgisini çekecek bilgilerir verilmesidir E) bu bilgilerin, birçok kaynaktan araştırılıp doğrulu- ğu denetlendikten sonra verilmesidir 20. Okumayan bir insan, sadece tek bir yaşam sürmüş- tür. Oysa ben Napolyon'un, Sezar'ın, Dartanyan'm yaşamlarıyla kendi yaşamımı zenginlestirdim. Bu ne- denle, gençleri kitap okumalan konusunda her zaman yüreklendiriyor, yönlendiriyorum, çünkü bu, tek boyut- lu kişİIİkten kurtulmanın en etkili yotudur. Böylece, — bu müihiş birayncalıktır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akısı- na göre asağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) tarihsel olaylara ilgi duyarsınız B) ülkeleri tanıma isteğiniz artar C) değişik yaşantılar edinmiş olursunuz D) insanlan daha çok sevebilirsiniz E) sorumluluk duygunuz gelişip güçlenir 21. —-. Montaigne'in kendine dönük, söyleşi havasın- da, gelişigüzel yazılmış duygusu uyandıran; Bacon' ın ise nesnel, özlü, betimleyici denemeler yazdığı söylenir. İki denemecinin yalnızca biçeminin değil, bakıp yorumladıkları dünyanın da farklı olduğu gö- rülebilir. Montaigne'in, denemelerini, "kendi benliği- ni anlamak için" oluşturduğu, Bacon'ınsa "değişik alanlarda edindiği gözlem ve deneyimleri insanla- rın yararlanabilecegi bir bilgelikle" yazdığı, dene- melerinden anlaşılmaktadır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi £•-*'"' ° A) Denemenin dokusu yazardan yazara değişir B) Her denemecinin anlatım biçimi kendine özgü- C) Denemenin konuşma tadı taşıması dilin kullanı- mıyla ilgilidir D) Her denemecinin bir çırakiık bir de ustalık döne- mi vardır E) Deneme, kişiseltiğe dayalı, rahat okunan bir yazı türüdür 22. Taşa çalınmış bir nara benzetirim dilimizi. Eşsiz panl- tılar saçan bazı taneleri kaybolmuştur bu nann, bazı taneleri unutulmuştur. Bu benzetmeden yola çıkarak şunları söyleyebilirim: Sokaklar, caddeler, ağızlar ve gönüller yavaş yavaş benim bilmediğim sözcüklerle doldu. Bende en küçük anısı bile olmayan, derinliğini göremediğim sözcükler bunlar "sunucu" spiker, "gös- teri adamı" showman, "iş ham" plaza, "yıldız" star, "çarpıcı haber" flaş haber oldu söz gelimi. Daha da önemlisi "paşa'yı pasha, "efendi'yi efendy, "evef'i ewet biçiminde yazan bir kuşak çıktı ortaya. Bunlan sö'yleyen kişi aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? A) Dil kurallarının geçeriiğini yitirmesinden B) Dil bilincinin zayjflamasından C) Sözcüklere farklı anlamlar yüklenmesinden D) Anlamdaş sözcüklerin birlikte kullanılmasından E) Yabancı sözcüklerin doğru yazılmamasından 23. Dil, tarih, edebiyat, hukuk, din, ekonomi, tarım, aile yapısı gibi birçok öge, kültür kavramı içinde yer alır. Bu bağlamda kültür, bir ulusu oluşturan toplumun ay- nlmaz parçasıdır. ülusların gelişmişlik düzeyiyle kül- tür arasında çok sıkı bir etkileşim vardır. Çünkü kül- tür bir ağaç fidesindeki, bir çiçek tohumundaki öz gi- bi, toplumu bir arada ve canlı tutan, geliştiren bir et- kendir. Sağlıklı birtoplumsa zamanın getirdiği yeni- liklerı, kendi öz değerleriyle kaynaştırarak yol alır. İş- te bu yönden Atatürk döneminde gerçekleştirilen dev- rimler de bu amaca yönelik yenileştirme, geliştirme Bu parçadan kültürle ilgili olarak aşağıdakilerin hanaisi cıkanlamaz? A) Uluslararası ilişkilerde gözetilmesi gereken nite- likler taşıdığı B) Toplumsal yapıyı kuran değerler bütünü olduğu C) Toplumlann gelişip değişmesinde önemli bir güç olduğu D) Bireyleri birbirine bağlayan özellikler içerdiği E) Koşullara göre değişime uğrayabileceği 24. Düşünme üzerine söylenmiş ne kadar çok söz var! O sözlerden biri şöyle: "Uyanan düşünce bir daha uyu- maz." Öyle midir? Bilinir ki nice uyanan düşüncenin bir yolu bulunarak uyutulduğu çok olmuştur. Düşün- ceyi yücelter bir söz datia: "ölümsüz olarak bildiğim tek şey, düşüncedir." Bu söz için de "Evet, doğru." di- yesim gelmiyor. Tarihe baktığımızda nice düşüncenin yozlaştırılıp yokedildigini gördüğümüz İçin... Konfüç- yüs ise düşönmenin bir başka yönüns vurgu yaparak "Düşünmeden öğrenmek, vakit kaybetmektir." diyor. Evet, düşünme ama hangi düşünme? Blz eleştiren ve yargılayan bir düşünmeden yanayız. Bu parçadan düşünmeyle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi cıkanlamaz? A) Belirli kalıplar içinde dondurulamayacağı B) Farklı yaklaşımlara göre farklı anlamlar içerebile- ceği C) Savunanlann yanı sıra engellemeye çalışanlann da olabileceği D) Sorgulayıcı bir nitelik taşıması gerekliği E) Çağdaşlığın yolunu açma gücü taşıdığı 25. Bu kitapta okur, zaman zaman esprili, zaman zaman da son derece duygusal ama her durumda sade bir anlatım üzerinde ilerliyor. Okuru hiçbir zaman yormu- yor bu aşk ve insan odaklı öyküler. Bunların çoğunda hüzün saklı. Öykülerin kahramanı olan kadınlartüm kırılganlıklarıyla çiziliyor. Kentli ve kültürlü, iyi eğitim almış bu kadınların pek çoğu, aslında içlerinde saklı olan gücü fark edebiliyor yeri geldiğinde. Son derece basit bir olay örgüsü çevrestnde insan hâllerini, aşk karşısında yaşananlan, yalnızlıkları, düş kınklıklarını ve küçük mutlulukları kaleme alıyor yazar. Bu parçada sözü edilen öykülerde aşağıdakiler- den hangisi voktur? A) Ince anlamli güldürücü sözler B) Duyguları devindiren bir doku C) Herkesimden seçilmiş kahramanlar D) Süsten annmış bir anlatım E) Değişik yönleriyle yansıtılan kadınlar 26. Sabahattin Ali, olayları kesin sonuca bağlamaktan kaçınart, okurun kafasında bir ufuk açıp bırakan öy- küler yazar. Yani o döneme kadar alışıimış olanın dışına çıkan, Çehov'un "durum öyküsü* diye anılan öykü tarzının etkileri görülüröykülerinde. Zaman za- man da, Maupassant'ın geliştirdiği, bizdeyse ömer SeyfeHin'in öncülük ettiği "olay öyküsü" tarzının izte- Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sövle- nemez? A) Çehov ve Maupassant'ın öykü türüne yenilikler getirdiği B) Sabahattin Ali ile ömer Seyfettin'in Öyküye bakış açılannın bire bir örtüşmediği C) Yazarlar arasında etkileşim olabileceği D) Sabahattin Ali'nin öykülerinde olay ve durum öy- küsü özelliklerinin görüldüğü E) Yazarların öykü tûrünü daha çok yeğlediği 27. Türkçenin yeterince ayrımına varılmamış bir özelliğin- den, yoğunlaştırma gücünden ustaca yararlanıyor bu yazarımız. Yapıtlarındaki duygusal ve düşünsel derin- lik de buradan geliyor büyük ölçüde. Çünkü az sözle çok şey anlatma yoludur yoğunlaştırma, anlatımda şi- irselliğin damarını yakalamadır. "Düşüncenin canı kı- sa sözdedir." yargısına bağlı kalmadır. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçada aniatı- lanlara örnek olusturmaz? A) Zamanı öldürerek kendi ölümünü hazırlayan ne çok insan var şıı yeryüzünde. B) İnsanlan fiziksel özellikleriyie değerlendirmenin yanlışlığı çokça yinelenir. C) Yaşamını güzelliklerle dokumayan insanın ömrü, yaşarken tükenmiş demektir. D) Sabnn ülkesinde soluk alıp vermeyen bir sanat- çı, adını gelecek kuşaklara bırakamaz. E) Acıların aieşinde pişmeyen insan, bu duyarsıztık ortamında nasıl ayakta kalabilir ki. 28. llk ortak çalışmamızda onun kimi özelliklerinin ayrımı- na varmiftım. Hem zengin bir yazınsal birikimi vardı hem de brlinçli bir okurdu. llyada, Don Kişot, Hamlet, Suç ve Ceza, Yabancı gibi basyapıdar derin izler bı- rakmıştı onda. Sık sık anıyordu bu yapıtları. öte yan- dan yoklukve yoksullukla geçen çileli, örselenmiş bir çocukluk dönemi yaşamıştı. O yaralı çocukluk günle- rini anlatmaktan hiç çekinmiyordu, çekinmek şöyle dursun anlatırken kahkahalarla gülüyor, az sonra gözleri buğulanıyordu. Aslında anlattıkları hiç de gü- lünç değildi. Dinlerken içim burkulur, ağlamamak için zor ttrtardım kendimi. Kahkahalannın tınısında nasıl bir duygu gizliydi? Haz mı, acı mı, öç alma mı? Ayı- ramazdım birtürlü. Bu parçada anlatılan kişi aşağıdakilerden hangi- siyle nitelendlrilemez? A) Neyi niçin okuduğunu bilen B) Duygusal bir kişıliği olan C) Okuduğu yazarlara benzemeye çalışan D) Önemli yapıtlardan etkilenen E) Yaşadıklarını hiç değiştirmeden anlatan 29. O, dif duyarlığı gelişmiş öykücülerimizden biridir. Ya- şamı değişik boyutlarıyla yansıtmayı amaçlar. Öte yandan öykülerinde dili, bir araç olarak görmez. Ya- zarken dilin olanaklarmı belirli amaçlar doğrultusun- da zorlar, bu yolla yeni söyîem biçimleri araştırır. Bu- nu yazarîığın ve yaratıcıiığın doğal bir işlevi olarak görür, Yoğun, çok katmanlı, çağrışımlı bir anlatım oluşturma çabası içindedir. Dilin, yeni duyguları, ya- şantılan yansıtabilmesi için farklı sözcükler seçmek- ten ve sözcüklere yeni anlamlar yüklemekten çekin- mez. Bütün bunları yazarlığın temel koşulu sayar, yazdıklarını bu doğrultuda biçimiendirir. Bu parçada sözü edilen yazarla il ğıdakilerdenhangisined. " li olarak aşa- A) Dile yaklaşımına B) Yaşaranlara farkiı açılardan baklığına C) Işininbilincindeolduğuna D) Anlatımını geliştirmeye çalıştığma E) İlginç konular seçtiğine 30. Kimi çağdaş yazarlann hoş bir tutumu var. Önce bili- nen bir klişeyi alıp yazdıklan öykünün çıkış noktası yapıyorlar. Siz okur olarak "Eyvah!" der demez, sa- tııiann arasında verilen ustalıklı ve incelikli anlatım- lar sizi bambaşka bir şölene çağırıyor. Ama öyle dil oyunlannın, bilinç akışı gibi metnin anlaşılmasını güç- leştiren yöntemlerin kullanıldığı bir şölen değil bu. İn- sanların davranışlannı yönlendiren ögeleri seçiyor, bunlan çarpıtmadan çağdaş insanın tutkularıyla bizi yüz yüze getiriyor. Üstelik her şey yalın ve usulca söz söylemeye dayalı. Bu parçada sözü edilen yazarlann yapıtlanyla ilgi- li olarak aşağıdakilerden hangisi sövlenemez? A) Anlaşılması çaba gerektiren nitelikler taşıdığı B) özgün olmayan konulardan yola çıktığı C) Belirli teknikleri kullanmaktan kaçındiğı D) Anlatılanların beklentilere ters düştüğü E) Karakterieri kendi gerçeklikleri içinde yansıttıği SOSYAL BILCILER 1. Hitrtlerinilkzamanlannda, I. fethedilen toprakların yönetiminin prenslere ve- himesi, II. prenslerin kendilerine verilen topraklara karşılık, savaş sırasmda kraiın ordusuna katıiacak asker ve araba temin etmesi, III. ekonomilerinde hayvancılığın önemli bir yer tutması durumlanndan hangilerinin feodal timar sistemi- nin uygulandfğını gösterdiği savunulabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E)llvelll 2. Orta Asya'da Mö 1200-700 ytllanna ait Karasuk kOJ- türünden dört tekerlekli araba, keçeden çadır, koyun yapağındanesya; MÖ 700-100 yıllari arasındaki Ta- gar kültüründen ise çok sayıda ok uçlan, toka, taç, bi- lezik gibi üzerleri kabartma hayvan başı işlemeli süs eşyaları ve hançerier bulunmuştur. Yalnız bu bilgiler doğrultusunda, I. Her iki küliüre ait tüm kalmtılar bulunmuştur. II. Tagar kültürü zaman bakımından Karasuk kültü- ründen sonradır. II!. MÖ 3. yüzyılın sonlarında kurulduğu bilinen Hun DevleÜ, Karasuk küitürüyle aynı dönemde siyasi varhğmı sürdürmüştûr. yargılanndan hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III DJİveli EJIIveill 3. Abbasilerde Halife Mutasım'dan sonra devlet yöneti- minde Türklerîn etkisi giderek artmış, Türk komutan- lar istediklerini halife yapmaya, istemediklerini indir- meye başlamiş ve bu komutanlar bazı eyaletleri de kendi aralarında paylaşmıştır. Bu durumun aşağıdakilerden hangisini gösterdiği savunulabilir? A) Siyasal birtiğin çözüldüğünö B) Saltanat sisteminin dikkate alındığını C) Türklerin Abbasiler Döneminde Islamiyet'i kabul ettiklerini D) Mutasım Döneminde sınırlann çok genişlediğini E) Abbasilerin kendilerinden önceki devletlerin etki- sinde kaldığını 4. Kapitülasyonlar Osmanlı Devleti'nin gelişme yıllarm- da sorun olmadığı hâlde, daha sonraki dönemlerde sorun olmuştur. Bu durumun Osmanlı Devleti'yle ilgili olarak asa- ğıdakilerden hangisinin göstergesi olduğu savu- nulabilir? A) Avrupalı devletlerden biri sayıldığının B) Reform hareketlerinin dışında kaldığının C) Antlaşmalan yaptığı devletler karşısında siyasal gücünün giderek azaldığının D) Azınlıklann ticaret yapmasına izin verildiğinin E) Inanç özgüiüğünün dikkate alındığının 5. Tanzimat'tan sonra birçok alanda yeni kurumlar ku- rulmuş, eskilerine dokunulmamış ancak bunlar işlev- siz hâle getirilmiştir. Bu tutumun, I. medrese mezunlarının iş olanaklannın daral- M. modern eğitimin yaygınlaşması, III. modern yargılama usullerinin uygulandığı mah- kemelerin sayıca artması durumlanndan hangilerine ortam hazırladığı sa- vunulabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve il E) I, II ve lil 6. Birinci Dünya Savaşı sırasmda Ingiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'nm, Osmanlı Devleti'nin toprak- lanyla ilgili yaptıklan gîzli antlaşmalardaki pay- laşımdan sonra, I. İtalya'ya bırakılan İzmir'in, İngiltere'nin desteğiy- le Yunanistan'a verilmesi, II. Rusya'nın savaştan çekilmesi, lil. Bulgaristan'ın savaştan çekilmesi durumlanndan hangileri paylaşımda değişiklik olduğunu gösterir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yatnız III D)lve I! E)ll ve III 7. Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem, Batı Anadolu" da Yunanlılann ileriemesinin kısmen engeltenmesin- de, TBMM'nin kurulması ve ayaklanmaların bastınl- masında etkili olmalanna rağmen, daha sonra TBMM' ye karşı ayaklanmışlardtr. Ayaklanmalannın nedeninin aşağıdakilerden han- gisi olduğu savunulabilir? A) MİIİs güçlerin düzenli orduya bağlanmak isten- mesi B) Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun çıkanlması C) Damat Ferit'in sadrazamlık görevinden çekilmesi D) Isüklal Mahkemelerinin kurulması E) Kuvayımiliiye şeflerinden Topal Osman'ın öldü- rülmesi 8. Kurtuluş Savaşı'nda, • Sovyet Rusya'nın, Anlaşma Devletlertnin Anadolu'dan yapabilecekleri saldınya engel olmak için TBMM Hükûmetini tanıması ve desteklemesi, • Fransa ile Almanya arasında somn olan Ren Bölgesi konusunda, Almanya'ya yakınlık gös- teren İngiltere üzerinde etki yaratmak ama- cıyia, Fransa'nın TBMM Hükûmetiyle ateşkes imzalaması geiişmelerinin aşağıdakilerden hangisinin göster- gesi olduğu savunulabilir? A) Anlaşma Devletlerinin birlikte hareket ettiğinin B) Aynı rejimde olan devletlerin birbiriyle ilişki içinde oktuklannın C) Devlet çıkarlannın ülke potitikalarına yön verdiği- D) Güçlü devieöerin, güçsüz devletleri sömürdüğü- nün E) TBMM Hükûmetini tüm komşu devle«erin des- teklediğinjn 9. Lozan barış görüşmelehnin kesilmesi üzerine Ankara' ya dönen Ismet Inönü ve heyeti, Bakanlar Kurulunda Misakımillî'ye uymamakla eleştirilmiş ve suçlanmıştır. Bu dunjm Meclis çalışmalannı zora sokmuştur. Daha sonra Anlaşma Devletleri ve Türk tarafının isteği üze- rine görüşmelerin yeniden başlayacağı düşüncesi güçlenince, milletvekili seçimlerinin yapılmasına karar verilmiştir. Milletvekili seçimlerinin yapılmasıyfa ilgili bu ka- rann aşağıdakilerden hangisine gerek duyulması- nın bir sonucu olduğu savunulabilir? A) Kabine sistemine geçilmesine B) Seçim sisteminde değişiklik yapılmasına C) Mecliste bir munalefet partisinin kurulmasına D) Mecliste görüşmelerin uzamasına E) İç siyaset kargaşasından yararlanılmasının ön- lenmek istenmesine 10. Atatürk, 1 Mart 1922'de TBMM'nin üçüncü toplantı- sında, "Efendiler, milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikte- ki çabasını, çağdaş ekonomik önlemlerle azami had- dine ulaştırmalıyız. Köylünün çalışmasının sonuçları- nı ve ürünlertni kendi menfaati lehine azami haddine çıkarmak ekonomik siyasetimizin temel ruhudur." de- miştir. Atatürk'ün bu sözlerinin aşağıdakilerin hangisin- de birlikte verilen ilkelerle doğrudan ilgili olduğu savunulabilir? A) İnkılapçılık - Cumhurîyetçilik B) Halkçılık-İnkılapçılık C) Devletçilik - Laiklik D) Laiklik-Halkçılık E) Cumhuriyetçilik-Devletçilik 11. Bir başka ulusun diliyle konuşanlar, giderek o ulus gibi düşünürler. Yukanda verilen yargı ile asağıdaklterden hangi- sine u!a? ılabtlir? A) Ulusal dillerin okunduğu gibi yazılmast gerekti- ğine B) Uluslararası ilişkilerde farklı dillerin güçlük yarat- tığına C) Dilin ulusal bilincin gelismesinde başlıca etken olduğuna D) Ulusal dillerde yabancı sözcüklerin kullanılması gerektiğine E) Uluslann uygartıkdünyasına katkıda bulunduk- larına 12. Türkiye, ikinci Dünya Savaşı'nda 1939 yılında Ingilte- re ve Fransa ile ittifak, 1941 yılında Almanya ile dost- luk antlaşması imzalamıştır. Yalnız bu bilgiyle, Türkiye'nin İkinci Dünya Sava- Şi'ndaki bu tutumunun, I. savaşm değişen koşullarına göre hareket ettiği, II. savaş dışı kalmaya çaiıştığı, III. Milletler Cerniyetine üye olduğu durumlanndan hangilerini gösterdiği savunula- bilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız II! D) I ve il E)ll velll 13. Yüzyıllar öncesinde ilkel araçlarta dar alanlarda olan çatışmalar, bugün son derece karmaşık silah ve araç- larla geniş alanlarda ortaya çıkan, kapsamı geniş sa- vaşlara dönüşmüştür. Buna göre, I. çatışmalann sorun olması, II. sivil savunmanın önemkazanması, III. savaş alanına ulaşımın kolaylaşması durumlannın hangilerinde, bilim ve tekniğin ge- lişmesinin etkisi olduğu savunulabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II velll 14. X ve Y noktaları aynı meridyen üzerinde olmalanna karşın yaz mevsiminde, Y kentinde Güneş X kentin- den daha önce balmaktadır. Bu durumun oluşum nedeniyle aşağıdakiterden hangisinin oluşum nedeni aynı d A) Aydınlanrna çemberinin yıl içinde yer değiştır- mesi B) Yerin, ekseni etrafındaki dönüşünün batıdan do- ğuya doğru olması C) Kuzey Yanm Küre'de yazmevsimi yaşanırken, Güney Yanm Küre'de kış mevsiminin yaşanması D) Yeryüzündeki bir noktaya güneş ışınlarının düş- me açısının yıl içinde değişmesi E) Gündüz süresinin yıl içirde değişm 10° 20° 30° 40° 50° 60° II 1 III 1 -50° -40° Türkh/6'nin coğrafi koordinatlan göz önüne alın- dığında, yukanda numaralarla gösterilen merkez- lerden hareket eden uçaklann Türkiye'ye ulaşabil- meleri için hangi yönü izlemeleri gerekmektedir? II III A) B) C] D) E) Doğu Kuzeydoğu Kuzey 8ai' Kuzeydoğu Kuzeydoğu Doğu Batı Doğu Güneydoğu Kuzey Kuzeybatı Güneydoğ Kuzeybatt Batı 16. "Dün Ankara'da hava sıcaklığı mevsim normallerinin altına düştü. Kuzeybatıdan esen orta şiddetteki rüz- gâr sıcaklığın daha da düşük hissedilmesine neden olurken aralıksız yağan yağmur birçok semtte su bas- kınınayolaçtı.- Yukanda veriien herhangi bir güne ait meteoroloji bültenine göre, Ankara'da belirtilen günle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Gün boyunca alçak basıncın etkili olduğuna B) Sıcaklık değerlerinin 0 X'nin aliına düştüğüne C) Ocak ayına ait bir gün olduğuna D) Yağışın konveksiyonel olduğuna E) Bağıl rtemin düşük olduğuna 17. Orman üst sınınnı sıcaklığın yetersizliği ve yükselti belirler. Buna göre, haritadaki numaralanmış yerlerin han- gisinde orman üst sınınnın en vüksek olması bek- lenir? A)l B)ll C)lll D) IV E)V 18. Birgrup coğrafyacı mayıs ayında Ankara'dan yola çıkarak, üçgün süren araştırma gezisi sonunda Kon- ya üzerinden Antalya'ya ulaşmışlardır. Yolculuk boyunca ve yolculuk sonundaki gözlem- lerle ilgili aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi vapılamaz? A) Tuz Gölü çevresindeki toprakların bir kısmında ekim yapılmadığı B) Akdenrz'e yaklaştıkça bozkırın yerini orman örtü- sünün ve makinin aldığı C) Güneye gidildikçe geceyle gündüz arasındaki sıcaklık farkının azaldığı D) Dağltk alanlarda rüzgâr erozyonunun oluşturdu- ğu biriktirme şekillerinin yaygın olduğu E) Toroslann güneyine geçildiğinde arpa, buğday tarialarının yerini sebze ve meyve bahçelerinin aldığı 19. Orhan: Hafta sonu Sinop'taki Hamsilos Koyu'nu gez- dik. Rehberimiz burasınırt IV. Jeolojtk Zaman' daki buzullaşmaların etkisiyle oluştuğtnu ve Türkiye'nin tek fiyordu olduğunu söyledi. Yeliz: Rehberiniz bir hata yapmış olmalı. Çünkü, Yeliz, aşağıdakilerden hangisini söylerse Orhan'a doğru bilgi vermiş olur? A) IV. Jeolojik Zaman'm hiçbir döneminde buzul- laşma olayı etkili olmamıştır. B) Hamsilos Koyu, dalga aşındırması ile oluş- muştur. C) fîyortlan oluşturan kuvvet, buzullaşma değildir. D) Hamsilos Koyu'nun oluşmasında gelgit olaylan etkili olmuştur. E) Anadolu'da buzullar deniz seviyesine inemedi- ğinden bu koy fiyort değildir. 20. Kırsal yerleşmeler fiziki çevre, ekonomik etkinlikler ve nüfus bakımından çeşitli özelliklere sahiptir. Kırsal yerleşmelerin büyüklüğüne, kuruluş yerine, süreklili- ğine ve dokusuna göre sınıflandırılması bu özellikler göz önüne alınarak yapılır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin Türkiye' deki kırsal yerleşmelerin ortak özelliği olduğu sövtenernez? A) Sürekliliğinin geçim kaynaklannın türüne bağlı olması B) Yapı malzemesi olarak kerpiç kullanılması C) Kaynakların belli sayıda nüfusu besleyebilmesi D) Gereksinimlerin önemli bir kısmının yerel üretim- den karşılanması E) Yerteşme şeklinde doğal koşulların etkili olması 21.-22. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRECEVAPLAYINIZ. Tarımla uğraşan bir çiftçiyim. Küçükbaş hayvancılık ve tahıl tanmı başlıca ekonomik etkinliklerimizdendir. Yaşadığım yörenin, Türkiye'nin tahıl tarımında önemli bir yeri vardır. Her ne kadar gübre ve kaliteli tohum kullanıp rahat bir şekilde makineli tarım yapma ola- nağına sahip olsak da üretimde yıldan yıla dalgalan- malar görülür. 21. Bu parçaya göre, çiftçinin asağıdaki yerlerden hangisinde yaşadığı söylenebilir? A) Muş Ovası B) Menteşe Yöresi C) Konya Ovası D) Göller Yöresi E) Çarşamba Ovası 22. Bu parçada sözü edilen yerde, tahıl üretiminin yıl- lar arasında dalgalanmalar göstenmesi aşağıdaki- lerden hangisine kanıt olabilir? A) Doğa koşullarına bağımlıltğm devam ettiğine B) Farklı larım ürünlerinin yetiştirildiğine C) Nadas alanlannın giderek daraldığına D) Tarım alanlarımn yerleşmeye açıldığına E) Tarımla uğraşan kişi sayısının azaldığına 23. Yeryüzünde doğal, beşerî ve ekonomik yönden birbi- rine benzer ya da farklı yeierin olması çeşitli özellik- Eere göre bölgelerin oluşturuldbilmesini sağlamıştır. Bu özelliklerdeki değişme bölge sınırlannın da değiş- mesine neden olmaktadır. Buna göre, belli özelliklere dayanarak oluşturulan aşağıdaki bölgelerden hangisinin sınırlannda za- manla değişme olması bşklenmez? A) Tarım bölgeleri B) Askerî bölgeler C) Turizm bölgeleri D) İklirrt bölgeleri E) Maden bölgeleri 24. Dünyanın başlangıcı, sonu ve niçin var olduğuna iliş- kin sorular hep merak uyandırır. Heidegger, bu tür- den sorulara ilişkin genel fikirlerin ve bunların tarifıinin ayrıca bunlardan kaynaklanan başka şeylerin beltrtil- mesinde felsefe sözcüğünün kullanılmasını olanaksız kılmıştır. Bunun da Heidegger'in felsefeye en temel katkîsı olduğu söylenebilir. Bu parçaya göre Heidegger'in felsefe sözcüğü- nün kuDamlmasını istemediği alan aşağıdakiler- den hangisidir? A) B) C) D) E) Etik Metafizik Estetik Bilim felsefesi Bilgi kuramı 25, Bilgiler yalnızca var olma möcadelesinde kullandığı- mız araçlar olduğundan, doğru olmaları için uymaları gereken nesnel gerçeklik diye bir şey yoktur. Bu parça "bilgi kuramı"nın hangi temel sorusuna yanıt niteltğindedir? A) Doğoı bilginin ölçütü nedir? B) Duyu bilgisine güvenilir mi? C) Akılherşeyibilebilirmi? D) Neyi bilebiliriz? E) Bilgi doğuştan mıdır? 26. Modern dünyamızda tek bir bilim felsefesi var; mo- dern bilimlerin felsefesi. Buna bilimin kendi kendisinin yorumu veya bilimin bilimsel kurumlar tarafından ya- pılan yorumu da diyebiliriz. Bilim, bilimin hem davalı hem davacı hem de yargıç olduğu bir mahkemede yargılanmaktadır. Neyin bilim olduğuna bu mahkeme- de karar verilmekte, bu mahkemeden geçiş izni ala- mayan her unsur bilim dünyasından kovulmaktadır. Böyle bakıldığında bütün bilgi türlerini yargılayabile- cek adil mahkeme bulmak güç gibi görünüyor. Bu parçada sözü edilen güçlüğün nedeni aşağı- dakilerden hangisidir? A) Yeniliklere açık olmama B) Olumsuz eleştirilere karşı koyma C) Bilgileri sorgulamada yine bilimin ölçütlerini kul- lanma D) On yargılardan kurtulamama E) Bilimin gelişme sürecini tamamladığmı düşünme 27. Bilimin ilk ve son şeyler hakkındaki soruları yanıtlaya- mayacağını kabul edersek, ki etmek zorundayız, bu durumda bile bilimin yanıtlayabileceği sorular için bili- nen veya düşünülebilecek hiçbir sınır yoktur. Çünkü bilim, ancak bilimciler gerçeğirı ne olabileceği konu- sunda hayal etme gücünü veya dürtüsünü yitirdikleri zaman sona erer. Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parça için "karşı tez" oluşturur? A) Mutlak kesinlik hiçbir zaman bilinemez. B) Bilimin geliştiği dönemde felsefeye gerek yoktur. C) Hayal etme gücünün sınırı yoktur. D) Bilinebilecek her şey biliniyor yeni bir şey aramak gereksizdir. E) Bilgiler arttıkça bilinebilir şeyler de orantılı olarak artar. 28. Çiçek açmış bir erik ağacının önündeduruyoruzve ağaç da karşımızda. Ağaç oradayken ve biz onun karşısında durduğumuzda, ağaç ve biz, karşılıklı bu- lunuyoruz. Birbirimize göre, karşılıklı konumumuz içinde vanz. Demek ki bu karşılaşmada söz konusu olan şey kafamızın içinde uçuşan tasarımiar değil. Bu parça aşağıdakilerden hangisinin varlıkla ilgili görüşlerine örnek oluşturur? A) Rasyonalizm B) Septisizm C) Realizm D) Nominalizm E) Nihilizm 29. Ahlak felsefesinde nesnelcilikte, değerlerin dış dün- yada, onlara ilişkin kavrayışımızdan ayrı ve bağımsız olarak var olduğu ve bunlann insan tarafından bitine- bileceği ileri sürülür. Değerlerin ahlaki yargıları ve ey- lemleri belirleyen ilkeler olarak kullanılmak durumun- da olduğu ve nesnelerie eylemlerin, kendilerinde in- sandan bağımsız olarak var olan bir nitelikten dolayı iyi ya da değedi olduğu savunulur. Bu parçaya göre bir eylemin "iyi ya da değerii" ol- ması asağıdakilerden hanglslyle açıklanabilir? A) Kişiye yarar sağlamasıyla B) Evrensei ahlak yasasına uygun olmasıyla C) Kişinin özgür iradesine bağlı olmasıyta D) Özgürlüğün sorumluluk gerektirdiği düşüncesine uygun olmasıyla E) Kişinin, öyle davranmasmın ödevi olduğunu dü- şünmesiyle 30. Bir resim, düşünülerek bulunmaz, bizzat ele alınma- dan kurgulanmaz. Bir insanın düşüncelerinin değiş- mesi gibi, bir resim de yapılırken sürekli değişir. Ve hatta bittiğinde bile, ona bakanların bilinç durumlarıy- la bağlantılı olarak değişmeye devam eder. Günden güne ve yaşamın bize dayattığı değişimlere katlana- rak... Bir canlı gibi resmin de kendine özgü bir yaşa- mı vardır. Aslında bu çok doğai, resim ona bakan insan aracılığıyla yaşar. Bu parçadan aşağıdaki yargılann hangisi cıkanla- maz? A) Resim alımlayıcıya göre şekillenir. B) Sanat ürünü olmuş bitmiş bir yaptds değiidir. C) Sanatçının yapmayı düşündüğüyle yaptığı aynı değildir. D) Sanat ürününün varlığı alımlayamn olmasına bağlıdır. E) Sanat yapıtı olmadan sanattan söz edilemez. MATEMATIK işletninin sonucu kaçtır? 0,1 Q,02 0,01 0,2 işleminin sonucu kaçtır? A) 8 B)8.9 C)9 D)9,9 E) 10,1 işleminin sonucu kaçtır? A) -2 B) -1 C) 0 D) V2~ E) 2^2 4. 3 m = 2 olduğuna göre, ifadesinin değeri kaçtır? A) 5 B)9 C)12 D)15 E) 18 ifadasi aşağıdakilerden hangisine eşiHir? A) 4 B)6 C)9 D)12 E) 18 C + D = 13 olduğuna göre, A + D toplamı kaçtır? A) 15 B) 14 C) 13 D} 12 E) 11 7. a, b, c, d veegerçel sayılan için a < c b<d c < e b<a eşitsizlikleri veriliyor. Buna göre, bu beş sayının en kücüğü hangisidir? A) a B)b C)c D)d E)e I. x sıfır olamaz. II. x ve y nin işareti aynıdır. III. x tam sayıysa y de tam sayıdır. ifadelerinden hangileri her zaman doğrudur? AJYalntzl B) I ve II C) I ve III D)ll veill E)l, II velll 9. A, B ve C doğal sayıiarı aşağıdaki özellikleri sağla- maktadır: • A tek sayıysa B ve C nin her ikisi de çift sayıdır. • A çift sayıysa B de çift sayıdır. • B ve C den en az biri tek sayıdır Buna göre, bu sayılardan hangileri çifttir? A) Yalnız A B) Yalnız B C) Yainız C D) A ve B E) B ve C ifadesinin sadeleştirilmiş biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) -3a^ B) -aT C) 2a z D) a-2 E)a + 1 a+b + c = A a-b-c=B olduğuna göre, A 2 - B 2 ifadesi aşağıdakiterden hangisine eşittir? A) 4a(b + c) B) 4b(a + c) C) 2c(a + b) D) 2a(b-c) E) 2b(a-c) 12. a ve b pozitif tam sayılar olmak üzere, 660 = k. 2 a . 3 b eşitliğini sağlayan en kücük k pozitif tam sayısı kaçtır? A) 30 B) 44 C) 55 D) 60 E) 66 denklemini sağlayan x gerçel sayılannm toplamı kaçtır? A) -2 B) -1 C)0 D) 1 E)2 14. Tam sayılar kümesinden tam sayılar kümesine f ve g fonksiyonları aşağıdaki biçimde tanımlanmıştır. 2x + 1, x = 0 (mod 2) ise 3x, x = 1 (mod 2) ise x, x = 0 (mod 3) ise 900 = I (mod 3) ise x-1, xs2 (mod 3) ise Buna göre, g(f(6)) değeri kactır? A)55 B)40 C)18 D)17 E)12 15. Herhangi A ve B kümeleri için (AuB)-(AAB) fark kümesi aşağıdakilerden hangisine eşittir? A) An(A-B) B) AU(A-B) C) (A-B)U(B-A) D) (A-B)n(B-A) E)(AUB)-(A-B) |AB| = 20 km |BC| = 25 krr A kentinden hareket eden bir araç, saatte ortalama 60 km hızla giderek a dakikada C kentine varıyor. ^ f m İSTANBUL 1 L V KÜLTÜR ^ ^ ÜNİVERSİTESİ www. dogrutercih.com Geleceğiniz Doğru Tercih ile Şekilleniyor... Bilgi için: www.iku.edu.tr 0212 498 41 41 CQ ü C M B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle