17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 5 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kabinede Revizyon Erdoğan, yerel seçimlerden sonra kaçınılmaz olduğu ısrarla söylenilen değişikliği yaptı ve adı- nı öyle koymasa da AKP’nin dördüncü, kendisi- nin üçüncü hükümeti, 2’si kadın olmak üzere 27 bakandan oluştu. Yeni atanan ya da yer değiştiren bakanlar, cu- martesi ve pazar günleri, kendilerinden önceki ar- kadaşlarından görevlerini devraldılar. Bugün de, TBMM’de hükümete ayrılan sırala- rı dolduracaklar. Aralarına Meclis dışından katı- lan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ana- yasa uyarınca ant içme törenini izleyecekler. Parlamento muhabirleri de, Başbakan’ın eski başdanışmanı olarak önceki güne kadar “gölge dışişleri bakanlığı yapan” Prof. Davutoğlu’nun ba- ğımsız olarak mı, yoksa AKP’ye üye olarak mı hü- kümette yer aldığını öğrenip bize iletecekler. Gözden düşenler.. 9 yeni ismin girdiği Bakanlar Kurulu’ndaki de- ğişiklikte, bazı yorumların aksine daha çok yerel seçimlerde alınan sonuçların etkili olduğu görü- şünü taşıyanlar, kabineye alınan yeni isimlerden Sadullah Ergin’in AKP Genel Başkanı’na 29 Mart seçimlerinde CHP nin eski kalelerinden Hatay’ı armağan ettiğini ve kentin Erdoğan’ın yeni tatil bel- desi olduğunu elbette biliyorlar. Ergin’in koltuğunu devraldığı Mehmet Ali Şahin, herhalde savcı ve yargıçlara üstü kapalı baskılar yaptığı için değil, Antalya’yı altın tepsi ile Baykal’a teslim ettiği için gözden düşmüş olmalıdır. Milli Eğitim’i, Dini Eğitim Bakanlığı olarak yö- neten Hüseyin Çelik’in kabine dışında kalması- na da 29 Mart’ta Van’ın anahtarının DTP’ye ve- rilmesinin neden olduğu söylentileri boş değildir. Çelik’in, Güneydoğu’da yürüttüğü etkin görevi devralan yeni Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın seçim bölgesi Bingöl, AKP’li bir belediye baş- kanının yönetimindedir. Onun gibi, kabinenin yeni üyeleri Selma Ka- vaf, Mustafa Demir, Nihat Ergün, Taner Yıldız ve Ömer Dinçer 29 Mart seçimlerinden açık alın- la çıkılan illerin temsilciliğini üstlenen isimlerdir. Hilmi Güler’in Ordu, Kemal Unakıtan’ın Es- kişehir’i kazanamadıkları, Kürşad Tüzmen’in İçel, Başesgioğlu’nun Kastamonu yenilgilerinden dolayı Erdoğan’ın hışmını çektikleri anlaşılmaktadır. Başbakan, yenilgiye tahammül etmeyen bir do- ğaya sahiptir ve yenileni de yanında tutmayı an- laşılan içine sindirememektedir. Gül’ün artan ağırlığı Yeni Bakanlar Kurulu’nu açıklarken Unakı- tan’ın dışarıda bırakılışını Erdoğan, hastalığına bağ- larken, eski Maliye Bakanı, sağlık durumunun bomba gibi olduğunu söyleyerek Başbakan’la bel- ki de ilk kez ters düşmüştür. Yeni oluşumda Cumhurbaşkanı’nın da etkin ağırlığı olduğunu söylemek için Erdoğan ile per- şembe gecesi Bakanlar Kurulu listesi üzerinde 1 saat, cuma akşamı da 50 dakika çalıştığını öğ- renmek yeterli olmuştur. Dahası Beşir Atalay’ın İçişleri Bakanlığı koltuğunu, söylentilerin aksine muhafaza etmiş olmasında da Gül’ün rolü oldu- ğu gizlenmiyor. Yeni hükümet, bazı meslektaşların ve o arada Taha Akyol’un cumartesi günkü yazısının baş- lığında söylediği gibi AKP’nin “merkez”e doğru yö- neldiğinin işareti olarak mı yorumlanmalıdır? Bülent Arınç ve özellikle eski Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in “Milli Görüş”çü olarak yer aldıkları bir ekibi “merkez”ci olarak göstermek, fazla saflık sayılmaz mı? Göreve başlayan yeni ekibe illa bir tanımlama bulmak gerekiyorsa, 60 öncesi TBMM’sinde Millet Partisi Afyonkarahisar Milletvekili olarak görev yapan rahmetli emekli General Sadık Al- doğan’ın Meclis kürsüsünden siyasal tarihimize geçirdiği “Eski tas eski hamam. Sadece tellaklar değişti” sözünü anımsatmak gerekiyor. Düzeltme 21 Ekim 2005’te yayımlanan “Anılarda Sav- cılar ve Yargıçlar” başlıklı yazım için Sayın Prof. Dr. Maksut Mumcuoğlu’ndan bir mektup aldım. Babası merhum Hayri Mumcuoğlu’nun oğlu olarak, rahmetli Mumcuoğlu’nun 27 Mayıs askeri müdahalesinde Ankara savcısı iken çekmecesinde üstü boş, altı savcının imza ve mührü ile tutuklama yazıları çıktığından söz et- tiğimi söyleyerek, Sayın Mumcuoğlu’nun be- lirtilen tarihte Ankara savcısı değil, Yargıtay 1. Ceza Dairesi üyesi olduğunu yazıyor. Yazı, dönemin Adalet Bakanlığı’nın yargıç ve savcılara bugün de tartışılan yargı güvencesinin tanınmayışını eleştirmek için yazılmıştı. O sis- temde görev yapan değerli yargıçları değil. Anı, bir belgenin değil o tarihte gazetelerde yer alan çeşitli yazıların ürünüdür. Dolayısıyla sayın profesörün yapmak istediği düzeltmeyi kabul etmemek imkânsızdır. Bu nedenle herhangi bir kasta dayanmayan düzeltmeyi seve seve yapıyorum. Bir isim ya- nılgısına düşmüş olabilirim. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] ENTERNET / MEHMET SUCU İnternet bir ağ teknolojisi olmanın ötesinde bir şeydir diyor Sevgili Ho- ca Mustafa Akgül. İnternetin in- sanlığı yeni bir toplum biçimine ta- şıyan değişimi temsil ettiğini belir- ten Akgül Hoca’ya göre, insan- lık sanayi devriminden daha kök- lü bir devrimi ve onun getirdiği ye- ni toplum biçimine yönelişin sancı- larını yaşıyor. Akgül Hoca’nın internetin yaş gü- nü nedeniyle yolladığı e-posta hemen hepimize ders olacak bir metin. Ho- canın dediği gibi artık bilgi toplu- muna geçişin hazırlıklarını yaşıyoruz. Bilgi ve enformasyonun üretilmesi, iş- lenmesi, saklanması, taşınması ve sunulmasında olan devrimsel geliş- meler, tüm ekonomik yapıyı, yaşamın her boyutunu, mesleklerin yapısını, çalışma, öğrenme, eğlenme vb. alışkanlıklarımızı değiştirmeye baş- ladı. Bilginin üretim faktörü olduğu; yani temel refah arttıran araç, istih- dam yaratan araç olduğu bir dünyaya doludizgin gidiyoruz. Akgül Hoca’nın sözlerine ek yapalım. Paylaşmadık- ça bilgilerimizi çoğaltmamız olanaklı olmayacaktır. Ülkemiz matbaa ve sa- nayi devrimini kaçırdı. İnternetle tam zamanında tanıştık. Dünyada 1.6 milyarın internet kullanıcısı, 225 milyon web, 180 mil- yon alan adı, 125 milyar web sayfa- sı, 100 milyon video ve 60 mil- yon insanın kişisel web’i ya da blo- ğu olduğunu düşünüyoruz. İnsanlık tarihinde ilk defa bireysel gelişimin önü bu ölçüde açıldı. İnternet sıra- dan insanlara kendini geliştirme, fi- kirlerini yayma konusunda her gün yeni olanaklar sunuyor. Kolay, ucuz ve hızlı internet ve bilgi teknolojile- ri, her bireye kendi matbaa, gazete, radyo ve TV’sini kurma hakkı tanıyor. Türkiye’de yaşayanların yüzde 20’si internetin adını duymamış ve in- terneti hiç kullanmamış. Dünya Eko- nomik Forumu Bilgi Toplumu Hazırlık İndeksi’nde 55’ten 61’e düştük. Bir- leşmiş Milletler e-devlet indeksin- de 60’tan 76’ya düştük. Bilgi toplumuna geçişi yönete- cek yapılarda dağınıklık, kafa karı- şıklığı ve yapılanma sorunu var. Tür- kiye’yi bilgi toplumuna taşıya- cak DPT Bilgi Toplumu Daire- si’nde 10’un altında çalışan var ama interneti yasaklama dairesin- de 40’a yakın kişi ve 93 kişilik kad- ro var. İnsan gücü açığımız var; ve öğretim üyesi açığı had safhada. Te- lekom sektörü serbestleşmesinde epey geri kaldık; Avrupa ortalama- sının epey gerisindeyiz. İlerleme ol- masına rağmen, pazarın adil ve ser- best olduğunu söyleyebilmek zor. İnternetten korkan, çekinen bir felsefenin ortaya koyduğu 5651 No’lu yasa ve onun getirdiği or- tam ülkemizde internet yasaklarını günlük vaka haline getirdi. En iyim- ser yorumla, bir satır için ansiklo- pediler yakan yasaklar; çağı, interneti tanıyamamanın, yasakçı bakış açı- sının refleksidir. Türkiye giderek modern dünyaya savaş açmaya başlamıştır. Yeryü- zünde en çok internet sansürü ve kı- sıtlaması yapan ülkelerin arasında yer alıyoruz. Başbakan bile yasak ol- masına karşın YouTube’u izlediğini itiraf ediyor. Ulaştırma Bakanlığı bir başka bakanlık bünyesinde internet için bilim adamlarını, hukukçuları yasa hazırlamaya çalışırken yangın- dan mal kaçırırcasına 5651 No’lu ya- sayı yürürlüğe sokuyor. Hani tüm bunlara bakınca insanın “Deveye sormuşlar, boynun neden eğri?..” diyesi geliyor. [email protected] Deveye Sormuşlar... İstanbul’daki toplantõnõn, Sadr hareketinin partileşmesini sağlayacak ‘gizli kurultay’ niteliği taşõdõğõ ortaya çõktõ Sadr’a Gül-Erdoğan telkiniBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - ABD karşõtlõğõ ile bili- nen Iraklõ radikal Şii lider Mukteda Sadr’õn İstanbul’daki toplantõsõnõn, Sadr hareketinin partileşmesini sağla- yacak “gizli bir kurultay” niteliği ta- şõdõğõ ortaya çõktõ. Toplantõ öncesinde Ankara’da Sadr’õ kabul eden Cumhur- başkanõ Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “parti- leşin” telkininde bulunduğu ve Türkiye’de temsilcilik açmalarõ için gerekli kolaylõklarõn sağla- nacağõ güvencesini verdikleri öğrenildi. Sadr’õn Ankara’da yaptõğõ temaslarõn ve İstanbul’da ka- tõldõğõ toplantõnõn ayrõntõla- rõ netleşmeye başladõ. Edi- nilen bilgilere göre Sadr Hareketi, İstanbul’daki toplantõyla “ilk ve ola- ğanüstü” kurultayõnõ yapmõş oldu. “kurultay” niteliği taşõdõğõ kamuo- yuna açõklanmayan toplantõya, 50’si Irak’tan, 30’a yakõnõ da yurtdõşõndan Sadr Hareketi üyesi olan Iraklõ katõldõ. Türkmen siyasetçi Fevzi Ekrem Terzi, Grup Başkanõ Akil Abdülhüseyin, Ali el Meyali, Ba- ha el Aaraci ve Meha el Duri’den olu- şan 5 kişilik milletvekili grubunun ya- nõ sõra, Bağdat’tan gelen heyet ağõrlõk- lõ olarak din adamlarõndan oluştu. Kurultayõn ana gündemini, Irak’ta aralõk ayõnda yapõlacak seçimler önce- si strateji belirleme çabalarõ oluşturdu. Bu bağlamda Sadr Hareketi’nin siyasal bir parti gibi örgütlenmesini sağlayacak çeşitli düzenlemeler ele alõndõ. Sadece silahlõ bir dinsel grup olarak örgütlen- miş olan Sadr Hareketi’ne bağlõ kadõn ve gençlik kollarõ ile sivil toplum ör- gütleri kurmasõ, başta Türkiye olmak üzere Avrupa ülkelerinde yurtdõşõ tem- silcilikleri açmasõ, Sadr Hareketi için yurtdõşõ lobi çalõşmalarõnõ yürütecek uz- manlar yetiştirilmesi kararlaştõrõldõ. Kurultayda, bu başlõklar çerçeve- sinde çeşitli öneriler içeren tebliğler de sunuldu. Bağdat’taki Mustansõria Üni- versitesi’nden “Öğrenciler nasıl ka- zanılır”, Irak’õn Endonezya Büyükel- çiliği’nden “Protokol, diplomasi ve devlet görevlisi yetiştirme” başlõklõ öneriler okundu ve tartõşõldõ. Ayrõca, yurtdõşõndaki Sadr yanlõlarõndan nasõl yararlanõlabileceği konusu ele alõndõ. Sadr’õn 16 Nisan 2007’de, Nuri el Maliki hükümetinden geri çektiği 6 ba- kanõn geri dönüşü için gerekli girişim- lerin yapõlmasõ kararõnõn alõndõğõ ve bu bakanlõklarõn hangileri olacağõ konu- sunun tartõşõldõğõ kurultayda, bir tüzük yazõlmasõ konusunda da görüş birliği oluştu. Kurultayda, genel seçimler için siyasal bir strateji de benimsendi. Gül ve Erdoğan’dan telkin Kurultay’dan bir gün önce, Anka- ra’da Sadr’õ kabul eden Gül ve Erdoğan, Sadr’a, “Siyasal parti olmadan yarar sağlayamazsınız. Siyasal parti olur- sanız, ülke yönetiminde daha ya- rarlı olursunuz” mesajõ ile “Türki- ye’de temsilcilik açarsanız size gerekli kolaylığı sağlarız” güvencesini de verdi. Kurultaya ilişkin Cumhuriyet’in so- rularõnõ yanõtlayan Sadr Hareketi’nden Türkmen Milletvekili Fevzi Ekrem Terzi, bunun ilk kurultay olduğuna işaret ederek, bu kurultayõ Türkiye’de yapmalarõnõn nedenlerini şöyle sõrala- dõ: “Türkiye, Irak’taki bütün etnik gruplara eşit mesafede duran bir ül- ke. Aynı zamanda 2003’teki ABD iş- galine de yol vermedi ve bizim gibi Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasal birliğini savunuyor. Sadr grubu da bunları savunuyor ve işgali kabul et- miyor. Türkiye işgale yol vermedi ama işgal güçlerinin çekilmesine yol verecek. Bu da bize gönül serinliği ve- riyor.” Öte yandan işgale karşõ sert tutumu ile bilinen Sadr’õn İstanbul’da kurultay düzenlemesi ve Türk yetkililer tara- fõndan kabul edilmesine ilişkin olarak ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yetki- lileri, “Doğru mesajlar verildiği, Irak’taki güvenlik ve istikrar dikkate alındığı sürece bu görüşmeyi normal karşılarız” değerlendirmesini yap- makla yetindi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İran’õn Kandil Dağõ’na yönelik başlattõğõ operasyonla birlikte, Kürt lider Mesud Bar- zani’nin peşmergeleri bölgeye sevk etmesi Irak’õn kuzeyinde tansiyonun bir anda yük- selmesine neden oldu. Ankara gelişmeleri yakõn takibe alõrken, Irak’õn kuzeyinde yapõ- lacak seçimler öncesinde Iraklõ Kürtlerle İran arasõnda olasõ bir çatõşmadan kaygõ du- yuluyor. Terör örgütü PKK’nin İran kolu olan PJAK’õn, Washington’õn Tahran yönetimi ile yakõnlaşma mesajlarõ vermesinden sonra kendisini feshetme kararõ almõş olmasõna karşõn, İran’a yönelik eylemlerini sürdürme- si Irak’õn kuzeyinde gerginliğin tõrmanmasõ- na neden oldu. 24 Nisan’da İran’õn Riwan- ser bölgesine yapõlan bir karakol baskõnõnda 8 İran askerinin yaşamõnõ yitirmesinden son- ra İran güçleri kapsamlõ bir operasyon baş- latarak, Surin Dağõ, Kani Sev, Comeres ve Boryek bölgelerini yoğun ateş altõna aldõ. İran savaş uçaklarõnõn Irak’õn kuzeyi ile İran sõnõrõnda kalan bölgeleri yoğun bir şekilde bombardõman etmesinden sonra da bölgesel Kürt yönetimi bölgeye çok sayõda peşmerge gönderdi. Peşmergelerin olasõ bir kara hare- kâtõna karşõ gönderildiği belirtildi. Bölgeye gönderilen peşmergenin Kürt yönetimine bağlõ Şarezur Tugayõ’ndan olduğu dile geti- rildi. İran topçusunun ardõndan İran helikop- terlerinin de ilk kez sõnõrõ geçerek Kandil Dağõ’nõ bombaladõğõ öne sürüldü. Konuya ilişkin bilgi veren yerel kaynak- lar, İran’õn böylesine kapsamlõ bir operas- yon düzenlemesinin, yaklaşan seçimler ön- cesinde bölgede çatõşmalarõ ciddi anlamda tetikleyebileceğine işaret ettiler. PJAK’õn kendisini feshetme, PKK’nin de ateşkes ka- rarõ almõş olmasõna karşõn, gerek Türkiye’de gerekse İran’da peş peşe yapõlan saldõrõlarõn Irak’õn kuzeyindeki siyasal dengeler ile ya- kõn ilişkisi bulunduğuna işaret eden kaynak- lar, bu gelişmelerin çok daha geniş boyutlu çatõşmalarõ tetikleyebileceği uyarõsõnda bu- lundular. İran Dõşişleri Bakanõ Manuçehr Mutteki’nin üç ay önce Irak’õn kuzeyine düzenlediği “resmi ziyarette” PJAK’õn et- kisizleştirilmesi kararõ alõnmõş olmasõna kar- şõn, bugün peşmergeler ile İran güçlerinin çatõşma noktasõna geldiğine dikkati çeken aynõ kaynaklar, “Barzani’nin bölgede yi- tirmeye başladığı siyasal gücünü yeniden kazanması için zemin hazırlanıyor” de- ğerlendirmesini yaptõlar. Gelişmeleri yakõn- dan izleyen Ankara ise çatõşmalarõn büyü- mesinden kaygõ duyuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Başbakan Tayyip Erdoğan tara- fõndan yanõtlanmasõ istemiyle verdiği soru önergesinde kayõp çocuklarõ TBMM gündemine getirdi. Ateş, Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ’nõn 2008’de yayõmlanan Kayõp Çocuklar Raporu’na göre, dün- yada her yõl 2.5 milyon çocuğun kaçõ- rõlarak satõldõğõna dikkat çekti. Aynõ raporda Türkiye’de 2007 yõlõnda kamu birimlerine 7 bin 183 kayõp çocuk bil- dirimi geldiğini, bunlarõn 6 bin 350’si- nin bulunduğunu, aranmakta olan 833 çocuğun kayõp olduğu bilgisine yer ve- rildiğini aktaran Ateş, “İçişleri Ba- kanlığı’nın verilerine göre, Türki- ye’de kayıp çocuk sayısı 15 Ocak 2008 tarihi itibarıyla 1446 olduğu, bu rakamlara organize suç örgütle- rinin ikna ederek evinden götürdü- ğü ve kamu birimlerine bildirilme- yen kayıt dışı çocukların dahil olma- dığı da raporda yer alan önemli hu- suslardır” dedi. Ateş, “Kısa süre içe- risinde kayıp çocuk sayısında yakla- şık yüzde 75’lik bir artışın ortaya çıkmasında yaşanan krizin etkisi nedir? Kayıp çocuk sayısının, illere göre dağılımı nedir? Çocukların ev- den kaçma ya da kaçırılmasına yö- nelik olarak, organize suç örgütleri- nin internet üzerinden yürüttüğü faaliyetler var mı? Terör örgütlerin- ce kaçırılan çocuk sayısı nedir? Gü- venlik birimlerinin, telefon dinleme- leri, MOBESE gibi ileri teknoloji ge- rektiren sistemleri yaygın olarak kullandığı düşünüldüğünde, kayıp çocuk sayısının bu denli yüksek ol- ması kabul edilecek bir durum mu- dur” sorularõna da yanõt istedi. İran’õn Irak’õn kuzeyine başlattõğõ operasyonla birlikte, peşmergelerin bölgeye sevk edilmesi gerilimi yükseltti İran-Kürt çatışması endişesi TAB LO ÜRKÜTÜCÜ CHP’den kayõp çocuk sorusu Hem güvence hem uyarı Davutoğlu, Azeri konuğuna ‘Normalleşme, Karabağ’a paralel yürüyecek. Bakû da bu süreci hõzlandõrmalõ’ mesajõnõ verdi BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Dõşişleri Bakanlõğõ koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan Dõşiş- leri Bakan Yardõmcõsõ Araz Asimov’u kabul etti. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Davutoğlu ile görüşmesi için Azimov’un Ankara’daki resmi programõnda değişiklik ya- põldõ. Diplomatik kaynaklar “Bu planlanan bir görüşmeydi. Azeri tarafında da bu yönde bir istek vardı” değerlendirmesinde bulundular. Azimov dün ilk olarak Dõşişleri Müsteşarõ Ertuğrul Apakan ile uzun bir görüşme yaptõ ve sonrasõnda Davutoğlu ile bir araya geldi. Gö- rüşmelerde, iki ülke arasõndaki temaslarda kritik rol oynayan Azimov’a Türk yetkililer, “Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde normal- leşme Yukarı Karabağ sürecine paralel yü- rüyecek” güvencesi verdi. Ancak Azerbaycan da Türkiye’nin, Ermenistan ile ilişkilerini nor- malleştirmesine paralel olarak Karabağ’a iliş- kin süreci hõzlandõrmasõnõ istedi. Bunun yanõ sõra Azimov, Davutoğlu’na dip- lomasi kulislerine Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaşkanlarõnõn bir araya geleceği bilgi- sinin yansõmõş olduğu Prag sürecine ilişkin bil- gi verdi. Azimov, Azerbaycan Cumhurbaşka- nõ İlham Aliyev’in, Ermenistan Cumhurbaşkanõ Serj Sarkisyan ile görüşmesinin henüz net- leşmediği bilgisini aktardõ. Öte yandan Erdo- ğan’õn 13 Mart’ta yapacağõ netleşen Bakû zi- yaretini, Azerbaycan’dan üst düzey ziyaretle- rin takip edeceği belirtildi. Bakanlõk koltuğu- na oturduktan sonra ilk gündemi Türkiye- Azerbaycan ilişkileri olan Davutoğlu, üst dü- zey kadroyu tanõmasõna karşõn başta özel ka- lem ve enformasyon dairesi olmak üzere dün diplomatlarla da tanõşmaya başladõ. YEMİN ETMEDEN KABUL- Henüz TBMM’de yemin etmeyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ilk konuğu Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Araz Asimov oldu. Mukteda el Sadr. ‘Birleşik Görev Gücü-151’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz haydutluğu/korsanlõk eylemleriyle mücadele kapsamõnda oluşturulan “Birleşik Görev Gücü-151”in komutasõnõ 3 Mayõs’tan itibaren alan Türkiye, NATO dõşõnda ilk defa denizde çokuluslu bir koalisyon gücünün komutanlõğõnõ üstlenmiş oldu. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, “10 Şubat 2009 tarihinde kabul edilen hükümet tezkeresini takiben, TCG Giresun (F-491) firkateynimiz münhasõran deniz haydutluğu/korsanlõk eylemleriyle mücadele maksadõyla ABD öncülüğünde tesis edilen ve CTF-151 olarak adlandõrõlan çokuluslu Birleşik Görev Gücü bünyesinde Aden Körfezi’nde konuşlandõrõlmõştõr. CTF-151 tarafõndan icra edilen harekâta halihazõrda Türkiye, ABD, Singapur ve Kore Cumhuriyeti’nden tefrik edilen 6 gemi destek sağlamaktadõr” denildi. Fotoğraf:AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle