17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 5 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Basın Özgürlüğü Değil... ‘Türkiye, gelecek yõl yüzde 2.2 büyür’ denilen AB raporunda, işsizlikte 2010’da bile hõzlõ düşüş beklenmiyor ‘Bu yõl yüzde 3.7 küçülürsünüz’ OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 - 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü ile çakışan, dünya ile ilişkilendirilerek Türkiye’de basın özgürlüğünün durumunun masaya yatırıldığı bilimsel toplantı, bek- lendiği üzere medyamızın ilgisini çekemedi. TGS’nin AB Gazeteciler Federasyonu ile ortaklaşa yürüttüğü, “Türkiye’de ifade özgürlüğü: Değişim için gazeteci sen- dikalarının güçlendirilmesi” programı kapsamında, 4 ay- lık dönemler için izlemeler de yapılıyor. Son dört ayın verileri; basın ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtla- malardaki artışları yeterince çarpıcı ortaya koyuyor. 11 sayfalık izleme raporu sonuçlarını bu köşeye ak- tarma, sığdırma olanağı yok; Terörle Mücadele, Türk Ceza yasalarının ilgili birçok maddesi ile bağlantılı, ba- sına yönelik baskılarda rakamlarla çarpıcı artışlar gözlemleniyor... Yasaklamalarda, kişilik hak ihlallerin- de, verilen cezalarda, gazetecilere sadece siyasi de- ğil, özlük ve örgütlenme haklarının kullanabilmeleri alan- larında.. çok yönlü baskılarda, giderek daralan bir çem- berin içindeler... “AB yolundaki Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü: Engeller ve sorunlar” başlıklı toplantı, medyanın ilgisini çekmese de, bilim insanları ile meslekten gelenlerin bi- rikimlerinin birleştirilmesi, ortak başlıklar altında tartı- şılmış olması nedeniyle, sorunların gerçek boyutları- nın bir fotoğrafının çekilebilmesi anlamında çok verimli, yararlı oldu: Kamuoyunun bilgilendirilmesi görevini yap- maya çalışan gazetecilerin kendi kimlik erozyonlarını yaratan baskılar karşısında nasıl çaresiz kaldıklarının bir boyutu, çalıştırılma koşulları... En düşük çalışma ko- şullarını düzenlemesi gereken yasaların boşluğu, ço- ğunluğun en alt düzeydeki çalışma, özlük, örgütlenme haklarından yararlanamamaları, sorunların belki de en görünen yüzü. Medyanın tekelleşme, siyasal serma- ye yapılanması ise sadece gazetecinin etik kimlik ve değerlerinin erozyonunun değil, halkın bilgilenme, gerçekleri öğrenebilme haklarını gasp eden boyutu... Seminerde de ortaya konan veriler, giderek tekel- leşen, giderek yeşillenen, cemaatlerin eline geçen, gi- derek iktidarın doğrudan denetiminde medya yapı- lanmasının ne kadar hızlı ve olumsuz değiştiğinin gös- tergelerini grafikler, renklerle çok çarpıcı sergiliyor. Hal- kın bilgilenme, gerçekleri görebilme hakkının demok- rasi, insan haklarına aykırı olarak nasıl hızla elinden alın- makta olduğunu da... Sonuç olarak basın özgürlüğü, gazetecinin hakları çerçevesinde gibi gözüken olumsuz gelişmeler, hak- lar gasplarının, aslında insan hakları, demokrasi, hal- kın hakları ile doğrudan ilişkisinin halka anlatılabilme- si, algılatılabilmesi en yaşamsal sorun olarak karşımı- za çıkıyor... İşte tam da bu nedenle iki günlük tartış- maların sonucu olarak özetlenebilecek gibi saptama- ların altını çizmekte yarar var: “Basın özgürlüğü” kavramı terk edilmelidir. Asıl olan halkın gerçekleri öğrenme, bilgi edinme, iletişim özgürlüğüdür. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin omurgası olan ifade özgürlüğü her koşulda, tüm ya- sal ve idari düzenlemelerde temel ilke olarak kabul edi- lerek korunmalıdır. Bilgi edinme hakkının anayasada yer alması zorunludur. İfade özgürlüğünün sonucu olan basın özgürlüğüne özel önem verilerek, anayasanın 28. maddesi “Basın özgürlüğü sansür edilemez. Basın öz- gürlüğünü sınırlayan yasalar yapılamaz” şeklinde de- ğiştirilmelidir. Kamuoyunun gözü kulağı olan gazetecilerin hakla- rı, halkın gerçekleri öğrenme, bilgi edinme ve iletişim özgürlüğü hakları için korunmalıdır. Bu koruma özel- likle gazetecinin çalışma ve iş koşullarının değiştiril- mesiyle başlamalıdır. 12 Eylül’den günümüze uzanan sendikal örgütlenme, toplusözleşme düzeni önünde- ki engeller ortadan kaldırılmalıdır. Evrensel ölçeklerde emeğin korunması, işçi ve gazetecilerin uluslararası standartlarda çalışma koşullarına kavuşturulmaları esastır. Özellikle tekelleşmenin sınırlandırılması gereklidir. Medya sermayesinin, gazetecinin iş güvencesini de or- tadan kaldıran siyasi, sermaye egemenliğinden arın- dırılmasını öngören yasal, idari önlemler alınmalıdır. Ba- sın özgürlüğü siyasi iktidarın ya da başka inanç ör- gütlenme odaklarının, sermayenin denetiminde, pat- ronajın tehdidi altında çalışan gazeteciler eliyle savu- nulamaz. Hangi gerekçe ile olursa olsun, özgürlüklerden, ba- sın özgürlüğünden vazgeçen toplumlarda, aslında top- lumların kendileri kendi güvenliklerinden vazgeçmiş- lerdir. Bu nedenle demokratik toplum düzeni, ölçülü- lük ilkelerini aşan sınırlandırmalar her zaman demok- rasiye ve çoğulculuğa aykırıdır. [email protected] Türk ekonomisinin bu yõl ihracatta daralma, iç talebin hõzlõ biçimde azalmasõ ve dõş finansman engelleriyle karşõ karşõya kalacağõna dikkat çekilen AB’nin ekonomik tahminler raporuna göre; Türkiye’nin genç nüfusu dikkate alõndõğõnda 2010’da ulaşõlmasõ beklenen mütevazi büyüme rakamlarõ bile işsize çare olamayacak. ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB Komisyonu’nun Ekonomik ve Finansal İşler Direk- törlüğü 2009 için yayõmladõğõ ilk tah- minde Türkiye’de GSYİH’nõn bu yõl sabit fiyatlarla yüzde 3.7 küçülece- ği, 2010’da ise yüzde 2.2 büyüyeceği öngörüsünde bulundu. AB Komisyonu Ekonomik ve Fi- nansal İşler Direktörlüğü’nün yõlda iki kez yayõmladõğõ tahmin raporla- rõndan ilki yayõmlandõ. Türkiye’deki daralmanõn nedenleri arasõnda “politik belirsizliğin” de sayõldõğõ raporda, Türkiye’ye “İh- racat azalırken, imalat sanayi hız kaybediyor” başlõğõ altõnda iki say- fa ayrõldõ. Bahar tahminlerine göre, Türki- ye’de özel tüketim bu yõl yüzde 5.4 küçülecek, gelecek yõl yüzde 2.2 ar- tõş sağlayacak. Kamu tüketimi bu yõl 2.7, gelecek yõl ise yüzde 2.3 artõş gösterecek. İthalat yüzde 16 düşecek Brüt sabit sermaye de bu yõl yüz- de 7.9 azalma, gelecek yõl ise yüz- de 1.8 artõş kaydedilecek. Komisyona göre, ihracatta bu yõl yüzde 6.7 azalma, gelecek yõl yüz- de 1.9 artõş görülecek. İthalat bu yõl yüzde 15.9 azalacak, gelecek yõl 4.4 artõş sağlayacak. İş- sizlik oranõnõn bu yõl yüzde 13.1, ge- lecek yõl için yüzde 12.9 olarak tahmin edildiği raporda, “İşsizlikte hızlı bir azalma, 2010’daki ılımlı iyileşme sırasında bile olası gö- rülmüyor” denildi. Türkiye’nin 2008’in son çeyreği ve 2009’un ilk çeyreğinde bütçe yönetiminde belirgin bir başarõsõzlõk sergilediği vurgulanan raporda bu ba- şarõsõzlõğõn ana etmenleri olarak, ekonomik yavaşlama sõrasõnda, be- lediye seçimleri öncesinde kamu harcamalarõnõn artmasõ, özellikle sosyal güvenlik kurumlarõ, beledi- yeler ve personel giderleri için kay- nak aktarõlmasõ gösterildi. AB’de 8.5 milyon yeni işsiz Komisyonun 2009-2010 bahar ekonomik tahminlerinin açõklandõ- ğõ rapora göre gelecek aylarda AB’de işsizlik daha da artacak. 2006-2008 yõllarõ arasõnda 9.5 milyon kişiye istihdam yaratõlan AB’de 2009-2010 döneminde 8.5 milyon kişi işsiz kalacak. KÂRINI YÜZDE 25 ARTTIRDI GAP’ta domates tarımı,Tat Konserve’yi uçurdu Ekonomi Servisi - Son yõllarda üretimdeki ağõrlõğõnõ GAP’a kaydõran Tat Konserve hõzla büyümeyi sürdürüyor. Geçen yõlõ yüzde 15 büyüyerek 629 milyon TL’lik ciro ve 51.5 milyon YTL’lik Vergi Faiz Amortisman Öncesi Kâr (VFAÖ) ile kapatan şirket, bu yõlõn ilk çeyreğinde söz konusu kâr oranõnõ yüzde 25 artõşla 19.2 milyon TL’ye ulaştõrmayõ başardõ. Bu yõl ciroda yüzde 19 büyümeyi hedeflediklerini belirten Tat Konserve Sanayi A.Ş Genel Müdürü Güçlü Toker, özetle şunlarõ söyledi: “Tat Konserve 40 yıldır Koç Holding çatısı altında. Ortalama 1520 kişiyi istihdam ediyoruz. Çatımızda halen Tat, SEK, Maret, Pastavilla, Kartal, Fidan ve Lunch & Dinner markaları yer alıyor. GAP’ta tarım, salça üretimi, besi, kesimhane, parçalama konularında ciddi yatırımlar yapıyoruz. Buradaki Harranova şirketinin yüzde 58 hissesi Tat’ta, yüzde 57’si yine Koç’a bağlı Temel Gıda’da. Bu yıl 16 bin dönümde 150 bin ton domates işleyeceğiz. Dört yıl içinde GAP’ta üretip işlediğimiz domatesi 1 milyon tona ulaştıracağız. Aynı topraklardan ikinci ürün alıp besi için silajlık mısır ve buğday üretiyoruz. Geçen yıl Maret’e ait kesimhaneyi satın alıp buraya taşıdık, ette de domateste olduğu gibi kârlılık artmaya başladı. Besi operasyonu da büyüyor. 12 bin baş olan besi kesim kapasitesini yılın ilk çeyreğinde 15 bin başa yükselttik, iki yılda 25 bin başa çıkaracağız. Paketleme de buradan yapılıyor. Sürekli yeni ürün çıkarıyoruz. Tat soslarına Tat Kebap Sosu, haşlanmış bakliyat ürünlerine Tat Haşlanmış Yeşil Mercimek’i, sebze meyve sularına Turuncu’yu kattık. İş iyi olunca kredi sorunu da olmuyor; ocakta vadesi dolan toplam 70 milyon dolarlık kredi dilimi aynı miktarda, vadeleri uzatarak temin ettik. 2008’de 30 milyon dolarlık ihracat yaptık, bunu yüzde 50 arttıracağız.” Pamuk üretimi dibe vurdu 25milyonyolcukapasiteliterminalEkonomi Servisi - İstanbul Sabiha Gökçen (İSG) Üst Yöne- ticisi Gökhan Buğday, 29 Ekim- de açõlmasõ planlanan dõş hatlar terminalinin inşasõnõn yüzde 60’õnõn tamamlandõğõnõ söyledi. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararasõ Havalimanõ, 1 Ma- yõs 2008’de Limak Holding, GMR Infrastructure ve Ma- laysia Airports Holdings Ber- had (MAHB) ortaklõğõnda ku- rulan İSG’ye 1 milyar 932 mil- yon Avroya devredilmişti. Devrin birinci yõlõ için düzen- lenen toplantõda konuşan Buğday, yolcu sayõsõnõ bir yõlda yüzde 20 arttõrdõklarõnõ belirterek 2009’da yolcu sayõsõnõ 5.5 milyonun üze- rine çõkarmayõ hedeflediklerini ifade etti. Uçuş noktalarõna 14 ye- ni dõş ve 2 yeni iç hat ekledikle- rini belirten Buğday, şu anda havalimanõndan 42 havayolu ile 65 noktaya uçuş gerçekleştir- diklerini dile getirdi. Buğday, “ Havalimanının yıl- lık yolcu kapasitesini 25 mil- yona çıkaracak olan yeni ter- minal inşası için 336 milyon Av- ro proje finansmanı kredisi sağladık. Kredi için beş yıl ge- ri ödemesiz, 13.5 yıllık bir öde- me planı oluşturuldu. Şirket olarak krediyi beş yıl, ihaleyi ise üç yıl geri ödemesiz almamız büyük avantaj. Havalimanı olarak büyümeye devam ede- ceğiz. Roma, Paris, Sofya gibi uzun menzilli uçuşları da bün- yemize katma çalışmalarımız var” dedi. Ekonomi Servisi - ABD Ta- rõm Bakanlõğõ’nõn dõş tarõm servisinin hazõrladõğõ 2009 Tür- kiye raporuna göre, 2009’da pa- muk üretimi 400 bin tona dü- şecek. Rapora göre Türkiye’de ekili pamuk arazileri 300 bin hektara gerileyecek. 2009’da- ki bu düşüşle birlikte pamuk üretimi üç yõl üst üste gerilemiş olacak ve 1995’ten beri görü- len en düşük seviyeye inecek. Raporda Türkiye’deki çift- çilerin mõsõr ve sebze gibi ge- tirisi yüksek olan ürünlere yö- neldiğine dikkat çekilirken, kü- resel ekonomik koşullardan et- kilenen tekstil sektöründe 2009 satõşlarõnda toplam iç tüketimin 5.05 milyon balya olacağõ var- sayõlõrken, 3.1 milyon balyalõk ithalat yapõlacağõ öngörüldü. Rapor, pamuk üretiminde- ki azalmaya rağmen, Türki- ye’nin, hâlâ Amerika’nõn pa- muk ihracatõnõ karşõlayan ikinci büyük pazar olarak ka- lacağõnõ vurguladõ. Ege’nin pamuk ambarõ olarak bilinen Aydõn ve Söke ovalarõnda, geçen sezon 35-40 bin tonluk pamuk ekimi yapõlõrken, bu yõl ekimi planlanan 30 bin dekarlõk alana yağõşlar ne- deniyle girilemiyor. Aydõn Ziraat Odasõ Ge- nel Sekreteri Zeki Sarõoğlu, “Kõş yağõşlarõ- nõn uzun sürmesi, yerin ekim için tava ulaş- mamasõ, toprak õsõsõnõn uygun olmamasõ üretici için büyük bir açmaz. Ovadaki sular çekilmezse, ‘beyaz altõn’ diyarõ kõraç kalacak” dedi. (TEVFİK AKBAŞ) Yüzde 60’õ tamamlanan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanõ’nõn dõş hatlar terminali 29 Ekim 2009’da açõlacak. 3 şirketin ortaklõğõnda kurulan İSG’nin hedefi uzun menzilli uçuşlar. ABD Tarõm Bakanlõğõ Raporu: Türkiye’de üretimi bu yõl 400 bin tona düşecek olan pamukta, ekili araziler de 300 bin hektara gerileyecek. ‘BEYAZ ALTIN’ YAĞIŞ KURBANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle